480 likes | 1.13k Views
CAUSATIVES. İÖP1 BAHAR ŞAHİN 1090610176. Causatives. İki tür causative yapı (Ettirgen çatı;yaptırmak/ ettirmek) vardır: Active Causative / Passive Causative. Active Causative. Bu yapıda “ make, have, get ” fiillerinden sonra gelen kişi veya şey kendisinden
E N D
CAUSATIVES İÖP1 BAHAR ŞAHİN 1090610176
Causatives İki tür causative yapı (Ettirgen çatı;yaptırmak/ ettirmek) vardır: Active Causative/ Passive Causative
Active Causative Bu yapıda “make, have,get” fiillerinden sonra gelen kişi veya şey kendisinden sonra gelen eylemi aktif şekilde yapar.
Make someone do something Birisine zorlayarak bir şey yaptırmak. • He sometimes makes his employees work overtime. ( O bazen işçilerine fazla mesai yaptırır.)
Have someone do something Birisine (işi yapması gereken kişiye) işi yaptırmak, ricada bulunmak. • I hadthe mechanic repair my car. ( Arabamı tamirciye yaptırdım.)
Get someone to do something Have someone do something ile anlamca yakındır. Yani; işi yapması gereken kişiye yaptırmak, ricada bulunmak. Buna ilave olarak birisine bir şey yaptırmayı başarmak ya da ikna etmek anlamındadır.
I gotmy father to come with us to do some shopping. ( Babamı bizimle biraz alışveriş yapması için gelmeye ikna ettim.)
Passive Causative Bu yapıda “haveveget” fiillerinden sonra gelen kişi veya şey kendilerinden sonra gelen eylemi yapan değil o eyleme maruz kalan kişi veya şeydir.
Have something done • I had my son examined. ( Oğlumu muayene ettirdim.) Muayene ettirdiğim kişi belli değil, maruz kalan kişi oğlum.
Have something done Bu yapı alışılagelmiş kullanımı dışında başka bir anlama daha gelebilir.Başımıza gelen talihsiz bir olayı ifade etmek için kullanabiliriz.
I hadmy purse stolen. (Cüzdanımı çaldırdım.) • I hadmy arm broken. ( Omzumu kırdım.)
Have something done Bu yapı zaman zaman deneyim, başa gelen bir olay anlamında kullanılabilir. • We had our roof blown off in the storm. ( Çatımız rüzgarda uçtu.)
Get something done • We got our room painted. (Odamızı boyattık.) • I got my photos developed. ( Fotoğraflarımı geliştirdim.)
Get something done Bu yapı aynı zamanda bir şey üzerindeki işi tamamlamaktan bahsetmek için kullanılır. • After you have gotthe children dressed, can you make the bed?
Get someone Ving Bu yapı birinin bir şeyi yapmaya başlamasına neden olmak anlamındadır. • Don’t get him talking about his illness. ( Onu hastalığı hakkında konuşturma.)
Have someonedoing Bu yapı deneyim, bir başka olayın gelmesi anlamında kullanılabilir. • It is lovely to have children singing in the house again. ( Evde yeniden şarkı söyleyen çocuklara sahip olmak hoştur.)
Be made to do something • He was made to go to bed although he didn’t want to. ( İstememesine rağmen yattı.)
Let someone do something Bu yapı bir kişiye izin verme anlamında kullanılır. • My mother didn’t let me go out ( Annem dışarı çıkmama izin vermedi.)
Letyapısı passive olarak kullanıldığında be allowed to yapısına dönüşür. • I wasn’t allowed to goout. ( Dışarı çıkmama izin verilmedi.)
EXAMPLES • Yesterday, our writing teacher made the whole class write a 300-word paragraph about the negative effects of cigarette. ( Dün yazma hocamız bütün sınıfa sigaranın negatif etkileri hakkında üç yüz kelimelik bir paragraf yazdırdı.)
It was not until I arrived home that I realized I had had my wallet stolen. ( Eve vardıktan sonra cüzdanımın çalındığı fark ettim.)
If I were you, I would never let my kids play bythe river. ( Senin yerinde olsaydım çocukların nehir kenarında oynamalarına asla izin vermezdim.)
All the latecomers were made to clean the schoolyard yesterday. ( Bütün geç gelenlere dün okul temizletildi.)
I will havemy car servicedas soon as I get my salary next week. ( Gelecek hafta maaşımı alır almaz arabamı tamir ettireceğim.)
In the earthquake last year our house was damaged, so we had to get it repaired. ( Geçen yıl depremde evimiz zarar gördü, bu yüzden onu tamir etmek zorunda kaldık.)
The space telescope let scientists discover galaxies billions of light years away. ( Uzay teleskopu bilim adamlarına galaksilerin milyon ışık yılı uzakta olduğunu keşfetmelerine izin verir.)
At first, my mother refused to help me with my homework, but I finally got her todo the whole job. ( İlk olarak annem ödevime yardım etmeyi reddetti, fakat sonunda bütün işi yaptırdım.)
While he was playing football yesterday, he had his leg broken. ( O dün futbol oynarken bacağını kırdı.)
The English teacher can have all his students talking English in three months. ( İngilizce hocası bütün öğrencilerini üç ayda ingilizce konuşturabilir.)
The bossgot the staff to agree to a low increase in salaries. ( Patron çalışanlara düşük bir maaş zammını kabul ettirdi.)
The youngsters have not been allowed to be disrespectfull to elderly. ( Gençlerin büyüklere karşı saygısız davranmasına müsaade edilmedi.)
I had all knives in the kitchen sharpened. ( Mutfaktaki tüm bıçakları bileylettim.) • She got her piano tuned. ( Piyanosunu ayarlattı.)