370 likes | 651 Views
ORUCUN HİKMET VE FAZİLET LR İ. Mahmut Rauf ARCAKLIOĞLU. Orucun Hikmet Ve Fazilet lr i. يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا كُتِبَ عَلَيْكُمُ الصِّيَامُ كَمَا كُتِبَ عَلَى الَّذِينَ مِن قَبْلِكُمْ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ. Orucun Hikmet leri ….
E N D
ORUCUN HİKMET VE FAZİLETLRİ Mahmut Rauf ARCAKLIOĞLU
Orucun Hikmet Ve Faziletlri يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا كُتِبَ عَلَيْكُمُ الصِّيَامُ كَمَا كُتِبَ عَلَى الَّذِينَ مِن قَبْلِكُمْ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ
Orucun Hikmetleri… • Ramazan Ayı Orucu,yüce dinimiz İslâm’ın beş temel esasından biridir. • Hikmet,kâinattaki ve yaratılıştaki ilâhî gaye,sır,bilinmeyen nokta...gibi manalara gelir. • Diğer ibadetlerde olduğu gibi oruç da ilâhî bir mükellefiyettir.İlâhî mükellefiyetleri beşer ilminin keşfettiği şeylere bağlamak doğru değildir.
Orucun Hikmetleri… • وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْإِنسَ إِلَّا لِيَعْبُدُونِ • İnsanın mevcudiyetinin gayesi ibadet etmektir. Yapılan bu ibadetlerin karşılığı Allah’tan beklenir. İbadetlerin meyvesi uhrenidir. Yani faydası ahirette görülecektir. • Ancak ilâhî emirlerin insanlara faydalı, yasaklarında zararlı olduğu dikkate alınırsa, Allah’ın emir ve yasaklarının hikmetlerini düşünmek ve araştırmak imanı artırıcı bir faktör olarak düşünülebilir.
Oruç Allah’ın emridir,bu emrin yerine getirilmesi için oruç tutulur. • Bakara Suresi’nin 185.âyet-i kerimesinde: • فَمَن شَهِدَ مِنكُمُ الشَّهْرَ فَلْيَصُمْهُ « ...Öyle ise sizden Ramazan Ayını idrakedenler onda oruç tutsun... » buyurulmaktadır. Bu âyetten açıkça anlaşılıyor ki oruç Allah’ın emridir,bu emrin yerine getirilmesi için oruç tutulur.Diğer ibadetlerde olduğu gibi orucun da bir takım hikmetleri vardır.Allah’ın abesle iştigal etmesi düşünülemez.Her ne kadar orucun bizim bildiğimiz ve bilemediğimiz bir takım hikmetleri var ise de,bu hikmetler orucun (farz) olmasının asıl sebebi değil,belki onun neticesidir.
Ramazan orucunun, dünyevî ve uhrevî, ferdî ve içtimaî pek çok faydaları vardır. • İnsan, ruhla cesetten ibaret bir varlıktır. Dolayısıyla insanın yiyip içtiği yiyecekler, yaptığı hareketler ve yapmaya çalıştığı ibadetler hem cesedine hem de ruhuna bir takım tesirler etmektedir.
1-Oruç, Nimetlerin Değeri Öğretir. • Cenâb-ı Hak, yeryüzünde insanların istifadesine sunmuş olduğu sayısız nimetleri için, bir fiyat ve karşılık olarak, onlardan sadece şükür istemektedir. • Şükür ise, bütün nimetleri Allah'tan bilmek, o nimetlere hakikî ihtiyacını hissedip kıymetini tam takdir etmekle olur. • وَآتَاكُم مِّن كُلِّ مَا سَأَلْتُمُوهُ وَإِن تَعُدُّوا نِعْمَتَ اللّهِ لاَ تُحْصُوهَا إِنَّ الإِنسَانَ لَظَلُومٌ كَفَّارٌ • “O size istediğiniz her şeyden verdi. Allah'ın nimetini sayacak olsanız sayamazsınız. Doğrusu insan çok zalim, çok nankördür!” (İbrahim,34)
“O mahiler ki deryada yüzer, deryayı bilmez.” • İşte Ramazan orucu, hakikî, hâlis, çok büyük ve umumî bir şükrün anahtarıdır. Zira başka vakitler çok kişi, hakikî açlık duymadığı için, pek çok nimetlerin kıymetini takdir edemez. O nimetlere ne derece ihtiyacı olduğunu hakkıyla hissedip bilemez. • Halbuki iftar vaktinde hakikî açlığın verdiği iştahla, kuru bir ekmeğin bile ne kadar kıymetli bir nimet olduğu yakînen hissedilir. • En zengininden en fakîrine kadar her mü'min, nimetlere ihtiyacını hissedip değerini anlamakta mânen bir nevi şükre mazhar olur.
Mü'min, nimetlerin değerini anlamakla mânen bir nevi şükre mazhar olur. • Nimetlerin içinde yüzen insan, oruçla onların kıymetini anlar, şükrünü eda etmeye çalışır.
Başta besmele, ortada nimeti vereni tefekkür, sondada hamt. • وَإِذْ تَأَذَّنَ رَبُّكُمْ لَئِن شَكَرْتُمْ لأَزِيدَنَّكُمْ وَلَئِن كَفَرْتُمْ • إِنَّ عَذَابِي لَشَدِيدٌ • "Hatırlayın ki Rabbiniz size: Eğer şükrederseniz, elbette size (nimetimi) artıracağım ve eğer nankörlük ederseniz hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir! diye bildirmişti.(İbrahim,7) • Hem oruçlu herkes, yemeden içmeden uzak kalma mecburiyeti cihetiyle, nimetlerin hakiki sâhip ve mâlikini de idrâk eder. Nimeti nimet bilir ve o nimeti vereni düşünür. Bu cihetle de mânen bir nevi şükür vazifesini yerine getirmiş olur.
2-Oruç fakirin halini hatırlatır. • İnsanlar, maişet ve geçim yönünden aynı seviyede yaratılmamış; fakir, zengin, orta halli gibi bâzı sınıflara ayrılmıştır. Cenâb-ı Hak, maişetteki bu farklılık sebebiyle, zenginleri fakirlerin yardımına dâvet etmektedir. • Tâ ki zenginle fakir arasında büyük bir yaşayış farkı meydana gelmesin. Fakirler de zenginler gibi insanca bir yaşayışa, zarurî ihtiyaçlarını te'min edebileceği normal bir hayat seviyesine kavuşsun...
Oruç fakirin halini hatırlatır. • Tok açın halinden anlamaz • Zenginlerin ve imkân sahiplerinin, fakir-fukaranın yardımına koşması ise, ancak onların acınacak hallerini ve açlıklarını, imkânsızlıklarını yakînen bilmeleri, bir nebze olsun yaşamaları ve hissetmeleri ile mümkündür. Bu da en iyi şekilde oruçla gerçekleşir.
3- Oruç cemiyette birlik ve beraberliği sağlar. • Bütün inanların aynı anda oruca başlamaları, akşam iftarı beraber beklemeleri, sahura kalkmaları,teravihi cemaatle kılmaları, kadir gecesini ihya etmeleri, beraberce bayrama girmeleri çok sağlam bir kardeşliğe ve hakiki bir sevgiye vesile olur. • Peygamber Efendimiz buyurdular ki:"Müminler, birbirlerini sevmekte, merhamet etmekte, şefkat göstermekte tek vücut gibidirler. O vücudun bir organı rahatsız olursa, diğer organlar da acı çekip uykusuz kalır.“ (Buhârî, Edep 27.) • Bir sofra etrafında bütün bir ailenin iftarı beklemesi, ailede sevgi ve muhabbetin artmasına vesile olacaktır.
Oruç insana iktisadı öğreten bir muallimdir. • Cem'iyette sınıflar arasında gerçek bir yardımlaşma ve dayanışmanın te'sis edilmesi büyük bir zarurettir. Aksi takdirde fakirlerde zengine karşı kin ve hased, zenginlerde ise fakire karşı küçümseme duyguları gelişir ki, bunun sonucu olarak da toplumun huzur ve saadeti kaybolur, âsâyiş ve iç güvenliği tehlikeye düşer. • Demek ki huzurlu bir cem'iyet yapısına kavuşmak için, sınıflar arasındaki uçurumların doldurulması, zenginle fakir arasında tam bir yardımlaşmanın temini ve karşılıklı hürmet, merhamet ve sevgi bağlarının te'sisi şarttır.
4-Orucun, Nefsin Terbiyesine Bakan Faydası: • İnsan nefsi, kendisini hür ve serbest ister, kendisine hiç karışanı olmadan, dilediği tarzda hareket etmeyi fıtrî olarak arzular. Mahiyetindeki âcizlik ve zayıflığı, kusur ve hatâları görmeye yanaşmaz. Hadsiz nimetlerle beslenip yaşatıldığını, terbiye olunduğunu asla düşünmek istemez. • Üstelik, servet ve iktidarı da varsa, gaflet içinde, ilâhî nimetleri dilediği gibi tüketir. Âdeta ölümsüz bir hayatı varmış, gibi bütün varlığıyla dünyaya sarılır, birçok kötü ahlâk ve günahlar içinde yuvarlanıp gider.
Nefsin dizginini elde tutmak, insanlar için vazgeçilmez bir ihtiyaçtır. • İnsan, iradenin hakkını vermeli ve nefsi besleyen muslukları kısmalı. Aksi takdirde, nefis, daima şeytana açık kapı olacaktır. • Şeytan gibi nefisten de insana dostluk gelmez. • Hz.Peygamber: “Senin en büyük hasmın, iki kaşın ortasındaki nefsindir.” • Bir savaştan dönerken: “Şimdi küçük cihaddan, büyük cihada dönüyoruz.”
Orucun, Nefsi Olgunlaştırır. • İşte Ramazan-ı şerîf'te tutulan oruç, en zengininden en fakirine kadar herkese, nefsinin gerçek mahiyetini gösterir. Hiçbir kimsenin kendi nefsine mâlik olmadığını; Allah'ın izni ve emri olmadan hiçbir şey yapılamayacağını hatırlatır. • Oruç sayesinde nefsin ne derece zayıf ve âciz olduğu, ne kadar çürük ve dayanıksız bulunduğu bütün çıplaklığıyla ortaya çıkar.
Allah Resûlüsallallahu aleyhi ve sellemin duasında: • "Allahım! Acizlik, tembellik, korkaklık, yaşlılık, cimrilik, ihtiyarlık ve kabir azabından sana sığınırım. • Allahım! Nefsime takvasını ver ve onu temiz eyle! Onu yalnız sen temiz edersin. Onun koruyucusu ve efendisi sensin. • Allahım! Fayda vermeyen ilimden, korkmayan kalpten, doymayan nefisten ve kabul olunmayan duadan sana sığınırım."(Müslim, Zikir 73.)
5- Orucun, Nefsin Fir'avunluk Damarını Kırmasına Bakan Faydası: • İnsandaki nefs-i emmâre, Rabbini tanımak, O'nun emirlerine boyun eğmek istemez. Nefsin bu damarını açlıktan başka hiçbir şekilde kırmak mümkün değildir. • İşte Ramazan orucu, doğrudan doğruya nefsin fir'avunluk cephesine darbe vurup kırar; ona za'fını ve fakrını hissettirerek Allah'ın âciz bir kulu olduğunu bildirir. Rivayete göre, • Cenâb-ı Hak nefse: Ben kimim, sen kimsin? • Nefis de: Ben benim, sen sensin! diye cevab vermiş. • Bunun üzerine Allah ona azab vermiş, • Hangi azâbı verdiyse, nefis gurur ve enaniyetinden vazgeçmemiş. Nihayet uzun süre aç bırakarak bir nevi oruç tutturmuş, sonra tekrar sormuş: • - Men ene vema ente • - Sen benim Rabb-i Rahîmimsin, bense senin âciz bir kulun...
6- Oruç, insanı melekiyete yükseltir. • İnsan meleklerin altında, diğer canlıların ise üstünde yaratılmıştır. • لَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنسَانَ فِي أَحْسَنِ تَقْوِيمٍ • ثُمَّ رَدَدْنَاهُ أَسْفَلَ سَافِلِينَ • إِلَّا الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ فَلَهُمْ أَجْرٌ غَيْرُ مَمْنُونٍ • Allah insan yüceler yücesi bir makamdan, aşağılar aşağısı bir seviyeye uzanan çizgide yol almaya muktedir kılmıştır.
7- Orucun, Kur'ân-ı Kerîm'in Nüzûlüne Bakan Faydası: • شَهْرُ رَمَضَانَ الَّذِيَ أُنزِلَ فِيهِ الْقُرْآنُ هُدًى لِّلنَّاسِ وَبَيِّنَاتٍ مِّنَ الْهُدَى وَالْفُرْقَانِ • Oruç ayı olan Ramazan ayı, Kur'ân-ı Hakîmin Resûl-i Ekrem'e (asm) indirilmeye başlandığı mübarek bir aydır. İlâhî vahyin ilk lemeân etmeye, hidâyet nurlarını saçmaya başladığı böyle ulvi ve yüce bir aya, insanların ne çok hürmet etmeleri gerektiği ve bu İlâhî hâtırayı kalb ve gönüllerinde devamlı olarak yaşatmalarının ne derece zaruret olduğu apaçık ortadadır.
Orucun, Kur'ân-ı Kerîm'inNüzûlüne Bakan Faydası: • İşte, oruç ibâdetinin bu ayda farz kılınmasının bir hikmeti de budur. • Oruç ibâdeti, Kur'ân'ın ruhu ve dâvetiyle, hedef ve gayesiyle ve indirilmesindeki İlâhî hikmetle son derece mütenasibdir. Kur'an bizatihî hidâyet ve nurdur. İnsanları takvâ ve merhamete, adâlet ve eşitliğe, iyi muamele ve muaşerete, doğruluğa, ihlâsa, nefsin hile ve desiselerinden temizlenmeye teşvik eder. Oruç ve onun hikmeti de böyledir. Çünkü oruç da insanları doğruluğa, ihlâsa, iyiliğe, nefis terbiyesine, merhamete yöneltir. Nefsi sabra, güçlük ve meşakkatlere katlanmaya, karşılaşılacak her türlü zorlukları yenmek ve engelleri aşmak için gereken dikkat ve metanete sevk eder.
Orucun, Kur'ân-ı Kerîm'inNüzûlüne Bakan Faydası: • Kısacası, oruç, Kur'an ayı olan Ramazan ayına en lâyık bir ibâdettir ve Kur'ân-ı Kerîm'in nüzûlünün sene-i devriyesini tes'îd ve ihyâ mahiyetinde büyük bir mânevî festivaldir. • Kur'ân ve Orucun Hedef Birliği“Orucun farz kılınış sebebi müttakî insan olmaktır. Dolayısıyla Kur’ân ve oruç, takvalı insan yetiştirme konusunda aynı hedefi paylaşmaktadırlar. Kur’ân, evrensel ilkeleriyle insanın beynini ve gönlünü donatır; oruç da onun ruhunu ve bedenini donatır.” • Prof. Dr. Ali AKPINAR *
8- Ramazan ahiret için en karlı ticaret ayıdır. • Orucun, İnsanın Hakîm'in herbir harfinin sevabı, hadîslerin bildirdiğine göre, on hasene iken, Ramazan-ı şerîf'te herbir harfin sevabı on değil bin ve Uhrevî Kazancına Bakan Faydası: • İnsanoğlu bu dünyaya, âhireti için ziraat ve ticaret etmeye gelmiştir. Oruç ayı olan Ramazan-ı Şerîf ise, insanın bu uhrevî ticaret ve ziraati için en bereketli bir zamandır. Çünkü Ramazan-ı şerîf'te işlenen amellerin sevabı bire bindir. Kur'ân-ı Ramazan-ı şerîfin Cumalarında daha fazla olur. Ve Kadir gecesinde de 30 bine kadar çıkar. • Bu bakımdan Ramazan-ı şerîf, âhiret ticareti için, çok kârlı bir pazar; uhrevî hâsılat için gayet bereketli bir zemindir. • Gerçekten de Ramazan-ı şerîf, bu fâni dünyada, fâni ömür içinde, kısa bir hayatta, bâkî bir ömür ve uzun bir hayatı kazanmaya en büyük vesiledir.
İmam-ı Rabbani hazretleri de buyuruyor ki: • Mübarek Ramazan ayı, çok şereflidir. Bu ayda yapılan, nafile namaz, zikir, sadaka ve bütün nafile ibadetlere verilen sevap, başka aylarda yapılan farzlar gibidir. Bu ayda yapılan bir farz, başka aylarda yapılan yetmiş farz gibidir. Bu ayda bir oruçluya iftar verenin günahları affolur. Cehennemden azat olur. O oruçlunun sevabı kadar, ayrıca buna da sevap verilir. O oruçlunun sevabı hiç azalmaz.Bu ayda, emri altında bulunanların, işlerini hafifleten, onların ibadet etmelerine kolaylık gösteren âmirler de affolur, Cehennemden azat olur. Ramazan-ı şerif ayında, Resulullah, esirleri azat eder, her istenilen şeyi verirdi. Bu ayda ibadet ve iyi iş yapabilenlere, bütün sene bu işleri yapmak nasip olur.
9- Orucun Beden Sağlığına Bakan Faydaları: • * Oruç, sıhhatın anahtarıdır. Bir yıl çeşitli yemeklerle ve içilen meşrubatla yorulan, yıpranan sindirim organlarımıza dinlenme, toparlanma, güç ve kuvvet kazanma imkânları hazırlar. Devamlı çalışan bir makinanın muayyen zamanlarda nasıl bakıma ihtiyacı var ise, bunun gibi yorulan sindirim organlarımızın da hiç olmazsa senede bir ay dinlenmeye ve bakıma ihtiyacı vardır. Bunu da en iyi şekilde oruç ibâdeti yapmaktadır.
Bir Alman profesör: • İradenin takviyesi konusunda yazdığı kitapta orucu tavsiye ederek: • “insanın maddi meyillerinin esiri olmaması, nefsinin dizginlerine sahip bir hayat yaşaması için ruhun cesede hâkimiyetini temin edecek en tesirli yolun oruç olduğunu belirtir”.1 1-(Celal KIRCA, Kur’ân-ı Kerim de Fen Bilimleri, s.141)
Orucun Beden Sağlığına Bakan Faydaları: • * Oruç vücudun açlığa, susuzluğa karşı mukavemetini de arttırır. İnsana dayanıklılık ve tahammül gücü kazandırır. • * Oruç ömrü de uzatır. Çünkü o, sıhhatın devamını ve gençlik çağının uzamasını te'min edebilir. Uzun yaşayan bir hasta, tıp nazarında uzun ömürlü sayılmaz. Uzun ömür, vücûdun dinç ve sağlam kalması demektir. • Oruç, aynı zamanda, çalışan kimseler için sıhhat ve rahatlık kaynağıdır. Çünkü orucun verdiği hafiflik ve rahatlık sâyesinde iç organlarımız yediğimiz günlere nisbetle çok daha rahat çalışırlar. Bu rahat çalışma, bütün bedenimizde bir hafiflik ve zindelik meydana getirir. Ramazan günlerinde kendimizi kuş gibi hafif hissedişimizin sebebi, orucun verdiği bu zindeliktir.
"Her şey'in bir zekâtı vardır. Vücudun zekâtı da oruçtur.” • Aslında, iftar ve sahurda aşırı yemek, mideyi tıkabasa doldurmak da doğru değildir. Çünkü o takdirde beden ve ruha dinlenme, rahatlama imkânı, vücut fabrikasına yıllık bakım ve tamir fırsatı verilmemiş, oruçtan beklenen netice ve fayda da te'min edilememiş olur. • Orucun vücut sağlığı açısından taşıdığı önemi Peygamberimiz hadîs-i şerîflerinde şu şekilde beyan buyurmuşlardır: • "Oruç tutun! Vücudunuz sağlam (ve sıhhatli) olsun." • Yani, zekâtı vermek, nasıl malı ve malın pisliğini giderip temizliyorsa, oruç da vücudu temizleyip vücuttaki zehirleri, fazlalıkları bertaraf eder; insanı hastalıklardan kurtarır.
10- Orucun Ruh Sağlığına Bakan Faydaları: • Orucun, insanın ruh sağlığına ve mânevî hayatına verdiği bâzı faydaları şöylece sıralayabiliriz: • * Oruç, insan için maddî bir perhiz olduğu kadar mânevî bir perhizdir de... • Çünkü insan nefsi, yeme, içme konusunda dilediği şekilde hareket ettikçe, kişinin beden sağlığına zarar verdiği gibi helâl-haram demeyip rastgelen şeye saldırmak ve bulduğunu yutmakla da mânevî hayatını zehirler, ruh sağlığını tehlikeye düşürür. • Artık kalb ve ruhun emrettiklerini yapmak, gösterdiği yolda gitmek, o nefse zor gelir. İnsanı kendi istediği, canının çektiği istikamete doğru sürükleyip götürmeye başlar.
11- Orucun Ruh Sağlığına Bakan Faydaları: • İşte Ramazan-ı şerîf'te oruç vasıtasıyla, nefis, bir nevi perhiz ve riyazete alışır ve emir dinlemeyi öğrenir. • İlâhî emre boyun eğerek, haramlardan çekinmek hususunda da tam bir meleke ve kabiliyet kazanır. Böylelikle bedenî olduğu kadar mânevî ve ruhî sıhhat ve âfiyete de kavuşur.
Orucun Ruh Sağlığına Bakan Faydaları: • * İnsan midesi, vücuttaki bütün duygu ve cihazlarla alâkalı bir şekilde yaratılmıştır. • Âdeta mide büyük bir fabrika, vücuttaki bütün duygu ve cihazlar da o fabrikanın hademesi, işçisi, yardımcısı hükmündedir. Bu mide fabrikası, bütün sene boyunca hiç tatil ettirilmeden çalıştırılırsa, nefis, mideye yardımcı durumunda olan bütün duygu ve cihazları, devamlı mide ile meşgul ettirir; onların kendilerine mahsus ibâdetlerini ve ulvî vazifelerini insana unutturur. İnsanoğlu sanki dünyaya sadece yiyip içmek için gelmiş gibi, kalbi, ruhu, aklı, fikri ve sair bütün duyguları ile midenin ihtiyacını te'min, rızkını bulmak için seferber olur.
Orucun Ruh Sağlığına Bakan Faydaları: • İşte Ramazan-ı şerîf orucuyla, her müslüman, bu dünyadaki vazifesinin, sırf mideyi beslemek onun ihtiyaçlarını te'min etmek olmadığını anlar. • Ramazan-ı şerîf'te mü'minler, derecelerine göre, ayrı ayrı nurlara, feyizlere, mânevî sevinçlere mazhar olurlar. • Kalb ve ruh, akıl ve sır gibi lâtifeler, o mübarek ayda oruç vasıtasıyla çok terakki ve tefeyyüzde bulunur. Midenin ağlamasına bedel, sair duygular mâsumâne gülerler...
Gerçek manada oruç, kişinin maddi ve manevi bütün azalarına oruç tutturmasıdır. • Avam Orucu:Yeme içmeden kesilme • Havas Orucu :Azalara da oruç tutturma.Gözü haramdan, dili kötü söz ve gıybetten,kulağı haram işitmekten, eli harama uzanmadan, ayağı kötü yoldan koruma. • Havas’sü’l-Havas : Kalbe kötü duygu ve düşünceyi getirmeme.
Bereketli Bir Ramazan İçin….. • Hakiki manada oruç, Kur’an ayı olan Ramazanda kur’an okuma, yardım ve tasaddukta bulunma, Allah’ı zikretmekle olur. • Sabah-Öğle= Kelime-i Tevhid • Öğle-İkindi = Salat ve selam • İkindiden sonra = Lafzatullah