430 likes | 2.13k Views
ÇAĞDAŞ EĞİTİM AKIMLARI İŞ EĞİTİMİ AKIMI – I.
E N D
ÇAĞDAŞ EĞİTİM AKIMLARIİŞ EĞİTİMİ AKIMI – I Öğrenciler;Sema Görgülü , B.Köşkeroğlu, Betül Oğul, Nefise Yılmaz, Sema Dinç, Gülşah Karabat, Yasemin Ünlü, Kübra Yiğit, Ahmet Akkoç, Zeliha Kurt , Ceyda Damlapınar, Gamze Dikici , Hasan Karadağ, Güleser Karagülle, Arzu Turgut , Hatice Efe, Cennet Günal Ebru Akbuğa ve Müşra Aslandağ’ın katkılarıyla Ders sorumlusu: Prof. Dr. Mustafa ERGÜN
İş eğitimi akımı günümüzde başlıca iki ana modelde karşımıza çıkar: * Liberaller “iş okulu” * Sosyalistler “üretim okulu” Her ikisi de iş eğitimini kitap okulu yada ezber okuluna karşı ileri sürerler. İş okulu taraftarları çocuğun aktifliği ve kendiliğinden faaliyetini sağlamanın en uygun vasıtası olarak işi alırken üretim okulu taraftarları işi eğitimin bir amacı olarak almaktadırlar.
İş okulu akımı en yaygını, en verimli olanıdır. Gerek kendi zamanını gerekse çağımızı etkilemiştir. “İş okulu” taraftarları, çocuğun “aktifliği” ve “kendiliğinden faaliyeti”nisağlamanın en uygun vasıtası olarak “iş”i alırken, “üretim okulu” taraftarları, “iş”i, bir eğitim vasıtası olarak değil, eğitimin bir amacı olarak almaktadırlar.
GEORG KERSCHENSTEINER (1854-1932) HAYATI Münih’de doğdu, orada öldü. 16 yaşında köy ilkokulunda öğretmenliğe başladı. Münih Üniversitesi’nde Matematik ve Tabiat İlimi dallarında yüksek öğrenim gördü. Lise öğretmeni oldu. Bu süre içerisinde Würzburg ve Münih Üniversiteleri’nde Botanik ve Jeoloji dallarındaki öğrenimini tamamladı. 1895’de Maarif Danışmanı sıfatıyla ilkokular ile meslek okullarını, iş okulu anlayışı esasında reformdan geçirmeye çalıştı.
Kerschensteiner’in Türkçeye çevrilen eserleri: Demokrasi Esaslarına Göre Vatandaşlık Terbiyesinin Manası. (Çev. H. Raşit Öymen). Ankara, 1947,1974. İlkmektep Çerçevesi İçinde İş Terbiyesi Tecrübesi (çev.M Tekin).İstanbul: Resimli Ay 1932 İş Okulu Kavramı. (Çev. Fuat Gündüzalp). Ankara: Millî Eğitim Basımevi. 1947,1974 Karakter Kavramı ve Terbiyesi, (Çev. H.F. Kanad). MEB, Ankara 1977. Mürebbinin Ruhu ve Muallim Yetiştirme Meselesi (Çev. İ.H.Tonguç). Ankara 1931. Vatandaşlık Terbiyesi kavramı ve uygulaması (Çev. H.R.Öymen). İstanbul 1931. Kanaat Kitabevi.
Kershensteiner “çocuktan hareket” ilkesinden yola çıkarak, iş okulu üzerinden “devlet vatandaşlığı eğitimi”ne ulaşır. İlkokulların görevleri; Meslek seçimine yardım etmek Mesleksel çalışmayı ahlakileştirmek Sosyal düzeni ahlakileştirmek Karakter eğitimi
Bu sebeple her okul için işlikler, bahçeler, mutfaklar, dikiş odaları, laboratuarlar, ister. Fakat, genel öğretim okullarının birer meslek okulu şekline dönüştürülmesine karşıdır. İş Okulu= El İşi + Zihni İş
Kershensteiner’ e göre geleneksel okulların en büyük eksikliği, sadece zihni yeteneklerin geliştirilmesine yönelmiş olmasıdır Kershensteiner: Bizim ”öğrenme okulumuz”, ilk çocukluk devresinin “oyun okulu”nun devamını teşkil edecek biçimde, bir “iş okulu” şekline dönüştürülmesidir.
İşin eğitici fonksiyonları; Kendiliğinden etkinlik, Yaşantı bilgisi, İş erdemleri, Güçlükleri aşma, Objektiflik, Grup içinde çalışma.
HUGO GAUDIG (1860-1923) HAYATI İlahiyat ve filoloji öğrenimi yaptı. 1900’de Leipzig'‘deki Kız Lisesi ile Kız İlk Öğretmen Okulunun yönetimini devraldı. Burada, kendi eğitim görüşlerini uygulamaya başladı. 1908'de ikinci bir Kız Öğretmen okulunu kurdu. Bu okul, kısa bir süre sonra, eğitim reformu çalışmalarının merkezi oldu. Nasyonal Sosyalist rejim, 1933'de, Gaudig'in Leipzig'deki okulunu kapattı. 1951 yılında da, Demokratik Alman Cumhuriyeti makamları, uyguladıkları Sosyalist Okul Reformu çerçevesi içerisinde, “Gaudig-Okulu”nu temelli olarak kaldırdılar.
Gaudig, kendine özgü bir “iş okulu modeli” geliştirir. Ulusal kültür değerlerine dayalı bu iş okulunda o, “serbest zihinsel etkinlik” yoluyla bir kişilik eğitiminin gerçekleşmesini ister. Eğitimin merkezinde “devlet vatandaşlığı eğitimi” değil,“kişilik eğitimi” yer alır. Ona göre; el işçiliğine dayalı bir yetiştirme çağımıza uygun düşmez.
Bu iş okulunda öğrenci, tüm çalışma süreçlerinde, yani amaç tespitinde, işin gidişini düzenlemede, hedefe ulaşmada, karşılaştığı güçlüklerde, kontrol ve düzeltmelerde… kendiliğinden etkin olmalıdır. H. Gaudig’e göre okul, bir dershane şeklinde değil, öğrencilerin bilgi ve becerilerini, bizzat kendi çalışmalarıyla kazanacakları bir atölye gibi olmalıdır.
JOHN DEWEY (1859 – 1952) • HAYATI • 1894’ten itibaren Chicago Üniversitesinde felsefe ve pedagoji profesörlüğü yaptı. • 1904’ten itibaren Columbia Üniversitesinde ders vermeye başladı. • 1924’te Türk Eğitim sisteminin çağdaşlaştırılması sırasında Atatürk tarafından Türkiye’ye çağrılmıştır.
John Dewey’nin Türkçeye çevrilen kitapları: Adedin Ruhiyatı ve Hesap Öğretmek Usullerine Tatbikatı. İstanbul 1928; Çocuk ve Mektep (çev. M.R.Balaban). İstanbul: Devlet Mat. 1923; Demokrasi ve Eğitim (çev. M.S.Oturan). İstanbul: Başarı yay. 1996; Demokrasi ve Eğitim (çev. T. Yılmaz). İzmir: Ege Üniversitesi Bas. 1996; Demokrasi ve Kültür (çev. V.Günyol). İstanbul: Çan yay. 1964; Demokrasi ve Terbiye (çev. B.A. Başman). İstanbul 1928.; Düşüncenin Terbiyesi (çev. Orhan Etker ve Baha Arıkan). İstanbul: Muallimler Cemiyeti Yay., 1957.; Eğitim ve Deney (çev. E.H.Akman). Sivas 1951; Eğitimde Ahlak İlkeleri (çev. A.F.Oğuzkan). Ankara: Pegem 1999; Mektep ve Cemiyet (çev. Avni Başman). İstanbul: Devlet B. 1929; Nasıl Düşünüyoruz? (Cilt I) (Çev. M.B.Arıkan, S.Akdeniz ve O.Etker. İstanbul, 1957; Özgürlük ve Kültür (çev. Vedat Günyol). İstanbul: Çan yayınları, 1962; Tecrübe ve Eğitim. (Çev. F.Varış, F.Başaran). Ankara 1966. Terbiye'de Ahlâk Prensipleri (çev. B.Halim). İstanbul: Hüsnütabiat M. 1934; Türkiye Maarifi Hakkında Rapor. İstanbul: Millî Eğ.B., 1952; Yarının Mektepleri (çev. S.C.Antel). İstanbul: Kanaat Kit. 1938
ABD’nin ünlü filozofu ve reformcusudur. • * Filozof olarak “pragmatizm” akımına bağlıdır. Pragmatizmin ön şartı ve amacı olarak “faaliyet ”i esas alır. • *Dewey pragmatizmin kendine has olan çeşnisini diğerlerinden ayırmak için, öğretisine “instrumentalizm” adını verir. • *Dewey, düşünceyi aslında somut hayat alanlarına bağlı olarak görmekte ve böylece de onu hayatın vazifeleri ve problemlerinin üstesinden gelebilecekbir vasıta olarak kabul eder.
Dewey’e göre düşünce faal hayatı beraberinde getiren “yaşantı”dan meydana çıkar. Düşünmek ve bilmek tepkisini veren şeyler, ihtiyaçlar ve zorunluluklar gibi pratik ilgilerdir. Bilgiler soyut anlama yoluyla kavranılamaz.Tam tersine faal haldeyken öğrenilir.Faal halde edinilen yaşantılar daha sonraki faaliyetlere temel teşkil ederler. Dewey bundan şu temel ilkeyi çıkarır: “yaparak öğrenme” (learning by doing)
* Dewey’e göre hayat faaliyetten ibarettir ama buna rağmen eski okulda gençler pasif kalmaya mahkum edilmişlerdir. * Buna karşılık Dewey çocuğa kendi değerinin verilmesini talep eder. Okul çocuğun hayat yuvası olmalıdır. Dewey’e göre aktiflik hayatın ana karakteristiğini teşkil etmektedir. Eski okullarda okul mobilyaları bile öğrencileri pasif öğrenmeye mahkum etmektedir. Dewey yeni okulda eski sınıf sistemini kaldırıp öğretimin laboratuvar, kütüphane, oyun alanları, atölye hatta mutfak gibi yerlerde yapılmasını öngörmektedir.
Dewey’in sosyal görüşleri demokrasi idealinde kök salmıştır. Bu demokrasi anlayışına bağlı olarak Dewey okul sistemlerinin gelenekçi şekildeki gibi elitçi olmalarına karşıdır. • Okulun küçük bir azınlığa hizmet etmeleri yerine çoğunluğa hizmet edecek bir yapıya dönüştürülmesini ileri sürer. • Onun için Dewey’in eğitim politikası eğitimde ‘kalite’ yi değil ‘kantite’yi esas alan bir ‘kütle okulu’ modeline uygun düşmektedir.
OVIDE DECROLY (1871-1932) HAYATI Tıp öğreniminden sonra, 1901 yılında, çalışma arkadaşlarıyla birlikte, geri zekalı çocuklar için bir araştırma merkezi kurdu. Bu çalışmalardan 1901 yılında ‘Institut des Anormaux’ adlı kurum ortaya çıktı. Geri zekalı çocuklarla uğraşılarından, eğitim ve öğretimin ferdileştirilmesi ve ‘ilgi merkezleri’ konusundaki teorisini geliştirdi. O. Decroly, 1907’de de dünyaca tanınan, “L’Ermitage” adlı okulunu kurdu. Normal çocuklar için olan bu okulda Decroly, kendi reform düşüncelerini uyguladı.
Bir tabip olan O. Decroly, eğitim anlayışında tıbbi verilerden hareket ederek, sonunda bir iş okulu görüşüne ulaşır. O. Decroly, 1901 yılında geri zekalı çocuklar için Brüksel’ de bir özel eğitim kurumu kurdu.Buradaki deneylerinden çıkardığı esaslara bağlı olarak ta, 1907 yılında normal çocuklar için bir reform okulu kurarak geliştirdiği yeni eğitim metodunu(Decroly metodu) burada uyguladı.
O. Decroly, bu okulunu “Hayat yoluyla, hayat için okul” şeklinde karakterize eder. Decroly’nin bu okulunda “hayata gerçek yakınlık” birinci temel ilkeyi teşkil eder. • Onun en yakın çalışma arkadaşı olan Bayan Hamaida’nın “Decroly Metodu” adlı eserinde, bunlar, “insan hayatının dört temel ilkesi” (dört temel “ilgi merkezi”) şeklinde formüle edilmiştir. • Beslenme ihtiyacı • Soğuktan korunma ihtiyacı • Düşmandan korunma ihtiyacı • Cemiyet içinde çalışma, yükselme ve dinlenme ihtiyacı
Decroly-Metodu’nun dayandığı ilkeler şu noktalarda toplanabilir: • Okul hayat yoluyla, hayata hazırlamalıdır. Okul okuma, yazma ve • hesabın temel bilgileri, tarih, coğrafya ve cansız tabiat bilgileri vermek • dışında, çocuğu, daha küçük yaşlardan itibaren kendi çevresinin, tabii • ve içtimai çevrenin bilgisini kazanmaya yöneltmelidir. • Gerçek bilgi, yalnızca zihni yeteneklerin aktifliği yoluyla kazanılır. Okullarda kitabi yoldan bilgi kazanmak değil, çocuğun kendi müşahedesi ve tecrübesi yoluyla, gerçek dünyanın eşyaları ve şeyleri ile temasa geçmesi desteklenmelidir. • Konular, ders plan ve programları, çocuğun spontan ilgisinden hareket • etmelidir. • Derslerin geleneksel düzeni değişmelidir.Her şeyi toplayan bir öğretim tarzıyla, çeşitli basamaklar arasında bağ kurulmalıdır. Ancak bu suretledir ki, “ilgi merkezi noktaları” teşekkül edebilir.
Decroly-Metodu’na göre okulda ders konularının işlenmesinde, konuların muhtevası değişse bile, şu üç kademeli yürüyüşe uymak gerekir: 1-Müşahade etme: Bu her türlü faaliyetin başında yer alır.Bu kademede, incelemeler, planlı yada tesadüfi esastan elde edilen yaşantıların toplanması ve biriktirilmesi gerekir. 2- Çağrışım yapma: Toplanan olguların, zihni düzeyde, zaman ve mekan yönünden birbiriyle bağlanıp işlenmesidir. 3- İfade etme: Bu kademe, hem el işlerindeki somut ifade ve hem de okuma, yazma ve konuşmadaki soyut ifadeyi kapsar.
WILLIAM HEARD KILPATRICK(1871-1965) 1912’de Columbiya Üniversitesi Teachers College’de doktorasını yaptı. Georgid'da şehir okulunda matematik öğretmenliğiyle işe başladı ve Mercer Üniversitesinde öğretmenliğe devam etti. 1909-1918 yılları arasında Teachers College (Columbiya Üniversitesinde Eğitim tarihi ve Eğitim felsefesi alanlarında lektörlük yaptı. 1918-1938 yılları arasında da ayni yerde Eğitim felsefesi profesörü olarak faaliyet gösterdi.
Kilpatrick geliştirdiği “Proje Metodu”,çağımızdaki eğitim reformcuları ve özellikle de “iş okulu” akımı üzerinde önemli bir etkide bulunmuştur. Kilpatrick,”öğrenme okulu” ya da “kitap okulu”na karşı çıkmakta ve derslerin öğrenciler tarafından planlanıp ve organize edildiği “projeler” yoluyla yapılacak bir öğretim sistemini savunmaktadır
Proje, bütünlük teşkil eden bir tasarıdır. Herkes için ayrı ayrı uygun düşen görevler tespit edilir, amaç belirlenir, bütün güç ve yetenekler ortaklaşa olarak işe koyulur. Bu yolla esas problem çözülür ve amaca ulaşılır. Bu şekilde sağlanan öğrenme, bireysel yapılan öğretimden daha fazla bir çaba ve başarı sağlar. Projeler geniş kapsamlı olmalı, önemli ve ilginç olmalıdır.
ADOLPHE FERRİERE (1879-1960) 1912 yılından 1922 yılına kadar “Institut J.J. Rousseau”nun kurucusu olan E. Claparède ile birlikte çalıştı. Bu enstitü 1925 yılında “Bureau International d’Education” şekline dönüştürülünce Ferrière bu enstitünün kurucularından biri oldu. 1931 yılına kadar, bu birliğin yayın organı olan “Pour l’ere nouvelle” adlı dergiyi yayınladı. Tasarladığı yeni okul “L’école Active” adını taşır.
Adolphe Ferrière’in Türkçeye çevrilen eserleri: • Ailede Terbiye (çev. M.Rahmi Balaban). İzmir 1930; Decroly'nin Ermitaj Mektebi (Hayata Doğru-Hayat Vasıtasile-Hayat İçin) (Çev.M.Baha).İstanbul, 1932; Faal Mektebin Tatbikatı (çev. Mustafa Işıksal). İstanbul: Devlet B. 1931; Faal Mektep Usulü (çev. B.Arıkan). İstanbul; Faal Mektep: Esasları ve İstikbali (çev. M.R.Öymen). İstanbul: Ahmet Halit K. 1932; Faal Mektepte Çocuğun Hürriyeti (çev. M.B.Arıkan). İstanbul 1932; Faal Usuller ve Yeni Türkiye Mektepleri (M. Baha çev.).İstanbul 1932 (La Turquie Nouvelle et ses Ecoles. Paris 1929); Tecrübe ve Tatbikat Mektebi (çev.M.B.Arıkan). İstanbul 1932; Üç Büyük Terbiyeci. (Çeviren: Mustafa Işıksal). İstanbul: Kanaat Kitabevi 1932; Yeni Umumi Tedris Usulü- Faal Mektep Usulü (çev. M.B.Arıkan). İstanbul: İkdam K. 1929
El İşi Etkinliklerinin Hizmet Ettiği Eğitim Amaçları El işi etkinlikleri özellikle 7-12 yaşları arasında eğitimin temel ilkesi olmalıdır. • Bedeni çevikleştirip güçlendirmeye • Zihni geliştirmeye • Ahlaki ve sosyal yönden yükseltmeye
Çocuğun kas gücü ve hareketliliği, el işi yönünde etkin olmasını zorunlu kılmaktadır. El işi çalışmaları, çocuğun objektif yapma yeteneğini, çağrışım yeteneğini, hayal gücünü ve soyut düşüncesini geliştirir. El işi çalışmaları insanı, dürüstlüğe götürür, sıhhatli yaşamayı destekler ve işe saygı uyandıracak ahlaki bir eğitime hizmet eder. Ferriere, eğitimde herhangi bir özel el işi etkinliğini önermez. El işinin daima zihni eğitimin hizmetinde yer almasını savunur. El işi çalışmaları hiçbir zaman belirli bir mesleki amaca bağlı bulunmamalıdır.
CELESTIN FREINET(1896-1966) 1913-1915 yılları arasında ilköğretmen okuluna devam etti. 1920-1928 yılları arasında, köy öğretmenliği yaptı. 1928’de St. Paul’de başka bir okulun yöneticiliğine geçti. Basım işini, bir öğretim tekniği olarak okula soktu. 1934’te Kır Eğitim Yurdu kurdu. Karısıyla birlikte ölümüne kadar bu eğitim yurdunda çalıştı.
Freinet, tabiata dayalı kendine has bir ahlak dersi (TabiiAhlak) geliştirir. “Eğitici Kişiliğe” kendine yaraşır saygı tekrar kazandırılır. Freinet, yeni bir reform akımı başlatır. O, buna “YeniOkul”dan farklı olması amacıyla “Modern Okul” deyimini kullanır. Bu modern okul, eski olan her şeye karşı olmamalıdır. “İş İlkesi” Freinet’in sıraladığı unsurlar arasında merkezi bir rol oynar. “Uyanık kafalar ve becerikli eller, malumatlarla dolu kafalardan daha iyidir.”
Freinet’e göre okulun sahip olduğu çevre, çocuğun deneyim ve yaşantı hazinesini zenginleştirmesi için çok çeşitli olanaklar sağlamaktadır. Okul ayrıca rahatsız edici her türlü sesten uzak olmalıdır. Okulun iç mimarisi için ideal bir plan geliştirdi. Bu plan sayesinde okul, aynı zaman da ortak çalışma ve bireysel çalışmaya hizmet edecek bir yapıya dönüştürüldü. Her çeşit el işi faaliyeti için birbirinden ayrılmış salonlar olmasına karşıdır. Okulun daha birinci yılında itibaren el işine dayalı yaratma ve teknik dünya ile temas sağlaması diğer teorik dersler ile bütünleştirilmiş şekilde uygulanmalıdır.
Freinet, okul atölyelerini ve işlikleri iki büyük grupta toplar: • Basit el işi çalışmaları işlikleri • Ortak olarak uygulanan ve gittikçe gelişen zihni çalışma projeleri için işlikler Çocuk hangi işlikte çalışmak istediğini kendisi serbestçe seçmelidir. Modern okulda öğretim, belirli ortak çalışmalar dışında, öğretmenin gözetimi altındaki bireysel çalışmaları da kapsar. Bu bireysel çalışma planı haftalar ve aylara göre düzenlenmiştir. Görülüyor ki iş eğitimi esas olarak alınmaktadır. Burada dayanılan esas ilke, “iş birimlerine göre çalışma” şeklidir. http://freinet.org/icem/history.htm