1 / 65

ZİYA PAŞA

ZİYA PAŞA. Eski ile yeninin, Divan şiiri ile Tanzimat nazmının yan yana yaşadığı bu dönem, alışkanlıklarla yenilik heveslerinin bileşimine çalışılan bir çabanın izlerini taşır. . ZİYA PAŞA.

earl
Download Presentation

ZİYA PAŞA

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. ZİYA PAŞA Eski ile yeninin, Divan şiiriile Tanzimat nazmının yan yana yaşadığı bu dönem, alışkanlıklarla yenilik heveslerinin bileşimine çalışılan bir çabanın izlerini taşır.

  2. ZİYA PAŞA Ziya Paşa, bütün kimliği ve kişiliğiyle, ömrünün sınırları vedavranışlarıyla, keskin dönemeçlerdeki vazgeçişleri ve birbirini inkâr eden girişimleriyle... Tanzimat devrini en iyi belirleyen birkararsızlığın temsilcisidir.

  3. ZİYA PAŞA Abdülhamit Ziyaettin -tabiî İstanbul'da- 1825'de doğar.Beyazıt Rüştiyesinde okur, özel öğretmenlerle Arapça ve Farsça’yı evde öğrenir,

  4. ZİYA PAŞA 15 -17 yaşlarında Sadâret Mektubi Kalemine girerek memurluğa başlar, görevi mabeyin kâtipliğine dönüşünce (1855), Babıâli karşısında Saray yanında yer alır.

  5. ZİYA PAŞA Bundan sonraki ömrü hep bu şartlanmayla geçecek, Âli Paşa'ya karşı aldığı tavır onun bütün kişiliğini damgalayacaktır.

  6. ZİYA PAŞA Aile bakımından bir desteğe dâyanamamanın eksikliğini Ziya Bey, saraya yaranmakta bulacağını sanır; zeki, haris ve acelecidir.

  7. ZİYA PAŞA Bilgisinin ve yeteneğinin ödeneğini çabucak ister.Kıbrıs (1861) ve Amasya (1863) mutasarrıflıkları, umut ettiği mevkileri kendisine sağlamadığı için genel bir kırgınlık içindedir.

  8. ZİYA PAŞA Devlet memurluğu ile gazete yazarlığını birlikte sürdürmek ister; dengenin Babıâli Paşalarına kaydığını görünce Mustafa Fazıl Paşa'nın çağrısını kabul ederek Paris'e kaçar (1867).

  9. ZİYA PAŞA Ne var ki Namık Kemal'in Magosa'da bulunduğu sıralarda Ziya Paşa, padişah hizmetinde ve yüksek mevkilerdedir:

  10. ZİYA PAŞA Maarif müsteşarlığında (1876),.. Suriye, Konya ve Adana valiliklerinde vezir rütbesiyle bulunur (Paşalığıbu mülkî görevlerinin rütbesidir),

  11. ZİYA PAŞA 1880'de Adana'da ölür (17 eylül). Mezarı oradadır.

  12. ZİYA PAŞA Terci-i Bend (1859), Viardot'dan Endülüs Tarihi çevirisi(1863), Cheruel ve Lavallee'den Engizisyon Tarihi çevirisi (1882),Moliere'den manzum Tartuffe çevirisi (Riyanın Encamı, 1881),

  13. ZİYA PAŞA Terkib-i Bend (İsviçre, 1870),Rousseau'dan Emile çevirisi (1870),Âli Paşa'yı yermek için düzenlediği Zafernâme (1868),

  14. ZİYA PAŞA Edebiyattan çok politikaya adanan kişiliğiyle bütün bu çalışmaları o alandaki uğraşına basamak yapmak ister.

  15. ZİYA PAŞA Eski doğu nâzımlığının bütün kolay yollarına başvuran Ziya Paşa, toplumun ortak kanılarını tutucu bir taraflılıkla beyitler haline getirir.

  16. ZİYA PAŞA Halka öğüt verme, yol gösterme konusunda kendinde hak bulur. Böylece beyitlerinin bir çoğu atasözü gibi dillerde dolaşacaktır.

  17. ZİYA PAŞA Birçok kaynaklar hariciye nazırlığına çokyaklaşan Ziya Paşa'nın sadrazamlığa göz diktiğini söylerler.

  18. ZİYA PAŞA Kendisine engel saydığı Âli Paşa ile sonuna kadar uğraşır ve yurt sorunlarını hep ona bağlı kinlerle hınçların ardından görür.

  19. ZİYA PAŞA Bütün dertlerin kişi değişikliğiyle, Âli Paşa’nın uzaklaştırılmasıyla çözüleceğine inanan bencil ve temelsiz iyi adam teorisi (Rüya),

  20. ZİYA PAŞA aşırı övgü yoluyla yerginin son sınırına varmayı hedef tutan manzum-mensur mizahı (Zafernâme),

  21. ZİYA PAŞA önsözünde edebiyatımıza genel bir bakış bulunan antolojisi (Hârâbat ve Mukaddimesi), değerini ve etkisini yüceltmeye yaramaz.

  22. ZİYA PAŞA“Şiir ve İnşa» makalesiyle Hârâbat Mukaddimesi“ “Şiir ve İnşa» makalesiyle Hârâbat Mukaddimesi' “

  23. ZİYA PAŞA“Şiir ve İnşa» makalesiyle Hârâbat Mukaddimesi' “ «Şiir ve İnşa» (Şiir ve Nesir), Ziya Paşa'nın Londra'daki Hürriyet gazetesinde (7 eylül 1868) yayınlanan uzun bir makalesidir.

  24. ZİYA PAŞA“Şiir ve İnşa» makalesiyle Hârâbat Mukaddimesi' “ Şiiri, «kelâm-ı mevzun=vezinli söz» diye tanımlayarakbaşlayan yazı, «şiir her kavimde tabiîdir» yargısına dayanarak Osmanlı şiirinin ne olduğunu araştırır.

  25. ZİYA PAŞA“Şiir ve İnşa» makalesiyle Hârâbat Mukaddimesi“ Divan şiirini, Arap-Fars dil ve edebiyatının çok açık bir taklidi olduğu için suçlar:

  26. ZİYA PAŞA“Şiir ve İnşa» makalesiyle Hârâbat Mukaddimesi“ «..Acaba bizim mensup olduğumuz milletin bir lisanı ve şiiri var mıdır ve bunu ıslah kabil midir? diye asla mülâhaza etmemişlerdir»

  27. ZİYA PAŞA“Şiir ve İnşa» makalesiyle Hârâbat Mukaddimesi“ içinde üçte bir oranında Türkçe kelime bulunmayan münşeat eserlerini de anan Ziya Paşa, yazının amacını yitirdiğini belirtir: «..garibi şurası ki böyle anlaşılamayacak ibare yazabilmekhüsn-i kitabetten addolunuyor».

  28. ZİYA PAŞA“Şiir ve İnşa» makalesiyle Hârâbat Mukaddimesi“ Sonra bu durumun tarihçesini örneklerle açıklayan yazar, o günkü Türkçe’nin öğretilmesinin hemen hemen imkânsız olduğunu ispatlayarak, şiirimizle nesrimizingeriliğinden yakınır:

  29. ZİYA PAŞA“Şiir ve İnşa» makalesiyle Hârâbat Mukaddimesi“ «..Vah bize! Yazık bize! Bu hale göre bizim millette tabiî hal üzre ne şiir ve ne de inşâ var demek olur».

  30. ZİYA PAŞA“Şiir ve İnşa» makalesiyle Hârâbat Mukaddimesi“ Hemen ardından yazısının ana fikrini koyar: «Hayır, bizim tabii olan şiir ve inşamız taşra halkıyla İstanbul ahalisinin avamı beyninde hâlâ durmaktadır.

  31. ZİYA PAŞA“Şiir ve İnşa» makalesiyle Hârâbat Mukaddimesi“ Bizim şiirimiz hani şairlerin nâmevzun diye beğenmedikleri avam şarkıları ve taşralarda ve çöğür şairleri arasında deyiş, üçleme ve kayabaşı- tabir olunan nazımlardır»

  32. ZİYA PAŞA“Şiir ve İnşa» makalesiyle Hârâbat Mukaddimesi“ Millî bir edebiyat için Halk kaynağına ve dilinebaşvurmak gereğini belirtip bu alandaki ihmallerin kısa zamanda giderilebileceğini açıklar;

  33. ZİYA PAŞA“Şiir ve İnşa» makalesiyle Hârâbat Mukaddimesi“ kendi kuşağının zor yazışını, dil güçlüklerini örneklerle anarak şu son yargıya ulaşır: «Bu fenalığı def için tabiata ittiba' etmeli».

  34. ZİYA PAŞA“Şiir ve İnşa» makalesiyle Hârâbat Mukaddimesi“ Namık Kemal Magosa sürgünü iken Ziya Paşa önemli görevlerdedir ve bir divan edebiyatı antolojisi hazırlayarak başına manzum bir önsöz koyar (1874, Hârâbat, üç cilt, Arap, Fars,Türk şiir antolojisi).

  35. ZİYA PAŞA“Şiir ve İnşa» makalesiyle Hârâbat Mukaddimesi“ Divan şiirimizin tarihine toplu bir bakış olan bu önsöz, «Şiir ve İnşa»daki düşüncelerin hemen hemen tersidir; halk şiiri küçümsenir ve Ziya Paşa kendi şiirlerine bol yer verirken Namık Kemal'i unutmuş görünür.

  36. ZİYA PAŞA“Şiir ve İnşa» makalesiyle Hârâbat Mukaddimesi“ Divan edebiyatının açık bir propagandası saydığı bu dönek çalışmadan ötürü Namık Kemal, iki eleştirisi ile esere karşı çıkacak, arkadaşının tutarsız davranışını suçlayacaktır.

  37. ZİYA PAŞA“Şiir ve İnşa» makalesiyle Hârâbat Mukaddimesi“ Kişisel çıkarlarını sürdürme amacıyla Ziya Paşa'nın ileri geçmişinden geri dönen bu tutumu, onun bütün dengesizliğini gösterir.

  38. TERKİB-İ BEND «Bent» denilen bölümlerden oluşur. Bentler, «hane» ve «vasıta> oda verilen bölümlerin birleşmesiyle kurulur.

  39. TERKİB-İ BEND Uyak şeması: Aa-ba-ca-da-ea-(hane) Ff (vasıta beyti) Gg-hg-ıg-jg-kg-(hane) hh (vasıta beyti)

  40. TERKİB-İ BEND Hâne, en az beş, en çok on beyittir.Vasıta ise ayrı bir beyitten ibarettir.

  41. TERKİB-İ BEND Böylece kurulan bentlerin beş-on tanesi birleşerek terkib-i bent nazım biçimini oluşturur.

  42. TERCİ-İ BEND Vasıta beyti, terkib-i bentteki gibi her bent sonunda değişmeyip de bir nakarat olarak yinelenirse, manzum terci-i bent adını alır.

  43. TERKİB-İ BEND Uyak şeması: Aa-ba-ca-da-ea-(hane) Ff (vasıta beyti-nakarat) Gg-hg-ıg-jg-kg-(hane) Ff (vasıta beyti-nakarat)

  44. TERKİB-İ BEND -TERCİ-İ BEND Terkib-i bent ve terci-i bent, dinsel, düşünsel konuları işler.

  45. TERKİB-İ BEND -TERCİ-İ BEND Ayrıca toplumsal eleştiriye yönelik olanları da vardır, (örneğin 16. yüzyıl ozanı BağdatlıRuhi'nin terkib-i bendi, zamanının toplumsal yaşamını, bu yaşama egemen olan dinsel bağnazlığı eleştiren bir manzumedir.)

  46. Terkib-i Bend –Ziya Paşa Yokluğun kan dolu çeşmesinden bir damla içen, bir daha bela yağmurlarından başını alamaz. Bir katre içen çeşme-i pür-hûn-ı fenadan Başın alamaz bir dahi bârân-ı belâdan IV-1

  47. Terkib-i Bend –Ziya Paşa Eğer mutlu olayım dersen bu cihana gelme; (çünkü) meydana düşen, "kaza" taşından kurtulamaz. Asude olam dersen eğer gelme cihâne Meydâne düşen kurtulamaz seng-i kazadan IV-2

  48. Terkib-i Bend –Ziya Paşa Korku ve ümit (yalvarma) dairesinden kurtulup razı olmanın (hoşnutluğun, tevekkülün) emniyetli merkezinde sabit ayaklı ol. Sâbit-kadem ol merkez-i me'mûn-ı rızâda Vareste olup dâire-i havf u recâdan IV-3

  49. Terkib-i Bend –Ziya Paşa Ceza gününün mahkemesinden korkun varsa hükmünün elinde adalet terazisi bulunsun (yargıların adaletli olsun). Dursun kef-i hükmünde terâzû-yı adalet Havfın var ise mahkeme-i rûz-ı cezadan IV-4

  50. Terkib-i Bend –Ziya Paşa İnsanın yaratılışında vefa kokusu arayan kişi, Hüma kuşunun (devlet kuşunun) gölgesinde devlet (mevki, saadet, ikbal)arayan kişiye benzer. Her kim ki arar bûy-ı vefa tab'-ı beşerde Benzer ana kim devlet umar zıll-ı hümâdan IV-5

More Related