670 likes | 1.23k Views
ABDULLAH GÜNER AKDENİZ ÜNİV. TBMYO YAPI DENETİM YRD. PROG. apo55samsun@hotmail.com Tel : 05446388685. ÇAĞDAŞ EFE AKDENİZ ÜNİV. TBMYO YAPI DENETİM YRD. PROG. cagdasefe@hotmail.com Tel: 05057321816. HAZIRLAYANLAR. YAPI DENETİMİ NEDİR ?.
E N D
ABDULLAH GÜNER AKDENİZ ÜNİV. TBMYO YAPI DENETİM YRD. PROG. apo55samsun@hotmail.com Tel : 05446388685 ÇAĞDAŞ EFE AKDENİZ ÜNİV. TBMYO YAPI DENETİM YRD. PROG. cagdasefe@hotmail.com Tel: 05057321816 HAZIRLAYANLAR
Güvenli,sağlıklı,ekonomik yapı elde edebilmek amacıyla yapıların ilgili idare ve yükleniciden bağımsız olarak, tasarım ve yapım aşamalarında yürürlükteki yapı yönetmelikleri ve standartlara uygun olarak yapılmasının sağlanması süreci olarak tanımlamak mümkündür.
YAPI DENETİMİN AMACI • ÇAĞDAŞ NORM, SANAT VE YAPI KURALLARINA UYGUN • KALİTE DÜZEYİ YÜKSEK • EMNİYETLİ, ESTETİK, EKONOMİK • SAĞLIKLI • KULLANIM AMACINA UYGUN; YAPILARIN PROJELENDİRİLMESİ VE UYGULAMADA DENETLENEREK CAN VE MAL KAYBI OLASI FELAKETLERDE EN AZA İNDİRİLMESİ AMACINI ESAS ALIR.
YAPI DENETİMİN GÖREVİ • ÜLKEMİZDE DAHA İYİ BİR YAPILAŞMA SAĞLAYABİLMEK İÇİN PROJE VE YAPI DENETİMİNİ SAĞLAMAK VE YAPI DENETİMİNE İLİŞKİN USUL VE ESASLARI DÜZENLEMEKTİR.
NİÇİN YAPI DENETİM? • Ülkemizde maalasef, 73 yıldan bu yana, güvenli, sağlıklı ve düzenli kentleşmeyi ve depremlere dayanıklı yapılaşmayı sağlayacak yasal düzenlemeler yapılamamış ve var olan yasalar ise çeşitli nedenle etkin olarak uygulanamamıştır.İşte bu nedenle Yapı Denetime ihtiyaç duyulur…
İlk Uygulama • Yapı Denetimi ile ilgili yapı dayanıklılığına yönelik olan ilk uygulama 4.000 yıl kadar öncesi Mezopotamya’ya kadar gitmektedir. Hammurabi Kanunları yazıtlarının bir bölümünde yapı dayanımı kavramından söz etmektedir.
Dünya Mimarisini Yöneten ROMA • Roma İmparatorluğunda da çağdaş toplumsal hukukun çıkış noktalarından birini oluşturan Roma dönemi yasal düzenlemelerinde de de bu konuya önemle yer verildiği bilinmektedir. İnşaat işlerinde çalışan köleler, yapım işlerindeki başarılarının mükafatı olarak serbest bırakılmaktaydılar. Roma İmparatorluğunda yapı denetimine önem verildiğinin en önemli kanıtı, kısmen kalıntıya dönüşmüş de olsalar birçok yapının günümüze kadar ulaşmış olmasıdır
Ve OSMANLI • 3 kıtaya hakim olan bu imparatorluk her yönüyle yapılara önem vermiştir. • Günümüzde hala Osmanlı mimarisi özünü korumuştur. • Öyle ki Baş Mimar SİNAN döneminde İSTANBULDA SULTANAHMET civarında ki su sarnıçlarını korumak amacıyla yüksek bina yapımı yasaklanmıştır.
YA BU GÜN ? • Görmekteyiz ki toplumların temeli onların yapıları ile başlamıştır. • Günümüzde tartışılmakta olan YAPI DENETİMİ o dönemlerde oldukça dikkat edilen önemli bir kavram durumundadır. • Bu nedenledir ki bizler bu kavram üzerinde daha hassas davranmalı ve daha iyi sonuç alabilmek için daha dikkatli ve özverili çalışmalıyız.
ALMANYA • Toplum olarak bu konuda daha hassas davranmaktadırlar. • Sistemin özü projenin başlamasından bitimine kadar sıkı bir denetim. • Hukuksal olarak daha adaletli bir uygulama.
İNGİLTERE • Sistem Türkiye deki 3194 sayılı yasaya oldukça yakındır. • Denetim yetkisi yerel yönetimlere aittir. • Ancak ağır yaptırımlarla uygulamada taviz verilmesi engellemektedir.
BELÇİKA • SECO denilen bir özel sistemle yapılar denetlenmektedir. • Mimari ve statik tasarımlar oldukça detaylıdır öyle ki en küçük bir yapı için bile projelendirme yapılmaktadır. • İnşaat bitiminde ise sigorta devreye girerek binanın ömrü garanti altına alınmaktadır.
AMERİKA • Diğer Avrupa ülkeleriyle benzerlik taşır. • Mal sahibi adına çalışan tasarım grubu işi üstlenir. • “Professional Engineer” kavramı geçerlidir. • Sistemde her konu en ince detayına kadar incelenir. • Yerel yönetimler yine bu konuda oldukça yetkilidirler.
FRANSA • 1802’de Napolyon’un hazırlattığı ilk medeni kanunda da yapı sahipliği ve sorumluluğu kavramlarına yer verilmiştir. • 1802’den 1967’ye kadar inşaatçıların sorumluluğu Medeni Kanunun 1792 ca 2270. maddeleriyle belirlenmiş. 4 Aralık 1978 tarihinde “Spinetta Kanunu” olarak bilinen ve bina türü yapılarda sigorta sistemini zorunlu hale getiren yasa kabul edildi. • Bu kanunun amacı sorumluluk sorunu hakkında uzun tartışmalardan sakınarak, hasarın hızlı bir şekilde tazminini sağlamak. Yasaya göre binalarda mecburi 10 yıllık olmak üzere iki türlü sigorta tanımlanıyor. • Buna göre müteahhit,mimar ve mühendis gibi kişiler yaptıkları işten 10 yıl sorumlu tutulmaktadır.
Peki Türkiye’de • Görüldüğü gibi gelişmekte olan her toplum en önemli varlıkları olan yapıları korumak için bir çok önlem almışlardır. • Ülkemizde ise her zaman olduğu gibi ancak toplumsal felaketlerin sonunda önlemler alınabilmektedir. • En acı ama gerçek örneği ise yaşanmış depremler ve sonralarıdır.
Türkiye’de yerleşme ve yapılaşmaları düzenleyen ve denetim esasları getiren yasal düzenlemeler Cumhuriyet’in kurulması ile birlikte gelişmeye başlamıştır.
1930 yılında yürürlüğe giren 1580 sayılı “Belediye Kanunu” ve “Umumi Hıfzıssıha Kanunu” • Bu konudaki ilk yasal düzenlemedir.
1933 yılında yürürlüğe giren 2290 sayılı “Belediye Yapı ve Yolları Kanunu” • 1580 sayılı kanunun değişime uğraması sonucu kabul edilmiştir. • Türkiye’de imar mevzuatının ve yapı denetiminin temelleri bu yasa ile atılmıştır.
1944 yılında 4623 sayılı “Yer Sarsıntılarından Evvel ve Sonra Alınacak Tedbirler Hakkında Kanunu” çıkartılmıştır. • 1939-1944 yılları arasında, 26 Aralık 1939 büyük Erzincan depremi ile başlayıp, • 7 ay gibi kısa aralıklarla devam eden depremler sonucu • 75 bin kişinin yaralanması, 200 binin üzerinde yapının yıkılması veya kullanılmaz hale gelmesi üzerine,
O günün Cumhuriyet Hükümeti, depremlerin neden olduğu zararların, yalnızca, yıkılanın yerine yeni ev yaparak çözülemeyeceği gerçeğini kavramış ve depremlere karşı güvenli yerleşme ve yapılaşmaların gerektiğine inanarak bu kanun uygulamaya konulmuştur.
1948 yılında 5228 sayılı “Bina Yapımı Teşvik Kanunu” • Ülkede yüksek oranlarda olan konut ihtiyacının sağlıklı yol ve yöntemlerle karşılanabilmesi için uygulanmıştır. • Ancak plansız yapılaşma,nüfus artışı ve göçler nedeniyle bu kanun uygulanamaz hale gelmiştir.
1956 yılında 6785 sayılı “İmar Kanunu” çıkarılmıştır. • Planlama ve yapılaşmaya ilişkin yetkiler tek bir merkezde toplanmıştır.
1958 yılında 7116 sayılı yasa ile “İmar ve İskan Bakanlığı” kurulmuştur. • Afet zararlarını azaltmak, akılcı çözümler üreterek, imar ve afet mevzuatlarını yürütme ve ülkedeki yapı malzemelerinin geliştirilmesini yönlendirmek görevleri ve daha önce Bayındırlık Bakanlığında olan görev ve yetkiler bu yeni Bakanlığa devredilmiştir.
1966 yılında çıkarılan “Gecekondu Kanunu” • Hızlı ve çarpık kentleşme ve sanayileşme, denetimsiz ve kaçak yapılaşma eğilimlerini engellemek amacıyla çıkarılmıştır
Bayındırlık bakanlığının ve “Gecekondu Kanunun” uygulamada olmasına rağmen çarpık kentleşme engellenememiştir.
1972 yılında çıkarılan 1605 sayılı“İmar kanunu” • Metropol kentler, bölge ve alt bölge planlaması, kavramları getirilerek, planlamanın kademelendirilmesi esasları düzenlenmiştir.
1980’li yıların başında planlama faaliyetleri istenildiği gibi uygulanamamış ve bu hükümlerin geliştirilemeyeceği düşüncesi ortaya çıkmıştır.Bu Nedenle;
1985 yılında3194 sayılı “İmar Kanunu” çıkarılmıştır. • Planlama süreçlerine ilişkin tüm yetkiler, mücavir alan sınırları içersinde belediyelere, dışında ise Valiliklere devredilmiştir. • Bu uygulamada en önemli görev TUS’lara(fenni mesullere) düşmektedir.
Temelleri, 1933 yılında çıkarılmış olan “Belediye Yapı ve Yoları Kanunu” ile atılmış olan yerleşme ve yapılaşmaların denetimi sistemi; aradan 80 yıl geçmiş olmasına ve bu süre içerisinde, yukarıda özetlenen bir çok yasal düzenlemeye rağmen başarılı olamamış ve hemen her depremden veya kendiliğinden çöken her yapıdan sonra, yoğun bir şekilde tartışılmış ve çeşitli alternatifler önerilmiştir. Yapı denetimi konusundaki sorunlar ve çözüm arayışları zaman zaman Beş Yıllık Kalkınma Planlarında da yer almış olmasına rağmen, günümüze kadar bu konuda etkin önlemler alınamamıştır.
Üzerinde yıllardır çeşitli tartışmalar, çözüm yolları arayışları ve yasa taslakları hazırlanmış olmasına rağmen, maalesef 17 Ağustos 1999 İzmit Körfezi ve 12 Kasım 1999 Düzce depremlerine kadar, yapı denetimi konusunda ciddi adımlar atılamamıştır.
Ancak 20 bin civarında kişinin ölümüne, 40 bin kişinin yaralanmasına ve 19 bin civarında yapının tamamen veya kısmen çökmesine ve ülkeye 15 milyar dolar civarında ekonomik kayba yol açan 1999 depremleri üzerine, bu konuda somut adımlar atılmasının gerektiği yetkililerce anlaşılmış ve 595 sayılı KHK yürürlüğe girmiştir.
2000 yılında 595 sayılı “Yapı Denetimi Hakkında Kanun Hükmünde Kararname” yürürlüğe girmiştir. • Hemen herkesçe bir reform niteliğinde olduğu kabul edilen bu yeni yapı denetim sisteminin amaçları, Kanun Hükmünde Kararnamenin (KHK) gerekçesinde aşağıdaki şekilde ifade edilmiştir.
Yapıda can ve mal güvenliği Plansız ve kontrolsüz yapılaşmayı önlemek Standartlara uygun yapı üretmek Bu maddelere uyarak YAPI DENETİMİNİ sağlamak, Yapı hasarı nedeniyle zarar uğrayan kişilerin haklarını korumak ve doğabilecek zararların tazminini sağlamak. 595 sayılı KHK’ya göre;
26 Mayıs 2000 tarih ve 24060 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Yapı Denetim Uygulama Yönetmeliği” hazırlanmış ve KHK’nın uygulanmasına 10 Temmuz 2000 tarihinde 27 ilde pilot olarak uygulanmaya başlanmıştır.
“Mühendislik ve Mimarlık Hakkında Kanun” ile “ Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği Kanunu”nda 601 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile değişiklik yapılarak, uzman mühendis ve mimar olma koşulları yeniden belirlenmiştir.
595 sayılı KHK ile getirilen bu yeni yapı denetim sistemi 10 ay süreyle, 27 pilot ilde uygulanmış ve yerleşme aşamasına gelmişken bir siyasi partinin Anayasa’ya aykırılık iddiasıyla Anayasa Mahkemesine açtığı dava sonuçlanmış ve Anayasa Mahkemesi 24 Mayıs 2001 tarih ve 2001/90 sayılı kararı ile KHK’yı iptal etmiştir.
13 Temmuz 2001 tarih ve 24461 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak, yayım tarihinden 30 gün sonra 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun yürürlüğe girmiştir.
12 Ağustos 2001 tarih ve 24491 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak “Yapı Denetimi Uygulama Usul ve Esasları” Yönetmeliği hazırlanmış yürürlüğe girmiştir. • Böylelikle 2011 yılına kadar 19 pilot ilde uygulanan 4708 sayılı kanunun temelleri atılmıştır.uygulamadaki aksaklıklar ve eksiklikler çıkarılan genelgelerle düzeltilmeye çalışılmaktadır.
4708 Sayılı Kanuna göre • Olası afetlerde can ve mal güvenliğini sağlamak, • Kaynak israfı ile plansız, kalitesiz ve kontrolsüz yapılaşmayı önlemek, • Çağdaş norm ve standartlarda yapı üretimini sağlamak, • Denetimsizlik ve ihmal nedenleriyle zarara uğrayan üçüncü şahısların haklarını korumak, • Yapı üretiminde kusur, ihmal ve yetersizliği görülen yapı sorumlularına karşı gerekli işlemleri yerine getirmek amacıyla hazırlanmıştır.
Yapı Denetimin Uygulamasında Karşılaşılan Güçlükler, Eksiklikler ve Çözüm Önerileri • İnşaat esnasındaki hataların en sık rastlananı ihmal ve dikkatsizlik. İhmal ve dikkatsizliğin yanı sıra Türkiye’de inşaat esnasında meydana gelen hasarlardan insan kaynaklı en büyük neden, kalifiye inşaat işçisinin ve inşaat esnasında yeterli denetimin olmayışı. Materyal eksikliği ile Türkiye’deki hasarların çoğunun nedeni olan malzemeden çalınma, yani eksik kullanım söz konusu. Maliyetleri azaltmak için ucuz malzeme ve işgücü kullanılması sonucu ortaya çıkan hatalar çok sık görülüyor. Türkiye’deki inşaatlarda beton dökümü sırasında çok fazla hata yapıldığı da yapılan araştırmalarda gözlenmiş. Ucuzluğa kaçmak, kaliteden ödün vermek; bilerek ve istenilerek yapılan hatalar. Yüklenici ve mal sahibi de bu duruma göz yumuyor. Düşük maliyetli malzeme ve hizmet tercih edildiğinde üründe performans sapmaları riski de artıyor.
Genel Olarak Karşılaşılan Güçlükler, Eksiklikler ve Çözüm Önerileri • 1. Alan(metrekare) Problemi • 2.Yetersiz ve Teknik Bilgi Eksiği Olan Kalifiye Eleman Problemi • 3. Sigorta ve Teminat Problemi • 4. 19 Pilot İlde Deneme Süreci • 5. Müteahhit Problemi • 6.Yapı Denetiminde İş Alımı Esnasında Yapılan Kırımlar • 7.Yapı Denetim Yasalarında Anlaşılamayan Hükümler Ve Uygulamada Meydana Gelen Problemler