700 likes | 1.36k Views
AZİZ NESİN. VE ŞİİRLERİ. 20 ARALIK 1915 - 6 TEMMUZ 1995. Noktürn / F. Chopen. suaykaraman @ hotmail.com. YAĞMUR GEMİLERİ O gemiler ki yağmur taşır, Gece sabaha karşı birden Korkularımıza bulaşır, Gök gürültüsüyle derinden. O gemiler ki yağmur taşır, Gözümüz kamaşır şimşeğinden ..
E N D
AZİZ NESİN VE ŞİİRLERİ 20 ARALIK 1915 - 6 TEMMUZ 1995 Noktürn / F. Chopen suaykaraman@hotmail.com
YAĞMUR GEMİLERİ O gemiler ki yağmur taşır, Gece sabaha karşı birden Korkularımıza bulaşır, Gök gürültüsüyle derinden. O gemiler ki yağmur taşır, Gözümüz kamaşır şimşeğinden.. O gemiler ki başkalaşır Çelişkinin diyalektiğinden, Gücü çok sonra anlaşılır İnsana eklediğinden. O gemiler ki başkalaşır, gelişir değiştirdiğinden.. O gemiler ki şafağa ulaşır, Ümitlerimizin ateşinden, Devrimden devrime yanaşır, Nasıl da büyür kendiliğinden. O gemiler ki şafağa ulaşır, Bir çığlık gibi Bedreddin'den...
67.YAŞ Benim doğduğum gün Günler uzamaya başlar Öyle bir öleceğim ki Geceler uzamaya başlayacak. Ve öyle bir öleceğim ki Günlerle gecelerden başka Hiç kimse öldüğümü anlamayacak.. suaykaraman@hotmail.com
BÖYLE GELMİŞ BÖYLE GİTMEZ Bütün anneler, annelerin en güzeli, Sen, en güzellerin güzeli. On üçünde evlendin, On beşinde beni doğurdun, Yirmi altı yaşındaydın, Yaşamadan öldün. Sevgi taşan bu yüreği sana borçluyum. Bir resmin bile yok bende, Fotoğraf çektirmek günahtı. Ne sinema seyrettin, ne tiyatro. Elektrik, havagazı, su, soba, Ve karyola bile yoktu evinde. Denize giremedin, Okuma yazma bilmedin. Güzel gözlerin, Kara peçenin arkasından baktı dünyaya. Yirmi altı yaşındayken Yaşamadan öldün... Anneler artık yaşamadan ölmeyecek... Böyle gelmiş, Ama böyle gitmeyecek!
ÇOCUKLARIMA Diyelim ıslık çalacaksın ıslık Sen ıslık çalınca Ne ıslık çalıyor diye şaşacak herkes Kimse çalamamalı senin gibi güzel. Örneğin kıyıya çarpan dalgaları sayacaksın Senden önce kimse saymamış olmalı Senin saydığın gibi doğru ve güzel Hem dalgaları hem saymasını severek. De ki sinek avlıyorsun sinek En usta sinek avcısı olmalısın Dünya sinek avcıları örgütünde yerin başta Örgüt yoksa seninle başlamalı. ./.
Say ki hiçbir işin yok da düşünüyorsun Düşün düşünebildiğince üç boyutlu Amma da düşünüyor diye şaşsın dünya Sanki senden önce düşünen hiç olmamış. Dalga mı geçiyorsun düşler mi kuruyorsun Öyle sonsuz sınırsız düşler kur ki çocuğum Düşlerini som somut görüp şaşsınlar Böyle bir dalgacı daha dünyaya gelmedi desinler. Dünyada yapılmamış işler çoktur çocuğum Derlerse ki bu işler bişeye yaramaz De ki bütün işe yarayanlar İşe yaramaz sanılanlardan çıkar.
SEN SÖYLEMEDEN DE BİLİYORUM Seziyorum ki kaçacaksın.. Yalvaramam, koşamam Ama sesini bırak bende. Biliyorum ki kopacaksın Tutamam saçlarından Ama kokunu bırak bende. Anlıyorum ki ayrılacaksın Çok yıkkınım, yıkılamam. Ama rengini bırak bende. Duyumsuyorum ki yiteceksin En büyük acım olacak Ama ısını bırak bende. Ayrımsıyorum ki unutacaksın Acı kurşun bir okyanus Ama tadını bırak bende. Nasıl olsa gideceksin Hakkım yok durdurmaya Ama kendini bırak bende... suaykaraman@hotmail.com
BAĞIŞLA Ya zamanından çok erken gelirim, Dünyaya geldiğim gibi. Ya zamanından çok geç, Seni bu yaşta sevdiğim gibi. Mutluluğa hep geç kalırım, Hep erken giderim mutsuzluğa. Ya herşey bitmiştir çoktan, Ya hiçbir şey başlamamış. Öyle bir zamanına geldim ki yaşamın Ölüme erken, seviye geç. Yine gecikmişim, bağışla sevgilim Seviye on kala, ölüme beş...
ÖLÜME EĞİLMEK Uyumaya değil Rüyalarıma gidiyorum Orada yaşayacağım isteğimceUyanıkken hiç yaşayamadığım Hepsi de gençti güzeldiSevdim sevildim diye aldanarak Son gördüğüm onlar olacak Bunca yıldır sevgiye dayanamadığım Ölüme değil Sonsuzluğa gidiyorumOrda dinleneceğim gönlümceYaşarken hiç mi hiç dinlenemediğim Kalemim yine elimde Kağıtlarım da önümdeSon uykusunda düşecek başımSağlığımda hiç eğmediğim ... suaykaraman@hotmail.com
SEVGİ DURAĞI Sözverdiğimiz yerde buluştuk Sözverdiğimiz zamanda değil. Ben yirmi yıl erken gelip bekledim sen geldin yirmi yıl geç. Ben seni beklemekten yaşlıyım, sense beklettiğin için genç ... suaykaraman@hotmail.com
ARKADAŞIM BADEM AĞACI Sen ağaçların aptalı Ben insanların Seni kandırır havalar Beni sevdalarBir ılıman hava esmeye görsünDüşünmeden gelecek karakış ,Açarsın çiçeklerini .. Bense hayra yorarım gördüğüm düşü .. Bir güler yüz , bir tatlı söz , Açarım yüreğimi hemen Yemişe durmadan çarpar seni karayel ,Beni karasevda ...Hem de bilerek kandırıldığımızı Kaçıncı kez bağlanmışız bir olmaza Koo desinler bize şaşkın Sonu gelmese de hiç bir aşkın Açalım yine de çiçeklerimizi Senden yanayım arkadaşım Havanı bulunca aç çiçeklerini Nasıl açıyorsam yüreğimi Belki bu kez kış olmazBakarsın sevdan düş olmaz Nasıl vermişsem kendimi son sevdama Vur kendini sen de bu güzel havaya ...
SON İSTEK Bitki olacaksamÇayır çimen olayım Aman baldıran değil ... Yol altında kalacaksam Gelin arabaları geçsin üstümden Çelik paletler değil ... Üstümde çocuklar koşuşsun Ne kaçan ne kovalayan Askerler değil ... Kerpiç yapacaksanız beni Okullarda kullanın Cezaevlerinde değil ... Soluğum tükenmez de kalırsa Islık öttürsünler Aman ha düdük değil ... Kalem yapın beni kalem Şiirler yazan sevi üstüne Ölüm kararı değil ... Ölünce yaşamalıyım defne yapraklarında Sakın ola ki Silahlarla değil ... suaykaraman@hotmail.com
BOŞUNA Sen yoksun, Boşuna yağıyor yağmur, Birlikte ıslanmayacağız ki.. Boşuna bu nehir , Çırpınıp pırpırlanması, Kıyısında oturup göremeyeceğiz ki.. Uzar uzar gider, Boşuna yorulur yollar, Birlikte yürüyemiyeceğiz ki.. Özlemler de ayrılıklar da boşuna, Öyle uzaklardayız, Birlikte ağlayamayacağız ki.. Seviyorum seni boşuna, Boşuna yaşıyorum, Yaşamı bölüşemiyeceğiz ki... suaykaraman@hotmail.com
ŞİİRE TUTUNMAK Yok başka hiçbir umarın En granit kayanın en ortasında Balta girmemiş karanlıklarında kıpırtısız Ya ölmektir kurtuluşun, Ya da şiir tutunmak. O en gergin tele şöyle bir dokun Son tınıyla tel kopsun Ayak sesleri duyulsun ölümün Her yanın, her yönün çıkmaz Nereye baksan yok Hiç bile herşey sayılır o bulunduğun yerde Kurtarırsa kurtarır ancak Yine şiire tutunmak...
MERAK İçimde bir merak öyle bir merak ki, ölümümden bir ay sonra bir güncük yaşamak ve dostu düşmanı suç üstü yakalamak... suaykaraman@hotmail.com
SUSARAK Güneş altında söylenmedik söz yokmuş, Bu yüzden geceleri söylüyorum sevdiğimi.. Ne gece ne gündüz yokmuş söylenmemiş söz. Ben de söylenmişleri söylüyorum yeni biçimde.. Hiç bir biçim kalmamiş dünyada denenmedik, Ben de susuyorum sevgimi saklayıp içimde.. Duyuyorsun değil mi suskunluğumu nasıl haykırıyor, Susarak sevgisini ilan eden çok var sevgilim, Ama bir başka seven yok benim sustuğum biçimde ...
GÜNEŞ DOĞUNCA O çırılçıplak gecede Sen sendin, ben de ben. Bütün gece güneş açtık öpüşlerden. Gün doğunca ne oldu birden O sabah kendi soğuğumuzdan Kar yağdırdık güneşten hep o korkuydu içimdeki Ya sen de sen değilsen... suaykaraman@hotmail.com
YAŞA SEN ! Her şeye boşver, dolu dolu yaşa. Madem ki bir aşkın var, ne güzel, tadını çıkar... Sanki ayıp bir şeymiş de utanıyormuşsun gibi yazmışsın bana... Her şeye boşver ve aşkı yaşa... İlle de büyük aşk olması gerekmez; yaşanan her aşk büyüktür, yeter ki tadını çıkarmasını bil... Çok büyük umutlar bağlama, yarını hiç düşünmeden, günü gününe sev, sevginin tadını çıkar... Sevgide geleceği düşünürsen aşkı, bombok edersin. Sakın haaa... Sonsuz, monsuz diye karşındakinin başını yeme... Her şeye boşver; öylesine sev ki, sevdiğini bile umursama, salt kendin için sev, bencilce yaşa aşkı, bütün maddesiyle... Yaşamdan elinde kala kala salt yaşadığın sevgiler kalır sonunda, ne şu, ne de bu... Bütün onlar, aşkı yaşamak için gerekli olan - ne yazık ki gerekli olan- gereklerdir. ./.
Aslolan aşktır yaşamda... Dolu dolu, dolu dizgin, zilzurna, saniye saniye aşkı yaşayarak sev... İki yıl, üç yıl sürecek diye umutlanıp enayilik etme... İster sürer, ister sürmez... Sen o anı yaşa yeter ki... Yitirdiğin zaman; yaşadıklarını kazanmış olacaksın... Sonunda elbet yitireceksin, ama yitireceğini hiç düşünme; çünkü aynı zamanda kazanmışsındır da... Anılar kazanıyorsun daha ne... İç o zaman, sarhoş ol... Yüce şeyler düşünme severken, sevgiyi berbat edersin; çünkü sevginin kendisinden daha yüce bir şey olamaz.. Aferin sana seviyorsan, seviliyorsan... Sakın kuşkulara kapılma. Karşındakini didikleme, yiyip bitirme... Türk gelenekleri, görenekleri öyle... Sakın bu aptallığı yapma... Severken yirmi yıl sonrasını değil, yirmi dakika sonrasını bile düşünme, sevinin içine edersin... An an yaşa, derin derin hem de... Afferin sana... ./. suaykaraman@hotmail.com
Çok sevindim. İşe güce boşver. Artık sana ne Surname'yi, ne de başka şeyi soruyorum. Keyfince yaşa, sev... Sevildikçe sev, sevilmeyince de tastamam boşver ve o zaman o güzelim yalnızlığına sarıl... O yalnızlık ki, bütün sevgilerden daha güzeldir ve sonunda onun koynuna girmek için kendi kollarımızla kendimizi sararız... O zaman da hiç üzülmeyeceksin. Çünkü nasıl olsa, sığınacak bir yalnızlığımız var; günün birinde anamız bile bizi bırakır gider ama o yalnızlığımız, biz yaşadıkça bizi hiç bırakmaz... Severken bunları düşünme, lütfen yarınsız sev! Hadi, sevgiyle öperim. Yaşa sen !
ACININ DUVARI ASILINCA Kendisi çatlamadan Toprağı çatlatamaz tohum Asmışım sinirini mutsuzluğun Ayrımsayamıyorum bile öyle mutsuzum Acısını artık duyamıyorum Ki kendim öyle bir acı olmuşum Nasıl görmezse göz kendini Kendimi arıyor bulamıyorum.. suaykaraman@hotmail.com
AŞK ÜZRE Sevişirken yılan bile dokunmaz Tapınmakta aşktan saygın olamaz Sevda üzre yıldırım olsa çarpmaz İstiyorsan uzak kalmak ölümden Hep aşk üzre olmalısın a caanım Ki ölüm de sevişirken kıyamaz..
ÇOĞALMAK Kalabalıkta kalabalıkça yalnızlık Yalnızladıkça birbirimizi Haydi çoğalalım Çoğaltarak kendimizi Bir canım çoğal da bin can ol Isıt yaşlıların yalnızlıklarını ilinsin üşümüşlüğü bırakılmışların Çoğalın dudaklarım çoğalın sonsuz Öpün bütün ağlayan çocukları kimsesiz Çoğal gözlerim çoğal Gör bütün görmeyenlerde yapayalnız Ellerime tutunun ellerime çoğalın Okşayın sevecenlikle çocukları Hıçkırırlarken uykularında bile.. suaykaraman@hotmail.com
KENDİME ÖĞÜT Uslanma hiç hep deli kal Büyüme sakın çocuk kal Es deli deli böyle kal Son harmanında sevdanın Tüken toz toz savrula kal Suçüstü bulmalı ölüm Ölürken de sevdalı kal...
KONSER Şimdiden duyuyorum Herşey birdenbire olacak Şuramda bir kılcal damar Yada beynimde bir sinir ucu. O anda biyerlere atılmış eski bir kemanın Yalnızlıktan gerilmiş bir teli kopacak Yada terkedilmiş bozuk bir piyanodan Tek notalık si minörden bir ses çıkacak. Karanlıkta ve yalnızken dinlemeli Bu konser modası geçmiş adamın Yaşamı boyunca sunmak isteyip de Veremediği ilk ve son konser olacak..
DOĞUMGÜNÜ TELGRAFI Sen iyi ki doğdun, Ben iyi ki yaşıyorum. Ne güzel şey, Seni hala seviyorum.. suaykaraman@hotmail.com
OKUL Mapus damı bana çok şey öğretti Ama en çok sabretmeyi Yalnızken kalabalık olmayı Kalabalıktayken de kendimle kalmayı Ve sürekli kavga edip Durmadan kendimle barışmayı Hiç gocunup yüksünmeden İhanetlere katlanmayı Beş metrede beşbin metreyi yürümeyi Ve duvarların darlığında Dünyaları dolaşmayı Ve hepsinden de çok Bütün yuvarlakları yüreğimde bileyip sivriltmeyi İnsan olmayı insan olmayı…
ZORLA Kendiliğimden şiir yazmadım Şiir yazdırttı kendini Hiçbir seviyi ben bırakmadım Seviler bıraktırttı kendini. Kaçmadığıma bakmayın siz Döğüştümse namus deyip Hiçbir kavgayı ben çıkarmadım Kavgaya zorladılar beni. Bu amansız yarışa kendim girmedim Soluk soluğa yarışta buldum kendimi Gönüllü katılmadım hiçbirine İstesem de istemesem de yarışa kattılar beni. Biliyorum ki yazılan artık yaşanmaz Ben yazmak istemedim Yaşamak istedim sevgimi Kendileri yazdırttılar kendilerini suaykaraman@hotmail.com
BENDE KAL Bir tohum verdin çiçeğini al Bir çekirdek verdin Ağacını al Bir dal verdin Ormanını al Dünyamı verdim sana Bende kal..
EN GÜZEL Bu müze var ya bu müze Seninle gezerken güzel. Kimseler yoksa salonda Seni öpmek en güzel. Bu rakı var ya bu rakı Seninle içerken güzel. Kimler olursa olsun varsın Rakılı ağzından öpmek en güzel. İşte bu dünya var ya bu dünya Seninle yaşarken güzel. Sen varsın ya sen Ancak benimleysen güzel .. suaykaraman@hotmail.com
YUVA Yanyana geldikçe daha uzak Birlikteyken daha kimsesiz Bir ağırı sızım sızım yeri belirsiz O da yalnız Ben de yalnız Acılar tütüyor bacamızdan Görünmeyen taş duvarlar örmüşüz Duvar olduk kendimize kendimiz Ne yana dönsek Kendimize çarparız.
... Nasıl anlatılıyordu o duygu Sözler tozpempeydi Susmalar uçuk mavi Nerde benim belleğim Unutmuşum o en çok bildiğim sözü Bu gece ellerim bile dilsiz Konuştukça zehir yeşili Sustukça zifirden karanlık.. suaykaraman@hotmail.com
SERÜVEN Nasıl bittiyse bundan öncekiler Bu da biter. Bite bite Sonunda ben de biterim Olur biter.
HEPSİ AYNI Kaç sevgiliyi sonuncu saydıysam Hepsi de aynı kadındı Bilmiyorlardı kendilerini Ama ben biliyordum Çünkü hep aynı bendim. Kaç kadını seviyorum dedimse Hepsi de aynı kadındı Bilmiyorlardı birbirlerini Ama ben biliyordum Çünkü hepsini seviyordum. Kaç kadın ihanet ettiyse Hepsi de aynı kadındı Bilmiyorlardı kaç yaram olduğunu Ama ben biliyordum Çünkü vurulan hep bendim. suaykaraman@hotmail.com
ASLINDA BU DENLİ GÜZEL KOKMAZ Aslında bu denli güzel kokmaz hiç bir karanfil, Onda seni kokladığımdan bunca güzel. Aslında bu denli güzel olmaz hiç bir Sarıyer, Orda seni öptüğümden bunca güzel. Aslında bunca güzel olmaz hiç bir dünya, Seni sevdiğim için dünya da böyle güzel. Aslında bu denli deli değildim sor kime istersen, Sevince seni delilik bile bak ne güzel. Aslında sen dünya güzeli değilsin, Sevdiğim için dünyada tek güzelsin...
İNSANLAR GİDER insanlar gider şarkıları kalır şarkılar var uzun yüzyıllar dolanır şarkılar var kısa söylendiği yerde kalır şarkılar var benim şarkılarım söyletmezler içimde kalır. suaykaraman@hotmail.com
DERİNLİK ÇEKİMİ I Yükseklerden bakamıyorum Korkuyorum Derinlik çekiyor kendine Düşecekmişim gibi içimin derinliğine Başım dönüyor yükseklerden Çekiyorum beni kendi derinliklerime..
DERİNLİK ÇEKİMİ II En derini dünyanın kendi uçurumum Başım dönüyor içimin derinliğinden Bigün kaldırıp kendimi fırlatacağım Kendimi kendi içime atacağım. Kartal kanatlarının da bir sınırı var gökte Uçakların da füzelerin de Bütün o sınırları aşacağım Kendimi içimdeki sınırsız boşluğa bırakacağım. Durmadan çekiyor beni bu dipsiz doruksuz uçurum Gözlerim kararıyor içime bakınca Atıp kendimi kendime Derinlik korkusundan büsbütün kurtulacağım..
EN UZUN MARATON Yüz metrede beni herkes geçer Dörtyüz metrede pek çokları Geçer çoğu sekiz yüz metrede Ama ben bırakmam yarışı. Beni bin metrede geçersin Ben yine koşarım On bin metrede öndesin Koşarım ben yine Yirmi kilometrede geçersin Hep koşmaktayım. Otuz kilometrede Kırk kilometrede de geçersin Ben koşuyorum hâlâ Ama ellinci Yada altmışıncı kilometrede Soluğun tükenip bir yerde Dayanamaz düşersin. Bak koşuyorum hâlâ Çünkü ben bir yaşam maratoncusuyum Bu yüzden yaşamın en yalnızıyım Bu sonsuz yarışın sonunda Beni geçemezsin Ölümün en büyük ödül olduğunu bilemezsin Yine ben olurum ilk göğüsleyen ölümü..
SÖZ Bilirsiniz sözümde hep durmuşumdur duracağım Sevgilime söz verdim ben yirmi yıl yaşayacağım Düşmanlarım sevinmesin yirmi yıl sonra yok diye Belli değil yirmi yıla ne zaman başlayacağım.. suaykaraman@hotmail.com
SUSARAK Güneş altında söylenmedik söz yokmuş.. Bu yüzden geceleri söylüyorum sevdiğimi.. Ne gece ne gündüz yokmuş söylenmemiş söz.. Bende söylenmişleri söylüyorum yeni biçimde.. Hiç bir biçim kalmamış dünyada denenmedik... Bende susuyorum sevgimi saklayıp içimde.... Duyuyorsun değilmi suskunluğumu nasıl haykırıyor... Susarak sevgisini ilan eden çok var sevgilim ... Ama bir başka seven yok benim sustuğum biçimde .....
YAŞIYORUM DEMEK Çok merak ediyorum kendimi Başıma birşey mi geldi Öldüm mü kaldım mı Hiçbir haber yok kendimden. Bu sabah kapımı çaldım Kapıyı açan kendim Bir süre kendime baktım Bu güleç yüz bendim. Oh ne güzel bir sabah Bugün de yaşıyorum demek Benden başka yok kimsem Beni merak edecek. suaykaraman@hotmail.com
HOŞÇAKAL GÜZEL DÜNYAM Hiç kimse buyur etmedi beni Bu dünyada hiçbir yere Ama açtım bütün kapıları tekmeleyerek Bütün engelleri göğüsleyip yıkarak Buyrun dediler o zaman incelikle Buyur ettiler Ve Buyurdum. Elimden geldiğince görevimi yaptım Gülümsedim hıçkırıklarımı boğarak Sonunda kimsenin yorulmadığı denli yoruldum Artık kapılar açık kalsın Bundan sonra gireceklere Şimdi dinlenmeye gidiyorum Hoşcakal güzel dünyam…
YÜZÜN..... Güz sabahı buğusunda bir salkım üzüm mü avuçlarımdaki ne? Ay ışığı yansıyor yüzüne. Ben böyle bulutsu yüzü, ben böyle ışıksı yüzü bir on yedi yaşındakinde gördüm, bir de şimdi düşümde. suaykaraman@hotmail.com
BOĞULAN ŞAİR Senin seyircilerin düşman Senin yargıcıların düşman Öylesine yenmek zorundasın ki Kıl payı bırakmadan. Sayısız genlerle donatmalısın İmgeden kristallerini Ki kamaşsın gözleri Yüreğinden yansıyan ışıltılardan. Elmasını öyle yontmalısın ki sözcüklerden Bakırı kükürdü çevirip altına Ki gözlerini alsınlar da kör olsunlar Kanının akkora kesmiş parıltılarından. ./.
Her şair gibi değilsin sen İşin zor ki ne zor Yargıcıların bakışlarında parlıyor Keskin dişleri köpekbalıklarının. Her şairin bir çalgısı var Senin tek çalgından duyulmalı orkestralar. Her şair senin gibi değil İşin zor ki ne zor. Seyircilerin tırnakları sende Yargıcıların dişleri sende Her şairin bir sesi var Senin sesinden haykırmalı korolar. Yine de yenik sayarlarsa Yok sayarlarsa yine de Öylesine yok olmalısın Taksınlar nişan diye cinayetlerini Şiirin koynundayken suç üstünde Seni boğdukları zaman..
DİRİLİŞ.. Gittikçe artıyor yerçekimi Çek elimden, Kurtarsın yerçekiminden Aşkın çekimi... Akıyorum aşağılara sızım sızım Duyuyorum içimdeki derinlikleri Öpe öpe çek çıkar, Soluğunla dirilt beni.. Kumsaldan nasıl sızarsa sular Çöküyorum dibe azar azar Dağılıp parçalanıp ayrılıyorum Topla beni tut beni... Yağmurca gözyaşlarınca Aşağı aşağı çizgilerim al avuç avuç fırlat gökyüzüne Yeniden yarat beni... suaykaraman@hotmail.com
YOKLUĞUNDAKİ SEN Yine yalnız değilim her zamanki gibi Bu Uzakdoğu gecesinde yokluğunlayım. Aramızda yirmi beş bin kilometre Sen kıştasın ben yazdayım Sen bir yarısında dünyanın Ben öte yarısındayım Yine de bırakmıyor ellerimi yokluğun Daha da bir gönlümcesin Varlığından bin kat güzel O yalımsal çıplaklığın yalaz yalaz Ve en gizlerden konuşurken ellerin İçimden gelmiyor mektup yazmak demeden Sevişiyoruz yirmi beş bin kilometreden.
YOK Kitabımı sana adamak istedim Gözlerine baktım Gözlerin yok, Öpmek istedim Yüzüne baktım Yüzün yok, Tutmak istedim elini Elin yok, Isıt sözlerimi yüreğe işleyen kulakların yok Anlat bana bişey anlat Dilin yok, Haydi yanyana yanın yok Kitabımı sana adamak istedim Adın yok. Güvercin getirdi şiirimi geriye Bu dünyada anlattığın kadın yok .... suaykaraman@hotmail.com
SOL EL KONÇERTOSU Demek yazamadan Demek okuyamadan Demek konuşamadan Hem de ölmeden yaşanabilirmiş. Ama sevmeden yaşanamıyor Üçgülüm Bir ölüyle bir canlı Bir bedeni bölüştük Sağ yanım ölmüş Sol yanım capcanlı Demek yazamadan Demek okuyamadan Demek konuşamadan. Ama düşünebildiğim için seni yaşıyorum Yaşayabildiğim için sevmiyorum Sevdiğim için yaşıyorum Bir kolum bir elim bir bacağım ve dilim tutmuyor Öyle bir sevgi var ki içimde O beni hâlâ diri tutuyor Yazamasam da okuyamasam da konuşamasam da, Seviyorum seni Üçgülüm Sevdikçe yaşıyor yaşadıkça seviyorum..