1 / 16

KURGU KUŞAĞI

KURGU KUŞAĞI. SU KİRLİLİĞİ. SU KİRLİLİĞİ.

yamin
Download Presentation

KURGU KUŞAĞI

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. KURGU KUŞAĞI SU KİRLİLİĞİ

  2. SU KİRLİLİĞİ • Yer yüzündeki sular, güneşin sağladığı enerji ile sürekli bir döngü içinde bulunur. İnsanlar, ihtiyaçları için, suyu bu döngüden alır ve kullandıktan sonra tekrar aynı döngüye iade ederler. Bu süreç sırasında suya karışan maddeler, suyun fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerini değiştirerek “su kirliliği” olarak adlandırılan durum ortaya çıkar. Su kirlenmesi, su kaynağının fiziksel, kimyasal, bakteriyolojik, radyoaktif ve ekolojik özelliklerinin olumsuz yönde değişmesi şeklinde olur. •             Yeryüzünü saran ve okyanuslarda, denizlerde, göllerde, akarsularda ve yer altı sularında bulunan sularla atmosferdeki su buharının tümüne hidrosfer (su küre) adı verilir. Yeryüzündeki sular, güneş enerjisi etkisi ile sürekli bir dolaşım içinde bulunur. Yeryüzünden buharlaşarak atmosfere çıkan sular yoğunlaşarak tekrar yeryüzüne dönerler. Bu dolaşma "Hidrolojik devre" denir. İnsanlar yaşamlarını sürdürebilmek ve ekonomik ihtiyaçlarım giderebilmek için suyu bu dolaşımdan alır, kullandıktan sonra yine aynı dolaşıma iade ederler.

  3. SU KİRLİLİĞİ • Bu olaylar sırasında suya karışan maddeler suların fiziksel, kimyasal ve biyolojik olarak özelliklerinin değişmelerine neden olurlar. Su kirliliği olara.k adlandırılan bu özellik değişimleri, aynı zamanda sularda yaşayan çeşitli canlı varlıkları da etkiler. Böylece su kirlenmesi suya bağlı eko sistemlerin etkilenmesine, dengelerin bozulmasına ve giderek doğadaki tüm suların sahip oldukları kendi kendini temizleme kapasitesinin azalmasına veya yok olmasına yol açabilir. •              Çevre kirlenmesi denilince genellikle hava, su ve toprağın kirlenmesi düşünülür. Bunlardan en kolay ve çabuk kirlenen kuşkusuz sudur. Çünkü her kirlenen şey genelde su ile yıkanarak temizlenir, bu da kirliliğin son mekanının su olması anlamına gelir. Havanın ve toprağın kirlilik bakımından zamanla kendi kendilerini yenilemeleri bir bakıma kirliliklerini suya vermelerine neden olur. •               Havanın içinde bulunan katı ve sıvı tanecikler, havadan çok ağır olduklarından, çok geçmeden aşağı doğru inerek karalara ve sulara ulaşırlar. Havanın içinde bulunan gaz ve buhar halindeki kirleticilerde zamanla yağmur suları ile yeryüzünde toprak ve suya karışırlar.

  4. SU KİRLİLİĞİ • Bunlara örnek olarak, kükürt, azot ve karbon dioksitler verilebilir. Havaya karışan pek çok kirletici madde çok dayanıklı olmadığından, zamanla oksijen, ışık ve ültraviyole ışınlarının etkisi ile parçalanır. Daha sonra dünyada toprağa, göle, denize ve havaya inerler. Bu kirleticilerden toprağa yayılanlarda zamanla mekaniksel ve sel suları yardımı ile veya başka etkenlerin yardımı ile topraktan suya geçerler. •               Su kirliliği antropojin etkiler sonucunda ortaya çıkan, kullanımı kısıtlayan veya engelleyen ve ekonomik dengeleri bozan kalite değişimleridir. Su kirliliğinin bir başka tanımı ise; su kaynağının kimyasal, fiziksel, bakteriyolojik, radyoaktif ve ekolojik özelliklerinin olumsuz yönde değişmesi, şeklinde gözlenen ve doğrudan veya dolaylı yoldan biyolojik kaynaklarda, insan sağlığında, su ürünlerinde, su kalitesinde ve suyun diğer amaçlarla kullanılmasında engelleyici bozulmalar yaratacak madde ve enerji atıklarının boşaltılmasını ifade etmektedir.

  5. SIRALANIŞI • a)     Havadaki ve topraktaki kirletici maddeler eninde sonunda suya geçerler. • b)     Dünyadaki tüm suların % 99'undan daha fazlası bir tek sistem içinde birbirine bağlı olup genel mahiyette kirlenme tehdidi altında bulunmaktadır. • c)     Sularda, muazzam bir canlı varlık hazinesi, dolayısı ile gıda deposu mevcuttur. Burada vaki olabilecek bir denge bozulması bütün dünyamızdaki yaşamı ciddi ve olumsuz yönde etkiler. • d)     Kirletici madde miktarı çok az olsa bile suda erimediği zaman, su üzerinde çok ince bir tabaka teşkil edince sudaki hayat önemli bir derecede etkilenebilir. Bunun nedeni atmosferden oksijen ve ısı alışverişinin zorlaşmasıdır.

  6. RESİMLER Denizlerden buharlaşan sular yukarıda yoğunlaşıp yağmur halinde aşağıya düşünce pek çok pislikleri ve suda eriyen maddeleri beraberce nehirlere ve özellikle denizlere doğru sürüklerler. Bu şekilde pislikler ve kirleticiler durmadan havadan ve topraktan sulara geçerler. Karalardan sökülebilen ve sular tarafından sürüklenen taş ve topraklarda bu kirletici maddeler gibi denizlere ulaşınca bir daha eski yerlerine gidemezler. Onun içindir ki denizler bilhassa nehir ağızlarında mütemadiyen dolmakta ve karaların yüzölçümü az da olsa artmakladır.

  7. RESİM Kısacası karalardan ve atmosferden ister suda erimiş olsun, ister erimemiş olsun suya sürüklenen maddeler ve bu arada kirleticiler bir daha eski yerlerine gidemezler. Her şeyden önce yer çekimi buna manidir. Erozyon sonucunda her yıl milyonlarca ton kıymetli toprak karalardan sulara ve dolayısı ile denizlere geçer. Bir bakıma bu da önemli bir çevre sorunudur.  Dünyamız verimliliği bu yüzden gittikçe azalmaktadır. Sulara ve denizlere geçen maddeler okside edilebilir cinsten iseler (mesela organik maddeler) sudaki erimiş oksijeni yakacaklarından sudaki hayat şartlarını zorlaştırırlar. Genellikle organik maddeler oksijenle tahrip edilip zamanla parçalanırlar ve hüviyetlerini kaybedip zararsız hale gelirler. Suda erimiş

  8. RESİM Haldeki oksijen oradaki hayatın devamında büyük bir etkendir. Bir kısım organik madde çok dirençli olup uzun zaman bozulmadan kalabilirler. Bu gibi maddelerin çevre üzerindeki menfi etkileri de uzun sürer ve ekolojik sistem dengesini ciddi olarak bozabilirler. Örnek olarak petrol ürünlerinden, suda ağır olup dibe çökenler gösterilebilir.

  9. TEMİZ BİR SU Temiz bir çevre için …

  10. Çözüm Önerileri • - Altyapı çalışmalarının tamamlaması; Doğal güzelliğimiz, ilçemiz kalkınmasının hammaddesidir dedik. Bu güzelliğin, turizm neticesinde artan nüfus ve tesisleşme ile de yok olması muhtemeldir. Bu olasılığı azaltmak ve ortadan kaldırmak için yerleşim ve yatırım sahalarının belirlenmesi, kanalizasyon ve atık su konusunun çözüme bağlanması, çöp konusunda halkın bilinçlendirilmesi, evsel atıkların geri dönüşümü ve arıtılarak doğaya tekrar kazandırılması noktasında tesisleşmenin sağlanması gerektiği ortadadır. Ayrıca çevresel altyapı çalışmalarının yanında, mimari bir estetiğin de sağlanabilmesi için, çeşitlendirilmiş ve yöre mimarisi ile uyumlu projeler dışında asla farklı bir yapılaşmaya izin verilmemesi de oldukça önem arz etmektedir. İlçemiz endemik bitki türlerinin, hayvan türlerinin belirlenerek kayıt altına alınması, bölgenin tüm doğal güzelliklerinin tek tek araştırılıp incelenmesi ve belirlenmesi de zenginliğimizin farkındalığını arttırmak için önemlidir. Diğer turizme açılan bölgelerde (Uzungöl, Ayder) ileride oluşmuş problemlerin araştırılarak öğrenilmesi de yine bizlere bu sorunları bölgemizde yaşamamak için fırsat oluşturacaktır.

  11. ÇÖZÜM ÖNERİLERİ • Tesisleşmenin Sağlanması; Bir bölgeye turizm faaliyetleri için insan çekmek istiyor isek tesisleşmenin mutlaka sağlanması gerekmektedir. Konaklama ihtiyacının karşılanması, sosyal donatıların zenginleştirilmesi, yerel ürünlerin tanıtılması ve pazarlanması, yöresel yiyeceklerin ekonomik anlamda değerlendirilmesi gibi birçok faaliyet için tesisleşme mutlaka gereklidir. İkizdere topofrafik yapısı nedeniyle yapılaşmaya pek uygun değildir. Mevcut yapıların yerel mimari ile iyileştirilmesi veya mümkün değilse yıkılıp yeniden yapılması bu noktada en akılcı ve çevreye en duyarlı çözümdür. Bir bölgedeki birim tesis başına düşen insan(turist) sayısı, tesisleşmenin çoğalması ile artarak büyümektedir. Örnek vermek gerekirse, bölgede mevcut 1 otel ayda 100 kişi çekiyor ise, 2 otel olması durumunda 225 kişi, 3 otel olması durumunda 375 kişi gibi. Bunun en belirgin örneğini Türkiye’de Antalya’da, Doğu Karadeniz’de de Ayder ve Uzungöl’de görmek mümkündür. Uzun vadeli bakıldığında, yapılan her tesis, mevcut pastayı bölmemekte aksine büyütmektedir.

  12. ÇÖZÜM ÖNERİLERİ • Sıcak Su Kaynaklarının Değerlendirilmesi; Bölgemizde şu an Doğu Karadeniz bölgesinin en büyük kapasiteye sahip termal oteli bulunmaktadır. Yöremize kattığı değer faaliyete başlamasının ardından kısa bir süre geçmesine rağmen ortadadır. İleride değineceğim, dünyanın en elit ve heyecanı yüksek düzeyde olan “Heliski” sporuna ev sahipliği yapmaya başlaması, bunun en belirgin örneğidir. Doğu Karadeniz’de az miktarda olan jeotermal kaynakların bir kısmı da İkizdere’dedir. Tıpkı Ilıca Köyünde olduğu gibi, Çiçekli(Anzer) köyünde de bu tesisleşmenin sağlanması, başka jeotermal kaynakların da araştırılması gerekmektedir. Bölgemizde ki jeotermal kaynakların mineral açısından sadece Türkiye’nin değil Dünya’nın en zengin sularından olduğu unutulmamalıdır. Sağlık Turizmi için büyük bir öneme sahip jeotermal kaynakların ticari olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.

  13. ÇÖZÜM ÖNERİLERİ • Köy ve Yaylalarda Pansiyonculuğun Teşvik Edilmesi; Yatırım maliyeti en düşük turizm faaliyetlerinden biri de hiç şüphesiz pansiyonculuk. Özellikle Doğu Karadeniz için en ideal çözümlerden biri olan pansiyonculuk ile çok büyük sermayelere gerek duymadan yöre halkının bütçelerine katkıda bulunması hiç de zor değil. Doğu Karadeniz insanı yapısı itibarı ile genel olarak girişimci bir ruha sahiptir, ancak bölgemiz yerel halkı bu girişimci ruhu dışarıya vuramamaktadır. Evinin bir odasına temiz bir yatak koyup, kapısına da “Pansiyon, Boş odamuz vardur” yazmak aslında hiç de zor olmasa da, pansiyonculuk maalesef bölgemizde gelişemedi. Oysa sıcakkanlı ve misafirperver insanlarımız için hiç de zor olmayacak bu girişim, özellikle yaz aylarında, hareketli nüfusu 50 bine varan bölgemiz için önemli bir gelir kalemi olabilir.

  14. ÇÖZÜM ÖNERİLERİ • Yerel Ürünlerin, Yiyeceklerin ve Giyeceklerin Pazarlanması: Bir bölgeye turist geldiğinde midesinde oraya özgü bir tat, çantasında oraya özgü bir eşya ve üstünde de oraya özgü bir giyecek ile dönmek ister. Çok şükür bizlere ki, İkizdere’miz, hem mideleri, hem çantaları, hem de üstleri donatacak kadar zengindir. Problem ise, bu zenginliği paylaşamamak tanıtamamaktadır. Dünya’nın öte ucu bölgemizin balını bilirken, yöremize gelen bir insan “Aaa Anzer Balı burada mı?” diyorsa belli ki bir problem vardır. Yayla ve köy yollarının hemen başlarında, ilçemiz merkezinde, bir çatı veya kooperatif altında toplanmış kadınlarımızın el işlerini, tarım ve hayvancılık ürünlerini pazarlamaları için destek verilmesi gerekmektedir.

  15. APA BARAJI SULARIMIZI TEMİZ TUTALIM…

More Related