440 likes | 881 Views
TANIMLAR. SOSYAL SORUMLULUK VE ETİK 2. HAFTA. Tanımlar. Ahlak Değer Hak Erdem Adalet Ödev. Ahlak. AHLAK. Moral - Moralitas. Göreli bir durum. Ahlak Nedir?.
E N D
TANIMLAR SOSYAL SORUMLULUK VE ETİK 2. HAFTA
Tanımlar • Ahlak • Değer • Hak • Erdem • Adalet • Ödev
Ahlak AHLAK Moral - Moralitas Göreli bir durum
Ahlak Nedir? • Ahlak, iyi ve doğrunun, kötü ve yanlışın ne olduğunu ortaya koyan davranışları oluşturmak için, yol gösterici bir işleve sahip olan kurallar demetidir (Alpaslan, 2007). • Ahlak, bir kişinin ya da grubun belirli eylemlerin doğruluğunu veya yanlışlığını, eylemi yapanların iyi veya kötü yanlarını ve bu eylemlerin amaçlarına ilişkin olarak insanlığın refahının ve mutluluğunun unsurlarını araştıran, bunları teşvik eden, gerekli tutum ve davranışları açıklayan değerler, ilkeler ve kurallardan oluşan bir kavramdır (Mahmutoğlu, 2009: 232).
Ahlak Nedir? • Ahlak, salt bir değer veya soyutlanmış bir eylem olmamakla birlikte bir ayağı değerlerde, diğer ayağı eylemdedir. • “İnsan eylemleriyle ilişkili olarak ortaya konulmuş” değer yargılarıdır.
Ahlak Nedir? “Şu marka arabalar iyidir.” “Hırsızlık kötüdür.” Değer yargısı Ahlaki değer yargısı
Ahlaki Sorular (?) • İyi ve kötünün ne olduğu • Neyin doğru neyin yanlış olduğu • Meşru olan ile yasak olanın neler olduğu • Neyin yapılıp neyin yapılmaması gerektiği
Ahlakın boyutları • Ahlakın boyutları aşağıdaki gibi iki grupta toplanmaktadır (Enver, 2003: 61): • Bilgi boyutu: Bir kimsenin ahlak anlayışı ile onda gözlemlediğimiz davranışlar arasında bir uyum ya da paralellik beklenir. • Davranış boyutu: Ahlaki bilgimizin kendisi, bizi bildiğimiz gibi davranmaya zorlar.
Bir Kurum Olarak Ahlak • Kurallar • İlkeler • İdealler ve erdemler • Genel yargılar • Yaptırımlar
Etik-Ahlak Arasındaki Benzerlikler ve Farklılıklar • Etik ve ahlak arasındaki benzerlikler ve farklılıklar şunlardır (Mahmutoğlu, 2009: 232): 1- Etik; ahlak felsefesinin kavramsal boyutunu ve ahlakın teorik kısmını oluşturmakta, ilke ve kuralları ortaya koymakta ve ahlak üzerinde felsefi çerçevede düşünmektedir. 2- Etik daha çok kurallara dayalı davranışları ifade ederken, ahlak kavramı ise duygusal boyutu içermektedir. 3- Etik, iyi ve doğru kavramlarının ne olduğunu araştırmaktadır. Ahlak ise kişinin sonradan edindiği tutum ve davranışlar için kullanılmaktadır.
Etik-Ahlak Arasındaki Benzerlikler ve Farklılıklar 4- Ahlak; toplumsal anlamda var olan davranış ve inançları yönlendiren bir değerler sistemidir. Etik soyut ve kuramsal bakarken, ahlak ise tersine bireylerin günlük yaşamı içerisinde nasıl yaşamaları gerektiğini düşünmektedir. 5- Ahlak; etiğin yaşam pratiğine yansıyan kurallar demetidir. Bir başka ifadeyle ahlak ben, etik ise biz anlamına gelmektedir.
Etik-Ahlak Arasındaki Benzerlikler ve Farklılıklar 6- Ahlak, insanın değer ve tutumlarını içerirken, etik; insanların bireysel ve toplumsal anlamda kurdukları ilişkilerin temelinde var olan değerleri, kuralları, iyi-kötü gibi kavramları ahlaksal açıdan araştıran felsefe disiplinidir. 7- Ahlak bireysel ve somut sorgulamalar yapmakta iken etik, ahlak ilkesini ve ahlakiliği gösteren eylemleri ve davranışları sorgulamaktadır.
Değer DEĞER Valere kıymetli olmak, güçlü olmak
Değer Nedir? • Felsefi anlamda her türlü amaç ve hedefler, ilgi ve çıkarlar, tutkular, idealler, inanma ve inanmama, sözünde durma veya durmama, sevgi ve nefret gibi olumlu-olumsuz her türlü benimsenen ve insan hayatındaki etkin şeylerdir (Aydın, 2011: 39). • Sosyolojik anlamda kişiler veya gruplar tarafından istenilen, beğenilen her şey olarak tanımlanabilir. • Yapıp-etmelerimizi belirleyen, yönlendiren, onların temelinde yatan ilkeler bütünüdür.
Değer Nedir? • Örneğin ben yalan söylemiyorsam bu, doğruluğu bir değer olarak görmemdendir. • Namuslu olmaya çalışıyorsam, iyiliksever isem bu, “namus” ve “iyilik” kavramlarının benim için birer değer olmasından ileri gelmektedir.
Değerlerin Özellikleri • Araştırmacıların ortaya koydukları ortak noktalar bağlamında üzerinde durulması gereken özellikler şunlardır (Aydın, 2011: 39): a) Fertlerin yapıp ettiklerini rasyonelleştirip içselleştirme imkanı veren olgulardır. b) Her değer inançlar taşır, yani değerin olduğu yerde bir kabul, bir benimseme vardır. c) Değer, ilgi gösterilen, arzu edilen şeydir. d) Değerler her alanla ilgilidir. (ekonomik, dini, ailesel, siyasal, vb.)
Değerlerin Özellikleri e) Kaynağı ne olursa olsun değerler bir biçimde sosyaldirler. Pek çok kişi tarafından paylaşılır, ciddiye alınırlar, coşku ile birlikte bulunur ve kavramsal olarak diğer nesnelerden soyutlanabilirler. f) Değerler, insan eylemleri, kurumlar ve hatta normlardan önce yer aldıkları için her türlü beşeri oluşum için kaynak teşkil ederler.
Değerlerin İşlevleri • Değerlerin işlevi, “bütün beşeri olayların gerçekleşmesinde belirleyici olmak” şeklinde formüle edilebilir.
Değerlerin İşlevleri • Değerlerin bazı işlevleri şöyle sıralanabilir (Aydın, 2011: 39): • Değerler, yargılamada birer araç olarak kullanılır. • Kişilerin dikkatini istenen, yararlı ve önemli görülen kültür nesneleri üzerinde odaklaştırırlar. • İdeal düşünme ve davranma yollarını gösterirler. • Sosyal rollerin sevilmesinde ve gerçekleştirilmesinde rehberlik ederler. • Sosyal kontrol görevini yerine getirirler. • Dayanışma araçları olarak devreye girerler.
Hak Nedir? • Hak denilen nesne, insanın doğuşundan itibaren önceleri duygusal bir dürtü biçiminde belirmektedir. (Acıkan küçük bebeğin annesine karşı duyurulma hakkını bağırarak, ağlayarak duyurması gibi). Bu yetki, daha sonraları kişiliğin ve buna paralel olarak düşüncenin gelişmesiyle, kişiliğe bağlı bir bağlantıya ve bütünleşmeye dönüşmektedir (Emini, 2004: 204).
Hak Kavramının Özellikleri • Hak kavramının özellikleri şu şekilde belirtilmektedir (Emini, 2004: 215): • Hem günlük konuşma dilinde hem hukuk hayatında anlamsal bir içeriğe sahip bulunmamaktadır. • Hak kelimesinin psikolojik ve duygusal bir özelliğe sahip olduğu söylenebilir. (Diyebiliriz ki bir hukuk uyuşmazlığında haklı olan taraf kendisini daha güçlü hisseder. Bir hukuk ilişkisinde taraf olan A, hak sahibi ise daha güçlüdür. A’nın bu gücü fiziksel değil, tamamen psikolojik özellik taşır.)
Hak Kavramının Özellikleri c) Hak kelimesi ve kavramı, kanun koyucunun iradesine dayanmakta ve hak sahibinin faaliyetleri hukukun koruduğu ve belirttiği ölçüde himaye görmekte ve varlık kazanmaktadır.
Hak Kavramı ile ilgili Görüşler • İrade kuramı • Menfaat kuramı • Analitik görüş • Beyan kuramı
Hak Kavramı ile ilgili Görüşler • Bu görüşler şu şekilde sıralanmaktadır (Emini, 2004): • İrade kuramı: Hak, hukuk tarafından tanınan ve korunan iradi bir yetki, bir irade gücü ve irade üstünlüğüdür. • Menfaat kuramı: Kişilerin menfaatleri sınırsızdır. Bunlardan bir kısmı hukuk düzeni tarafından korunmuş diğerleri korunmamıştır. Jhering’e göre ister maddi, ister manevi içerikli olsun her menfaat hak değildir. Hak sayılabilmesi için objektif hukuk düzeni tarafından tanınması, korunması gerekir.
Hak Kavramı ile ilgili Görüşler • Analitik görüş: Hukuki yükümlülüğün yerine getirilmesini isteme durumunda bulunan kişi hak sahibidir. • Beyan kuramı: Bu kuramın kurucusu Alman Zitelmann’dır. Zitelmann hakların doğmasının, devredilmesinin ve sona ermesinin kanun koyucunun iradesi tarafından tayin edilmesi gerektiğini savunmaktadır.
Adalet Nedir? • 1.Vaka: Ortaçağ’da bir kralın, dükkanlardan eşya çaldığına dair mahkeme kararına göre kişinin sol elinin kesileceğine hükmeden bir yasa çıkardığını farz edelim. Bu cezanın adil olmadığını düşünüp protesto ederiz. Kral “Sorun nerede? Ben kimseyi kayırmıyorum, müşabih (benzer) vakalara müşabih muamelede bulunuyorum” diye cevap verir. Her kim hırsızlık yaparsa onun elini kesmek herkesi aynı muameleye tabi tutmak demektir ancak, tarafsızlık yeterli değildir (Schmidtz, 2011: 22).
Adalet Nedir? • 2.Vaka: Bu defa kral, dükkanlardan mal çalmadığı görülen ve masumiyeti ispatlanan her kim olursa olsun sol elinin kesileceğine dair yasa çıkarır. Yine protesto ederiz. Kral, “müşabih vakalara müşabih muamelede bulunuyorum, yine sorun nerede?” diye yanıt verir. Bu defa ne deriz? İlk durumda kralın adalet algısı barbarca idi. İkinci durumda kral barbar olabilir, ama bir adalet algısından bile yoksundur (Schmidtz, 2011: 22).
Öyleyse Adalet Nedir? • “Adalet nedir?” sorusuna ancak “insanlara hak ettiklerini vermektir” dediğimizde doğru bir saptama yapmış oluruz.
Adalet Kavramı • Adalet kavramı en çok şu iki anlamda kullanılmıştır (Karagöz, 2002: 271): • İlk olarak, bireylerin bir özelliği olarak adil olma veya adil davranmadır. Önemli olan nokta, adaletin objektif bir durumun değil de bireysel bir davranışın niteliği olarak görülmesidir. • İkinci anlamda adalet, kuralların uygulanmasında tarafsızlığı ve yeknesaklığı ifade etmektedir. Bazen adaletle anlatmak istediğimiz bir haksızlığı düzeltme ödevidir.
Adalet: Ne İçin? • A ve B adlı kişilerin ilgili nitelikler açısından eşit olduklarını düşünelim, işverenleri her ikisine de aynı ücreti ödemelidir. Şimdi örneğimizi bir miktar değiştirelim ve A ve B her konuda eşit olsunlar ama işverenleri farklı olsun. A’nın işvereni B’nin işvereniyle aynı ücreti ödemeli mi? A’nın iyi bir aşçı olarak 20 bin lira kazanırken, B hemen yanındaki restoranda 30 bin lira kazanması adil değil midir? (Schmidtz, 2011: 24).
Adalet: Ne İçin? • Aynı işveren tarafından farklı miktarlar ödenmesi durumunda bir adalet sorunu ortaya çıkarken, farklı işverenler tarafından ücretleri birbirinden bağımsız olarak farklı belirlendiğinde bir adalet sorunu ortaya çıkmaz diyebilir miyiz?
Erdem Nedir? • Dilimize erdem olarak karşılanan “arete” kavramı eski Yunanlılar arasında çoğunlukla sahip olunan meziyeti, işlevi ve mükemmeliyeti dile getirmek amacıyla kullanılmaktaydı (Saygın, 2008: 131). • Sözlükte, “Ahlakın övdüğü alçak gönüllülük, yiğitlik, doğruluk gibi niteliklerin genel adı, “fazilet” ve “insanın ruhi olgunluğu” diye tanımlanır.
Erdem ile ilgili Görüşler • Sokrates: Tek kesinlik, erdem bilgisindedir. Erdem öğrenilir. Kişiler bilmedikleri için kötüdürler. Erdem, insanın kendini bilmesi, tanımasıdır. • Aristippos: Erdem, haz almada ölçülü olmaktır. • Descartes: Erdem düşünce ölçüsünü kullanmaktır. İyi sandığımız şeyleri işlemekte gösterdiğimiz karardan ibarettir.
Erdem ile ilgili Görüşler • Kant: Erdem, bir içgüdü işi değildir, bir akıl işidir. • Hegel: Erdem, varlığın bilincidir. • Spinoza: Erdem, akla uygun davranmaktır. İnsanın güçlerini kullanmasıyla eş anlamlıdır.
Ödev Nedir? • Yapmak zorunda olduğumuz, yapmamız gereken şey; ahlakça yükümlü olduğumuz şeydir. • Hukuki anlamda ödev, egemen gücün bir kişiye yönelen emri demektir. • İnsan için yükümlü bulunulan, gerçekleşmesi istenilen tasarlanmış iyiliktir ve insanın bizzat gerçek özüne uygun ahlaki bir zorunluluktur.
Ödev Kavramı • İngiliz Analitik pozitivizminin en önemli temsilcisi Austin hak kavramını açıklarken hukuki ödev kavramına başvurmaktadır. Austin’e göre egemen güç, belirli bir davranışın yapılmasını veya yapılmamasını emrettiği zaman hukuki ödev ortaya çıkar (Emini, 2004: 209)
Ödev Kavramı • Bentham ise yararcı felsefesine bağlı olarak ödevin, bir yükümlülükten ziyade ahlaki bir hesap, daha doğrusu “haz hesabı” olduğunu ileri sürer.
Yararlanılan Kaynaklar • Yüce, Alpaslan (2007). “Yöneticiler Açısından Ahlak Olgusu: Kavramsal Bir İrdeleme”. Bilim, Eğitim ve Düşünce Dergisi. No: 7, Sayı: 1 • Aydın, Mustafa (2011). “Değerler, İşlevleri ve Ahlak”. Eğitime Bakış Dergisi. Yıl: 7, Sayı: 19, s. 39 – 45. • Mahmutoğlu, Abdülkadir (2009). “Etik ve Ahlak: Benzerlikler, Farklılıklar ve İlişkiler”. Türk İdare Dergisi. Yıl: 81, Sayı: 463 – 464, s. 225 – 255.
Yararlanılan Kaynaklar • Uysal, Enver (2003). “Değerler Üzerine Bazı Düşünceler ve Bir Erdem Tasnifi Denemesi: İnsani Erdemler – İslami Erdemler”. Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi. Cilt: 12, Sayı: 1, s. 51 – 69. • Emini, M. Emin (2004). “Hak Kavramı”. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi. Sayı: 12, s. 179 – 189.
Yararlanılan Kaynaklar • Saygın, Tuncay (2008). “Sokratik Erdem ve Aristoteles’in Sokratik Erdemle İlgili Bazı Değerlendirmeleri”. Felsefe Dünyası Dergisi. Sayı: 47, s. 130 – 136. • Karagöz, Yıldız (2002). “Liberal Öğretide Adalet, Hak ve Özgürlük”. C.Ü. Sosyal Bilimler Dergisi. Cilt: 26, s. 267 – 295. • Schmidtz, David (2011). Adaletin Unsurları. (Çev. Hayrettin Özler). İstanbul: Liberte Yayınları.