1 / 18

OdevMarketi

Education, translate of freudman 1966

yasinatagun
Download Presentation

OdevMarketi

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. Milton Friedman “Pozitif Ekonomi Metodolojisi” Pozitif Ekonomi Üzerine bir Makale Pozitif Ekonomi Metodolojisi John Neville’nin hayranlık uyandıran Politik Ekonomi Metot ve Kapsamı müspet ilim içerisinde diğerlerinde ayrılır... içerisindeihtiva ettiği normal ve düzenleyici sistematik bilgi... sanatın ne olduğuna dahil verdiği sistematik bilgi... sonunda beceri için sıraladığı sistematik kurallar; “benzerlik aralarındaki karışıklığa ve daha birçok zararlı hataya sebep olmaktadır“ şeklindeki yorumu; ve “politik ekonominin müspet ilim üzerindeki belirginliğinifark etmesi“ önemini belirtmesi. Bu çalışmada öncelikle “belirgin müspet ilim“ üzerinde oluşan belirli başlı metodoloji problemlerine değinmek. Keynes bunu şu şekilde tanımlamaktadır – hususi olarak bir çalışmayı kesin olmayan bir şekilde teori yoksa hipotez olarak tanımlama “sistematik bilgi içerisinde neyin ne olduğunu anlama.“ Fakat Lament’in sıkıntısını çektiği karmaşa hala çok yaygın ve ekonominin tanımlanmasına engel teşkil edebilmektedir. Burada müspet ilimler pozitif ve normal ekonomi arasındaki ilişki önsözde açıklanmaya çalışılmıştır. https://www.odevmarketi.com 1.POZİTİF VE NORMAL EKONOMİ ARASINDAKİ İLİŞKİ Pozitif ve normal ekonomi arasındaki karışıklık bir boyuta kadar kaçınılmaz. Bu konu ekonomi içerisinde herkes için özellikle kendisi için yaşadığı tecrübeler ve yeteneği göz önüne alındığında hayati önem taşımaktadır; *Bu makalenin ana gövdesini özel referans kullanmadan Çağdaş Ekonomi Üzerine bir Araştırma İkinci Baskı (B.F. Haley, ed) (Chicago: Richard D. Irwin, Inc., 1952 ), sayfa 455-57yorumlarımı katarak oluşturdum Bu makaleye yorum ve eleştirileri ile yardımı dokunan Dorothy S. Brady, Arthur F. Burns ve George J. Stinger teşekkürü bir borç biliyorum. 1.(London: Macmillan 4 Co., 1891), sayfa 34-35 ve 46. Bu sürekli ve şiddetli olarak ortaya çıkan anlaşmazlığın ve sık sık değişen mevzuattan kaynaklı oluşmaktadır. Kendilerini “uzman” olarak belirleyenler çok farklı seslerde düşüncelerini ortaya koymakta ve çoğunluğunun ilgisiz olduğu söylenememektedir; her durumda bir soru çok büyük önem taşımaktadır, “uzman” görüşü çoğu zaman kabul görmemekte, hatta “uzmanların” çoğu aynı görüşte olduğu ve ilgilenmedikleri zamanlarda bile. Pozitif ekonomiden çıkaracağımız sonuç düzgüsel problemler ile anında önemli bir bağının olması, asıl sorulması gereken soru ne yapılması gerektiği

  2. ve istenilen hedefe nasıl ulaşılacağıdır. Laymen ve uzmanlar aynı görüş içerisinde pozitif sonuçların güçlü bir şekilde düzgüsel önyargıya uydukları ve eğer pozitif sonuçların düzgüsel uygulamaları- veya düzgüsel uygulamaları ne olarak söylendiyse- makul değilse, pozitif sonuçlar reddedilir. Pozitif ekonomi herhangi bir etik pozisyonun veya düzgüsel hükümlerin bağımsız prensibi içerisindedir. Keynes’in de dediği gibi “ne“ olduğu ile ilgilenmektedir “nasıl“ olması gerektiği ile ilgili değil. Asıl görevi genelleştirilmiş bir sistem sağlanmasıdır, bununla birlikte oluşacak herhangi bir değişiklik hakkında doğru tahminler yapılabilir. Bunun performansı hassasiyete, kapsam ve uyumluluk ile birlikte elinde bulunan tahminler ile ölçülür. Kısacası pozitif ekonomi objektif bilim olarak görülebilir, daha net şekilde söyleyecek olursak fiziksel bilim gibi görülebilir. Tabi ki ekonomi insanlar arası ilişkiler ile uğraşmaktadır, araştırmayı yapan kendisi de fiziksel bilimlerden daha derin bir şekilde kendisini araştırmaktadır, burada objektif olabilmek için fiziksel bilimlerde olmaya sosyal bilim kullanılmaktadır. 2.Sosyal bilim veya ekonomi bu konuda ayrıcalıklı oldukları anlamını taşımamaktadır- kişisel inançların önemi ve ilaç içerisindeki “ev” tedavisine tanıklık edip ”uzman” fikri için ikna edici kanıt oluşturmamaktadır. Fiziksel bilimlerin şu an elde ettikleri prestij ve kabul edilme yöneldikleri alanların uzmanlaşmasından kaynaklanmaktadır- ve diğer alanlarda aynı şekilde sadece inançtan değil çalışmaların sonucundan türetilmektedir ve sonuçların uygulanabilmesi ile gerçeklik kazanmaktadır. Ekonomi ne zaman ki kendi değerinde bir kanıt ürettiği zaman, on dokuzuncu yüzyılın ortalarında Büyük Britanya’da ”bilimsel ekonomi” müspet ilimlere prestij ve kabul edilebilirlik bakımından rakip olmuştur. Fakat kendi görüş açıma göre iki bilim şekli arasında temel bir fark bulunmamaktadır. Düzgüsel ekonomiler ve sanat ekonomisi pozitif ekonomiden bağımsız düşünülemez. Herhangi bir prensibi ele aldığımız zaman her hangi bir sonucu bilip bilmemesine göre değerlendiremeyiz, tahmin- kesin olarak veya bariz bir şekilde- pozitif ekonomiye dayanmalıdır. Tabi ki prensip sonuçları ve pozitif ekonomi sonuçları arasında bire bir ilişki bulunmamaktadır; eğer olsaydı herhangi ayrı bir düzgüsel bilim olmazdı. İki yarı kişiyönetmeliğin bir kısmının aynı sonuca ulaştığını varsayabilir. Biri denge üzerinde yani yönetmelik tarafından; diğeri isteksiz ve yönetmeliğin aksi tarafında olabilir. Ben karara teşebbüs ederim fakat, yakın zamanda Batı Dünyasında özellikle Amerika Birleşik Devletlerinde ekonomi politikası üzerindeki ilgisiz vatandaşların farklılığı ekonomik sonuçların çoğunlukla farklı tahminlerin oluşmasına sebep olmaktadır- farklılığı prensipte pozitif ekonomi prosesi ile elenmektedir- basit temel değerlerindeki farklılıklar yerine, hangi kişinin gerçekten savaşabileceği farklılığı ile belirlenmektedir. Açıkça belirli olan ve çok da önemli olmayan örnek olarak askeri ücret yönetmeliğini verebiliriz. Bu argümanın içeriğinde herkes için yaşayabileceği bir gelir belirlemek ortak fikir

  3. olarak karşımıza çıkmaktadır, bu tarz bir tartışmada belirsiz bir tabir kullanılmaktadır. Fikir ayrılığı çoğunlukla bu bildirimin tahminlerinin kesin https://www.odevmarketi.com veya belirgin düzlem üzerinde olmasıdır. Bunu öneren kişiler şuna inanıyorlar yasal askeri ücret askeri ücretten daha düşük ücret alanların ücretlerini yükselterek işsizlik oranını dengeleyerek fakirliği önlemektedir. 3.Gözlemci ile proses arasındaki etkileşim sosyal bilim göze çarpan bir özelliğidir, ayrıca daha belirgin bir şekilde müspet ilimler ile paralellik göstermektedir, proses ve fenomen ölçümü arasında belirsizlik prensibinde daha zarif bir emsali vardır. Her ikisinin de Godel teoremi saf mantığında emsali vardır, çok amaçlı kendine yeteme mantığının imkansızlığını idea etmektedir. Burada açık bir soru olarak bu üçü farklı formulasyon olarak mı ele alınmalıdırlar. Rakipler şöyle inanıyorlar (tahmin ediyorlar) yasal asgari ücret açlığı arttırmaktadır, çünkü askeri ücret ile işsiz kişi sayısı artmakta veya daha kötü ortamda işte kalmalarını sağlamaktadır. Bu yönetmeliğin ekonomik sonuçları anlaşmaya cazibe katmamakta,politik veya sosyal sonuç farklılıkları aynı kalabilmekte; fakat objektif üzerinden verilen anlaşma süreci daha ileri taşıyıp fikir birliği oluşturacaktır. Pozitif analiz içerisinde yakından ilişkili farklılıklar uygun rol ve sendika, direkt fiyata ulaşmadaki arzu, ücret kontrolü ve gümrük vergileri hakkında farklı görüşlerin temelini oluşturmaktadır. “Ekonomi ölçüsü” önemi ile ilgili farklı tahminler çok geniş çerçevede arzu edilirlik veya sanayide devlet düzenlemesi ayrıntıları ve hatta özel sektör yerine sosyalizm kullanılmaktadır. Ve bu liste daha da uzatılabilir. Tabi ki benim muhakememe göre Batı dünyasındaki ekonomi politikası hakkındaki ana farklılıklar, içerisinde ihtiva eden “pozitif” ifadesinin deneysel kanıt olarak kabul edilip edilmeyeceğidir. Eğer bu muhakeme geçerli ise“doğru” ekonomik politika üzerindeki fikir birliği düzgüsel ekonomiden ilerleme pozitif ekonomi ile oluşan sonuçlara göre daha az olacaktır ve hakkettiği gibi daha fazla kabul edilecektir. Bu birçoğunda pozitif ekonominin düzgüsel ekonomiden keskin bir şekilde ayrılmasına katkıda bulunacaktır. 4.Bir başka karışık örnek olarak stabilizasyon politikası verilebilir. Yüzeysel olarak soru üzerindeki farklı görüşler farklı objektifleri yansıtmaktadır; fakat benim inancıma göre bu etki yanıltıcı ve en sonunda farklı görüşler ekonomik dalgalanmaların kaynağı üzerinde temelde farklı hükümler vereceklerdir ve konjonktüre karşı alternatif etkioluşturacaktır. Bir başka büyük bir pozitif düşünceye açıklamasını anlamak için bakınız ”Ekonomik İstikrar Üzerindeki Tam Zamanlı Çalıştırma Politikası Etkisi: Bir Resmi Analiz,” sayfa 117-32. Bu soru üzerindeki profesyonel görüş için bakınız ”Ekonomik İstikrarsızlık Problemleri,” Amerikan Ekonomi Toplumsal Sorunlar Derneğinin alt

  4. kurumunun yayınladığı bir rapor, Amerika Ekonomi İncelemesi, XL (Eylül, 1950),501-38. 2. POZİTİF EKONOMİ Müspet ilimlerin asıl amacı ”teori” veya ”hipotez” geliştirerek daha görülmemiş fenomenler hakkında geçerli ve anlamlı tahminlerde bulunmaktır. Bu tarz bir karmaşık bir teori iki eleman içermektedir. Bir tanesi kullanılan ”dil” ile ”sistematik ve organize metotların amaçlarının” desteklenmesi; diğeri varlığı belirtilen hipotezin yapısının karmaşık gerçeklikten çıkartılıp temel özelliklerinin tasarlanmasıdır. Dili incelediğimiz zaman, teorinin herhangi bir değer varlığı içeriği olmadığını görmekteyiz; gereksiz tekrarlardan oluşmaktadır. Asıl fonksiyonu deneysel gereçleri organize etmek ve anlamamızı kolaylaştırmak; ve doldurulan sistem içerisinde yargılatılan kriterlere uygunluğu belirlenmektedir. Kategoriler net ve kesin bir şekilde tanımlandı mı? Teferruatlı bir şekilde açıklandılar mı? He bir dosyanın, parçanın nerede olduğunu biliyor muyuz, bu konu hakkında herhangi bir kafa karıştırıcı durum var mı? Sistemin ana başlıkları ve alt başlıkları tasarlandı mı, böylece istediğimiz şeyi hemen bulabilecek miyiz, yoksa saatlerce oradan buraya arayacak mıyız? Parçalar istediğimiz gibi iç içeler mi? Doldurulan sistem çapraz başvuruyu engelliyor mu? Bu sorulara verilecek cevapların bir kısmı mantıksal, bir kısmı gerçekçidir. Resmi kanunlar mantığı ile belirli dilin tam ve tutarlı olduğunu, dil içerisinde oluşan tekliflerin ”doğru” ve ”yanlış” olduğunu görebiliriz. Gerçekçi kanıtlar tek başına ”analitik dosyalama sisteminin” mantıksal deneysel emsallerinin olduğunu ve somut problemlerin belirli sınıflarının analiz edilmesi ile anlayabiliriz. ”Arz” ve ”talep” örneği bu konuyu benzer soruları cevaplayarak açıklamaktadır. 5.En son ifade edilen tabir Alfred Marshall, ”Ekonominin Günümüzdeki Pozisyonu” (1885), Alfred Marshall’ın Memorileri olarak bir daha basılmıştır(London: Macmillan & Co., 1925), sayfa 164. Ayrıca bakınız ”Marshallian Talep Eğrisi” sayfa 56-57, 90-91. 6.Bakınız ”Fiyat Esnekliği ve Çalışma: Metodolojik Eleştiri” sayfa 282- 89. Ekonomi teorisinin dilini elemanı olarak görmekteyiz, bunlar iki önemli kategoridir böylelikle hangi faktörün ilgili ürünlerin fiyatlarını etkilediğini veya hangi faktörün üretimi sınıflandırdığını anlamaktayız. Bu ikiye ayrılmanın kullanışlılığı ”talep problemlerini etkileyen listeler deneysel genelleme ve arzı etkileyen kuvvetler içerikleri benzer olan iki listeye ayrılması”ile olmaktadır. Şimdi bu genelleme son ürünleri satan marketler için doğru bir analizdir. Bu tarz marketlerde ekonomik birimler arasında net ve kesin bir ayrım vardır, ürünün talep edilmesi ve müşterilerin arz etmesi şeklinde. Burada nadir görülen bir şüphe mevcuttur, bir taraftan belirli faktörlerin talebi etkileyen olarak

  5. sınıflandırılması; diğer taraftan nadir de olsa bu iki kategori arasındaki çapraz referanslar. Bu durumlarda en belirgin ve basit olarak atılacak adım ilgili faktörleri ”talep” ve ”arz” etkisi altında dosyalamak olacaktır, böylelikle sorun çok basite indirgenecek ve çapraz referanslar koruma altınaalınacaktır. Fakat bu genelleme her zaman geçerli olmaz. Örnek olarak, marketlerde gülük fiyat dalgalanmaları, vergilerin artacağına dahil bir dedikodu örnek olarak firmaların borsadaki hisse senetlerini veya günlük talebi arttırır mı? Benzer bir şekilde ”talep” veya ”arz” başlığı altında her bir faktör gerekçe olarak gösterilebilir. Bu konseptler hala kullanılabilir, tamamen anlamsız olmayacaklardır; hala ”doğrulardır”, fakat ilk örnekten daha kullanışsızlardır, çünkü herhangi bir deneysel emsali bulunmamaktadır. Asıl hipotezin gövdesi gibi izleyerek, teori sınıf fenomeni için tahmin gücü ile değerlendirilecektir, burada ”açıklama” amaçlanmıştır. Sadece gerçek kanıtlar ile ”doğru” veya ”yanlış” veya daha iyi, geçici olarak ”kabul edilmiş” gibi geçerli veya ”reddedilmiş” olduğunu gösterebilir. Aşağıda daha detaylı olarak açıklayacağım hipotezin geçerliliği testi tecrübe ile elde edilen tahminler ile kıyaslanabilir. 7.” Marshallian Talep Eğrisi” sayfa 57 Eğer tahminler birbiri ile çelişirse hipotez reddedilecektir (”çoğunlukla” veya alternatif hipotezlerdeki tahminlerden daha fazla); eğer tahminler birbiri ile çelişmezse hipotez kabul edilecektir; eğer bir çok çelişkiden sağ salim kurtulmayı başarırsa hipoteze yüksek oranda güven oluşacaktır. Gerçek kanıtlar hiçbir zaman hipotezi ”kanıtlayamaz”; sadece yanlış olduğunu kanıtlayabilir. Çelişkiyi ortadan kaldırmak için, açık bir şekilde ”tahminler” not edilmelidir, bu şekilde hipotezin geçerliliği test edilmiş olacak, daha gerçekleşmemiş bir fenomen olma ihtiyacı doğmayacaktır, ileride olacaklar için tahmin yapılması gerekmeyecektir; oluşan fenomenler hakkında olabilir fakat yapılmamış veya tahmin yapan kişi tarafından bilinmeyen gözlemlerdir. Örnek olarak bir hipoteze göre 1906 da bilinen koşullar altında olanları belirtebilir. Eğer yapılan araştırmadaki kayıtlar olan şeyleri gösteriyorsa, tahmin onaylanmış demektir; eğer bu şeyler olmuyorsa, tahmin çelişkili demektir. Bu bakımdan hipotezin geçerliliği alternatif hipotezleri seçmede kendi başına yeterli bir kriter olmamaktadır.Gözlenen gerçekler sınırlı sayıdadır; muhtemel hipotezler, sınırsız. Eğer kanıt içeren bir hipotez var ise, her zaman sınırsız sayıda hipotez vardır. Örnek olarak, varsayalım ki belirli bir ürün üzerinde yapılan vergi artırımıaynı miktarda ürünü fiyatı üzerinde artışa sebep olmaktadır. Bu durum rekabetçi koşullar, sabit talep eğrisi ve yatay ve sabit arz eğrisi ile uyumludur. Fakat ayrıca rekabetçi koşullar ve talep eğrisindeki telafi edilebilir kaymalar veya negatif yöne kayan arz eğrisi; tekelci koşullar, sabit marjinal fiyat ve sabit talep eğrisi ve bu sonucun oluşmasını sağlayan üretim ile uyumludur. İlave kanıt ilehipotez tutarlı olması bazı olasılıkları göz ardı edebilir; sınırlı sayıda kanıt ile sadece bir olasılığa indirgemesi mümkün değildir. Mevcut kanıtlar ile birlikte alternatif hipotez seçenekleri rastgele

  6. seçilmiş olmalıdır, ayrıca genel anlaşmada ilgili düşünceler ”basitlik” ve ” verimli” kriterlerine uymaları tavsiye edilir, kavramlar objektif tanımlamalara karşı gelmektedir. Bir teori ne kadar ”basit” bir şekilde anlatılırsa tahmin yapmak için gereken başlangıçtaki fenomen ile ilgili bilgi az olacaktır; sonuç tahmini daha ”verimliden” daha çok kesin olacaktır, teorinin tahmin yürüttüğü alan daha geniş ise üzerinde yapması gereken çalışmalar ona göre fazla olacaktır. Mantıksalbütünlük ve tutarlılık ilişkilidir fakat bağımlı rol oynamaktadırlar; kendi fonksiyonları hipotezin ne demek istiyorsa onu dediğine emin olur ve bunu bütün kullanıcılar için gerçekleştirir- hepsi istatistiksel hesaplamalarla satranç oynar gibi rollerini yapmaktadırlar. Maalesef, sosyal bilimlerde bu tür özel testleri en rahatsız edici etkeni elemek için tasarlanan deneylerde çok nadir uygulayabiliriz. Genel olarak, ”tecrübe” olarak toplanan oluşan kanıtlara güven bağlamak zorunda kalırız. ”Kontrol deneyi” yapamayışımız, benim görüşüme göre sosyal bilim ve müspet ilimlerde belirli başlı farklar yansıtmaktadır, çünkü bu sosyal bilimlere mahsus değildir. Hiç bir deney tam anlamıyla kontrol edilemez ve her bir deney kısmen kontrol edilir, her iki durumda bazı rahatsız edici etkiler içerlerinde sabit kalacaklardır. Tecrübe ile biriken kanıt zorlama yapılan deneyler kadar inandırıcı, sık sık ve verimli olmuştur; böylece deney yapamama hipotezin başarısını tahminler ile test etmek için kullanılan temel bir engel olmaktan çıkmıştır. Fakat bu tür kanıtlar yorumlamak için çok zordur. Koleksiyonu genelde çetindir ve yorumlanması genelde zekice kurgulanmış bir analiz gerektirir ve muhakeme bağları içerir, nadiren de gerçek çelişki içerir. ”Elzem” deneyin direkt ve dramatik kanıtlarının ekonomik reddi hipotezin yeterli bir şekilde test edilmesini engeller; fakat bu eldeki deliller ile fikir birliğini oluşturma zorluğundan çok düşük seviyede önem arz etmektedir. Bu başarısız hipotezlerin ihtiyaç duyulmadan yavaş ve zor bir şekilde elenmesini sağlayacaktır. Nadiren tamamen eleneceklerdir ama her seferinde yeniden ortaya çıkacaklardır. Tabi ki burada göz ardı edilemeyecek şekilde varyasyon vardır. Arada sırada, tecrübe direkt, dramatik ve ikna edici şekilde toplanıp sanki kontrol deneylerinde olduğu gibi delilleri oluştururlar. Muhtemeldir ki burada vereceğimiz en önemli örnek enflasyon hipotezindeki deliller, para miktarındaki kısa dönemde oluşan artış aynı şekilde fiyatlarıda arttırmaktadır. Buradaki delil dramatik ve neden çok kısa sürede olduğunu yorumlamak için muhakeme zinciri gerekmektedir. Yine de fiyatlarda oluşan ani yükselmeler rağmen, var olan para stoku ile ilgilidir, ve diğer durumlarda oluşan varyasyonların ortaya çıkması anlamlı olabilir, her bir enflasyon kendi içerisinde güçlü çelişkiler getirmekte ve sadece toplum görüşü değil, tesadüfi etkilerden dolayı para stokunun yükselmesi veya tamamen şans eseri şekilde fiyatların yükselmesini sağlayan faktörlerin ortaya çıkması olabilmektedir. Anlamlı ekonomik hipotezin zor bir şekilde test edilmesi üzerinde bir etki oluşmaktadır, resmi yapıya geri dönülmesinin teşvik edilmesi veya totolojik analizler. Daha öncede belirttiğimiz gibi totolojinin ekonomi üzerinde çok önemli bir yeri bulunmaktadır ve diğer bilimlerde özelleştirilmiş dil veya

  7. ”analitik dosyalama sisteminde” gibi. Bunun dışında resmi mantık ve matematik, bu arada ikisi de totolojidir, muhakeme etmenin, hipotezin uygulamalarını keşfetmenin ve farklı hipotezlerin neden uygun olup olamayacağını belirlemektedir. Fakat ekonomik teori totolojik yapıdan daha fazlasını içermek zorundadır; eğer tahmin yapabilecekse sadece olayların sonuçlarını açıklamakla olmaz; eğer gizlenmiş matematikten farklı bir şey olursa. 8.Bakınız ”Fiyat Esnekliği ve Çalışma” Totolojinin kullanım gerekliliği yukarıda belirtildiği gibi güçlü hipotezin uygunluğuna, belirli kategorilerin önerilmesine göre değişmektedir. Tahminleri ile ekonomik hipotezin test edilmesindeki zorluk etkisi teorik çalışma içerisinde deneysel delilin rolünün yanlış anlaşılmasını hızlandırmaktadır. Deneysel deliller iki farklı şekilde hayati önem taşımaktadır: hipotezin yapılması ve geçerliliğinin test edilmesi. Fenomen üzerindeki kapsamlı kanıtın hipotez tarafından genelleştirilmesi veya ”açıklanması”, ayrıca yeni bir hipotez önerilmesindeki aşikar değer, hipotezin ne açıklaması gerekiyorsa onu açıkladığına emin olur- böyle bir fenomen için önerileri çelişmemektedir, tecrübe peşinen incelenmiştir. Verilen hipotezin elimizdeki kanıt ile uyumu vardır, ileri aşamalardaki test etme yeni unsurların incelenmesini dışarıda tutmakta fakat önceden de belirlenen ve diğer deneysel kanıtların çıkarılması dışarıda tutulmamaktadır. 10. Ayrıca bakınız Milton Friedman ve L. J. Savage ” Beklenen- Fayda Hipotezi ve Faydanın Ölçülebilirliği,” Politik Ekonomi Dergisi, LX(Kasım, 1952), 463-74, sayfa 465-67 11. Yakın yıllarda bazı ekonomistler özellikle Chicago Üniversitesinde Ekonomi çalışmaları için Cowles Komisyonu ile ilişkili bir grup, bilinen kanıtlar ile hipotezlerin seçilme adımlarını iki kısma ayırmıştır: birincisi bütün olası hipotezler içerisinden kabul edilebilir hipotez sınıflarının seçilmesi (Terminolojideki ”Model” seçimi); ikincisi bu sınıf içerisinden hipotezin seçilmesi (”yapı” seçimi).Bu alt kısımlarbazı kısımlardasezgisel değeri olabilir, özellikle istatistik kanıt ve teorilerin sistematik olarak kullanımını teşvik etmektedir. Metodolojik bakış açısından, bunu tamamen rastgele alt kısımların seçilme süreci ortalama olarak diğer alt kısımlar ile seçilmesi bazı durumlara uygun bazı durumlar için uygunsuz olabilir. Bu özel alt kısımlara ayırmanın bir sonucu olarak ”kimlik” problemleri ortaya çıkmaktadır. Yukarıda da belirtildiği gibi eğer bir hipotez kanıt içeriyorsa, burada sonsuz sayıda hipotez vardır. Ayrıca bunu doğru kabul ederken, bir sınıf dolusu hipotez doğru ise, yukarıdaki iki adımdaki gibi alt kısımlar ”modele” uymayabilir. Burada elimizde olan kanıt ile alt kısımları ve son hipotezi seçebiliriz, bu duruma ”modelde” ”tanımlı” olacağı belirtilmişti; diğer durumda ise ”tanımsız” olacağı belirtilmiştir, bu genel alternatif hipotez seçimi ile kanıt probleminin birlikte rasgele şekilde çözüleceği çok özel bir durumdur.

  8. fenomeni hakkında olmalı ve açıklamak için tasarlanmalıdır; çok iyi şekilde tanımlanmalılar ki inceleme kendilerine yanlış olduğunu göstersin. Hipotezin yapılmasındaki ve güvenilirliğinin test edilmesi iki aşamada oluşmakta ve iki farkı konu ile ilişkilendirilmektedir. İlk durumda, ilk aşamaya özel gerçekler bir kısmı kazara seçim ve bu özel inceleme bilgisi ile olmaktadır. Hipotez sonuçlarına uygulanan gerçekler bu hipotezin kurulumunda kullanılan ham bilgiler olabilir. İkinci kısımda, süreç asla en başta başlamaz; ”başlangıç aşaması” dediğimiz şey aslında inceleme ile oluşan hipotez sonuçlarının karşılaştırılması ile ortaya çıkmaktadır; bu sonuçlar arasındaki çelişki yeni hipotezlerin oluşumunu veya eski hipotezlerin revize edilmesini tetiklemektedir. Bu süreç hakkında oluşan yanlış anlaşılma ”fenomensınıfı hipotezi açıklamak için tasarlanmıştır”ifadesini merkeze almaktadır. Zor olan kısım sosyal bilimlerin bu fenomen için yeni kanıt bulması ve hipotez sonuçları ile uyumunu test etmesi olmadı başka bir tanesini denemesi gerekmektedir. Kanıt hipotezin geçerliliğine de bağlıdır, hipotezlerin sadece ”sonuçları” olmaz ayrıca ”varsayımları” da olur, ve bu ”varsayımlar” hipotez sonuçları ile farkı sonuç verip vermemesi ile test edilir. Bu konuda genişçe kabul gören görüş temelinde yanlış ve daha fazla yanlış üretimine sebep olmaktadır. Geçersiz hipotezler içerisinden geçerli olanları seçmede çok yetersiz, sadece konuyu karmaşık hale getirmektedir, deneysel sonuçların önemini karmaşıklaştırmaktadır, pozitif ekonominin gelişimini sağlayan birçok meseleyi yanlış yönlendirmektedir ve pozitif ekonomi içerisindeki belirsiz hipotezlerin fikir ortaklığını engellemektedir. Buraya kadar teorilerin ”varsayımlar” olabileceklerini söyledik ve ”gerçekliklerinin” tahminlerin geçerliliğini anlamak için bağımsız bir şekilde değerlendirilebileceğinibelirttik, teorinin önemi ile ”varsayımın” ”gerçekliği” eleştiri altında nerdeyse tamamen farklı görüşler içermektedir. Gerçekten önemli hipotezlerin ”varsayımları” oldukları görülecektir, bunların gerçeğin yetersiz tanımlamaları oldukları ve genel olarak teori ne kadar önemli olursa varsayımların o kadar gerçek dışı oldukları görülecektir (histe). Bunun sebebi çok basit. Hipotez az kelime ile çok şey anlatıyorsa önemlidir, çok karmaşık ve bir fenomeni çevreleyen detaylı bir durumdaki elemanların çıkarılması çok kritiktir ve bu geçerli tahmin yapılmasına olanak sağlar.Bu yüzden bu kısım çok önemli, hipotezler varsayımları içerisinde yanlış olmak zorundadırlar; bu bütün katılım durumlarında hesaba katılmaktadır, sonuç itibari ile fenomen için ne kadar ilgisiz olduğunu göstermede büyük başarı göstermektedir. 12. Teklifin tersi gerçek dışı olan varsayımların önemli bir teori olmasını anlamına gelmemektedir. İstediğimizbilgiyi biraz daha paradoksa aykırı koyacak olursak, teori ”varsayımları” hakkında sorulacak soru eğer olmadıkları gibi ”gerçekçi” tanımları yoksa fakat elimizdeki önemli amaçlar için iyi yaklaşımları Bu testin amaca uygun olması için sınıf için çıkarıl gerçekler sınıf

  9. bulunmakta mıdır? Bu soru ancak teorinin çalışıp çalışmadığı ile anlaşılabilir, bunun anlamı da şudur gerçekten etkili tahmin yapıyorlar mı dan geçmektedir. Bu yüzden iki bağımsız test bir teste indirgenmektedir. Tekelci ve kusurlu rekabet koşulları teorisinde bir örnekte bu tekliflerin ekonomi teorisindeki yerini görmezden gelmektir. Bu analizin gelişimi özellikle motive edilmektedir ve geniş çapta kabul edilirliği ”mükemmel rekabet” veya ”mükemmel tekelcilik” varsayımıile gerçekleşmektedir, bu da neoklasik ekonomi teorisinin gerçeğin yalancı görünümü olarak belirtilmektedir. Bu düşünceneoklasik ekonomi teorisinden çıkarılan tahmin çelişkilerinden daha çok direkt olarak varsayımın tasvir edilmiş eksikliğinin fark edilmesi ile gerçekleşmektedir. Amerikan Ekonomi İncelemesinde birkaç sene öncesinde marjinal analiz ile ilgili yapılan uzunca tartışmada daha net bir şekilde açıklanmıştır. Çelişkinin iki tarafı da ana meseleyi görmezden gelmektedirler- sonuçların ve marjinal analizin tecrübe edilmesindeki uyumluluk- ve çok alakasız konular üzerinde yoğunlaşması, iş adamları karalarını verirken çizelgelere, eğrilere veya marjinal fiyat ve marjinal karı gösteren tablolara danışıp mı danışmadan mı karar verirler. Muhtemel bu iki örnek ve diğer birçok örnekte görüldüğü üzere metodolojik prensipler için daha etkili karar verilmesini sağlayacaktır. 13. BakınızR. A. Lester ”Ücretli Çalışanlar için Marjinal Analiz Eksikliği,” Amerikan Ekonomi İncelemesi XXXVI(Mart, 1946), 62- 82; Fritz Machlup, ”Marjinal Analiz ve Deneysel Araştırma”, Amerikan Ekonomi İncelemesi XXXVI (Eylül, 1946), 519-54; R. A. Lester, ”Marjinalizm, Askeri Ücret ve Çalışan Pazarı,” Amerikan Ekonomi İncelemesi, XXXVII (Mart, 1947), 135- 48; Fritz Machlup, ”Anti Marjinal Yapıya Yeniden Katılım,” Amerikan Ekonomi İncelemesi, XXXVII (Mart, 1947), 148-54; G.J. Stinger, ”Profesör Lester ve Marjinalist” Amerikan Ekonomi İncelemesi XXXVII (Mart, 1947), 154-57; H. M. Oliver, Jr., ”Marjinal Teori ve İş Davranışları,” Amerikan Ekonomi İncelemesi, XXXVII (Haziran, 1947), 375- 83; R. A. Gordon, ”Teori ve Uygulamada Kısa Zamanda Fiyat Belirlenmesi” Amerikan Ekonomi İncelemesi, XXXVIII (Haziran, 1948), 264- 88. Şu da bir kenara not edilmeli, marjinalteorinin ”varsayımları” gereçlerin varsayımına göre geçerliliği belirlenecektir, Lester teori sonuçları ile birlikte tecrübelerden elde edilen kanıtları tercih etmektedir, Almanya’daki Papen planınatepkiler ile Amerika Birleşik Devletlerindeki askeri ücret ile ilgili değişen yasa uyumluluk göstermemektedir. Bunun yanında Stinger’in diğer çalışmalarındaki kısa yorumlarında bunu kanıt olarak göstermektedir. Ayrıca unutulmamalıdır ki Machlup’ın marjinal analiz üzerindeki mantıksal yapı ve anlamı üzerindeki dikkatli ve ayrıntılı açıklamaları anlaşılmazlık olarak göstermekte, Lester’in çalışmalarına zarar vermekte ve asıl açıklamak istediği ana meselenin neredeyse kapanmasına sebep olacaktır. Fakat Machlup’ın

  10. mantıksal yapı üzerinde yaptığı vurgu, neredeyse teorinin totoloji olduğunu idea edecekti, tehlikenin farkına varıp geri dönme konusunda endişe duymuştur. Oliver ve Gordon’un yaptıkları çalışmalarda iş adamlarının teori ”varsayılmalarındaki” uyumluluğu en uç noktada belirtmişlerdir. V. EKONOMİK SORUNLAR İÇİN BAZI TAVSİYELER Şu noktaya kadar tartıştığımız soyut metodolojik problemler ”gerçek dışı” ayrıca bu değişikliği yeniden formüle etmek için değiştirilmiş olan ”Ortodoks” ekonomi teorisi sürekli eleştiriye maruz kalmaktadır. Ekonomi kötümser bir bilimdir, çünkü insanların bencil ve paraya aç gözlü olduğunu varsayar, ”zevkler ve acılar” homojen bir top gibi mutluluk isteği onu bir tarafa çekerken, yokluğu diğer tarafa gitmesine sebep olmaktadır; modası geçmiş psikoloji üzeri dayanmaktadır ve psikoloji üzerinde gerçekleşen bütün yeni gelişmeleri kapsamalıdır; iş adamlarının talep ve arz durumundaki en küçük değişikliklerde fiyatları değiştirme hususunda alarm durumunda olduklarını belirtmektedir; pazarların mükemmel koşullarda olduğunu, temiz rekabetin olduğunu ve ticari mal, çalışan ve paranın homojen olduğu varsayılmaktadır. 20. Thorstein Veblen, ”Ekonomi Neden Evrimsel Bir Bilim Değil?” (1898), Modern Medeniyetlerde Bilimin Yeri (New York, 1919), sayfa 73 yeninden basılmıştır. 21. Oliver, sayfa 381 Gördüğümüz gibi bu tarz bir eleştiri konunun dışına taşmaktadır, lakin kanıt ile tamamlanırsa ve eleştiri alan teori hipotezden bir veya birkaç yönde farklılık gösterirse, daha geniş bir fenomen içerisinde daha iyi tahminler yürütülürse farklı gözle bakılabilir. Buna rağmen çoğu eleştiri bütünleyici olamamaktadır; bu tamamen ”varsayımlar” ile ”gerçek dünya” arasındaki çelişkilere bağlıdır. Buna örnek verecek olursak gelirlerin maksimize edilmesi ile alakalı yakın zamanda yapılan eleştiriler teoride ”varsayılan” gibi hareket edememektedir. Kanıt bu ideayı desteklemek için aktarılması iş adamlarına sorulan kararını etkileyen faktörler nelerdi gibi sorulara verilen yanıtlardan alınmaktadır- ekonomik teorinin test edilmesi için süreç seksenliklere sorulan uzun yaşamınızı nasıl açıklıyorsunuz- veya bireysel firmaların karar verme aktivitelerini tanımlayıcı çalışmalarında. İş adamının gerçek Pazar davranışlarının uygunluğunu belirtmede acaba herhangi bir kanıt ortaya konmuş mudur- ne yapıyorlar ve ne yaptıklarını söylüyorlar- eleştiriye uğrayan hipotezlerinin sonuçları ile birlikte olması bir taraftan, alternatif hipotezler diğer taraftan etkilemektedir. 22. Bakınız H. D. Henderson, ”Faiz Oranın Önemi,” Oxford Ekonomi Çalışmaları, No.1 (Ekim,1938), sayfa 1-13; J. E. Meade ve P. W. Andrews, ”Faiz Oranları Etkisi Üzerine Soruların Özeti,”Oxford Ekonomi Çalışmaları, No 2 (Ekim, 1938), sayfa 14-31; R. F. Harrod, ”Fiyat ve Maliyet Girişimci İlişkisi”,Oxford Ekonomi Çalışmaları No 2 (Mayıs, 1939); ve R. J. Hall ve C.

  11. J. Hitch, ”Fiyat Teorisi ve İş Davranışları,”Oxford Ekonomi Çalışmaları, No 2 (Mayıs, 1939), sayfa 12- 45; Lester, ”Çalışan Maaş Problemleri için Marjinal Analiz Eksiklikleri”; Gordon. Bakınız Fritz Machlup, ”Marjinal Analiz ve Deneysel Araştırma” ikinci baskı anket metotları için eleştiri. İş adamlarının veya diğerlerinin motivasyonunu sağlayan anket metotlarına veya bütün ekonomik amaçlar içerisindeki davranışlarının kullanışsız olduğuna değinmek istemedim. Tahmin edilen ve incelenen sonuçlar arasındaki çelişkileri göstermek için çok elzem bir şekilde faydalı olabilirler; bu yeni hipotezlerin oluşturulması veya eskilerin revize edilmesidir. Bu konuda tavsiye edilen ne olursa olsun, bana göre tamamen kullanışsız olduklarını söyleyebilirim. Albert G. Hart’ın çalışmasında ”Akışkanlık ve Belirsizlik” yorumlarıma bakınız, Amerikan Ekonomi İncelemesi, XXXIX (Mayıs, 1949), 198-99 Bir teori veya onun ”varsayımları” tamamen ”gerçekçi” olarak tanımlanamaz. Tamamen ”gerçekçi” olan buğday pazarını ele alalım. Buğday için sadece gerekli olan arz ve talebi eklemekle kalmayıp, ayrıca değiş tokuş için ne tür enstrümanların kullanılacağı; buğday ticareti yapanların karakteristik özellikleri örnek olarak saç ve göz rengi, eğitim seviyesi, aile büyüklüğü vb.; buğdayın yetiştiği toprak cinsi, fiziksel ve kimyasal yapısı, büyüme dönemindeki gerekli hava koşulları; buğdayı yetiştiren çiftçilerin kişisel özellikleri ve tüketici olarak kim en fazla kullanacaktır; ve bu tarz devam eden sorular. Bu tür bir ”gerçekçilikten” uzaklaşılmasını sağlayan o teorinin kullanışsız olduğunu gösterir. Tabi ki tamamen gerçek bir teori kavramı samandan bir adam gibidir. Hiç bir eleştirmen bu aşırı mantığı amacı olarak kabul etmez; şöyle diyecektir, teori tarafından oluşan ”varsayımlar” çok fazla ”gerçek dışı” ve kendi hedefi doğrultusundaki varsayımlar tam olmamasına rağmen daha gerçekçidir. Fakat ”gerçekçilik” testi ”varsayımların” tanımlanmasından fark edilmektedir- örnek olarak, iş adamının paragöz veya dinamik veya marjinal teoride belirtildiği gibi olmadığı veya ”yöneticilerin mevcut koşullarda çoklu süreç yönetmeleri imkansız... her bir üretim faktörü için marjinal maliyet ve marjinal kar geliştirilmesi” böyle bir ayrımın yapılamayacağı, saman adamın kısalığını tarif etmek için bir önceki paragraftan yararlanacağız.Gerçekçilikten çıkan bir koşulun kabul edilebilir olup olmadığı hangi kriterle bakıp anlayacağız? İş davranışlarını analiz etmek iş adamlarının maliyetlerini ihmal edebilirken kişileri göz renklerini ihmal etmekneden gerçek dışı? 23. Oliver, sayfa 382. 24. Lester, ”Çalışan Maaş Problemleri için Marjinal Analiz Eksiklikleri”, sayfa 75 Cevap çok açık çünkü birincisi ikincisine göre iş davranışında daha büyük bir farklılık oluşturmaktadır; tabi bunu sadece gözlem yaparak maliyetlerin ve göz renginin etkisini bilmemiz mümkün değildir. Açıkça bunu sadece gerçek ve

  12. tahmin edilen davranış çelişkileri üzerinden bilebiliriz. Gerçekçi varsayımın en fanatik taraftarları dahil bu yüzden kendi kriterlerini reddetmek durumunda ve tahmin testini de kabul etmek durumunda kalacaklardır, daha fazla veya eksik alternatif varsayım sınıflandırdıklarında. Tanımlayıcı kesinlik ve analitik uygunluk arasındaki karışıklık ekonomik teori üzerindeki eleştirilerin kaynağını oluşturmaktadır, varsayımları gerçek dışı olmakla birlikte görüşlerin akla yatkınlığı iş döngüsü makalesindeki zararsız yorumlar ile birlikte karışıklığa sebebiyet vermektedir, ”ekonomik fenomen çeşitlenerek karmaşık hale gelmektedir, böylece iş döngüsü teorisi karmaşık gerçeğe çok yakın şekilde uygulanmaktadır.” Bilimin temel hipotezinde aldatıcı görünümler ve kanıtı organize edici veya anlayıcı yapısı farklı fenomene için manifesto ve daha temel ve basit bir oluşturmaktadır. Bu hipotezin test edilmesi ile dramatik başarıya ulaşılmıştır. 25. Gordon’un varsayımlar üzerine yaptığı araştırma kendisini alternatif hipotezi genel olarak gelirin maksimize edilmesi eleştirileri ile bezenip formüle etmeye yönlendirmiştir: ”Normal bir çıkış için ortalama maliyet fiyatlarını koyma eğilimi vardır. Bu bir ölçüdür, iş adamları ve muhasebeciler bunu kullanırlar, burada memnun edici oranda kar sağlanırken, karı maksimum etmek için riskten kaçınılır” (sayfa 275). Yine de kendisi bu hipotezi temelde bırakır veya totolojiye çevirir ve bu süreçte tahmin ile test kabul edilir ve ileride şöyle diyecektir: ”Tam maliyet ve memnun edici kar amaç olabilir, hatta total maliyet rekabetin gölgesinde kaldığı veya aşıp satıcıya avantaj sağladığı durumlarda dahil” (sayfa 284). Burada ”dayanılmaz eğilim” nerede? Bu ideayı nasıl kanıt ile çelişkili hale getirebilir? 26. Sidney S. Alexander, ” Mr. Hicks Tarafında Ortaya Atılan İş Çemberi Teorisinin Problemleri,” Amerikan Ekonomik İncelemesi, XLI (Ekim, 1951), 872. Eğer ”ekonomik fenomene” çok karmaşık ve kompleks olursa, tahmin etmek zorundayız, çünkü bunu açıklamaya yeterli bir teorimiz olmayacaktır. Bilinen gerçekler bir kenara atılamaz; diğer taraftan”gerçeğe yakın” teoriler uygulanabilir. Teori ”gerçeği”nasıl algıladığımız ile ilgilidir ve hiç bir ”gerçeği” teorisiz algılayamayız. Ekonomik fenomene karışık ve kompleks olduğuna dair herhangi bir idea bilginin belirsiz durumunu kabul etmemektedir, bu bilimsel aktiviteyi anlamlı kılmaktadır; John Stuart Mill sınıfta ”mutlu bir şekilde, hiç bir kanuni değerde (1848) şu an için veya gelecek yazarlar için aydınlanmak; teori konusu tamamlanmıştır” ifadesi ile dalga geçmiştir. Tanımlayıcı kesinlik ve analitik uygunluk arasındaki karışıklık sadece geniş oranda ilişkisiz ekonomik eleştiriye fakat ekonomik teorininyanlış anlaşılması ve yanlış yönlendirmesi ile bu farz edilen kusurları tamir eder. Somut model geliştirilmesinde ”ideal türler” ekonomik teoriler tanımlayıcı kategoriler direkt ve tam olarak birimlere karşılık gelmektedir- gerçek dünyada hangi modelin kullanılacağı ile amacın bağımsızlığıdır. Bu açık çelişki

  13. ihtiyaca, başarısız denemelere götürmektedir, teorilerin yapımına kategorilerin oluşumuna yardımcı olmuştur. Bu eğilim en açık bir şekilde verilen ”mükemmel rekabet” ve ”tekelcilik” konseptine ve ”tekelci” teorinin gelişimi veya ”mükemmel olmayan rekabet” ile görülmektedir. Marshall ”mükemmel rekabete” değinmiştir; belki önceden böyle bir durum yoktu. Fakat açıkça daha fazla yok ve bu yüzden bu teorileri elemek zorundayız. Okuyucu bunu çok uzun ve zorlu bir şekilde - ve ben başarısız olmasını tahmin ediyorum- mükemmel rekabet üzerindeki belirgin varsayımları bulma veya mükemmel rekabet içerisinde betimleyici idealar araştırılacaktır. Bunun yanında Marshall’ın şöyle dediğini bulacağız ”Dünya pazarında aşırı uçlar, dünya üzerinde rekabetin davranışı; ve ayrılan pazarlar için direkt rekabetin birbirinden ayrıldığı, endirekt ve iletilen rekabet de bu kapsamda görülmektedir; bu uç noktalar pazarda çoğunluğu kapsamaktadır, iş adamları ve ekomistler bu konu üzerinde çalışmaktadır.” Marshall kelimeyi anladığı gibi almış ve ”makine” gibi analiz edilmesi sağlanmıştır. Dünyayı kelime anlamı olarak analize ederek, Marshall hipotez yapımını sağlamış, bir çok problem için firmalar ”sanayi” gruplarına ayrılabilmiş, firmalar arasında benzerlik her bir grup için daha fazla önem arz etmektedir. Bazı uyarıcılar ile firmaların gruplara ayrılmasında önemli elemanlar etkilenmektedir- kendi ürünleri, görüşleri için taleplerdeki değişikler veya arz faktörleri. Fakat bütün problemler için uygulanmamaktadır: bu önemli elemanlar her bir firmada farklı etkisi gözükmektedir. Bu hipoteze karşılık gelen somut model iki ideal tür firma bulundurmaktadır: rekabetçi firmalar, iki sanayi dalına ayrılmaktadır ve tekelci firmalar. Bir firma rekabetçidir eğer üretim eğrisi sonsuz derecede esnektir, üretim ve fiyatına bağlı olarak, bütün diğer firmalar tarafından verilen fiyatlar ile birlikte; grup içerisinde tek bir ürün üreten ”sanayi” kuruluşlarına aittir. ”Ürün” alıcılar tarafından ikame edilmek istenen madde koleksiyonlarıdır, üretim için talep esnekliği bir başka firmanın verdiği fiyat ileilişkilidir. Eğer talep eğrisi üretim sonsuz oranda esnek değilse bütün üretim fiyatları için firma tekelcidir. Eğer tekelci ise firma o sanayidir. Her zaman olduğu gibi hipotezin tamamı sadece bu somut modeli içermemekte ve ideal türleridir fakat belirlenmiş kurallar üstü kapalı olmaktadır. 28. Prensipler, sayfa 329; ayrıca bakınız sayfa 35, 100, 341, 375, 546. 29. İdeal türler iki kısma ayrılabilirler: oligopolistik firmalar, üretim için talep eğrisi bazı fiyatlar için sonsuz seviyede esnek ise fakat bütün üretim miktarı için değil; tekelci firma, eğer talep eğrisi hiç bir şekilde elastik değilse (üretimin sıfır olmadığı durumlarda). 30. Oligopolistik firmalar önceki maddede belirtildiği gibi aynı ürünleri üreten firmalar olarak belirlenebilir. 30. Evvelki oligopolist saniyi notu su sekilde tanimlanabilir ayni urunu ureten firmalar toplulugu,

  14. Ideal turleri aciklayici olmasi amaclanmamistir; onlar belli bir sorun icin ozel ozellikleri izole etmek icin tasarlanmistir. Biz bir firmanin dogrudan ve tam olarak bir talep egrisirini tahmin etmis olsak bile, onun hemen ardinda biz talep egrisinin esnekligi ya da sonsuz olup olmadigini firmanin rekabetci ya da monopol olup olmayisina gore siniflandirmayiz. Hir bir gozlenen talep egrisi tam yatay bir sekilde olmayacaktir, bu yuzden tahmin edilebilir talep egrisi daimi bir sonu olucaktir. Bunla alakali soru sudur esnekligin sonsuz denebilicek kadar buyuk olup olmamasidir, fakat bu sorunun hicbir zaman cevabi bulunamaz. Bunun nihayetinde, Basitce aciklamak gerekirse esnekligin kendisi acisindan numarasal degeri, daha baska bir yolla, her 15 pound inc kare basina dusen hava basinci sifira yeterince yakin olup olmadigini gore anlasilabilir ve bu formula kullanarak anliyabiliriz: S = 1/2gt2. Benzer olarak, biz talep capraz esneklerini hesapliyamayiz ve firmalari onlara uygun sektorlerin icine yerlestiremeyiz “telabin capraz esneklerinde onemli bir bosluk olup olmadigina gore”. Marshall’in soyledigi gibi”soru su olmalidir farkli mallarin arasindaki bolunme cizgileri(yani, endusturilerin) ozel bir tartismanin elverisliligine gore cizilmeli midir”. Her sey probleme baglidir; firmanin bir problem uzerinde mukemmel bir rakibe sahip olup olmamasi o firmalarin bagdasmayacagi anlamina gelmez, ve baska bir monopol uzerinde, tipki ayni tebesir isaretinin Oklid cizgisinin, Oklid yuzey alaninin ve Oklid cismin her 3 problemde farkli olucagi gibi. Esnekligin buyuklugu ve talep capraz esnekligi, fiziksel olarak ayni urun ureten firmalarin sayisi, birbiriyle alakalir cunku onlar arasinda ozel bir problemle ilgili mukemmel ve gercek ticareti gosteren degiskenler olabilir, ve teoriyi yeterince iyi tutan sartlari belirlemek icin firmalar birbiriyle alakalidir; fakat bunlar firmalarin rakip veya tekelcilik oldugunu kanitlamaz. Bir ornek bu olayi daha net bir sekilde aciklamaya yardim edebilir. Problemin sigara fiyatlarindaki federal verginin artisi belirlemek olmasini farz edelim, bu artisin kalici bir artis olucaginida dusunelim. Ben bu olayi su sekilde tahmin ediyorum, dogru ve net sonuclar firmalarin urunleri esit kalitede urettikleri ve birbirlerine rakip olarak dusunuldugu takdirde cikarabilir. Tabi ki, boyle bir durumda, secilen Chesterfield sigara sayisi Marlborough sigara sayisina esit olmalidir. Diger bir acidan, hipotez olarak eger sigara firmalari Dunya Savasi II sirasinda birbirleriyle rekabat icinde olup ona gore sigara fiyatlarinda artista bulunslardi bu olay onlarin fiyat artisi konusunda kotu bir sekilde yonlendirmis olurdu, ve bu suphesiz bir sekilde olmadan farkedilirdi. II Dunya Savasi sigara maliyetenin sigara firmalarin icin artmasina neden oldu. Bu kosullar altinda rekabet icinde olan firmaler sigara miktarini dusurmelerine ve eskiden olan

  15. fiyatta satisa devam etmelerine neden oldu. Fakat, savas halkin gelirinin yukselmesine neden oldu ve bu talep miktarini arttirdi. Yasal fiyate sadik kalma kosullari altinda bu durum urutilen sigara sayisinin talep edilen sigare sayisindan az olmasina yol acti bu da kitliga neden oldu. Bu durum dolayli olarak bu sonuca ulasti: Sigara fiyatlarinin maksimum seviyede olabilmesine imkan vermesine ragmen, uretilen sigara sayisi yine de artti. Artan fiyatlarin ortak etkisi, her firmanin kendi hisselerini tutma arzusunun yaniltici gucu sebebiyle daha gucsuz isletildi. Buna firmalarin kendi guc ve prestijlerini surdurebilme istekleri de yardimci oldu, ozellikle asiri kar vergisi sigara reklamcilik maliyetinin buyuk bir kismini devlete devrettigi zaman. Bu problem yuzunden sigara firmalari yarista rekabet edemedi. Bugday tarimi ise cogu zaman asil rekabet olarak ornek gosterilir. Buna ragmen, bazi problemler icin, sigara ureticilerine gercekten rekabet icinde olan bir sanayi kurduklari dusunulebilir, bazilarina gore ise bugday ureticileri icin ayni sey soylenemez. Fiyat farki yerli asansor gorevlileri tarafindan bugday ile odenebilse idi, bu durum farkli olurdu. sayfa 38 ve bu duruma göre firmalar mükemmel rakiplermiş gibi değerlendirilir. Marshall ın açıklaycı anlamda mükemmel rekabeti varsayması kavramın yanlış anlaşılmasının kaynağı olmuştur. Marshall ın teorisinden daha genel bir teorinin olması daha istenir olurdu. Bu, ana farkı yaratacak olan ürün farklılığı/çeşitliliği ya da adetlerdeki azlığı içeren ve içermeyen iki farklı durumu kapsayan teori olabilir. Böyle bir teori başa çıkamayacağımız problemlerin üstesinden gelmemizi ve buna ek olarak, basit bir teorinin yeteri kadar iyi bir yaklaşıma sahip olduğunun kabul edildiği durum/koşul aralığının belirlenmesinde kolaylık sağlar. Bu fonksiyonu uygulamak için, daha genel bir teori içeriğe ve maddeye sahip olmalı; gözlemsel çelişkiye duyarlı yaklaşımlara/yönlendirmeye ve bu yaklaşımların önemli ve asıl istenen olması gerekmektedir. Chamberlin ve Robinson tarafından geliştirilen mükemmel olmayan ya da tekelci rekabet teorisi, daha genel bir teori oluşturmaanlamında bir girişim olmuştur.33Ne yazık ki, kullanışlı genel bir teori olma anlamında sahip olması gereken hiçbir özelliği içermemektedir. Bu teorinin katkıları şunların gelişmesinde sınırlanmıştır: bireysel firmaların ekonomilerinin izlenmesi, Marshall modelinin yaklaşımlarının çeşitlendirilmesi, rafine edilmesi, Marshall tekel analizi, kelime haznesinin zenginleştirilmesi, endüstriyel deneyimlerin açıklanmasına hazır olma. Teorinin eksiklikleri, (Firms-Marshallian "industries")/Marshall cı firma gruplarının içinde bulunduğu problemlere yaklaşımlarındaki yeteneksizliği ortaya çıkarmıştır. Uzunca bir süre, ürün farklığının gerekliliği ve esas olduğu üzerinde durulmuş ve bu teorinin ayırt edicici özelliği olduğundan bu nokta üzerinde ısrar edilip - Üretim yapan firmalar anlamında endüstrinin tanımı aynı özellikteki bir ürünü kullanamazlar. Bu tanıma göre her firma ayrı bir endüstridir. "close" ya da yerine koyulan "Substantial" anlamında tanım, çapraz esnekliğin doğurduğu boşluklar konuyu savuşturur ve belirsizliğin ve

  16. soyut modelde hiç bir şekilde yeri olmayan tanımlanamayan terimlerin ortaya çıkmasına neden olur ve sadece teorinin analitik olarak anlamsız olmasının sağlanmasına hizmet eder - (Çünkü) "close" ve "substantial" aynı kategoride değillerdir. 33 referans https://www.odevmarketi.com Sayfa 39 küçük bir hava basıncı olarak34 Bir bağlantıda Chamberlinendüstriyi üstü kapalı olarak aynı maliyet ve talep eğrilerine sahip firma grupları olarak tanımlar. "Fakat bu, aşırı şekilde, mantıksal olarak öyle anlamsız ki" sonra ürün farklılığının esas olduğu ve göz ardı edilemeyeceği ileri sürüldü. Saç tokası ve buldozer üreten firmaların maliyet ve talep eğrilerinin aynı olmasını söylemek ne anlama geliyor?36 Ve eğer bunu buldozerler ve saç tokaları için söylemek anlamsızsa, farklı iki markaların ürettiği diş macunu içinde bunu söylemek anlamsızdır- temel olarak bu iki farklı markaların farklılığı üzerinde durulmadığı sürece. Tekelci rekabet teorisi bir endüstri analizi için herhangi bir yöntem önermez, firma arası herhangi bir uçta duracağı yeri önermez, bir başkasında genel bir dengeyi önerir.37 Bundan dolayıönemli problemlerin kaynağını analiz etmeye katkı sağlamada yetersizdir: Bir uç nokta büyük ilgiye sahip olabilmek için oldukça dar; bir başkası ise anlamlı genellemeye izin vermesi için çok geniş.38 VI. Sonuç Pozitif bir bilim olarak ekonomi, mali durumlardaki değişmenin sonuçlarını tahmin etmede kullanılan ekonomik olaylarla ilgili genellemelerin deneyimle veya gözlemsel olarak kabul edilmiş bir bütündür. 34 See R. L. Bishop, "Elasticities, Cross-elasticities, and. Market Relationships," American Economic Review, XLII (December, 1952),779-803, bu satırlar boyunca market ilişkilerinin kesin sınıflandırmasının oluşturulması girişimi için. Becerikliliğe ve sofistikeliğe rağmen, sonuç bana son derece başarısız gözükmektedir. temel olarak "büyük" veya "küçük olarak sınıflandırılan belirli sayılara dayanan, henüz herhangi bir sayının "büyük" veya "küçük olduğuna nasıl karar verileceği tartışılmadığı halde tabii ki tamamıyla soyut bir seviyeden bahsedilemez. 35 ref 36. miktarların her zaman kendi içinde dönüşümlerini var olması, maliyet ya da talep eğrilerini aynı yapar; Bu dönüşümün, bir ürüne ait farklı-boyuttaki birimlerin farklı kademelerdeki çıktıların dahil olması halinde lineer olma

  17. zorunluluğu yoktur. Eğri çiftlerini her zaman aynı yapmak için bir dönüşümün varlığına ihtiyaç yokur. 37,38 ref 38 referans 40 41 ve 42. sayfalarda açıklanıyor. Sayfa 40 Onların geçerliliğine olan güvenimizi arttıran ve tahminlerin doğruluğu iyileştiren, Bu genellemelerin yapısının genişlemesindeki ilerleme, sadece bilginin araştırılmasını engelleyen sınırlı insan engellenmemiş, bir de genel olarak sosyal bilimler için önemli olan, özelliklede ekonomi için önemli olan engeller tarafından engellenmiştir. Ekonominin ana fikrindeki benzerlikler onun hakkındaki özel bilginin horlanmasına yol açmıştır..Bu anafikrin günlük hayattaki önemi ve umumi kuralların ana meselesi tarafsızlığı engeller ve bilimsel analizler ve normlara dayalı yargılama/değerlendirme arasında karışıklık yaratır. Kontrollü deneylere dayanmaktansa kontrollü olmayan deneyle dayanma gerekliliği, tecrübeye dayalı hipotezlerin kabulünü geçerli kılmak için dramatik ve belirgin bulguları üretmeyi zorlaştırır... Kontrollü olmayan deneylere dayanma, gözlemlenebilir olaylarla birlikte olağan olan tahmin veya yaklaşımlarla test edilen bir hipotezi Temelde metodolojik olarak etkilemez; fakat hipotezleri test etme görevini daha zor hale getirir ve kullanılan metodoloji hakkında karmaşa yaratmak için büyük bir fırsat verir. Diğer bilim adamlarından daha çok, sosyal bilim adamları kendi metodolojileri hakkında daha bilinçli olmaları gerekmektedir. Özellikle yaygın olan ve fazlaca zararı olan bir karışıklık ise ekonomik analizlerdeki varsayımların rolü hakkındaki karmaşadır. Bir anlamlı bilimsel bir hipotez veya teori tipik olarak, belirli sınıftaki olayları anlamada belirli güçlerin önemli olduğunu, diğer güçlerin önemli olmadığını ileri sürer. Gözlem dünyasında hareketleri tahmin etmeyi arzulayan Olayları belirten hipotezlerin sunulması daha olası ve daha koladır. Bu gözlemler sanki varsayımsal/hayali ve sadece hipotez girdilerinin önemli olduğu kuvvetleri içeren oldukça sadeleştirilmiş bir dünyada gerçekleşmiş. Genellikle, böyle bir tarifnameyi- teorinin gösterilebilmesi anlamında birden fazla varsayım setlerini formüle edebilmenin birden fazla yolu vardır. Alternatif varsayımlar arasında seçim. , hipotezin belirtilmesindeki kesinlik, açıklık ve sonuçlanan ekonomi üzerine yapılır; bunların hipotezin geçerliliği ile ilgili endirekt bulguları toplama kapasitesi, gözlemlerle hali hazırda kontrol edilen yaklaşımların önerilmesi ile ya da aynı alanda ve alakalı olaylarla ilgili olan başka hipotezlerle var olan arasındaki bağlantıyı ortaya çıkarılmasıdır. yeteneği tarafından

  18. https://www.odevmarketi.com

More Related