720 likes | 3.43k Views
TİFO ve PARATİFO. Tanım:. Bir diğer adı da enterik ateş olan tifo ve paratifo hastalıkları hemen hemen aynıdır; tek farkları hastalıkları oluşturan mikroplardır. Tifo, S.typhi ; paratifo ise S.paratyphi A, B, C isimli basil türü bakterilerin neden olduğu hastalıklardır. Etken:.
E N D
Tanım: • Bir diğer adı da enterik ateş olan tifo ve paratifo hastalıkları hemen hemen aynıdır; tek farkları hastalıkları oluşturan mikroplardır. • Tifo,S.typhi ; • paratifo ise S.paratyphi A, B, C isimli basil türü bakterilerin neden olduğu hastalıklardır.
Etken: • Tifo,S.typhi ; • paratifoise S.paratyphi A, B, C isimli basil türü bakterilerin neden olduğu hastalıklardır.
Belirtileri: • Bilinç bulanıklığı, • düşmeyen ateş, • baş ağrısı, • karın ağrısı (ateşin yükselmesine rağmen) nabız sayısının azalması, • dalakta büyüme, • kandaki akyuvar hücrelerinin sayısında azalma, • göğüs-karın cildinde gül kurusu renginde lekeler ile karakterize, insanlara özgü sistemik infeksiyon hastalıklarıdır. • Daha çok kirli besinler ve sularla ağız yolundan bulaşan, bazı ülkelerde zaman zaman salgın yapan, tedavi edilmezse çeşitli komplikasyonlar ile ölümle sonuçlanabilen hastalıklardır.
Epidemiyoloji: • Daha çok kirli besinlerle (Mikroplanmış gıda maddelerinden) ve • Süt ve sudan bulaşır (genellikle bulaşık pisliği veya suların bulaşmasıyla - ağız yolundan bulaşan).
Epidemiyoloji: • Sinekler yoluyla de yayılabilmekte olan bu hastalık, aynı zamanda enfekte olan bir maddeyle yapılacak temasla da bulaşabilmektedir. • Bazı ülkelerde zaman zaman salgın yapan, • tedavi edilmezse çeşitli komplikasyonlar ile ölümle sonuçlanabilen hastalıklardır.
Tifo taşıyıcısı (portör) ne demektir? • "Tifo taşıyıcısı" bu hastalığı bir kez çeken, tamamen iyileşmiş olan, • fakat canlı mikropları vücudunda taşımaya devam eden kişidir. • Bu gibi bir taşıyıcı, özellikle gıda maddeleri ile ilgili bir meslektense, hastalığın toplumda büyük ölçüde yayılmasına neden olabilecektir.
Etkenler: • S.typhi ve S.paratyphi A, B ve C sadece insan infeksiyonlarından sorumludur, insandan insana bulaşma söz konusudur, mikrobun yaşadığı tek canlı insandır. • Genelde hasta insanın basil yüklü çıkartıları yoluyla mikrobun bulaştığı besin ve sulardan bulaşır. • Hastalığın su yoluyla salgın yapması nadir değildir. • Hastalar dışkı ve idrarlarıyla bol miktarda basil çıkardıkları gibi, diğer çıkartılarında da (solunum yolu salgıları, kusmuk v.s) bulunabilir. • Taşıyıcılar çok fazla sayıda bakteri yayarlar, bu kişilerin dışkılarının 1 gramında 1,000,000,000-100,000,000,000 tifo basili olduğu saptanmıştır.
Hastalığın meydana gelişi: • Bakteriler sağlıklı ve duyarlı kişi tarafından ağız yolundan alındıktan sonra mideye gelir. • Salmonellalar mide asidine duyarlıdır ve burada ölürler, ancak besinlerle ya da bol sıvı ile alındığında bu etkiden korunabilirler. • Diğer yandan mide asiditesinde bozukluk olduğu (aklorhidri, gastrektomi, antiasid kullanımı gibi) durumlarda bu engeli kolayca aşarlar. Bakterinin alınan miktarı hastalık oluşma olasılığını etkiler.
Klinik: • Enterik ateşin kuluçka süresi ortalama 10-14 gündür; 3-5 gün gibi kısa olabileceği gibi 60 güne kadar da uzayabilir. • Alınan bakteri miktarı arttıkça inkübasyon süresi kısalmaktadır. • Hafif belirtilerle, akşamları 37.5-38 0C ateşle kendini gösteren gribe benzer şekilde seyredebilir. • Bazen çok ağır seyir gösterebilir. Bazen de sekiz haftayı geçen sürelerde devam eden klinik şekilleri olabilir. • Tipik bir enterik ateşin seyrinde ise hastalığın süresi ortalama dört haftadır.
Klinik: • 1.Hafta: Çoğu kez 1-2 gün süren kırıklık, iştahsızlık, ürpermeler, baş ağrısı gibi yakınmalarla başlar. • Her gün 1-2 0C yükselen vücut ısısı bu haftanın sonunda 39-40 0C’ye ulaşır. İştahsızlık, yorgunluk, vücut ağrıları, alında fazla olmak üzere künt, sürekli baş ağrısı, uykuya meyil ateşe eşlik eder, öksürük ve burun kanaması görülebilir. • Karın ağrısı ve karında rahatsızlık hissi vardır. Deri sıcak ve kurudur. Çoğu kez terleme olmaz. • Bu haftada hastalar daha çok kabızlıktan yakınır, bazen ishal yakınması da olabilir.
Klinik: • 2. ve 3. Hafta : Tüm belirtilerde şiddetlenme olur, ateş 39.5-400C bazen 41-42 0C’ye çıkar, devamlı bir hal alır. • Hastanın genel durumu bozuktur, ağır hasta görünümündedir. Çoğu kez zeka faaliyetleri durmuş, bakışlar sabit, donuk olup hastanın mimikleri kaybolur. Hastanın etrafıyla ilgisi kesilmiştir. Kendine verilen yiyecek ve içeceğin farkında değildir. • Karın üst kısmında ve göğüs cildinde ciltten kabarık, basınca solan, birkaç mm çapında, gül kurusu (pembe) renkte döküntüler belirir, 2-3 gün sürer. • Aşırı halsizlik, bilinçte küntleşme, bazı hastalarda delilik hali görülür. • Karında rahatsızlık hissi, şişkinlik artar. Karaciğer ve dalaktaki büyüme saptanmaya başlar. Bu haftada ishal yakınması kabızlığa göre daha fazladır. Dışkıda kan bulunabilir. • Bazı hastaların parmakları ritmik hareketlerle örtüleri toplar; bu dikkat çekici bir belirtidir.
Klinik: • 4. Hafta: Komplikasyon görülmezse üçüncü haftadan sonra ateş düşmeye başlar, yavaş yavaş düşerek dördüncü haftanın sonuna doğru vücut ısısı normale döner.
Klinik: • 5. Hafta: Nekahat dönemidir.
Tanı: • Mikrop, tifolu hastaların dışkılarında veya idrarlarında, kanlarında, tükürüklerinde veya vücutlarında görülen deri döküntülerinde bulunur • Kesin tanı; kan, kemik iliği, dışkı veya idrardan etkenin üretilmesi ile konur. • Hasta antibiyotik kullanmadan önce bu örneklerden birden fazla kültür yapılması bakterinin üretilme şansını artırmaktadır.
Tanı: • Ülkemizde ise hastalar çoğu kez antibiyotik kullanarak hekime başvurduğu için kan kültürlerinde bakterinin üretilme şansı azalmaktadır. • Bu tip özgül tanı yöntemleri yanında diğer bazı laboratuvar testleri enterik ateş tanısına yardımcı olabilir. Hemogram,lökosit formülü, sedimantasyon yapılır.
Komplikasyonlar: • Enterik ateşin komplikasyonları çok çeşitlidir, başlıcaları şunlardır: • Endotoksik şok, • mide kanaması, • barsak delinmesi, • safra kesesi iltihabı, sarılık, • damar iltihabı, deliryum (delilik hali), havale, • zatürre, bronşit, • böbrek-kas-eklem iltihapları, • tromboflebit (bir çeşit damar iltihabı), • menenjit.
Bağışıklık : • Tifo hastalığı geçiren kişilerde bağışıklık gelişir. • Kişi, ikinci kez tifo basili ile karşılaştığında genellikle tekrar hastalanmaz, • ancak antibiyotik tedavisi erken başlanan hastalar ikinci kez tifo geçirebilir.
Prognoz : • Komplikasyonlardan önemli şekilde etkilenir. • Antibiyotik öncesi dönemde ölüm oranı % 15 civarında iken, tedavi gören hastalarda % 1-2’ye düşmüştür. • Ölüm nedeni; genelde ağır toksemi (mikrobun ürettiği zehirli toksinlerin kana karışması) , • dolaşım yetmezliği, • barsak delinmesi, mide kanaması ile zatürredir.
Tedavi: • Hasta yatak istirahatine alınır. Özellikle hastanede yatırılarak tedavisi gereken bir hastalıklardır. • Spesifik tedavisinde değişik antibiyotikler kullanılır. Tifoda mikroba karşı yapılan tedavide ilk kullanılacak ilaç kloramfenikoldür. • Ateş genellikle 3-5 gün içinde düşer. • Ölüm oranıda % 20’lerden % 1’e düşmüştür. • Kinolon grubu ilaçlar paratifoda ilk seçenektir. Tifoda da etkili biçimde kullanılmaktadır. • Ateş üç gün içinde kontrol altına alınmaktadır. • Diğer bir seçenek, 3. kuşak sefalosporinlerdir. Çocuklarda, gebelerde, süt veren annelerde tercih edilir.
Tedavi: • Tedaviye yanıt alınamayan ağır toksemik hastalarda steroid kullanılabilir. • Perforasyon durumunda 4-6 saat içinde cerrahi müdahale gerekmektedir. • Ateş düşürücü ilaçlardan özellikle ASetil Salisilik Asit yani yaygın tabiri ile aspirin ateşi anormal şekilde aşırı düşürebileceğinden kullanılmamalıdır. • Ateşi düşürmek amacı ile ıslak kompres yapılmalıdır. • Kabızlık için ilaç ve lavmanlar kullanılmaz. • Kronik (süregen) taşıyıcılarda da ampisilin, amoksisilin ya da kinolon grubu antibiyotikler kullanılır.
Korunma: • En etkili yöntem içme ve kullanma sularının gerekli arıtma sistemlerinden geçirilerek temiz su temini ve sağlıklı bir atık giderim sisteminin kurulmasıdır. • Tifolu hastaların kullandığı tuvaletler dezenfekte edilmelidir. • Kişisel hijyen önemlidir.
Korunma: • Kişisel hijyen önemlidir.
Korunma: • Tifodan korunmada diğer etkili bir yöntem de aşılamadır. Bir gün ara ile üç doz şeklinde alındığında koruyuculuğu % 43-96 arasındadır.
Türk doktorları tarafından tifo aşısı yapılan esir Fransız denizcileri