290 likes | 350 Views
FIRSAT EŞİTLİĞİ. T üm insanlara, cins, dil, din, fiziksel özellikler, etnik köken farkı gözetmeksizin, eğitim, sağlık, barınma, sosyal güvenlik hakları gibi alanlarda eşit şans tanımak tır. CİNSİYET EŞİTLİĞİ.
E N D
FIRSAT EŞİTLİĞİ • Tüm insanlara, cins, dil, din, fiziksel özellikler, etnik köken farkı gözetmeksizin, eğitim, sağlık, barınma, sosyal güvenlik hakları gibi alanlarda eşit şans tanımaktır.
CİNSİYET EŞİTLİĞİ • Cinsiyet eşitliği, kadın ve erkeklerin, sosyal değerler, şanslar, kaynaklar ve kazanımlar anlamında eşit haklara sahip olmaları gerektiğini savunur.
CİNSİYET EŞİTLİĞİ ve KADINA YÖNELİK ŞİDDET • Kadına yönelik şiddet; Cinsiyete dayanan, kadını inciten, ona acı veren fiziksel, cinsel, zihinsel hasarla sonuçlanan veya sonuçlanma olasılığı bulunan, kamusal alanda ya da özel yaşamında ona baskı uygulanması ve özgürlüklerinin keyfi olarak kısıtlanmasına neden olan her türlü davranıştır. Cinsiyet eşitliğinin sağlanabilmesi için kadına yönelik olarak uygulanan her tür şiddetin ortadan kaldırılması birincil derecede önemlidir.
KADINA YÖNELİK ŞİDDET HEPİMİZİN SORUNU • Gelişmekte olan ülkelerde günde bir dolardan daha aza yaşayan 1.3 milyar insanın %70’i kadındır. • Küresel üretimin%66’sı kadınlar tarafından gerçekleştirilmesine rağmen, küresel gelirden kadınların aldığı pay sadece % 10’dur. • Kadınlar, dünya mal varlığının sadece %1’ine sahiptirler
KADINA YÖNELİK ŞİDDET HEPİMİZİN SORUNU Dünyada, okuma yazma bilmeyen nüfusun üçte ikisi kadındır. İşsiz kadın nüfusu işsiz erkek nüfusunun 1.5 katıdır. • 15 yaş üzeri kadın nüfusun iş gücüne katılım oranı AB ülkelerine %42 iken, Türkiye’de %26’dır. Oysa ki, varılmak istenen oran, AB Lisbon Stratejisine göre, 2010 yılı itibariyle %60 ‘dır.
KADINA YÖNELİK ŞİDDET HEPİMİZİN SORUNU • Tüm dünyada, kadınlar erkeklere göre %20 ila %50 oranında daha az maaş ve ücret almaktadır. Bu oran Türkiye’de %60’ dır. • %49 kadın psikolojik şiddet görerek yaşamlarını sürdürmektedir. • Kırsalda yaşayan kadınların %41’i, şehirde yaşayan kadınların %27’si, evliliklerinde, en az bir kez fiziksel şiddete maruz kalmaktadır. Söz konusu şiddetin %95’i ise çiftlerin yaşadıkları evde meydana gelmektedir.
KADINA YÖNELİK ŞİDDET HEPİMİZİN SORUNU • %36 Kadın, hamilelikleri sırasında şiddete maruz kalmaktadır. Fransa’da, her ay 6 kadın, İngiltere’de her ay 8 kadın ve Finlandiya’da her yıl 27 kadın aile içi şiddet nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Türkiye’de, yargıya intikal eden, töre cinayetlerine kurban giden kadın sayısı, 2000-2004 yılları arasında, 54 olarak belirtilmektedir. • %45 oranında kadın çalışan iş yeri tacizine maruz kalmaktadır.
KADINA YÖNELİK ŞİDDET HEPİMİZİN SORUNU • 27 Milyon mültecinin %49’u kadındır. • Her yıl Avrupa ülkelerinde 500 000, Asya ülkelerinde ise 250 000 kadın insan tacirlerinin eline düşmektedir. Bu kadınların %93’üne müşterileri tarafından şiddet uygulanmaktadır.
KADINA YÖNELİK ŞİDDET HEPİMİZİN SORUNU • Yaşamını bedenini satarak kazanan kadın sayısı gittikçe yükselirken, fahişeliğe başlama yaşı düşmektedir. Örneğin, 1981 yılında, 2500 kayıtlı hayat kadını bulunmasına karşın, 2003 yılında bu sayı 25 000’i bulmuştur. Ayrıca, hayat kadınlığına ortalama başlama yaşının 13-14 olduğu tespit edilmiştir. • Hayat kadınlarının %80’inin çocuk yaşlarında cinsel tacize uğradıkları bilinmektedir.
KADINA YÖNELİK ŞİDDET HEPİMİZİN SORUNU • Yeni teknikler ile fetusun cinsiyetinin belirlenmesi sonucu, kadın cinsinin aleyhine bir ayrımcılık yapılarak, dişi nüfusun hayatı doğmadan önce sonlandırılabilmektedir. Böylece, 1991-2001 yılları arasında, 0-6 yaş grubuna ait dişi - erkek oranının %94.5’ tan %92.7’ e düştüğü bilinmektedir.
BM SÜRECİ • 1992’de Rio de Janerio’daki Birleşmiş Milletler Çevre ve Gelişim Konferansı’nda (Dünya Zirvesi); kadının ilerlemesi, Sürdürülebilir Kalkınma da esas bir unsur olarak tanınmış ve kadınlar Sürdürülebilir Kalkınma’ya girdi sağlayan ana hissedar grubu olarak tanımlanmıştır.
BM SÜRECİ • 1994’deKahire’deki Nüfus Konferansı’nda; kalkınmakta olan ülkelerdeki günde bir dolardan aza yaşayan 1 milyar insanın yüzde yetmişinin kadın olduğu belirtilerek, yoksulluk, kadınlar üzerinde aşırı etkisi olan bir problem olarak ele alınmıştır
BM SÜRECİ • 1995’de Kopenhag’daki Toplumsal Kalkınma Dünya Zirvesinde, enerji sektöründe çalışan bir kısım kadın bir araya gelerek ENERGIA’yı kurmuşlardır. Energia’nın temel amacı enerji uzmanları ile cinsiyet uzmanları arasında bağlantı kurmak ve enerji sorunları anlamında, toplumsal bilinci arttırmaktır.
BM SÜRECİ 1995’de Pekin’deki Dördüncü Dünya Kadın Konferansı’nda; • Kadınların her seviyede çevre ile ilgili karar alma mekanizmalarına aktif olarak katılımı sağlanmalıdır. • Sürdürülebilir kalkınma için politikalar ve programlarda cinsiyet ile ilgili konular vebakış açıları bütünleştirilmelidir. • Kadının, Kalkınma politikaları üzerindeki etkilerini değerlendirmek için ulusal, bölgesel ve uluslararası seviyelerde mekanizmalar kurulmalı ve güçlendirilmelidir.
BM SÜRECİ Eylül 2000’de “Milenyum Deklarasyonu” ile açıklanMilenyum Kalkınma Hedefleri’ninikisi doğrudan kadınlarla ilgilidir. • Cinsiyet Eşitliği: 2005 yılına kadar ilk ve orta öğretimde kız ve erkek çocukları arasında okullaşma oranının eşitlenmesi ve cinsiyet eşitliğinin 2015 yılına kadar da hayatın tüm alanlarında yaygınlaştırılması • Anne Sağlığı:Doğum esnasında görülen anne ölümlerinin, 2015 yılına kadar dörtte üç oranında azaltılması ve etkin aile planlaması yöntemlerinin kullanılması
BM SÜRECİ 2001’de, 9. Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Komisyonu’nun toplantısında, • Temel bir insan hakkı olarak tüm insanların, özellikle kızların, genç ve yetişkin kadınların eğitim düzeyinin arttırılmalıdır. • Eğitimde cinsiyet eşitliğinin sağlanması için yaşam boyunca her seviyede, her hal ve koşulda ve her alanda çalışma yapılmalıdır. • Bilim ve teknolojiye kadınların ve erkeklerin eşit olarak katılımının sağlanmalıdır.
BM SÜRECİ 2001’de, 9. Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Komisyonu’nun toplantısında, • Kadınların hakları üzerinde özellikle durarak kültürel çeşitlilik ve çoğulculuk korunmalı ve sürdürülmelidir. • Medya’da, bilgi ve iletişim teknolojisinde, kadınların eşit katılımı sağlanmalıdır. • Kadınlar ve erkekler arasında ki eşitlik temin edilerek katılımcı demokrasi sağlanmalıdır.
BM SÜRECİ 2002’de Johannesburg’daki Sürdürülebilir Kalkınma Dünya Zirvesi’nde (WSSD), • MDG’nin başarılabilmesi için; cinsiyet eşitliğine ilişkin alınacak önlemlerin, tüm politika ve stratejilere sokulması, • Kadına karşı şiddet ve ayrımcılığın tüm çeşitlerinin ortadan kaldırılması, • Kadınların ekonomik fırsatlar, arazi, kredi alma, eğitim ve sağlık hizmetlerine erişimlerinin arttırılması • Kadınların karar verme mekanizmalarının tüm aşamalarına eşit erişim ve eksiksiz katılımlarının sağlanması ile kalkınmanın sürdürülebilirliği aynı bağlamda değerlendirilmiştir.
AB SÜRECİ • 1957 ROMA ANTLAŞMASI, 119.Madde “EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET”
AB SÜRECİ • 1997 AMSTERDAM ANTLAŞMASI, 2, 3, 13 ve137.Maddeler • 137. Madde: “Birliğe üye olan her devlet, eşit ya da eşdeğer işe kadın erkek ayrımcılığı yapmadan eşit ödeme yapılmasını sağlamak zorundadır.” • 3. Madde: Bu madde ile, Pekin’de yapılan birleşmiş Milletler Dördüncü Dünya Kadınları Konferansı’nın önemli sonuçlarından biri olan ‘anayol stratejisi’ topluluk politikalarına dahil edilmiştir.
AB SÜRECİ • 13 No.lu “Ev içi Şiddetle Mücadele Deklarasyonu” ile kadının kamu hayatı dışında özel yaşam alanına atıfta bulunulmuştur.
AB SÜRECİ • Avrupa Parlamentosu’nun 1998 yılındaki “Kadına Yönelik Şiddete Sıfır Tölerans” raporu. • DAPHNE Programı ile kadına yönelik şiddet konusuna odaklanılması ve soruna karşı mücadele için ortaklıklar ve iş birlikleri kurulması amaçlanmıştır.
AB SÜRECİ • 2006 Avrupa Kadın Lobisi’nde; kadınların iş ve profesyonel yaşamlarını aile yaşamlarıyla birlikte yürütmek zorunda oldukları ve bunu yapmaya çalışırken büyük engellerle karşılaştıkları belirtilerek, kadınların bu çerçevede bir seçim yapmaları konusunda zorlanmalarının ise psikolojik şiddet içermesi nedeniyle, adil olamayacağının altı çizilmiştir.
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ • Eğitim Programları • İyi Yönetişim • Geçici Özel Önlem
Eğitim Programları • Resmi Eğitimde • Resmi Olmayan Eğitimde • Risk Grubunda Yer Alan Kadınların Eğitimi • Paydaş Eğitimi
Resmi Eğitimde • Kız çocukların ev işleri ve tarımsal işlere yardım etmek için okuldan alınması olasılığı erkek çocuklarınkinden daha yüksektir. Bunun için, yasal cezalandırma mekanizmalarının da yardımıyla tüm kız çocuklarının erkek çocuklar gibi okula devam etme şansına sahip olması sağlanmalıdır. Bu yüzden, resmi eğitimde okutulan ders kitapları tekrar gözden geçirilmeli ve cinsiyete ilişkin roller çağın gerçekleri doğrultusunda düzeltilmelidir.
Eğitim Programları • Resmi Olmayan Eğitimde; • Risk Grubunda Yer Alan Kadınların Eğitimi • Aşama: Öz Güven Eğitimi • Aşama: Meslek eğitimi • Paydaş Eğitimi Meslek içi eğitimlerde (öğretmen, polis, jandarma, adli tıp, hemşire, doktor, polis ve subay akademileri, sosyal hizmet uzmanı …vs) Toplumsal Cinsiyet ve Kadına Yönelik Şiddet konulu dersler konulmalıdır.
İYİ YÖNETİŞİM • Yetişkin Eğitim Merkezleri Kurulması, • Kız çocuklarının okullaşma oranlarının yükseltilmesi için yaptırımların arttırılması, • Kadın girişimciliğini teşvik amaçlı mikro krediler sağlanması, • Kreşler açılması, • Kadın Sığınma Evlerinin Sayılarının arttırılması ve standartlarının yükseltilmesi, • Uluslararası hibe programlarından faydalanılması,
GEÇİCİ ÖZEL ÖNLEM • Sadece parlamentoda değil, aynı zamanda da tüm karar verme mekanizmalarında yer alan kadın sayısı arttırılmalıdır. • Uygun pozisyonlara uygun kişilerin yerleştirilmesi ve böylece de her tür ayrımcılığın önlenmesi için, eleman seçimlerinde kullanılan ölçme ve değerlendirme teknikleri uluslararası standartlara ulaştırılmalıdır. • Toplumsal temayül geliştirilmesi amacıyla, tüm kadrolarda kadın erkek oranının %50-%50 olması hedeflenmeli ve bu oranın tutturulması için en fazla 2 seçim dönemi boyunca pozitif ayrımcılık uygulaması yapılmalıdır.