1 / 27

DÜNYA’DA VE TÜRKİYE’DE UN SANAYİSİNİN GELİŞİMİ VE SORUNLARI NİSAN-2010

DÜNYA’DA VE TÜRKİYE’DE UN SANAYİSİNİN GELİŞİMİ VE SORUNLARI NİSAN-2010. Hazırlayan: Prof. Dr. Birol AKGÜN. UN SEKTÖRÜ NEDEN ÖNEMLİ?. İnsanların değişmez ihtiyaçlarının başında beslenme sorunu gelir. beslenme sorunu içerisinde gıda önemli ve öncelikli bir yer alır.

skule
Download Presentation

DÜNYA’DA VE TÜRKİYE’DE UN SANAYİSİNİN GELİŞİMİ VE SORUNLARI NİSAN-2010

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. DÜNYA’DA VE TÜRKİYE’DE UN SANAYİSİNİN GELİŞİMİ VE SORUNLARINİSAN-2010 • Hazırlayan: Prof. Dr. Birol AKGÜN

  2. UN SEKTÖRÜ NEDEN ÖNEMLİ? • İnsanların değişmez ihtiyaçlarının başında beslenme sorunu gelir. • beslenme sorunu içerisinde gıda önemli ve öncelikli bir yer alır. • Vücudumuzun ihtiyaç duyduğu günlük enerjinin %59 tahıl ürünlerinden sağlanır • Beslenme için en yaygın olarak tüketilen tahıl türü ise buğday ve türevleridir (Ekmek, bulgur, makarna, bisküvi, kek vs)

  3. UN SEKTÖRÜNÜN İKTİSADİ VE SOSYAL BOYUTLARI • Buğday ve un üretimi aynı zamanda iktisadi bir faaliyet alanıdır. • Yıllık un ihracatımız 550 milyon dolara ulaşmıştır • Un sektörünün stratejik önemi, kriz anlarında daha iyi anlaşılır • 2007 krizi ve 2008 küresel ekonomik krizi gıda sektörünün önemini ortaya koymuştur. • Türkiye’de un fabrikalarında 14 bin kişi çalışmaktadır. • Çiftçiler, fırıncılar ve sektöre hizmet verenlerle birlikte milyonlarca kişinin hayatını etkilemektedir.

  4. DEĞİRMENCİLİK TEKNOLOJİSİNİN GELİŞİMİ • Anadolu da on bin yıl önce buğday üretilmeye başlanmıştır. • Tahıl tanelerinin öğütülerek un yapma mesleği olan değirmencilik mesleği de uzun ve köklü bir tarihe sahiptir. • Tahıllar önce içi oyulmuş taş havanlarda dövülerek öğütülüyordu (dibek taşları) • Zamanla, dairesel dönme hareketine sahip, taş el değirmenleri almıştır. • Uzun süre taş değirmenlerde insan gücü, rüzgar ve hidrolik su enerj kullanıldı. • 19. yy’da ise Macarlar tarafından bugünkü modern değirmencilik tekniğinin esasını teşkil eden valsler arasında öğütme tekniği geliştirildi • Son 30 yılda ise elektronik ve bilgisayar un sanayisine girdi. • Bugün artık un üretimi, kumanda odalarındaki monitörler yardımı ve elektronik kumandayla yapılmaya başlanmıştır.

  5. DÜNYADA UN SANAYİSİNİN DURUMU • Dünya un piyasasının yaklaşık hacmi 11 milyon ton civarındadır. • Belli başlı un ihracatçısı ülkeler arasında Kazakistan, Türkiye, AB, Arjantin ve Rusya yer alır • Türkiye ise 2005 yılında dünya un ihracatında birinci olmuştur. Son birkaç yılda ise Kazakistan ilk sırada yer almaktadır.

  6. DÜNYA UN İHRACATINDA BAŞLICA AKTÖRLER

  7. UN SANAYİSİNDE GENEL TRENDLER • Un sanayisindeki teknolojik gelişmeler, un üretim kapasitesini hızla artırmıştır. • Bugün bütün dünyada un sektörünün giderek konsolide olduğu ve daha az sayıda üreticinin piyasadaki üretimi kontrol ettiği gözlenmektedir. • Uluslararası piyasalarda da bazı çok uluslu şirketlerin payı giderek artmaktadır • Un piyasalarında hem ülke içi hem de uluslararası çok ciddi ve yıkıcı bir rekabet yaşanmaktadır. • Küresel rekabet koşulları ise firmaları ayakta kalabilmek için birleşmeye zorlamaktadır. • Son 30 yılda pek çok sanayileşmiş ülkede un sanayisinde ciddi bir konsolidasyon süreci yaşanmaktadır. • Genel trend: Un sektöründe fabrika üretim kapasiteleri giderek genişlemekte, buna karşın üretici sayısı giderek azalmaktadır.

  8. ABD’DEKİ UN PİYASASI • 1870’lerde ülke nüfusu 30 milyon iken 22.000 taş değirmeni varken bugün 300 milyonluk ABD’de 300 civarında fabrika kalmıştır. • Son 20 yılda ciddi bir konsolidasyon süreci yaşanmıştır • 20 yıl önce faaliyette olan en büyük 10 firmanın 6’sı artık piyasada yoktur. • Firmalar, birleşmeler ve satın almalar yoluyla el değiştirmiştir. • En büyük dört üretici firma un piyasasının üçte ikisini (2/3) kontrol ederken, en büyük 10 firmanın sektördeki payı yüzde 83’ü bulmaktadır.

  9. ABD • Üretim kapasiteleri düşük olan pek çok küçük firma ise ya kapanmak zorunda kalmış veya birleşme yoluna gitmiştir. Bu nedenle • Amerikan un piyasasında artık bağımsız üreticilerin yerini, dev üretim ve pazarlama şirketleri almıştır. • Firmalar, üretimde verimliliği artırmak ve maliyetleri düşürmek için üretim sürecinin modernizasyonu ve teknolojik innovasyon yatırımlarına ağırlık vermektedirler. • Sonuç olarak son on yılda un sanayisinde ciddi bir verimlilik artışı gözlenmiş ve kapasite oranları %90’lara ulaşmıştır.

  10. İNGİLTERE’DE UN PİYASASI • Fransa ve Almanya ile birlikte İngiltere un üretimi bakımından Avrupa’daki önemli un üreticilerinden biridir. • İngiliz un sanayisinin de gözlenen temel trendlerinden biri konsolidasyondur. • 2009 yılı itibariyle ülkede 30 firma faaliyet göstermektedir ve 59 tesiste üretim yapılmaktadır. • Firmaların ortalama üretim kapasitesi 76 bin ton olup, yıllık üretim miktarı 4,5 milyon tondur. • Ülkedeki iki büyük firma toplam üretimin yüzde 40’ını gerçekleştirmektedir. • Ayakla kalabilen küçük firmalar ise daha çok piyasada ihtiyaç duyulan spesifik özelliklere sahip un üretiminde uzmanlaşma yolunu seçmişlerdir. • Ayrıca son yıllarda tüketim talebi giderek artan organik un üretiminde de ciddi bir artış vardır. Marketlerde satılan unların yüzde 2’si organik undur.

  11. AB ÜLKELERİNDE UN SANAYİSİ • AB genelinde her yıl 45 milyon ton un üretilmektedir ve bunun en büyük kısmını yerli buğday ve çavdar oluşturmaktadır. • Toplam 45 bin kişiye istihdam imkanı sağlayan un sektörünün yıllık cirosu 15 milyar avro civarındadır. • 1960 yılında 15.000 olan un değirmeni sayısı günümüzde 3.000’e düşmüştür. • Ortalama kapasite kullanım oranı yüzde 65’tir.

  12. SEÇİLMİŞ AVRUPA ÜLKELERİNDE UN SANAYİSİ

  13. AB İÇİNDE KONSOLİDASYON • Belçika’da değirmen sayısı 1980’lerden 140 iken bugün 44’e • Fransa 1300’lerden 470’e düşmüştür. • Almanya’da ise 1100 değirmenden ancak 280 değirmen ayakta kalabilmiştir. • İspanya’da ise 1975 yılında 1,674 adet değirmen varken bu rakam bugün 162’ye düşmüştür. • Buna rağmen AB ülkelerinde kapasite kullanım oranları ortalama yüzde 65 civarında kalmaktadır.

  14. TÜRKİYEDE UN SANAYİSİ VE SORUNLARI: DEĞİRMENCİLİKTEN KİTLESEL ÜRETİME • Türkiye iklim ve coğrafya bakımından buğday üretimine oldukça elverişli ülkelerden biridir. • Çatalhöyük’teki kazılar İç Anadolu’da binlerce yıldır buğday üretildiğini göstermektedir. • Tarihte bilinen ilk su değirmenleri de İçanadolu ve Karadenizde kurulmuştur. • 1950’den önce sayıları 40.000’ulaşan taş değirmenler vardı • 1960’lı yıllardaki kentlere göç ile birlikte nüfus artmış ve un “has un” denilen beyaz una talep artmıştır. • 1974’ten itibaren hükümetler ekmeğe sübvansiyon uygulamaya başlamıştır Bu uygulama, un sanayisini yatırımcılar için cazip hale getirmiştir. Ayrıca bu tarihlerde değirmen makineleri imal firmaların sayısı da artmıştır

  15. -1977 yılında 307 fabrika; 5,9 milyon ton/yıl buğday kırma kapasitesi • -1986 yılında 584 fabrika ve 13,8 milyon ton/yıl kapasite • -2009 700 civarında fabrika ve 32.5 milyon ton/yıl kapasite

  16. BÖLGELERİMİZE GÖRE UN FABRİKALARININ DAĞILIMI

  17. UN SANAYİSİNİN ATIL KAPASİTYE SORUNU • Türkiye’deki toplam un üretim kapasitesi tahminen 32,5 milyon tondur • Fiili üretim ise yaklaşık 14,5 milyon tondur. • Mevcut üretim kapasitesi, Türkiye’deki toplam un tüketiminin 3 katıdır • Ayrıca Türkiye’nin mevcut un üretim kapasitesi, tüm dünyada 11 milyon ton olan un ticaretini karşılayabileceği gibi, 7,5 milyon tonluk kapasite fazlası da yaratmaktadır. • Un sektöründeki kapasite fazlasının yarattığı sorunlar vardır. Sektörümüz bunları açık yüreklilikle tartışmalıdır.

  18. Öncelikle, ABD ve Avrupa ülkeleri ile karşılaştırıldığında, Türkiye’deki un sanayisi sektöründe faaliyet gösteren firma sayısı oldukça yüksektir. • Bu nedenle, pek çok fabrika düşük kapasiteyle çalışmak zorunda kalmaktadır. • Kapasite kullanım oranları ABD’de yüzde 90’lardadır. İngiltere’de yüzde 100’e yaklaşmaktadır. • Dünya ortalaması ise yüzde 65’lerdedir. • Türkiye’de ise bu oran yüzde 45’leri ancak bulmaktadır. • Ekonomik bir faaliyet ve işletmecilik mantığı açısından Türk un sanayisinin mevcut yapısı rasyonel ve rantabil görünmemektedir. • Üstelik ülkemizde un sanayisinin önünü açacak belirli bir politika oluşturulmamışken, yeni yatırımlara girişilmesi sektör açısından önemli riskler de doğurmaktadır.

  19. Nedir bu riskler? • Öncelikte unculuk sektöründeki firmaların çoğunun küçük ve orta ölçekli işletmeler olması ve düşük kapasite ile çalışmaları ölçek ekonomisinin getireceği avantajlardan faydalanmasını engellemektedir. • Artan rekabetten dolayı üretici kar marjları giderek düşmektedir. • İşçilik, enerji fiyatları ile ulaştırma ve pazarlama maliyetleri giderek artmaktadır • Kalifiye eleman teminindeki sıkıntılardan dolayı firmalar hijyen kurallarını ve kalite standartlarını yeterince uyulamamaktadırlar

  20. Sonuç olarak • Düşen kar oranları ve artan maliyetler un sanayicilerini birbirleriyle haksız rekabete zorlamaktadır. • Üreticiler ayakta kalabilmek ve günü kurtarmak adına iç ve dış piyasalara maliyetinin altında un satarak veya başkalarının pazarlarına girmek suretiyle birbirlerine karşı haksız rekabete başvurmakta ya da kaliteden ödün vermek zorunda kalmaktadırlar

  21. NE YAPILMALI? • Firmalar olarak bireysel çıkarlar değil, sektör olarak ortak çıkarlar düşünmelidir. • İşbirliği, bilgi paylaşımı ve dayanışmaya önem vermeliyiz. • İhracat imkanlarını araştırmalıyız. Dış piyasaların açılması, içerdeki haksız rekabeti de önleyecektir. • Bu konuda hükümet ile de birlikte çalışarak Türk un sanayicilerinin dış pazarlardaki payını artıracak yeni stratejiler geliştirilmelidir. • Türkiye’nin 11 milyon tonluk dünya un ticaretindeki yeri yaklaşık 1.8 milyon tondur. • Etkin pazarlama taktikleri ve hükümetin ihracata sağlayacağı finansal desteklerle Türkiye’nin un ticaretindeki payının artırılması mümkündür

  22. TEMEL SORUN: KALİTELİ HAMMADDE TEDARİKİ • En önemli sorunların başında un sanayicilerinin yeterli miktarda ve kalitede hammadde tedariki gelmektedir. • İhracat pazarlarını bulsak dahi, kendi ülkemizde yeterli miktarda kaliteli buğday yetiştiremediğimiz takdirde un sanayinsin uzun vadede ayakta kalması zordur. • Bu nedenle kaliteli buğday üretimini teşvik için TMO’nun buğday alım baremlerinde protein temelli alım esasına geçmesi gereklidir • ABD ve AB ülkeleri protein temelli sınıflama ve alım politikası izlerken, bizde ise geleneksel yöntemlerle alım yapılmaktadır. • Türkiye hükümet ve un sanayicileri ile birlikte, acil olarak kapsamlı bir buğday kalite ve verimlilik politikası oluşturmak durumundadır. Aksi halde buğday ithalatına dayalı bir üretimleun sanayimiz uluslararası alanda rekabet gücünü koruyamaz.

  23. KONSOLİDASYON KAÇINILMAZDIR • Un sektöründe fabrika üretim kapasiteleri giderek genişlemekte, buna karşın üretici sayısı giderek azalmaktadır. • Dünya şartlarında kalite ve fiyat rekabetine göre işletmecilik yapamayan firmalar uzun süre ayakta kalamamaktadır • Uzun dönemde Türk un sektöründe de ciddi bir konsolidasyon sürecinin yaşanması kaçınılmazdır. • Dolayısıyla firmalar ayakta kalabilmek için bazı stratejiler geliştirmek durumundadırlar

  24. Bunlar arasında: • Firmaların teknolojik innovasyon ve modernizasyon yatırımlarına ağırlık vermeleri • Firmaların artan maliyetlerle mücadele için hammadde tedarikinde, ürün pazarlama ve lojistik alanında işbirliği imkânlarına öncelik vermeleri, • Küçük firmaların kendilerini ayakta tutacak özel ürün çeşitlerinde uzmanlaşmaları veya giderek popüler hale gelen organik tarım konseptinden faydalanmaları • Son yıllarda genişleyen un ihracat pazarlarından pay almak için gayret göstermeleri gerekmektedir

  25. Sonuç olarak • Un sanayicilerimizin son yıllardaki kriz ortamında ayakta kalmak için katlandıkları büyük fedakârlıklar başta politika yapıcılar olmak üzere tüm tarafların takdirle karşılaması gerekmektedir. • Bu çerçevede tüm un sanayicilerinin ve un sanayicilerinin çıkarlarını korumak üzere kurulan bölgesel derneklerin ve Federasyonun, yeni dönemde başta buğday kalitesi konusu olmak üzere, sektörün geleceği konusunda ciddi bir gayret göstermek zorundadır. • Ortak politika ve stratejilerin oluşturulmasında yine ortak aklın kullanılması gereklidir.

  26. *Yeryüzü ile gökyüzü arasında bir problem varsa,bu problemin çözümü yine gökyüzü ile yeryüzü arasındadır.

  27. Teşekkürler…

More Related