120 likes | 481 Views
SOYUT İŞ LEMLER DÖNEMİ. Soyut İşlemler Dönemi(11yaş ve üzeri).
E N D
Soyut İşlemler Dönemi(11yaş ve üzeri) Piaget’in zihinsel gelişimin son dönemi olarak nitelendirdiği bu aşama 11 yaşlarından sonradır. Biçimsel(formel) işlemler dönemi olarak da isimlendirilmektedir . Somut işlem düşüncesi evresinde olan küçük bir çocuk şimdiki zaman içindeki gerçek sorunlarla uğraşmak zorunda olduğu halde , soyut işlem düşüncesine sahip ergen, yakın çevreyi varsayımsal bir geçmişe ya da geleceğe bağlayan olası sorunlarla uğraşabilir. Ergenlik döneminin başlangıcından itibaren çocukların düşünme biçimleri, yetişkinlere benzer hale gelir. Bu dönemde artık soyut düşünme başlar. Bir problemin çözümü, somut yollarla sınırlanmaz. Problemde bulunan değişkenler arası ilişkileri bulur. Olası denenceleri geliştirir. Daha sonra da bu denencelerin sırasıyla test eder. Çözüme sistemli şekilde ulaşır. Bu dönemde tümevarım ve tümdengelim yoluyla akıl yürütme gözlenir. Çocuklar soyut kavramları anlayarak etkili bir şekilde kullanabilirler. Bu dönemde çocuklar, çeşitli ideal fikirleri, değerleri, inançları geliştirmeye başlar. Toplumun yapısıyla, felsefesiyle, politikayla ilgilenir: bir değerler sistemi örgütlemeye yönelirler. (Senemoğlu, 2007)
Çocukta düşüncenin soyut işlemler düzeyine ulaşmış olduğunun göstergesi, piaget’e göre çok sayıda probleme çözüm getirebilmesidir. Deneme-yanılma yoluyla doğru çözümü bulduğunda ya da varsayımı doğrulandığında doyum sağlar. Bu dönemde ergen hipotetik düşünebilme yeteneğine de sahiptir.Bir durumu belirleyen birden çok neden olabileceğini düşünebilirler.Durumu etkileyebilecek değişkenlerle ilgili denenceler geliştirerek denenceleri test ederler.Olasılığa dayalı bu düşünce biçimine “kombinasyonel birleştirmeci düşünme” denilmektedir.Ergenlik döneminde ergen ben-merkezciliği denilen, herkesin kendisine dikkat ettiği gibi bir düşünce biçimi görülür. Bu düşünce biçimi yüzünden ergen, herkesin ona baktığı, onu gözlediğini düşünür ve kendini sürekli olarak sahnede hisseder. Hep kendisi ve kendi görüşleriyle ilgilendikleri için diğerlerinin de aynı şeylerle ilgilendikleri hissine varırlar.böyle şeyler ergenlikte doruk noktaya ulaşır.
DİL GELİŞİMİ • Piaget, benmerkezli çocuk dilini ve bu dilin işlevlerini 3 ana başlıkta toplamıştır. Bunlar: yineleme, monolog ve karşılıklı monolog. • Yineleme: çocukların ilk yıllarda işittiklerisözcükleri, heceleri ve sesleri herhangi bir anlam endişesi duymadan yineledikleri bilinir.Son derece karmaşık bir işlem olan yineleme (taklit), çocuğun etrafında üretilen dilsel ve bedensel devinimleri yeniden üretmesine ve bunu bir oyun haline getirmesine olanak verir.Öyle ki çocuk, böylece, “ben” ile “ben dışılığın” bir bütünlük olarak ortaya çıkmasını sağlar.Çocuk yineleme olgusuyla, model aldığı söz ve jestleri özümsemek ve onları kendisinin bir parçası olarak yapmaktan çok, oyunlaştırmakta ve bundan büyük bir sevinç duymaktadır.Bir başka deyişle çocuk, başkalarını taklit ederken ne söylediklerinin karşısındaki kişi üzerinde yapabileceği etkiyi düşünür ne de onun görüşlerini dikkate alır.
Monolog:Piagaet’ye göre çocuklar kendi kendilerine konuştuklarında iki durumu ortaya koyarlar: 1. Yalnız olduğu durumlarda dahi, etkinlik halinde iken konuşmak ve davranışlarına sözcüklerle, bağırmalarla eşlik etmek ister.Dili, yaptığı eyleme eşlik ettirmek amacıyla kullanır. 2. Bununla birlikte çocuk, etkinliği ile söz arasındaki bağlantıyı tersine de çevirebilir.Sözcükleri yapmakta olduğu etkinliği harekete geçirmek amacıyla da kullanabilir.
Karşılıklı monolog: dili bu şekilde kullanma ben merkezli dilin en toplumsallaşmış halidir. Çünkü karşılıklı monologda konuşmayı oyun haline getirmekten çok başkaları önünde söz söylemek ve onların ilgisini kendi etkinliğine çekmek veya çektiğini zannetmek duygusu yatmaktadır. Konuşmasına sürekli olarak “ben, benim” gibi ben merkezli kullanımlarla başlar, etkinliğini yüksek sesle düşünmekten başka bir şey yapmaz, dinleyicisine bir şeyler öğretme iddiasında değildir.
Toplumsallaşan Dilin Kullanılması ve Özellikleri Benmerkezli dilde çocuk dili kendisi için kullanırken, toplumsallaşan dilin kullanımında dili bir başkası için kullanmaya başlar.Bir başka deyişle bu aşamada dili kullanırken, dinleyicisinin düşüncesini ve bakış açısını da dikkate alır.Piaget bunu dört ayrı başlıkta inceler:Uygun Bilgilendirme,Eleştiri ve Alay,Emirler ve Ricalar,Soru ve Yanıtlar.
Uygun Bilgilendirme:Uygun bilgilendirmede çocuk, dinleyicisini yönlendirme ve ona bir şeyler öğretme gayreti içerisindedir.Konuşurken dinleyicisinin bakış açısını dikkate alır.Bu aşamada dil düşünceyi dile getirmek amacıyla kullanır.Dile getirilen şeyler betimsel olup, hiçbir zaman olayların nedenlerini açıklamaya yönelik değildir. Kısaca bu aşamada çocuklar dili, düşüncelerin açıklanmasına, statik olayların aktarılmasına, onama ve yadsımanın ortaya konmasına yönelik olarak kullanmaktadırlar.
Eleştiri ve Alay:Eleştirel konuşmaların bilgilendirme ve diyalog şeklinde olması gerektiği beklense de bunlar düşünceyi açıklamaktan çok kavga, kendini savunma ve rekabet gibi özellikler taşır.Eleştirel konuşmaları bilgilendirmeden ayıran en önemli özellik, dilin görünürde nesnel olmasına rağmen esasta özel bir yapı göstermesidir.Dil sadece saptamaları dile getirmek için kullanılmaz.Tam tersine kavga, kendini savunma gibi olgu ve olayları açıklama yönünde kullanılır.
Emirler ve Ricalar:Piaget’nin 6-8 yaş gurubu çocuklarla yaptığı çalışmalarında çocukların diğer arkadaşlarıyla konuşmaları ne ortak düşünmeye ne de düşünce alışverişine yönelik olduğu görülmüştür.Eğer çocuklar konuşuyorsa bunun en büyük nedeni oyundur. • İşte çocukların oyun sırasında birbirlerine emir verdikleri ve dilin bu tür kullanımının toplumsallaşan dilin göstergesi olduğu vurgulanmaktadır. • Aynı şekilde çocuk rica yoluyla, karşısındaki kişinin düşüncesini dikkate alma niyetini ortaya koymaktadır.Rica eden çocuk, kendisi için gerekli ve yararlı olacak herhangi bir olayın gerçekleşmesini bir başkasından istiyor demektir.
Sorular ve Yanıtlar:Yanıt dinleyicisini dinleyip anladıktan sonra karşılık vermeyi gerektirdiğinden toplumsallaşan dile ait bir özellik olarak kabul edilmektedir.Soru durumunda ise çocuğun, soruyu sorduğu halde yanıtını beklemediği, bazen de kendi sorduğu soruya yine kendisinin yanıt verdiği görülmüştür.Burada dikkat çeken konu, nedensellikle ilgili düşüncelerden uzak olması ve tartışmalarda mantıksal kanıtlamaların olmayışıdır.