1.5k likes | 2.08k Views
TARİHİMİZDE İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİNİN GELİŞİMİ. İnşaat Mühendisliği Kısa Tarihi. İnsanoğlunun yaklaşık 8000 yıl önce yerleşik düzene geçmesi ile oluşan güvenli barınak ve altyapı ihtiyacı, aynı zamanda yapım işinin ve mühendisliğin de başlangıcı olmuştur.
E N D
İnşaat Mühendisliği Kısa Tarihi • İnsanoğlunun yaklaşık 8000 yıl önce yerleşik düzene geçmesi ile oluşan güvenli barınak ve altyapı ihtiyacı, aynı zamanda yapım işinin ve mühendisliğin de başlangıcı olmuştur. • İlkel komün insanının doğa ve birbiriyle yaptığı savaşlardaki istihkâm uygulamaları nedeniyle, mühendislik önce askeri alanda başlamış ve gelişmiştir. • MÖ 2550 yıllarından itibaren, insanlık tarihinin harika yapıları ve bunların mühendisleri tarihteki yerlerini almaya başlamıştır; • Kral Zoser basamaklı piramidi ve yapımcısı Mühendis Imhotep gibi. • Dünyadaki ilk mühendislik okulu, “Köprüler ve Karayolları Ulusal Okulu” adı altında 1747 yılında Fransa’da açılmış, • İngiliz John Smeaton 1761 yılında ilk inşaat mühendisi olarak kaydedilmiş, • İlk İnşaat Mühendisleri Odası da 1828 yılında İngiltere’de kurulmuştur.
ÜNİVERSİTE TARİHİ • Üniversitelerin ülkemizde evrensel anlamına uygun olarak yapılanması ve tariflenmesi 1933 yılında başlar. Aynı yıllarda, Nazi Almanya’sından kaçan bilim adamlarının İstanbul’a gelmeleri, İstanbul Üniversitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesinde görev almaları bu başlangıcı görkemli kılar. • Cumhuriyetin kuruluş yıllarından itibaren, yurt içindeki imkânların hemen hemen yok denecek düzeyde olması nedeni ile öğretim üyesi ve araştırmacı yetiştirmek için, o yıllarda Avrupa’nın en saygın yükseköğretim kurumlarına devlet bursu ile öğrenci gönderilmiştir. • Sayısal artışların, nitelikten ödün vermemek gerekçesi ile kısıtlı ve kontrollü olarak gerçekleştirildiği bu yıllarda, İstanbul dışında hayata geçirilen ilk üniversite Ankara üniversitesi olmuştur. • 1950’li yıllarda, diğer büyük şehirlere de yayılacak bir şekilde üniversite sayısı artırılmış, ancak bu artışlarda yeni açılacak üniversitelerin finansal kaynakları ve üstlenecekleri misyonlar daha önceden acık bir şekilde belirlendiği için gelişmeleri sağlıklı olmuştur. • Sistemdeki ilk büyük yasal değişiklik 2547 sayılı yasa ile 1981 yılında gerçekleşmiştir. • Bu yasa ile lise üstü tüm eğitim-öğretim katı bir merkeziyetçilikle aynı çatı altında toplanmıştır. • Bu dönemde sistemdeki ilk büyük ve toplu sayısal artışlar gerçekleştirilmiş; buna paralel olarak, bu kurumların nitelikleri sorgulanmaya başlanmıştır. • Ülkemizde kavramsal olarak kitlesel yükseköğretime dönüşen ve nitelik sorunlarının artışının başlangıç tarihi 1981’dir.
Dünyada İnşaat Mühendisliği ve Eğitimi • Mühendisliğin anası olarak da kabul edilen inşaat mühendisliği askerî mühendislikten sonra gelen en eski temel mühendislik dalıdırve İngilizce kelime anlamı civil engineering ilk olarak 18.y.y. da askerî olmayan mühendislik çalışmalarını askerî mühendislikten ayırabilmek için kullanılmıştır. • İnşaat mühendisliği kurucu mühendislik alanlarının başında gelir. İnşaat mühendisliği geniş bir alanı kapsadığından çeşitli dallarda uzmanlaşma gereği duyulmaktadır. • Bu alanların başlıcaları, çevre mühendisliği, geoteknik, belediye ya da kentsel mühendislik, kıyı mühendisliği, ölçme bilgisi, yapı mühendisliği, temel mühendisliği, su mühendisliği, malzeme bilimi, ulaştırma mühendisliği vb. konulardır. • İnşaat Mühendisliğine en önemli yardımcı dallardan birisi malzeme bilimi ve mühendisliğidir. Son yıllarda özellikle medyanın odağı haline gelen nanoteknoloji ve nanobilim sayesinde malzeme bilimi bütün üniversitelerde ön plana çıkmaya başlamıştır
EL İLANI İLE ÖĞRENCİ ARAYIŞI • Mektebimiz Gümüşsu’nun abu havası yerinde kain olup , boğaza karşı…. • İaşe ve İbade mektebimize ait olup bila bedel her sene bir kat elbise … • Muktedir aşçı kadrosuyla bol ve mugaddi yemek … • Diploma alanlar kur’a ile vilayata aylık 84 lira maaşı aslı ile… • Üç senede bir bir üst dereceye terfi …Vilayat’da emrine bakımlı bir at maa seyis tahsis ile yem bedeli olarak … vs.. • Mektep methediliyor, ana babalara çocuklarını korkmadan çocuklarını kaydettirmeleri tavsiye edilip , cesaret verici sözlerle ilan sona eriyordu. En sondaki cümle şuydu: «Mektebimize Hamidiye suyu da alınmıştır • «Mektep çok zormuş, girenler verem oluyorlarmış « dedikodularını önlemek için bu ilan. Ve bu ilan «yanmış, yıkılmış, bahtsız memleketin şiddetli ihtiyacını karşılamak için çırpınanların elinden çıkmıştı • 1934 de ortaokuldan öğrenci kabulu kaldırılmış lise mezunları arasından imtihanla öğrenci alımı başlamıştı. • Mektep 6 sene sürüyor • Çalışkan bazı öğrenciler yurt dışına başka dallarda (uçak mühendisi gibi) tahsile gönderildi
MAAŞ ALAN ÖĞRENCİLER • 1883’te, Mühendis-hâne-i Berrî-i Hümâyûn’a bağlı olarak kurulan Hendese-i Mülkiye 1884 ile 1909 yılları arasında, yılda ortalama 11 mezun vermiştir. • Okul devlet yönetimi için son derece önemli olmalıdır ki, yatılı okuyan öğrencilere düzenli maaş ödenmiştir. • Okulda çıkan yemekler her gün bir öğrenci tarafından saraya götürülüp gösterilmektedir. Bu öğrenci o günkü yemeğini de sarayda yemekte ve kendisine bir altın ihsan edilmektedir. • Ramazan ayında da öğrenciler topluca saraya iftara davet edilir ve kendilerine birer altın ihsan edilirdi.
OSMANLIDA İLK ADIMLAR - 1 • 1727: Damat İbrahim Paşa zamanında kurulan Humbarahane (Tophane)ile başladığı kabul edilebilir. Bu okulun öğrencilerinin Yeniçeriler tarafından şehit edilmesi ile teşebbüs sonuçsuz kalmıştır. • 1734yılında Topal Osman Paşa'nın sadrazamlığı sırasında Üsküdar'da açılan Hendesehane'de de genellikle İnsaat Mühendisliğine ait dersler okutuluyordu. Bu okul da üç yıl sonra Yeniçerilerin karşı koyması ile kapanmıştır. • 1759: Koca Ragıp Paşa'nın sadrazamlığı sırasında Haliç'te Karaağaç'ta açılan Humbarahane de sönük olarak devam etti. 1770 yılındaki Çeşme deniz faciasının sebebi Osmanlı donanmasındaki gemilerin kifayetsizliği ile bilgisizliktir
OSMANLIDA İLK ADIMLAR - 2 • 1773: Gazi Hasan Paşa'nın ve Baron de Tott'un (Macar) teklifi ile III. Mustafa gemi inşaat mühendisleri yetiştiren Mühendishane-i Bahri-i Hümayunuaçtırdı. Osmanlı İmparatorluğu'nda başka mühendislik okulu olmadığı için 1784 yılından itibaren, Fransız mühendisler tarafından, istihkam mühendisliğine ait dersler bu okulda okutuldu. Ders verecek Müslüman öğretim üyesi yoktu. • Ancak Osmanlıların gelişmesini istemeyen Avusturya ve Rusya' nın baskısı üzerine Fransız öğretmenler 1788 yılında ülkelerine geri döndüler. • İlk adı Mühendishane olan bu üniversite Türk tarihinin ilk üniversitesidir. Askeri mühendis yetiştirmek hedeflenmiştir. • Okulun kuruluş tarihi Deniz Harp Okulu’nun da kuruluş tarihi olarak kabul edilir. Ülkedeki ıslahat çalışmalarının sonuçlarından biridir.
OSMANLIDA İLK ADIMLAR -3 • 1792: Humbaracı Ocağı ve Lağımcı Ocağı açıldı. Bu iki okul eğitime 1808 yılına kadar devam etti. • 1795: Hasköy’de yeni yapılan bir binada Mühendishane-i Berrî-i Hümâyûn (kara mühendisliği) kurulmuştur. Bu okulun yönetim şekli, kadrosu, görevleri ve mali kuralları, kanunlarla düzenlenmiştir. Eğitim süresi 4 yıldı. Mühendishane 4 sınıflı idi. En alt sınıf 4. sınıf, son sınıf ise 1. sınıf diye adlandırılmıştır. İnşaat ve onunla ilgili dalları içeren mühendislik dallarının okutulması bu okulla başladı Başlangıçta dersler özetle yazım, plan, Arapça, geometri, aritmetik, Fransızca, hesap, coğrafya, düzlemsel trigonometri, cebir, arazi ölçümü, harp tarihi, koni kesitleri, diferansiyel ve entegral hesap, mekanik, astronomi, balistik, istihkam ve talim teorileri gibi inşaat mühendisliğinin temel bilimlerini teşkil ediyordu
OSMANLIDA İLK ADIMLAR - 4 • 1796: Kurulan Mühendishane matbaasında birçok telif ve çeviri eser yayınlanmış, eğitimde kullanılan aletlerin bir kısmı dışarıdan getirilmiş, bir kısmı da Mühendishane atölyesinde imal edilmiştir. • 1797: Mühendishane-i Berrî-i Hümâyûn'da “Yeni Metodlar” adlı kitap ile inşaat mühendisliği hakkında bazı kitaplar basıldı. Fizik, kimya, trigonometri, topoğrafya, mukavemet, hidrolik, akarsu hidroliği, akışkanlar mekaniği, optik, botanik, jeoloji, mineroloji, sektant ve oktant gibi dersler ilk defa bu üniversitede okutuldu. • 1839: Nafia Nezareti bünyesinde sivil mühendislik okulu açıldı; ancak başarılı olunamadı. • 1847 yılında Mühendis-hâne-i Berrî-i Hümâyûn’dailk kez yol ve köprü dersleri okutulmaya başlanmış olmakla birlikte, 1850 yılına gelindiğinde hem Meclis-i Umur-u Nafıa’da hem de başlanan yol inşaatlarında İngiliz ve Fransız mühendisler çalışıyordu • 1847 yılında Mühendishane Topçu ve istihkam okulu haline dönüştürülmüştür.
OSMANLIDA İLK ADIMLAR – 5 • 1867: Mülkiye Mühendisi ve Islah-i Sanayi Mektebi adıyla yılda 30 mühendis yetiştiren bir okul açılmıştır. Bu okulun kaç yıl öğretim yaptığı kesin olarak bilinmemektedir. • 1874: Yılında açılan Mühendis-i Mülkiye Mektebi’nin adı 1875 yılında Turuk-u ve Muabir (Yollar ve Köprüler) Mühendislik Mektebi olarak değiştirilmiştir. Eğitim süresi 4 yıl olan okulun eğitim süresi sonunda yapılan sınavda başarılı olanlara “doktor” ve bu sınavı başaramayanlara “kondüktör” diploması verilmiştir. • 1875: Galatasaray’da sivil mühendislik okulu açıldı; ancak başarılı olunamadı.
OSMANLIDA İLK ADIMLAR - 6 • 1883: II. Abdülhamit, kurduğu sivil mühendislik okulu olan "Hendese-i Mülkiye"nin yönetimini, Türk unsurunun yetişmesi için, askeri idareye verdi. 3 yıl idadi (lise), 4 yıl mühendislik olarak planlanmıştı fakat gerçekte mühendislik öğretimi 5 yıl oldu.1883'de alınan lise mezunları ancak 1888 yılında okulu bitirdiler. 1887' de mühendislik öğretimi 7 yıla çıkartıldı. Bugünkü anlamda sivil inşaat mühendisliğinin başlangıcı ise 1883'de kurulan Hendese-i Mülkiye ile başlar. Başlangıçta Fransızların “Ponts et Chaussees” (Köprü ve Kaldırım) okulu örnek alınarak eğitimini sürdüren okul, daha sonra Alman ekolünü örnek alarak eğitimine devam etmiştir.
OSMANLIDA İLK ADIMLAR -7 • Bu okuldan çıkan hepsi Türk asıllı genç mühendisler ülkede birçok yol ve köprünün yapımında çalıştılar. 1900 yılında başlatılan Şam-Mekke arasındaki Hicaz Demiryolu hattın yapımında büyük fedakarlıklarla çalışmışlardır. • 1909: Sivil bir okulun askeri yönetimden ayrılması gerekliliği görüşü üzerine Hendese-i Mülkiye Nafıa Nezareti’ne (Bayındırlık Bakanlığı) bağlanmış ve Mühendis Mekteb-i Aliadını almıştır. • Mühendis Mekteb-i Alisi'nde okul süresi 7 yıldan 6 yıla indirildi. Böylece sivil mühendis yetiştiren okul, askeri yönetimden tamamen ayrılmış oldu.
OSMANLIDA İLK ADIMLAR -8 • Ancak 1909-1922 yılları arası Balkan Harbi, Büyük Harp ve Istiklal Harbi gibi harplerle geçti. Öğrencilerin bir bölümü hem cephede çarpıştılar hem de zaman zaman okula döndüler. • Bu devrede okulun hocaları arasına 1916 yılında Prof.Dr. PhilippForchheimer ile yine dünyaca meşhur Prof.Dr. Karl VonTerzaghivardır. Zemin Mekaniği bilim dalı Mühendishanede kurulmuştur. • 1888-1908arasında Hendese-i Mülkiye' den 230 İnşaat Yüksek Mühendisi, • 1909-1923arasında Mühendis Mekteb-i Alisi'nden 202 İnşaat Yüksek Mühendisi olmak üzere Cumhuriyete kadar 432 kişi mezun olmuştur.
CUMHURİYETİN İLK ADIMLARI - 1 • 1928: Cumhuriyet’in kurulmasıyla birlikte ülkenin mühendis ihtiyacını karşılayabilmek için çeşitli çalışmalar başlatılmış, 1926 yılında başlayan çalışmalar 2 yıl sürmüş ve bir Yüksek Mühendis Mektebi Kanunu ile Mühendis Mekteb-i Ali’si (Yüksek Mühendis Mektebi’ne) dönüştürülmüştür. • 1929'da uygulamaya giren yönetmelikle Alman Yüksek Teknik Okullarına benzetildi ve üç ihtisas şubesi kuruldu. • Yol ve Demiryolu Mühendisliği • Mimari ve İnşaat (Yapı) • Su Mühendisliği. • Görüldüğü gibi Yüksek Mühendis Mektebi başlangıçtan itibaren ağırlık olarak inşaat mühendisliği öğretimi yapmıştır. • 1922 yılında Nafıa Fen Mekteb-i Âlisi olan Kondüktör Mekteb-i Âlisi’nde yetişen öğrencilerin
CUMHURİYETİN İLK ADIMLARI - 2 • 1941: Mektep, Bayındırlık Bakanlığından ayrılarak Maarif Bakanlığına (Milli Eğitim Bakanlığı) bağlandı ve adı Yüksek Mühendis Okulu oldu. • 1944 yılında adı İstanbul Teknik Üniversitesi oldu ve İnşaat, Mimarlik, Makina ve Elektrik Fakülteleri olarak 4 fakülteye ayrılmıştır.
CUMHURİYETİN İLK ADIMLARI - 3 • 1944: Yüksek Mühendis Okulu, İstanbul Teknik Üniversitesi oldu. • Böylece, Mühendishane-i Bahri-i Humayunla başlayıp, • Mühendishane-i Berri-i Humayun, • Hendese-i Mülkiye Mektebi, • Mühendis Mektebi, • Yüksek Mühendis Mektebi, • Yüksek Mühendis Okulu adlarıyla devam eden mühendislik eğitimi, • İstanbul Teknik Üniversitesi haline gelmiş oldu (171 yıl aradan sonra). • Teknik Üniversite'de öğretim süresi 5 yıl idi ve mezun olanlar Yüksek Mühendis Unvanını alıyorlardı. • 1957 den itibaren Maçka'da kurulan İ.T.Ü. Teknik Okulu'nda 4 yıllık bir İnşaat Mühendisliği bölümü kuruldu. Mezun olanlar İnşaat Mühendisi unvanını aldılar. • 1973'den itibaren iki kademeli öğretime geçilmiş ve Lisans öğretimi 4 yıl, Yüksek Lisans öğretimi ise 1.5 yıl olmuştur.
• 1973 Yüksek Lisans öğrenimi İTÜ.İnşaat Fakültesi Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü "Topografya ve Jeodezi Kürsüsü" adı altında faaliyet gösterir. • 1969-1970 Öğretim yılında Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü ayrı bölüm olarak öğrenci almıştır. • Ekim 1974 "Jeodezi Kürsüsü" ve "Kartografya Kürsüsü" kurulmuştur. • 1979/1980 "Jeodezi ve Kartografya Kürsüsü" ve "Fotogrametri Kürsüsü" daha sonra "Jeodezi Anabilim Dalı" ve "Fotogrametri Anabilim Dalı" oluşmuştur. • YÖK Kararı ile Bölümde beş Anabilim Dalı oluşturulmuş. Yani "Jeodezi Anabilim Dalı","Kartografya Anabilim Dalı","Ölçme Tekniği Anabilim Dalı", "Fotogrametri Anabilim Dalı" ve "Uzaktan Algılama Anabilim Dalı" isimleri altında beş Anabilim Dalı oluşturulmuştur. • 2009 bölüm adı "Geomatik Mühendisliği" olarak değiştirilmiştir. • 2009 bölüm anabilim dalları birleştirilmiştir.
CUMHURİYETİN İLK ADIMLARI - 4 • İnşaat mühendisliği eğitimi veren üniversitelerin sayısı İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) kurulduğu zaman (1954) 3’dür. • İstanbul Teknik Üniversitesi, • Robert Koleji, • Yıldız Teknik Üniversitesi.
GÜNÜN ŞARTLARI 1926-1 • Eylül 1926: Yüksek Mühendis Mektebine 120 kişi girdik. Lise mezunları doğrudan alınıyor, eksik kalırsa orta okul mezunlarından imtihanla dolduruluyor. • Ortaokul mezunu olan Fevzi Akkaya Gümüşsuyunda 2 ay kurstan sonra imtihan sonra okula kesin kabul ediliyor. • Mühendis Mektebi Alisi: Gümüşsuyu Kışlası binasında dersler yapılmaktadır. Binanın 1/3’ü mühendis mektebi, 1/3’ü Fen Mektebi, 1/3 I. Dünya harbinde yangından zarar görmüş ve henüz onarılmamıştı. • Tam yatılı, tam parasız, • Yılda 1 kat elbise, palto, kundura, çamaşır, havlu, pijama veriliyor. • Kalem, kağıt ve ders malzemesi bedava.. • Kitap yok çünkü kitap yoktu!!! • Bizden önce Eylül 1925 de 120 kişi okula girmiş 45 kişi kalmışlar.. • Biz de 2.sınıfta 50 nin altına düşmüştük. Üst sınıfların mevcudu ise 5 veya 6 kişi kalmış! • Mezun olduktan sonra 10 senelik mecburi hizmette bulunmak şarttı. • Ders süreleri 1.5 saatve günde 4 ders olurdu. • Sınavlar yazılı ve sözlü ve 1 ay sürerdi. Haziran ve Eylül devreleri vardı. İsteyen istediği sınavlara istediği devrede girerdi.
GÜNÜN ŞARTLARI 1926-2 • 3. sınıfta bölümlere ayrıldık: Yol, Su, Yapı seçim isteğe bağlıydı.. Yapı’ya 3-4 kişiden fazla rağbet eden olmadı.. Yapı için “Tabanı delik Kaldırım mühendisliği” denirdi • Görülen dersler: Betonarme, Hidrolik, İktisat, Tasarı geometri, Elektrik, fizik, kimya, cebir, geometri, jeoloji, topografya, hidrografya, demiryolu yapımı, bataklıkların kurutulması, set ve bent inşası, yol ve köprü inşası • Son sınıfta 32 kişi.. 1932 de 32 mühendis.. 27 si diploma aldı.. 5 kişi Mühendislik Ruhsatnamesi aldı • Eylül 1932: Nüfus 15 milyon; Mühendis sayısı: tahmini 300 (1883 den beri) • Devlet dairelerinde Macar Mühendisler çoğunlukta • Bulgar ustalar Rum ve Ermenilerden boşalan boşluğu dolduruyor • Müteahhit firmalarsa tamamen yabancı • Ne bir karış yol, ne liman, ne bir baraj. Yalnız demiryolları yapılıyor • Taşıma kağnı, katır, deve sırtında.. • Ne Zemin mekaniği ne Terzaghi: zemine demir çubuk çakılarak zemin yoklaması yapılıyor.. Biraz da his… • Köprünün ağırlık testi için kağnılarla tonlarca taş taşınıyor ve köprü günlerce trafiğe kapalı kalıyor!! • 1933 yılında ilk defa Türk müteahhitler ihaleye katıldı ve Sivas-Erzurum Malatya hattı ihalesini kazandı..
GÜNÜN ŞARTLARI • Mühendis Mekteb-i Âlisi’ninöğrencileri Hendese-i Mülkiye’nin talebeleri gibi ramazan aylarında Saray’da iftar sofrasına oturmuyorlarsa da, hâlâ devletin gözbebeği talebelerdi. • Bununla birlikte, mühendislik mesleğinin sunacağı imkânlar yeterince bilinmiyor ve bu gibi işlere karşı algıdaki olumsuzluklar hâlâ devam ediyor olmalı ki, ayrıcalıklı bir eğitim ve iş hayatı sürdürecek olan bu öğrencileri bulmak ve okul hakkında dolaşan “çok zormuş, girenler verem oluyormuş” gibi söylentilerin önünü almak için ilanlar dağıtılıyordu.
TEKNİK ELEMAN YETİŞTİRMEK • 1911: Ülkede öylesine büyük bir teknik eleman ihtiyacı vardı ki, 1869’daki Maârif-i UmûmiyeNizâmnâmesi’ndenberi açılması düşünülen Kondüktör Mektebi (Tekniker Mektebi) ancak 1911’de açılabilmiştir. • Programı Paris’teki “Ecole de Conducteur”e benzer olarak saptanmış olan okulun amacı Nafı Vekaletine (bayındırlık Bakanlığı) «fen memurları» yetiştirmekti. • 1922: Adı Nafıa Fen Mektebi olarak değiştirilmiştir. • 1925: Eğitim süresi 2 yıldan 2,5 yıla çıkarıldı • Bu okulun mezunları Nafıa Vekaleti kadroları içinde bir mühendise sağlanan olanaklarla çalışıyordu. • 1931: Eğitim süresi 3 yıla çıkarıldı
Tekniker EĞİTİMİ VE Istanbul TEKNİK OKULU • 1937: Fen Memurlarıyla Yüksek Mühendisler arasındaki boşluğu kapatmak amacıyla Nafıa Fen Mektebi kapatılarak yerine İstanbul Teknik Okulu adıyla yeniden yapılandırılan okul 1941 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’nabağlandı. İlk kuruluşunda İnşaat, Makina bölümleri vardı. • 1940: Bu okulun mezunları arasından seçilen bazı elemanlar 1937’de kurulan İstanbul Teknik Okulu’nda, bir yıllık eğitime tabi tutularak mühendislik diploması almaya hak kazandılar. • 1942-1943 döneminden sonra Elektrik ve Mimarlık bölümleri açılmıştır. • 1943: Yıldız Teknik Okulu olarak tekrar yapılandırılan okul, 4 yıllık eğitim veren bir yüksek öğretim kurumu haline getirilmiştir. • 1949-1950: Harita ve Kadastro Mühendisliği dalı açılmıştır. Türkiyede ilktir.
Yıldız Teknik Üniversitesi • 1951-1952: Teknikerlik bölümü kapatılmıştır. • 1959-1960: Bu öğretim yılında okul bünyesinde 5 yıl süreli ve geceleri öğretim yaparak mühendis yetiştiren Akşam Teknik Okulu açılmıştır. • 1969: Devlet Mühendislik Mimarlık Akademisi adını almıştır. • 1983: Yıldız Üniversitesi adını almıştır. • 1992: Yıldız Teknik Üniversitesi adını almıştır. • Yıldız’ın diğer okullardan önemli farkı Sanat Enstitüsü Mezunlarını Tekniker ve Yüksek Teknikerleri bir kontenjan dahilinde kabul etmesi ve mühendis olarak mezun etmesidir.
ROBERT KOLEJİ VE MÜHENDİSLİK BÖLÜMÜ • 1863 yılında Amerikalı bir misyoner tarafından İstanbul’da kurulan Robert Kolej ABD dışında açılan ilk yüksek okul konumundadır. • 1912 yılında mühendislik okulu İnşaat, Makine ve Elektrik mühendislikleri lisansı verilecek şekilde kurulmuştur. • İlk inşaat mühendisi hangi yılda mezun olmuş ve 1971 yılına kadar kaç inşaat mühendisi mezun olmuş, kadın inşaat mühendisi var mı sorularına yanıt bulunamamıştır. • 1973 yılında Boğaziçi Üniversitesi
İKİ YENİ TEKNİK ÜNİVERSİTE:ORTA DOĞU VE KARADENİZ • 1950’den sonraki dönem, ülkede hâlâ yetersiz olan teknik eğitimin geliştirilmesi yolunda atılan iki yeni adım açısından da önemli bir dönem olmuştur. • Daha sonra birer teknik üniversiteye dönüşecek olan Kondüktör Mektebi de, Mühendis Mekteb-i Âlisi de Kıta Avrupası modellerine göre kurulmuş okullardı. • 1950’lerde ortaya çıkan durum ise, “şehir ve bölge planlaması” konusundaki ihtiyaçlardı. Bu acil ihtiyaç üzerine Türkiye’nin 1954’te Birleşmiş Milletler’e yardım edilmesi isteğiyle başvurmasından sonra ortaya çıkan, Ankara’da Ortadoğu bölgesine hitap edecek ve İngilizce öğrenim yapacak uluslararası nitelikte bir üniversite kurulması projesi öncelikle ABD tarafından desteklenmişti.
Karadeniz Teknik Üniversitesi • 1955: Kanunla kurulmuş ve dönemin Başbakanı Adnan Menderes tarafından açılışı yapılmıştır. • Karadeniz Teknik Üniversitesi, Türkiye Cumhuriyeti'nin İstanbul ve Ankara illeri dışında kurulan, kuruluş tarihi itibariyle Türkiye'nin en eski 4. üniversitesidir. • 1963: Kuruluşundan yaklaşık sekiz yıl sonra, Rektörlük ve Fakülte kadroları verilerek Temel Bilimler, İnşaat-Mimarlık, Makine-Elektrik ve Orman Fakülteleri kurulmuş ve eğitim başlamıştır. • Üniversitenin mühendislik fakültesi ve bazı bölümlerinde eğitim dili %30 oranında İngilizcedir.
ODTÜ • İlk adıyla Orta Doğu Yüksek Teknoloji Enstitüsü, 15 Kasım 1956’da yapılan törenle, mimarlık ve şehircilik fakültelerinde mimarlık bölümüyle açıldı. • Okul iki ABD’li profesör, dört Türk öğretim görevlisi ve 50 öğrenciyle Milli Müdafaa Caddesi’ndeki eski Emekli Sandığı Binası’nda öğretime başladı. • 1957-58 öğrenim yılında makine mühendisliği, inşaat mühendisliği, iş idaresi, kamu idaresi, endüstri yönetimi bölümleri açıldı • 2 Ekim 1957’de ODTÜ Kampusu’nun temeli atıldı. • Klasik Kıta Avrupası eğitim sisteminin bir örneği sayılabilecek İTÜ’ye göre ODTÜ Amerikan eğitim sisteminin bir örneğidir. Bir teknik üniversite olarak kurulan ODTÜ hızla İdari Bilimler ve Fen Edebiyat Fakülteleri’ni de kurmuş, Amerikan eğitim sisteminin görece özgürlükçü atmosferi de üniversiteye yansımıştır. • Demokrat Parti muhalifleri okula, “demokratların üniversitesi” veya derslerin barakada başlaması ve şehircilik eğitiminin hedeflenmesi de kast edilerek “gecekondu üniversitesi”, “baraka üniversite” isimlerini takmıştı. • Bakanlar Kurulu’nun 5 Kasım 1959 tarihli kararnamesiyle ODTÜ mütevelli heyetine atanan kişiler arasında Vecdi Diker, Vehbi Koç ve Adnan Menderes’in kendisi de vardı.
ODTÜ-2 • 27 Mayıs 1960 darbesinden sonra kurulan Milli Birlik Komitesi 8 Ağustos 1960’da ODTÜ Kanunu’nda değişiklik yapıp mütevelli heyetini görevden alarak Turhan Feyzioğlu’nu rektörlüğe atadı. Milli Birlik Komitesi, mütevelli heyetini görevden almadan önce istifalarını istemiş; ama Vehbi Koç dışında hiçbir üye bu isteğe olumlu cevap vermemişti. • Feyzioğlu, daha sonra, atanmasının amacının ODTÜ’yü yabancılar için sorun olmadan kapatmak olduğunu, ancak fikrini değiştirerek ODTÜ’yü savunmaya ve yaşatmaya karar verdiğini anlatmıştır. • İlk mezunlarını 1963 yılında veren ODTÜ öğrencileri meslek yaşamlarına başladıklarında ortaya çıkmış bulunan iki önemli durum vardı. • “Tabii, bu esnada bizim, lisan bilen genç heyecanlı, hevesli arkadaşlara ihtiyacımız vardı, onları davet ettik, onlar firmamızın içersine geldiler. Bunlar tabii, Orta Doğu’nun getirdiği bir özellik vardı, lisan. • Bu lisan, çok önemliydi o dönem için; çünkü Türkiye’de İngilizce bilen mühendis sayısı çok azdı. Dışarıda okuyanlar vardı, onların da sayısı azdı. Çoğu lisanı burada, yani üniversitede okuyarak belli ölçüde bu lisanı kullanma şansına ermişlerdir. • Biz de firmamıza gerek Orta Doğu mezunları gerekse dışarıdan dil bilir, İngilizce bilir arkadaşlarımızı çağırdık ve onlarla beraber biz bu firmanın gelişmesini sağlama imkânı bulduk.
Cumhuriyetin ilk yılları 1 • 1923–1924 eğitim – öğretim yılında Türkiye’nin nüfusu 11-12 milyondur. Bu nüfusun %10’nu ve kadınların sadece %3’ü okuryazardır. • Bu yıllarda Türkiye de 4.894 ilkokul, 23 lise, 64 meslek okulu, 9 fakülte ve yüksekokul olmak üzere toplam 5.062 öğretim kurumu vardır. • Bu okullarda görevli olan öğretmen ve öğretim üyesi sayısı ise toplam 11. 918’dir. • İlkokullarda 341.941, ortaokullarda 5.905, liselerde 1.241, meslek okullarında 6.547 ve yükseköğretimde 2.914 olmak üzere 358.548 öğrenci vardır. • O yıllarda eğitime bütçeden ayrılan pay düşük bir düzeydedir. 1921’de % 0.7; 1923’te %3
Cumhuriyetin ilk yılları 2 • Cumhuriyetin ilk yıllarında bu sayısal verilerin dışında eğitimin niteliksel özellikleri de düşüktür. • Çanakkale ve kurtuluş savaşında kaybedilmiş olan öğretmenlerin yanı sıra mevcut eğitimcilerin mesleki formasyonu da yetersizdir ve öğretim programları çağdaş bir anlayıştan yoksundur. • Okul binalarının durumu ve ders araç-gereçlerinin eksikliği ve eğitimle ilgilenen merkez ve taşra örgütünün idari teşkilatlanmasındaki sorunlar Türk Eğitim sisteminin o günkü durumunu yansıtmaktadır. • Üniversite reformu sayesinde yabancı uzman ve öğretim üyelerinin çeşitli fakültelerde ders vermeleri sağlanır. • Ayrıca eğitim ve kültür reformunu tamamlayacak şekilde John Dewey, Künhe, OmerBuyse, Albert Malche, BergeParker gibi uzmanların görüşlerine başvurulmuştur. • Amerikan Albert Malche’in raporu doğrultusunda üniversite reformu yapılmıştır. John Dewey’in raporu eğitim alanında yapılan reformlarda etkili olmuştur.
Cumhuriyetin ilk yılları 3 • 1925’te Alman Ticaret ve Sanayi danışmanı olan Prof. Künhe ve Belçika meslek öğretimi genel müdürü olan OmerBuyse’nin raporları yönetim, program, öğretmen yetiştirme, denetim ve yükseköğretim reformu gibi konuları kapsamakta ve yol gösterici olmuştur. • Böylece 15 yıllık bu çok kısa dönemde eğitim alanında önemli adımlar atılmış, deyim yerinde ise ikinci bir kurtuluş savaşı daha verilmiştir. • Bu dönemde eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması, okulun herkese açık ve parasız olması, ilköğretimin yaygınlaştırılması ve toplumun çağdaşlaşması amacıyla yapılan çalışmalar sonucunda 1923-1938 yılları arasında okulların, öğretmenlerin ve öğrencilerin sayısında ve ülke nüfusunda büyük artışlar olmuştur. • Eğitim savaşının sonunda kazanılan zaferin sayısal göstergeleri şöyledir:
Cumhuriyetin İlk Yılları 4 • 1923-1938 arasında Türkiye nüfusu %38 artarken, ilköğretimdeki öğretmen sayısı da%154’lik bir artış göstermiştir. • Özellikle kadın öğretmen sayısındaki %352’lik artış ile kız öğrencilerdeki %323’lük, • ortaokullardaki öğrencilerde %1.255 ve liselerdeki öğrenci sayısında % 1.692’lik artış • Diğer taraftan yeni açılan ilkokul sayısı %137,ortaokul sayısı %194 ve lise sayısı %296’lık bir artış göstermiştir. • Cumhuriyetin ilk yıllarında yüksek öğretimde hiçbir kadın öğretim üyesi yok iken, 1938 yılında üniversitelerde 99 kadın öğretim üyesi bulunmaktadır.
YURT DIŞINA GÖNDERİLEN ÖĞRENCİLER • Açılan ve ilerde açılacak olan yeni öğretim kurumlarının öğretim elamanı gereksinimini karşılamak üzere 1927-1938 yılları arasında yabancı ülkelere öğrenci gönderilmiştir. • İlk olarak 1927-1928 eğitim öğretim yılında 8 değişik ülkeye toplam 42 öğrenci gönderilmiştir. • Yurt dışına gidecek öğrencilere Atatürk çektiği telgrafta şöyle der: ’’ Sizi birer kıvılcım olarak gönderiyorum. Alevler olarak geri dönmelisiniz.’’ • 1929-1930: Bu sayı artarak 288’e ulaşmıştır. • 1937-1938 : Bu sayı 204’tür. • Bu öğrencilerin Almanya(97), Fransa(21), Belçika(15), Amerika(15), İsviçre(13), Avusturya(14) olmak üzere diğerleri İtalya, İngiltere, Macaristan ve Rusya’ya gönderilmişlerdir. • Gönderilen öğrencilerin % 86.77’si Almanya, Fransa, Belçika ve Amerika’ya gönderilmiştir.
Türkiye’nin ilk kadın inşaat mühendisi -1 • Anıtkabir'in ve TBMM'nin inşaatlarında başkontrolör (mühendis) olarak görev yapan Türkiye'nin ilk kadın inşaat mühendisi, Fenerbahçe Spor Kulübü'nün ilk kadın voleybolcusu Sabiha Gürayman, 93 yaşında İzmir'de öldü. • 1927'de bir arkadaşının ve matamatik öğretmeninin tavsiyeleri üzerine, bugünkü adıyla İstanbul Teknik Üniversitesi'ne yani Yüksek Mühendis Mektebi'ne girdi. Gürayman, bu okula giren ilk kız öğrenciydi. • 1933'de okuldan başarıyla mezun olan Sabiha Gürayman, Türkiye'nin ilk kadın inşaat mühendisi oldu. • Ankara Bayındırlık Müdürlüğü'nde göreve başlayan Gürayman, daha sonra Bayındırlık Bakanlığı'na geçti. O zamanlar Türkiye'deki bir çok okul, köprü, hükümet konağı ve binanın yapımında görev yapan Sabiha Gürayman, 1941'de Anıtkabir ve TBMM inşaatlarında 10 yıl süreyle görev yaptı.
Türkiye’nin ilk kadın inşaat mühendisi-2 • Gürayman, iki inşaatı da bir çok sefer ziyaret eden İsmet İnönü, Celal Bayar ve Adnan Menderes'le sık sık bir araya geldi. • Ankara'nın Beypazarı İlçesi'nde Kemer Köprüsü'nün inşaatını yaptığı sırada Gürayman'ın çalışmalarını takdirle karşılayan ilçe halkı, köprünün ismini değiştirerek, Sabiha Gürayman'ı temsilen köprüye ‘Kız Köprüsü’ adını verdi. • Gürayman, ‘Kadınlar şantiyede çalışamaz’ diyenlere inat, inşaatta pantolon giyerek çalıştı. • 1963'de emekli olduktan sonra İstanbul'a yerleşen Sabiha Gürayman, eşi Remzi Gürayman 1993'te ölünce, çocuğu olmadığı için İzmir'e taşınıp yeğeni Beyhan Susup'un yanına yerleşti. • Yardımseverliğiyle tanınan Sabiha Gürayman, çalışma hayatında elde ettiği tüm servetini de yaşarken İstanbul Teknik Üniversitesi Vakfı'na ve Fevzi Akkaya Temel Eğitim Vakfı'na bağışladı. • Gürayman, bu vakıflar aracılığıyla burslar vererek birçok şehit çocuğunun eğitim masraflarını karşılıyordu.
2010 YILINDA İnşaat Mühendisliği • 2000-2010 yıllarıarasındaülkemizdekilisanseğitimivereninşaatmühendisliğibölümlerininsayısı %32 artarak 38’den 50’ye; inşaatmühendisliğiprogramlarının (1. Öğretim, • 2. Öğretim) sayısıysa %62 artarak 50’den 81’e çıkmıştır . • ÖSYMverilerinegöre , 2010 yılındaülkemizdeinşaatmühendisliğiprogramlarınıntoplamkontenjanı 5471’dir.
GÜNÜMÜZDE İNŞAAT MÜHENDİSLERİ VE ÖĞRENCİLERİ SAYISI • Yaklaşık 72 milyonnüfusasahipülkemizde, kayıtlıinşaatmühendisisayısıyaklaşık85.000 civarındadır. • Günümüzde, TürkiyeveKKTC’de her yılyaklaşık 5500 inşaatmühendisliğiöğrencisiuniversiteye başlarken, bunlardan yaklaşık 4000’i (%70) mezun olabilmektedir
OKUL ÖĞRENCİ SAYISI • 2007 yılı için 36 Devlet üniversitesindeki 54 programa 3104, 2 Vakıf üniversitesindeki 5 programa 114 kontenjan ayrılmıştır. • KKTC ve İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü dahil edilince İnşaat Mühendisliği Eğitimi verilen üniversite sayısı 46 olmaktadır. • İTÜ ve YTÜ hariç 44 tanesinde İnşaat Mühendisliği Bölümleri Mühendislik veya Mühendislik-Mimarlık Fakülteleri bünyesinde bulunmaktadır. • 2006 Verilerine göre, İnşaat Mühendisliği programları ortalama 10. sırada tercih edilmektedir. • 3218 kontenjan için 85591 öğrenci tercih etmiş ve her 26.5 kişiden biri bir İnşaat mühendisliği programına yerleştirilmiştir (Kılanç, 2007).
İnşaat Mühendisliğinde ilk Telif Kitaplar • Prof. Fikri Santur: Mukavemet-i EcsamMuvazenet-i Tersimiye; Mühendishane Matbaası, 1905. 1928 yılında tekrar basılmıştır 544 sayfa. • Prof. Fikri Santur: Ahşam Köprüler 1922, 128 sayfa • Prof. Fikri Santur: Demir Köprüler, 1928, 299 sayfa • Prof. Fikri Santur: Asma Köprüler, 1937, 128 sayfa • Ali Talat: Kagir İnşaat; 1923; 103 sayfa • Prof. Ahmet İhsan İnan: Betonarme Hesabatı Cetvelleri; 1926, 156 sayfa • Prof. Ahmet İhsan İnan: Islah-ı Enhar, Akarsulara Müteallik Hususi Hidrolik; 1927; 60 sayfa • Prof. Burhaneddin Berken: Büyük Bendler-Kısım 1; 1936 • Prof. Feridun Arısan: Mukavemet Tatbikatı, Elastiyet – Hiper Statik Sistemler; 1943 125 sayfa • Y. Mühendis Rıfat Ilgar: Demir Yollar – Üst Yapı; 1941, 243 sayfa • Prof. Dr. Müh. Meissner Paşa: Demir Yolları I. Cilt 1934; II. Cilt 1936 (Hicaz demiryolu inşaatında proje başmühendisi)
İTÜ İnşaat Bölümleri • İnşaat Mühendisliği Bölümü; Yapı, Yapı Malzemesi, Yapı Işletmesi, Mekanik, Hidrolik, Geoteknik ile Ulaştırma olmak üzere 7 Anabilim Dalından oluşmaktadır. • Bölümdeki öğrenci sayısı 1.400 dolayında olup, kız öğrenci oranı %10 dolayındadır. • 1969-1970 öğretim yılında ayrı bölüm olarak öğrenci alan Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü; Jeodezi, Ölçme Tekniği, Kartografya, Fotogrametri ile Uzaktan Algılama Anabilim Dallarından oluşmaktadır. Öğrenci sayısı 500 dolayındadır. • Çevre Bilimleri ve Çevre Teknolojisi Anabilim Dallarından oluşan Çevre Mühendisliği Bölümü 1978- 1979 yılında eğitime başlamış olup 450 dolayındaki öğrencisinin yarısı kızdır. • Toplam 2400 dolayında öğrencinin bulunduğu İnşaat Fakültesinde 1994-1995 öğretim yılı sonu itibari ile Profesör, Doçent, Yardımcı Doçent olarak 117 öğretim üyesi, 7 öğretim görevlisi ve 110 araştırma görevlisi bulunmaktadır. • Her yıl 400' e yakın öğrencinin alındığı
İTÜ ve inşaat mühendisliği • Bugünkü anlamda sivil inşaat mühendisliğinin başlangıcı ise 1883'de kurulan Hendese-i Mülkiye ile başlar. • Cumhuriyete kadar 1888-1923 yılları arasında 432 inşaat mühendisi mezun olurken 1924'den 1994 dahil mezun olan Inşaat Yüksek Mühendisi ve Mühendis sayısı 6500'den fazladır. • Eğitim-öğretimi Gümüşsuyu, daha sonra Taşkışla binasında sürdüren ve 1982 yılında tümü ile Ayazağa Kampüsüne taşınan İnşaat Fakültesi, şu anda • İnşaat Mühendisliği, • Jeodezi ve FotogrametriMühendisliği ve • Çevre Mühendisliği olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır.
iTÜ Değişim • Bu arada başlatılan İngilizce destekli öğretim için İngilizce hazırlık imkanının yaratılmış olması yabancı dil eksikliğini önemli ölçüde gidermiştir. • Konusunda ülkemizin en güçlü öğretici kadrosunun bulunduğu Fakültenin, bu yönde bir sorunu bulunmamaktadır. Fakülte Laboratuvarları ülke geneline göre iyi ve her türlü deneyi yapabilecek durumdadır. • Son yıllarda Fakültede endüstriye yani çeşitli özel ve kamu kuruluşlarına proje yapma, araştırma ve danışmanlık olarak verilen hizmetlerde önemli artışlar olmuştur. Döner Sermaye Yönetmeliği çerçevesinde yapılan bu hizmetler öğretim elemanlarının uygulamaya yönelik tecrübelerinin artması yanında Fakülte Laboratuvarlarının gelişen teknolojiye uygun olarak yenilenmelerinde önemli bir kaynak oluşturmaktadır
ÖĞRENCİ SAYISI KIZ ÖĞRENCİLER • 2009-2010 Öğretimyılındainşaatmühendisliğilisansprogramınakayıtyaptıranöğrencisayısı 5491. Bunlardan 940 tanesikız , 4551 tanesierkeköğrencidir. • Bölümlerdehalenöğrenimgörmekteolanöğrencisayısı 23453, 2965 kızöğrenci 20488 erkeköğrenciolduğugörülmektedir. • Bu verilerdenkızöğrencilerinbölümüfazlatercihetmediğianlaşılmaktadır. • 2008-2009 yılındamezunolanöğrencisayısıise 3498. • Türkiye’deinşaatmühendisliğibölümlerindeönümüzdeki 4 yıl(2011-2015) içinde 20.000’in üzerindeöğrencininlisanseğitimialacağıgörünmektedir. • Yinebuöğrencisayısıdikkatealındığında her yılyaklaşık 3000’in üzerindeinşaatmühendisiinşaatsektöründeyer alma çabasıiçinde • bulunacaktır.
OSMANLIDA MÜHENDİSLİK ZİHNİYETİ • Bunla birlikte girişimciliği destekleyen Osmanlı aydınlarından biri, Hendese-i Mülkiye iken, 1909 yılında, Nafıa Vekaleti’ne bağlanarak adı değiştirilen Mühendis Mekteb-i Âlisi’nin ilk Müdürü Refik (Fenmen) Bey olmuştur. • Liberal düşüncelere açık biri olan Refik Bey öğrencilerinin sadece devlet memuru olmalarını istemiyor, onları serbest bürolar açıp çalışmaya teşvik ediyordu • Cumhuriyet döneminin ilk inşaat müteahhitlerinden biri olan, Sanayi-i Nefise mezunu Mimar Arif Hikmet Koyunoğlu, Türklerin o dönemki zihniyetini kendi yaşamından bir kesitle anlatmaktadır: • Meğer halam, benim mimar olacağımı duyunca çok üzülmüş ve ‘Bütün silsilemiz okumuş, yazmış, âlim adamlar. Bu çocuk niçin böyle dülger (marangoz) olmayı istedi?’ diye dövünüp ağlıyormuş.
Teknik Üniversite rozeti • Bu yıllardan itibaren bu dört fakültenin mezunları Türkiye tarihinde önemli roller oynadılar. • Öğrenci sayısı azdı ve öğrenciler özel bir sınavla kabul ediliyordu. Bir zamanlar öğrenci bulabilmek için ilanlar dağıtan İstanbul Teknik Üniversitesi, uzun yıllar ayrıcalıklı konumunu sürdürdü. • “Efendim bizler, Teknik Üniversite rozeti taşıyanlar üst düzey insan sayılırdı. Beyoğlu’na çıktığımız zaman, “arı rozetliler geliyor” derlerdi; arı rozetiyle meşhurdu tabii.”
HEYKEL VE PUT BİR ŞİRKETİN KURULUŞU • “Bilecik’ten dönmüştüm. Evkaf ve Şeriye Vekâleti binasında bir çalışma odam vardı, içeri girince fena halde bozuldum. Sulu boya ile yapıp çerçevelettiğim bir projem yerde parça parça edilmiş yatıyordu. (Bir gün Ziya Gökalp, Hamdullah Suphi, Ruşen Eşref ve bazı arkadaşları beni ziyarete gelmiş ve bir zafer abidesi [Arch de Triumph] projesi yapmamı istemişlerdi. O zaman böyle bir abide düşünülüyordu. • Ben de yapmıştım ve Bilecik’ten dönüşümde icab eden makama verecektim.) Hademeye sordum. “Şer’iye Vekili odanıza geldi ve bu resmi görünce ‘Bu putlarla dolu resmi aşağı indir’ dedi ve ayaklarıyla çiğneyerek parçaladı” dedi. Üzerinde heykel görünce hemen put diyen bu yobaz, kırılası ayaklarıyla onu parçalamıştı. İşte bu hadise üzerine Asaf Bey’e Allahaısmarladık diyerek kapı dışarı fırladım. • Biraz daha burada dursam başıma bir bela gelirdi. Bir iki gün sonra da Taş Han’ın karşısında bir yer buldum, tamir ettirdim ve burada ilk yazıhanemi açtım. Kapıya bir de tabela astım: TÜRK İNŞAAT EVİ.
Yıllara göre okul sayısı • 1911 yılında ilk çekirdeği oluşan Yıldız Üniversitesi, 1937 yılında mühendis yetiştiren bir kuruma dönüşmüştü. • 1912 de kurulan Robert Koleji’nin yüksek kısmı ise, 1971 yılından itibaren Boğaziçi Üniversitesi oldu. • İMO’nunkurulmuş olduğu 1954 yılında Türkiye’de sadece İTÜ, Yıldız Teknik Okulu ve Robert Koleji’nde inşaat mühendisi yetiştiriliyordu. • ODTÜ’nün 1961’de ilk mezunlarını vermesi ve izleyen yıllarda diğer bir çok üniversitede inşaat mühendisliği bölümlerinin açılmasıyla yurt yüzeyine yayılan eğitim farklı bir çehre kazanmıştır. • KTÜ 1963, Fırat Üniversitesi 1967, DEÜ 1968 yıllarında ilk inşaat mühendisliği öğrencilerini almışlardır. • 1960’tan sonra inşaat sektöründeki olağan üstü gelişimin doğurduğu talep-arz süreci nedeniyle, en yetenekli öğrenciler özellikle İTÜ inşaat mühendisliği eğitimini seçmişler, yetişen kadrolar devlet yönetiminde üst kadrolara yükselmişlerdir (Önalp, 1993). • Ancak okul sayısındaki artış ve yeni ve popüler mühendislik bölümlerinin açılmasından sonra, seçkin öğrencilerin inşaat mühendisliğini tercih ettikleri söylenememektedir.