1 / 28

OTİZM

OTİZM. Otizm ; ömür boyu süren beyinsel bir rahatsızlıktır ve "sosyal etkileşimde , sosyal iletişimde kullanılan dilde veya sembolik veya hayali oyunda" gecikmelerle kendini gösteren sinir sisteminde düzensizlik olarak sınıflandırılır.

jana-barlow
Download Presentation

OTİZM

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. OTİZM

  2. Otizm; ömür boyu süren beyinsel bir rahatsızlıktır ve "sosyal etkileşimde, sosyal iletişimde kullanılan dilde veya sembolik veya hayali oyunda" gecikmelerle kendini gösteren sinir sisteminde düzensizlik olarak sınıflandırılır

  3. Otizm yaşamın ilk 3 yılında ortaya çıkan bir sendromdur. Nedeni bilinmemektedir. Kişi gördüklerini, duyduklarını, duyumsadıklarını doğru bir şekilde algılayamaz; bu nedenle sosyal ilişkileri ve davranışlarında ciddi sorunlar vardır. Erkeklerde daha yaygın olarak görülür.

  4. Otizm ya kendi başına ya da zeka geriliği, öğrenme güçlüğü, epilepsi gibi diğer gelişimsel bozukluklarla birlikte ortaya çıkabilir. Otizm kelimesinin manası "kendine dönük"tür.

  5. OTİZMİN BELİRTİLERİ • Çevresine karşı ilgisizdir. • Olaylara ve insanlara tepkisizdir. • Genelde tek başınadır. • İletişim güçlüğü çeker. • Konuşma zorluğu vardır.

  6. İnsanlarla temastan kucağa alınmaktan ya da sevilmekten hoşlanmamak. • Göz temasının çok az ya da hiç olmaması. • Uygunsuz ve sebepsiz gülmek ağlamak. • Seslere karşı aşırı duyarlılık ya da duyarsızlık. • Objeleri kendi etrafında çevirmek.

  7. Sürekli aynı oyunları oynamak. • Her şeyin aynı olmasını istemek, değişikliklere aşırı tepki vermek. • Aşırı hareketlilik ya da hareketsizlik. • Objelere gereksiz yere bağlanmak. • Bir sebep olmadan strese girmek, üzüntü duymak

  8. Motor hareket gelişiminde düzensizlik.(Topa vuramaz ama küpleri üst üste dizer) • Tekrarlayıcı davranışlar yapar. • Anlamsız kelimeleri tekrarlar. • Ellerini kollarını çırpar, olduğu yerde sallanır, kendi etrafında döner. • Tehlikeye karşı duyarsızlık. • Acıya karşı duyarsızlık.

  9. AYRI VE AYKIRI BİR DÜNYAOTİZM

  10. HASTALIĞIN BELİRTİLERİ:

  11. Genellikle bebekliğin ilk iki yılı içinde otizme ait belirtilerin başlaması beklenir. Nadiren bu belirtiler daha geç yaşta da başlayabilir. Otizm belirtileri çocuğun yaşına ve gelişim düzeyine göre çok farklılıklar gösterebilir. Bebekliğin ilk dönemlerinde annelerin ilk fark ettikleri çocuklarının diğer çocuklara nazaran daha az güldükleridir. Annenin bedensel teması, çocuğunu kucaklaması ve öpmesi her çocuğun arzuladığı bir işlev olmasına karşın bu çocukları rahatsız eder. Adeta sevilmekten hoşlanmazlar ve tepki gösterirler. Ana babanın seslenmesine karşı yanıt vermemeleri nedeniyle çoğu aile çocuklarının sağır olduğunu dahi düşünebilir. Çevredeki insanların görünümleri, giysileri dikkatlerini çekmez. dışarıdan izlendiğinde adeta odada kimse yokmuş gibi davranırlar. İnsanlarla göz göze gelmekten kaçarlar. Yalnızlığı severler ve yalnız bırakılmaya tepki göstermezler. Normalde çocuklar uyumadıkları dönemlerde yatakta kalmak istemez anneden ilgi beklerler. Ancak bu çocuklar uyumadıkları halde saatlerce yatakta sessizce kalabilirler. İlk dönemlerde anne ve babayı diğer insanlardan ayırmakta güçlük çekmelerine karşın yaşları ilerledikçe anne babaya bağlılıkları aşırı derecede artabilir ve ayrıldıklarında yoğun sıkıntı yaşayabilirler. 

  12. Otistik çocuklar en çok konuşma gecikmesi şikayeti ile hekime getirilirler. Bedensel gelişimi yaşına uygun olan çocuğun konuşması yaşıtlarına göre oldukça geridir. 5 yaşına geldiklerinde ancak % 50 si tek kelimelerle konuşabilir. Konuşmayı ilişki kurmaktan çok ihtiyaçların giderilmesi için kullanırlar. Bir kısmı ise ileri yaşlarda dahi konuşamaz ya da konuştukları anlaşılamaz. Konuşmanın geriliği yanında bu çocuklarda söylenen sözcükleri tekrarlama ve kelime uydurma gibi konuşma bozuklukları görülebilir. Konuşmadaki bütün bu gerilik ve bozukluklar çocuğun ilişki kurmadaki zorluğunu bir kat daha artırır. 

  13. Her yaş çocuğu kendi yaşıtlarıyla oynamaktan hoşlanır. Yaşıtlarıyla bir araya geldiğinde onlarla ilgilenir ve oyun kurmaya çalışır. Otistik çocuklar ise hep yalnız olmayı tercih eder, çocukların içine karışmaz, hep bir köşede yalnız başına oynarlar. Kendi özel davranış biçimleri ile diğer çocuklardan hemen ayırt edilebilirler. Örneğin kendi etraflarında defalarca dönme, tek ayak üzerinde zıplama ve odanın içinde bir köşeden diğerine koşma gibi amaçsızca tekrarlanan hareketleri vardır. El çırpma, tüm bedeni sallama gibi olağan dışı beden hareketleri dikkat çekicidir. İlgi alanlarının kısıtlılığı nedeniyle belirli oyuncaklarıyla hep aynı biçimde ve tekrar tekrar oynarlar. Evde bulunan bazı nesnelere aşırı ilgi gösterebilirler. Mekanik aletlere ve dönen nesnelere ilgileri büyüktür. Bazı nesnelere karşı duygusal olmayan ve bize göre anlamsız aşırı bağlılıkları vardır. Bir parça sicim ya da gazoz kapağı onlar için vazgeçilmez birer nesne olabilir. Yaşam içindeki olağan değişimlere karşı direnç gösterirler. Ev içinde bir eşyanın yerinin değişmesine izin vermez, eve alınan yeni bir eşyayı kullanmak istemezler. Değişime karşı bu direnç ailenin hayatında kısıtlamalara neden olacak derecede rahatsızlık verici olabilir. 

  14. Tepkileri ani ve yersiz olabilir. Öfke patlamaları, kendine zarar verici davranışlar ya da uygunsuz sevinç nöbetleri gözlenebilir. Yaş ilerledikçe çocuğun çevresiyle aktif ilişkiye girmesi artabilir ancak sınır koyamama gibi uygunsuz davranışlar devam eder. Daha ileri yaşlarda zekası normal olan çocuklarda önceden olan olayları detaylı hatırlama ve akılda tutmalar görülebilir. Müzik, hafızada tutma ve okuma gibi bazı özel alanlarda garip ve akıl almaz becerileri olabilir. 

  15. Otistik çocukların aile tarafından hekime ilk getirilme nedeni genellikle konuşmalarındaki gecikmedir. Oysa daha ilk yıl içinde çocuğun dış dünyaya kapalılığı ilgili bir anne tarafından fark edilebilir. Kendisi ile dış dünya arasında kalın bir duvar olan bu çocuklar annelerinin gösterdiği sevgi ve ilgiye adeta kayıtsız kalırlar. Bir annenin bunu fark etmemesi mümkün değildir. Ancak çocuğuna karşı ilgisiz ve sevgisini gösteremeyen anneler bu bozuk gidişi anlamayabilirler. 

  16. Otistik çocukların bir çoğunda zeka düzeyi normalin altındadır. Bu çocuğun genel olarak işlevselliğini azaltan bir faktördür. Yapılan araştırmalar otizmin toplumda yaklaşık 10.000 çocuktan 4 ünde görüldüğünü göstermiştir. Erkek çocuklarda kızlara oranla 4-5 kat daha fazla sıklıkta görülür. Otistik çocukların kardeşlerinde bu hastalığın görülme sıklığı normal çocuklara oranla daha fazladır

  17. TEDAVİ:

  18. Nedenin kesin olarak bilinememesi tedavi yaklaşımlarını sınırlamaktadır. Şurası unutulmamalıdır ki otizm tedavisinin ilk ve en önemli aşaması ailenin hastalık hakkında bilgi sahibi olmasıdır. Çünkü tedavi içinde aile aktif olarak rol almalıdır. Bunun için tedavi ekibi ile işbirliği yapmak zorundadırlar. Gerginliğini üzerinden atamamış, sabırsız ve beklentisi yüksek olan ailelerin tedaviyi sürdürebilmeleri imkansızdır. Hastalığa özgü bir ilaç henüz yoktur. Ancak kendine ya da etrafına zarar veren, huzursuz, uykusuz, aşırı hareketli çocuklara bazı ilaçlar kullanılmaktadır. Şu anda asıl olarak üzerinde durulan çocukları otistik halden çıkarmaya yönelik davranış ve eğitim programlarıdır. Burada amaç çocuğun sosyalleşmesini ve ilişki kurabilmesini sağlamaktır. Çocuğun zeka düzeyine göre konuşma ve okuma yazma eğitimi verilebilir. Bu çabaların asıl amacı çocuğun dış dünyaya uyumunu sağlamaktır. Bu programların yetkili ve ehliyetli insanların katkısıyla sürdürülmesi gerekir. Kısa vadede sonuç beklemek doğru olmaz. Tedaviden alınacak sonuç çocuğun zeka düzeyi ile yakından ilgilidir. Zeka düzeyi düşük , konuşması geri çocukların tedaviden yararlanma oranları oldukça düşüktür. Otistik çocukların ancak % 10 u ileriki yaşamlarında başkalarına muhtaç olmadan yaşamlarını sürdürebilirken büyük kısmı yardımsız ve bağımsız yaşayamaz

  19. Kendisi de bir zamanlar otistik olan ve İngiltere’de halen bakanlık danışmanlığı yapan Pakistan asıllı yazar Kamran Nazeer, son kitabında, iyi eğitim almış otistik çocukların pekálá toplum yaşamına ayak uydurabileceklerini anlatıyor.

  20. Otizm engel değil, aşılabilir gelişim bozukluğu

  21. Bugüne kadar otizmi tedavi etmek mümkün olmadı, doktorlar bozukluğun ne derece hafifletilebileceği üzerinde duruyorlar daha çok.

  22. Kamran ve 4 arkadaşıVe gerçekten de çok büyük aşamalar kaydeden otistikler var. Mesela Kamran Nazeer. Bugün artık İngiliz Adalet Bakanlığı’nda siyasi danışmanlık yapan Nazeer, birlikte eğitim gördüğü otistik arkadaşlarını yirmi yıl sonra bularak, yaşamlarını kısa bir süre önce yayımlanan bir kitapta anlattı. Kendisiyle birlikte dört arkadaştılar. AndrŽ, bilgisayar laboratuarındaki işine giderken bile hala bebeklerini yanında taşıyor. Randall bisikletli kuryelik yapıyor ama tuhaflık açısından AndrŽ’den geri kalır yanı yok. Sabahın erken saatlerinde bisikletini gözleri kapalı sürmeye bayılıyor, ama eğer freni bir milim geç çalışırsa, hemen alet kutusunu çıkarıyor ve onarıyor. Craig, bu ikisinden çok daha başarılı. Politikacılara hazırladığı konuşmalar büyük övgüler alıyor.

  23. Birbirleriyle oyun yokKamran dört yaşına geldiğinde, sınıftaki hiç kimseyle konuşmasa da birisi oyuncak arabasını elinden aldığı zaman yaygarayı basıveriyordu. Otistik çocukların hiçbiri birlikte oynamıyordu. Bazıları arkadaşlarına arkaları dönük oturuyor, zaman zaman da öfke nöbeti geçiriyorlardı. Craig aylarca bıkmadan, usanmadan hep aynı cümleyi tekrarlayıp durmuştu: "Gönderin ahmakları içeri!" Fakat biz şanslıydık, öğretmenlerimiz bizim için çok çabaladı diyor Kamran. Büyük bir sabır ve hevesle, çocukları birbirlerine bakmaları ve dokunmaları için yüreklendirmişlerdi.Çocuklar, şematik resimlerle, dudaklar, kaşlar ve gözlerle ortaya çıkan yüz ifadelerini anlamaya çalıştılar. Ve zamanla yüz ifadelerini diğer insanların Kiril alfabesini çözmeleri gibi okumayı öğrendiler.

  24. Made in : Ahmet Soyyiğitoğlu

More Related