1 / 36

Osmanlıda Arşivcilik ve Hazine-i Evrak

Osmanlıda Arşivcilik ve Hazine-i Evrak.

faunus
Download Presentation

Osmanlıda Arşivcilik ve Hazine-i Evrak

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. Osmanlıda Arşivcilik ve Hazine-i Evrak İstanbul'un fethinden sonra ilk arşiv Yedikule'de idi. Sonra Atmeydanı'na nakledilmiştir. Defterhane hazinesi, Dîvân toplantılarının sürekli ve düzenli yapıldığı devirlerde, Topkapı Sarayı'nda Dîvân'ın toplandığı Kubbealtı dairesinin yanıbaşındaki Hazine-i Âmire'de yani devletin hazinesi ile birlikte saklanmıştır.

  2. Dîvân günleri burası hazinedârbaşı tarafından sadrâzamın mührüyle mühürlenip kapatılır ve yine bizzat sadrâzamın huzurunda açılırdı. Dîvân toplantıları önemini kaybettikten sonra bu hazine, önce Topkapı Sarayı'nın birinci kapısı olup Ayasofya'nın arkasına rastlayan Bâb-ı Hümâyûn'un üst kat odalarına ve daha sonra Sultanahmed'deSarây-ı Atîk adı verilen mahzene ve Bâb-ı Âlî'ye yakın Tomruk Dairesi'ne taşınmıştır. Maliye evrakı ise Sultanahmed'te eski Çadır Mehterleri Kışlası'nda saklanmıştı. XVIII. yüzyıl ortalarından itibaren Bâb-ı Âsafî ve daha sonra Bâb-ı Âlî önem kazanmaya başlayınca, evraklarını yakınlarındaki mahzenlere yerleştirmişlerdir. Defterhane malzemeleri yerinde kalmıştır. Saray'da da sultanın ve ailesinin özel arşivi teşekkülüne devam etmiştir.

  3. Osmanlı bürokrasisinin ve arşivlerinin mükemmel yapısı yabancı seyyahların ve ilim adamlarının dikkatini çekmiştir. Nitekim GrafMarsilli Osmanlı bürokrasi zihniyetini şöyle anlatmaktadır "Elhâsıl Türkiye kadar her hususta muntazam ve doğru kuyudatı bulunan, diğer hükûmetler ile akdedilen muahede ve mukavelelerin bütün teferruatıyla düşünülerek mevcut usul ve teşrifata göre tertip eden, emirname ve talimatnamelerin ve imtiyazları dahi ihtimamla tevsik eden ve hidemata tayin edilen memurların vezaifinitesbit eden, velhâsıl, evvelce beyan eylediğim vechile iktisadiyat ve idareye varıncaya kadar her şeyin düşünülerek yapılmış olmasını istihdaf eyleyen ve yapan bir idare ve hükümetin dünyada mevcut olmadığını kemal-i cesaretle söyleyebilirim."

  4. Osmanlı Devleti'nin büyük askerî harekâtları sırasında malî, idarî ve askerî işlerin halli için Dîvân-ı Hümâyûn'a ait çeşitli büroların orduyla birlikte seferlere katıldıkları ve bunların bürokratik işlemleri lâyıkıyla, serî şekilde yerine getirebilmek ve gerektiğinde müracaat edebilmek için lüzumlu defterlerini beraberlerinde götürdükleri bilinmektedir. Veziriâzamın "Serdâr-ı ekrem" ünvanıyla ordu kumandanı olarak savaşa çıktığı zaman, tevcihler, tayinler, azil, katil, vergi toplama gibi bütün işlemler "Sefer Dîvânı" adıyla toplanan savaş meclislerinde yapılır, teşkilatın defter, sicil ve lüzumlu kayıtları, Defterhane ve Maliye Hazinesi defterlerinden lüzumlu olanlar vazifelileri ile birlikte seferde bulunurdu. Bazen bunların bir kısmı daha güvenli olan bir yerde bırakılır, daha acil ihtiyaç duyulanlar savaş meydanına kadar giderdi. Devlet işlerinin aksamadan yürütülmesi esas amaçtı.

  5. XVII. yüzyılın başından itibaren ordunun ağırlıkları ve Defterhanenin acil ihtiyaç duyulmayan defterleri ileri hatlara götürülmemiş, daha emniyetli ve muhkem bir mevkide bırakılarak, gerektiğinde lüzumlu defterler süratle buradan cepheye ulaştırılmış veya işlemler buradan gerçekleştirilmiştir. Tabii ki bu kayıtların iyi bir şekilde muhafazası için çok dikkat gösterilmekteydi. Sefere götürülen bu defterler her ne kadar güvenli bir şekilde muhafaza edilse de ordu bozguna uğradığında bazen düşman eline geçtiği de olmuştur. Bu usûlAsâkir-i Mansûre teşkilâtının kurulmasına başka bir deyişle seferler devrinin kapanmasına kadar sürmüştür.

  6. Tanzîmât, Osmanlı Devleti'nin idarî yapısında büyük bir değişimin yaşandığı dönüm noktasıdır. Bürokraside olduğu gibi arşivcilik konusunda da Tanzîmât'tan itibaren yeniden düzenleme ve geliştirme faaliyetleri dikkat çekmektedir. Tesis edilen binalar, kurumlar ve neşredilen nizamnameler Osmanlı yönetim şekline olduğu kadar arşivciliğe de yeni bir çehre kazandırmıştır. Tanzîmât'la birlikte artık yalnızca merkez dairelerdeki kâtiplerden oluşmayan mülkiye taşra yönetimi, adalet, eğitim ve nüfus sayımı gibi alanlarda modern sivil bürokrasiden beklenen işlevlerin bir çoğunda sorumluluk üstlenmiştir. Dolayısıyla bürokrasi hem karmaşıklaşmaya başlamış hem de hacmi genişlemiştir. Buna merkez-taşra arasındaki bilgi akışının hızlanması da eklenince hem merkezde hem de taşrada bürokratik malzemenin hacmi iyice arttığından merkez ve taşra bürokrasisinde ciddi bir arşiv sıkıntısı ortaya çıkarmıştır.

  7. Osmanlı Devleti'nde ise başlangıçtan beri var olan düzenli arşivler İmparatorluğun gerilemeye yüz tuttuğu dönemde diğer kurumlar gibi bozulmaya başlamıştır. Kese, torba ve sandıklarda muhafazasına itina edilen milyonlarca vesika, 18. yüzyıl ortalarından itibaren ihmale uğramış ve fena şartlara maruz kalıp intizamsız yığınlar haline gelmiştir. Bu perişan hal, hem istenen ve devlet ile vatandaş hukukunun isbatı ve korunması için gerekli olan bir çok vesikanın aranıp bulunmasını güç ve hatta bazen imkansız kılıyor, hem de vesikaların zaman içerisinde çürüyüp gitmesine sebep oluyordu. Bu şartlar altında 1785 yılında sadrâzam sarayı bahçesinde yaptırılan kâgir mahzen yetersiz kalmıştır. Aradan yaklaşık yarım asır geçtikten sonra Bâb-ı Âlî bünyesinde yeni bir arşiv binasının tesisi söz konusu olmuştur. Fakat bu defa kısmî arşiv malzemesi için değil, Sultanahmed ve Bâb-ı Âlîcivârında bütün evrak mahzenleri gözden geçirilerek, bundan sonra birikecek belgeler göz önüne alınmak suretiyle bir arşiv binası düşünülmüştür.

  8. Dünyada modern merkezî arşivlerin kuruluşu da daha çok XIX. yüzyıl başlarına tesadüf etmektedir. Mesela Fransa'da Milli Arşivler (ArchivesNationales) 1789 senesinde kurulmuştur. Bu tarihe kadar devletin resmî evrakı, ilgili devlet kuruluşlarının içinde muhafaza edilmekteydi. İngiltere'de ise ancak 1838 senesinde bütün dağınık koleksiyonlar bir araya toplanarak merkezî bir arşiv oluşturulabilmiştir.

  9. Osmanlı Devleti'nde de modern arşivcilik çalışmaları aşağı yukarı Avrupa'dakinden biraz sonra başlamıştır. Modern arşivciliğe geçişte ilk adımlar 1845 tarihinde devrin Maliye Nâzırı olan Safvetî Paşa tarafından atılmıştır. Bu teşebbüsle 1837 yılında Maliye Nezâreti'ne dönüştürülmüş olan Bâb-ı Defterî döneminden kalan ve Topkapı Sarayı'ndaki EnderûnHazînesinde saklanan milyonlarca belgenin günümüz tasnif anlayışına uygun olarak, kalemlerine göre ayrılıp depolara konulduğunu görüyoruz. Safvetî Paşa SadrâzamMehmed Emin Rauf Paşa'ya sunduğu tezkirede, Maliye Hazînesi'nden kâtipler görevlendirerek Enderûn'daki defterleri tek tek incelettiğini ve her bir defteri ait olduğu kalemlere göre ayırttığını bildirmiştir. Saklanmasına lüzum görülmeyen mülgâ yeniçeri ocağına ait bir takım evrak ve eski defterler ile evrakının da saray fırınlarında imha edilmesi isteği de münasip görülerek uygulamaya konulmuştur. Bu teşebbüsü, arşivcilik açısından ileride atılacak radikal ve modern adımların ilk işareti olarak değerlendirmek mümkündür.

  10. Modern arşivcilik konusunda gerekli ön çalışmalar yapıldıktan sonra esaslı adımlar 9.11.1846 tarihli irade ile atılmıştır. Defterhane ve Bâb-ı Âlî civarında bulunan mahzenlerde saklanan devletin önemli işlerine ait belgelerin, buraların rutubetli olması sebebiyle çürümekte olması ve karışıklık dolayısıyla aranıldığında istenen belgenin bulunmasının imkansız hale gelmesi sebepleriyle Avrupa'daki benzerlerine uygun olarak Bâb-ı Âlî dahilinde geniş ve muntazam, kütüphane şeklinde kâgir bir binanın inşaatına karar verilmiştir. Bu karara Avrupa'ya elçi vesair resmî görevlerle bir kaç defa gidip, orada arşivlere verilen önemi görmüş ve arşiv konusunun büyük önemini de hakkıyla kavramış Koca Reşid Paşa da destek vermiştir. 1846 yılında sadârete gelir gelmez, depoları dolduran o değerli vesikaları, modern icaplara elverişli bir bina içinde muntazam ve mazbut surette toplamak için derhal harekete geçmiştir..

  11. Bu zamana kadar Defterhane'de ve Bâb-ı Âlî civarındaki mahzenlerde saklanan devletin mühim işlerine ait vesikaların buraların rutubetli olması hasebiyle çürüdüğü ve mahzenlerin dar olmasından dolayı birbirine karışıp yırtıldığı, Defterhane'de olanların dahi perişan bir halde oldukları, gerektiği zaman eski kayıtların bulunmasında büyük zorluklar olduğu ve hatta bulunamadığı, bu tür evrakların devletin önemli senetlerinden olduğu, çeşitli devletlerle yapılan muahede ve mukavelelerin asıllarının bu suretle dağınık ve perişan olmasının uygun olmadığı belirtilerek, bu tür lüzumlu evrakların hıfzı, nakli ve aranıldığında kolaylıkla bulunabilmesi için Bâb-ı Âlîderûnunda geniş ve muntazam kütüphane şeklinde kâgir bir bina yaptırılması düşünülmüştür. Dârülfünun binasının mimarı Fossati'ye bir resmi yaptırılarak yeni icad tuğladan ve yeni tarz üzere yapılmasıyla rutubetten de kurtulabileceği düşünülmüştür.

  12. Bunun Bâb-ı Âlî içinde uygun bir yere Hazîne-i Evrâk adıyla inşâsı ve oda oda ayrılarak, bir odasının Dahiliye evrakına ve diğerlerinin de Dîvân ve Hariciye evrakına tahsis olunması, kâtiplerden uygun birisinin mustahfız-ı evrak tayin kılınması, ayrıca gerektiğinde müracaat etmek maksadıyla içine coğrafya ve tarih kitaplarıyla lüzumlu haritaların konulacağı bir ihtisas kütüphanesi yapılması karara bağlanmıştır. Fossati'nin projesine uygun olarak yapımına başlanan binanın planında aradan çok fazla zaman geçmeden bazı değişiklikler yapılması gerekmiştir. Bir kat olarak yapılması düşünülen binanın tamamıyla rutubetten kurtulamayacağı düşünülmüş ayrıca büyük evrak sandıklarının da konulabilmesi için binanın iki kat olarak yapılması gerektiğine karar verilmiştir [17.12.1846].

  13. Bu arada inşaatın yapımına parelel olarak Defterhane ve Bâb-ı Âlî civarında bulunan mahzenlerdeki evraktan, saklanmasına lüzum görülenlerin ayrılarak hazırlanması için çalışmalar başlatılmıştır. Bâb-ı Âlî kalem amirlerinden müteşekkil bir Meclis-i Muvakkat kurularak 1849 tarihinde bir nizamname yayınlanmıştır. Nizamnameyi hazırlayan heyetin girişte son derece veciz bir şekilde "Devletin kuvve-i hafızası" olarak ifade ettikleri arşivlerimizin tasnif, tertib ve saklanması konusunda getirdikleri esaslar son derece pratik ve akılcıdır. Zira o tarihlerde dünyadaki benzerlerinde olduğu gibi Hazîne-i Evrâk'ın da başta tarih ilmi olmak üzere diğer ilmi çalışmalara açık olarak düşünülmüş olmayıp sadece devlet kuruluş ve görevlilerinin devletin karşılaştığı ve karşılaşacağı güçlükleri çözmede bir müracaat merkezi olarak düşünüldüğü görülüyor.

  14. Bu esastan hareket eden heyetin hazırladığı nizamname ile devletin kuruluşundan beri biriken belgelerin, üç ana kısımda ele alınarak tasnif edilmesine karar verilmiştir. Birinci ve ikinci kısımda, geçmiş asırlardan 1849 yılına kadar biriken hatt-ı hümâyûn ve iradeler toplanıp konularına göre tasnif edilmiştir. Üçüncü kısmı ise 1265* [28.11.1848] yılı başından itibaren Bâb-ı Âlî kalemlerinde, günlük muhâberât neticesinde birikecek evrâktanHazîne-i Evrâk'a konulmasına karar verilenler teşkil edecekdir. Günlük işlere ait olup ta iradeleri olan ve bir daha bürokratik açıdan kullanılmayan evrak da Hazîne-i Evrâk haricindeki başka depolarda korunacaktır. Nizamnamenin yayınlandığı tarihten sonra gelecekte Hazîne-i Evrâk'a teslim edilecek evrakın ilk tasnifinin de ilgili dairelerin kendileri tarafından yapılması kararlaştırılmıştır.

  15. Hazine-i Evrak’ın yapılması ve geliştirilmesinde emeği göz ardı edilemeyecek kadar önemli olan Sadrazam Mustafa Reşit Paşa

  16. Arşiv Türleri

  17. Kastamonu Kent Tarihi Müze ve Arşivi

  18. İzmir Kent Arşivi ve Müzesi

  19. Hastane Arşivi

  20. Hastane Arşivi

  21. Kartografik Arşivde Materyal Koruma Çekmecesi

  22. Kartografik Arşivin Bakım Ünitesi

  23. İkonografik Arşivden Bir Bölüm

  24. BBC’nin Odyo-Vizüel (Görsel-İşitsel) Arşivi

  25. Hareketli Arşiv Dolapları/Rafları

  26. Belçika Devlet Televizyonu Arşivi

  27. Film Arşivi

More Related