260 likes | 744 Views
DEĞER EĞİTİMİNDE VELİ. Yrd. Doç. Dr. Sevgi COŞKUN KESKİN SAKARYA ÜNİVERSİTESİ- EĞİTİM FAKÜLTESİ. Araştırma Problemleri. Velilere göre çocuğun evde kazandığı değerler hangileridir? Velilerin evde değer eğitimi yaparken kullandıkları değer eğitimi yaklaşımları hangileridir?
E N D
DEĞER EĞİTİMİNDE VELİ Yrd. Doç. Dr. Sevgi COŞKUN KESKİN SAKARYA ÜNİVERSİTESİ- EĞİTİM FAKÜLTESİ
Araştırma Problemleri • Velilere göre çocuğun evde kazandığı değerler hangileridir? • Velilerin evde değer eğitimi yaparken kullandıkları değer eğitimi yaklaşımları hangileridir? • Velilerin evde değer eğitimi verirken karşılaştıkları sorunlar hangileridir? • Velilere göre değer eğitimi verirken karşılaştıkları sorunların çözüm yolları nelerdir? • Velilere göre okul mu yoksa aile mi değer eğitimini kazandırmada daha etkin bir rol oynamaktadır?
YÖNTEM • Araştırmada, nitel araştırma yöntemlerinden fenomolojik desen kullanılmıştır. Fenomonolojik araştırmalarda fenomenler; olaylar, durumlar, tecrübeler veya kavramlar olabilir (Yıldırım ve Şimşek, 2011). Bu araştırmadaki fenomen ise velilerin ailede verdikleri değer eğitimine dair düşünceleridir. • Araştırma için amaçlı örneklemlerden ölçüt örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Bu amaçla çocukları, 2011-2012 bahar yarıyılında ilköğretim 6-8. sınıfta eğitim gören, orta sosyo ekonomik düzeyde, 33 ile 48 yaşları arasında 15 veli ile görüşmeler gerçekleştirilerek veri toplanmıştır. Velilerden 2 tanesinin çocuğu özel okulda, 12’sinin çocuğu devlet okulunda, bir velinin ise çocuklarından biri özel diğer 2’si ise devlet okulunda öğrenim görmektedir.
BULGULAR • 1. Velilere Göre Çocuğun Evde Kazandığı Değerler • 2. Velilerin Evde Değer Eğitimi Yaparken Kullandıkları Yaklaşımlar • 3. Evde Değer Eğitimi Verirken Karşılaşılan Sorunlar • 4. Değer Eğitimi Verirken Karşılaşılan Sorunların Çözüm Yolları • 5. Okul mu Yoksa Aile mi Değer Eğitimini Kazandırmada Daha Etkin Bir Rol Oynamaktadır
(İK,38,2): Evde, her gittiği ortamda öncelikle saygılı olması, insanlara sevgiyle yaklaşması, paylaşımcı olması gibi değerlerini vermeye çalışıyorum. • (AK,48,1): En çok saygı, sevgi, çalışkanlık vermeye çalışıyoruz. Büyüklerine karşı saygı, sevgi olmazsa olmaz. Bunlar en başta gelir. Bunları vermeye çalışıyoruz.
(FY,35,3): Çocuklarımıza dürüst olmayı, yalan söylememeyi, daha çok çalışmayı da, başarılı olmayı, kendilerine sürekli hedefler koymaları gerektiğini, sizin sürekli bir amacınız olsun, yaptığınız bir işi sonuna kadar en güzeliyle yapmaya çalışın diyoruz. İmkân da sunmaya çalışıyoruz açıkçası. Bir hobileri olsun. Siz isteyin, biz elimizden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyoruz. Öncelikle düzgün, sağlam karakterli insanlar yetiştirmeye çalışıyoruz. İlla şu, şurayı kazansın değil. Sağlam bir ruh yapısına sahip çocuklar. Öyle olursa her işte başarılı olur çocuklar.
Velilerin Evde Değer Eğitimi Yaparken Kullandıkları Yaklaşımlar
Telkin yoluyla • (FY,35,3): “Temizlikte, hijyenin önemini kendini temiz tutması, hem sağlık açısından hem çevresine karşı kötü kokacağından hastalık şeyini kazanacağını anlattım.Bunları anlatarak kazandırıyorum. Mesela zaman zaman çocuklar temizliği sevmezler. İnsanlar senden uzaklaşır, titiz olman lazım, dini açıdan da anlatmaya çalıştım. O şekilde temizlik şeyi oturdu. Şimdi oturduktan sonra şimdi [kendilerine] çok iyi bakıyorlar Allah’a şükür.”
Değer Açıklama Yoluyla • (KG,37,3): Bazen küçük bir tiyatro diliyle çocuğa çünkü bazı şeyleri sertlikle verdiğinizde ya da kızarak verdiğinizde hemen kolaylıkla yıkılmıyor. Hepimiz neticede insanız ve bazı şeylerin yıkılması sertlikten ziyade belki göstererek anlatarak değişik şekiller usuller uygulayarak ya da mesela ben kendi hayatımda kızımda şunun çok faydasını gördüm yaşadığım problemlerde. Mesela mektup yazıyorum. Çantasına koyuyorum cebine koyuyorum. Belki o an sinirlilik haliyle görmek duymak istemiyor ama sakin bir kafayla o mektubu okuduğunda değişik gelebilir. Mektup yazmaya ne gerek var ama insan zaman zaman yazarak zaman zaman belki tiyatrolaştırarak değişik şekillerde problemleri aşmaya çalışıyoruz. • (ŞA,35,2): Başta mesela hoşgörüyse hoşgörüyü tanımlıyorum. Sonra bir sürü örnekler veriyorum. Efendimiz’in hayatından örnekler çok işime yarıyor o noktada. Bak biz de O’nun gibi olmalıyız, diyorum. Sahabelerin hayatından örnekler veriyorum.
Gözlem Yoluyla • (İK,38,2): …Aslında çocukların bir kardeşi olmalı. Arkadaş, yani kendi aile olarak görüştüğün arkadaşlarının çocuklarıyla sürekli bir araya gelip çocuklar sosyal ortamda olmalı. Çocuklar ailenin bulunduğu sosyal ortamdan da dışlanmamalı. …Çünkü bebeklikten itibaren çocuk anneyi, ailesiyle birlikte sosyal ortamı paylaşıyor diğer insanlarla birlikte. Bu da çok önemli. Mesela yanındaki bir arkadaşını sevmesi gerektiğini, ona iyi davranması gerektiğini, vurmaması gerektiğini ailesiyle öğrenir. Yanında hiç kimse olmazsa çocuk onu sevmesi gerektiğini öğrensin. Zaten anne-baba sevgisi doğal olarak içinde var. Başka insanları sevmesi gerektiğini böyle öğrenir. Ya da küçük bir hayvan yetiştirsin ki, hayvan sevgisini öğrensin. Çocuklar sosyal hayatın içinde olacaklar. Ama biz de onları o sosyal hayatın içinde veliler olarak çok da yalnız bırakmıyacağız. Belki de biz de onları gözlemliyeceğiz ve yönlendireceğiz.
(FY,35,3): Tabii yaşlarının gereği birçok sıkıntıyla karşılaşabiliyoruz. Ergenlik de var. Mesela televizyon konusunda istediğimizi yaptıramıyoruz. Bir kural koysak da, şu kadar saat desek de, bakıyoruz o kadar saatten daha fazla olmuş. Evde kuralları biraz uygulatmak da zor oluyor.Arkadaşlarından veya çevrelerinden böyle görüyorlar. Çünkü çocuklar kendi aralarında şunu izledim, şu diziyi seyrettim gibi konuşuyorlar. Ondan merak ediyorlar, onlar da izlemek istiyorlar. Eğer hiç televizyon izlemeyen başka arkadaşları olsa bu sefer onlar neyle ilgileniyorlarsa onlarla ilgileniyorlar. Bu tamamen arkadaşlarına bağlı. Arkadaşları da çok etkiliyor.
(ZA,41,3) :…saygısızlık, bizim cahil olduğumuzu düşünmeleri, zamanın bunu getirdiğini söylemeleri, kuşak çatışması olduğunu söylemesi…. Sizin zamanınızda öyle değildi, bu şimdi böyle, arkadaşım öyle değil, arkadaşlarımın anne- babası izin veriyor, sen niye izin vermiyorsun, kızıyorsun? Arkadaşlarım mesela gece yarısına kadar dışarıda, ben de çıkabilirim, şeklinde. • (SK,33,2):Kıyaslama sorunu var. Anne işte bişey söylediğim zaman, karşı komşu, “Fatma teyze, çocuğuna böyle davranmıyor. Sen niye böyle yapıyorsun?”diyor. Anlamıyor. Ben de ona şöyle söylüyorum. “Sana göre onun yetiştirme tarzı doğru mu?” “yok, doğru değil” “işte ben de o yüzden böyle davranıyorum. Sen olsan çocuğuna nasıl davranırsın diyorum”, “senin gibi davranırım” diyor “işte ben de öyle davranıyorum” diyorum. Çocuk aklıyla anlayabiliyor ama ağır gelebilir şartlar. İleriki yaşlarda anlayacaktır sizin davranışlarınızı.
(KG,37,3): …Biz biraz daha geçmişte belki sıkıntılar içerisinde büyüyen bir nesildik. Hani maddi yönler olarak daha belki onlarla aramızda bir uçurum var denecek bir dönemin çocuğuyuz. Onlar ise içinde bulunduğumuz çağda teknolojiden dolayı dünya küçüktür misali her şeyden haberdar oluyorlar.Belki hiçbir şeyin çilesini, sıkıntısını çekmeden kazandıkları için ben geçmişle gelecek adına kıyas yaptığımda uygulamada ya da yaşamada zorlanabiliyorum. …Bizim yoktu, kıymetini bildik sahip olduğumuzda. Şimdi çocuklarımın var ama sahip çıkma veya onu değerlendirme konusunda daha müsrif görebiliyorum. Daha kıymet bilmeme görüyorum. Bu konuda değişik çatışmalar yaşayabiliyoruz. Hani sen sendin ben bendim, o zamandı bu zamandı gibi. Bunları da belki karşılıklı oturarak konuşarak aşmaya çalışıyoruz.
(İK,38,2): Şunu söyleyeyim, herhangi bir sorunla karşılaşmadım. Çünkü çocuklara çok küçüklükten itibaren, neyi yapmaları gerektiğini, ya da nasıl davranmaları gerektiğini vermeye çalıştık. Elimizden geldiği kadar babasıyla birlikte. Eşimle yani hemfikirdik. Birimizin yok dediğine diğeri evet demiyordu. Her türlü olayda, çocukların bir yere gitmeleri olayında olsun, bir şey istediklerinde olsun, her şeyde ikimiz de hem fikir[olduk], beraber hareket ettiğimiz için herhangi bir problemle karşılaşmadık.
Değer Eğitimi Verirken Karşılaşılan Sorunların Çözüm Yolları
Telkin yoluyla • (FY,35,3): İkiz oldukları için çok fazla kıyaslama imkânımız, fırsatımız oluyor. O tamamen fıtratlarıyla ilgili. İkizlerimiz var. Çift yumurta ikizleri. İkisi de kız. 13 yaşındalar. Ya bunların fıtratları çok farklı. … biri mesela çok titiz, temiz. Bir yer dağınık olsa hemen toplar, “anne burası çok dağınık” diyor. Öteki de tamamen farklı. Aynı şekilde büyüdüler. Aynı evde, aynı odayı paylaşıyorlar. … Ama çok farklılar. Bir misafir gelse birine sen mutfağa gir, diğerine sen odana git ders çalış demiyoruz tabi ki, ama böyle oluyor. Birine kapıya sen bak, diğerine terlikleri hazırla diyorum. Biraz fıtratıyla ilgili. Onlara nasıl davranmaları gerektiğini anlatıyoruz. Biri çok isteksiz davranıyor, hatta bizim zorumuzla böyle davranıyor[iş yapıyor]. Diğerine de bir şey söylemesek de çok saygılı davranır o. Biz söylemeden de birçok şeyi yapıyor o. Ama öteki de bizim baya bir zorlamamızla yapıyor. Ancak çok ısrar edersek, hadi gel, yardım et dersek geliyor.
Değer Açıklama Yoluyla • (GD,36,2): Sonradan sinirimiz geçtiği zaman konuşmaya çalışıyoruz. O diyor; sen bana şöyle yaptığın için böyle yaptım diyorum. Ama sinirimiz geçtiği zaman karşılıklı konuşuyoruz, herkes hatalarını söylüyor. Biz de şöyle bişey var, babaları da diyor. Kızım anne- baba diye karşınızdaki çekinmeyin, haklı olduğunuz zaman kendinizi savunun. Kendini bana karşı savun diyor. • (KG,37,3): Haftada bir Pazar günleri evde toplantılar yapıyoruz. Bu hafta ki doğrularımız yanlışlarımız birbirimize karşı davranışlarımızda artılarımız eksiklerimiz. …Çocuklarımızdan birini yazı [kâtip olarak] için seçiyoruz. O hafta önümüzdeki haftaya dair, kendimize dair, arkadaşlarımıza çevremize dönük, dünyaya dönük, belki dışa dönük üzerimizdeki sorumlulukları birlikte paylaşmaya çalışıyoruz.
Çözümsüz • (ME,37,3): Bir çözüm yolu bulamıyorum. … şey diyorum, eğer anneden gizli gizli bir şey yaparsanız babanıza söylerim diyorum. Bir şekilde onları korkutmaya çalışıyorum. Yanlış yapmasınlar diye. Ama bilmiyorum ki yanlış mı yapıyorum.
Okul mu Yoksa Aile mi Değer Eğitimini Kazandırmada Daha Etkin Bir Rol Oynamaktadır • Bu bağlamda 2 veli değer eğitiminin okul ve ailede birlikte önemli olduğunu belirtmiştir. 13 veli de sadece ailenin önemli olduğunu ifade etmişlerdir. Hem okul hem ailede önemli olduğunu belirten (FS,34,2) ve (KG,37,3) gerekçelerini şu şekilde açıklamışlardır. • (FS,34,2):Önce aileden alıyor zaten çocuk. Sonra ters etkisi de olabilir okulun. Bazen arkadaş çevresi ters etkileyebilir. Çünkü çocuğun vaktinin çoğu okulda geçiyor. Ailede alıyor ama bozulabilir. Yani küçükken aile önemli ama büyüyünce okul daha önemli bence öyle. • (KG,37,3):Yani tamamen aile ya da tamamen okul değil de yerine göre oluyor. İkisinin de birlikte etkili olduğu zamanlar da oluyor
Ailenin değer eğitiminde neden daha etkili olduğunu söyleyen velilerin düşünceleri analiz edildiğinde genel olarak şu sonuçlar ortaya çıkmıştır: • Çocuk sevgi ve ilgiyi ailede görür. • Okulda verileni aile desteklemezse, verilen eğitim boşa gider. • Ailede değerler yeterince verilmezse bunun eksikliğini okulları gideremez. • Evde hem akrabalar hem de ebeveynler olduğu için öğretilen değerler okullara nazaran daha fazla ve farklıdır. • Çocuk değerlerin temelini ailede alır. • Aile çocuğuna okuldan daha çok zaman ayırır. • Aileler değerlere okullardan daha çok önem verir. • Değer eğitiminde kritik dönem 0-6 yaş aralığında ailede verilmektedir. Bu nedenle bu yaşlarda aile değer eğitimi için önemlidir.
(GD,36,2): Aile, bence aile gelir ki problemli bir ailenin çocukları hemen kendini belli ediyor. Çocuğun dış yapısından, tavırlarından, davranışlarından fark ediyorsun. Çocuğun sevgiyle ilgiyle büyümesi lazım, çocuğun önce ailede saygıyı kazanması lazım.
(FY,35,3):Aile önemli… Mesela benim komşum anaokulu öğretmeni. Buranın kenar mahalle gibi bir semtinde öğretmenlik yapıyor. Anlatıyor. Mesela bir anaokulu öğrencisi küfürlü konuşuyor. Öğretmeni ona “oğlum çok ayıp konuşuyorsun” demiş. “Sen bunu söyleme bak, eğer o kelimeyi kullanmazsan sana hediye alacağım bak” demiş. Çocuk “öğretmenim, benim babam her gün söylüyor, annem hiç kızmıyor” demiş. Yani anlatıyor komşum, hani ailelerin, anne- babaların öyle olduğu bir yer, duyduklarından tutun da gördüğü her şeyi yapması. Birbirlerinin eşyalarını izinsiz almayı normal görüyor o da. Sorumsuz veya çocukların kendi kendilerine okullara gidip gelmelerinden tutun da. Birisi bişey anlatmıştı. Ailelerin de etkisi var demek ki bu noktada. • (F
(FY,35,3): Adaletli olmasını, dürüst olmasını. Bunların okuldan ziyade evde, ailenin verebileceğini düşünüyorum. Bizim evdeki hali görünce temeli evde alır çocuk diyorum. Yani nasıl bir ailede yetiştiğine bağlı. Dindar bir ailesi varsa, daha merhametli yetişir.Adil bir ailede yetişiyorsa, çocuk da bunu görür, onu yapar.Ailede yetişmesi önemli bence, okuldan az etkilenir, diye düşünüyorum. • (Nİ,40,3):Ailede nasıl eğitim görürse, aile nasıl eğitim verirse öyle gider. Aile ne yaparsa o şekilde. Okul bir yere kadar. Ama ailesiyle sürekli beraber. • (İK,38,2):Önce aileden temeli alacak ki okulda da öğretmenleri evde almış olduğu değerleri geliştirebilsin diye düşünüyorum. Ama evde hiç bişey almadıysa çocuk, aile ortamında almadıysa okulda kazandırmaya çalışmak bence yeterli olmuyor. Her çocuk üzerinde yeterli olmuyor daha doğrusu.
(SK,33,2):Hı, hı. Yaş itibariyle üçle altı yaş arası çocukların her şeyi kabullenmeleri, kişiliklerin oturması diyeyim, önce ailenin vermesi gerekiyor. Sonra okula gittiğinde bunun devam etmesi gerekiyor. • (FS,34,2): Önce aileden alıyor zaten çocuk. Sonra ters etkisi de olabilir okulun. Bazen arkadaş çevresi ters etkileyebilir. Çünkü çocuğun vaktinin çoğu okulda geçiyor. Ailede alıyor ama bozulabilir. Yani küçükken aile önemli, ama büyüyünce okul daha önemli. Bence öyle. • (FB,37,3):… İlk önce bence aile…İlk aile gelir, yani ilk 3 yaşa kadar zaten kişiliği [oturur]… Ondan sonra çocuğu değiştiremezsin. …