1 / 72

SÖZSÜZ İLETİŞİM

SÖZSÜZ İLETİŞİM. Sessiz olmalıyız, konuşmayalım, üst başımız gövdelerimizin durumu açığa vuracaktır, nasıl bir yaşam sürdürdüğümüzü!. William Shakespeare. SÖZSÜZ İLETİŞİM.

mercia
Download Presentation

SÖZSÜZ İLETİŞİM

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. SÖZSÜZ İLETİŞİM Sessiz olmalıyız, konuşmayalım, üst başımız gövdelerimizin durumu açığa vuracaktır, nasıl bir yaşam sürdürdüğümüzü!. William Shakespeare

  2. SÖZSÜZ İLETİŞİM • Konuşmadan, yazışmadan jest, mimikler gibi yüz ve ; oturuş, duruş biçimleri, giyim gibi beden diliyle yapılan iletişim biçimidir. • Sözsüz iletişim ile aktarılan mesajlar çok daha güvenilir ve gerçekçi kabul edilir. “Söylediklerimiz aslında yapmadıklarımızdır” • Sözsüz iletişim göstergeleri: beden dili, bedenin mekan içindeki kullanımı, yüz biçimi

  3. Sözsüz iletişim ile aktarılan mesajlar konusunda bilinçli olmak iş ve özel yaşamda bireylere önemli yararlar, ip uçları sağlar

  4. I- BEDEN DİLİ • İletişimde en en etkin 3 konu • % 60 beden dili • % 30 ses tonu • %10 sözcükler • Beden dili ile önemli mesajlar elde edilmektedir. • İlk izlenim, imaj büyük ölçüde beden dilinin etkisiyle ilk 30 saniye içinde oluşmakta ve kolay kolay DEĞİŞMEMEKTEDİR. • “İlk görüşte aşk”

  5. BEDEN DİLİ VE YANSITILAN MESAJLAR

  6. 1. GÖGÜS İnsanlar bedenlerinin çeşitli konumlarıyla sessiz iletişime geçerler. Öne doğru eğilen vücut biçimi yansıtı-lan mesaj: ısrarcılık, konuya yoğun dikkat ve ilgi Kalkık omuzlar, göğüs dışarıda, çene önde ve yansıtılan mesaj: saldırganlık, gerginlik Omuzlar aşağıda, geri-ye doğru yaslanma ile yansıtılan mesaj: rahatlık, konuya ilgisizlik

  7. 2. BAŞ: Başın yukarıya doğru durması üstünlük; Başın duruş biçimi de bir takım sözsüz mesajlar iletir. Aşağıya doğru olması uysallık; Boyun eğme, konuşan kişiye doğru yönelme ilgi, anlaşma; İletişimde bulunduğunuz kişiden başka yana döndüğünde anlaşmazlık; konuya ilgi duyması veya size kur yapması Başın yana eğilmesi

  8. 3 . BEDENİN DURUŞU • Bedenimizin belirli ortamlarda, belirli mesajlar karşısında aldığı duruş şekli de bir anlam taşır. • arkaya eğilmek; olumsuz- güvensizlik, tereddüt, savunma, utangaçlık; • öne doğru eğilmek ise olumlu anlam taşır. • bedenin olduğundan fazla öne eğilmesi ise başkalarına baskı kurmak, ısrarcılık, saldırıya hazırlanma anlamına da gelir. Örneğin bir annenin çocuğunu disipline sokması, azarlaması gibi.

  9. • Bedenin kambur olması özellikle ergenlik döneminde olan veya uzun boylarını dert edinmiş kişilerde görülür • G duruşu ise daha ufak tefek ama büyük görünmek isteyen kişilerde görülür. Önemli görünmek için bedenlerini bilinçsizce şişirirler. 

  10. 4. ELLER VE KOLLAR • Ellerin açılması ; konuya ilgi, iletişime açık olma ve dürüstlük • Ellerin kapanması;konuya isteksizlik, iletişime kapalılık, gizlilik • Elin yumruk olması;saldırganlık, düşmanca duygular, güç göstergesi

  11. TOKALAŞMA İLE AKTARILAN SÖZSÜZ MESAJLAR • Gevşek el- kavramayan tokalaşma: Olumsuzluk, ilgisizlik, iletişim kurmaktan kaçınma, güvensizlik, samimiyetsizlik • Ezer gibi el sıkma: güç gösterisi, baskın kişilik • Hapsedici tokalaşma: yönetmek ve yönlendirmek ister, fırsatları değerlendirir. • Dost tokalaşması: samimiyet, açıklık, güçlü iletişim • Normal tokalaşma: açık yürekli, kibar, iletişime açıklık.

  12. 5. BACAKLAR • Bacakların koltuğun altında tutulması, birbirine dolanması; gerginlik, huzursuzluk, birşeyler saklama • Ayağın sandalyeden ileriye doğru uzatılması; ortamda rahatlık, özgüven

  13. YÜZ İFADELERİ

  14. II- YÜZ İFADELERİ • Mimikler • Kaşlar, yüzü yumuşatır veya sertleş-tirir. Kaşlar arasındaki dikey çizgi; endişe ve kızgınlığı ifade eder • Kaşların yukarıya doğru kalkması; şaşkınlık, korku, bir şeylerin farkına varma • Kaşların aşağıya inmesi ise kızgınlık, endişelenmeyi gösterir.

  15. GÖZLER • Yüzün ifade edebileceği 30 kadar mimik gözler tarafından desteklenir. • Duygularımız, söylediklerimizin doğru olup olmadığı, ilgi düzeyimiz, ilişkinin boyutu gözler ile anlaşılabilir.

  16. masumiyet ve merak, şaşma, ürkme Gözleri tamamen açık olma: Dolaştıran bakış: sahip olma isteği tatminsizlik, hoşnutsuzluk, kin, yorgunluk, stres Kısılmış gözler: aldırış etmeme Bakışlar çok kısa: aşağılama, cinsel ilgi, meydan okuma Bakışlar çok uzun: Bakışları dondurma: düşmanlık Bakışlar çok kısa ve kesik kesik; hilekar, yalancı

  17. BAKIŞLARIN YÖNÜ Karşınızda bulunan bireyin o anki düşüncelerini öngörümlede, bakışların yönü de etkili bir gösterge olabilir. Bakışların yönü beynin kullanılan alanını yansıtmaktadır.

  18. Genellikle sağ yöne bakma tasarlama sol yöne bakma ise hatırlama eylemi ile ilişkilidir. • Bakışların sağ üste doğru olması görsel tasarlama; • Sol üste bakma ise görsel bir duyguyu hatırlama • Doğrudan sağa bakması ses tasarlama, • Sola bakması ses hatırlama, • Sağa doğru aşağı bakması bedensel duyum hatırlama (bir tadı hatırlama gibi) • Sola doğru aşağı bakması ise duygu hatırlamadır.

  19. Kültürümüzde Gözün Önemi • Göz bebeğimsin (değerlisin) • Göz dağı vermek ( Korkutmak) • Gözden düşmek (değer kaybetmek, önemsizleşmek) • Göz hapsine almak (kontrol altına almak) • Gözü dönmek (sinirlenmek)

  20. III- MEKAN KULLANIMI “İnsanlarla münasebetin ateşle münasebetin gibi olsun. Çok uzaklaşma donarsın, çok yaklaşma yanarsın.” Sadi ŞİRAZİ • Başkalarıyla aramızda koyduğumuz mesafe, uzaklık onlara karşı duygularımızla ilgilidir ve karşı tarafa bir mesaj yansıtır. • Sevdiğimiz insanlara daha yakın olmayı tercih ederiz. • Yürürken önde olmak, yüksekte oturmak, büyük kişisel mekanlar yüksek statü işaretidir. • 4 mesafe/ uzaklık alanı: • Mahrem alan: 45 cm’e kadar uzaklık • Kişisel alan:45-75 cm’lik mesafe • Sosyal alan: 1 metre- 2,5 metre • Genel alan: 3 metre-

  21. GENEL ALAN SOSYAL ALAN KİŞİSEL ALAN 3 m + 1- 2-5 m MAHREM ALAN 45 cm 45- 75 cm

  22. Oturma düzenleri • Oturma düzeni, masaların biçimi de önemli mesajları yansıtır. • Odaya girdiklerinde kapıya yakın oturanların özgüvenleri düşük kişiler olduğu söylenir. • Girdikleri odada ev sahibine ve merkeze yakın oturanların özgüvenleri tam ve kendinden hoşnut kişiler olduğu söylenir. • Yanyana oturanlar aynı belge üzerinde çalışırlar ve işbirliği içindedirler • Karşılıklı yüzyüze oturanlar genellikle birbirine rakip kişilerdir. Karşılıklı oturmanın etkin iletişime engel olduğu söylenir. Doktor hasta, işveren aday görüşmeleri gibi

  23. Masa biçimleri • Yuvarlak masa işbirliğini geliştirir, katılanlar arasında eşitlik duygusu yaratır. Bireylerin kendilerini daha rahat, güvende ve sakin hissetmelerini sağlar. • Dikdörtgen şeklindeki masa; katılanların konumunu kesin biçimde yansıtması bakımından işbirliği ve danışma duygularını geliştirmeyi engelleyebilir. Bu tür masa oturma düzeninde merkeze yakın kişiler lidere yakın olanlardır. Merkezden uzaklaştıkça güç azalır. • U biçimindeki masalar önemli fikirlerin daha rahat alınacağı ortamları yaratır. Önemli projelerde bu biçim çalışma ve toplantılar tercih edilir.

  24. BENLİK ANALİZİ/ TRANSAKSİYONEL ANALİZ

  25. BENLİK ANALİZİ/ TRANSAKSİYONEL ANALİZ ANABABA BENLİĞİ ÇOCUK BENLİĞİ YETİŞKİN BENLİĞİ Küçük Profesör KORUYUCU ANABABA BENLİĞİ Doğal Çocuk ELEŞTİRİCİ ANABABA BENLİĞİ Uyarlanmış Çocuk Asi Çocuk Uysal Çocuk

  26. ANABABA BENLİĞİ Bu benlik durumu kişiliğimizin insanlara nasıl davranması gerektiği konusunda öğütler veren, emir veren kısmıdır. Anababa rolü koruyucu ve eleştirici-yargılayıcı olmak üzere 2 biçimde karşımıza çıkabilir. 

  27. Koruyucu anababa rolü; bireyin sağlığı ve çıkarla-rını korumaya, kollayıp korumaya yönelen, Fedakarlık, iyilik yapma isteği baskın olan bir benlik türüdür. Eleştirici anababa benliği toplumsal kuralları ve değerleri korumaya, bunlara uymayanları eleştirmeye ve cezalandırmaya yönelik bir benliktir. Yakın çevrelerinden öğrendik-leri değerleri tek, değişmez doğrular olarak kabul ederler. Herşeyi belirli kalıplar içinde değerlendirdiklerinden gelişime ve yeniliklere de pek açık değildirler. Kuşaklar arası çatışma daha çok bu benlik rolüne sahip ebeveyn ve gençler arasında yaşanır. KORUYUCU ANABABA ELEŞTİRİCİ ANABABA

  28. ÇOCUK BENLİĞİ

  29. ÇOCUK BENLİĞİ • Çocuk benlik az gelişmiş ya da çocuksu bir benlik olarak algılanmamalıdır. Hepimiz fırsat buldukça çocuk benliğimizi harekete geçiririz. • Çocuk benlik doğal, küçük profesör ve uyum sağlamış-uyarlanmış olarak üç farklı şekilde sergilenebilir.

  30. DOĞAL ÇOCUK • İlkel, fevri, kontrolsüz, “çocuk gibi çocuk” bir kişilik özelliği taşır.. • Kıskançlığını, sevgisini, nefretini en yalın biçimde belli eder. • Doğal çocuk bağımsızdır.

  31. KÜÇÜK PROFESÖR • Yaratıcı, sezgileri güçlü ve idareci bir benlik sergilerler. • Bu özellikleri nedeniyle küçük profesörler ana babaları tarafından gereğinden fazla şımartıldıklarında başkaları ile karşılaştırılıp övüldüklerinde, yüceltildiklerinde kendilerini üstün ve başkalarını küçümseyen bir yetişkin olurlar. • İleri yaşlara geldiklerinde iş ve toplumsal yaşamlarında başkalarıyla işbirliği içinde iş yapma, takım çalışmalarına uyum sağlama güçlüğü çekerler.

  32. UYARLANMIŞ-UYUM SAĞLAMIŞ ÇOCUK • Uslu ya da asi olmak üzere 2 biçimde sergilenebilir. • Uslu çocuk benliği “ne diyorsam onu yap” görüşüyle büyütüldüğü için kurallara, otoriteye uyan, içe dönük uysal bir kişilik özelliği sergileyen bir benliktir. • Asi çocuk benliği ise otoriteye baş kaldırır, her şeye karşı gelerek saldırgan bir kişilik yapısı sergiler. Bu tür çocuk benliği otoritenin isteğinin zıttını yaptığı için bağımlıdır.

  33. YETİŞKİN BENLİK • Yetişkin benlik kişiliğimizin akılcı yanını temsil eder. Kişiliğimizin anababa rolü ile çocuk rolü arasında uzlaştırıcı yönetici görevi üstlenir. • Kişiliğin olgun ve irdeleyen, sorgulayan düşünen yanını oluşturan yetişkin benlik, anababa benliğinin tersine öğretilenleri olduğu gibi kabul etmez üzerine düşünerek doğruluğunu test eder. • Yetişkin benliğin en önemli özelliği belirli bir konu, sorun ile ilgili olarak önceden bilgi toplaması, bunları değerlendirmesi, olasılıklar üzerinde durarak sorunu çözmesi, düşüncelerini önyargılar değil gerçekler üzerine oturtmasıdır.

  34. X: Kıbrıs Şehitleri ne tarafta? Y:Bulunduğunuz sokaktan sağa döndüğünüzde göreceğiniz ilk sol sokak. Z: Kıbrıs Şehitleri ne tarafta? T: Buyrun ben sizi götüreyim BENLİK ANALİZİNE İLİŞKİN İLETİŞİM ÖRNEKLERİ Yetişkin benlikAnababa benliği

  35. Baba: Dişçiye gitmekten korkuyorum (Çocuk benliği) 5 yaşındaki kızı: Korkma baba yanında ben varım. (Anababa Benliği)

  36. Çocuk: (ağlayarak) Toplum patladı Çocuk B) • Anne: (Kucağına alarak) Üzülme sana yenisini alırım • B. • Çocuk: (ağlayarak) Toplum patladı (Çocuk B) • Anne: Bu kaçıncı top, bir daha top yok sana C. • Çocuk: (ağlayarak) Toplum patladı (Çocuk b) • Anne: Hayatta her şeyin bir sonu vardır, toplar patlar insanlar ölür.

  37. Bankada işlem yapan görevlinin masasında bilgisayar çalışmıyor Siz de yarım saattir kuyrukta bekliyorsunuz ve sıra size gelmiş • Görevli: “Ne zaman işimiz olsa bozulur. Her gün bu alet yüzünden ne sorunlarla karşılaşıyoruz bir bilseniz? Özür dileriz. Bilgisayarımız geçici olarak devre dışı kaldı fakat önemli değil işleminizi elle yapacağım. • Siz: Bu bilgisayarlar da ikide bir bozulur Kimse işini doğru dürüst yapmıyor. Bunları yapan adamlara kim mühendis diploması veriyor?

  38. EMPATİ VE İLETİŞİM “Empati kişinin kendisini karşısın-dakinin yerine koyabilmesi ve onun düşünce ve duygularını anlayarak bunu da karşısındaki kişiye iletmesidir.”

  39. “Empati ötekinin makosenlerini giymektir.” Kızılderili Atasözü

  40. İletişimde empati kurulabilmesi için gerekli3 şart: 1.Empati kuran kişi kendisini karşısındakinin yeri-ne koymalı, olaylara onun gözlüğü ile bakma-lıdır. Onun gibi düşünüp, olayları onun gibi değerlendirmezse empati kurmuş olmaz. 2.Empati kurmak için karşımızdaki kişinin duygu ve düşüncelerini doğru algılamalıyız. 3.Empatik anlayışımızı karşımızdaki kişiye yüzümüzle, ifadelerimizle bedenimizle iletmeli, onu anladığımızı göstermeliyiz.

  41. EMPATİ İÇİN GEREKLİ ÜÇ ROL • ZİHİNSEL • FİZİKSEL • DUYGUSAL

  42. Bir insanın empati kurmasında anababa rolü, yetişkin ve çocuk rollerinin dengeli biçimde kullanılması büyük önem taşır

  43. AKTİF DİNLEME “Söz gümüş ise sükut altındır”

  44. Dinlemek, kulaklarınızın söylenenleri işitmesinden çokgüven, saygı, ilgi ve bilgi paylaşımı demektir. Beverley BriggsCustomer Connection Newsletter Editörü

  45. Gün içinde uyanık olarak geçen zamanımızın yaklaşık ola-rak; %80’niniiletişim kurarak, bu zamanın en az%45’inidinleyerek geçirdiğimizi biliyor muydunuz?

  46. DİNLEMENİN SEVİYELERİ • Duymak:Sadece kelimeler duyulur. Hiç bir aksiyona girilmez. • İşitmek:Kelimeler ve ifade ettikleri duyu-lur. Konuyu netleştirmek için soru sorulur. • Aktif Dinlemek:Söylenenlerin altındaki duygular dinlenir. Konuşanın hissettikleri gözlemlenir.

More Related