1 / 49

Kan ve kan ürünleri transfüzyonu

Kan ve kan ürünleri transfüzyonu. KAN: Her biri ayrı fonksiyonlara sahip özel yapılardan oluşmuş ,canlı bir dokudur. Damarlar içinde dolaşan sıvı bir ortam olup plazma(sıvı kısmı) ve şekilli elementlerden(eritrosit,lökosit ve trombositlerden ) oluşur.

tasya
Download Presentation

Kan ve kan ürünleri transfüzyonu

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. Kan ve kan ürünleri transfüzyonu

  2. KAN:Her biri ayrı fonksiyonlara sahip özel yapılardan oluşmuş ,canlı bir dokudur. Damarlar içinde dolaşan sıvı bir ortam olup plazma(sıvı kısmı) ve şekilli elementlerden(eritrosit,lökosit ve trombositlerden) oluşur.

  3. Kan hücreleri kemik iliği,dalak,karaciğer ve lenfoid dokulardanoluşan kan yapımı ile ilgili organlar(Retiküloendotelyal Sistem )tarafından yapılır.

  4. Kanın görevleri: • Dokulara oksijen ve besin maddeleri taşımak • Karbondioksit ve metabolik atıkları deri,akciğer ve böbreklere taşımak • Endokrin glandlardan salgılanan hormonları vücudun ilgili organ/ dokularına taşımak • Enfeksiyon varlığında,lökosit ve antikoagülanları enfeksiyon bölgesine taşıyarak, vücudu zararlı mikroorganizmalardan korumak • Vücut ısısını düzenlemektir.

  5. Lökositlerin sınıflandırılması: NÖTROFİLLER: • Lökositlerin yaklaşık olarak %40-60’ını oluştururlar. • Kemik iliğinde gelişirler. Kemik iliğinde,periferik kanda bulunandan10-15 kat daha fazla nötrofil bulunur. • Bakteri,virüs ve zararlı maddeleri en hızlı şekilde yok etmekten (fagositoz)sorumludur • Enfeksiyon,yanık,stres,inflamasyon,durumlarında sayıları artar.

  6. Eozinofiller • Kanda 5-300 mm3 (%1-3) bulunurlar. Bol stoplazmik granüllü büyük hücrelerdir. • Büyük bir çekirdeğe sahiptirler. • Parazit enfeksiyonlarına karşı savunmada ve allerjik reaksiyonların kontrolünde rol oynarlar. • Zayıf fagositoz özelliğe sahiptirler.

  7. bazofiller • Kanda 0-100 h/mm3 bulunurlar. Allerjik olaylarda histaminsalınımında rol oynarlar. • Periferik kanda nadiren görünürler . • Bazofiller kemik iliğinde birkaç gün yaşarlar ve hızla, çok kısa süre yaşayacakları hedef dokulara geçerler.

  8. Lenfositler : • Lenfositlere immünokompetan (duyarlılığı ve hatırlama yeteneği olan ) hücre denilmektedir. Patojenler ve yabancı maddeler yüzeylerinde antijen olarak adlandırılan ,özel bir antijene spesifik olarak hedeflenen lenfositlerin gelişimi ve çoğalmasını harekete geçiren maddelere sahiptirler. • %5’i periferik kanda %95’i lenfoid dokularda bulunur. Kanda 1000-4000 h/mm3 (%20-40)bulunurlar.

  9. Monositler: • Kanda 200-800 h/mm3 bulunan,koyu renkli, böbreğe benzeyen çekirdeğe sahip iri hücrelerdir. 4-5 günde olgunlaşırlar. • Hareketli ve güçlü fagositlerdir. Kan dolaşımından ayrılarak dokulara ulaştıklarında, daha da büyüyerek MAKROFAJ adını alırlar. • Enfeksiyon alanlarında uzun süre kalırlar. Özellikle viral ve fungal enfeksiyonlarda sayıları artar.

  10. Kan transfüzyonu: 1- Kan transfüzyonuna karar verilmesi 2- Tedavi niteliğinin ve niceliğinin belirlenmesi 3-Hasta ve hasta yakınlarının bilgilendirilmesi ,onaylarının alınması 4-Verilecek kan ürünlerinin reçete edilmesi ve hasta ile uyumunun saptanması 5-Kan ve kan ürünlerinin uygun koşullarda toplanması 6-Kan ürünlerinin uygun koşullarda transferi ve saklanması 7-Kan ve kan ürünlerinin saklanması sırasında ortaya çıkan değişiklikler 8-Kan ve kan ürünlerinin uygun koşullarda verilmesi 9-Kan ve kan ürünlerinin uygulandığı durumlar eritrosit süspansiyonu

  11. Kan ve kan ürünleri “ Kan soğuk zinciri” ne dikkat edilerek saklanmalı ve taşınmalıdır. Soğuk zincirin korunması kan ürünlerinin doğru sıcaklıkta saklanmasını sağlar ve bozulmasını engeller. Kan soğuk zincirinde herhangi bir kırılma,kan alıcısı için tehlikeyi artırmakla birlikte az bulunan,değerli bir kaynağın boşa harcanmasına neden olur.

  12. Kan ve kan ürünlerinin saklanma koşulları

  13. Kan torbalarında bulunan antikoagülan-koruyucu solüsyon fonksiyonları: C-Sodyum sitrat: Sodyum tuzu değişiminde kalsiyum iyonlarıyla bağlanır. Böylece kan pıhtılaşır. P-Fosfat: Depolama sırasında eritrosit metabolizmasını destekler. Eritrositler,doku yüzeyinin hemen oksijenlenmesini sağlar. D-Dekstroz: Depolama süresini artırmak için eritrosit membranında bulunurlar. A-Adenin: Enerji kaynağı sağlar.

  14. İnfüzyon hızı:Kan transfüzyonu ,dakikada 100 ml’den daha hızlı verildiğinde kardiyak arreste neden olabileceği için hızlı verilmemelidir.

  15. Eritrosit süspansiyonu ,tam kan veya kırmızı kan hücreleri,buzdolabından çıkarıldıktan sonra 30 dk. İçinde uygulamaya başlanmalıdır. Oda sıcaklığının 220C ile 250C olduğu ortamda ,tranfüzyon başlandıktan sonra en fazla dört saat içinde transfüyon tamamlanmalıdır. Eğer oda sıcaklığı çok daha yüksek ise,tranfüzyon daha kısa sürede yapılmalıdır. Eğer oda sıcaklığı çok daha yüksek ise,tranfüzyon kısa sürede yapılmalıdır.

  16. Taze donmuş plazma(TDP),eritildikten sonra ,pıhtılaşma faktörlerlerinin kaybını önlemek için mümkün olan en kısa sürede uygulanmalıdır. Yetişkinlerde bir ünitenin (200 300ml) kan tranfüzyonu yaklaşık 20dk. da yapılmalıdır.

  17. Filtrasyon :Hematolojik malignensi dışında kalan hasta grupları için lökosit filtresi kullanılmalıdır. Hemetolojikmalignensi olan hastalarda,kan ve kan ürünleri 300 Cgy ile ışınlanıp mutlaka lökosit filtresi ile verilmelidir.

  18. Isıtma/Ilıtma: Kan sadece özel kan ısıtıcısında ısıtılmalıdır. Kan ısıtıcıları görünür bir termometre ve sesli alarma sahip olmalı ve düzenli bakımdan geçmelidir. Eski tip ısıtıcılar sıvının infüzyon hızını yavaşlatabilir.

  19. Kan hiçbir zaman bir kap içinde sıcak suda ısıtılmamalıdır; bu durum hayatı tehdit eden bir hemolize neden olabilir. Bir ünite kan,yaklaşık 30dk da +100C sıcaklığa ulaşır. Bu nedenle kan ve kan ürünlerinin ,tranfüzyondan önce ısıtılması gerekli değildir. Soğuk kan verilen ven boyunca spazma neden olur. Önlemek için ven üzerine lokal kuru ısıtma havlularının uygulanması yararlı olur, ancak cildi yakmamaya dikkat edilmelidir.

  20. Geniş hacimli hızlı tranfüzyon (erişkinlerde 50ml/kg/saat,çocuklarda 15ml/kg/saat) yapılması gerektiğinde ,bebeklerde kan değiştirilmesi gerektiğinde ve klinik olarak belirgin soğuk aglütinin olan hastalar vb. özel durumlarda hızlı tranfüzyon yapılması gerektiğinde ,eritrosit veya tam kan süspansiyonunu ılıtmak gerekebilir. Bu amaçla ,görülebilir termometre ve işlenebilir uyarı alarm sistemi olan özel kan ısıtıcılar kullanılmalıdır.

  21. Sıcak su içinde ısıtılan kanda,hayatı tehdit edici boyutlarda potasyum açığa çıkar. Yavaş transfüzyon yapılarak kanın ılıtılması hastaya yarar-zarar vermez. Hızlı tranfüzyonlarda kan veya kan ürünleri ,hastanın vücut sıcaklığını korumak amacı ile ısıtılmalıdır.

  22. Kan ve kan ürünlerinin uygulandığı durumlar eritrosit transfüzyonu: • Transfüzyon ,dokulara ulaşan oksijen miktarını arttırmak amacıyla yapılır. Tek bir hemoglobin(Hb) değerine bakılarak kan transfüzyonu yapılmaz ve transfüzyona başlamak için ‘ kritik bir hemoglobin’ değeri yoktur. • Genel olarak Hb değeri 10g/dL ve üzerinde olan hastalarda ,transfüzyon gerekli değildir. Ancak koroner arter hastalığı , konjestif kalp yetersizliği ,KOAH,Periferik arter hastalıkları vb. gibi durumlar ve kan kaybı beklentisi olan hastalar ile yaşlılık vb. özel hasta gruplarında Hb>10g/dL olsa da transfüzyon yapılabilir.

  23. Kanın ısıtılmasının istendiği durumlar • Büyük miktarda hızlı kan transfüzyonlarında • Erişkinlerde saatte 50ml/kg’dan daha fazla verilmesinin istendiği durumlar, • Çocuklarda saatte 15ml/kg’dan daha fazla verilmesinin istendiği durumlar • Süt çocuklarında kan değişiminin yapılmasında • Hastada klinik olarak soğuk aglütinin varlığında

  24. Trombosit transfüzyonu • Trombosit sayısı 20.000/mm3 den az olan hastalarda • Trombosit değerinin hızla 50.000/mm3 altında olan hastalarda invaziv girişim öncesi, • Büyük cerrahi girişim öncesi trombosit sayısı 100.000/mm3’ün altında olduğu durumlarda • Kronik trombositopeni(<5.000/mm3) olan ve kanayan hastalarda • Kronik-Akut trombositopeni(<10.000/mm3)olan ve kemoterapi tedavisi uygulanan hastalarda

  25. Eritrosit ve tam kan transfüzyonlarında verici ve alıcı arasında ABO ve RhD uygunluğu,plazma ve plazma içeren kompanentlerde ise sadece kan grup uyumu aranır.

  26. Tam kan ve kan ürünleri transfüzyonu Ciddi kan kaybı, damar ve organ ameliyatlarında ve eritrosit süspansiyonu temin edilemediği durumlarda tam kan transfüzyonu uygulanır. Eritrosit süspansiyonu ise; hemoglobin değerinin düşük olması ya da hastada ciddi anemi klinik belirti ve bulgularının olması durumunda uygulanır. Tüm kan ve kan ürünleri verilmesi ,işlem basamakları birbiriyle aynıdır.

  27. Tam kan ve kan ürünleri ile ilişkili beklenmeyen sonuçlar: 1-Yaşam bulgularında değişiklik olması:Uygun koşullarda saklanmamış kanın kan dolaşımı içine verilmesi alerjik veya hemolitik reaksiyonlara neden olur. Komplikasyonların erken belirlenebilmesi için ateş,tansiyon,solunum hız ve derinliği değerlendirilmelidir.

  28. 2- Damar yolu açıklığının tam sağlanamaması: Tam akım sağlanamadığı durumlarda damar yolu tıkanır,damar boyunca kramp ve ağrı hissedilebilir.

  29. 3-Kompenentin yoğun olmasına bağlı yavaş transfüzyon edilmesive uygun sürede verilmemesi: Kompanent çok yoğun olduğunda akım istenen hızda gerçekleşmez. Yoğunluğun azaltılması ve akışkanlığın sağlanması için ürün %0,9 NaCI ile dilüe edilebilir.

  30. UYARI:Kan transfüzyonu için mutlaka özel filtreli set ve iğne kullanılmalıdır. Bu set ile 15 damla kan 1ml’ye karşılık gelir ve verilebilecek en fazla miktar dakikada 60ml’dir. Daha fazla kan verilmesi gerekliyse ya birden fazla damardan kan verilmeli ya da kan basınç altında verilmelidir. Hastaya trombosit verilmiş ise; işlemden bir saat sonra ,tam kan / eritrosit verilmiş ise ertesi gün tam kan sayımı kontrolü yapılmalıdır.

  31. UYARI: Kan veya kan ürünü verilen damar yolundan başka bir infüzyon yapılmamalıdır. Özellikle %5 dextroz içeren sıvılar hemolize,ringerlaktat içeren sıvılar ise koagülasyona neden olur. Hastanın yaşam bulguları;transfüzyondan önce .transfüzyon başlangıcında ,transfüzyon süresince her 15 dk’da bir ,transfüzyon bitiminde ,transfüzyondan dört saat sonra takip edilmeli ve bulgular mutlaka kayıt edilmelidir. Ayrıca ,hastanın genel görünüşü sıvı dengesi,aldığı oral ve IV sıvılar idrar atımı mutlaka takip edilmelidir.

  32. Kan ve kan ürünleri transfüzyonunda ortaya çıkan komplikasyonlar Kan ve kan ürünleri transfüzyonu sonucu ortaya çıkan komplikasyonlar erken ve geç komplikasyonlar olarak ikiye ayrılır. Erken komplikasyonlar ilk 24 saat içinde görülürken geç komplikasyonlar ilk 24 saatten sonra ,farklı zaman dilimlerinden sonra ortaya çıkabilir.

  33. Erken dönem komplikasyonları: 1-İmmün Mekanizmalar ile Oluşan Hemolitik Transfüzyon Reaksiyonları(Akut hemolitik transfüzyon reaksiyonları): En korkulan reaksiyonlardandır. Genellikle kayıt hataları nedeniyle yanlış grupta kan transfüzyonunun yapılmasıyla ortaya çıkar. Klinik tablo; ölüme giden ani kardiyovasküler çöküşten,hemoliz sonucu gelişen anemi veya şans eseri rastlanan asemptomatik durumlar gibi çok farklı belirtilerle ortaya çıkabilir.

  34. İntravaskülerhemoliz: Kompleman aktivasyonun tüm kasları tetiklemesi ile ve eritrosit membranının ,membran atak kompleksi tarafından yıkılması ile oluşur. Ekstravaskülerhemoliz: Antikor kaplı eritrositlerin retiküloendotelyal sistemde,dalakta ve diğer organlarda fagositozu ile oluşur.

  35. Titreme ile birlikte görülen ateş ,hemolitik reaksiyonun en sık rastlanan ilk belirtisidir. Hemolitik reaksiyonda;taşipne,nefes darlığı,siyanoz,infüzyon bölgesinde ağrı,göğüs,sırt ve bel ağrısı,karın ağrısı ,ajitasyon,hipotansiyon ve şok oluşabilir,yaygın kanama ile birlikte hemoglobinürü,anüri ve oligüri gelişebilir.

  36. 2-Homolitik olmayan febril transfüzyon reaksiyonları: Başlangıç semptomları , başka bir nedene bağlı olmadan vücut sıcaklığında 10C’den fazla artış ve baş ağrısıdır. Ateş yükselmesine titreme eşlik edebilir.(Tedavisi için parasetamol veya meperidin kullanılabilir.) Kandaki lökositlerin uzaklaştırılması ile lökosit antijenlerine karşı sensitizasyonengellenebilirve böylece febril reaksiyon insidansı engellenebilir.

  37. 3-Allerjik transfüzyon reaksiyonları:Serum proteinlere karşıoluşan antikorlar,Ig A reaksiyonun oluşmasından sorumlu tutulmaktadır. 4-Anaflaktik transfüzyon reaksiyonları: Kendini kötü hissetme ,ciltte yaygın kızarma(flushing),ürtiker,larenks ödemi ve bronkospazmanaflaktik transfüzyon reaksiyonlarıdır. Ağır hipotansiyon,şok ve kalp durması gelişebilir.

  38. 5-Transfüzyon ile ilgili akut akciğer hasarı 6-İmmun mekanizmalara bağlı olmayan transfüzyon reaksiyonları 7-Akut bakteriyel transfüzyon reaksiyonları 8-Metabolizma komplikasyonları

  39. Geç dönem komplikasyonları: • Gecikmiş hemolitik reaksiyon • Graftversushost hastalığı • Hemosiderozis • Enfeksionlar • Hava embolisi • İmmünodilasyon

  40. Kan ve kan ürünleri transfüzyonuna ilişkin ortaya çıkabilecek problemler: Kan hücreleri beslenmesi için dekstroz içinde saklanır. Hücre bütünlüğünün bozulması potasyum dengesizliğine (hiperkalemiye) yol açar. Ayrıca +2 ile +60C ‘de saklanan eritrositlerde ,ilk 2-3 haftada hücre dışına potasyum çıkarken ,hücre içine sodyum girer. Bu ise kan potasyum düzeyinde yükselmeye neden olur. Böbreklerin potasyum atımı iyi olduğunda bu problem nadiren görülür. Hücresel dehidratasyon sonucu hipernatremioluşur.

  41. Kan ve kan ürünlerinin kısa sürede ve hızlı verilmesi ,arka arkaya transfüzyon yapılması, aynı anda diğer paranteral sıvıların, verilmesi sıvı volüm fazlalığına,solunum sıkıntısına(dispne) neden olabilir. Yaşam bulgularının sık ölçülmesi ve aldığı çıkardığı takibinin yapılması problemin erken belirlenmesini kolaylaştırır.

  42. Eritrosit hasarı sonucu oluşan immun kompleksler renaltübüllere zarar vererek böbrek fonksiyon bozukluğu oligüri ve anüriye neden olabilir. Oligüri ve anüriyi engellemek için sıvı replasman tedavisi uygulanmalı ve diürezi arttırmak için furosemid ve mannitol gibi diüretikler kullanılmalı ,böylece şok gelişimi engellenmelidir.

  43. Kan ve kan ürünlerinin uygun ısıda saklanmaması sonucu bakterilerin üremesi ya da torbanın yırtılması nedeniyle bakteri ile bulaşan ürünlerin hastaya verilmesi enfeksiyon gelişme riskini arttırır.

More Related