80 likes | 314 Views
Terentius, "Onunla her şeyi paylaşmak zevkinden mahrum kalınca,hiçbir zevki tatmamaya karar verdim" demiş,yitirdiği bir dostunun ardından. Nasıl bir insandan bahseder Terentius? Karşısında zavallı gibi görünmekten korkmadığımız,
E N D
Terentius, "Onunla her şeyi paylaşmak zevkinden mahrum kalınca,hiçbir zevki tatmamaya karar verdim" demiş,yitirdiği bir dostunun ardından. Nasıl bir insandan bahseder Terentius? Karşısında zavallı gibi görünmekten korkmadığımız, bizi değiştirmeye değil zenginleştirmeyeçalışan, yargılayan değil, kendimizi sorgulamamıza yardımcı olan biri midir yitirilen?
Sabahın 3'ünde çaldığımız kapısını açtığında, tek kelime etmeden kollarına atılıp ağlayabileceğimiz bir insan mıdır Terentius'un acısını bu şekilde dillendiren? Nedenlerini merak etse de,göz yaşlarımızın dinmesini bekleyecek kadaranlayışlı, titrek sesimiz ve telaşlı cümlelerimizi sükunetledinleyecek kadar sabırlı, acımızın bir kısmını kendine yük edinecekkadar cömert ve yürekli insanlar midir dost diye seçtiklerimiz?
Sadece sohbeti değil, sessizliği de sıkıcı olmayan; Yalnızlığımızı unutmak için varlığı, eksikliğini hissetmemiz için yokluğu kafi geleninsanlara mi dostum deriz? Başımıza gelen güzel bir şeyin coşkusu yüreğimize sığmadığında, Saate aldırmayıp telefona sarıldığımız ve karşımızdaki uykulusese"Kulaklarına inanmayacaksın" diye bağırdığımızda, "Sabahı bekleyemez miydin? " demeyen biri midir gerçek bir dost?
Güzel bir film izlediğimizde, keşke O da olsaydı dediğimiz, okuduğumuzbir kitaptan bahsedebildiğimiz ve en mahrem sırlarımızı anlattıktansonra rahatça uykuya dalabildiğimiz bir sırdaş mıdır yoksa? Konuşurken gözlerimizi kaçırmadığımız, kendimizi saklamadığımız veyüzümüze en acı gerçekleri haykırırken bile darılmadığımızyalnızlığımız midir dost dediğimiz insanlar?
Ne bileyim, ayni fikirde olmasak da uzlaşabildiğimiz, köprüleri atmadan da tartışabildiğimiz, her savaştan birlikte ve biraz dahagüçlenmiş bağlarla çıktığımız insanlar midir dost payesi verdiklerimiz? Tanıdığımızı sanırken, daha keşfedilmeyi bekleyen nice el değmemiş duygular ve düşünceler taşıdığını gördüğümüz; sürekli bizi şaşırtankendimiz midir onlarda sevdiğimiz?
Aristo hakli midir; "Dostluk bir ruhun iki ayrı bedende yasamasıdır"derken ve Terentius, başka bir bedende toprağa verdiği ruhunun yasınımı tutmaktadır? Paylaştığı her şeye ölüm de mi dahildir? Acaba, neyi kaybedeceğini, dostu ölmeden önce fark etmiş midir? Ya biz; her şeyi paylaşmanın, iddialı ve gerçek dışı geldiği günümüzde,sahip miyiz gerçek bir dosta?
Ya da adımızın önüne dost sıfatı koyan insanlar var mıdır hayatımızda?Yoksa kendimizi sevmeyi başaramadığımızdan, şaşırıyor muyuz bizisevdiğini söyleyen birinin varlığına, inanamıyor muyuz yanımızdakalmasına ve uzaklaştırıyor muyuz içten içe bizi sevmesini istediğimizinsani kendimizden?
Ve bir gün, bir el daha kayıp gittiğinde avuçlarımızdan, kendimezarımızın başında ağlayacağımızı biliyor muyuz? İş işten geçmedenönce teşekkür edebiliyor muyuz sevdiğimize, hiç değilse bizi sevdiği için.