350 likes | 767 Views
TÜKETİM ÇILGINLIĞI. FURKAN ATALAY MERT ULUSOY MUHAMMED ALİ BAKAN. Tüketim çılgınlığı nedir? .
E N D
TÜKETİM ÇILGINLIĞI FURKAN ATALAY MERT ULUSOY MUHAMMED ALİ BAKAN
Tüketim çılgınlığı nedir? Günümüzde dünyada ve ülkemizde üretim arttıkça tüketimde artmaktadır. Üretilen malların birim maliyetlerinin düşmesiyle üretimde oluşan bolluk tüketicinin de davranışlarına yansımaktadır. Bir çok etkenin rol oynadığını kolaylıkla söyleyebileceğimiz tüketim davranışında bilişim teknolojisinin insanoğlunun önüne sermiş olduğu ucu bucağı görünmeyen imkanları görmezden gelemeyiz.
Abraham Maslow ihtiyaçlar hiyerarşisi teorisinde insanların temel (fiziksel) ihtiyaçlarının öncelikli olduğundan ardından güvenlik, ait olma, saygınlık gereksinimlerinden arkasından da tüm bunlar gerçekleştikten sonra gelecek olan kendini gerçekleştirme noktasından bahsetmiştir. Peki ne oldu da insanlar ihtiyaçtan fazla tüketmeye daha çok önem verir oldular?
Bu durumun izlerini kendi hayatımızda görmemiz mümkündür. İnsanlar artık bilgisayarı açtıklarında ilk olarak alışveriş sitelerine göz gezdiriyorlar, dışarıya çıkmak demek özellikle büyükşehirlerde AVM lere ya da plazalara, süper marketlere gitmek anlamına gelmeye başladı. Yanlarında nakit para taşımayan insanlar görüyoruz. Bankaların promosyonlar, puanlar vs şekillerde bin bir türlü hile ile yanı çektiği müşteriler görüyoruz artık.
Tüketim çılgınlığı bizi gerçekten biz istemesek de kendine çekebilir mi?
Evet çekebilir. Markalar, firmalar, şirketler bunu gerçekten çok iyi yapıyorlar. Bizler farkında olmadan izlediğimiz her reklamın altında bize verilmek istenen bir yığın mesaj var ve işin garip tarafı bu mesajları fark etmeden alıyoruz. Bir reklamda rol alan ünlü bir yıldız, kültürel bir kare ya da fiziksel çekiciliği yüksek olan bay veya bayanlarla bizlere fark ettirmeden istedikleri düşünceyi iletmiş oluyorlar.
Kocaeli Üniversitesi Öğretim Görevlilerinden Ahmet Ayhan, 454 üniversite öğrencisi üzerinde yapmış olduğu araştırma sonucunda bu düşünceyi doğrular veriler elde etmiştir. Ayhan makalesinde “Aşırı tüketimi körükleyen reklam- moda ilişkisi ve kanaat önderi olarak algılanan sanatçı, sporcu vs. gibi rol model oluşturan kişilerin taklit edilir olması, genç kuşaklarda marka tüketiminin öne çıkan nedenlerinden bazıları olarak öne çıkıyor.” demektedir.
Yine aynı şekilde Süleyman Demirel Üniversitesi Öğretim Görevlisi Tülay Korkmaz Devrani’deçalışan kadınların kozmetik ürün tüketimi üzerine bir çalışma yapmış ve tüketicilerin bir markaya sadakatini arttıran üç faktör belirlemiştir. Bu üç faktör ise markanın ünü, yeterliliği ve markanın beğenilirliğidir.
Yine aynı araştırmadan çıkan sonuçlar doğrultusunda işletmelerin tüketicilerde marka sadakati geliştirmek ve sürdürmek için ürünlerini tüketicinin zihninde doğru konumlandırmaları gerektiği bunun içinde reklama, tanıtıma ve markalarının iyi bir üne sahip olduklarını vurgulamalarına gerek vardır. Bu şekilde tüketicinin zihnine marka yerleşecek marka sadakati oluşacaktır.
TÜKETİM ÇILGINLIĞI DÜNYAYI BİTİRİYOR Dünyanın doğal kaynaklar üzerine bir araştırma yapan bilim adamları, başta Batılılar olmak üzere bütün ülkelere tüketim çılgınlığına son vermeleri çağrısında bulunuyor ve uyarıyor: Aksi takdirde 2050 yılına geldiğimizde yaşayabilmek için dünya gibi iki gezegene daha ihtiyacımız olacak.
İKİ GEZEGENE DAHA İHTİYAÇ DOĞACAK Dünya Doğal Hayat Fonu raporunun en çarpıcı bulgusu, tüketim oranları aynı hızla devam ederse 2050 yılında canlı yaşamının sürebilmesi için Dünya gibi 2 gezegene daha ihtiyaç duyulacağını gösteriyor. Araştırmalara göre son otuz yılda dünya üzerindeki doğal kaynakların üçte biri insanlar tarafından tüketildi.
350 HAYVAN TÜRÜ TÜKENİYOR Denizlerdeki balıklar, atmosferdeki karbondioksiti yok eden ormanlar ve temiz su kaynakları hızla tüketiliyor. Raporun bulgularına göre, 350 memeli, kuş, balık ve sürüngen türü de soyu tükenme tehlikesiyle karşı karşıya.
ABD’Lİ AFRİKALI’NIN 24 KATINI TÜKETİYOR Uzmanlar doğal kaynakların bu kadar hızlı tüketilmesinin en önemli sebebinin Batılı ülkelerdeki yüksek tüketim oranları olduğunu belirtiyor. Rapora göre ortalama bir ABD vatandaşı bir İngiliz’in iki katı, bir Afrikalı’nınise 24 katı doğal kaynak tüketiyor.
"Tüketim toplumunda yaşıyoruz. Buna, tüketim çılgınlığı desek daha doğru olacak. Gelirimizle orantılı bir şeyler satın alıp, en iyi şekilde yaşamımızı sürdürme çabası içindeyiz. Tüketmek bizi mutlu ediyor. Her geçen yıl tüketimimiz artıyor, katlanıyor. Bu çılgınlık içinde, maaşlarını olduğu gibi kredi kartı borcuna yatıranlar var artık aramızda. Kredi kartına borçlanmak yetmedi, taksitlendirmeler, borç ertelemelerle tüketim daha cazip duruma getiriliyor. Bir yıllık maaşını şimdiden taksitlendirerek harcayabiliyor bazı tüketim çılgınları. Bunların hepsi tek bir şey için, Tüketim…
Küresel ısınmanın temel nedeninin, tüketim çılgınlığı olduğunu kaç kişi söyleyebiliyor, bir düşünün? Dahası bunun bir sistem sorunu olduğunu, bizleri daha çok tüketime yönlendirmek için reklamlarla kuşatıldığımızı, tüketimimizin yıllar içinde katlanarak arttığını, bu artışın aşırı doğal kaynak tüketiminin yanında, çevre kirliliği ve küresel ısınmayı sürekli arttırdığının ne kadar farkındayız acaba?
Hepimiz bir şeyler yapılmasını bekliyoruz. Küresel ısınmanın durdurulması için öncelikle enerjinin yenilenebilir (rüzgar, güneş, biokütle) kaynaklardan üretilmesini talep ediyoruz. Evet, bunlar yapılmalı, bunlar için var gücümüzle çalışmalıyız. Ama bu yeterli mi acaba? Bizlerin de gündelik alışkanlıklarımızda değişiklikler yapmamız gerekmiyor mu?
Sözümüz, maaşıyla, kıt kanaat geçinenlere değil elbette. Evinde birden çok televizyonu olan, her gün özel arabasıyla işine giden, market arabasını tıka basa gereksiz şeyleler dolduran, gardırobu ağzına kadar dolu, satın alma işini bir gereksinimden çok, zevk için yapanlara sözümüz.
Tükettiğimiz her şey enerji kaynaklarına bağımlı. Enerji kaynakları kirli bu ülkede… Kömürle, doğalgazla üretiliyor bu enerjinin çoğu. Karbondioksit açığa çıkıyor enerji üretilirken, işte küresel ısınmanın baş suçlusu bu CO2. • Kirli enerjiyle üretilen her şey kirli. Üretimin her aşamasında karbondioksit açığa çıkıyor. Her karbondioksit atomu, iklim değişikliğini biraz daha körüklüyor. Satın aldığımız her ürünle, onlar üretilirken oluşan karbondioksit salınımını ve doğaya bırakılan diğer kirletici etkileri de satın alıyoruz. Onları teşvik ediyoruz.
Satın almak istediğimiz ürünler çok ucuz olabilir. Hatta yok pahasına da satılıyor olabilir. Ne kadar ucuz olursa olsun, kirletici sorumluluğu da satın alıyoruz onlarla birlikte. O çok korktuğumuz küresel ısınmanın nedeni oluyoruz. Daha çok kirletmeye, daha çok su tüketimine neden olduğumuz gibi… • ABD'de yaşayan sıradan bir vatandaşın tükettiği kadar tüm dünyada yaşayan 6,5 milyar insan tüketse ne olurdu biliyor musunuz? Dünya yetmezdi işte o zaman, dünya gibi 5 gezegene daha gereksinimiz olurdu. Bunu bir düşünün…
İşte tüm sorun burada. Bu kadar kıt kaynaklarla, bu kadar aşırı tüketimin dengesizliği tüm sorun. Dünya bu dengesizliğin sinyallerini veriyor. Dünyamız artık hasta, ancak ne büyük bir çelişkidir ki, bu sistem bizim daha çok tüketmemizi istiyor. Var oluşu ancak bizlerin tüketimin artmasına bağlı bir sistem bu. Alternatif sistemler yaratacak olan da yine insanın kendisi…
BİLİNCİMİZLE, DOGAYA YABANCILAŞMIŞ DUYGULARIMIZI, HİSLERİMİZİ AÇARAK KURTARACAĞIZ BU DÜNYAYI.
Ya da kendi kazdığımız çukurda boğulup gideceğiz. • Satın alacağımız şey ne kadar ucuz olursa olsun; • "Bunu satın almama gerçekten gereksinimim var mı?"diye düşünmeliyiz. Kendimizi kandırmadan, asılsız gerekçeler üretmeden düşünmeliyiz. • Tükettiğimiz her gereksiz harcamayı, dünyadaki diğer 6,5 milyar insanların da yapabileceği, bunu yapmaya etik olarak hakkımız olmadığını düşünmeliyiz. • Kullan-at ürünlerden uzak durmayı bilmeliyiz. (plastik tabak vb.)
Çöpe attığımız birçok malzemenin aslında çöp olmadığı, geri dönüştürülebildiğini, geri dönüştürsek bile tüketim sorumluluğundan kurtulamayacağımızı bilmeliyiz. • Yaşamın her alanında tasarrufu, israf etmemeyi bilmeliyiz. • Özel arabamızı, çok zorunda kalmadan kullanmamayı bilmeliyiz. • Aşağıda bazı üretim aşamalarında kullanılan su miktarı verilmiştir. Bu yalnızca su için. Kirletilen çevre yok daha ortada. • Onlarca TL verip satın aldığımız bir tişörtü, üretmek için kaç litre su tüketildi, kaç m3 karbondioksit açığa çıktı, kaç litre kirli atıkla kirletildi dereler. Bunu artık gelin siz düşünün…
1 Varil ham petrolü rafine etmek için 7 ton su tüketiliyor • 4 Adet otomobil lastiği üretimi için 7500 ton su tüketiliyor • 1 Otomobil üretmek için 150 ton su tüketiliyor • 1 Ton çelik üretmek için 240 ton su tüketiliyor • 1 Kg kumaş için (baskısız boyasız) 120 litre su tüketiliyor • 1 Kg kumaşı boyamak için 80 litre su tüketiliyor • 450 Gram plastik üretmek için 90 litre su tüketiliyor • 450 Gram pamuk ya da yün üretimi için 381 litre su tüketiliyor
Fotoğraf sanatçısı Chris Jordan, Amerika'daki tüketim çılgınlığına işaret etmek için oldukça farklı bir çalışmaya imza attı. Jordan'ın çalışmasındaki fotoğrafların tümü binlerce hatta milyonlarca objeden oluşuyor.
200.000 paket sigaraAltı ay içerisinde sigara yüzünden ölen Amerikan vatandaşı sayısı
Nasıl baş edilir? • Ailenizle ve arkadaşlarınızla vakit geçirmeyi ihmal etmeyin.• Sosyal etkinliklere katılın sosyal projelerde yer alın, bu durum sizin hayata bakış açınızı değiştirecektir. • Bu açlık ve tüketim düşüncesi ile baş edebilmek için sizi oyalayacak aktiviteler bulun.• Yürüyüşe çıkmak, sorunu anlayıp ne olduğunu bulduğunuzda bu sorun hakkında konuşup destek almak size iyi gelebilir. • Aşırı uykudan kaçının.
• Hobiler edinin ve hobilerinizi düzenli olarak yapmaya gayret edin. • Yemek yeme davranışınızın üzerinde sürekli olarak düşünmek, o an hissettiğiniz duyguların yoğunluğunu artırabilir. Bu yüzden hobilerle uğraşmak, ilginizi, başka yöne kaydırıyor olmanız işe yarayacaktır. • Karnınız açken alışveriş yapmayın.• Zihinsel aktiviteler oyalanmak için oldukça iyi uğraşlardır örneğin bulmaca çözmek, kitap okumak gibi.