180 likes | 473 Views
TÜRK DİLİ I. HAFTA: 13 NOKTALAMA İŞARETLERİ. 13. NOKTALAMA İŞARETLERİ Noktalama işaretleri yazının anlaşılmasını kolaylaştıran işaretlerdir. Cümle çeşitlerini gösteren, aynı değerde söz birliklerini ayıran, bazı duraklama yerlerini belirten, yazıda ses ayarlamalarını gösteren,
E N D
TÜRK DİLİ I HAFTA: 13 NOKTALAMA İŞARETLERİ
13. NOKTALAMA İŞARETLERİ Noktalama işaretleri yazının anlaşılmasını kolaylaştıran işaretlerdir. Cümle çeşitlerini gösteren, aynı değerde söz birliklerini ayıran, bazı duraklama yerlerini belirten, yazıda ses ayarlamalarını gösteren, dolayısıyla bir yandan okumayı kolaylaştıran, öte yandan sözün vurgu ve ton gibi özelliklerini belirterek metnin doğru anlaşılmasını sağlayan işaretlerdir. Konuşmada, söze vurgu ve tonun yanında yeni anlamlar, yeni değerler katan başka bir yol daha vardır: El, yüz ve gövde işaretleri (jestler ve mimikler); kısa veya uzun duraklama. Konuşmada bol bol yaptığımız bu ses ayarlama ve duraklamaları, el, yüz, gövde işaret ve hareketlerinin ifade değerinden yazıda faydalanamayız. Yazıdaki bu eksikliği gidermek için, konuşmadaki kadar anlamlı olmamakla birlikte, noktalama işaretleri kullanılır. İşaretler anlamı aydınlatır, yanlış anlaşılmaların önüne geçer, okumayı düzenler; durakları iyice belirtip okuyucunun dikkatini artırarak sesin anlatıma kattığı değerin fark edilmesini sağlar. Cümle aralarındaki virgül, noktalı virgül; cümle sonlarındaki nokta, ünlem ve soru işaretinin görülmesi okuyucuyu birkaç kelime önceden hazırlar; sesin duraklaması, yükselip alçalması, okunan şeylerin etkileri noktalama işaretlerine göre ayarlanır. Yazılardan noktalama işaretlerini atarsak anlam tam belli olmaz. Şüphelere, yanlış anlamalara yol açılır; cümlenin ezgisi ve temposu bozulur. Yazı, bu işaretlere dikkat edilmezse etkisini kaybeder, karma karışık bir kelime yığınından ibaret olur. Noktalama işaretlerinin bir kısmı doğrudan doğruya söz dizimi ile ilgilidir: nokta, üç nokta, soru işareti, ünlem işareti, iki nokta, virgül, noktalı virgül. Bunlardan, birinci görevleri cümle sonunda bulunmak olan ilk dördü nokta değerindedir; yani bunların bulunduğu yerde soluk alıp verecek kadar duraklamak gerekir. Diğer noktalama işaretleri olan kısa çizgi, uzun çizgi, eğik çizgi, tırnak işareti, tek tırnak işareti, denden işareti, parantez, köşeli parantez, kesme işareti ise başka durumları belirtmeye yarayan yardımcı işaretlerdir. Noktalama İşaretleri, Türk Dil Kurumunca hazırlanan Yazım Kılavuzu (Ankara 2005) dikkate alınarak hazırlanmıştır. Sayfa elementleri
13.1. Nokta ( . ) 13.1.1. Yazıda asıl görevi cümlenin sona erdiğini bildirmektir. Dolayısıyla bir fikri, bir hükmü tam olarak bildiren cümlelerin sonuna konur. Soluk alma yerini gösteren işarettir. Noktadan sonra ses tamamen kesilir ve uzun bir duraklama yapılır, bir kez soluk alıp verilir. Ses, bir sonraki cümleye kesinlikle taşırılmaz. “Türkiye Cumhuriyetinin temeli kültürdür.” M.Kemal Atatürk Ancak, duraklamanın daha az yapıldığı sıralı cümlelerde nokta yerine virgül veya noktalı virgül konur: “At ölür, meydan kalır; yiğit ölür, şan kalır.”. Atasözü 13.1..2. Bir veya birkaç kelimenin ilk harfleri veya bir iki harflik kısımları kısaltma halinde yazılırsa bu kısaltmaların sonuna konur. Kısaltmaların, okuyucular tarafından kolayca anlaşılacak kadar genelleşmiş olması şarttır: Dr. (doktor), Yard. Doç. (yardımcı doçent), Prof. (profesör), Cad. (cadde), Sok. (sokak), s. (sayfa), sf. (sıfat), vb. (ve başkaları, ve benzerleri, ve bunun gibi); Ancak, bazı kısaltmalarda nokta kullanılmaz: TBMM (Türkiye Büyük Millet Meclisi), TDK (Türk Dil Kurumu), KB (Kültür Bakanlığı), MEB (Millî Eğitim Bakanlığı); TA (Türk Ansiklopedisi), TDAY (Türk Dili Araştırmaları Yıllığı-Belleten), TD (Türk Dili); B (batı), GD (güneydoğu); cm (santimetre), g (gram), kg (kilogram), l (litre), hl (hektolitre). 13.1.3. Sayılardan sonra sıra bildirmek için konur. Bu durumda –inci, - nci ekinin yerin tutar: 1. (birinci), 15. (on beşinci), IV. (dördüncü); UYARI: Arka arkaya sıralanan, virgülle veya çizgiyle ayrılan rakamlardan sadece sonuncu rakama nokta konur: 3, 4 ve 7. maddeler; XII – XIV. yüzyıllar arasında. 13.1.4. Yazılarda bölüm, sıra ve maddeleri göstermek için kullanılan rakam veya harflerden sonra konur: I.KISIM 1.BÖLÜMA.Hayatıa.Doğum Tarihi gibi. 13.1.5. Bibliyografik künyelerin sonuna konur: Ali Nihat Tarlan, Fuzuli Divanı Şerhi, Ankara 1985. 13.1.6. Tarihlerin yazılışında gün, ay ve yılı gösteren sayıların arasına konur: 30.9.1922, 23.IV.1923. 13.1.7. Saat ve dakika gösteren sayıların arası ile üçlü gruplara ayrılarak yazılan büyük sayılarda gruplar arasına konur: 09.05, 12.30; 74.550.000,7462.586.660. 13.1.8. Matematikte çarpma işareti yerine kullanılır: 3.2 =6 Sayfa elementleri
13.2.Virgül (, ) Virgül, genellikle ana cümlenin anlamı ve yapısıyla yakından ilgili kelime veya cümleleri işaret etmek için kullanılır. Konuşmadaki kısa duraklamayı belirten işarettir. Bu yüzden virgülde nokta kadar duraklamamak, sesi çok kesmeyip kısa duraklama ile birlikte hemen sonraki kelimeye bağlamak gerekir. Bu kısa duraklama ile kelimeler, kelime grupları veya cümlecikler birbirinden ayrılmış olur. Noktalama işaretlerinin kullanılmadığı dönemlerdeki metinlerde ve kelimesi virgül yerine kullanılırdı. Bu sebeple metin içinde ve, veya, yahut bağlaçlarından önce de sonra da, özel vurgulu ifadeler hariç, virgül konmaz. 13.2.1. Art arda sıralanan eş görevli kelime ve kelime gruplarının arasına konur: “Uzun boylu, sarı saçlı, mavi gözlü güzel bir kızdı.” 13.2.2. Sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için konur: “Arkadaşım dersine çalıştı, ödevini hazırladı, sınıfını geçti.” 13.2.3. Cümlede özel olarak vurgulanması gereken öğelerden sonra konur: 13.2.4. Yüklemden uzak düştüğü için cümle vurgusunu üzerine çeken öznelerden sonra konur: “Fikret, mal namına denilebilir ki hiçbir şeye malik değildi.” 13.2.5. Cümle içinde ara sözleri ve ara cümleleri ayırmak için konur. Bu ara sözleri ve cümleleri, araya sıkıştırıldığını belli etmek için biraz seri, acele söylemek gerekir. “Örnek olsun diye, örnek istemez ya, söylüyorum.” 13.2.6. Anlama güç kazandırmak için tekrarlanan kelimeler arasına konur: Ancak, ikilemelerde kelimeler arasına virgül konmaz: akşam akşam, yavaş yavaş, bata çıka, koşa koşa. 13.2.7. Tırnak içinde olmayan aktarma cümlelerden sonra konur: 13.2.8. Konuşma çizgisinden önce konur. “Hatta bahçede gezen hanımefendi bile işin farkına varıp, – Nen var senin çocuğum, diye sormak zorunda kaldı.” Haldun Taner Sayfa elementleri
13.2.9. Kendisinden sonraki cümleye bağlı olarak ret, kabul ve teşvik bildiren hayır, yok, yoo, evet, peki, pekâlâ, tamam, olur, hayhay, baş üstüne, öyle, haydi, elbette gibi kelimelerden sonra konur: Peki, gideriz. Olur, ben de size katılırım. Hayhay, memnun oluruz. Haydi, geç kalıyoruz. “— Yoo, güvercinlerime dokunmayınız, dedi.” 13.2.10. Bir kelimenin kendisinden sonra gelen kelime veya kelime gruplarıyla yapı ve anlam bakımından bağlantısı olmadığını göstermek için kullanılır: “Bu gece, eğlenceleri içlerine sinmedi.” Bu cümle “Bu, gece eğlenceleri içlerine sinmedi.” şeklinde de olabilirdi. “Bu, tek gözlü, genç fakat ihtiyar görünen bir adamcağızdır.” 13.2.11. Hitap için kullanılan kelimelerden sonra konur: “Efendiler, bilirsiniz ki, hayat demek, mücadele, müsademe demektir” Sevgili öğrenciler, 13.2.12. Yazışmalarda, başvurulan makamın adından sonra konur: Afyon Kocatepe Üniversitesi Rektörlüğüne, 13.2.13. Yazışmalarda, yer adlarını tarihlerden ayırmak için konur: Kuşadası, 7 Şubat 13.2.14. Sayıların yazılışında, kesirleri ayırmak için konur: 38,6 (otuz sekiz tam, onda altı), 25,33 (yirmi beş tam, yüzde otuz üç), 0,45 (sıfır tam, yüzde kırk beş). 13.2.15. Bibliyografik künyelerde yazar, eser, basım evi vb. maddelerden sonra konur: Falih Rıfkı Atay, Tuna Kıyıları, Remzi Kitap Evi, İstanbul 1938. Yazarın soyadı önce yazılmışsa soyadından sonra da virgül konur: Ergin, Muharrem, Dede Korkut Kitabı, Ankara 1958. 13.3.Noktalı Virgül ( ; ) Nokta ile virgül arasında bir değere sahiptir; daha çok virgüle benzer. Fakat ses, bu işaretle virgülden biraz daha uzun kesilir. 13.3.1.Cümle içinde virgüllerle ayrılmış tür veya takımları birbirinden ayırmak için konur: Erkek çocuklara Doğan, Tuğrul, Aslan, Orhan; kız çocuklara ise İnci, Çiçek, Gönül, Yonca adları verilir. 13.3.2. Öğeleri arasında virgül bulunan sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için konur: “Böyle kızlar görmüş , böyle günler tatmışım; Kendimi el değmeden kucaklara atmışım; Sayfa elementleri
13.3.3. Virgülle ayrılmış örnekleri farklı örneklerden ayırmak için konur: Türkiye, İngiltere, Azerbaycan; İstanbul, Londra, Bakû. 13.3.4. Farklı öğeleri olan ama anlamca birbirine bağlı cümleleri ayırmak için kullanılır. Cümle, ancak bu durumda bir fikri tam olarak anlatır duruma gelir: “Kılıç ve saban; bu iki fatihten birincisi, ikincisine daima mağlup oldu.” 13.3.5. Kendilerinden evvelki cümleyle ilgi kuran ancak, böylece, yalnız, fakat, lâkin, çünkü, yoksa, bundan dolayı, binaenaleyh, sonuç olarak, meselâ, bununla birlikte, öyleyse vb. cümle başı bağlama edatlarından önce konur. “Halis bir şiir fena okunabilir; lâkin sahte bir şiir iyi okunamaz.” 13.3.6. Sözlüklerde kelimenin farklı anlamlarını belirtmek için konur: San: Emel, arzu; zan, tahmin, tasavvur; şöhret, ün. 13.3.7. Kanun, yönetmelik, tüzük ve benzerlerinin madde, fıkra veya bentleri arasında bağ olduğunu belirtmek için bunların sonuna konur: “B) Fikir ve Sanat Eserlerinin Çeşitleri I- İlim ve Edebiyat Eserleri Madde 2-İlim ve edebiyat eserleri şunlardır: 13.4. İki Nokta ( : ) İki nokta, okuyucuların ileride geleceklere dikkatini çekmek amacıyla konulur. Kendisinden sonra bir açıklama yapılacağını ve örnek verileceğini gösteren bir işarettir. İki nokta, noktalı virgül gibi, iki parçayı birbirine bağladığından, noktalı virgül kadar duraklamak gerekir. Sesi uzunca kesmeyip sonraki kelimeye geçerek cümle veya kelimeyi sonrakine bağlamak gerekir. İki noktadan sonraki kelime büyük harfle başlar. Eğer iki noktadan sonra örnekler sıralanıyorsa ilk harf küçük yazılır. 13.4.1. Bir cümlede ifade edilen hükmü açıklamak, daha iyi anlatmak veya ayrıntılarını vermek için cümlenin sonuna konur; iki noktadan sonra gelen cümle bir öncekini açıklar: “Bu kararın istinat ettiği en kuvvetli muhakeme ve mantık şu idi: Esas, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır.” 13.4.2. Örneklerle açıklanacak kuralların ve kural değerindeki cümlelerin sonuna konur: 13.4.3. Kendisinden sonra örnek verilecek cümlenin sonuna konur: “Bu üç zaferle beraber Anadolu dağlarının üç tepesini hatırlayacağız: Metristepe, Duatepe, Kocatepe.” Sayfa elementleri
13.4.4. Birbirine bağlaçla bağlanmayan ve ikincisinin birinciyi açıkladığı iki bağımsız cümle arasına konur: “Artık masal ve hikâye türü kitaplar okumak hoşuna gitmiyordu: Eline birçok roman geçmişti ve bunların büyük bir kısmı dünya edebiyatının seçkin örnekleriydi.” 13.4.5. Bir yerden veya bir kimseden nakledilen ve tırnak içinde verilen bir sözden önce konur: “Ve o zaman Başkumandanın emri bütün zabit ve neferlerin beyninde dolaşıyor: -Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!-“ 13.4.6. Bir kitabın adı ve alt bölümü veya bölümleri arasına konur: Fevziye Abdullah Tansel, İyi ve Doğru Yazma Usûlleri III: Edebiyat- Kompozisyon, İlmî Araştırma ve Metodları, Kubbealtı Neşriyatı, İstanbul 1978. 13.4.7. Kütüphanecilik alanında yazar adı ile eser başlığı arasına konur: Yahya Kemal Beyatlı: Kendi Gök Kubbemiz, Falih Rıfkı Atay: Çankaya, Yakup Kadri Karaosmanoğlu: Kiralık Konak, Faruk Nafiz Çamlıbel: Han Duvarları. 13.4.8. Ses biliminde uzun ünlüyü göstermek için kullanılır: a:lem, ka:til, husu:si:, i:cat. 13.4.9. Edebî eserlerdeki karşılıklı konuşmalarda, konuşan kişinin adından sonra konur: 13.4.10. Matematikte bölme işareti olarak kullanılır: 56:8=7, 100:2=50. 13.5. Üç Nokta ( . . . ) Duraklama süresi nokta kadardır; yani bir soluk alıp verecek kadar duraklamak, sese ara vermek gerekir. Üç noktada ses, yerine göre kesilebileceği gibi uzatılabilir de. Üç nokta aralıklı olarak; yani ( . . . ) şeklinde değil de ( . . . ) şeklinde konulmalıdır. Üç nokta gerektiren cümlenin sonuna dört nokta konur; bunlardan ilki cümlenin sonuna konulan (., ?, ! vb) işaretlerdir. 13.5.1. Tamamlanmamış cümlelerin sonuna konur: “Ne çare ki, çirkinliği hemencecik ve herkes tarafından görülüveriyordu da, bu yanı . . . ” Sayfa elementleri
13.5.2. Kaba sayıldığı için veya bir başka sebepten ötürü açıklanmak istenmeyen kelime ve bölümlerin yerine konur: “Kılavuzu karga olanın burnu b . . . tan çıkmaz.” (Kaba sayıldığı için . . . ile yazılmış.) 13.5.3. Alıntılarda (başta, ortada veya sonda), alınmayan kelime ve bölümlerin yerine konur: “Mümtaz, bu dükkâna bakarken hiç farkında olmadan Mallarmé'nin mısraını hatırladı: "Meçhul bir felâketten buraya düşmüş . . . " Alınmayan kelime ve bölümlerin yerine parantez içinde üç nokta konması da mümkündür. 13.5.4. Sözün bir yerde kesilerek geri kalan bölümün okuyucunun muhayyilesine bırakıldığını göstermek veya ifadeye güç katmak için konur: “Karşı sahilde mor, fark olunmaz sisler altındaki dağlar, korular, beyaz yalılar . . . Ve bütün bunların üzerinde bir esatir rüyasının havaî hakikati gibi uçan martı sürüleri . . . ” Ömer Seyfettin 13.5.5. Soru, ünlem ve seslenmelerde anlatımı pekiştirmek için konur: “Gölgeler yaklaştılar. Bir adım kalınca onu kıyafetinden tanıdılar: — Koca Ali . . . Koca Ali, be! . . . ” Ömer Seyfettin 13.5.6. Karşılıklı konuşmalarda, herhangi bir bekleme, duraklama, kesinti veya benzeri bir belirtmek için kullanılır: “— Kimsin? — Ali . . . — Hangi Ali? — . . . — Sen misin, Ali usta? 13.5.7. Yazıda belirtilen örneklerden fazlasının varlığına işaret etmek için kullanılır. Bu durumda vs., vb., ilah. anlamındadır: Bölgede yetiştirilen ürünler patates, soğan, buğday, arpa . . . idi.” 13.6. Soru İşareti ( ? ) 13.6.1. Soru bildiren cümle veya sözlerin sonuna konur: Ne zaman tükenecek bu yollar, arabacı? Faruk Nafiz Çamlıbel 13.6.2. Bilinmeyen yer, tarih vb. durumlar için kullanılır: “Yunus Emre (1240?-1320), (Doğum yeri: ?). Sayfa elementleri
13.6.3. Bir bilginin şüpheyle karşılandığı veya kesin olmadığı durumlarda parantez içinde soru işareti kullanılır: “Ankara'dan Konya'ya 1,5 (?) saatte gitmiş.” “1496 (?) yılında doğan Fuzulî . . . ” UYARI : mı / mi eki -ınca / -ince anlamında zarf-fiil işleviyle kullanıldığı zaman soru işareti konmaz: “Bahar gelip de nehir çağıl çağıl kabarmaya başlamaz mı içimi geri kalmış bir saat huzursuzluğu kaplardı.” Haldun Taner “Akşam oldu mu sürüler döner. Hava karardı mı eve gideriz.” UYARI : Soru ifadesi taşıyan sıralı ve bağlı cümlelerde soru işareti en sona konur: Çok yakından mı bu sesler, çok uzaklardan mı? Üsküdar'dan mı, Hisar'dan mı, Kavaklar'dan mı?Yahya Kemal Beyatlı “Ruhunu karartan neydi, yağmur mu yağıyordu; yoksa şimşekler mi çakıyordu?” 13.7. Ünlem İşareti ( ! ) Ünlem (seslenme) olan kelimelerden ve içinde ünlem bulunan cümlelerden sonra kullanılır. Bu işaretin bulunduğu yerde nokta kadar duraklamak gerekir. Ancak ünlem işareti kelime ve cümleleri biraz yüksek seslendirmeyi de işaret eder. Sesimize, hissî cümlelerdeki duyguyu yansıtacak bir yapı kazandırmamızı sağlar. Ancak ünlem işareti de sıkça kullanıldığı zaman etkisini kaybeder. Bir başka noktalama işareti yeterince ve yerinde olarak aynı hizmeti görecekse ünlem işaretini kullanmamak gerekir. 13.7.1. Sevinç, kıvanç, heyecan, ürperme, acı, korku, şaşma, vurgu gibi durumlarla güçlü duyguları anlatan cümlelerin sonuna konur: “Ne mutlu Türküm diyene!” Mustafa Kemal Atatürk 13.7.2. Seslenme, hitap ve uyarı sözlerinden sonra konur: “Ordular, ilk hedefiniz Akdenizdir, ileri!” Mustafa Kemal Atatürk 13.7.3. Bir söze alay, kinaye veya küçümseme anlamı kazandırmak için parantez içinde ünlem işareti kullanılır. “İsteseymiş bir günde bitirirmiş (!) ama ne yazık ki vakti yokmuş (!) Adam, akıllı (!) olduğunu söylüyor.” Alay, kinaye ve küçümseme daha da kuvvetlenirse soru (!?) ile birlikte kullanılır. Yarıda kesilen ünlemli cümlelerden sonra (! . . . ) işareti konur Sayfa elementleri
13.8. Kısa Çizgi ( - ) 13.8.1. Satıra sığmayan kelimeler bölünürken satır sonuna konur: Ara sözleri ve ara cümleleri ayırmak için kullanılır: “Bekleriz – düşünerek en tatlı masalları – Bizi kanatlarına alacak kartalları.” Ali Nihat Tarlan 13.8.3. Dil bilgisinde kökleri ve ekleri ayırmak için konur: bak-ış, yat-ak, gör-gü-süz-lük,al-, dur-, ver-; başar-, yaşa-, okut-. 13.8.4. Dil bilgisinde eklerin başına konur: -den, -lık, -ış, -ak. 13.8.5. Dil bilgisinde heceleri göstermek için kullanılır: a-raş-tır-ma, bi- le-zik, du-ruş-ma, ku-yum-cu-luk, ya-zar-lık, prog-ram. 13.8.6. Eski harfli metinlerin yeni yazıya aktarılmasında Arapça ve Farsça kurallara göre yapılmış tamlamaların, birleşik ve türemiş kelimelerin öğelerini ayırmak için kullanılır: dârü'l-fünûn, resm-i geçit, Cemiyet-i Akvâm, Hâkimiyet-i Milliye, Servet-i Fünûn, hokka-bâz, 13.8.7. Kelimeler arasında “-den . . . -a, ve, ile, ilâ, arasında” anlamlarını vermek üzere kullanılır: Türkçe-Fransızca Sözlük, Aydın- İzmir yolu, Ankara-İstanbul uçak seferleri, Türk-Alman ilişkileri, Ural- Altay dil grubu, 09.30 - 10.30, Beşiktaş-Fenerbahçe karşılaşması. 13.8.8. Bazı terim ve kuruluş adlarında kelimeler arasına konur: sıfat- fiil, zarf-fiil; Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Fen-Edebiyat Fakültesi. 13.8.9. Yabancı özel adlarda ve henüz dilimize mal olmadığı için özgün imlâlarıyla yazılan yabancı kelimelerde kullanılır: Joliot-Curie, 13.8.10. Adres yazarken semt ile şehir arasına konur: Çankaya – ANK 13.8.11. Matematikte çıkarma işareti olarak kullanılır: 50 - 20 = 30 UYARI : Satır sonundaki kelime bölmelerinde, kesme işaretinden sonra ayrıca – konmaz. 13.9. Uzun Çizgi (—) Yazıda satır başına alınan konuşmaları göstermek için kullanılır. Buna konuşma çizgiside denir. 13.9.1. Konuşanın değiştiğini göstermek için sesi değiştirmek gerekir. Arabamız tutarken Erciyes'in yolunu: “Hancı dedim bildin mi Maraşlı Şeyhoğlu'nu?” Gözleri uzun uzun burkuldu kaldı bende, Dedi: — Hana sağ indi, ölü çıktı geçende! Faruk Nafiz Çamlıbel UYARI: Konuşmalar tırnak içinde verildiği zaman uzun çizgi kullanılmaz. Sayfa elementleri
13.10. Eğik Çizgi ( / ) 13.10.1. Şiirlerden yapılan alıntılarda, mısraların yan yana yazılması gereken durumlarda mısraları belirlemek için kullanılır: “ Ne sen, ne ben / Ne de hüsnünde toplanan bu mesâ / Ne de âlâm-ı fikre bir mersâ / Olan bu mâî deniz / ..” Ahmet Haşim 13.10.2. Adres yazarken apartman numarası ile daire numarası arasına konur: Altay Sokağı, Nu.: 21/6 13.10.3. Adres yazarken semt ile şehir arasına konur: Altay Sokağı, Nu.: 21/6 Kurtuluş / ANKARA 13.10.4. Dil bilgisinde eklerin farklı şekillerini göstermek için kullanılır: - a/-e, -an /-en, -lık /-lik, -madan /-meden. 13.10.5. Bölme işareti olarak kullanılır: 70 /2 = 35 13.11. Tırnak İşareti ( “ . . . ” ) 13.11.1.Başka bir kimseden veya yazıdan olduğu gibi aktarılan sözler tırnak içine alınır. Bu durumdaki cümleyi okurken, konuşanın değiştiğini belirtmek için sesi farklılaştırmak gerekir: Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinin ön cephesinde Atatürk'ün “Hayatta en hakikî mürşit ilimdir.” vecizesi yer almaktadır. Ulu önderin “Ne mutlu Türküm diyene!” sözü her Türk'ü duygulandırır. UYARI : Aynen alınmayan söz ve yazılar tırnak içinde gösterilmez. UYARI : Tırnak içindeki alıntının sonunda bulunan işaret (nokta, soru işareti, ünlem işareti vb.) tırnak içinde kalır. Tırnak işaretinden sonra eğer cümle sona ermemişse yazıya küçük harfle başlanır: “Akıl yaşta değil baştadır.” atasözü yüzyılların tecrübesinden süzülüp gelen bir gerçeği ifade etmiyor mu? UYARI : Uzun alıntılarda her paragraf ayrı ayrı tırnak içine alınır. 13.11.2. Özel olarak belirtilmek istenen sözler tırnak içine alınır.Özel olarak belirtilmek istenen sözler tırnak içine alınmadan koyu yazılarak veya altı çizilerek de gösterilebilir: Yeni bir “barış taarruzu” başladı. 13.11.3. Şaşırma, alay, eleştiri gibi durumları belirtmek istenirse kelime ve kelime grubu ilk yazıldığı yerde tırnak içinde yazılır. Sonraki yazılışları tırnak içinde olmaz: “Biliyorum, dergisine o şiiri almakta özrü vardı; onu yazan kendisini övebilecek, iyiliği dokunabilecek kimselerdendi. Böyle bir “fayda” karşısında serbest nazım düşmanlığı mı kalır?” Nurullah Ataç Sayfa elementleri
13.11.4. Kitapların ve yazıların adları ve başlıkları tırnak içine alınır: Yahya Kemal'in bazı şiirleri “Kendi Gök Kubbemiz” adı altında çıktı. Ahmet Hamdi Tanpınar UYARI : Tırnak içine alınan sözlerden sonra kesme işareti kullanılmaz: Yahya Kemal’in “Kendi Gök Kubbemiz”i okudunuz mu? 13.12. Tek Tırnak İşareti ( ‘ . . . ’ ) 13.12.1. Tırnak içinde verilen ve yeniden tırnağa alınması gereken bir sözü belirtmek için kullanılır: Edebiyat öğretmeni “Şiirler içinde ‘Han Duvarları’ gibisi var mı?” dedi 13.12.2. Dil yazılarında verilen örneğin anlamını göstermek için kullanılır: “Göktürk Anıtları'nda geçen fakat günümüze ulaşmayan bazı örnekler: bodun ‘millet, kavim’, sab ‘söz’, eçü apa ‘ecdat, atalar’, tüketi ‘ 13.13. Denden İşareti (") Bir yazıdaki maddelerin sıralanmasında veya bir çizelgede alt alta gelen aynı sözlerin veya söz gruplarının tekrar yazılmasını önlemek için kullanılır: 13.14. Parantez ( ( ) ) 13.14.1. Cümlenin anlamı ve yapısıyla doğrudan doğruya ilgili olmayan açıklamalar için kullanılır. Böyle, parantez içinde verilen kelime veya cümleler olmasa da anlam eksik kalmaz. İçinde parantez bulunan ana cümlelerin noktalaması yapılırken parantez içindeki kelime ve cümleler dikkate alınmaz; sanki parantezdeki ibare yokmuş gibi hareket edilir. Ancak noktalama işareti sadece parantez içindeki cümleye değil bütün cümleye ait ise noktalama parantez kapatıldıktan sonra konur. Eğer noktalama işareti sadece parantez içindeki ifadeye aitse parantez kapatılmadan konulur. Parantez içindeki cümle müstakil değilse büyük harfle başlamaz: “Yurdumuzda “dil inkılabı” adına yapılan çalışmalarda uzun yıllardan beri Türkçedeki yabancı sözler (bu sözlere alıntı adını veriyoruz) üzerinde duruldu.” Hasan Eren UYARI : Hakkında açıklama yapılan söze ait ek, parantez kapandıktan sonra yazılır: “Yunus Emre (1240?- 1320)'nin . . . ” UYARI : Yani ile yapılan açıklamalar parantez içine alınmaz. 13.14.2. Cümle ile uzaktan ilişkili malzemeyi ilave etmek veya bir kelime veya ibareyi tanıtmak için kullanılır: Şevket Rado, Eşref Saat (İstanbul 1956) adlı eserini Kâzım Taşkent’e ithaf etmiştir. Sayfa elementleri
13.14.3. Konuşanın hareketlerini, durumunu açıklamak ve göstermek için kullanılır: “─İşte, diye 261 rakımlı tepeyi gösterdiler. (Defteri bıraktı). Filhakika düşmanın bir avcı hattı 261 rakımlı tepeye yaklaşmış ve kemal-i serbestî ile ileriye doğru yürüyordu. Şimdi vaziyeti düşünün. (Gülümsedi).” Ruşen Eşref Ünaydın 13.14.4. Alıntıların aktarıldığı eseri veya yazarı göstermek için kullanılır: “Cihanın tarihi, vatanı uğrunda senin kadar uğraşan, kanını döken bir millet daha gösteremez. Senin kadar kimse kendi vatanına sahip olmağa hak kazanmamıştır. Bu vatan ya senindir, ya kimsenin.” 13.15. Köşeli Parantez ( [ ] ) 13.15.1. Parantez içinde parantez kullanılması gereken durumlarda parantezden önce köşeli parantez kullanılır: 13.15.2. Bilimsel çalışmalarda, metinde bulunmayan veya silinmiş olan, fakat araştırıcı tarafından tamamlanan bölümler ile bibliyografik künyelere sonradan eklenen bazı ayrıntıları göstermek için kullanılır: “Babam kağan öldüğünde küçük kardeşim Kül-tegin ye[di yaşında kaldı . . . ].” 13.16. Kesme İşareti ( ' ) 13.16.1. Özel adlara getirilen iyelik ve hâl eklerini ayırmak için konur: Fatih Sultan Mehmet'e, Atatürk'üm, Türkiye'm, İnönü'den, Yurdakul'dan, Kâzım Karabekir'i, Yunus Emre'yi, Ziya Gökalp'tan; Türk'e, Alman'ı; Jüpiter'den, Venüs'ü; Türkiye'de, Van Gölü'ne, Ağrı Dağı'nın; Ziya Gökalp Bulvarı'nda, Çankaya Köşkü'ne, Sait Halimpaşa Yalısı'ndan; Kiralık Konak'ta, Sinekli Bakkal'ı. Ancak aşağıda belirtilen özel adlardan sonra kesme işareti kullanılmaz: a) Kurum ve kuruluş adları: Türkiye Büyük Millet Meclisine, Türk Dil Kurumundan, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığına, Dil ve Tarih- Coğrafya Fakültesi Dekanlığına. b. Akım, çağ ve dönem adları: Eski Çağın, Yükselme Döneminin. c. Kişi adlarından sonra kullanılan unvanlar: Mustafa Kemal Paşaya. ç. Ay ve gün adları: 29 Ekime . . . , 30 Ağustos Çarşambadan sonra d. Deyimlerde geçen özel adlar: Allahtan hayırlısı, Allaha emanet. Sayfa elementleri
UYARI : Ahmet, Halit, Mehmet, Murat, Recep; Gazi Antep, Sinop, gibi örneklerde kesme işareti kullanılır. Ancak kelimeler, Ahmeti, Haliti, Mehmeti, Muratı, Recepi, Gazi Antepi, Sinopu, Zonguldakı şeklinde telâffuz edilmez; Ahmedi, Halidi, Mehmedi, Muradı, Recebi, Gazi Antebi, Sinobu, şeklinde telâffuz edilir. UYARI : Özel adlar yerine kullanılan"o" zamiri cümle içinde büyük harfle yazılmaz ve kendisinden sonra gelen ekler kesme işaretiyle ayrılmaz. 13.16.2. Yabancı özel adlardan sonra getirilen çokluk ve yapım ekleri kesme işaretiyle ayrılır: Nice'ler, Lille'li, Bordeaux'lu, Honolulu'lu. UYARI : Yabancı özel adlar dışındaki özel adlara getirilen yapım ekleri ve çokluk eki kesmeyle ayrılmaz: Türklük, Türkleşmek, Türkçü, Avrupalılaşmak, Aydınlı, Konyalı, Bursalı; Ahmetler, Mehmetler Ayrıca bu eklere gelen eklerden sonra da kesme işareti kullanılmaz: Türklüğün, Türkleşmekte, Türkçenin, Müslümanlıkta, Hristiyanlıktan. 13.16.3. Kısaltmalara getirilen ekleri ayırmak için konur: TBMM'nin, TDK'nin, BM'de, ABD'de, TV'ye. UYARI : Küçük harflerle yapılan kısaltmalara getirilen eklerde kelimenin okunuşu; büyük harflerle yapılan kısaltmalara getirilen eklerde kısaltmanın son harfinin okunuşu esas alınır: kg'dan, cm'yi, mm'den; BDT'ye, THY'de, TRT'den. Ancak kısaltması büyük harflerle yapıldığı hâlde bir kelime gibi okunan kısaltmalara getirilen eklerde bu okunuş esas alınır: ASELSAN'da, BOTAŞ'ın, NATO'dan, UNESCO'ya. UYARI : Sonunda nokta bulunan kısaltmalarla üs işaretli kısaltmalar kesmeyle ayrılmaz. Bu tür kısaltmalarda ek noktadan ve üs işaretinden sonra, kelimenin ve üs işaretinin okunuşuna uygun olarak yazılır: vb.leri, mad.si, Alm.dan, İng.yi, Nu.dan; cm³e (santimetre küpe), m²ye (metre kareye), 64ten (altı üssü dörtten) 13.16.4. Sayılara getirilen ekleri ayırmak için konur: “1919 senesi Mayısının 19'uncu günü Samsun'a çıktım.” 1985'te, 8'inci madde, 2'nci kat; 7,65’lik, 9,65’lik. UYARI : Sıra sayıları ekle gösterildiği zaman rakamdan sonra sadece kesme işareti ve ek yazılır; ayrıca nokta konmaz: 8.'inci değil 8'inci, 2.'nci değil 2'nci. UYARI : Üleştirme sayıları rakamla değil yazıyla gösterilir: 6'şar değil altışar, 10'ar değil onar. Sayfa elementleri
13.16.5. Dilimizde kolmak, netmek, neylemek, napmak gibi fiiller yoktur. Ancak konuşmada ve vezin dolayısıyla şiirde bu tür kullanılışlar ortaya çıkabilmektedir. Seslerin vezin dolayısıyla şiirde veya konuşma sırasında düştüğünü göstermek için kesme kullanılır: K'oldu, N'oldu? N'etsin? N'eylesin? N'apalım? 13.16.6. Bir ek veya harften sonra gelen ekleri ayırmak için konur: A'dan Z'ye kadar, b'nin m'ye dönüşmesi, Türkçede –daş'la yapılmış birçok söz vardır. 13.16.7. Özel adlar için parantez içinde bir açıklama yapıldığı takdirde kesme işareti parantezden sonra konur: Yunus Emre (1240?-1320)'nin, Yakup Kadri (Karaosmanoğlu)'nin. Ancak, cins isimler için yapılan açıklamalarda parantezden sonra doğal olarak kesme işaretine gerek yoktur: İmek fiili (ek fiil)nin geniş zamanı şahıs ekleriyle çekilir Sayfa elementleri
Bölüm (Hafta) Özeti Noktalama işaretleri yazının anlaşılmasını kolaylaştıran işaretlerdir. Cümle çeşitlerini gösteren, aynı değerde söz birliklerini ayıran, bazı duraklama yerlerini belirten, yazıda ses ayarlamalarını gösteren, dolayısıyla bir yandan okumayı kolaylaştıran, öte yandan sözün vurgu ve ton gibi özelliklerini belirterek metnin doğru anlaşılmasını sağlayan işaretlerdir. Yazıdaki bu eksikliği gidermek için, konuşmadaki kadar anlamlı olmamakla birlikte, noktalama işaretleri kullanılır. İşaretler anlamı aydınlatır, yanlış anlaşılmaların önüne geçer, okumayı düzenler; durakları iyice belirtip okuyucunun dikkatini artırarak sesin anlatıma kattığı değerin fark edilmesini sağlar.
Kaynaklar • 1. SARI, Mehmet, Türk Dili I-II, Okutman Yayıncılık, Ankara 2011. • 2. GÜLSEVİN, Gürer vd., Türk Dili I-II, Afyon Eğitim, Sağlık ve Bilimsel Araştırmalar Vakvfı Yayını, Afyonkarahisar, 2008. • 3. Türk Dil Kurumu, İmla Kılavuzu, Ankara,2000. • 4. Türk Dil Kurumu, Türkçe Sözlük, Ankara, 2000 • 5. Türk Dil Kurumu, Yabancı Kelimelere Karşılıklar, Ankara, 1998.