1 / 27

M ZIKLI TIYATROLAR

M

jovita
Download Presentation

M ZIKLI TIYATROLAR

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


    1. MÜZIKLI TIYATROLAR M. Mustafa KILINÇER TÜRK DILI VE EDEBIYATI ÖGRETMENI

    2. MÜZIKLI TIYATROLAR OPERA: Sözlerin çogu ya da tamami koro halinde ve/veya solo sarki olarak söylenen müzikli tiyatro türü. OPERET: Basit konusu olan, biraz eglenceli, genellikle halk için yazilmis, bir kismi bestesiz sözlerden olusan müzikli tiyatro eseridir. VODVIL: Hareketli ve eglenceli konusu olan içinde sarkilara yer verilen bir tiyatro türüdür. BALE: Konuyu dans ve hareketlerle anlatan müzikli ve sözsüz tiyatro türüdür. (Belli bir konuyu anlatan dans türü olarak da tanimlanabilir.)

    3. OPERA Bütün sözler,hareketler ve jestlerin musikiyle bestelenmis ve orkestra sefinin idaresine verilmis dram ve trajedilerdir. Trajedilerde bir tek kelime müziksiz söylenmez. Opera, musiki, kilise ve paganizm (Eski Yunan Putperestligi)den çikmistir. Agir bir hüzün havasi vardir. Olaylar acikli ve hislidir. Çok gösterisli dekor ve kiyafetler içinde sunulur.

    6. Sözlükler ve ansiklopediler "Opera" nin tanimini kisaca söyle yapmislar: Sözlerinin tümü ya da bölümü sarki olarak söylenen, müzige uygulanmis sahne yapiti ve bastan sona bestelenmis, sololu, korolu, orkestrali sahne oyunu gibi. Ilk opera eserinin Jacopo Peri'nin "Dafne" operasi 1597 yilinda Italya'da (Floransa kenti) sahnelenmesinden sonra, bu sanat dali Avrupa'da hizli gelisti ve yayildi. Ancak ülkemiz uzun süre opera sanatina kapali kaldi.

    7. Türkiye'de opera deyince konumuzu iki büyük baslik altinda incelemek gerekmektedir. I. Osmanli Imparatorlugu Dönemi II. Cumhuriyet Dönemi

    8. OSMANLI IMPARATORLUGU DÖNEMI Osmanli Imparatorlugu döneminde Avrupa ülkelerine gönderilen elçilerin ülkemize döndüklerinde padisaha hazirlayip sunduklari sefaretnamelerde "Opera" kelimesinden bahsettikleri görülür. Uzun uzun bu seyrettikleri "opera"lari anlatan elçiler sarayda operalara karsi bir ilginin olusmasina neden oldular. Böylece padisah III Murad döneminde (1574-1595) sarayda ilk müzikli oyun sergilendi. Daha sonralari kendisi de bir besteci olan padisah III Selim döneminde (1761-1808) bu Sefaretnamelerden etkilenerek Topkapi sarayinda 1797 yilinda yabanci bir topluluga opera temsili verdirdigi o dönemin saray katibinin tuttugu notlardan anlasilmaktadir.

    9. CUMHURIYET DÖNEMI Cumhuriyet'in ilan edildigi yillarda ülkemizde opera dalinda önemli gelismeler olmadi. Ziya Gökalp'in müzik konusundaki görüslerinden etkilenen Mustafa Kemal (Atatürk) Cumhuriyet sonrasinda devletin müzik politikasini, "Türk halk müzigini temel alip Bati'da gelistirilmis çoksesli teknik ve yöntemleri kullanarak yeni bir müzigin yogurulmasi" biçiminde belirlemisti. Bu temel ilke uyarinca yetenekli gençler Avrupa'ya müzik ögrenimine gönderildi. Avrupa'daki müzik egitimini tamamlayarak yurda dönen genç müzikçiler, 1930'lardan sonra bu alanda da etkinliklerini göstermeye basladilar. Ankara'da Musiki Muallim Mektebi'nin, Istanbul'da Darülelhan'in kurulmasi, disarda egitim gören genç ögretim üyelerinin bu kuruluslarda ögrenci yetistirmeye baslamasi, opera alaninda gerek besteci gerekse yorumcu açisindan umutlu bir gelecege atilan ilk adimlar oldu.

    10. Cumhuriyet'in müzik politikasina uygun ilk operayi Ahmet Adnan (Saygun) besteledi. Konusu ve librettosu üzerinde Mustafa Kemal'in de titizlikle durdugu "Özsoy" (öbür adiyla Feridun) adli bu operanin metnini Münir Hayri (Egeli) yazmisti. Türkler Iranlilarin ayni soydan geldigini temasini isleyen "Özsoy" ilk kez 19 Haziran 1934'te, Mustafa Kemal'in ve onun resmi konugu Iran sahi Riza Pehlevi'nin huzurunda sahnelendi. Bu ilk operayi, gene Ahmet Adnan Saygun'nun "Tasbebek" iyle, Necil Kazim Akses'in "Bayönder"i izledi.

    11. OPERET Operet, olaylari gülünç ve toplumsal, siyasal yergi ögeleri içererek anlatan müzikal sahne oyunudur. Sözlerinin müziksiz kisimlari müziklerden çok olan tiyatro eserlerdir. Halka hitap etmek için yazilir. Operetlerde renk,isik,kiyafetler ve dans en göze çarpici sekilde kullanilir. Eglenceli ve hafif konular üzerinde yazilip bestelenmis, kismen konusmali, kismen de besteli sahne eseri. Operetlerin özellikle müzik kismi çabuk ögrenilir ve kulakta kalacak sekilde bestelenmistir.

    12. Türkiye'de operet Operet, Türkiye'de 19. yüzyi'in ikinci yarisi ve 20. yüzyil'in ilk yarisinda yaygin bir tür oldu. Operet besteleyen ilk müzikçi Dikran Çuhaciyan Efendi oldu. Özellikle Leblebici Horhor operetiyle yaygin bir ün kazandi. Ismail Hakki Bey, dogu müzigi sistemleri içinde operetler besteledi. Daha sonra Dr. Suphi Ezgi, Hasan Ferit Alnar, Muhlis Sabahattin Ezgi, Cemal Resit Rey bu türden ürünler verdiler

    13. LÜKÜS HAYAT OPERETI’NDEN SAHNELER

    17. VODVIL Vodvil, toplumsal sorunlari, mizahi bir yaklasimla hicveden tiyatro türüdür. Vodvil türü, 18. yüzyilda sinif farkinin olusmasi sonucu Fransa'da ortaya çikti. Içinde müzikal bölümler, dialoglar, monologlar, ve pandomim gibi degisik gösteri türleri barindirabilir. Komedi'nin alt türlerinden biri oldugu için komediyle pek çok ortak tarafi vardir. Ama bazi yönleriyle komediden ayrilir. Vodvilleri, genellikle mutlu sonla biterler. Hikayenin sonucunda olaylarin kaynaklandigi sosyal sorunlar ortaya çikarilmaya çalisilir. Vodvil kisilerinin karakterleri detaylariyla belirtilmez, belli özellikleri öne çikarilmis abartili karakterlerdir. Vodvil adinin voix de ville (sehrin sesi) sözcügünden türetildigi düsünülmektedir. 20. yüzyilda sinema türünün popülerlik kazanmasiyla, vodvil de tarihe karismaya basladi

    18. OPERA KOMIK Içinde sarki ile konusmanin birlikte olabildigi yari ciddi, yari komik sahne eseri. XVIII. yüzyilin ikinci yarisinda gelismistir.

    19. REVÜ (RÖVÜ) Operetin daha hafif fakat hiciv, alay, tenkit dolu çesididir. Tiyatroda, eserden önce gösterilen müzikli ve dansli oyun.

    22. BALE Bale, kurallari belli akademik dans (danse d’école) tekniginin, baska sanatsal ögelerle de birlestirilerek bir sahne gösterisi olusturacak biçimde sunulmasidir. Bale terimi, bu akademik dans teknigi için de kullanilir. Bir gösteri sanati olarak genellikle müzik esliginde, dekor ve sahne giysileriyle sunulan, son derece titiz bir danstir. Bir bale, dans, müzik ve tasarimla dramatik bir öykü anlatabilir ya da hiç bir öykü olmadan yalnizca müzigin dans araciligiyla bir yorumu biçiminde sunulabilir. bale dans ile ayni sey demek degildir. `Dans-drama-müzik-dekor` `bale`yi olusturur. Her ne kadar bir kisim koreograflar son yillarda `George Balanchine` örnegini izlemektelerse de -yalnizca dekoratif dekor olmaksizin yapilan uygulama ki bunda dansçilar basit leotardlar giymislerdir ve sahne açik bir siklorama halindedir veya kumaslarla kaplidir- tüm büyük baleler hemen hemen esit partlar halinde bu bilesenlerden olusur.

    27. ÖZEL IZMIR BILGE ATA LISESI M. Mustafa KILINÇER TÜRK DILI VE EDEBIYATI ÖGRETMENI

More Related