460 likes | 862 Views
AKIN DOĞAN. www.edebiyatogretmeni.net. SERVET-İ FÜNUN ve FECR-İ ATİ EDEBİYATI. SERVET- FÜNUN (EDEBİYAT-I CEDİDE) (1896 -1901) • Batı etkisindeki Türk edebiyatının kısa ama etkili dönemidir.
E N D
AKIN DOĞAN www.edebiyatogretmeni.net
SERVET-İ FÜNUN ve FECR-İ ATİ EDEBİYATI SERVET- FÜNUN (EDEBİYAT-I CEDİDE) (1896 -1901) • Batı etkisindeki Türk edebiyatının kısa ama etkili dönemidir. . Recaizade Mahmut Ekrem’in çevresinde toplanan yenilikçi genç edebiyatçılar tarafından oluşturulmuştur. • Tanzimat edebiyatında da olduğu gibi Fransız edebiyatının etkisinde kalınmıştır.
• II. Abdülhamit yönetiminin baskısı (istibdat) altında gelişmiş bir edebiyattır; karamsarlık, umutsuzluk, bunalım, bu döneme hakimdir. • Gazeteden çok dergiciliğe önem verilmiştir. • Sanat için sanat anlayışı döneme egemendir. • Tanzimat’ın hedef olarak benimsediği dilde sadeleşme unutulmuş, tersine daha da sanatlı, ağır bir dil kullanılmıştır.
• Şiirde konu ve biçim yönünden büyük yenilikler yapılmıştır. • Heceyle denemeler olmakla birlikte ağırlıklı olarak aruz vezni kullanılmıştır. • Kulak için kafiye anlayışı benimsenmiştir. . Şiirde musikiye, şekil kusursuzluğuna önem verilir. . Aruz Türkçeye uydurulmaya çalışılmıştır. • Aruz kalıpları konuya göre seçilmiş, bir şiirde birden fazla aruz kalıbı kullanılabilmiştir. • Sone, balad ve terza-rima gibi Batı’dan alınan nazım şekilleri ilk kez bu dönemde kullanılmıştır. • Serbest müstezat Servet-i Fünun şiirinde çokça kullanılmıştır. • Arapça ve Farsçadan daha önce kullanılmamış sözcükleri kullanmayı bir hüner olarak görmüşlerdir.
• Anlam bir mısrada değil diğer mısrada tamamlanmış şiirin bütünlüğüne önem verilmiştir. • Tanzimat sanatçılarından olan R. M. Ekrem’in “Güzel olan her şey şiirin konusu olabilir.” anlayışıyla hareket etmişlerdir. • Şiirlerde aşk ve doğa gibi bireysel konular işlenmiş, sıfatlara ve doğa tasvirlerine bolca yer verilmiştir. • Mensur şiir örnekleri verilmeye başlanmıştır. • Şiirde sembolizm ve parnasizmin etkisi vardır. • Roman ve hikayede teknik bakımdan Batı seviyesine bu dönemde ulaşılmıştır. • Konu ve karakter seçimine dikkat edilmiş, psikolojik tahlillere yer verilmiştir.
Roman ve hikayelerde bireysel konular işlenmiştir: Aşk, dram, hayal kırıklıkları, aile içi çelişkiler... • • Çevre tasvirlerinde ayrıntılara girilmiş, mekan olarak İstanbul dışına çıkılmamıştır. • Kahramanlar eğitimli, aydın kişilerden seçilmiş, ait oldukları sınıfa göre konuşturulmuştur. • • Roman ve hikayelerde Arapça ve Farsçanın ağırlıkta olduğu süslü, sözdiziminde değişikliklere gidilen uzun ve kesik cümlelerin kullanıldığı bir dil söz konusudur.
Roman ve hikayede realizm ve natüralizm akımlarından etkilenilmiştir. • Tiyatro türünde dönemin baskısı nedeniyle hemen hemen hiçbir gelişme gösterilmemiştir. (Hüseyin Suat, dönemin tiyatro yazarı olarak öne çıkmıştır) • Hüseyin Cahit Yalçın’ın Servet-i Fünun’ da yayımlanan “Edebiyat ve Hukuk” adlı makalesinden dolayı, dergi kapatılmıştır.
TEVFİK FİKRET (1861— 1915) • Önceleri sanat için sanat, sonraları toplum için sanat anlayışını savunmuş ve buna uygun eserler vermiştir. • Toplumsal ve siyasal ortamı Han-ı Yağma, 95’e Doğru, Balıkçılar, Haluk’un Bayramı, Tarih-i Kadim, Promete, Sis gibi şiirleriyle eleştirmiştir. • Karamsarlığı ve iç dünyasındaki çalkantıları şiirlerinde öne çıkmıştır. • Serbest müstezatı şiirlerinde başarıyla kullanmıştır. • Aruzla Türkçeyi, şiirle düz yazıyı başarıyla kaynaştırmayı bilmiştir • Beyit ve mısra bütünlüğünü kırmış, anlamı birkaç dizeye yaymıştır.
Nazmı nesre başarıyla yaklaştırmış, manzum hikayeler yazmıştır. • • Şiirlerinde noktalama işaretlerine, biçimsel mükemmelliğe, tasvire önem vermiştir. • “Yağmur” şiirinde olduğu gibi şiirin içeriğine uygun aruz kalıplarını seçmiş ve kullanmıştır. • • Şiirlerinde parnasizmden etkilenmiştir. • ESERLERİ: • Şiir: Rübab-ı Şikeste, Rubabın Cevabı, Haluk’un Defteri. Şermin (Hece ölçüsüyle yazdığı çocuk şiirleri)
CENAP ŞAHABETTİN (1870—1935) • • “Sanat için sanat” anlayışına uygun eserler vermiştir. • Parnasizmin ilk örneklerini o vermiştir. • Şiirlerinde müziğe önem vermiş ve sembolizmin etkisinde kalmıştır. • Arapça ve Farsça sözcüklerle yüklü ağır bir dili vardır.
ESERLERİ: • Şiir: Elhan-ı Şita • Düzyazıları: Evrak-ı Eyyam, Nesr-i Harp, Nesr-i Sulh • (makaleler, düzyazılar) • Gezi: Hac Yolunda, Avrupa Mektupları, Suriye Mektupları • Özdeyiş: Tiryakı Sözler • Tiyatro: Yalan, Körebe, Küçük Beyler
HALİT ZİYA UŞAKLIGİL (1866—1945) • Türk edebiyatında Avrupa tarzında eser veren ilk büyük romancıdır. • Servet-i Fünun döneminin en güçlü yazarıdır. • Fransız realist ve natüralist yazarlardan etkilenmiştir. • Eserlerinde geniş tasvirlere ve psikolojik tahlillere yer vermiştir.
Hikayelerinde Maupassant tarzı hakimdir. • Romanlarında İstanbul’daki eğitim ve zengin kesimi konu almış, hikayelerinde halkın arasına girmeye çalışmıştır. • Arapça ve Farsça sözcük ve tamlamaları kullandığı ağır bir dili vardır. (Sağlığında eserlerini yine kendisi sadeleştirmiştir)
Mai ve Siyah’ta Ahmet Cemil tipinden hareketle Serveti Fünun kuşağının ideallerini, beklentilerini, hayal kırıklıklarını anlatmıştır. • Aşk-ı Memnu’da bir Türk aile yapısını ayrıntılı olarak incelemiş ve alafranga özentisini eleştirmiştir. • Türk edebiyatında “mensur şiir”in ilk örneklerini o vermiştir.
ESERLERİ: • Roman: Sefile, Nemide, Bir Ölünün Hatıra Defteri, Ferdi • ve Şürekası, Mai ve Siyah. Aşk-ı Memnu, Kırık Hayatlar • Hikaye: Bır Şi’r-i Hayal, Bir Yazın Tarihi, Solgun Demet, • Hepsinden Acı, Aşka Dair, Onu Beklerken, İhtiyar Dost, • Kadın Pençesı, İzmir Hikayeleri. (Ali’nin Arabası adlı hikayesinde Anadolu’ya yönelir.) • Oyun: Kabus, Füruzan, Fare • Anıları: Kırk Yıl, Saray ve Ötesi, Bir Acı Hikaye • Deneme: Sanata Dair • Mensur şiir: Mensur Şiirler, Mezardan Sesler
MEHMET RAUF (1875 1931) • İlk psikolojik romanımız olan Eylül’ün yazarıdır. İç konuşmalara ilk kez o yer vermiştir. • ESERLERİ: • Roman: Eylül, Ferda-yı Gam, Genç Kız Kalbı • Hikaye: Son Emel, Bir Aşkın Tarihi. Üç Hikaye • Mensur Şiir: Siyah İnciler • SERVET-İ FÜNÜN’UN DİĞER SANATÇlLARI: • Süleyman Nazif, Süleyman Nesip, Hüseyin Siret, Hüseyin Cahit Yalçın, Ali Ekrem Bolayır, Hüseyin Suat
FECR-İ ATİ • 1909’da Hilal gazetesi matbaasında toplanan genç sanatçılar Fecr-i Ati (Geleceğın Şafağı)’yi kurarlar. Bu gençler arasında şu isimler vardır; Yakup Kadri, Fuat Köprülü, Ahmet Haşim, Aka Gündüz, Ali Canip, Celal Sahir, Refik Halit • Servet- i Fünun dergisinde 191O’da bir bildiri yayımlayarak kendilerini kamuoyuna duyuran bir edebiyat topluluğudur Edebivatımızda bildiri yayınlayan ilk topluluktur, daha sonra Yedi Meş’aleciler ve Garipçiler de bildiri yayımlamışlardır.
Edebiyatta yenilikler yapma amacını taşımışlardır • “Sanat şahsi ve muhteremdir” görüşünü savunmuşlardır. Servet-i Fünün edebiyatının devamı olmaktan kurtulamamışlardır. • Siirde sembolizm, parnasizm ile empresyonizmden; roman ve hikayede realizm ile naturalizmden etkilenmişlerdir. • Aruz öiçüsüyle aşk ve doğa konulu şiirler yazmışlardır.
Serbest müstezatı kullanmışlardır. • Arapça ve Farsça’nın etkisinde ağır bir dilleri vardır. • Fecr-i ,Ati bir bakıma Servet-i Fünün’la Milli edebiyat arasında bir köprü işlevi görmüştür. • Fransız sembolizmiyle daha sıkı bağlar kurmuşlardır. • Tiyatro türüne pek önem vermemişlerdir.
Batı’yla sanat bakımından daha güçlü ilişkiler kurmayı, halkın sanat kültürünü geliştirmek için halka konferanslar vermeyi, sanatı ileriye taşımayı amaçlamışlar; ama kısa sürede dağılan etkisiz bir topluluk olmuşlardır. • Fecr-i Aticılerin çoğu Milli Edebiyat akımına katılmış; bu dönem bir tek Ahmet Haşim’le anılır olmuştur.
AHMET HAŞiM (1884 — 1933) • 1 909’da Fecr-i Aticilere katılmıştır Fecr-i ,Ati topluluğu dağıldıktan sonra da yoluna devam etmiştir. • Fecr-i Ati topluluğunun ve modern Türk şiirinin en önemli şairlerindendir. • Şiir Hakkında Bazı Mülahazalar” başlığı altında şiir anlayışını açıklamıştır • Şiirde konudan çok söyleyişi önemser. • Gerçek şiir ona göre herkesin kendisine göre yorumlayabileceği şiirdir.
Şiiri duyulmak için yazılan sözden çok musikiye yakın bir tür olarak görür. • Önceleri Arapça ve Farsçayla yüklü bir dili varken, zamanla • Türkçe ağırlıklı bir dile yönelir. • Şiirlerinde aşk ve doğa, çocukluk anıları, gerçek hayattan kaçış konuları egemendir. • Güneşin doğuşu ve batışı, göl, kızıl renkler, akşam onun şiirlerinde kendisine sıkça yer bulur. • Bütün şiirlerini aruz ölçüsüyle yazmıştır • Sembolizmden ve empresyonizmden etkilenmiştir. • “Sanat için sanat” arılayışına bağlıdır. • Fıkra, sohbet, gezi yazısı türlerinde de önemli eserler vermiştir.
ESERLERİ: • Şiir: Piyale, Göl Saatleri • Sohbet: Gurabahane-i Laklakan • Fıkra: Bize Göre (Bu kitaptaki bazı metinler deneme türü içerisinde değerlendirilmektedir.) • Gezi yazısı:Frankfurt Seyahatnamesi
DÖNEMiN BAĞIMSIZ İSİMLERİ • Servet-i Fünun ve Fecr-i Ati döneminde yazdıkları halde bu topluluklara katılmayan sanatçılardır AHMET RASİM (1864 1932) • Fıkra, makale ve anılanıyla tanınır, • Çocukluğunu, basın hayatını, İstanbul’un günlük yaşantılarını başarıl bir üslupla anlatmıştır.
ESERLERİ: • Fıkra — Anı: Gecelerim, Şehir Mektupları, Muharrir Bu Ya, Falaka, Ramazan Sohbetleri, Eşkal-i Zaman, Gülüp Ağladıklarım. • Roman: Hamamcı Ülfet.
HÜSEYİN RAHMİ GÜRPINAR (1864 —1944> • Servet-i Fününcuların etkili olduğu bir dönemde bu topluluğa girmemiştir. • Ahmet Mithat Efendi’nin “Halk için roman” anlayışına uygun eserler vermiştir. • İlk romanı “Şık” ile tanınmış ve sevilmiştir. • Halkın diliyle (Özellikle mahalle kadınlarının dili) ve mizahı bir üslupla halkı aydınlatıcı romanlar yazmıştır. • Romanlarında İstanbul halkının örf, adet, gelenek ve göreneklerini ve yaşayışını yansıtmıştır.
Romanlarındaki kahramanlarını yetiştikleri ortamın diliyle konuşturur, sosyal çevresiyle birlikte anlatır. • Alafranga yaşama özenen züppe tipleri, şöhret meraklılarını, batıl inançlara düşkün insanları mizahi bir üslupla eleştirmiştir. • Natüralizmden etkilenmiştir.
ESERLERİ: • Roman: Şık, Şıpsevdi, İffet, Mürebbiye, Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç, Gulyabani, Nimetşinas, Metres, Ben Deli Miyim?, Mutallaka, Kaynanam Nasıl Kudurdu, Evlere Şenlik, Utanmaz Adam, Mezarından Kalkan Şehit • Hikayeleri: Kadınlar Vaizi, Namusla Açlık Meselesi, İki Hödüğün Seyahati, Melek Sanmıştım Şeytanı, Meyhanede Hanımlar, Gönül Ticareti • Tiyatro: Hazan Bülbülü, Kadın Erkekleşince.
1. (1) Servet-i Fünun edebiyatı, 1 896’da Servet-i Fünun dergisi çevresinde bir araya gelen, Recaizade Mahmut Ekrem’in etkisindeki genç edebiyatçılarca oluşturuldu. (II) Edebiyat-ı Cedide olarak da adlandırılan topluluk üyeleri genel olarak “Toplum için sanat” anlayışını savundular. (111) Bu dönemde dilde sadeleşme amacı güdülmedi; sanat dili daha da ağırlaştı. (IV) Tiyatro türüne bu dönemde hemen hemen hiçbir ilgi gösterilmedi. (V) Şiirde Batı’dan alınan sone ve terza-rima biçimleri kullanıldı. Yukarıdaki parçada numaralandırılmış cümlelerin hangisinde bir bilgi yanlışlığı yapılmıştır? A) 1 B) II C) 111 D) IV E) V
2. Aşağıdakilerden hangisi Servet-i Fünün topluluğu içinde yer almaz? A) Hüseyin Rahmi Gürpınar B) Mehmet Rauf C) Halit Ziya Uşaklıgil D) Tevfik Fikret E) Cenap Şahabettin
3. Aşağıda verilen bilgilerden hangisi doğrudur? A) Şinasi, Namık Kemal ve Ziya Paşa realizmi benimsemişlerdir. B) Ahmet Haşim şiir dışında düz yazı şeklinde eserler de vermiştir. C) Rıza Tevfik Bölükbaşı “Beş Hececiler” olarak anılan şairlerdendir. D) Fecr-i Ati topluluğu edebiyatımıza köklü yenilikler getirmiştir. E) Tevfik Fikret de Cenap Şahabettin de Batı edebiyatından etkilenmemişlerdir.
4. Sanat hayatının ilk yıllarında “sanat için sanat” görüşüne bağlıyken zamanın iktidarının topluma bekleneni veremediğini görünce şiiri toplumsal eleştiriler için kullanmıştır. Han-ı Yağma, 95’e Doğru, Balıkçılar, Haluk’un Bayramı, Tarih-i Kadim, Sis gibi şiirleri toplumcu döneminin önemli şiirleridir. Yukarıdaki parçada tanıtılan şair aşağıdakilerden hangisidir? A) Yahya Kemal Beyatlı B) Ahmet Haşim C) Tevfik Fikret D) Mehmet Akif Ersoy E) Namık Kemal
5-Servet-i Fünun’un devamı niteliğindeki bu topluluk Batı edebiyatı ile Türk edebiyatının bağlarını daha da güçlendirmek amacıyla bir bildiri yayımlayarak edebiyat dünyasına adımlarını atmışlardır. Ne var ki topluluk daha kuruluş aşamasındayken dağılmıştır. Parçada hangi edebiyat topluluğundan bahsedilmektedir? A) Edebiyat-ı Cedide B) Fecr-i Ati C) Garip D) Yedi Meş’aleciler E) Beş Hececiler
6. Aşağıdakilerden hangisi Halit Ziya Uşaklıgil’in farklı türdeki bir eseridir? A) Ferdi ve Şürekası B) Mai ve Siyah C) Bir Ölünün Hatıra Defteri D) Saray ve Ötesi E) Nemide
7- Fecr-i Ati topluluğunun en önemli şairi olarak bilinir. Şiirde musikiyi ön plana alan şair, şiiri bir şeyler anlatma aracı olarak görmez. Bu anlamda Fransız sembolistlerine yakın durduğunu söyleyebiliriz onun. Yukarıdaki parçada tanıtılan şair aşağıdakilerden hangisidir? A) Ahmet Haşim B) Cenap Şahabettin D) Mehmet Akif Ersoy D) Yahya Kemal Beyatlı E) Abdülhak Hamit Tarhan
8. Aşağıdakilerden hangisi Servet- i Fünun şiirinin özelliklerinden biri değildir? A) Batı’dan alınan sone ve terza-rima nazım şekilleri kullanılmıştır. B) Sanat sanat içindir görüşüne uygun olarak ürün verilmiştir. D) ‘Güzel olan her şey” şiirin konusu olarak görülmüştür. D) Bu dönemde mensur şiir örnekleri ortaya konulmuştur. E) Kafiye göz içindir anlayışına bağlı kalınmıştır.
9. Türk şiirinin önemli isimlerinden…… gezi yazılarını da kitaplaştırmıştır. Yukarıda boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Behçet Necatigil B) Fazıl Hüsnü Dağlarca C) Tevfik Fikret D) Ahmet Haşim E) Ahmet Muhip Dranas
10. Aşağıdakilerden hangisi Halit Zıya Uşaklıgil için söylenemez? A) Fransız realist ve natüralistlerinden etkilenmiştir. B) Romanlarının konusunu genellikle aydın çevreden seçer. C) Romanlarında psikolojik tahliller yapmıştır. D) Roman ve hikayelerinde toplumu bilinçlendirmeyi hedeflemiştir. E) Edebiyatımızın Batılı anlamda ilk roman ustasıdır.
11. Aşağıdaki sanatçı – eser eşleştirmelerinden hangisi doğru değildir? A) Mehmet Rauf / Eylül B) Cenap Şahabettin / Avrupa Mektupları C) Halit Ziya Uşaklıgil / Aşk-ı Memnu D) Ahmet Haşim / Bize Göre E) Hüseyin Rahmi Gürpınar/Tiryaki Sözler
12. 1. Gerektiğinde romanının akışını kesip bilgi verecek kadar halkı eğitmek isteyen bir romancıdır. II. Başlangıçta bireysel sonraları toplumsal konuları işleyen şair Rubab-ı Şikeste ve Haluk’un Defteri kitaplarının da sahibidir. 111. İlk edebi Türk romanı olan İntibah’ın da yazarı olan edebiyatçının Vatan yahut Silistre adlı tiyatrosuyla da tanınır. Yukarıda verilen bilgiler sırasıyla aşağıdaki edebiyatçılardan hangilerini işaret etmektedir? A) Ahmet Mithat Efendi — Cenap Şahabettin — Namık Kemal B) Sami Paşazade Sezai -Tevfik Fikret -Şemsettin Sami C) Nabizade Nazım — Abdülhak Hamit Tarhan — Şinasi D) Ahmet Mithat Efendi — Tevfik Fikret — Namık Kemal E) Sami Paşazade Sezai — Cenap Şahabettin — Ziya Paşa
13. 1. Edebiyatımızda sembolizmin temsilcisidir. Başlangıçta Fecr-i Ati topluluğu içerisinde yer alan şair topluluğun dağılmasından sonra bağımsız olarak yazmaya devam etmiştir. II. Bu bağımsız yazarın Batı hayranı tipleri eleştiren eserlerinde İstanbul halkının yaşayışını, dilini çok canlı bir biçimde görebiliriz. Eserlerindeki mizahi üslup eserlerine olan ilgiyi arttırmıştır. Yukarıdaki parçalarda haklarında söz söylenen edebiyatçılar sırasıyla kimlerdir? A) Ahmet Haşim — Hüseyin Rahmi Gürpınar B) Mehmet Akif Ersoy — Ahmet Mithat Efendi C) Ahmet Haşim — Ahmet Mithat Efendi D) Mehmet Akif Ersoy — Halit Ziya Uşaklıgil E) Yalıya Kemal — Hüseyin Rahmi Gürpınar
14. Aşağıda verilen yazar ve eser eşleştirmelerinden hangisi doğru değildir? A) Hüseyin Rahmi Gürpınar -Şıpsevdi B) Mehmet Akif Ersoy — Safahat C) Yahya Kemal Beyatlı — Göl Saatleri D) Ömer Seyfettin —Yüksek Ökçeler E) Namık Kemal — Cezmi
15. Aşağıdakiler hangisi Tevfik Fikret’e ait değildir? A) Rübab-ı Şikeste B) Piyale C) Haluk’un Defteri D) Şermin E) Rübabın Cevabı
16. Aşağıdakilerden hangisinde romanın Tanzimat ve Servet-i Fünun edebiyatındaki durumuyla ilgili doğru bir bilgi verilmemiştir? A) Tanzimat romanında, romanın içerisinde bilgi ve öğüt verilmiştir. B) Servet-i Fünun romanında olaylar İstanbul dışında geçmektedir. C) Servet-i Fünun romancıları realizm ve natüralizmin etkisindedirler. D) Roman edebiyatımıza yeni bir tür olarak ilk kez Tanzimat’ta girmiştir. E) Tanzimat romanında söz hüneri gösterme kaygısı güdülmemiştir.
17. Şiirde konu ve biçim yeniliklerini Tevfik Fikret’ten daha da ilerilere götüren şair, ondan farklı olarak “Sanat için sanat anlayışına bağlı kalmıştır. Arapça ve Farsçadan özenle seçtiği sözcükleri şiirlerinde kullanan şairin dili oldukça ağırlaşmıştır, Şair, döneminin aksine tiyatroyla da ilgilenmiş Yalan, Küçük Beyler gibi oyunlara imza atmıştır. Yukarıdaki parçada tanıtılan şair aşağıdakiler hangisidir? A) Yahya Kemal Beyatlı B)Cenap Şahabettin C) Mehmet Akif Ersoy D) Ahmet Rasim E) Abdülhak Hamit Tarhan