340 likes | 635 Views
SUNUM. DİYALOG NEDİR?. İNSANLARLA DİYALOG KURMANIN 7 TEMEL İLKESİ. Diyalog kelimesi Yunanca’daki “dia” ve “logos” kelimelerinin birleşiminden oluşur. Bizdeki sözlük anlamı ise bilindiği gibi karşılıklı sohbet, iki kişinin karşılıklı konuşmasıdır.
E N D
Diyalog kelimesi Yunanca’daki “dia” ve “logos” kelimelerinin birleşiminden oluşur. Bizdeki sözlük anlamı ise bilindiği gibi karşılıklı sohbet, iki kişinin karşılıklı konuşmasıdır. Bu anlamıyla diyalog, tek kişinin konuşması anlamındaki monologun zıddıdır.
Diyalog, bir konu etrafında iki farklı görüşe sahip iki veya daha fazla kişinin konuşmasıdır. Eğer; iki veya daha fazla kişi, benimsenen aynı görüşü ifade ederlerse bu monolog olur. Özetle: Diyalog fikir ayrılığını, monolog fikir birliğini ifade eder.
Diyalog, iki görüşten birisinin doğrulanması, diğerinin yanlışlanmasıdır. Biz bu sunumumuzda; farklı görüşlere sahip kişi veya kişilerin birbirlerini kırmadan, güven dolu diyalog kurmalarının ilkelerinden bahsedeceğiz.
1. İlke İyi Bir Dinleyici Olmaktır İnsanlar genellikle dinlemekten çok konuşmayı tercih ederler. Fakat gerçek şudur ki; öğrenmenin yolu dinlemekten geçer. Çünkü konuşurken öğrenemeyiz. Dünyanın neresine giderseniz gidin, insanlara, onlara değer verip önemsediğinizi göstermenin en iyi yolu onları samimi bir şekilde dinlemektir.
Onlar sizin çok şey bildiğinizle ilgilenmezler. Sözlerinin kesilmemesini, önce görüşlerinin dinlenmesini isterler. İnsanları dinlemek, onları önemsediğinizi göstermenin en iyi yoludur. Bu şekilde davrandığınızda muhatabınız olan insan, onu önemsediğinizi anlamakla kalmaz, aynı zamanda bunu hisseder. Muhatabınızı size karşı pozitif ve saygılı davranmaya sevk eder.
2. Temel İlke: İnsanlar Daha Çok Kendileriyle İlgilidirler Bir insanın kendi adı, onun ana dilindeki en değerli kelimedir. Onlara isimleriyle hitap edin. “Ben, beni, benim” zamirlerini konuşmalarınızdan çıkarın. “Siz, sizi, sizin” sihirli zamirlerini kullanın.
İnsanlarla harika bir diyalog kurmanın başka bir yolu da onların iletişim tarzlarını anlamaktır. Karşınızdaki kişinin konuşmasındaki tonlaması, konuşma hızı, beden dili nasılsa siz de aynı tonlama, konuşma hızı ve beden diliyle cevap verin. İnsanlar kendilerine benzeyen kişilere karşı daha rahat ve açık davranırlar. Bu tarza “aynalama yapmak” denir.
Aynalama yöntemi, insanları kendi tarafınıza çekme konusunda olağanüstü etkisi olan bir tekniktir. Unutmayın ki insanlar kar tanelerine benzerler. Birbirine tamamen benzeyen kar tanesi yoktur. Eğer insanları aynalarsanız, size karşı açık davranırlar. Bu sizi başarıya götürecek sihirli anahtarlardan bir tanesidir. Çünkü sizi kendileri gibi görmeye başlarlar.
3. Temel İlke: Sorulara Cevap Vermeden Önce Biraz Sessiz Kalın Bu tavrınız, söylenen şeyler üzerinde düşündüğünüzü gösterir. İnsanlar, söyledikleri şeyler üzerinde düşünülmesini ve söylediklerine değer verilmesini isterler. Biraz beklemeniz aynı zamanda size de cevap vermek için düşüncelerinizi toplayacak zaman kazandırır.
4. Temel İlke: Konuya Odaklanarak Net Bir Şekilde Konuşun Konuşmalarınızda kısa ve net olun. Konudan konuya, oradan oraya zıplayan veya aynı şeyleri uzatarak anlatan bir insanı dinlemekten daha korkunç bir şey olamaz. Bu bir piyanistin piyano çalarken parmaklarını hangi tuşlara basacağını düşünmesi gibidir. Müziği dinlemek yerine azap duymaya başlar.
5. Temel İlke: İlk İzlenim Çok Önemlidir İnsanlar, bizim hakkımızda edindikleri izlenimin %90’ını onlarla olan birlikteliğimizin ilk 4 dakikasında edinirler. İlk izlenimi altın kalitesine ulaştırmanın 3 yolu vardır. • Muhatabınızı elini nazikçe sıkın. O sizin elinizi nasıl kavrıyorsa siz de öyle kavrayın. • Tebessüm gücünü kullanın. Tebessüm ettiğinizde, insanlar size karşı güven duyarlar. • Giyim tarzınız başarınıza yardımcı olsun.
6. Temel İlke: Anlatacağınız Bir Öykünüz Olsun Bir konuyu vurgulamak istediğinizde bir hikâye anlatın ve bir hikâye anlattığınızda da, bir konunun altını çizin. Kendi yaşadıklarınızdan örnekler verin. Bu hikâyeler, konunun unutulmamasını sağlar.
7. Temel İlke: Kendi Değerinizin ve Elinizdeki Fırsatın Değerinin Farkında Olun Başarı konusunda sınıfta kalmanızı veya geçmenizi sağlayacak olan şey inancınızdır. Anlattığınız ne ise, mutlaka inandığınız bir konu olmalıdır. Bir konuya ya inanırsınız ya da inanmazsınız. Eğer kendinizi arada bir yerde hissediyorsanız hemen harekete geçin ve inancınızı güçlendirin.
“Sağlam bir inanç başkalarına da geçer.” Abraham LINCOLN, başarılı bir diyalog için şu tavsiyede bulunuyor: “Eğer bir kimseyi bir konuda ikna etmek istiyorsanız, önce onun arkadaşı olduğunuzu ona hissettirmelisiniz.”
Öneri: Bilginin kendi başına bir anlamı yoktur. Ancak, bilgiyi kullanarak ve uygulamaya dökerek bazı sonuçlara ulaşırsınız, anlamlı şeyler yapmış olursunuz. O hale bu önerileri kullanmakta yarar olduğunu düşünmekteyiz.
ZOR İNSANLARLA NASIL DİYALOG KURULUR? “Zor İnsanlarla Başa Çıkmak” kitabının yazarı Robert M. BRAMSON bazı insanların neden farklı tavırlar sergilediklerini şöyle açıklıyor: “Bazı insanlar karşılarındakinin performansını düşürmek ve onların şevkini kırmak için bilerek zor tavırlar sergiler.”
Her zor insan birbiriyle aynı davranışları sergilemez. Bazı zor insanlar sürekli konuşup hiç dinlemezken, diğerleri de hep son sözü söylemeyi tercih eder. Kimisi sürekli sizi eleştirir. Bazısı sessiz, bazısı agresif olabilir. Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Kültegin ÖGEL zor insanların davranışlarını şu şekilde belirtiyor:
Eğitimi ve bilgisi yetersiz olmasına rağmen kendisini çok iyi sananlar • Bilgisi ve deneyimi yetersiz olmasına rağmen kendisini iyi sananlar • Öncelikleri belirlemede beceri sahibi olamayanlar • Hatasını olgunlukla kabul edemeyen, sürekli açıklama yapıp kendisini temize çıkarmak isteyenler • Yavaş düşünen ve yavaş hareket edenler
İşleri karıştıranlar • Hiç konuşmayan, bilgiyi zorla ağzından aldığınız kişiler • Yanlış anlamakta ısrar edenler • Karşısındakinin söylediklerine önem vermeyenler • Konum farklılıkları nedeniyle görüşürken o farkı hissettirenler • Karşılarındakine saygı göstermeyenler
Yavaş hareket eden ve birçok defa tekrar edilmesi zorunda kalınanlar • Sadece kendi yaptığı şeyin önemli olduğunu düşünenler • Sürekli olaylar ve etrafındakiler üzerinde kontrol oluşturmaya çalışanlar • Empati kuramayanlar • Her zaman “ben haklıyım” diyenler
Zor İnsanlara Yaklaşım Nasıl Olmalı? Zor insanların özellikleri daha da arttırılabilir. Ancak tüm bu özellikler ışığında zor insanları 5 ana başlık altında toplamak mümkündür. Agresif İnsanlar: Saldırgan davranışlar içinde bulunan bu kişilere sakin bir şekilde kendinizi ifade edin ve size yönelik saldırgan tavırlara kendinizden emin bir şekilde karşılık verin.
Her Şeyi Bilenler: Bu kişilerle mücadele ederken iyi hazırlanmak gerekir. Asla meydan okumayın. Aksine yeteneklerini övün. Gerektiğinde hatalarını ortaya çıkaracak sorular sormaktan çekinmeyin.
Şikâyetçiler: Karşılarındakine güvenmezler. Kendilerine olan güvenleri de çok değildir. Eksik olan özgüvenlerini saklamak için memnuniyetsiz, her şeyden ve herkesten şikâyet eden bir tavır içine girerler. Bu insanlara “Başkalarının göremediklerini görüyorsun” şeklinde onların güvenlerini arttıracak cümlelerle yaklaşın. Dinleyin ama asla tartışmaya girmeyin. Ona karşı savunmacı davranmayın.
Mağdurlar: İyi dinleyin ve onu anladığınızı gösterin. Soruna odaklanarak onu değişim için motive edin. Gizlice Saldıranlar: Bu insanlara karşı ne kadar geri çekilirseniz o kadar üstünüze gelmeyi severler. Geri çekilmeyin. Şakaya vurun.
Değerli Başkanım, değerli arkadaşlarım Sizlere muhtelif kişisel gelişim uzmanı yazarların, psikologların, insanlarla diyalog kurmada, karşılıklı olarak yapılan müzakerelerde, kimseyi kırmadan dökmeden güven dolu diyaloglarda bulunmada nelere dikkat edilmesi gerektiği hakkındaki görüşlerini arz ettim.
Zor insanlarla diyalogda: zor insanın psikolojisini yansıtarak, onlara bizim davranış biçimimizdeki tutumumuzda nasıl hareket edileceğinin önemini yansıttım.
Bu görüşlere katılırız ya da katılmayız. Ancak şu konuya da değinmeden geçemeyeceğim. Tüm toplumsal yasaklar, gelenekler ve görenekler elbirliği ile yıllardır bize konuşma hakkının; Derebeylikte – Beyin Krallıkta – Kralın İmparatorlukta – İmparatorun Şahlıkta – Şahın Padişahlıkta – Padişahındır şeklinde empoze edilmiştir.
İşte bu anlayışın bizi getirdiği yer sonucunda: Söz gümüşse sükût altındır. Bülbülün çektiği dili belasıdır. Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar. Büyüklerin yanında küçüklere söz düşmez. Vs. Böylece ortaya suskun bir insan tipi çıkmıştır.
Cumhuriyet döneminde yani demokratik yönetimde ise konuşma hakkının sadece yönetenlerin hakkı olduğu görüşü yerine, hem yönetenlerin hem de yönetilenlerin, hem konuşanın hem de dinleyenin hakkı olduğu benimsenmiştir. Çünkü konuşma insan varlığının ve başarısının ön şartıdır.
Ancak; Kutadgu Bilig’in Aman sözün aydın olsun. Işık saçsın öz olsun. Bakan köre göz olsun. Dediği gibi gerçekçi, yol gösterici ve yapıcı olmalı ki, gerek kişisel gerekse toplumsal diyaloglarda müspet sonuca ulaşalım. Saygılarımızla
TEŞEKKÜR EDERİZİSTESOB EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜEğitim Müdürü: Metin İÇTEMEğitim Müd. Asistanı: Ahmet Z. GÜNDOĞDU