1 / 29

İSTANBUL DOLMABAHÇE SARAYI

İSTANBUL DOLMABAHÇE SARAYI.

rosa
Download Presentation

İSTANBUL DOLMABAHÇE SARAYI

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. İSTANBULDOLMABAHÇESARAYI

  2. Osmanlı Kaptan-ı Derya gemilerinin demirlediği Boğaziçikoy "hasbahçe"ye dönüştürülmüştür. Bu bahçede çeşitli dönemlerde yapılan köşkler ve kasırlar18. yüzyıl'ın ikinci yarısına doğru, Türk mimarisinde Batı tesirleri görülmeye başlanmış ve "Türk Rokokosu" denilen süsleme şekli, gene Batı tesiri altında kalarak yapılan barok tarzı köşk, kasır ve sebillerde kendini göstermeye başlamıştır. III.Selim, Boğaziçi'nde Batı tarzında ilk binaları inşa ettiren padişahtır. Mimar Melling'e Beşiktaş Sarayı'nda bir kasır yaptırmış, lüzum gördüğü diğer yapıları da genişlettirmiştir. II. Mahmut, Topkapı Sahilsarayı'ndan başka, Beylerbeyi ve Çırağan bahçelerinde Batı tarzında iki büyük saray yaptırmıştır.Abdülmecit, eski Beşiktaş Sarayı'nda bir süre oturduktan sonra, şimdiye kadar tercih edilen klasik saraylar yerine, ikamet, sayfiye, misafir kabul ve ağırlama, devlet işlerini yürütme amacıyla, Avrupai planve üslupta bir sarayın inşaatına karar verdi.

  3. Abdülmecit, diğer şehzadeler gibi köklü bir eğitim görmemesine rağmen, Batı'ya dönük bir sultandı. 1842'de sarayın yerinde olduğu ve bu tarihten sonra yeni sarayın inşaatına başlandığı tahmin edilmektedir. Dolmabahçe Sarayı'nın açılış töreni Ruslar'la yapılan Paris Antlaşması (30 Mart 1856)'dan sonra olmuştur. Avrupa saraylarının anıtsal boyutlarına özenilerek inşa edilen Dolmabahçe Sarayı, değişik üslupların öğeleriyle donandığından belirli bir üsluba bağlanamaz. Dolmabahçe Sarayı'nın kendine has, belirli ekollere giren bir mimari üslubu olmamasına karşın Fransız Baroku, Alman Rokokosu, İngiliz Neo Klasizmi, İtalyan Rönesansı karışık bir şekilde uygulanmıştır. Deniz tarafından görünüşü batılı olmasına karşılık, bahçe tarafı yüksek duvarlarla çevrili ve ayrı ayrı birimlerden oluşması itibariyle doğulu görünüme sahiptir.

  4. DOLMABAHÇE SARAYI, İstanbul’da Karaköy'den Sarıyer'e uzanan sahil şeridinin Kabataş ile Beşiktaş arasında kalan bölümünde, Marmara Denizi'nden Boğaziçi'ne deniz yoluyla girişte sol sahilde, Üsküdar'ın karşısında yer alır.

  5. Saray, plan özelliği açısından, ortada büyük bir sofa ve bu sofaya açılan köşe odalardan oluşan bölümlere sahiptir. Türk Evi Plan Tipi'nin karakteristiğini yansıtan bu planda salonlar, batılı saray mimarilerinde sık görülen uzun koridorlarla birleşirler. Tek çatı altında, 14.595 m2 lik bir alana kurulan bu büyük yapıda, 285 oda, 43 salon, 6 balkon, 6 hamam ve biri padişaha diğeri Valide Sultan'a hizmet veren iki mutfak bulunmaktadır. Saray'ın çatı kaplaması kurşundandır.Dolmabahçe Sarayı, 600 m uzunluğunda mermer bir rıhtım üzerinde inşa edilmiş olup üç katlı, simetrik planlıdır.Temeli kestane ağacı kütüklerinden yapılmıştır.

  6. SARAYIN, İSTANBUL BOĞAZI’NA OLAN CEPHESİDolmabahçe Sarayı'nın bugün bulunduğu alan, bundan dört yüzyıl öncesine kadar Osmanlı Kaptan-ı Derya'sının gemileri demirlediği, Boğaziçi'nin büyük bir koy'u idi. Dolmabahçe sarayı hala eski güzelliğini korumaktadır. Geleneksel denizcilik törenlerinin yapıldığı bu koy zamanla bir bataklık hâline geldi. 17. yüzyıl'da doldurulmaya başlanan koy, padişahların dinlenme ve eğlenceleri için düzenlenen bir "hasbahçe"ye dönüştürüldü. Bu bahçede çeşitli dönemlerde yapılan köşkler ve kasırlar topluluğu, uzun süre Beşiktaş Sahilsarayı adıyla anıldı.

  7. Dolmabahçe Sarayı’nın deniz yoluyla gelen ziyaretçileri için açılmış boğaza nazır kapısı

  8. Saray mimarı Sarkis Balyan tarafından Neobarok ve Ampir tarzında yapılmıştır. 27 metre yüksekliğinde ve 4 katlı olan kulenin 94 basamağı vardır. Merdiven sahanlıklarının zemini renkli taşlarla, geometrik şekiller verilerek yapılmıştır. 12 x 12 m ölçülerindeki mermer platforma, kule sütunları ile 8,50 x 8,50 m abadındaki yapı oturur. Kulenin her kenarında altışar basamaklı merdiven ve köşelerde iki katlı birer fıskiye bulunur. SARAYINGİRİŞİNDEKİ SAAT KULESİ

  9. Üzerinde Abdülmecit'in tuğrasının bulunduğu Saltanat Kapısı, koridorlu iki yüksek duvar arasında bulunur. Bir taraftan bayıldım bahçesine, diğer taraftan da Hasbahçe'ye bakan kapının demirden yapılmış iki kanadı vardır. Abidevi bir görünümü bulunan kapının girişinde her iki tarafta da birer sütun vardır. Kapı, büyük panolar içine alınmış madalyonlardan sonra ikiz sütunların kullanılmasıyla taçlandırılmıştır. İçte ve dışta ikişer kulesi vardır. DOLMABAHÇE SARAYI’NIN SALTANAT KAPISI

  10. Sarayın giriş kapısı ve aydınlatmaları

  11. HAZİNE KAPISIHazine kapısı, bugün idare binası olarak kullanılan Hazine-i Hassa ile Mefruşat Dairesi arasında bulunur. Yuvarlak kemerli ve beşik tonozlu bölümü bu kapının esas girişini oluşturur. Kapının iki kanadı demirden imal edilmiştir. Kapının girişinde her iki tarafta, yüksek kaideler üzerinde ikiz sütunlar vardır. Hazine kapısının sağ ve solundaki kapılardan Hazine-i Hassa ve Mefruşat Daireleri'nin avlularına giriş sağlanmıştır. Kapının taçlandırılmış üst tarafında bulunan madalyonda oval şekil I. Abdülmecit'in tuğrası ve bunun altında da Şair Ziver'in 1855/1856 tarihli kitabesi yer alır. Kitabenin hattatı Kazasker Mustafa Efendi'dir.

  12. Dolmabahçe Sarayı arka bahçeden görünüm

  13. HASBAHÇE Mabeyn veya Selamlık Bahçesi olarak bilinen bu bahçe, Hazine Kapı ile Saray girişi arasındadır. Kareye yakın bir dikdörtgen biçimindedir. Sarayın ana eksenine göre simetrik olarak düzenlenmiştir. Ortada büyük bir havuz ve bu havuzu çevreleyen içiçe iki daire, bahçenin ana ögeleridir.

  14. MABEYİN DAİRESİ Dolmabahçe Sarayı'nın iç ve dış süslemeleri Batı'nın çeşitli sanat dönemlerinden alınan motiflerin bir arada kullanılmasıyla gerçekleştirilmiştir. Barok, Rokoko ve Ampir özelliğindeki motifler iç içe kullanılmıştır. Sarayın inşaatında Marmara Adaları'ndan çıkarılan maviye benzer bir renkteki mermer kullanılmış, iç süslemede ise su mermeri, billur, somaki gibi kıymetli haiz mermer ve taşlarla çalışmalar yapılmıştır.Dış cephelerdeki süslemelerde olduğu gibi iç tezyinatta da eklektik (seçmeci) anlayış hakimdir.

  15. SARAY’INMUAYEDESALONU’NUNKAPISI

  16. Harem ve Mabeyn bölümleri arasında yer alan Muayede Salonu; Dolmabahçe Sarayı’nın en yüksek ve en görkemli parçasıdır. 2000 m2’yi aşan alanı, 56 sütunu, yüksekliği 36 m.yi bulan kubbesi ve bu kubbeye bağlı yaklaşık 4,5 tonluk İngiliz yapımı avizesiyle bu salon, sarayın diğer bölümlerinden belirgin bir biçimde ayrılmaktadır. MUAYEDE SALONU

  17. SARAYIN İTALYAN VE FRANSIZ SANATÇILAR TARAFINDAN YAPILMIŞ TAVAN SÜSLEMELERİ Sarayın duvar ve tavan süslemeleri İtalyan ve Fransız sanatçılar tarafından yapılmıştır. İç süslemelerde çoğunlukla altın tozu kullanılmıştır. Resimler sıva ve alçı üzerine yapılmış, duvar ve tavan süslemelerinde perspektifli mimari kompozisyonlarla boyutlu yüzeyler meydana getirilmiştir. Sarayın iç dekoru, tarih akışı içinde ilaveler yapılarak zenginleştirilmiş, özellikle yabancı devlet adamı ve kumandanların hediyeleri ile salon ve odalar ayrı bir değer kazanmıştır.

  18. SÜFERA (ELÇİLER SALONU) SALONUSarayın önemli protokol salonlarından biridir. Salon, sultana güven mektuplarını sunmaya gelen elçilerin maiyetlerinin bekletildiği birmekandı. Yabancı devletler nezninde Osmanlı İmparatorluğu’nun ihtişamını vurgulayan mekan, altın varak süslü tavanı, büyük kristalavizesi, ayaklı kristal şamdanları ve Avrupa porseleni şöminelerin üzerindeki kristal yüzeylerin pırıltısı ile göz kamaştırıcıdır. Süfera Salonu’nda İngiliz avizelerinin seçkin bir örneği bulunmaktadır.

  19. Sultan’ın Muayede Salonu’ndaki bayramlaşmadan sonra Halife Merdiveni’nden çıkarak ulaştığı ve Harem halkının tebriklerini kabul ettiği bu mekan, Harem’in tören salonudur. Sultan’ın Harem’deki dairesinin merkezini oluşturan salon, dekorasyonunda kullanılmış olan mavi renkten dolayı, günümüzde Mavi Salon olarak tanımlanmıştır. MAVİ SALON

  20. Günümüzde Pembe salon olarak tanınan bu mekan, Osmanlı döneminde “Valide Sultan Divanhanesi” ve “Balkonlu Sofa olarak bilinmektedir. Valide Sultan ve kadınefendilerin, özel konuklarını ağırladığı, bazılarına padişahların da katıldığı davetler, bu salonda gerçekleştirilmiştir. PEMBE SALON

  21. HAREM-İHÜMAYUM Harem, padişahın ve ailesinin evidir. İç mekan dekorasyonu Selamlık bölümüne oranla kısmen mütevazi olan bu bölümün, deniz kıyısından içe doğru uzanan L şeklinde bir planı vardır. Hünkâr Dairesi, Valide Sultan Dairesi, kadın efendiler ve ikballere tahsis edilmiş dairelerden oluşan Harem'de orta kat görevlilere, üst kat ise padişah ailesine ayrılmıştır.

  22. SELAMLIKDolmabahçe Sarayı'nın Selamlık bölümü "Mabeyn-i Hümayun" olarak adlandırılır. Devletin resmi işlerinin yürütüldüğü, padişahın günlük çalışma ve kabullerini gerçekleştirdiği bu mekânda, zemin kat saray hizmetlilerine, birinci kat üst düzey saray görevlilerine, üst kat ise padişah ve konuklarına ayrılmıştır.

  23. SARAY’IN SELAMLIK DAİRESİ’NDE YER ALAN SULTAN HAMAMI’NDAN GÖRÜNÜM Barok tarzda yapılan hamamın duvarları yaprak, kıvrımlı dal ve çiçek motifleriyle süslenmiştir. Girişin sağ ve solunda somaki kurnalar vardır, ayna taşlarının işçiliği dikkat çeker.

  24. Dolmabahçe Sarayı'nın Harem Dairesi'nde yer alan bir hamamdan görünüm Aydınlanması tepe camlarıyla sağlanan hamamın sıcaklığında üç kurna vardır.Yıkanma yerinin sağ tarafında bir küvet, sol tarafında ise musluk ile tuvalete yer verilmiştir. Girişin karşısında kurşun vitraylı pencere bulunmaktadır. Soldan dinlenme odasına geçilir. Sol tarafta ayna taşı çiçek motifleriyle süslü bir çeşmeye yer verilmiştir.

  25. Sarayın, üstü cam kaplı iç mekânı

  26. Sarayın protokol girişinden üst kata çıkış bölümü, kristalden yapılma trabzan parmaklıkları sebebiyle Kristal Merdiven olarak anılır. Saltanat Merdiveni olarak da tanımlanan bu merdivenler, sarayın hizmet katını, devlet katına bağlar Barok dönüşlerle hareketlenen ve hem Süfera Salonu’na hem de Zülvecheyn Salonu’na geçiş sağlayan bu merdivenlerin trabzanları kesme kristaldendir. Trabzanlardaki kristaller, büyük bir avize ve gün ışığını direkt olarak içeri alan cam tonoz örtü ile birlikte parlak ve ışıklı bir ortam oluştururlar. Sarayın, kristalden yapılmış billur korkuluklu merdivenleri

  27. Atatürk'ün Dolmabahçe Sarayı'nın Harem Dairesi'nde yer alan çalışma odası

  28. Atatürk'ün 10 Kasım 1938 tarihinde hayata gözlerini yumduğu yatağı

  29. İŞTE VEDA ANI 10 KASIM 1938 SAAT 9:05

More Related