260 likes | 522 Views
TOPRAK KORUMA VE ARAZİ KULLANIMI KANUNU, ARAZİ TOPLULAŞTIRMA TÜZÜĞÜ VE 3083 SAYILI SULAMA ALANLARINDA ARAZİ DÜZENLEMESİNE DAİR TARIM REFORMU KANUNUNUN; ARAZİ TOPLULAŞTIRMA, MERA VE HAZİNE ARAZİLERİNİN KULLANIMI YÖNÜNDEN İNCELENMESİ. ALİ BÜYÜKKARAKURT 081206012.
E N D
TOPRAK KORUMA VE ARAZİ KULLANIMI KANUNU, ARAZİ TOPLULAŞTIRMA TÜZÜĞÜ VE 3083 SAYILI SULAMA ALANLARINDA ARAZİ DÜZENLEMESİNE DAİR TARIM REFORMU KANUNUNUN; ARAZİ TOPLULAŞTIRMA, MERA VE HAZİNE ARAZİLERİNİN KULLANIMI YÖNÜNDEN İNCELENMESİ ALİ BÜYÜKKARAKURT 081206012
Artan nüfus ve beslenme ihtiyacı, daha fazla tarımsal ürün elde etme gerekliliğini doğurmuştur. Toprak kaynaklarının sınırlı olması nedeniyle, aynı alandan daha fazla ürün elde etme imkânlarının aranması gerekmektedir. • Birim alandan sağlanan verimin arttırılması; birtakım yeni buluşlar, kullanılan tohum, gübre, ilaç, sulama vb. girdilerin miktarı ve kalitesinin arttırılması ve tarımsal bünye ile yakından alâkalıdır.
Tarımsal bünyedeki yapısal bozukluklar, verimi azaltıcı tesirlerde bulunduğu gibi, verimi arttırıcı tedbirlerin alınmasını da engellemektedir. Bu nedenle tarımsal bünyenin ıslah edilmesi hususu ön plâna çıkmaktadır. • Tarımsal bünyenin ıslahı ile alınabilecek tedbirlerin başlıcaları; mülkiyet ve tasarruf rejiminin ıslahı, arazi ıslahı, toprak muhafaza tedbirlerinin alınması, drenaj ve sulama gibi çalışmalardır.
İşte bu tedbirler demetinin tamamı geniş anlamıyla “Arazi Toplulaştırması veyaArazi Düzenlemesi” adı verilen hizmetler kapsamı dahilinde bulunmaktadır.
Türkiye’deki ilk arazi toplulaştırma uygulamaları eski Medeni Kanun’un 678. maddesi ve Toprak-Su Genel Müdürlüğü’nün 7457 sayılı Teşkilat ve Vazifeleri Hakkındaki Kanunu’nun 2. maddesine göre çıkarılan 11 Temmuz 1966 tarihli “Arazi Toplulaştırma Tüzüğü” ne göre yapılmıştır. • Daha sonra 17 Temmuz 1973 yılında 1757 sayılı “Toprak ve Tarım Reformu Kanunu”kabul edilmiştir. • 17 Temmuz 1973 tarihinde yürürlüğe giren 1757 sayılı Toprak ve Tarım Reformu Kanunu’na eklenen bir madde ile reform bölgesi ilan edilen yerler dışında, bu kanun hükümlerine göre toplulaştırma çalışmaları yapılması imkanı sağlanmış, kanunun iptal edildiği 1978 yılına kadar bu uygulama sürdürülmüştür.
Toprak ve Tarım Reformu Kanunu’nun 1978 yılında iptal edilmesi ile yeniden eski mevzuata dönülmüştür. 24 Eylül 1979 tarihinde 7/18231 sayılı “Arazi Toplulaştırma Tüzüğü”yürürlüğe girmiştir. Halen mülga olan kanuna dayalı bu tüzüğe göre çalışmalar devam etmektedir. Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nce yürütülen uygulamalar bu tüzüğe göre yapılmıştır. NOT: Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü İl Özel İdareleri’ne bağlanmıştır.
1757 sayılı kanunun iptalinden sonra uzun süre yeni düzenleme yapılamamış ve bilahare yürürlüğe konulan 1982 Anayasası’nın 44. maddesi uyarınca, 1757 sayılı kanunun iptaliyle oluşan hukuki boşluğu da gidermek amacıyla; 01 Aralık 1984 tarihinde 3083 sayılı “Sulama Alanlarında Arazi Düzenlemesine Dair Tarım Reformu Kanunu”kabul edilmiştir. • 3 Mayıs 1985 tarihinde yürürlüğe giren 3155 sayılı Tarım Reformu Genel Müdürlüğü’nün Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’a istinaden de Tarım Reformu Genel Müdürlüğü kurulmuştur.
Günümüzde Tarım Reformu Genel Müdürlüğü, 3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlemesine Dair Tarım Reformu Kanunu uyarınca, Bakanlar Kurulu kararı ile uygulama alanı ilan edilen yerlerde, 3083 sayılı kanunun amaç başlığı altındaki 1. maddede belirtilen hükümler çerçevesinde faaliyetlerini sürdürmektedir. • Tarım Reformu uygulamalarında toplulaştırma çalışmaları, 3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlemesine Dair Tarım Reformu Kanunu’nun 6. maddesi ve bu kanuna göre çıkarılan yönetmeliğin 20. ve 29. madde hükümlerine göre yürütülmektedir.
Ayrıca son olarak, 3 Temmuz 2005 tarihinde 5403 sayılı “Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu” kabul edilmiştir.
Bütün bu kanunların hazırlanmasındaki asıl amaç; ülke tarım topraklarının en verimli biçimde kullanılmasını sağlamak ve o tarım topraklarını ekip biçen çiftçi kardeşlerimizin çalışma şartlarını kolaylaştırmaktır. • Ancak; kesin ve tek bir kanunun olmayışı ve bu kanunlarda geçen maddelerin uygulamayı yapanlar tarafından istenilen yöne çekilmesi bazı sorunları da beraberinde getirmektedir. Bu sorunlardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz:
Türkiye’de bir taraftan büyük harcamalar yapılarak toplulaştırma projeleri uygulanırken, diğer taraftan Medeni Kanun’un 598. maddesindeki mirasla ilgili hükümleri gereği arazi parçalanmasına seyirci kalınmaktadır. Yani, her yıl toplulaştırılandan daha fazla arazi parçalanmakta ve bu kısır döngü devam etmektedir. Bu durumun düzeltilebilmesi, Medeni Kanun’un ilgili hükümlerinin değiştirilmesine bağlıdır.
Arazi toplulaştırma çalışmaları iki kurum tarafından yerine getirilmektedir. Bu kurumlar, Tarım Reformu Genel Müdürlüğü ve İl Özel İdareleri’dir. İl Özel İdareleri arazi toplulaştırma çalışmalarını Medeni Kanun’un 678. maddesine dayanılarak çıkarılan tüzükle yerine getiren ve sadece isteğe bağlı arazi toplulaştırma çalışması yapabilen kurumlar iken, Tarım Reformu Genel Müdürlüğü ise; 3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlemesine Dair Tarım Reformu Kanunu’na göre hem isteğe bağlı hem de kamu yararı olan bölgelerde zorunlu olarak arazi toplulaştırma çalışması yapabilen bir kurumdur. Aynı amaca hizmet eden bu toplulaştırma çalışmalarının iki ayrı kurum tarafından yürütülmesinin ne kadar doğru olduğu tartışmaya açık bir konudur.
3083 sayılı kanunun uygulanmasında, dağıtılacak toprağın kaynağı gündeme gelmektedir. Doğaldır ki dağıtılacak topraklar genellikle hazine arazileri ve bir gerekçe ile vasfı değiştirilen mera alanlarıdır. İşte bu vasfı değiştirilen mera alanları kavramı istenildiği gibi düşünülmekte ve bahsi geçen bu alanlar dağıtılabilecek tarım toprakları haline dönüştürülebilmektedir. . . . Mera alanlarının nedensizce tarım topraklarına dönüştürülmesi, hayvanların yaşam alanlarına vurulmuş bir darbe gibidir.
Batı Avrupa ülkelerinde arazi toplulaştırma çalışmalarına daima özel kanunlarla başlanılmış ve uygulamalarda kazanılan tecrübelerle bu kanunlar kısa aralıklarla geliştirilmiştir. • Her ülkenin kendi özellikleri ve imkânlarına göre benimsediği özel kanun hükümleriyle yürüttüğü arazi toplulaştırma uygulama programları ve usulleri mevcuttur. Almanya’dan Kareler
Diğer ülkelerdeki bu kanunlarınülkemizdeki şartlarla mukayeseleri yapılmak suretiyle, kendi bünyemize en uygun esas ve usullere ulaşmak, başka bir deyişle; diğer ülkelerde denenmiş olan toplulaştırma kanunu ve usullerinden kazanılan tecrübeleri kendi ülkemize uydurmak gerekir. Almanya’dan Kareler
Ülkemizde arazi toplulaştırmanın, kuruluş kanunları içerisinde yer verilen birkaç madde ile çağdaş düzeyde uygulanması mümkün görülmektedir. Bu sebeple; toplulaştırmanın temel görüş ve prensiplerini detaylı şekilde aksettirici esaslı hükümleri ihtiva eden bir Arazi Toplulaştırma Kanunu'na ve bunun uygulama detay ve metotlarını belirleyen yönetmeliklere ihtiyaç duyulmaktadır. Esaslı ve Tek Arazi Toplulaştırma Kanunu
Arazi toplulaştırma uygulamaları için esaslı hükümler ihtiva eden bir kanunun hazırlanması ile o kanuna göre yapılacak olan toplulaştırma uygulamalarının ülke tarımına yapacağı katkı oldukça büyük olacaktır. • Ülke düzenine uygun bir kanunla yapılacak olan toplulaştırma uygulamalarının faydalarından bazılarını şöyle sıralayabiliriz:
İşletmelerin net arazi kullanma alanında artış olmaktadır. Yani; toplulaştırma projelerinden sonra proje alanındaki parsel sayıları azalırken, parsel büyüklükleri artmakta ve parsel şekilleri düzeltilmektedir. Ayrıca; değişik parsellerde dağılmış bulunan arazi mülkiyet hisseleri birleştirilerek tüm bir parsel haline getirilebilmektedir.
Tarım işletmelerinde verim ve gelir artışı sağlanmaktadır. Yani; arazi toplulaştırması uygulamalarından sonra, işletmelerin net arazi kullanma alanının artması, işletme merkezi ile parseller arasındaki uzaklığın azalması, parsellerin korunması için alınan önlemlerin maliyetindeki azalma, tarım yöntemlerinin uygulanmasında sağlanan kolaylık, iş gücü ve zamandan sağlanan tasarruf, tarımsal faaliyetlere yapılan yatırımlar üretimin, verimin ve net gelirin artışını oluşturan etkenler olarak gösterilebilirler. Türkiye gibi sulamanın yaygın olduğu ülkelerde, sulama sistemlerinden ucuz ve teknolojik olarak yararlanma artmaktadır.
Tarla tarımında genellikle parsel sınırına yaklaşılamama nedeniyle sınıra paralel belirli bir genişlikteki bir arazi şeridi ekilememektedir. Bu durum bir bölüm arazinin boş kalmasına ve üretim kaybına yol açmaktadır. İşte; arazi toplulaştırma ile yer işgal eden bu parsel sınırları ince bir şerit haline gelmektedir.
Mülkiyet duygusunu arttırmaktadır. Yani; tarım arazilerinin birleştirilmesi ve tarımsal faaliyetlerdeki kolaylık, tarıma olan ilgiyi, toprağa bağlılığı ve tarım toprağının uygun biçimde kullanılmasını arttırmakta, köyde yaşamayı teşvik ettirmekte, toprağa ve işletmeye yapılan yatırımı arttırmaktadır. Şayet; toplulaştırma ile birlikte mülkiyetteki sorunların çözülmesi de sağlanırsa; araziye olan ilgi daha da artacaktır. Bu konunun arazi toplulaştırmasının ileriye yönelik en önemli hedeflerinden biri durumuna gelmesi beklenmektedir. . . .
Sonuç olarak; tekrar söylemek gerekirse; arazi toplulaştırmanın ülke düzenine uygun olarak hazırlanmış olan bir kanuna göre uygulanmasının ülke tarımına katkısının çok büyük olacağının bilinmesi gerekir.
Milli ekonominin temeli ziraattir. Bunun içindir ki, ziraatte kalkınmaya büyük önem vermekteyiz. Köylere kadar yayılacak programlı ve pratik çalışmalar, bu maksada erişmeyi kolaylaştıracaktır. Fakat;bu hayatî işi, isabetle amacına ulaştırabilmek için ilk önce ciddî etütlere dayalı bir ziraat siyaseti tespit etmek ve onun için de her köylünün ve bütün vatandaşların kolayca kavrayabileceği ve severek tatbik edebileceği bir ziraat rejimi kurmak lâzımdır. Bu siyaset ve rejimde, önemle yer alabilecek noktalar başlıca şunlar olabilir: Bir defa, memlekette topraksız çiftçi bırakılmamalıdır. Bundan daha önemli olanı ise; bir çiftçi ailesini geçindirebilen toprağın hiçbir sebep ve suretle bölünmez bir mahiyet alması. Büyük çiftçi ve çiftlik sahiplerinin işletebilecekleri arazi genişliği, arazinin bulunduğu memleket bölgelerinin nüfus kesafetine ve toprak verim derecesine göre sınırlandırmak lâzımdır.(Alıntı, 2010, Parlak, Ziya) 1 Kasım 1937 Mustafa Kemal ATATÜRK
KAYNAKLAR • Doç.Dr.Sayılı,M., Ekinci,K., “Samsun İli Bafra Ovası Arazi Toplulaştırması Projesinde Çiftçi Davranışlarının Belirlenmesi ve Projenin Sosyo-Ekonomik Yararları”, 2012, Ankara • Parlak,Z.,“Yaşanabilir Bir Kırsal Oluşturmak, Arazi Toplulaştırması”, 2010 • TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası, “Panel, Kırsal Kalkınma ve Arazi Toplulaştırma”, Şubat, 2010, Ankara
Arıcı,İ., Gündoğdu,K.S., Akkaya,Ş.T.,“Arazi Toplulaştırmasında Yasal Düzenleme Gerekliliği ve Yeni Arazi Toplulaştırma Kanun Taslağı” • T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, “Toprak ve Arazi Sınıflaması Standartları Teknik Talimatı ve İlgili Mevzuat”, Temmuz, 2008, Ankara
“Arazi Toplulaştırma Tüzüğü” • “3083 Sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlemesine Dair Tarım Reformu Kanunu” • “Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu”