280 likes | 933 Views
SALTANATIN KALDIRILMASI. İtilaf Devletleri Lozan Barış Konferansı’na TBMM Hükümeti’nin yanı sıra İstanbul Hükümeti’ni de çağırmıştı. İstanbul Hükümeti’nin Kurtuluş Savaşı’ndaki tutumu göz önüne alındığında, böyle bir konferansa katılmaya hakkı yoktu.
E N D
SALTANATIN KALDIRILMASI İtilaf Devletleri Lozan Barış Konferansı’na TBMM Hükümeti’nin yanı sıra İstanbul Hükümeti’ni de çağırmıştı. İstanbul Hükümeti’nin Kurtuluş Savaşı’ndaki tutumu göz önüne alındığında, böyle bir konferansa katılmaya hakkı yoktu. Mustafa Kemal konuyu meclis gündemine getirdi.Yapılan tartışmalar sonunda TBMM, saltanatın kaldırılmasına karar verdi (1 KASIM 1922)
Saltanatın kaldırılmasıyla Padişah Vahdettin’in siyasi yetkileri sona erdi. Kendisinde sadece halifelik yetkileri kaldı. Bu gelişmeler üzerine Vahdettin İngilizlere sığınarak İstanbul’dan ayrıldı (17 Kasım 1922) TBMM, Osmanlı hanedanından Abdülmecit efendiyi halifeliğe getirdi.
LOZAN KONFERANSI VE ANTLAŞMASI Kurtuluş Savaşı’nın kazanılması ve ardından Mudanya Mütarekesi’nin imzalanması Lozan Konferansı’na ortam hazırlayan en önemli gelişmedir. TBMM Konferansın toplanma yeri olarak İzmir’i önerdi. Konferansın tarafsız bir ülkede yapılması gerekliliğini öne süren İtilaf Devletleri ise İsviçre’nin Lozan şehrini önerdiler. TBMM bu öneriyi kabul etti.
Lozan Konferansı’na baş temsilci olarak Dışişleri Bakanı İsmet İnönü atandı.Konferansa TBMM, İngiltere, İtalya, Fransa ve Yunanistan tüm konularda katılmıştır. Romanya ve Yugoslavya kendi çıkarları için I. Dünya Savaşı’nda dostları olan İngiltere ve Fransa ile hareket edeceklerdir. Bu devletler, borçlar konusunda konferansın doğrudan muhatabı olmuşlardır. Boğazlar konusunda Sovyet Rusya, Japonya ve Bulgaristan katılmışlardır. Japonya’nın ilgilendiği diğer bir konu ise ekonomik çıkarlarıdır ABD ise konferansa sadece gözlemci olarak katılmıştır.
LOZAN KONFERANSINDA İTİLAF DEVLETLERİNİN BEKLENTİLERİ Konferansı gerçekleştiren devletler İngiltere, Fransa ve İtalya’dır. Beklentileri ise; Sevr Antlaşmasını mümkün olduğu ölçülerde TBMM’ye kabul ettirebilmek ve “Hasta Adamın” ülkesinde var olan çıkarlarını sürdürebilmektir. Diğer bir deyişle Kurtuluş Savaşı’nı yok sayarak Türkiye’ye yönelik müdahalelerini sürdürebilmektir.
LOZAN KONFERANSINDAN TBMM’NİN BEKLENTİLERİ TBMM’NİN temel beklentisi ise Misakı Milli sınırları içerisinde özgür ve bağımsız yeni bir Türk Devleti’nin kurulduğunu kabul ettirmektir. TBMM, toplantıya katılan Türk Heyetinden; Kapitülasyonlar Ermeni yurdu iddiaları konularında ise kesinlikle taviz verilmemesini istemiştir.
UYARI TBMM’nin kapitülasyonlar ve ermeni sorunundan ödün vermeme kararını alması TAM BAĞIMSIZLIKTAN ve TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNDEN taviz verilmeyeceğinin göstergesidir.
Sevr Antlaşması’nın ana hatlarıyla uygulamasından yana tavır takınan İtilaf Devletleri’yle bazı önemli konularda antlaşmaya varılamadı. Türk-Yunan sınırı, Boğazların statüsü, Türk-Irak sınırı, Kapitülasyonlar, dış borçlar ve savaş tazminatı gibi çok önemli konularda tarafların uzlaşmaya varamaması üzerine görüşmeler kesildi (4-5 Şubat 1923)
Türk ordusunun Boğazlar ve Musul üzerine harekata hazırlanması üzerine yeniden savaşın eşiğine gelindi. Durumun ciddiyetini gören İtilaf Devletleri Konferansı yeniden toplanma gereğini duydular 23 Nisan 1923‘te başlayan ikinci konferans dönemi ise barışla noktalandı 24 Temmuz 1923
Lozan’da sadece bir barış düzenlenmemiş, aynı zamanda Türkiye ile batılı devletlerin siyasi, hukuksal ve sosyal ilişkileri de yeniden düzenlenmiştir. Doğu ile batının 8 aylık hesaplaşmasından doğu galip olarak çıkmıştır.
LOZAN ANTLAŞMASININ ESASLARI SURİYE SINIRI: 20 Ekim 1921’de Fransa ile imzalanan Ankara Antlaşması’nda saptandığı şekliyle kalacaktır. IRAK SINIRI: Musul sorunu nedeniyle Türkiye ile İngiltere arasında antlaşmaya varılamadı. İleride yapılacak görüşmelerle taraflar bunu 9 ay içinde çözümleyeceklerdir. UYARI: 5 Haziran 1926’da İngiltere ile yapılan Ankara Antlaşması ile Musul İngiliz güdümündeki IRAK’A bırakılmıştır.
YUNANİSTAN SINIRI: Trakya’yla ilgili bu sınır için Mudanya Ateşkes’inde belirtildiği gibi Meriç Nehri esas olacaktır. Balkan Savaşları ile kaybedilen Batı Trakya, Yunanistan'da kalırken, Doğu Trakya Türkiye’ye bırakılmıştır. BULGARİSTAN SINIRI: Bulgaristan ile Osmanlı Devleti arasında imzalanan İstanbul Antlaşması (1913) ile Bulgaristan’ın I. Dünya Savaşı’ndan sonra İti,laf Devletleri ile imzaladığı NÖYYİ Antlaşması esas kabul edilmiştir.
KAPİTÜLASYONLAR: Adli, mali ve idari alanlarda yabancılara tanınan tüm ayrıcalıklara son verilmiştir. AZINLIKLAR: Bütün azınlıklar Türk uyruklu sayılacak ve hiçbir ayrıcalık tanınmayacaktır. Batı Trakya’daki Türklerle İstanbul’daki Rumlar dışında, Anadolu ve doğu Trakya’daki Rumlar ile Yunanistan'daki Türkler yer değiştirecektir (Nüfus mübadelesi)
ADALAR:Gökçeada ve Bozcaada Türkiye’ye bırakıldı. Midilli, Sakız, ve Sisam adaları Yunanistan’da kalması kabul edildi. Buna karşılık Yunanistan Türkiye’ye yakın bu adalarda askeri tesis kuramayacaktır. SAVAŞ TAZMİNATI: I. Dünya Savaşı nedeniyle Türkiye’den istenen savaş tazminatı kabul edilmemiştir. Kurtuluş Savaşı’nda Türkiye’ye zarar veren Yunanistan ise savaş tazminatı ödemeyi kabul etmiştir. Bunun için KARAAĞAÇ’I Türkiye’ye bırakmıştır. BORÇLAR: Duyun-u Umumiye (Genel Borçlar idaresi) kaldırıldı. 1854’ten itibaren Osmanlı Devleti’nin yaptığı borçlar Türkiye tarafından kabul edildi. Fakat bu borçların ödenmesinde bazı kolaylıklar elde etti.
BORÇLARIN ÖDEME ŞEKLİ ŞÖYLE GERÇEKLEŞECEKTİR: Borçlar Osmanlı Devletinden ayrılan devletlere de bölüştürülecektir. Balkan Savaşlarında toprak kazanan ve adalardan pay alan devletlere de borçlar bölüştürülecektir. Borçlar taksitlendirilecektir. Ödemeler altın esasına göre değil, Fransız Frangı üzerinden yapılacaktır.
BOĞAZLAR: Boğazlar Bölgesi Türkiye’ye bırakılmakla birlikte, Boğazların yönetimi, Başkanının Türkiye olduğu ve Milletler Cemiyeti’nin denetleyeceği Uluslar arası bir komisyona bırakılmıştır. Boğazlardan geliş gidiş serbest olacak ve Türkiye boğazların her iki yakasında yedişer kilometrelik bir alanda asker bulunduramayacaktır. UYARI: Bu durum Yeni Türk Devleti’nin Boğazlar üzerinde tam bir egemenlik kuramayacağını göstermektedir.
FENER RUM PATRİKHENESİ: Türkiye Patrikhanenin İstanbul’dan çıkarılmasına uğraşmışsa da başarılı olamamıştır. Ancak Patrikhane sadece Ortodoks nüfusun din işleri ile ilgilenecek siyasi faaliyetlere girişmeyecekti. Ortodoks din adamları tarafından belirlenen üç din adamından birisi Türkiye tarafından patrik olarak atanacaktı. YABANCI OKULLAR: Türkiye’deki yabancı okulların her türlü işleyişini Türk hükümeti belirleyecekti.
LOZAN ANTLAŞMASININ ÖNEMİ: Pek çok devlet tarafından imzalanan ve günümüze kadar gelen bu antlaşma ile yeni Türk Devleti Uluslar arası alanda resmen kabul edilmiştir. Türkiye’nin bağımsızlığını ve egemenliğini sınırlayıcı engeller ortadan kaldırılmıştır. Sevr Antlaşması’nı resmen yürürlükten kaldıran bu antlaşma ile Kurtuluş Savaşı’nın yanı sıra I. Dünya savaşı da sona ermiştir.
Osmanlı Devleti’nden kalan asırlık sorunlar sona ermiştir. Borçlar dışında Osmanlı Devleti’nin yaptığı tüm anlaşmalar geçersiz sayılmıştır. Batı’nın şark politikası iflas etmiştir. Batının Türk topraklarında güdümlü devlet kurmaya yönelik politikaları iflas etmiştir. Misakı Milli büyük oranda gerçekleştirilmiştir. İngiltere’nin Ortadoğu’ya yönelik politikaları iflas etmiştir. Lozan, Orta Doğu’nun en önemli bir bölgesinde sürekli bir barış ve güvenlik kurmak ve sürdürmekle, Dünya barışına da hizmet etmiştir.
UYARI:Türk Kurtuluş Savaşı ve onun diplomatik şaheseri olan Lozan Antlaşması, Sömürgeci devletlerin baskısı altında olan, ezilen ve sömürülen mazlum uluslara yol gösterici olmuştur. Bu nedenle Evrensel niteliğe sahip bir antlaşmadır.
İZMİR İKTİSAT KONGRESİ(17 ŞUBAT 1923) MİSAKI İKTİSADİ KARARLARI: Ham maddesi yurt içinden sağlanan sanayi dalları korunmalıdır. Fabrika ve Büyük ticari işletmeler açılmalıdır. Devlet özel sektörün yatırım yapmadığı alanlara yatırım yapmalıdır. Ulusal Bankacılık sektörü kurulmalıdır.
Sanayileşme teşvik edilmelidir. • Ormancılık,madencilik ve tarım sektörünün gelişmesi sağlanmalıdır. • Yol yapımına önem verilmelidir. • Sömürgeci mantığı ile yaklaşmayan devletlerle işbirliği yapılmalıdır.