310 likes | 605 Views
KAŞAĞI. HAZIRLAYAN: AYŞE ÖZER. Hasan. Kahramanlar. Baba. Pervin. Dadaruh. Hasan’ın Abisi. KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARI DEĞERLENDİRİLMESİ. Büyük çocuk: Hasan’ın abisidir.babasından çok korkar.Atları çok sever.
E N D
KAŞAĞI HAZIRLAYAN: AYŞE ÖZER
Hasan Kahramanlar Baba Pervin Dadaruh Hasan’ın Abisi KAŞAĞI
KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARI DEĞERLENDİRİLMESİ • Büyük çocuk: Hasan’ın abisidir.babasından çok korkar.Atları çok sever. • Hasan: Küçük kardeştir.O da babasından çok korkar ve atları çok sever.Geçirdiği hastalık ölümüne sebep olur. KAŞAĞI
KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARI DEĞERLENDİRİLMESİ • Dadaruh: Evin seyisidir. Bütün zamanını atlarla geçirmekten çok zevk alır.İki çocuğu da çok sever. • Baba: Çocuklarının üzerinde büyük bir otorite sahibidir. Çocukları onu çok sever ama ondan çok korkarlar. KAŞAĞI
KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARI DEĞERLENDİRİLMESİ • Pervin: Evin hizmetçisidir. Çok yumuşak kalplidir ve her şeyi açıkça söyler.Bir o kadar da sulugözdür. KAŞAĞI
KİTABIN KONUSU • Kardeşine iftira atıp, onun ölümünden sonra vicdan azabıyla yanıp tutuşan bir çocuğun dramı anlatılmaktadır. KAŞAĞI
KİTABIN ÖZETİ • Annesi, İstanbul'a gittiği için kendisinden bir yaş küçük olan kardeşi Hasan'la artık Dadaruh’ un yanından hiç ayrılmaz. Bu, babasının seyisi, yaşlı bir adamdır. KAŞAĞI
En sevdikleri şey atlardır. Dadaruh'la birlikte onları suya götürmek, çıplak sırtlarına binmek, onlar için çok zevklidir. Torbalara arpa koymak, yemliklere ot doldurmak, gübreleri kaldırmak eğlenceli bir oyundan daha çok hoşlarına gider. KAŞAĞI
Dadaruh eline kaşağıyı alıp işe başladı mı, tıkı... tık... tıkı... tık... tıpkı bir saat gibi... Yerinde duramaz, bunu gören küçük çocuk ben de yapacağım! diye tutturur.O vakit Dadaruh, onu Tosun'un sırtına koyar, eline kaşağıyı verir, hadi yap, der. KAŞAĞI
Bu demir gereci hayvanın üstüne sürter, ama o uyumlu tıkırtıyı çıkaramazdı.Her sabah ahıra gelir gelmez Dadaruh’ a : - Dadaruh, tımarı ben yapacağım, der. Ama adam izin vermez ancak boyu at kadar olunca yapabileceğini söyler. KAŞAĞI
Boyu atın karnına bile varmıyordu. Oysa en keyifli, en eğlenceli şey buydu. Sanki kaşağının düzenli tıkırtısı Tosun'un hoşuna gidiyor, kulaklarını kısıyor, kuyruğunu kocaman bir püskül gibi sallıyordu. KAŞAĞI
Tam tımar biteceğine yakın huysuzlanır, o zaman Dadaruh, "Höyt.." diye sağrısına bir tokat indirir, sonra öteki atları tımara başlardı. KAŞAĞI
Bir gün yalnız başına kalır. Hasan'la Dadaruh dere kenarına inmişlerdi. İçimde bir tımar etmek hırsı uyanır. Kaşağıyı arar, bulamaz. Annesinin bir hafta önce İstanbul'dan gönderdiği armağanlar içinden çıkan fakfon kaşağı, pırıl pırıl parlıyordu. KAŞAĞI
Hemen alıp, Tosun'un yanına koşar, karnına sürtmek ister fakat rahat durmaz.- Sanırım acıtıyor? Diye düşünür.Gümüş gibi parlayan bu güzel kaşağının dişlerine bakar. Çok keskin, çok sivridir. Biraz köreltmek için duvarın taşlarına sürtmeye başlar. KAŞAĞI
Dişleri bozulunca yeniden dener. Gene atların hiçbiri durmaz ve kızar. Öfkesini sanki kaşağıdan çıkarmak ister. On adım ilerdeki çeşmeye koşar. Kaşağıyı yalağın taşına koyup yerden kaldırabildiği en ağır bir taş bularak üstüne hızlı hızlı indirmeye başlar. KAŞAĞI
İstanbul'dan gelen, üstelik Dadaruh'un kullanmaya kıyamadığı bu güzel kaşağıyı ezip, parçalar. Sonra yalağın içine atar. Babası çeşmeye bakarken, yalağın içinde kırılmış kaşağıyı görür KAŞAĞI
Dadaruh yanına çağırınca çok korkar. Dadaruh şaşırır, kırılmış kaşağı ortaya çıkınca, babası bunu kimin yaptığını sorar. Dadaruh,- Bilmiyorum, der. KAŞAĞI
Babasının gözleri ona döner, daha bir şey sormadan, çocuk kaşağıyı kardeşi Hasan’ın kırdığını söyler. “Dadaruh uyurken odaya girdi. Sandıktan aldı. Sonra yalağın taşında ezdi” der. KAŞAĞI
Babası Hasan’ ı çağırır. -Bu kaşağıyı niye kırdın? diye sorar.Hasan, Dadaruh‘ un elinde duran alete şaşkın şaşkın bakıp, sarı saçlı başını sarsarak,- Ben kırmadım, der. KAŞAĞI
Babası, - Doğru söyle, darılmayacağım. Yalan çok kötüdür, der. Hasan inkârda direnir. Baba öfkelenir. Üzerine yürür "Utanmaz yalancı" diye yüzüne bir tokat indirir. KAŞAĞI
Babası - Götür bunu eve; sakın bunu bir daha buraya sokma. Hep Pervin‘ le otursun! diye haykırır.Artık ahırda hep yalnız oynar. Hasan eve hapsedilir. KAŞAĞI
Annesi geldikten sonra da bağışlanmaz. Ertesi yıl anne, yazın gene İstanbul'a gider.Hasan'a ahır hâlâ yasaktır. Bir gün birdenbire hastalandı. Doktor "Kuşpalazı" der. Babası yatağın başucundan hiç ayrılmaz. KAŞAĞI
Hizmetçi kardeşinin öleceğini Hasan’ın abisine söyler ve çocuk ağlamaya başlar. uyuyamaz, uykuya dalar dalmaz Hasan'ın hayali gözünün önüne gelir "İftiracı! İftiracı!" diye karşısında ağlar. KAŞAĞI
Pervin'i uyandırır. Hasan'ın yanına gitmek istediğini ve babasına bir şey söylemek istediğini söyler.Yarın söylersin, der.Sabaha kadar gene gözlerini kapayamaz. KAŞAĞI
Hava henüz ağarırken vicdan azabıyla Pervin‘ i uyandırır. Ama zavallı suçsuz kardeşi, o gece ölmüştür. KAŞAĞI
KİTABIN ANA FİKRİ • Yalan söylemek kötü bir alışkanlıktır. KAŞAĞI
Hasan’ın annesi kaşağıyı nereden almıştır? İstanbul KAŞAĞI
Kuşpalazından ölen kimdir? Hasan KAŞAĞI
Kitabın anafikri nedir? Yalan söylemek kötü bir alışkanlıktır. KAŞAĞI
TEŞEKKÜRLER KAŞAĞI