230 likes | 898 Views
Kentsel dönüşüm – soylulaştırma Kent hakkı- Kentsel direniş. talep. Sanayi sonrası kentleşme. Yeni bir elitin oluşumu. Kentsel dönüşüm - benzeşme. Seçkin(ci)lik. Yapısal değişimler. Rant. Özel güvenlik. Prestij – sosyal tesisler. Yeni dindarlık – muhafazakar burjuvazi. Kentsel sürgün.
E N D
talep Sanayi sonrası kentleşme. Yeni bir elitin oluşumu.
Söylem savaşları • 2004 yılında gündeme gelen, merkezi ve yerel yönetimlerin gündeminde eş zamanlı olarak yer alan kentsel dönüşüm programları temel hedef olarak “köhneleşmiş mekânları yenilemek ve kaça yapılanmış gecekondu alanlarını ortadan kaldırmak” hedefini göstermektedir. (Şen, 2010: 309) İstanbul örneğinde kentsel dönüşüm projelerinin başlamasıyla sürece dahil olacağı yolunda haberlerin çıktığı bazı bölgelerin Armutlu, Gazi mahallesi gibi politik kimliği öne çıkan ya da Sarıgöl gibi suçla özdeşleştirilen marjinalleştirilmiş sosyal kimlikleriyle bilinen mahallelerin de öne çıkması bu bakımdan anlamlıdır. (Şen, 2010: 318) • Kentsel bölgelerin suçla özdeşleştirilerek marjinalleştirilmesinin hem güvenlik güçlerinin müdahalesi hem de kentsel dönüşüm amacıyla yıkım faaliyetlerinde meşrulaştırıcı bir etken olabildiğini söylemek mümkündür.
Ayrışma-dönüşüm • Kentsel ayrışma süreciyle kentsel dönüşüm projelerinin uygulanması birbirine koşut olarak gerçekleşmektedir. Kent merkezinde ve çeperindeki bazı bölgelerin mutenalaştırılması hem mekânsal ve sosyal ayrışmayı sağlamayı amaçlamaktadır. Bu bağlamda istenmeyen unsurların dışlanması, seçkinlerin yaşam alanlarının homojenleştirilmesi söyleme de yansımaktadır. • Sosyal ayrışma ve gecekondu bölgelerinin ve o bölgelerde yaşayanların “varoş” damgasıyla dışlanması hakkında bkz. Rıfat N. Bali, Tarz- ı hayattan Life Style’ a yeni Seçkinler, Yeni mekânlar, Yeni Yaşamlar, İstanbul: İletişim yay. , 3. basım, 2002. • Bkz. . PEROUSE Jean-François & DANIŞ A. Didem, “Güvenliğin mekanda yeni yansımaları: İstanbul’da güvenlikli siteler”, Toplum ve Bilim, no:104, 2005, s.92-123, ayrıca David Behar-Tolga İslam (der.), İstanbul'da Soylulaştırma, Eski Kentin Yeni Sahipleri, Der., İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul. 2006.
Küresel kent • 1980’lerle birlikte duyulmaya başlanan İstanbul’un küresel bir kent olmasına yönelik söylem özellikle 2000’lerde yapılan/gündeme gelen metropoliten yatırımlar ve dönüşüm projeleri ile diğer küresel kent örneklerinde de olduğu gibi bir sermaye birikim rejimine karşılık gelmeye başlamış ve yıllarca kentin sanayi ağırlıklı büyümesinde sundukları ucuz ve rezerv işgücü ile büyük katkısı olan gecekondu mahalleleri, sanayi ile birlikte metropolun istenmeyenleri arasında sayılmaya başlanmıştır. Bu siyasal tercihle birlikte İstanbul’un hemen hemen bütün gecekondu mahalleleri çeşitli vesilelerle dönüşüm kavramı/olgusu ile tanışmışlardır.
aidiyet • Gecekondu bölgelerinin hem kurulması, hem yıkımın önlenmesi hem de altyapı ihtiyaçlarının karşılanması çoğu kez gecekondu halkının mücadelesine bağlı olmaktadır (Erder, 1998). Kuruluş dönemlerinde yaşanan gecekondu hareketi, söz konusu bölgelerde örgütlenmeyi, birlikte hareket etmeyi ve mekânla özdeşleşmeyi güçlendirmektedir. Enformel kentsel alanlar, içinde yaşayanların olanakları ölçüsünde mekânın kendileri tarafından kendileri için düzenlendiği ve dayanışmanın etkin olduğu kentsel bölgelerdir. Bu durum, kent yoksulları için düzenlenmiş olan toplu konut alanlarında görülenin aksine, mekâna yabancılaşma sorununu ortadan kaldırmakta, özdeşleşme duygusunu güçlendirmektedir (Dépaule, 1984: 487).
mücadele • Kentsel dönüşümün tehdidi altında bulunan enformel kentsel alanlarda oluşan “algı” ve “söylem” kapsamında “mahalle” ve “mahallelilik” olgusu özellikle ön plana çıkmaktadır. Bilindiği üzere, enformel kentsel alanlar, içinde yaşayanların olanakları ölçüsünde mekanın kendileri tarafından kendileri için düzenlendiği ve dayanışmanın etkin olduğu kentsel bölgelerdir Gecekondu bölgelerinin önemli bir bölümü 1970’li yılların kentsel mücadele deneyimlerini yaşamış bölgelerdir (Aslan, 2005: 267-286) Sıra dışı mahalleler olarak tanımladığı bu gecekondu bölgeleri diğerlerine oranla örgütlenme deneyimleri daha yüksek, yoğun ve siyasi yönü belirgin mücadelelerin etkisiyle mekanda vücut bulan siyasi bilince sahip bölgelerdir (Aslan, 2005). Bu etkenlerin sözkonusu bölgelerde “kent hakkı” arayışıyla açıklamayı önerdiğimiz yıkıma karşı kentsel direniş eylemlerinde belirgin etkileri bulunduğu ifade edebiliriz. • Bkz. Claude Pétonnet, On est tous dans le brouillard, Paris, Edition Gallilée,1985, s.71-72.