Sayın Başkan, Değerli Katılımcılar,

1. Sayın Başkan,Değerli Katılımcılar, • Kongrenizin bu oturumunda sunum yapmak üzere beni davet eden Sayın Prof. Dr. Pınar ÇELİK’e teşekkürlerimi sunuyorum. • Beni onurlandırdılar. • Bu vesile ile sizleri de saygıyla selamlıyorum.

2. CEA • Olay ortaya çıkmadan 2-3 yıl önce bir hekim dostumun tavsiyesi ile vücut tansiyonumu kontrol ettirdim ve hipertansiyon hastası olduğum saptandı. • Tedaviye başlandı ve tansiyonum kontrol altına alındı. • Annem ve babamda da aynı rahatsızlık olduğundan bu durum benim için sürpriz olmadı. • Tedavimi benim de görev yaptığım üniversitenin tıp fakültesinin Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı üstlendi.

3. Müdavî hekim çok titizdi, 6 ayda bir check-up yaptırıyor ve düzenli kontrol altında tutuyordu. • Doğrusu sonuçları üç sayfa tutan bu tetkiklerden ben fazla bir şey anlamıyordum. • Rutin biyokimya testlerinin sonuçlarına bakıyor, diğerleriyle ilgilenmiyordum. • 2009’un aralık ayında yine bu rutin tetkiklerden birinin sonuçlarını aldığımda biyokimya testlerinin normal olduğunu, ancak ne olduğunu bilmediğim bir testin sonucunun bold yazıldığını ve limiti aştığını gördüm.

4. Raporda testler gruplandırılıyordu, CEA’nın neyin belirteci olduğuna bakmak aklıma bile gelmemişti. • PSA testinin sonucunu göstermek için gittiğim ürolog dostumun yüzünün ifadesinden ve beni genel cerrahiye göndermek istemesinden durumun normal olmadığını farketmeye başladım, ama kanser hiç aklıma gelmedi. • Oysa annemin soyunda kanser vakalarına sık rastlanmaktaydı ve ben de 55 yıllık sigara tiryakisi idim.

5. TEŞHİS • Raporumu götürdüğüm müdavî hekim CEA tetkikini tekrarlattı, sonuç değişmedi. • Göğüs hastalıklarına sevk edildim. • Göğüs tomografim çekildi, sonra da bronkoskopi yapıldı. • Bu tetkikler yapılırken bana hiçbir şey hissettirilmemeye çalışıldı. • Ancak göğüs tomografimin çekilmesi ve sol akciğerimde bir kitlenin belirlenmesi üzerine kanserden şüphelenmeye başlamıştım.

6. Bu aşamada olayı ailemle paylaşıp henüz durumum kesinleşmeden onları tedirgin etmek istemedim. • Bir arkadaşım akşam yemeğine davet etmişti. Durumu yalnız ona açtım. • Bana bu kitlenin benign olabileceğini, kötümser olmamamı söyledi.

7. Oysa ben pek iyimser değildim. • Kendimi Yahya Kemal Beyatlı’nın meçhule giden sessiz gemisine binmiş bir yolcu gibi görüyordum. • Bu meçhul insanın kaçınılmaz alın yazısı idi. Metanetle karşılamalıydım. • Hastalığımın nasıl seyredeceğini bilemiyordum. • Yaşım 68’di, yapacaklarımın çoğunu yapmıştım, artık istirahate çekilebilirim diye düşünüyordum.

8. GÖĞÜS CERRAHİSİNE SEVK • Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı kendilerinin yapabileceği bir şey olmadığı sonucuna varmıştı. • Müdavî hekimin yönlendirmesiyle göğüs cerrahisine başvurdum.

9. Bu süreçte müdavî hekimin ilgi ve koordinasyonu çok önemlidir. • Bu süreci kendim çok zor organize edebilirdim ve çok da zaman kaybederdim. • Sonuçta cerrahiye de yönelmeyebilirdim. • Çünkü bu süre içinde bazı dostlar bu hastalığın ilaçla tedavi edilebileceğini, başarı ihtimalinin %50 olduğunu belirttiler.

10. Başka uzmanların görüşlerinden de hiç kuşkusuz yararlanmak gerekir. • Ancak hastanın tercihini isabetli olarak yapabilmesi, güvendiği bir hekimin sayesinde mümkün olabiliyor. • Bu hususta şanslı idim.

11. Göğüs cerrahisinde anabilim dalı başkanı benimle ilgilendi, filmlerimi bilgisayar ekranında göstererek bilgi verdi ve hemen PET taraması yaptırmamı istedi. • PET taramasında sol akciğer dışında kanserli hücreye rastlanmadı ve ameliyata karar verildi. • Bir hafta sonra yılbaşı olmasına rağmen hiç vakit kaybetmeden ameliyat olmak istiyordum. • Çünkü olması kesinleşmiş bir olayı ertelemek beni rahatlatmaz, daha da strese sokardı. • Ameliyata karar verilmesi beni rahatlattı, metastas olmamıştı, hastalığın ilk evresindeydim ve kurtuluş ümidi belirmişti.

12. Ameliyatı gerçekleştirecek hekim titiz ve disiplinli biriydi. • Gerekli tetkikleri süratle yaptırabilmem için hastaneye yatmamın uygun olacağını tavsiye etti. • Hemen kabul ettim ve bunun ne kadar isabetli bir karar olduğunu yatınca anladım. • Evim İstanbul’da idi, her gün İstanbul’dan Kocaeli’ne gidip gelmek boşuna zaman kaybetmekti. • Hastanın bu gibi konularda bilgi ve tecrübesi olmadığı için hekimin mutlaka yönlendirmesi gerekir.

13. Hastaneye yatmadan işlerimi de düzenlemem gerekiyordu. • İki üniversitede lisans ve lisansüstü derslerim vardı. • Derslerimi üstlenmelerini talep ettiğim meslektaşlarım bu görevi seve seve yerine getirebileceklerini ve benim sağlığımdan başka bir şey düşünmememi ifade ettiler. • Araya şubat tatili girmişti. Ameliyattan sonra kendimi iyi hissettiğim için üniversitelerden birinde derslere hiç ara vermedim, diğerinde ise gruplar birleştirildiğinden bu mümkün olmadı, derslerimi bir meslektaşım yürüttü.

14. Evde de konuyu çocuklarıma açıkladım. • Arabamı, banka ve kredi kartlarımı çocuklarıma verdim. • Bankayla ilgili işlemleri yapabilmeleri için lehlerine noterden bir de vekaletname düzenledim.

15. HASTANEYE YATIŞ • Dışarıdaki işlerimi bitirince hastaneye yattım. • Ameliyattan önce hekim çocuklarıma durumu izah etti: Birinci aşamada akciğer kanseri idim. • Süratle gerekli tetkikler yapıldı ve ameliyata hazır hale getirildim.

16. Hastanede meslektaşlarım ve arkadaşlarım da ziyaretime geliyorlar ve moralimi yükseltiyorlardı. • Diğer hastalar da moral veriyorlardı. • Bu etkilerle ameliyatla sağlığıma kavuşabileceğimi düşünmeye başladım.

17. AMELİYAT • Ameliyat başarılı geçti. • Ameliyat bir ekip işi olsa da bunda cerrahın katkısı büyüktür. • Kendisi her gün kontrole geldi, ilgisini esirgemedi. Görevini dikkat ve özenle yerine getirdi. • Hastanın beklediği de budur. • Ben de tavsiyelere harfiyen uydum. • Ancak öksürmeyi bir türlü beceremiyordum, sonunda o da oldu.

18. Çocuklarım her gün ziyaretime geldiler ve döndüler. • Yalnız ameliyatın ilk gecesi yoğun bakımda yatarken ziyaretçi odasında beklediler ve odama çıktığımda da kızım ilk gece benimle kaldı. • İkinci gece yılbaşı gecesi olduğu için kendilerini eve yolladım. • Böylece hekimin tavsiyesine de uymuş oldum.

19. Çünkü yanımda refakatçı oldukça daha geç iyileşeceğimi söylemişti. • Gerçekten de çocuklarım taburcu olana kadar her gün ziyaretime geldiler, ihtiyaçlarımı temin ettiler ama refakatte kalmadılar. • Onların yokluğunda her işimi kendim gördüğüm için süratle iyileştim.

20. Eve çıkınca sık sık ziyaretçi kabul etmemem, aksi halde enfeksiyon kapabileceğim uyarısında bulunuldu. • Sigara içilen ortamlarda da bulunmayacaktım. • Benim için bunlara uymak sorun değildi, ancak evimizde elimize doğmuş iki siyam kedisi vardı. • Acaba onların varlığı sağlığım için bir sorun yaratır mıydı, yaratırsa bu sorunu nasıl çözebilirdim? • Çok huzursuz ve tedirgindim. • Siyamların sağlığım için bir sakınca yaratmadıklarını öğrenince çok rahatladım ve sevindim.

21. NEKAHET DEVRESİ • Taburcu olduktan sonra dört seans kemoterapi tavsiye edildi. Bu tavsiyeye de uydum. • Bu hastalık hiç beklediğim bir zamanda beni yakalamıştı. Hiçbir şikayetim yoktu. • Burada check-up'ın önemini vurgulamak isterim. Düzenli check-up yapılmasa idi kimbilir hastalık ne zaman teşhis edilirdi? • Aynı hastalığa yakalandığı ancak dördüncü aşamada tespit edilen kayınbiraderimi yirmisekiz gün sonra kaybettik. • Başlangıçta sarsıldım, ancak anladım ki ne olursa olsun insan ümidini yitirmemeli ve yaşama bağlanmalıdır. • İnsan herşeyini kaybedebilir, ama ümidini asla kaybetmemelidir.

22. Bir diğer önemli husus; hekimlere güven ve işi ehline teslim etmektir. • Sağlığıma kavuştum. • Kontrolleri zamanında yaptırıyorum. • Hayata bakışım değişti: Her şeye iyi tarafından bakıyorum, bardağın dolu tarafını görmeye çalışıyorum.

23. Beni sağlığıma kavuşturan bütün sağlık personeline, özellikle de hastalığımı yakından izleyen, ameliyatı başarıyla gerçekleştiren hekimlere en içten teşekkürlerimi sunuyor ve hepinize sağlık ve mutluluk diliyorum. • Teşekkür ederim. Algun ÇİFTER