1 / 23

TASAVVUF

TASAVVUF. TASAVVUF NEDİR?. Tasavvuf,kalbi saflaştırarak,kötü huylardan temizlemek,iyi huylarla doldurmak ve yolla Allah’a ulaşmak demektir. Genel Özellikleri.

dean
Download Presentation

TASAVVUF

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. TASAVVUF

  2. TASAVVUF NEDİR? Tasavvuf,kalbi saflaştırarak,kötü huylardan temizlemek,iyi huylarla doldurmak ve yolla Allah’a ulaşmak demektir.

  3. Genel Özellikleri • a)    Gerek dini-tasavvufi görüşler, gerek bunların işlenişi yönünden Arap-İran tasavvuf edebi-yatlarının etkisi söz konusudur. Ancak etki-lenme, Divan Edebiyatı’ndaki boyutlarla değildir. • b)    Tasavvufa ait kavramları anlatan terimler dolayısıyla yabancı sözcük ve tamlamalar Aşık Tarzı Edebiyattan daha fazladır. • c)Eserlerin çoğu yazılı olarak oluşturulmuş ya da sonradan yazıya geçirilmiş. • d)Manzum eserler düzyazıdan daha çoktur. • e)    Ağılıklı olarak hece ölçüsü kullanılmıştır. Aruzu kullananlar da çoktur. • f)Dörtlüklerle kurulan, koşma biçimözellikleri taşıyan şiirler çoğunluktadır. Beyit birimiyle gazel, kaside, mesnevi biçimli şiirler de yazmıştır. Divan tarzı tevhit, münacaat, naat türü şiirlere rastlanır. • g)    Tekkelerde ve halkın karşısında şiirlerin okunuşu sırasında ya da ayinlerde müzik eşliği oldukça yaygındır.

  4. TASAVVUF ANLAYIŞI Tasavvuf anlayışına göre evrende tek bir varlık vardır.O da Vücud-ı Mutlak olan Allah’tır.O, kendini görmek ve göstermek için alemi ve insanı yaratmıştır.Madem Vücud-ı Mutlak ve Hüsn-i Allah’tır,öyleyse insanın en büyük gayesi ilahi aşka ermek,Allah’a ulaşmak olmalıdır.Ona ulaşmak da tasavvuf yoluna girip nefsi temizleyerek insan-ı kamil(olgun insan)olmakla mümkün olur.Bunun içinde bir tarikata ve mürşide(yol gösterici)ihtiyaç vardır.

  5. EDEBİYATIN TASAVVUF ANLAYIŞINDAN ETKİLENMESİ Tasavvuf,benimsediği bu anlayıştan dolayı zamanla bir eğitim hareketi ve düşünce sistemi haline gelmiştir.Tasavvufun,aşk(ilahi aşk),aşık(Allaha ulaşmak isteyen,Halk aşığı), maşuk(sevilen Allah),saki(mürşit),mey,şarap(ilahi aşk),meyhane(dergah,tekke)harabat(aşığın kalbi veya tekke) gibi kendine özgü semboller dünyası oluşturmuştur.

  6. Bu durumda sosyal ve kültürel hayatı, dolayısıyla edebiyatı etkilemiştir.Tasavvuftan hem dini konularda yazan şairler hem de din dışı konularda yazan şairler etkilenmiştir.Bu şairlerin yazdığı şiirlerle Anadolu’da 13-14.yüzyıllarda tekke ve divan şiirinin temelleri atılmıştır.

  7. Şimdi bu dönemde yaşayan,tasavvuf anlayışının Anadolu’da yayılmasında katkısı olan ve Anadolu sahasında şiirler yazan tasavvuf ve divan sanatçılarını kısaca tanıyalım.

  8. Tasavvuf Terimleri • VAHDET-İ VÜCUT: (Varlığın birliği) Evrende sadece Allah’ın varlığı söz konusudur. Diğer varlık zannettiğimiz, bu “mutlak varlığın”, Allah’ın bir parçası ve görüntüsüdürler. • Tekke: Tasavvuf ehli kişilerin, tarikat mensuplarının barındıkları, eğitim gördükleri yer, kuruluş. • PİR: Tarikat kurucusu. • ŞEYH:1) Tarikat kurucusu. 2) Tarikatta en yüksek dereceye ermiş kişi. 3) Tarikat kollarından birinin başında bulunan kimse. • TARİKAT: Allah’a varma yolunda benzer biçimde düşünenlerin oluşturduğu topluluk. • DERVİŞ: Bir tarikata girmiş, onun kurallarına uygun yaşayan kimse. • ABDAL: Gezgin derviş. • HALİFE: Tarikat kurucusunun ya da şeyhin kendisine vekil tayin ettiği, yetki verdiği kişi.

  9. MEVLANA Mevlana,30 Eylül 1207 yılında Horasan’ın Belh şehrinde doğmuştur.Belh şehrinden gelip Konya’ya yerleşmiştir. Konya’ya yerleştikten sonra hayatında önemli bir yeri olan Şems ile karşılaşmış ve tasavvufa yönelmiştir.Mevlevi tarikatının kurucusudur. Hayatını’’Handım,piştim, yandım ‘’sözleri ile özetleyen Mevlana şiirlerini,dönemin önde gelen isimlerindendir.İnsan sevgisini ve dini hikmetleri hikayeler halinde anlattığı’’Mesnevi’’si en önemli eseridir.Bunun yanında ‘’Divan-ı Kebir,Mektubat,Fihi Ma Fih,Mecalis-i Seb’a(Yedi meclis)adlı eserleri vardı.

  10. MEVLANA’DAN SÖZLER

  11. YUNUS EMRE 13.yüzyılda yaşadığı kabul edilen Yunus Emre,Taptuk Emre’nin dergahında iyi bir eğitim görmüş,tasavvuf terbiyesinden geçmiştir. Eğitimini tamamladıktan sonra Taptuk Emre’nin görevlendirmesiyle insanları aydınlatmak için diyar diyar dolaşmış,yıllar sonra doğduğu köye dönmüştür.

  12. Türk,edebiyatının en büyük şairlerinden olan Yunus Emre,tekke şiirinin öncülüğünü yapmıştır.Dini ve tasavvufi düşünceyi halkın anlayacağı bir dille ustaca söylemiştir.Şiirleri ve düşüncesiyle kendisinden sonra gelen pek çok şairi etkilemiştir. Aruz ve hece vezni ile yazdığı, söylediği şiirleri’’Divan’’ında toplamıştır.Ayrıca mesnevi nazım şekli ile ‘’Risaletü’n-Nushiye’’ adında eseri vardır.

  13. YUNUS EMRE’DEN SÖZLER

  14. HACI BEKTAŞ VELİ 13.yüzyılda yaşamış ünlü bir mutasavvıftır. Orta Asya’dan gelerek Anadolu’ya yerleşmiştir. Ölümünden sonra Bektaşilik adı altında şekillenen tarikat, Yeniçeriler,esnaflar ve kırsal kesimde yaşayan halk arasında çok benimsenmiştir. Hacı Bektaş Veli’nin en meşhur eseri,Arapça olarak ve düz yazı şeklinde yazdığı’’Makalat’’tır. Bunun dışında’’Kitabül-Fevaid,Fatiha Tefsiri’’gibi eserleri de vardır.

  15. HACI BEKTAŞ VELİ’DEN SÖZLER

  16. DİNÎ-TASAVVUFÎ TÜRK EDEBİYATITekke Edebiyatı - Tasavvuf Edebiyatı • Dinî-Tasavvufî Türk edebiyatı İslâmiyet'in ve Tasavvufun etkisiyle ortaya çıkmıştır. İslâmiyet'in kökleşip yayılmasında büyük etkisi olan tasavvuf, zamanla edebî eserlerde de işlenmiş, din ve tasavvuf, edebiyat aracılığıyla yayılmaya çalışılmıştır. Dinî-Tasavvufî Türk edebiyatına Tekke edebiyatı da denir. Dinî-Tasavvufî Türk edebiyatında asıl olan sanat yapmak değil, dinî-tasavvufi düşünceyi yaymaktır. Tekke şairlerinin çoğu tarikatlarda yetişmiş şeyh ve dervişlerdir. Tekke şiiri, halk şiirinden de divan şiirinden de nazım şekilleri almıştır

  17. Tekke Edebiyatının Genel Özellikleri 1)Kurucusu 12. yüzyılda Doğu Türkistan'da yetişen Hoca Ahmet Yesevi'dir. 2)Tekke Edbiyatı, Anadolu'da 13. y.y.'dan itibaren gelişmiştir. 3) Bu edebiyat şairleri tarikat merkezi olan tekkelerde yetişmiştir. 4) Nazım birimi genellikle dörtlüktür. 5) Hem aruz hem hece vezni kullanılmıştır. 6) Şiirlerin çoğu ezgilidir.7) Allah, insan, felsefe, doğruluk, ibadet gibi konular işlenmiştir. 8) İlahi, nefes, nutuk, devriye, şathiye, deme gibi nazım şekilleri kullanılmıştır. 9) Dili Aşık Edebiyatı'na göre ağır, Divan Edebiyatı'na göre sadedir. 10) Aşık, maşuk, şarap, saki gibi mazmunlara yer verilmiştir.

  18. Tasavvuf Terimleri • VAHDET-İ VÜCUT: (Varlığın birliği) Evrende sadece Allah’ın varlığı söz konusudur. Diğer varlık zannettiğimiz, bu “mutlak varlığın”, Allah’ın bir parçası ve görüntüsüdürler. • Tekke: Tasavvuf ehli kişilerin, tarikat mensuplarının barındıkları, eğitim gördükleri yer, kuruluş. • PİR: Tarikat kurucusu. • ŞEYH:1) Tarikat kurucusu. 2) Tarikatta en yüksek dereceye ermiş kişi. 3) Tarikat kollarından birinin başında bulunan kimse. • TARİKAT: Allah’a varma yolunda benzer biçimde düşünenlerin oluşturduğu topluluk. • DERVİŞ: Bir tarikata girmiş, onun kurallarına uygun yaşayan kimse. • ABDAL: Gezgin derviş. • HALİFE: Tarikat kurucusunun ya da şeyhin kendisine vekil tayin ettiği, yetki verdiği kişi.

  19. Yüzyıllara göre Tekke Edebiyatını en önemli temsilcileri şunlardır: • 12.yy.: Hoca Ahmet Yesevi13.yy.:Yunus Emre, Hacı Bektaş-ı Veli14.yy.:Kaygusuz Abdal15.yy.: Hacı Bayram-ı Veli, Eşrefoğlu Rumi16.yy.: Pir Sultan Abdal17.yy.: Niyaz-ı Mısrî, Sinân-ı Ümmî, Hüdâi18.yy.: Sezai19.yy.: Kuddusi, Turâbi

  20. TEKKE EDEBİYATI NAZIM TÜRLERİ/BİÇİMLERİ • Tekke şiirinde görülen ve dinsel içerikli konuları işleyen ilahi, nefes, deme, sathiye ... gibi ürünler nazım biçimi değil, birer nazım türüdür. Çünkü bunlar da koşma tipi nazım biçimiyle ve hece ölçüsünün genellikle 7, 8 ve 11'li kalıplanyla söylenir. Söz konusu türlerde dörtlük sayısı genellikle 3-7 dir. İlahi, nefes ve demeler, bestelenerek söylenir. • İlahi • Herhangi bir tarikatın izini taşımaksızın Allah'ı öven şiirlere denir. Daima özel bir ezgi ile söylenir.Divan şiirindeki tevhit ve münacaatın Halk edebiyatındaki karşılığıdır. En ünlü şairi Yunus Emre'dir.Değişik tarikatlara göre "deme, nefes, âyin" gibi adlar alır. Şekil olarak Koşma biçimindedir. Yani dörtlüklerden oluşur. Son dörtlükte şairin adı veya mahlası geçer. Genelde 7'li hece ölçüsü kullanılır. Bazı ilahilerde aruz vezni kullanılmıştır. Aruz vezninin kullanıldığı ilahiler gazel şeklindedir

  21. Nefes • Bektaşî şairlerinin yazdıkları tasavvufî şiirlerdir. Nefeslerde genellikle tasavvuftaki vahdet-i vücut (varlığı birliği) kavramı anlatılır. Bunun yanı sıra Hz. Muhammet ve Hz: Ali için övgüler de söylenir. Nefeslerde kalenderane ve alaycı bir üslûp göze çarpar. Edebiyatımızda Pir Sultan Abdal nefesleriyle ünlüdür. • Deme • Alevi-Bektaşi tarikatından tasavvuf şiirlerinin tarikatlarını ve hareketleriyle ilgili temaları işleyen, sorunlarını konu edinen şiirlerine "deme" adı verilir. Genellikle 8'li hece ölçüsüyle yazılan demeler saz eşliğinde kendine özgü bir makamla söylenir. • Nutuk • Tekke Edebiyatı'nda Pirlerin ve mürşitlerin, tarikata yeni giren müridleri bilgilendirmek tarikat derecelerini ve tarikat adabını öğretmek amacıyla söylenen didaktik şiirlerdir. • Devriye • Evrendeki canlı cansız her şey Allah'tan gelmiştir, yine Allah'a dönecektir. Bu felsefeyi yansıtan şiirlere Tekke edebiyatında devriye denilmiştir

  22. Şathiye • Dini ve tasavvufi halk şiirinde genel olarak mizahi manzumelere şathiye adı verilir. Tasavvufi konuları işleyenleri şathiyat-ı sûfiyâne adını alırlar. İnançlardan alaylı bir dille söz eder gibi yazılan şiirlerdir. Görünüşte saçma sanılan bu sözlerin, yorumlandığında tasavvufla ilgili türlü kavramlara değindiği anlaşılır. Bu tür şiirlere genellikle Bektaşi şairlerinde rastlanır. Medrese hocalarına göre bu şathiyeler küfür sayılır. Bu türün en tanınmış şairi Kaygusuz Abdal'dır.

  23. ÖDEVİ YAPANIN: • ADI:Hatice • SOYADI:Kiraz • OKULU:Hadımköy Örfi Çetinkaya A.L • SINIFI:10/B • NUMARASI:499

More Related