E N D
1. IZMIR YÜKSEK TEKNOLOJI ENSTITÜSÜ Saglik Kültür ve Spor Daire Baskanligi
Psikolojik Danismanlik ve Rehberlik Hizmetleri
3. OTIZM
4. Dünya Otizm Farkindalik Ayi 2 Nisan, tüm dünyada otizm konusunda farkindalik yaratmak ve otizm ile ilgili sorunlara çözüm bulmak amaciyla, 2008 yilinda Birlesmis Milletler tarafindan “Dünya Otizm Farkindalik Günü” (2nd April World Autism Awareness Day) olarak ilan edilmistir
2 Nisan’da baslayan “Otizm Farkindalik Ayi” çerçevesinde tüm dünyada otizmle ilgili arastirmalarin tesvik edilmesi ve bilinirligin artirilarak, erken teshis ve tedavinin yayginlastirilmasi hedefleniyor
(http://www.todev.org)
5. Otizm Çocuklarda gelisim ve zeka geriligi ile birlikte giden psikiyatrik bozukluklar ilk defa 1867’de dikkat çekmeye baslamis ve psikoz olarak tanimlanmistir
Otistik bozukluk, ilk defa 1943 yilinda 11 rahatsiz çocugun zeka geriligi olan ya da sizofren diger çocuklarla benzer sekilde davranmadiklarini fark eden psikiyatrist Leo Kanner tarafindan Harvard’da tanimlanmistir
Kanner, bu sendromu erken çocukluk otizmi olarak adlandirmistir
6. Otizm Sinirlari belirsiz olmakla birlikte çocuklarda görülen psikiyatrik bozukluklar içinde en güvenilir tani konabilen bozukluklardandir
Erkeklerde, kizlara göre 3-5 kat daha fazla görülmektedir fakat kizlarda daha agir seyretmektedir
Otizm, bütün sosyo-ekonomik siniflarda, bütün etnik gruplarda ve irklarda bulunmaktadir
7. Otizm Otizmli çocuklarin yaklasik %80’inin standart zeka testlerindeki puani 70’in altindadir
Fakat zeka geriligi yasayan çocuklara nazaran, görsel uzaysal yetenek gerektiren görevlerde daha iyi puan elde ederler
8. Nedenleri Otizmin nedenleri ile ilgili ilk arastirmalar psikoloji kökenliydi
Bu nedenle gelisiminde psikolojik etkenler sorumlu tutuldu, ancak bu görüs son 50 yil içinde dogrulanmamistir
Psikoloji kökenli dar bakis açisi yerini bir kismi kalitsal olan biyolojik etkenlerin önemini destekleyen kanitlar ve bunlarla ilgili tartismalara birakmistir
9. Nedenleri Kanner, ilk çalismalarinda otizmli çocuklarin ana babalarini soguk, duyarsiz, titiz, içe kapanik, sinirli, uzak ve yüksek düzeyde entelektüel gibi özelliklerle tanimlamistir
Ancak sonraki yillarda yapilan arastirmalarda duygusal olarak kötü davranmanin, yoksullugun ya da ihmalin, otizmin patolojik semptomlarina benzeyen davranislarin olusmasina yol açtigini gösteren hiçbir kanit olmadigi belirtilmistir
10. Nedenleri Kalitim
Aile ve ikiz çalismalari otizmin geçisinde ailesel faktörlerin önemini vurgulamaktadir
Otizm riski, kardeslerin birinde otizm görüldügü durumlarda, hiç otizm görülmeyen durumlara göre 75 kat daha fazladir
Tek yumurta ikizlerinde otizm orani %60-91 arasinda degismekte iken bu oran çift yumurta ikizlerinde %20’nin altindadir
11. Nedenleri Dogum
Otizmli bireylerde, yüksek oranlarda doguma iliskin sorunlar olup, yenidogan döneminde de daha çok hastalik ve travmalara maruz kaldiklari belirtilmektedir
12. Nedenleri Nörolojik Faktörler
Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRI) ile yapilan bir çalismada otizmli ve otizmli olmayan genç erkeklerin beyin yapilari karsilastirilmis, otizmli deneklerin beyinlerinde bir genisleme oldugu gösterilmistir
13. Otizm özelligi gösteren bebeklerin iki tip davranis biçimi gösterdigi gözlenmistir
Birincisi, sürekli aglayan, huysuz olarak adlandirilan bebeklerdir
Ikincisi ise, sakin, uslu, bütün gününü yatakta geçiren bebeklerdir
14. Normalde üç aylik gibi erken bir evrede bebekler baglilik gösterirler, bu genelde annelerine yöneliktir
Otizmli çocuklarda bu ilk baglilik belirgin bir biçimde gözlemlenmez
Anne ya da bakicilarina doyurulurken gülümsemezler, bakmazlar
15. Otizmli bebekler tutulmayi ya da kucaklanmayi reddederek ana-babalarinin duygulanimina yanit vermezler
Aç ya da altlarinin islak oldugu durumlar disinda bakicilari ile çok ender iliski baslatirlar
Neredeyse tümüyle içlerine kapaniktirlar
16. 2-5 yas dönemi otizm özelliklerinin en belirginlestigi, tani için oldukça önemli bir dönemdir
17. Sosyal-Duygusal Özellikleri Bebeklik döneminde gözlenen çevreye ilgisizlik daha belirgin hale gelmistir
Çevresindeki kisilerin ve anne-babanin yüzüne bakmama, hemen hemen her otizmli çocugun özelligidir
Insanlarin yüzüne bakmamalari veya kisa bakislardan sonra hemen gözlerini kaçirmalari dikkat çekmektedir
18. Sosyal-Duygusal Özellikleri Çevrelerinde olup bitenlere karsi kayitsizdirlar
Çagirildiklarinda tepki vermez, konusurken dinlemez gibi görünürler
19. Duyusal Uyaranlara Tepkileri Isitsel uyaranlara karsi çok degisik tepkiler görülmektedir. Bazen seslere hiç tepki vermedikleri, bazen de en ufak seslere asiri duyarli olduklari gözlemlenmektedir
Insan yüzleri veya çevredeki birçok nesneye bakmamalarina karsin, hareket eden, dönen ya da parlak bazi cisimlere çok uzun süre bakabilirler
Aciyi, sicagi, sogugu fark etmeme veya asiri tepkiler verme gözlemlenebilir
20. Duyusal Uyaranlara Tepkileri Dokunulmak, kucaklanmak istendiklerinde, karsidakini itmek, ondan kaçmak yaygin olarak görülmektedir
Ikili iliskiler veya grup içerisinde sözel ve sözel olmayan iliskiye girmemeleri iletisimde çarpici özellikleridir
Iletisim kurmalari için zorlandiklarinda sadece önermeleri yanitlayan, duygusal yükü olmayan, mekanik davranislar sergilerler
21. Duyusal Uyaranlara Tepkileri Kendi baslarina ya hiç oynamazlar ya da siralama, döndürme, çevirme, yigma gibi temasin olmadigi oyunlar oynarlar
Beslenme ve uyku sorunlari da yogun sekilde gözlemlenmektedir
22. Konusma Özellikleri Konusmaya baslama, çok farkli yaslarda gerçeklesir, ancak genellikle ilk kelimeleri 5 yas civarinda söylerler
Bazi otizmli çocuklar konusmaya yasitlariyla ayni zamanda baslayip, sonradan bildikleri kelimeleri kullanmamaya baslayabilirler
Bozukluk ne kadar erken baslarsa ve zekâ geriligi ne kadar agir ise dil gelisimi de o kadar geri olmaktadir
23. Konusma Özellikleri Otizme iliskin konusma bozukluklari olan söylenen sözcügü ya da söylenen sözcükleri yineleme, öznenin yanlis kullanimi, monoton, vurgusuz, yüklemsiz konusma, kelime ve anlam uyusmazligi, ters ya da hatali dilbilgisi kullanimi vardir
Anlama yasla birlikte artar, kendilerinde isteneni anlayabilir ancak istekleri yerine getirmeyebilirler
Kelimeler soyutlasip, cümleler karmasiklastikça anlamalari güçlesir
24. Konusma Özellikleri Ekolali, otizmde çok belirgin bir özelliktir. Çocuk, duydugu kelimeleri, cümleleri konusmacinin hemen ardindan ya da daha sonra taklit eder
Otizmli çocuk, “hayir” kelimesini yasitlari gibi “evet” kelimesinden önce ögrenirler
“Evet” kelimesini ögrenmeleri genellikle 8-9, bazen de daha ileri yaslarda olabilir
25. Davranis Sorunlari Kendini yere atma, tekmeleme, tepinme, isirma ve siddetli aglama gibi davranislar siklikla görülür
Çevrelerine ve kendilerine zarar verebilirler
Basmakalip, yineleyici davranislar (el çirpma, kendi etrafinda dönme, sallanma gibi) sergileyebilirler
26. Duygusal Tepkiler Otizmli çocuklarin, genellikle çevrelerindeki tehlikelerin farkinda olmamalari, anne-babalarini en çok endiselendiren özelliklerinden biridir
Duruma uygun olmayan gülme ve aglama tepkileri nedensiz olarak ortaya çikabilir
Eve misafir gelmesi, odasinin farkli bir düzene sokulmasi, sürekli kullandigi çarsafin degistirilmesi gibi durumlar, otizmli çocugun huzursuz olmasina, saatlerce aglamasina, öfke nöbetleri geçirmesine neden olabilir
27. Hayal Gücünün Eksikligi Yaratici oyun oynama becerisine sahip olmamasi yaygin olarak gözlemlenir
Bir oyuncakla amacina uygun olarak oynamaz, bir arabanin sadece tekerlekleri dikkatini çekebilir
28. Otizmli çocuk genellikle her iki elini de ayni agirlikta kullanir
Parmak izi anomalileri vardir
29. Otizmli bireylerin 2/3’ünde, çogunlukla orta ve agir derecede zeka geriligi vardir
Digerlerinde ise olagandisi üstün yetenekler, özellikle ezber, aritmetik, müzik ve resim becerisi olabilir
Fakat bunlar bir bütün olusturamaz ve ayri ayri yetiler halinde görülebilir
30. Bir çok otizmli çocugun, konusmadan önce sarki söylemeye basladigi görülür; bazilari ise çok iyi enstrüman çalabilir
Bazilari sayilari çok çabuk ögrenirler ve zor islemleri akildan yapabilirler
Gördügü resimleri çok iyi kopya eden, güzel boyayan, mekanik oyuncaklari söküp takabilen, karmasik yapbozlari kolayca tamamlayabilen çocuklara da rastlanmaktadir
31. Tedavi Genel olarak benimsenen tedavi, özel egitim ve çocugun temel yapisal bozuklugunu gidermeyi amaçlayan bilissel davranisçi tedavi yöntemleridir
32. Tedavi Her türlü sosyal ortam ve anne-babanin çocuga yakin ilgisi çok önemlidir
Otizmli çocuklarin bireysel ve grup tedavisi programlarina katilmalari, anne-babalarin ise danismanlik yapilarak izlenmeleri gerekmektedir
Otizmde ilaç kullanimi daha çok belirtilere yöneliktir
33. Kaynaklar: Davison G. C, Neale J. M. (2004). Anormal Psikolojisi, s. 484-496
Senol S. (2006). Çocuk ve Gençlik Ruh Sagligi, s. 216-226
34. TESEKKÜRLER