1 / 15

ILK K T PHANELER

. Insanla beraber vardi ses. Sonra sz oldu o sesler. Insan ok sonra yaziyi buldu. Yazi, bizi uygarliga tasiyan en nemli ara oldu. Zaten tarihin de baslangici yazinin icadidir.Insanoglu kil amurlari zerine yazdi. Tabletler gneste kurutuldu. Yine kilden yapilan, gneste kurutulan zarflara kon

gaetan
Download Presentation

ILK K T PHANELER

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


    1. ILK KÜTÜPHANELER

    2. Insanla beraber vardi ses. Sonra söz oldu o sesler. Insan çok sonra yaziyi buldu. Yazi, bizi uygarliga tasiyan en önemli araç oldu. Zaten tarihin de baslangici yazinin icadidir. Insanoglu kil çamurlari üzerine yazdi. Tabletler güneste kurutuldu. Yine kilden yapilan, güneste kurutulan zarflara kondu mektuplar; üzerine adres yazilip Mezopotamya'dan Anadolu'ya postalandi.

    3. Insanoglu, daglara, taslara yazdi. Sonra Misir'da yetisen papirüs yapragi kagit gibi kullanildi. Daha sonra, keçi derisi islah edilerek kagit haline getirildi Bergama'da. Pergamum kagidi, Bergama kagididir, parsömen denilen lüks kagidin atasi. Insanlik tarihinde, matbaanin icadi en büyük, en köklü devrimdir. Kitap matbaanin icadi ile kitap olmus, güçlenmis, insanligin ilerlemesine büyük katkida bulunmustur

    4. Antik çagin ünlü üç kitapligi vardi. Bunlardan biri Misir'da, Iskenderiye Kitapligi, ikincisi, bizim ülkemizdeki Bergama Kitapligi. Zenginlikleri ile rakip idiler bu kitapliklar birbirlerine. Bergama krali kitaba düskündü. "Dünyanin en zengin kitapligi benim kralligimda olacak." diye tutturmustu. Nerede kitap bulursa getirtiyordu Bergama'ya. Evlerdeki kitaplari bile zorla aliyor, krallik kitapligina koyuyordu. O zamanlar, basimevleri yoktu. Matbaa makinesinin icadina daha çok zaman vardi. O degerli el yazmasi kitaplarla doldu Bergama kitapligi.

    5. Sayilari tam iki yüz bin olmustu. Iskenderiye kitapligini bastirmisti. Kral memnundu, mutlu idi. Sonra efendim ne olduysa oldu. Bir baska kral Bergama Kralligini, Roma Imparatorluguna verdi vasiyetinde. Krallik da, kitaplik da geçti Roma'nin eline.

    6. Sonra bir sey daha oldu; Dogu Roma'da hüküm süren, Misiri da ele geçiren komutan Antuvan (Antonius) Misir Kraliçesi, Misir'in hakimi o güzel, büyük burunlu kadina asik oluverdi. Gönül bu ya. Ne yapacagi belli olmaz. Kraliçe Kleopatra, cilve yapti, nazlandi, her kadin gibi asigini üzdü. O üzüldükçe zevk aldi. Sonra onun askini sinamak geldi aklina. "Sen" dedi, Romali kumandan Antuvan'a, "Beni yeterince sevmiyorsun. Sevgini kanitlamani istiyorum." "Dile benden ne dilersen!" dedi asik Antuvan, gözü dönmüs Romali "Senin için yapmayacagim fedakarlik yoktur. Iste senin için canimi bile veririm." diye cevap verdi sevgilisine.

    7. Kleopatra‘nin cevabi söyle: - "Canini ne yapayim ben. Senden istedigim küçük bir sey, Bergama kitapligindaki kitaplari istiyorum. Onlari Iskenderiye'ye gönder yeter bana. O zaman anlayacagim beni sevdigini," dedi, uzun burunlu, kitapsever kraliçe. -"Emrin olur." dedi asik komutan. Ve efendim, masal degil bu. Tarih böyle söylüyor. 200.000 kitap göç eyledi Misir'a. Bosaldi Bergama kitapligi...

    8. Anadolu'da, hemen suracikta, Kusadasi'na giderken Selçuk'tan sonra sol tarafta bir antik, ünlü bir kent var Efes.Efes’te de bir antik kütüphane vardi. Adi Selsüs Kitapligi. Kim Selsüs? Romanin Anadolu eyaleti valisi. Selsüs kitaplara deger veren bir vali idi. Ölünce oglu Aquila geçti yerine. Vali oldu. Babasinin anisina bir güzel kitaplik yaptirdi. Babasinin gömülü oldugu tas mezari da kitapligin bodrumuna yerlestirdi. Sair ruhlu bir vali imis Selsüs. Ogluna vasiyet etmis. Mezarimin üzerine sabah günesi gelsin, demis. Kitapligin mimarisi öylesine düzenlenmis ki, bugün bile valinin mezarina sabah günesi düsmektedir. Çok güzel restore edildi. Çok görkemlidir bu kitaplik.

    9. Bu kitaplikta da tam 12 000 el yazmasi kitap vardi. Efes büyük bir kültür, sanat, felsefe kenti idi. Elbet bir kitapligi olacakti. Peki, simdi soracaksiniz. "Iskenderiye kitapligindaki, Selsüs kitapligindaki kitaplar ne oldu?" Yandi efendim. Yaktilar efendim. Iskenderiye kitapliginin külleri arasindan iki kitap kurtulabildi. Izmirli kör sair Homer (Homeros)'in Ilyada ve Odysseus adli kitaplari bunlar. Selsüs kitapliginda ise bir tek sag kitap kalmadi.

    10. TÜRKLERDE KÜTÜPHANECILIGIN TARIHÇESI 

    11. Yurdumuzda devlet eliyle kurulan ilk kütüphanemiz; eskilerle yabancilarin "Kütüphane-Millî, Kütüphane-i Umum-î" ve en dogrusu, alnina yazilmis kitabesinden de anlasilacagi üzere "Kütüphane-i Umum-î Osmanî" yani bugünkü adiyla "Beyazit Devlet Kütüphanesi" dir. Kâgida, yazi ve kitaba dolaysiyla okumaya büyük önem veren atalarimizin daha Uygurlar zamaninda kütüphaneler kurdugunu biliyoruz. Ilhanlilar' dan Büyük Selçuklu Imparatorlugu' na  Anadolu Selçuklulari' na ve onlardan da Osmanlilara geçen Vakif kütüphane kurma gelenegi, sadece kendi sartlari ve imkânlari içinde olusup, isleyen kuruluslarin da memleket kültürüne pek çok hizmetlerde bulunmasina vesile olmustur.

    12. Özellikle Osmanli Devleti' nin gerek yükselme ve gerekse bunu takip eden devirlerinde imparatorlugun muhtelif yerlerinde basta Fatih Sultan Mehmed, Kanunî Sultan Süleyman, II. Mahmud, III. Ahmed, I. Hamid, III. Mustafa, Valide Sultanlardan Esmihan Sultan, Nurbani Sultan, Pertevniyal Valide Sultan, Sadrazamlardan Köprülü Mehmed Pasa, Koca Ragip Pasa, Nevsehirli Damat Ibrahim Pasa, Merzifonlu Kara Mustafa Pasa, Sehit Ali Pasa, Kiliç Ali Pasa ile Darüssade Agalari Haci Besir Aga, Mehmed Aga, Seyhülislamlar Feyzullah Efendi, Arif Efendi, Esat Efendi ile ricali devletten reisülküttap Mustafa Efendi ve Selim Aga' nin kurdugu kütüphanelerden baska, Aziz Mahmud Hüdai Efendi ve Halet Efendi' nin kurdugu tekke kütüphaneleri Topkapi ve Yildiz Saraylarinda kurulan saray kütüphanelerini görüyoruz. 

    13. Kütüphaneler, diger okul vb. müesseselerle birlikte, 1826 yilinda vakif müesseseleriyle ilgili bakanlik olan Evkaf Nezareti' nin kurulusuna kadar, kendi özel vakfiyelerindeki hükümlere göre idare edildiler. Ancak, Maarif Nezareti kurulunca, bu müesseseler Evkaf' tan Maarif' e geçmislerdir. 1869 yilinda yürürlüge konulan "Maarif-i Umumiye Nizamnamesi" nin arkasindan 1881' de "Kütüphanelerin Suret-i Tesisi ve Usul-i Idaresi" ne dair talimatname çikar. Vakif kütüphaneler yerine, artik devlet tarafindan konuya el atildigini görürüz. Hattâ bu anlayisi, daha geriye de götürebiliriz.

    14. Meselâ, Kosava Vilayeti' ne bagli Ipek Livasi' nin Yakova Kazasi' nda 1863' de hükümetce bir kütüphane kuruldugu biliniyorsa da eldeki bilgilerle, bu tesebbüsün nitelik ve önemi hakkinda fazlaca bir fikir edinemiyoruz. Mithat Pasa' nin Valiligi sirasinda (1861-64) Nis' de kurdugu ve sonraki Vali Abdurrahman Pasa' nin gayretleriyle 1868' de yeniden hizmete açilan kütüphaneye devlet desteginin de derecesi pek bilinmemektedir. Bu görüslere diger bir örnek de Bagdat' ta Maarif yönetimince 1879-1880 yillarinda kurulan "Maarif Kütüphanesi" dir. Ayrica Evkaf idaresinin olusturdugu Bagdat' in A'zamiye Nahiyesi' nde kurulus tarihi belli olmayan bir kütüphane, bunlara eklenebilir. 

    15.  Devlet eliyle kurulan ve olusum sartlari teferruati ile bilinen ilk kütüphanemiz, "Beyazit Devlet Kütüphanesi" dir. Avrupa' daki gelismelerin Osmanli Imparatorlugu' na da intikâli ile aradaki sirkûlasyonun artmasi, bir yerde vakif eserleri besleyen toprak parçalarinin birer birer elden çikarilmasindan baska, aydinlarin istegi ve bunun devlet kademelerince de ilgi ile karsilanmasi, pek çok Bati ülkelerinin o güne kadar millî kütüphanelerini kurmus olmalarinin idareye böyle bir karari aldirdigini söyleyebiliriz. Maarif Naziri Mustafa Pasa gibi mütesebbis bir egitimci ve daha o yillarda, "Memlekette nahiyelere kadar kütüphaneler kurulmalidir." diyen Sadrazam Said Pasa ve bu kütüphanenin kurulusuna ayrica sahsî bütçesinden katkida bulunacak kadar cömert olan Padisah, Sultan II. Abdulhamid Beyazit Kütüphanesinin kurulus kararinin tatbikinde etkili olmuslardir. 1913 yilinda kütüphaneler tekrar Evkaf Nezareti' ne baglandigi halde Beyazit Kütüphanesi tek basina Maarif Nezareti' nde kalir. 

    16.    Tevhid-i Tedrisat Kanunu, Tekke ve Zaviyelerin Kapatilmasi Hakkindaki Kanun, kütüphanelerin koleksiyon yönünden gelismesine yardim eder. Cumhuriyet' ten sonra bütün kütüphaneler yeniden, Maarif Vekaleti'ne geçer. Daha sonra Baskent Ankara' da Millî Kütüphane' nin temelleri atilir. Millî Kütüphanenin kurulusu Adnan Ötüken gibi bir degerin öncülügünde gerçeklesir.        Beyazit Devlet Kütüphanesi'nin, Istanbul'un kültürel açidan merkezî bir yerinde olmasi ve Türkiye 'de basilan tüm dokümanlardan birer adedinin kütüphanede saklanmasi, yerli ve yabanci çok sayida okuyucunun akinina sebep olmaktadir. YAZAN: MUSTAFA KEMAL YILMAZ SESLENDIRENLER: ÖZGE ESIN(9-G) AYDENZI AYDIN(11 FEN C)

More Related