1 / 35

ATATÜRK ve TARIM

ATATÜRK ve TARIM. Prof.Dr. İ. Hakkı İNAN Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Tarım Ekonomisi Bölümü-Tekirdağ. GİRİŞ.

allen-hays
Download Presentation

ATATÜRK ve TARIM

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. ATATÜRK ve TARIM Prof.Dr. İ. Hakkı İNAN Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Tarım Ekonomisi Bölümü-Tekirdağ

  2. GİRİŞ • Atatürk devrimlerinin temel felsefesi ve özü kuşku yok ki laiklik ilkesidir. Yani devrimlerin ana hedefi, teokratik düzene son vererek, devlet işlerinde din ile dünya işlerini birbirinden ayırmaktır. • İlk mecliste bir oturum sırasında üyelerden biri lâikliğin ne manaya geldiğini anlamadığını söyleyince Gazi çok sinirlenmiş ve elini kürsüye vurarak din bilgini olan bu üyeye cevap vermişti: "Adam olmak demektir hocam, adam olmak!"

  3. ATATÜRK İLKELERİ • Atatürkçülüğün bir Kemalist ideoloji olarak benimsenmesi CHP’nin 1931’deki III. Kurultayı’nda olmuştur. Burada; • Milliyetçilik • Cumhuriyetçilik • Halkçılık ilkelerine, • Laiklik • Devletçilik • Devrimcilik (İnkılapçılık) ilkeleri eklenmiştir.

  4. ATATÜRK İLKELERİ • “Din, bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye muhalif değiliz. Biz sadece din işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyor; kasta ve fiile dayanan taassupkâr (bağnaz) hareketlerden sakınıyoruz. Gericilere asla fırsat vermeyeceğiz.” 1922 • Bu altı ilke ile çağdaş dünyaya halkla birlikte açılma amaçlanıyordu. • Bu ilkelere ek olarak Atatürk’ün başka ülkelerle dostluğa dayalı barışçı dış politika anlayışını da bir ilke olarak kabul etmek yerinde olur. “Yurtta Barış, Dünya’da Barış” sözü bunun işaretidir.

  5. ATATÜRK DEVRİMLERİ • 1 Kasım 1922 - Saltanat ile hilafetin ayrılması ve saltanatın kaldırılması. • 29 Ekim1923 - Cumhuriyetin ilanı, • 3 Mart 1924 - Hilafetin kaldırılması ve Osmanlı Hanedanının yurt dışı edilmesi. • 3 Mart 1924 - Medreselerin kaldırılarak eğitimin birleştirilmesi ve modernleştirilmesi. • 3 Mart 1924 - Şeriye ve Evkaf Bakanlılarının kaldırılması, • 20 Nisan 1924 - Yeni Anayasanın kabulü , • 12 Şubat 1925 - Aşar vergisinin kaldırılması, • 25 Kasım 1925 - Şapka ve Yeni Giyim Yasasının kabulü,

  6. ATATÜRK DEVRİMLERİ • 30 Kasım 1925 - Tekke ve zaviyelerin kapatılması, • 26 Aralık 1925 - Yeni takvim ve saat sisteminin kabulü, • 17 Şubat 1926 - Medeni Yasanın kabulü • 1 Mart 1926 - Ceza Yasasının kabulü, • 29 Mayıs 1926 - Ticaret Yasasının kabulü, • 10 Nisan 1928 – İslam dininin devlet dini olmaktan çıkarılarak laikliğin kabulü, • 3 Kasım 1928 - Latin alfabesinin kabulü, • 29 Mart 1931 - Yeni ölçü ve ağırlık sistemlerinin kabulü, • 26 Haziran 1934 - Soyadı Yasasının kabulü, • 5 Aralık 1934 - Kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanıyan yasanın kabulü (İsviçre’de çok daha sonra tanındı)

  7. Atatürk devrimlerinin büyük kısmı 1923 ile 1928 yılları arasında yani sadece 5 yıl içinde tamamlanmıştır. Yeni Türk harflerinin kabul edilmesiyle okuma ve yazma Arap harflerine göre çok daha çabuk öğrenilmektedir. XII. asırdan beri kullanılan eski Arap harflerinden kurtulmak, ancak Atatürk’ün başarabileceği bir işti. Çünkü matbaa icat edildikten ancak 300 yıl sonra kabul görmüş ve matbaaya izin verilen Fetva’da, Kuranın basılmama koşulu getirilmiştir. ATATÜRK DEVRİMLERİ

  8. ATATÜRK DEVRİMLERİ • Atatürk devrimleri yaparken yanında bir avuç aydının dahi hayal edemeyeceği kadar ileri bir cesaret ve görüşe sahipti. Çünkü milli mücadele ruhu ile şahlanmış mecliste son derece tutucu milletvekilleri de vardı. Örneğin bir milletvekili; “ Efendim Kuran-ı Kerim varken kanun yapmaya ne gerek var?” diye bağırarak meclisi terk etmiştir. Hatta o dönemde “Resim dersi”nin adı “Çizgi dersi” olarak değiştirilmek zorunda kalınmıştır. Çünkü o zaman ki bağnazlara göre resim “günah” idi. • Atatürk yenilikleri topluma zorla değil, teşvik ile, bazen yorucu fakat sabırla yürüttüğü ikna edici konuşmalarla demokratik yöntemlerle benimsettirmiştir.

  9. ATATÜRK’ÜN KURTULUŞ SAVAŞI ANILARI Atatürk’ün Meclisteki tarihi konuşması: “Bazı arkadaşların Kurtuluş Savaşının başarılamayacağını sanarak, memleketlerine dönmek istediklerini duydum. Arkadaşlar! Ben sizleri, bu ulusal davaya silah zoruyla çağırmadım. Sizi burada tutmak için silahım da yoktur. Memleketlerinize dönebilirsiniz. Ama şunu bilin ki, bütün arkadaşlarım beni yalnız bırakıp gitseler, ben bu Meclis’te tek başıma kalsam da, mücadeleye yemin ettim.

  10. ATATÜRK’ÜN KURTULUŞ SAVAŞI ANILARI Düşman, adım adım her yeri ele geçirerek Ankara’ya kadar gelirse, ben bir elime silahımı, bir elime de Türk Bayrağını alıp Elmadağı’na çıkacağım. Burada tek başıma son kurşunuma kadar düşmanla çarpışacağım. Sonra da bu kutsal bayrağı göğsüme sarıp şehit olacağım. Bu bayrak kanımı sindire sindire emerken, ben de ulusum adına hayatıma son vereceğim. Huzurunuzda buna and içiyorum!” 1920

  11. DÜNYA’NIN GÖZÜNDE ATATÜRK • YÜZYILIN DAHİSİ Yüzyıllar nadir olarak dahi yetiştirir. Şu talihsizliğimize bakın ki, o büyük dahi çağımızda Türk milletine nasip oldu. İngiltere Başbakanı D.Lloyd George 1922 • O, YARINI GÖRÜRDÜ Atatürk, tarih boyunca gelip geçmiş en büyük devlet adamlarından biridir. Hiçbir zaman yaşadığı zamanın üzerinde durmamış, ileriyi görerek iş yapmıştır. Atatürk’ü Mussolini ve Hitler’den ayıran işte bu niteliktir. Onlar her yaptıklarında kendilerini düşünerek hareket ediyorlardı. Atatürk, kendisinden ötesini, 20-30 yıl ilerisini görerek hareket ederdi. Lord Kinross

  12. DÜNYA’NIN GÖZÜNDE ATATÜRK • “ONA NASIL HAYRAN OLMAYAYIM?” • Paşa, size nasıl hayran olmayayım? Ben Fransa’da laik bir hükümet kurmuştum. Bu hükümeti Papa’nın Paris’teki temsilcisinin yardımıyla papazlar devirdi. Siz ise bir Hilafeti kaldırdınız ve gerçek anlamıyla laik bir devlet kurdunuz. Siz, bu taassup içinde laikliği bu topluma nasıl kabul ettirdiniz? Dehanızın büyük eseri laik bir Türkiye yaratmak olmuştur. • Eduard Herriot Fransa Başbakanı 1933 • EN BÜYÜK DEVLET ADAMI • Mustafa Kemal hakkında bilgiyi onu çok iyi tanıyan birinden edindim. SSCB’nin Dışişleri Bakanı Litvinof’la görüşürken, onun fikrince bütün Avrupa’nın en değerli ve ilgi çekici devlet adamının bugün Avrupa’da yaşamadığını, Ankara’da yaşadığını, bunun Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal olduğunu söyledi. • Franklin D. Roosevelt ABD Başkanı 1937 • Norveç lisanında “ATATÜRK gibi düşünmek” deyimi vardır.Norveçliler bu deyimi çok sık kullanırlar. Çözmekte zorlandığı bir problemle karşılaşan Norveç’liye arkadaşları “Bir de Atatürk gibi düşün, bu problemin mutlaka bir çözümü vardır” derler. ” Norveççe’den çok bizim dilimizin bu deyime fazlasıyla ihtiyacı var diye düşünmeden de edemedim.

  13. ATATÜRK’ÜN TÜRK KÖYLÜSÜ HAKKINDA GÖRÜŞLERİ Atatürk “Türkiye’nin Gerçek Sahibi ve Efendisi, Hakiki Üretici Olan Köylüdür.” dediği zaman bu sözü rastgele kullanmamıştır. Atatürk kanlarını bu vatan uğruna akıtan, kemiklerini vatan topraklarında bırakan, toplumu besleyen ve çoğu zaman hor görülen, hatta bazen köle gibi görülen bir kitlenin önünde saygı ile eğilelim demek istemiştir. Çünkü Atatürk uzun askerlik yaşamında Mehmetçikle yakından ilgilenmiş ve Türk köylüsünü çok iyi tanımıştır, Onun ıstırabını yakından görmüş, ondaki cevheri yakından sezmiştir. Atatürk Kurtuluş Savaşına da bu cevhere güvenerek başlamış ve bir konuşmasında “Türk köylüsü olmasaydı bu işi başaramazdık” demiştir.

  14. ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ • Tarımda da büyük yenilikler yapılmıştır. Atatürk bugünkü orman çiftliğinin arazisini satın alarak buraya bir çiftlik kurmak istediği zaman uzmanlar buna karşı çıkmışlardır. • Bir yabancı uzman: “Bu bozkır, kıraç, çıplak ve hatta kısmen bataklık olan arazide bir çiftlik kurulamayacağını ve bu arazide ya para tükenir ya da sabır” diyerek umutsuzluğunu dile getirmiştir. • Atatürk karşı çıkarak şöyle demiştir: “Evet burası verimsiz ve bataklık bir arazi ama biz burayı ıslah edemezsek kim gelip ıslah edecek?” • Bugünkü “Atatürk Orman Çiftliği” böyle kurulmuştur. • Bu çiftlik bugün Ankara’nın yanı başında ve içinde hayvanat bahçesi bulunan yeşil bir cennettir. Ankaralıların mesire ve piknik yeridir. • Ayrıca bu çiftlik uzun süre A.Ü. Ziraat Fakültesi öğrencileri için staj yeri olmuştur. Cumhuriyet döneminin ve Ankara’nın ilk bira ve malt fabrikası ve Ankara’nın ilk pastörize süt, ayran fabrikası burada kurulmuştur.

  15. ATATÜRK’ÜN ÇİFTLİKLERİ ve HAYVAN SEVGİSİ • Atatürk ayrıca, Dörtyol Portakal Çiftliği, Yalova Baltacı Çiftliği, Silifke Tekir Çiftliği ve Tarsus Puloğlu Çiftliği’nin sahibi idi. Atatürk bu örnek çiftlikleri 11.5.1937 tarihinde Türk Milletine hediye etmiştir. • Atatürk hayvanları çok severdi. En çok sevdiği hayvanlar sırasıyla at ve köpekti. Kuşları da severdi. Çankaya Köşkünde özel bir bakıcının ilgilendiği güvercinleri vardı. • “Fox” adını verdiği köpeği Gazi’nin yatak ucunda uyurdu. Hayvanlara o kadar düşkündü ki bir gün misafirlerinin görebilmesi için bir kısrakla yeni doğmuş tayını Çankaya Köşkü kabul salonuna getirtmişti. • Her gün at biner, sık sık yüzmeye gider ve bilardo oynardı.

  16. ATATÜRK’ÜN AĞAÇ SEVGİSİ • Yıl 1930 ATATÜRK Yalova köşküne gitmektedir. O sırada bir bahçıvan koca bir çınar ağacını kesmek üzeredir. Bahçıvana; “Sen hayatında hiç böyle bir ağaç yetiştirdin mi ki? Kesmeye muktedir görüyorsun kendini?” der. • Bahçıvan; “Paşam çınar ağacının kökleri köşkün temelini kaldırdı, dalları ve yaprakları da köşkün pencerelerini zorluyor. Köşkü kaybetmemek için ağacı kesiyoruz” der. Atatürk bir an düşünür; “Hayır gerekirse köşkü ağaçtan uzaklaştırırız” der. Atatürk’ün olmayacak bir şeyin peşinde olduğu düşünülür. • Atatürk mühendis, mimar ya da ziraatçı olmadığı halde, İstanbul’dan Yalova’ya tramvay rayları getirtir. Köşkün temelinin açılmasına kazma kürekle bizzat katılarak köşkü ağaçtan 4 metre 80 santim kenara çeker. Cumhuriyetimiz gibi ayakta durmakta olan çınar ağacının kurtarır. • 1996’da Amerika da eski ve ünlü bir müzikholün hiç yıkılmadan dünyada ilk kez uygulanan bir yöntemle raylar üzerinde 2 metre kenara çekildiği haberi basında 5 kez verildi. Oysa Atatürk 1930 yılında köşkü 4.8 metre yana çekmişti.

  17. ATATÜRK ÇİÇEĞİ • Bizler Atatürk’ün doğa tutkusunu ve çevre bilincini iyi değerlendiremedik. Ama dünya onun çevreye saygısını çok iyi değerlendirmiş. • 28 Temmuz 1933 günün Cumhuriyet gazetesinde dikkati çekmeyen inanılmaz bir haber yer aldı. Gazete haberi şöyleydi: “Chicago özel, geçenlerde Vanderbilt Üniversitesi profesörlerinden Dr. Kirk Land’ın laboratuarlarında muhtelif ameliyeler neticesinde kırmızı renkte yeni bir çiçek elde edilmiştir. Profesör bu yeni çiçeğe isim ararken, Tarsus Kolejinde ATATÜRK’le tanışmış, ondaki tabiat bilgi ve ilgisine hayran olan profesör arkadaşı bu çiçeğe ATATÜRK isminin verilmesini önermiştir. • Bu öneri dünya nebatat dairesine iletilmiş ve ATATÜRK’ün yaptığı çalışmaların anlatıldığı toplantıda oy birliğiyle kabul edilmiştir”. Dünyadaki bu çiçek Gazi ATATÜRK adıyla üretiliyor ve satılıyor. Oysa ATATÜRK çiçeğinin adını biz koyduk zannediyorduk. • Dünya’da bir çiçeğe adını veren, başka hiçbir lider yok. Çünkü doğayla bu kadar bütünleşebilen bir lideri dünya tarihi yazmamıştır.

  18. EKONOMİNİN VE TARIMIN ÖNEMİ “Tarih, milletimizin, gerileme ve yıkılma nedenlerini araştırırken, bir çok politik, askeri ve sosyal sebepler bulmakta ve saymaktadır. Şüphe yoktur ki, bütün bu nedenler, sosyal gerçekler olarak toplum üzerinde etkilidir.” “Bir milletin doğrudan doğruya yaşantısı ile ilgili olan, o milletin ekonomik durumudur. Tarihin ve tecrübenin süzgecinden arta kalan bu hakikat, bizim ulusal yaşantımızda ve ulusal tarihimizde, tamamen kendini göstermiştir.” “Gerçekten de Türk Tarihi incelenecek olunursa, gerileme ve yıkılma nedenlerinin ekonomik problemlerden başka bir şey olmadığı derhal anlaşılır.” “Ekonomi demek her şey demektir. Yaşamak için, mutlu olmak için, insan varlığı için ne gerekiyorsa onların tümü demektir. tarım demektir, ticaret demektir. Yaşayabilmek için kesinlikle ekonomik davranılmalıdır. 1924 Bağımsızlığın bütünlüğü, ancak ekonomik bağımsızlıkla mümkündür.” 2005 yılında, Amerika'nın en ünlü ekonomistlerinden birisi olan Mr. Johns`un önerisi şöyledir: "Türkiye ekonomiyle savaşta bir tek Atatürk' ü örnek alsın yeter"

  19. KILIÇ VE SABAN Zaferinin aracı yalnız kılıçtan oluşan bir ulus, bir gün girdiği yerden kovulur, alçaltılır, acınası ve ezik duruma düşer. Öyle ulusların acınası ve ezik durumu, o kadar büyük ve üzücü olur ki, kendi ülkesinde bile mahkum ve tutsak duruma düşer. Onun için gerçek işgaller yalnız kılıçla değil, sabanla yapılandır. Ulusları yurtlarına bağlamanın, ulusa denge sağlamanın aracı sabandır. Saban kılıç gibi değildir. O kullanıldıkça güçlenir. Kılıç kullanan kol çok geçmeden yorulduğu halde, saban kullanan kol zaman geçtikçe toprağın daha çok sahibi olur. Kılıç ve saban; bu iki işgalciden birincisi ikincisine sürekli yenildi. Tarihin bütün olayları ve yaşamın bütün gözlemleri bunu Doğruluyor. 1923

  20. KÖY ÖĞRETMENLERİNİN TARIM KOOPERATİFLERİNİN YAYILMASINDAKİ ROLÜ “Çağdaş ekonomi politikasının simgesi haline gelen kooperatif örgütünün, ülkemizde de yayılması hususunda hizmet edecek kimseler, her an çiftçi ve halkla temas olanakları bulunan kasaba ve köy öğretmenleridir. Ülkesini seven her Türk kasaba ve köy öğretmeni, köylerimizi iktisadi ve sosyal yönden yükseltecek bu kuruluşların ülkemizde yayılması hususunda var güçleriyle çalışmayı vicdani ve kutsal bir görev saymalıdırlar.”

  21. “Ben de çiftçi olduğumdan biliyorum, makinesiz ziraat yapılmaz, el emeği güçtür, birleşiniz, birlikte makine alınız.”

  22. ÜRETİCİLERİN TARIM KOOPERATİFLERİNDE ÖRGÜTLENMESİ “Bu yıl tarımsal kooperatif örgütlenmeye başlanmış olması bizi özellikle mutlu ediyor. Bu kooperatifleri ülkenin her tarafına yaymayı çok istiyoruz.”

  23. CUMHURİYET HÜKÜMETİNİN KOOPERATİFLERE DESTEĞİ “Görüşleriniz içinde ekonomik alanda çok pratik noktalara değindiniz. Örneğin; Kooperatifler. Şurada, burada halk veya aydınların teşebbüsü ile eyleme dönüşen değerli hasılalar görülmektedir. Hükümetimizin de bu gibi teşebbüsleri desteklemesi gerekir. Cumhuriyet Hükümetinin tabii bu gereğin bilincinde olduğuna kuşku yoktur.”

  24. ATATÜRK’ÜN TARIM KOOPERATİFİ TANIMI • "Kanaatim odur ki, muhakkak surette birleşmede kuvvet vardır. Kooperatif yapmak, maddi ve manevi kuvvetleri, zeka ve maharetleri birleştirmektir. Yoksa bir zayıf ile bir kuvvetlinin birleşmesinden bahsetmiyorum. Birleşmenin böylesi zayıf olanın kuvvetliye esir olması demektir. • Ege bölgesindeki bütün insanların hasılalarını ve gayretlerini birleştirmesi kuşkusuz çok verimli sonuçlar verecektir. Türkiye’nin çalışma hayatı ve varlığını göz önüne alınca, birleşmeden dolayı fayda ve yararların çok büyük olacağı sonucuna varacağınızdan kuşku duymuyorum. Üreticilerin birleşmesinden kişisel çıkarlarının azalacağını düşünenler tabii şikayet edeceklerdir.”

  25. “Çiftçilerimizi kredi ve üretim kooperatifleri gibi ekonomik kuruluşlara kavuşturmak ve bu kuruluşları geliştirmek ve çoğaltmak amaçtır.”

  26. “Kooperatif teşkilatı her yerde sevilmiştir. Kredi ve satış için olduğu gibi istihsal (üretim) vasıtalarını öğretip kullandırmak için de kooperatiflerden istifadeyi mümkün görüyoruz.”

  27. KEMALİZM’İN EKONOMİK REJİMİ KOOPERATİFÇİLİK “Ne liberal ve ne de komünist olan Kemalizm’in en tabii ve makul ekonomik rejimi yalnız ve yalnız kooperatifçiliktir. İşte yarınki Kemalizm’in biricik ekonomik ideali”

  28. ATATÜRK’ÜN KÖYLÜLERLE BİRLİKTE SİLİFKE TEKİR ÇİFTLİĞİNDE TARIM KREDİ KOOPERATİFİ KURMAK İÇİN VERDİĞİ DİLEKÇE “Silifke Ziraat Bankasına, Merkezi Tekir Çiftliği olmak ve Arkarası, Persenti, Avşar, Karadereli, Tekir, Tekirkoyuncu, Türkmenli, Türkmenaşağı, Tozara köylerini de ihtiva etmek üzere mıntıkanızda 2836 sayılı Tarım Kredi Kooperatifleri Kanununa uygun bir tarım kredi kooperatifi kurmak istiyoruz. Dileğimiz bankanızca da muvafık görüldüğü takdirde imzalanmak üzere 6 nüsha ana mukavelenamenin Ekonomi Bakanlığınca tasdik ve noterlikçe tescil muamelelerinin ifası için gereğinin yapılmasını dileriz.”

  29. ATATÜRK’ÜN CELAL BAYAR’A TEŞEKKÜRÜ “Tarım kredi kooperatiflerinin ilki olan Tekir kooperatifinin muamelelerinin bittiğini sevinerek öğrendim. Bu kooperatife 1 nolu üye olarak bulunmamı muhabbetle yad etmenize teşekkür ederim. Tarım Kredi Kooperatiflerinin bütün yurdu kaplamasını başarı ve gayretlerinizden bekliyoruz.” Günümüzde Silifke’ye taşınmış olan bu kooperatifin adı “Atatürk Tekir Tarım Kredi Kooperatifi” olmuştur. Kuruluş dilekçesinin verildiği 30 Haziran günü ise son yıllarda çeşitli kooperatif örgütlerince “Kooperatifçilik Bayramı” olarak kutlanmaktadır.

  30. MİLLİ EKONOMİNİN TEMELİ ZİRAAT 1 Kasım 1937’de Atatürk TBMM’nin son açılış konuşmasına şöyle başlamıştır: “Milli ekonomimizin temeli ziraattır. Bunun içindir ki tarımda kalkınmaya büyük önem vermekteyiz. Köylere kadar yayılacak programlı ve pratik çalışmalar bu amaca erişmeyi kolaylaştıracaktır.” Atatürk ulusal tarım politikasının hedeflerini açıklayan kendi sesinden yaptığı bu son konuşmasında: “Köyde ve yakın köylerde müşterek harman makineleri kullandırma köylülerin ayrılamayacağı bir adet haline getirilmelidir.” demiştir. Ülkemizde örneğine bugün bile pek rastlanmayan, ancak Avrupa ülkelerinde günümüzde çok yaygın olan makine kullanma kooperatiflerinin önemini daha o yıllarda ortaya koymuştur.

  31. ATATÜRK’ÜN GIDA SANAYİ HAKKINDA GÖRÜŞLERİ Atatürk, 1 Kasım 1937’de yaptığı bu son konuşmasında tarıma dayalı sanayinin önemini de vurgulamıştır: “Ziraat sanayi bilhassa üzerinde meşgul olacağımız mevzu olacaktır. Bu arada sütçülüğe, süt sanayine hususi önem vermekteyiz. Sırasıyla şehir ve kasabalarımızın temiz ve ucuz süt mamulatı ihtiyacını temin edecek fabrikalar tesisine ve bununla ahenkli bir surette köylerdeki sütleri kıymetlendirecek ve satışı kolaylaştıracak kooperatifler teşkiline çalışılacaktır.”

  32. ATATÜRK’ÜN VİZYONU VE ÖNSEZİ YETENEĞİ • 1907 yılında Atatürk, Musul ve Kerkük hariç bugünkü Türkiye haritasının neredeyse aynısını çizmiştir. • Çanakkale savaşından 2 ay önce İngiliz ve Fransızların saldıracakları noktaları söylemiştir. • 1932 yılında Amerikalı general McArthur’a şunları söylemiştir: “Almanlar kendilerini siyasi bir akıma bırakırlarsa, 1940-1945 yılları arasında savaşırlar. Bu savaş çok kanlı olur, ancak ABD müdahale ederse biter ve savaşın galibi Rusya olur.” • 1936 yılında “60 yıl sonra Rusya 60 parça olur.” demiştir.

  33. Atatürk’ün ne kadar sevildiği ölümünde anlaşılmıştır. Bütün vatan günlerce, haftalarca, hatta aylarca gözyaşı dökmüştür onun arkasından. Hiçbir önder hiçbir yerde bu kadar sevilmemiş ve bu kadar önemli yeteneklere bir arada sahip olmamıştır.

  34. ATATÜRK’ÜN MANEVİ MİRASI:BİLİM VE AKIL • Atatürk’ün Türk ulusuna manevi mirası bilim ve akıldır. Bir konuşmasında bu konuda şunları söylemiştir: “Ben, manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır. Benim, Türk Milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Bundan sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerine akıl ve bilim rehberliğini kabul ederlerse manevi mirasçılarım olurlar.”

  35. Kalbimizdesin

More Related