1 / 49

TÜRK VERGİ SİSTEMİ

TÜRK VERGİ SİSTEMİ. Öğretim Görevlisi Süleyman DAL. KURUMLAR VERGİSİ. KURUMLAR VERGİSİNİN KONUSU, VERGİYİ DOĞURAN OLAY, MÜKELLEFLERİ VE MÜKELLEFİYET. I- KURUMLAR VERGİSİNİN KONUSU.

chyna
Download Presentation

TÜRK VERGİ SİSTEMİ

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. TÜRK VERGİ SİSTEMİ Öğretim Görevlisi Süleyman DAL

  2. KURUMLAR VERGİSİ KURUMLAR VERGİSİNİN KONUSU, VERGİYİ DOĞURAN OLAY, MÜKELLEFLERİ VE MÜKELLEFİYET

  3. I- KURUMLAR VERGİSİNİN KONUSU Kurumlar vergisinin konusunu kurum kazançları oluşturur. Verginin konusunu oluşturan kazanç, gelir vergisinin konusuna giren gelir unsurlarından meydana gelir. Gelir vergisinde gelir unsurları ise; • Ticari kazanç, • Zirai kazanç, • Serbest meslek kazançları, • Ücretler, • Gayrimenkul sermaye iratları, • Menkul sermaye iratları, • Diğer kazanç ve iratlar • şeklinde sayıldığına göre, bunlar aynı zamanda kurum kazancının unsurları olarak dikkate alınacaktır.

  4. II- KURUMLAR VERGİSİNDE VERGİYİ DOĞURAN OLAY Kurumlar vergisinde vergi doğuran olay, gelir vergisine uygun olarak geliri yani kurum kazancının elde edilmesidir. Elde etme, genel olarak bir değerin kurumun mal varlığına katılması olarak ifade edilir

  5. A- TAM MÜKELLEFİYETTE ELDE ETME Kurum kazancının tespitinde gelir vergisinin ticari kazanç hükümlerinin uygulanacağından gelirin elde edilmesi açısından belirlenmiş olan tahsil ve tahakkuk esasları kurum kazançları için de geçerli olmaktadır. Tahakkuk, yapılan işlemin nitelik ve tutar itibariyle kesinleşmesi ve alacak olarak talep edilebilir durumda olması demektir. O halde, elde etme açısından tahsil esası gelirin fiilen elde edilmesini dikkate alırken, tahakkuk esası gelirin kesinleşmesini (hesaben veya kayden) yeterli görmektedir.

  6. B- DAR MÜKELLEFİYETTE ELDE ETME Dar mükellefiyete tabi kurumlar gelir unsurlarının hangisinden gelir elde etmiş olurlarsa olsunlar bunlar kurum kazancı olarak dikkate alınacaktır. Sadece ticari veya zirai faaliyette bulunan ya da en az bunlardan birisiyle birlikte diğer gelir unsurlarından gelir sağlayan kurumlar için elde etme, tüm gelirler itibariyle hem tahsil hem de tahakkuk esasına bağlanmıştır. Dar mükellef bir kurum açısından da gelirin tahsil veya tahakkuk etmesi, elde edilmesi için yeterlidir.

  7. III- KURUMLAR VERGİSİ MÜKELLEFLERİ Kurumlar vergisi mükellefleri kurumlar vergisi kanunun I. maddesinde beş grup altında toplanarak ifade edilmiştir. Bu mükellefler, • Sermaye şirketleri, • Kooperatifler, • İktisadi kamu kuruluşları, • Dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler, • İş ortaklıkları.

  8. A- SERMÂYE ŞİRKETLERİ Kurumlar vergisi itibariyle mükellef durumunda olan şirketler sermaye şirketleridir. Sermaye şirketleri ise anonim, limitet, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerden oluşur. Türk Ticaret Kanunu'na göre kurulan şahıs şirketi olarak kabul edilen kollektif, adi komandit şirketler ile adi şirketlerin kendileri değil, ortaklan itibariyle gelir vergisi çerçevesinde vergilendirilirler.

  9. B- KOOPERATİFLER Kooperatifler Kanunu'na veya özel kanunlarına göre kurulan kooperatifler ile benzer nitelikteki yabancı kooperatifler vergi mükellefi olarak sayılmıştır. Okul kooperatifleri gibi dernek veya adi şirket mahiyetinde olanlar kurumlar vergisi açısından kooperatif sayılmaz ve kurumlar vergisi mükellefi olmazlar. Ancak bunların kooperatifler Kanunu'na göre kurulmaları veya bir derneğin iktisadi İşletmesi şeklinde örgütlenmeleri halinde vergilendirilirler.

  10. C- İKTİSADİ KAMU KURULUŞLARI Farklı hukuki statülerde kurulmuş olmakla birlikte kamu kurumlarının işlettikleri iktisadi işletmeler verginin mükellefi sayılmışlardır. Yabancı kamu idare ve kuruluşlarına ait iktisadi işletmeler de verginin mükellefi olmak durumundadır.

  11. Kanundaki hükümler bir bütün olarak değerlendirildiğinde iktisadi kamu müesseselerinin vergilendirilebilmesi için bazı şartların varlığını aramak gereklir Bunlar (i) İktisadi kamu kuruluşları devlete, mahalli idarelere ve diğer kamu idare­lerine ve kuruluşlarına ait veya bağlı olmalıdır, (ii) Kuruluşların faaliyetleri devamlı olmalıdır, (iii) Kuruluşlar ticari, sınai veya zirai İşletmeler mahiyetinde olmalıdır, (iv) Bu müesseseler sermaye şirketi veya kooperatif şeklinde kurulmamalıdır.

  12. D- DERNEK VE VAKIFLARA AİT İKTİSADİ İŞLETMELER Dernek ve vakıflar kuruluş amaçları itibariyle kazanç elde etmek gibi iktisadi amaç taşımazlar. Bunlar bir ideale ulaşmayı amaç edinirler. Bu nedenle dernek ve vakıflar salt amaçlan dolayısıyla kurumlar vergisinin mükellefi olmazlar. Dernek ve vakıflar amaçlarını gerçekleştirmek için bazı iktisadi faaliyetlerde bulunduklarında durum vergi mükellefiyeti kapsamında değerlendirilir.

  13. E- İŞ ORTAKLIKLARI İş ortaklıkları genel olarak belirli bir sonuca yönelik işin bitimine kadar geçerli olmak üzere kurulan ortaklıklar olup, ortaklarının birlikte hareket etme kararlılığını içeren anlaşmalardır. KVK'ya göre iş ortaklıkları, kurumların kendi aralarında veya şahıs ortaklıkları ya da gerçek kişilerle, belirli bir işin birlikte yapılmasını ortaklaşa yüklenmek ve kazancı paylaşmak amacıyla kurdukları ortaklıklardır (md. 2/8). İş ortaklıklarının tüzel kişiliklerinin olmaması mükellefiyetlerini etkilemez.

  14. Bir ortaklığın iş ortaklığı olarak değerlendirilebilmesi için: • Ortaklardan en az birinin kurumlar vergisi mükellefi olması, • Ortaklığın belirli bir işi birlikte sonuçlandırma amacına yönelik düzenlenen anlaşmayla kurulması, • İş ortaklığı ile işin sahibi arasında taahhüt sözleşmesi yapılması, • Yapılacak işin belli ve işin tamamından ortakların birlikte sorumlu olması, İşin tamamlanması sonucunda ortaya çıkan kazancın paylaşılması, • gerekmektedir.

  15. IV- KURUMLAR VERGİSİNDE MÜKELLEFİYET A- TAM MÜKELLEFİYET Kurumlar vergisi mükelleflerinden tüzel kişiliğe sahip olanlardan kanuni ve­ya iş merkezlerinden herhangi biri Türkiye'de bulunanlar tam mükellef olarak kabul edilir.

  16. B- DAR MÜKELLEFİYET Kanuni ve iş merkezinin her ikisi de Türkiye dışında bulunan kurumlar Türkiye'den kazanç elde etmeleri halinde dar mükellef sayılırlar ve dar mükellefiyet esasına göre vergilendirilirler. Dar mükellef kurumlar sadece Türkiye içinde elde ettikleri kazançlar itibariyle Türkiye tarafından vergilendirilirler. O halde, bir dar mükellefin Türkiye dışından gelir elde etmesi halinde bunları Türkiye'ye bildirmesine gerek yoktur.

  17. KURUMLAR VERGİSİNDE MATRAHIN TESPİTİ

  18. I- KAZANÇ TESPİTİNDEKİ USUL A- TAM MÜKELLEFLERDE USUL Kurumların VUK'nın 176. 177. ve 178. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, her türlü ticaret şirketleri ile kurumlar vergisine tabi diğer tüzel kişilerin birinci sınıf tüccar olarak değerlendirileceği genel kuralı getirilmiştir. Birinci sınıf tüccarların kazançlarının tespitinde takip edilen yolun bilanço esası olması nedeniyle kurumlar vergisi mükellefleri de bilanço esasına göre defter tutarak kazançlarının safi tutarını bulacaklardır. Ancak, ticaret şirketleri ve kooperatifler dışında kalan kurumlar vergisi mükelleflerinden, işlerinin icabı bilanço esasına göre defter tutmasına imkan ve lüzum görülmeyenlerden Maliye Bakanlığınca izin verilenler ikinci sınıf tüccar olarak kabul edilirler.

  19. B- DAR MÜKELLEFLERDE USUL Kurumların hangi tür kazanç ve irat olursa olsun kazançlarının tespitinde ticari kazançlara ilişkin hükümlerin uygulanacağına daha Önceki açıklamalarda yer verilmişti. Bu kural, dar mükellef kurumların ticari veya zirai kazançları ve bunlarla birlikte başka gelir unsurlarından gelir elde etmesi durumunda da aynen geçerlidir.

  20. II- VERGİLENDİRMEDE HESAP DÖNEMİ Normal hesap dönemi:Hesap dönemi normal olarak takvim yılını ifade etmektedir. özel hesap donemi:Sürdürdüğü iktisadi faaliyetin özelliği takvim yılma uygun düşmeyen kurumlar Maliye Bakanlığı'na başvurarak 12 tam aydan oluşan bir özel hesap dönemi tayinini isteyebilirler Kıst hesap dönemi:İster normal ister özel hesap dönemini benimsemiş olsun kurum, işe yeni başlarken veya işi bırakırken faaliyette bulunulan sürenin 12 aydan kısa bir zaman dilimini kapsaması söz konusu olabilir. Böyle bir durumda kazanç bu kıst süre itibariyle tespit edilecektir.

  21. III- KURUM KAZANCININ TESPİTİ Kurumlar sürdürdükleri faaliyetler sonucunda kazançlarını aşağıdaki şema çerçevesinde sonuçlandırmak durumundadır.

  22. A- KURUM KAZANCININ BİLANÇO ESASINA GÖRE TESPİTİ VUK'un 182. maddesinde kurum kazancının, bilanço esasına göre tutulması öngörülen defterlere kaydedileceği ve bunlara uygun çıkartılan bilançolar üzerinden tespit edileceği belirtilmiştir. Kurum kazancı hesaplanan dönem başı ve donem sonu özsermayelerinin karşılaştırılması suretiyle yapılır. Kurum kazancının gelir tablosundan yararlanılarak da bulunması mümkündür.

  23. B- KURUM KAZANCININ İŞLETME HESABI ESASINA GÖRE TESPİTİ Kurumlar vergisi mükelleflerinden işlerinin icabı bilanço esasında defter tutmalarına imkan veya lüzum görülmeyenlerin işletme hesabı esasına göre defter tutmalarına Maliye Bakanlığı izin verebilir (VUK md. 177/5). İzin verilen bu du­rumdaki mükellefler VUK'un 178. maddesinin 2. bendine göre ikinci sınıf tüccar olarak kabul edilirler. Kurumlar vergisi mükelleflerinin işletme hesabı esasına göre vergilendirilmesi sınırlı ve şarta bağlı tutulan istisnai bir uygulamadır.

  24. C- KURUM KAZANCININ TESPİTİNDE ÖZELLİK GÖSTEREN DURUMLAR Kurumların Zirai Faaliyetle Uğraşması:Bir kurumun zirai faaliyet sonucunda kazanç elde etmesi söz konusuysa, kurumun kazancının belirlenmesinde ticari kazanç esaslarına ilaveten GVK'nın 59.maddesinin ve bu maddenin yollama yaptığı 56, 57 ve 58. maddelerinin de dikkate alınması gerekir. Birden Fazla Yıllara Yaygın İnşaat ve Onarma İşleri: kurumun birden fazla yıllara yaygın inşaat ve onarım işlerinde kazancı (veya zararı) işin bittiği yıl itibariyle tespit edilir ve tamamı o yılın geliri sayılır. Yabancı Ulaştırma Kurumlarında Kurum Kazancı: Yabancı ulaştırma kurumlarından dar mükelleflerin kazançlarının safi tutarının tespiti bu kurumların hasılatlarına uygulanacak ortalama emsal oranlarına göre belirlenir.

  25. D- KAZANCIN TESPİTİNDE HASILAT Kurum kazançlarının tespitinde ticari kazançlara ilişkin kuralların uygulanması nedeniyle, ticari kazançlar için öngörülen hasılatın kapsamı burada da aynen geçerlidir.

  26. E- KAZANCIN TESPİTİNDE GİDERLER 1- Gelir Vergisi Kanunu'na Göre Kabul Edilen Giderler • Kazancın elde edilmesi ve sürekliliğin sağlanması için yapılan genel giderler • Sosyal giderler • Tedavi ve ilaç giderleri • Sigorta primleri ve emekli aidatı • Giyim giderleri • İşle ilgili ödenen zarar, ziyan ve tazminatlar • İşle ilgili seyahat ve konaklama giderleri • İşte kullanılan taşıtların giderleri • İşletme ile ilgili ödenen vergi, resim ve harçlar • Amortismanlar • İşverenlerce işveren sendikasına ödenen aidatlar • Gıda bankacılığı çerçevesindeki malların maliyet bedelleri

  27. 2- Kurumlar Vergisi Kanunu'na Göre Kabul Edilen İndirilecek Giderler a- Menkul Kıymet İhraç Giderleri: Kurumlardan bazıları hisse senedi, tahvil şeklinde menkul kıymet çıkarma hakkına sahiptirler. Bu tür faaliyetliden kaynaklanana giderler b- Kuruluş ve Örgütlenme Giderleri Kuruluş ve örgütlenme giderleri kurumların kuruluşları sırasında veya yeni bir şubenin açılması yahut işlerin devamlı bir surette genişletilmesi için yapılan karşılığında maddi bir kıymet İktisap olunmayan giderlerdir

  28. c- Genel Kurul Toplantıları, Birleşme, Devir, Bölünme, Fesih ve Tasfiye Giderleri: İster olağan, isterse olağanüstü olsun genel kurul toplantıları için yapılan ilan. posta, davetiye toplantı salonu kiralama gibi giderler hasılattan indirilebilir. d- Sermayesi Paylara Bölünmüş Komandit Şirketlerde Komandite Ortağın Kâr Payı: Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerde kurumlar vergisi matrahına ulaşılırken, şirketin toplam kazancından komandite ortaklara isabet eden pay düşülür. Çünkü komandite ortaklar şirketten aldıkları kâr payının vergisini kendileri öderler

  29. e- Katılım Bankalarınca Ödenen Kar Payları: Katılım bankalarınca kâr ve zarara katılma hesabı karşılığı ödenen kâr payla­rı ile faizsiz olarak kredi verenlere ödenen kâr paylan kurumun hasılatından indiri­len bir unsur olarak kabul edilmiştir. f- Sigorta Teknik İhtiyatları: Sigorta teknik ihtiyatları sigorta kurumlarını ilgilendirdiğinden münhasıran bu kurumların kazancının tespitinde dikkate alınırlar

  30. 3- Diğer Kanunlara Göre Kabul Edilen Giderler a- İşsizlik Sigortası Kanuna Göre İşçilerin prime esas aylık brüt ücretleri üzerinden % 2 işveren payı olarak hesaplanan primler kazancın belirlenmesinde gider olarak dikkate alınır. b- Katma Değer Vergisi Kanuna Göre 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun uygulanması açısından indirim hakkı tanınmayan işlemlere isabet eden KDV'nin İşin mahiyetine göre kurum kazanç­larının tespitinde gider veya maliyet olarak dikkate alınabileceği belirtilmiştir.

  31. F- KANUNEN KABUL EDİLMEYEN GİDER VE İNDİRİMLER 1- Gelir Vergisi Kanunu'na Göre Kabul Edilmeyen Giderler • Teşebbüs sahibi (komandite ortak) ile eşinin ve çocuklarının işletmeden çektikleri paralar ile aynen aldıkları sair değerler, • Teşebbüs sahibinin (komandite ortak) kendisine, eşine, küçük çocuklarına işletmeden ödenen aylıklar, ücretler, ikramiyeler ve tazminatlar, • Teşebbüs sahibinin (komandite ortak) işletmeye koyduğu sermaye üzerinden yürütülecek faizler, • Teşebbüs sahibinin (komandite ortak) eşinin ve küçük çocuklarının işletmede cari hesap veya diğer alacakları üzerinden yürütülecek faizler.

  32. 2- Kurumlar Vergisi Kanunu’na Göre Kabul Edilmeyen İndirimler a- Özsermaye Üzerinden Ödenen veya Hesaplanan Faizler Özsermaye üzerinden ödenen ya da hesaplanan faizlerin gider olarak indirilmesi mümkün değildir. Kurumlarda sermaye, yaratılan gelirden esasen kâr payı şeklinde pay almaktadır. Özsermaye üzerinden ödenen ya da hesaplanan faizlerin matrahın tespitinde indirilememesinin mantığı, kâr yerine faiz Ödenerek kârların vergi dışına çıkartılmasını engellemektir.

  33. b- Örtülü Sermaye Üzerinden Ödenen veya Hesaplanan Faizler Kurumlar faaliyetlerini sürdürürken ihtiyaç duydukları sermayeyi öz kaynakları yanında borçlanma yoluyla yabancı kaynaklardan da sağlayabilirler. Bu çerçevede şirketin ortaklarından da borç alabilirler. Şirket borç verenlere ödediği faizleri gider kaydederek vergi matrahından düşer. Ancak, kurum aslında ortaklarının sermaye olarak koymaları gereken fonları ortaklarından alınmış borç gibi göstermesi ve bunlara ödediği faizleri sınırsız şekilde gider yazmasına vergi hukukumuzun seyirci kalması düşünülemez.

  34. ba- Örtülü Sermaye Sayılan Borçlanmalar i- Borçlanmanın Ortak yada Ortaklarla ilişkili Kişilerden Yapılması Kurumun borcu öncelikle kendi ortaklarından veya bu ortaklarıyla ilişkili kişilerden almış olması gerekir. İİ- Borcun Kurumun Özsermayesinin Üç Katını Geçmesi Ortaklar ve ortakla ilişkili kişilerden yapılan top­lam borçlanmaların, kurumun öz sermayesinin üç katını aşan kısmı, diğer şartların da gerçekleşmesi halinde, Örtülü sermaye kabul edilecektir.

  35. bb- Örtülü Sermaye Sayılmayan Borçlanmalar ı-Kurumların ortaklarının veya ortaklıkla ilişkili kişilerin mal varlığı veya kişi­sel kefalet vb. şekilde gayri nakdi teminat vererek bir banka veya finans kurumundan aldıkları borçlar örtülü sermaye sayılmaz. ıı-Kurumların iştiraklerinin, ortaklarının veya ortakla ilişkili kişilerin, bankalardan ya da sermaye piyasasından temin ederek aynı şartlarla kısmen veya tamamen kullandırdığı borçlanmalar örtülü sermaye kapsamı dışında tutulmuştur. ııı- Bankacılık Kanunu'na göre faaliyette bulunan bankaların ortaklan veya ortaklarıyla ilişkili kişilerden aldıkları borçlar örtülü sermayeye konu olmaz. ıv- Finansal kiralama şirketleri, faktoring şirketleri ile ipotek finansman kuruluşlarının bu faaliyetleriyle ilgili olarak ortak veya ortakla ilişkili sayılan banka­lardan yaptıkları borçlanmalar örtülü sermaye sayılmaz.

  36. c- Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Örtülü kazanç, kurum kazancının vergilendirildikten sonra kâr dağıtımının yapılması yerine kazancın belirli hukuki yollar ve bunlara yönelik ilişkiler kullanılarak kurumlar vergisi matrahı dışında bırakacak şekilde ortaklar lehine aktarılması şeklinde tanımlanabilir. ca- Örtülü Kazancın Unsurları Örtülü kazanç dağıtımı KVK'nın 13. maddesinde Transfer Fiyatlandırma-sı, "ilişkili kişi" ve "emsallere uygunluk ilkesine aykırılık" çerçevesinde açıklığa kavuşturulmuştur. Buna göre; kurumların, ilişkili kişilerle emsallerine uygunluk il­kesine aykırı olarak tespit ettikleri bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet alım veya satım işlemlerinde bulunması, kazancın kısmen veya tamamen transfer fıyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılır.

  37. cb- Emsallere Uygun Fiyat ya da Bedelin Tespitinde Uygulanacak Yöntemler Kanunda emsallere uygun fiyat ya da bedele ulaşmak için "karşılaştırılabilir fiyat", "maliyet artı", "yeniden satış fiyatı" ve "mükellefçe belirlenen yöntem" olmak üzere dört yöntem ortaya konmuştur. i- Karşılaştırılabilir Fiyat Yöntemi: Karşılaştırılabilir fiyat yöntemi, emsalle­re uygun fiyat ile piyasa fiyatına bakılmasına ve uygulanan fiyatın bulunacak emsal fiyatla karşılaştırılması esasına dayanır. ii- Maliyet Artı Yöntemi: Maliyet artı yöntemi, mal veya hizmetin maliyetine kâr payı eklenerek emsal fiyatın bulunmasını İhtiva eder. iii- Yeniden Satış Fiyatı Yöntemi: Yeniden satış fiyatı yönteminde emsallere uygun fiyat nihai satış fiyatından makul bir brüt kâr payı düşülerek bulunur. iv- Mükellefçe Belirlenecek Yöntem: Mükellefçe belirlenen yöntem istisnai bir yöntem olarak düzenlenmiştir. İlk üç yöntemlerden biri uygulanabildiği durum­da mükellefçe belirleme yapılamaz.

  38. d- Her Türlü Yedek Akçeler : Yedek akçeler, Öz sermayenin bir parçası olup, kurum kazancından ayrılan ve kurum kazancının dağıtılmayan kısmı olmaktadır. e- Kurumlar Vergisi, Her Türlü Para ve Vergi Cezaları İle Bazı Gecikme Zam ve Faizleri f- Menkul Kıymetlerin İtibari Değerin Altında Satışından Doğan Zarar İle Ödenen Komisyon vb. Giderler g- Bazı Taşıtların Gider ve Amortismanları h- Kurumla İlgili Kişilerin Suçlarından Doğan Tazminatlar i- Basın Tazminatları j- Alkol ve Tütün Ürünlerine Yönelik İlan ve Reklam Harcamaları k- Vergiden İstisna Edilen Kazançlara İlişkin Giderler

  39. 3- Diğer Kanunlara Göre Kabul Edilmeyen İndirimler a- Katma Değer Vergisi b- Motorlu Taşıtlar Vergisi c- Özel İletişim Vergisi ve Şans Oyunları Vergisi

  40. G- KAZANÇTAN YAPILACAK İNDİRİMLER 1- Zararlar a- Kurumun Kendi Zararlarının İndirilmesi Kurumların zarar etmesi halinde, bu zarar ait olduğu yılı takip eden yıldan başlamak, beyannamede gösterilmek ve beş yıldan fazla süreye nakledilmemek üzere izleyen yıl kazançlarından indirilebilir. b- Devralınan Kurum Zararların İndirilmesi Devralan kurumlar, kendi bünyelerinde oluşan zararların yanı sıra, KVK'nın 20. maddesine uygun olarak; • devralman kurumların devir tarihi itibarıyla Öz sermaye tutarını geçmeyen zararları, • tam bölünme işlemi sonucu bölünen kurumun devralınan öz sermaye tutarını geçmeyen ve devralınan kıymetle orantılı zararları da kazançlarından indirebileceklerdir.

  41. 2- Kurumca Yapılan Bağış ve Yardımlar Kurumlar vergisi mükelleflerinin belirli şartlar altında yaptıkları bağış ve yardımların beyanname üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla kazançtan indirilmesi kabul edilmiştir. Kazancın yetersiz olması halinde indirim konusu bağış ve yardım sonraki yıllara devredilmez

  42. a- Kazancın %5'i ile Sınırlı Bağış ve Yardımlar • Kurum tarafından yapılan bağış ve yardım, genel veya özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere, köylere, kamu yararına çalışan derneklere ve Bakanlar Kurulu'nca vergi muafiyeti tanınan vakıflara ve bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetinde bulunan kurum ve kuru­luşlara yapılmalıdır. • Bağış makbuz karşılığı yapılmalıdır. • Bir takvim yılı içinde yapılan bağış ve yardımın indirilebilecek tutarı, o yıla ait kurum kazancının % 5'ini geçemez.

  43. b- Tamamı Kazançtan İndirilecek Bağış ve Yardımlar • Kamu Kurumlarına Yapılan Eğitim, Sağlık ve Sosyal Amaçlı Bağış ve Yardımlar • Kültür ve Sanat Amaçlı Bağış ve Yardımlar • Spora Yönelik Sponsorluk Amaçlı Yapılan Bağış ve Yardımlar • Doğal Afetlere Yapılan Bağış ve Yardımlar • Özel Kanunlar Çerçevesinde Yapılan Bağış ve Yardımlar

  44. 3- Araştırma ve Geliştirme (Ar-Ge) Harcamaları Yeni teknoloji ve bilgi arayışına yönelik araştırma ve geliştirme harcaması yapan özel sektör kurumlarının bu alandaki çabalarının desteklenmesi için araştırma ve geliştirmeye yönelik harcamaların %100'ünün beyan edilen gelirden indirilmesine olanak sağlayan bir düzenleme yapılmıştır (KVK. md. 10/1-a).

  45. H- KAZANCA YAPILACAK İLAVE (KONTROL EDİLEN YABANCI KURUM KAZANCI) Kurumlar yurtdışı iştiraklerinin kazançları çok düşük vergi yüküne maruz bırakılması nedeniyle sermaye ve yatırım tercihlerini bu ülkelere yönlendirmektedirler. Yatırım ve sermaye tercihlerde vergi yükünü bu derece ön planda olmaktan çıkartan bir müessese olarak "kontrol edilen yabancı kurum kazancı" ortaya konmuştur. Kontrol edilen yabancı kurum kapsamında kalan tam mükellef kurumların, getirilen ölçüler içinde, Türkiye'deki vergiye tabi matrah bulunurken yurtdışı iştiraklerin kazançlarının kurum kazancına ilavesi öngörülmüştür. Hal böyle olunca kontrol edilen yabancı kurumların kazançları, vergilendirme açısından, adeta Türkiye'de elde edilmiş gibi değerlendirilir hale getirilmiştir.

  46. 1- Yurtdışı İştirakin Kazancının Türkiye'de Vergilendirme Şartları: a- İştirak Edilen Kurumun Kontrol Edilen Yabancı Kurum Sayılması 1- İştirak Edilenin Yabancı Kurum (Yurtdışında) Olması: 2-İştirak Edilen Kurumun Yurtiçi Kurumca Kontrol Edilir Olması: b- Kontrol Edilen Yabancı Kurumun Kazançları İçinde Türkiye'de Beyan Edilecek Kazançlardan Bulunması

  47. İştirakin Kazanç Bileşimi İçinde Pasif Karakterli Gelirlerin %25 veya Fazla Ağırlıkta Olması • İştirakin Yabancı Ülkedeki Toplam Vergi Yükünün %10'un AltındaOlması • İştirakin Gayrisafi Hasılatının 100.000 YTL Üzeri Olması

  48. 2- Türkiye'de Vergiye Tabi Tutulacak Kazancın Hesaplanmasına İlişkin Esaslar Kontrol edilen yabancı kurumun, yukarıda açıklanan tüm şartları aynı hesap döneminde sağlaması halinde, kazancı Türkiye'de vergiye tabi tutulacaktır. a- Türkiye'de Vergiye Tabi Tutulacak Kazanç Yabancı Kurumun Vergi Öncesi Kurum Kazancıdır b- Türkiye'de Vergilendirilecek Kazanç Yabancı Kurumdaki Sahip Olunan Hisse Oranına Göre Hesaplanır c- İştirakin Yurtdışında Ödediği Vergiler Mahsup Edilir

  49. TEŞEKKÜRLER İYİ DERSLER

More Related