530 likes | 687 Views
Postkonstrüktivizm. 1930-1950. Sovyetler mimarisi uzmanlara göre iki dönemden oluşuyor; 1918 ve 1932 avangard mimari dönemi, sonra da Stalin neoklasisizmine dönüşüyor.
E N D
Postkonstrüktivizm 1930-1950
Sovyetler mimarisi uzmanlara göre iki dönemden oluşuyor; • 1918 ve 1932 avangard mimari dönemi, sonra da Stalin neoklasisizmine dönüşüyor. • Stalin mimarisi oldukça hızlı bitiyor ve Postkonstruktivizm’in yerine tipik Sovyet mimarlığı gelmiştir ve Sovyetler Birliği ayrılana kadar sürmüştür.
1930-yılında Stalinist mimari, muhafazakar monumentalızm bir biçim koydu.Stalin’in politikaları sonucunda hızlı bir kentleşme başlamıştır.Rusya’da 1930-yılları ortasında bazı yapıların dış görünüşü süslü ve zengin dekorasyonlu idi fakat hala Konstruktivizm’in temel özelliklerini taşıyordu.postkonstruktivizm ancak 1930lu yılların sonunda bir kıvama gelmiştir.
1934 yılında Mimarlar Akademisi açılıyor.Rusya’daki yetenekli genç resamlar, heykeltraşlar, mimarlar ve bilim adamları bir arada çalişmaya başlıyorlar. Stalin’in duzenlediği uluslar arası yarışmasında seçilen Meclis Binası’ndan (Sovyetler sarayı ) sonra Konsruktivizmden Postkonstruktivizme oldukca hızlı bir geçiş olmuştur. Postkonstruktivizm döneminde kurulan yapıların çoğu yarışmalar sonucunda kazanan projelerdir. 1932 yılından itibaren her hangi bir konstruktivizm projesi kabul edilmiyordu.
Meclis binası projesi avrupadaki en yuksek bina olacaktı. Hazreti İsa tapınağı’nın yerine temelini oluşturmaya başlamıştılar ve kuruluş hızlıca ilerliyordu ta ki Moskova’da daha da başarılı projeler ortaya çıkana kadar. Stalin’nin düzenlediği yarışmalara katılan projelerden sonra Meclis binası projesinin uygulanması tamamen durmuştur.
Hazreti İsa tapınağının ve Meclis Binası’nın boyut farklılığı
Stalinist mimari’nin ozellikleri; • Toplum için kamu yapılarının,caddelerin ve meydanların yapılmasi • Mimarliğin, heykeltraş ve resim sanatının SENTEZ olması • Rus geleneksel süslemelerin işlenmesi • Kolon başlıklarının kullanılması • Çalışan insanlardan oluşan kompozisyon barelyeflerin yapılmasi • Pozitife yonelik eserlerin yapılması • İç mekanda mermer, tunç ve değerli ağacların kullanılması • Abartılı tasarımın ve canlı dekorasyonun kullanılması
işçi ve kolhozcu kadın. Muhina
1945 yılında savaş henüz bitmeden, yıkılmış binaları yeniden inşa etmeye başlamış ve MİMARİ halkın onemli bir yaşam nesnesine dönüşmüştür. • Mimari yapılar halka, tüm dünyanın en yakın zamanda düzeleceğine inanmalari için telkin olmalıydı. • 1945 yılından sonra Postmodernizm etkisini Riga,Taşkent, Kiev, Varşava, Kair, Baku, Aşhabat, Erevan, Brest , Sofya ve Batı Avrupa’daki şehirlerde gürebiliriz.
Lev Vladimir Rudnev(1-13 mart1885-19kasım 1956) Önemli Sovyet mimarı. • Rudnev,Novgorod şehrinde Öğretmen ailesinde dünyaya gelmiş.Sant Petersburg’da İmperatorskaya Akademi’sinde resim ve mimarlik bolümünde okumuş ve aynı zamanda başarısı sayesinde farklı yarışmalara katılmıştır. Dolayısıyla 1915’te mimarlıkta uzman olmuştur. Şubat devriminden sonra Rudnev’in şehitler için yaptığı anıt, yarışmada kazanıyor.(1917) • 1924- yılında »Lenproekt» (Lenin projesi) Atölyesinin yöneticisi oluyor. Burda konut evler, hastaneler ,kulübler kuruyor ve su gemilerinin iç mekanlarını tasarlıyor. • Rudnev,Moskova ve Leningrad’taki atölyelerinden ,Ass, Lyalin, Zinovyev, Rojin ve Hryakov gibi mimarlarla ortak calışmalar yapmıştır.
Rudnev Dunya savaş’ından sonra Moskova, Leningrad, Staliningrad, Voronej ve Riga gibi yıkılmış şehirleri yeniden inşa etmek için cok gayret göstermiştir. • 1948-de Moskova Mimarlık Üniv. Leningrad Guzel Sanatlar Akademisinde Professör olmuş.Ayrıca SSSR deki Mimarlar Akademi’sinin hakiki üyesi naamını almış.
Rudnev cok sayıda büyük projeler yapmış fakat Moskova Devlet Üniversite binası (MGU) onun zirveye yükselmesınde önemli bir yere sahiptir. Üniversite’yi kurarken kurulmamış Meclis Binası’ndan esinlenmiştir.
MDÜ binasının yüksekliği 182 metredir • Mimarlar; Rudnev, Çernışev, Abrosimov, Hryakov ve Nasonov. • Yapım yılı 1948-1953. • Neoklasik ve yüksek rönesans tarzında yapılmıştır • Yapımında binlerce mahkum, işçi olarak kullanılmıştır. • 1990-yılı Messeturma binası kurulmadan önce MDÜ binası 37 sene boyunca Avrupa’daki en yüksek bina olarak sayılmıştır. • Betonarme ve çelik konstruksyonludur. Binada kırmızı tuğla,beton ve beyaz mermer kullanılmıştır • 36 kat • 167 hektarı kapsıyor • Üniversite’nin ana binası 50 tane farklı fonksyonlu binalardan oluşması gerekirken, Rudnev tek bina olarak tasarlamıştır
MDB’da tüm fakulteler, kütüphaneler, rektorlük binaları, müzeler, konferans salonlar(1500 kişilik), kültür evleri kurulmuştur. Yan sektörlerinde ise yaşam alanları yani öğretmenler ve öğrenci evleri ve yurtları yerleşmiştir. • MDB bir toplu yaşam alanı olarak tasarlandığı için; sinema, posta, alış veriş ve poliklinik gibi hizmet alanları da düşünülmüştür. Böylece bir öğrenci sene başında okula gelip sene sonuna kadar hiç dışarı çıkmadan yaşayabilirdi.