610 likes | 1.52k Views
ÖĞRENME KURAMLARI. DAVRANIŞCI KURAMLAR. KLASİK (Tepkisel) KOŞULLANMA BİTİŞİK KOŞULLANMA BAĞLAŞIMCILIK KURAMI EDİMSEL KOŞULLANMA. KLASİK KOŞULLANMA KURAMI. Pavlov kontrollü bir deneysel ortam oluşturduktan sonra, köpeğe düzenli olarak, yiyecek vermeden hemen önce zil sesi vermiştir.
E N D
DAVRANIŞCI KURAMLAR KLASİK (Tepkisel) KOŞULLANMA BİTİŞİK KOŞULLANMA BAĞLAŞIMCILIK KURAMI EDİMSEL KOŞULLANMA
KLASİK KOŞULLANMA KURAMI Pavlov kontrollü bir deneysel ortam oluşturduktan sonra, köpeğe düzenli olarak, yiyecek vermeden hemen önce zil sesi vermiştir.
Koşullanma İlkeleri; • Bitişiklik • Habercilik • Pekiştirme İleriye Koşullama ( Olumlu Habercilik ) Geriye Koşullama ( Olumsuz Habercilik ) Birincil Pekiştirme İkincil Pekiştirme
Sönme DENEYSEL SÖNME KENDİLİĞİNDEN GERİ GELME Sn.
Genelleme • Ayırt Etme • Birden Fazla Uyarıcıya Koşullama
Gölgeleme • Öğrenilmiş Çaresizlik
Guthrie’ye Göre; Güdüler – Dürtüler Amaçlar Pekiştirme Ceza Unutma
ALIŞKANLIĞIN BASTIRILMASI
Thorndike’a göre öğrenme, • Bağlaşımcılık • Seçme ve Bağlama • Öğrenme küçük adımlardan oluşur
İKİNCİL İLKELER TEPKİ ÇEŞİTLİLİĞİ DİKKAT ÇEKİCİ UYARICILAR ÖĞRENCİ ÖZELLİKLERİ BENZETME YOLUYLA TEPKİDE BULUNMA ÇAĞRIŞIMSAL GEÇİŞ 1930 sonrası 1930 öncesi
Skinner’e göre, tepkisel ve edimsel olmak üzere iki çeşit davranış vardır. Tepkisel davranışa neden olan uyarıcı her zaman bilinirken, edimsel davranışa neden olan uyarıcı çok belirgin değildir.
Tepkisel davranış: Bilinen bir uyarıcı tarafından oluşturulur. Örneğin; etin salya meydana getirmesi. Tüm refleksler tepkisel davranışa bir örnektir. Karanlıkta göz bebeğinin büyümesi bir tepkisel davranıştır. Edimsel davranış: Bilinen bir uyarıcı tarafından oluşturulmaz; organizma tarafından ortaya konur ve sonuçları tarafından kontrol edilir.
Klasik koşullanmada önce uyaran vardır ve organizma ona tepki gösterir. UYARI TEPKİ Edimsel davranışta önce tepki yapılır sonra tepkinin doğurduğu uyarıcı gelir. TEPKİUYARI
Skinner deneyinde, edimsel davranış olarak maniveleya basmayı kullanmıştır. Aç olan hayvan, manivelaya basarak yiyeceği elde eder, yiyeceği elde eden hayvan manivelaya basma davranışını sürdürür.
Skinner’e göre bir davranışın sonucu, organizma için hoşa giden, olumlu bir durum yaratıyorsa, o davranışın tekrar ortaya çıkma olasılığı artar. Davranışın arkasından olumlu uyarıcı verilerek yapılan koşullamayaedimsel koşullamadenir.
Bu tür koşullamada, davranışı izleyen ve organizma üzerinde olumlu yönde bir etki yaratarak, davranışın (edinim) ortaya çıkma olasılığını artıran uyarıcılara pekiştireç denir. Diğer bir deyişle pekiştirilen davranış öğrenilir.
PEKİŞTİREÇLER Bir davranış, organizmanın hoşuna gidecek bir uyarıcının doğrudan verilmesi ile pekiştiriliyorsa, buna olumlu pekiştirme denir. Organizma hoş olmayan bir durumdan kurtarılarak da davranış pekiştirilebilir. Bu tür pekiştirmeye olumsuz pekiştirme denir. Olumlu Pekiştirme Olumsuz Pekiştirme
Hem olumlu hem de olumsuz pekiştirme organizmanın hoşuna giden bir etki yaratır ve davranışın tekrar ortaya çıkma olasılığını artırır. Pekiştireçler yoluylabirey istendik ve istenmedik davranışlar öğrenebilir. Bu nedenle pekiştireçler çok dikkatli kullanılmalı ve doğru davranışlar pekiştirilmelidir.
Pekiştirme Tarifeleri Sürekli Pekiştirme Değişken oranlı pekiştirme (Önce 5 doğru 1 yıldız, sonra 3 doğru 1 yıldız, daha sonra 11 doğru 1 yıldız) Değişken zamanlı pekiştirme (Önce haftada 1 sınav, sonra 2 haftada 1 sınav, daha sonra 1 haftada 2 sınav) • Sabit oranlı pekiştirme (5 doğru cevaba 1 yıldız) • Sabit zamanlı pekiştirme (Memurların maaşları)
PREMACK İLKESİ( Büyükannenin Kuralları ) Çok sık görülen (tercih edilen) davranış pekiştireç olarak kullanılarak, az gösterilen (tercih edilmeyen) davranış ortaya çıkarılmaya çalışılır. Örneğin, sebze yemeğini sevmeyen, ancak tatlıyı çok seven bir çocuğa, sebze yedirmek için “Sebze yemeğini bitirdikten sonra, tatlı yiyebilirsin” denebilir. • “Şu kadar yazı yazarsanız, teneffüse çıkabilirsiniz” şeklinde okulda da çok kullanılır.
BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI • Tolman’a göre davranış, amaçlı etkinliktir yani amaca yönelik etkinliktir. Davranışın temel, basit kısımları ve sinirlerin, kasların faaliyetleri ile ilgilenmemiştir. Onun odaklandığı nokta organizmanın toplam tepkileridir.
Taklit olayının insan davranışlarının oluşumundaki önemini ayrıntılı olarak ilk ortaya koyan Gabriel Tarde’dır. Giyimde, teknolojik gelişmelerin yayılmasında, iyi ve kötü davranışların yaygınlaşmasında en önemli etken, insanlardaki taklit etme güdüsüdür.
Gözlem yoluyla öğrenmede(model almada); • Dikkat • Hatırlama • Yeniden üretme • Pekiştireç
DİKKAT HATIRLAMA Model alınan davranışın doğru taklit edilebilmesi için öncelikle model alınan davranışa dikkat edilmesi gerekir. Kişi, duygularıyla beraber tüm dikkatini beğendiği ve taklit etmek istediği davranışa yöneltir. Gerektiğinde taklit etmek için modelin tüm davranışlarını belleğe kodlamak gerekir. Çünkü gözlenen davranış genellikle gözlemden hemen sonra taklit edilmeyebilir. Birey gözlediği davranışı yeri geldiği zaman da kullanabilir. Davranış belleğe görsel, sözel ya da sembolik olarak kodlanabilir.
PEKİŞTİREÇ YENİDEN ÜRETME Model alınan davranışın gösterilmesi için bireyin gözlemlerini kendi davranışına dönüştürebilmesi gerekir. Bu bazen tam taklit olmayabilir: çevre şartları, bireyin fiziksel gücü ve imkanları, zaman vs model alınan davranışın biraz farklı üretilmesine neden olur. Taklit edilen davranış çevrede beğenildiyse tekrar edilir, beğenilmediyse fazla tekrar edilmez ve zamanla söner.
Dikkat Hatırda Tutma Davranışı Meydana Getirme Güdülenme
GESTALT KURAMI “Gestalt” yapı, biçim, örüntü anlamına gelmektedir. Bu kurama göre bir bütünü oluşturan parçalar arasındaki ilişkiler algılama ve öğrenme açısından önemlidir. Öğrenme uyarıcıların toplu bir örüntü oluşturması ile oluşur. Bütün ayrılan parçalardan anlaşılmaz. Bütün, parçadan daha fazladır. İnsan bütünü parçalarına ayrıştırarak değil bütün olarak algılar.
Gestalt kuramına göre; • Bellekte iz bırakan algılar hatırlanır. • Tekrarlanan yaşantılar daha kolay ve uzun süre hatırlanır. • Bir problemi çözerken öğrenilen bir ilke, başka bir problem için de kullanılabilir. • Beyin uyarıcılarla gelen bilgiyi örgütler ve anlamlı duruma getirir.