620 likes | 835 Views
Kltr grenmek entelektel bir ama degil, gnlk yasamimizi nasil etkiledigini anlamakta, toplumsal kararlari vermekte yol gsterici zelliginden yararlanmaktir". Kltr . Bir grubun yasamini anlamlandirmasini saglayan ve bu gruba yasam biimi istikametlerini sunan karmasik bir msterek inanlar
E N D
1. TÜKETICI DAVRANISINDA KÜLTÜR
2. “Kültürü ögrenmek entelektüel bir amaç degil, günlük yasamimizi nasil etkiledigini anlamakta, toplumsal kararlari vermekte yol gösterici özelliginden yararlanmaktir”
3. Kültür Bir grubun yasamini anlamlandirmasini saglayan ve bu gruba yasam biçimi istikametlerini sunan karmasik bir müsterek inançlar, degerler ve kavramlar kümesidir
Belli bir kültürün üyesi olmak, kültürün ana metninin okunmasinin ögrenilmesi ve bunun içsellestirilmesi olarak algilanan bir kültürlenme sürecidir
4. Davranislari en genis biçimde etkileyen unsurdur
Tüketici davranislarina etkide bulunan psikolojik ve sosyolojik etmenlerin hepsi kültürün etkisindedir
Bir ülkenin kültürü;
Toplumun inanç ve deger yargilarinin bilinmesi
Kültür:Belirli bir toplumun üyeleri tarafindan paylasilan ve aktarilan davranis sonuçlari ile ögrenilen davranislar bütünüdür
5. Kültür, üyelerini zihinsel, fiziksel ve toplumsal olarak etkiliyor
Toplumun bireyleri sadece kurallara uyan “edilgen” bireyler degiller.
Kurallari izleme sürecinde onlari gelistiriyor ve dönüstürüyorlar
Kültürel deger ve kodlar, çogu zaman yikiliyor, sorgulaniyor, yeniden düsünülüyor, reddediliyor veya dönüstürülüyor
7. Kültürler açiktir. Baska kültürlerden kolayca etkilenirler Nereye giderseniz gidin made in USA inanilmaz bir servet kaynagidir.
Reklam ajansi=Hollywood,
Büyük promosyon sirketi=NASA (Amerikan teknolojisinin üstünlügünü dünyaya kanitlamak)
Sinema, alisveris, eglence, kot, sigara
8. Kültürün Özellikleri Kültür, ögrenilmis davranislar toplulugudur
Kültür gelenekseldir
Kültür olusturulur
Kültür degisebilir
Kültür, benzerlik oldugu kadar farkliliklari da içerir
Kültür, örgütlenme ve bütünlesmedir
Kültür toplumun üyelerince paylasilir
9. Kültürün Ögeleri Degerler (tutuculuk, hazcilik)
Dil (kanka, yapcam etcem)
Inanislar ve mitler (dini inaçlar, noel baba, 13)
Gelenekler (kiz isteme)
Törenler (sünnet, dügün)
Yasalar (neler serbest – horoz dövüsü)
Materyal göstergeler (tespih, giyim tarzi)
10. Maddi Kültür Ögeleri Evler, binalar
Teknoloji
Esyalar
Her türlü araç ve gereçler
Giysiler
Takilar
11. Manevi Kültür Ögeleri Dil
Din
Inançlar
Degerler
Gelenekler
Normlar
Düsünce biçimleri
12. Sorular? Kim kimi etkiler? (Maddi –Manevi Kültür)
Herkes bir kültüre, bir alt kültüre ait midir?
Kültür ögrenilir mi?
Kültür kisa dönemde degisir mi?
13. Kültür ve Davranis
14. Alt Kültür Toplum içerisinde alt kültürler bulunr
Gençler, yaslilar, etnik gruplar
Kendi içinde homojen birbirinden farkli gruplar
Zenciler
Üç boyut: Irk, milliyet, dini inançlar
Çerkezler, muhacirler
15. Telli babaya tel götürmek,
Noel baba,
Bayramlarda çocuklara elbiseler almak, büyükleri ziyarete gitmek
Evlenme, nisan, söz törenleri, kina geceleri, nisan bohçalari
Dügünde serbet, cenaze töreninde helva dagitilir
16. Degerler Deger (value), bir seyin önemini belirlemeye yarayan soyut ölçü, bir seyin degdigi karsilik”
Burada açiklanmaya çalisilan deger kavrami;
nesne ve olaylarin bir toplum, bir sinif ya da bir insan bakimindan tasidigi önemi belirleyen niteligi
Degerler, hangi toplumsal davranisin iyi, dogru ve arzulanan oldugunu belirten, paylasilan ölçüt veya fikirlerdir.
17. Degerler… Degerler, bireyin gelisim sürecinde olusmaktadir.
Bir baska deyisle, bireyler degerleriyle birlikte dogmamaktadirlar.
Degerlerin, çocuklarin bilinçsizce ve örtülü olarak ilk ögrendigi seyler arasinda oldugu saptanmistir.
Psikologlar, bir çocugun 10 yasina kadar temel degerlerin büyük bir çogunlugunu edindigini ileri sürmektedirler
18. Degerler… “ Degerlerimizi düsündügümüz zaman, aslinda güvenlik, bagimsizlik, bilgelik, basari, iyilik ve zevk vb. gibi yasamimizda nelerin önemli oldugunu düsünürüz. Hepimiz, farkli önem derecelerine sahip çok sayida degeri barindirmaktayiz. Belirli bir deger, bir kimse için çok önemli iken, bir baskasi için önemsiz olabilir”
S.Schwartz
19. Degerler… Degerler arasinda bir üstünlük ve öncelik iliskisi söz konusudur.
Çünkü degerler, tek basina degil, bir baska degere bagli olarak vardir, fakat ayni önemde degildir
Degerlerin birbirleri arasindaki karsilastirmalar sonucunda “deger önceligi” olusmaktadir
Bireylerin sahip oldugu degerler ve bunlarin aralarindaki önem siralamasina göre örgütlenmesi, degerler sistemini olusturmaktadir
Deger sistemi, bir toplumdaki ödül ve cezanin da temelini olusturmaktadir
Her kültür, üyelerinin deger sistemlerini biçimlendirse de, tüm insanlari kapsayan genel bir deger sistemi vardir.
Genel degerler, özgürlük ve basari gibi, toplumdan topluma degisiklik göstermeyen ve evrensel nitelik tasiyan degerlerdir
20. Degerlerin Tüketici Davranisindaki Önemi Degerlerin, davranislarin esin kaynagi oldugu bilinmektedir
Bireyin degerleri, yasamin tüm alanina iliskin davranislarda oldugu gibi, tüketici davranislari üzerinde de etkilidir
Degerlerin davranislarla iliskili oldugu bilinse de, yine de bu iliskinin genellikle zayif oldugu görülmektedir.
Çünkü degerler, davranisin ardinda yatan nedenlerin bir bölümünü açiklayabilmektedir
21. Deger Kuramlari Rokeach Degerler Sistemi (RVS)
Degerler ve Yasam Biçimi Sistemi (VALS)
Kahle’nin Degerler Listesi (LOV)
Hofstede’in Kültürel Deger Kurami
Schwartz’in Degerler Listesi (SVS)
22. Rokeach Degerler Sistemi (RVS) Rokeach (1973) degerleri araç ya da amaç olmak üzere iki bölüme ayirmistir.
Rokeach degerler listesi bu iki grup arasinda esit olarak bölünmüs toplam 36 deger içermektedir
Rokeach’e göre, tüm bireyler ayni degerlere sahiptir ancak degerlerin yapisi her bireyde farklilik göstermektedir
23. Amaçsal degerler (terminal values), 18 degeri içermekte ve bir kisinin yasami boyunca ulasmak istedigi amaçlari ortaya koymakta
araçsal degerler (instrumental values) ise, bireyin amaçsal degerlerine ulasmak için sergiledigi davranislari belirtmektedir
amaçsal degerler kendi içinde bireysel ve toplumsal degerler olmak üzere ikiye ayrilmaktadir (Gouveia vd., 2002:336). Söz gelimi, kurtulus ve iç uyumu bireysel degerler; dünyada baris ve gerçek arkadaslik gibi degerleri ise toplumsal degerler içerisinde degerlendirmistir
Ürünler, amaçsal degerlerle iliskilendirilebilmektedir
Pek çok ürünün reklaminda, söz konusu ürünün bireyin amaçsal degerlerine ulasmasinda bir araç olduguna iliskin ileti sunulmaktadir.
Söz gelimi otomobil reklamlarinda, amaçsal degerler arasinda yer alan “sayginlik” degerine sik sik vurgu yapildigi görülmektedir.
25. Rokeach Deger Kurami Böyle kapsamli bir degerler listesinin olusturulmasi her ne kadar degerler arastirmasina büyük bir katli saglamis olsa da, Rokeach (1973) olusturdugu degerlerin altinda yatan yapiyi ortaya çikarmamistir
26. Degerler ve Yasam Biçimi Sistemi (VALS) VALS (Values and Lifestyles Systems), Stanford Arastirma Enstitüsü (SRI-Stanford Research Institute) tarafindan gelistirilen deger ve yasam biçimlerini ortaya koymaya yönelik bir ölçektir.
Ölçegi gelistirenlerin varsayimi “insanlar, kisiliklerini biçimlendiren ve kendilerini tatmin eden ürünleri, hizmetleri ve deneyimleri satin alirlar” seklindedir
VALS 1 ölçegi, Maslow’un gereksinimler piramidi ve Reisman’in toplumsal kisilik kuramini temel almaktadir
Olusturulan ölçegin anket teknigi yardimiyla uygulanmasi sonucu, degerleri ve yasam biçimlerine göre sekiz grupta toplandigi belirlenmistir
27. VALS Gruplari Yasamda kalanlar (survivors),
Ait olanlar (belongers),
Öykünenler (emulators),
Basarililar (achievers),
Kendine hayranlar (I am me),
Deneyimliler (experiental),
Toplumsal bilinçliler (societally conscious),
Karma gruplular (integrated)
28. Amerikan toplumundaki degisimleri dikkate alinarak, degerler ve yasam biçimleri ölçegi üzerinde belirli düzenlemeler yapilarak 1989 yilinda ikincisi (VALS 2) gelistirilmistir.
29. VALS2
30. VALS2 ölçeginde, kaynaklara göre, yüksek kaynakli ve düsük kaynakli gruplar olarak siniflandirilmistir.
Kaynaklar; gelir, egitim, kendine güven, zeka, para kazanabilirlik ve enerji düzeyinden olusan gücü temsil etmektedir
31. 1.Yenilikçiler, Basarili, kendilerini gelistirmis ve kendilerine güvendikleri için öbür insanlarin da sorumluluklarini alan bireylerdir.
Yüksek düzeydeki kaynaklarindan ötürü her üç güdüden de (düsünceler, basari ve özanlatim) farkli derecelerde etkilenirler.
Bunlar, degisim önderleri olarak nitelendirilmektedir.
32. 2.Düsünürler, Idealleriyle güdülenen, olgun, tatmin olmus ve rahat bireylerdir.
Kisilikleriyle, bilgiyi, sorumlulugu ve düzeni yansitirlar.
Iyi egitim görmüs bireylerdir ve karar verme sürecinde bilgi arama etkindir.
Sahip olduklari gelirleri kendilerine pek çok seçenek sunsa da bunlar tutucu ve yararci yapidadirlar.
Bu yüzden düsünürler, satin alma davranislarinda dayaniklilik, islevsellige deger verirler.
33. 3.Basarililar, Arzulariyla güdülenirler.
Amaç odakli bir yasam biçimine sahiptirler.
Ailelerine ve kariyerlerine siki sikiya baglidirlar.
Bu durum toplumsal yasamlarina da yansir ve ailelerinin, ibadet yerlerinin ve islerinin çevresinde yasamlarini sürdürürler.
Basarililar için imaj önemlidir, yasitlarina basarilarini yansitacak prestijli mal ve hizmetleri tercih ederler.
Yogun yasamlari yüzünden kendilerine zaman kazandiran ürünlere ilgi duymaktadirlar.
34. 4.Deneyimliler, Kendi kisiligini ifade ederek güdülenmektedirler.
Bunlar genç ve coskuludurlar, düsünmeden hareket ederler.
Degisiklik ve heyecan arayan deneyimliler, gelirlerinin büyük bir bölümünü modaya, eglenceye ve toplumsallasmaya ayirirlar.
35. 5.Inananlar, Düsünürler gibi idealleriyle güdülenmektedirler.
Tutucu ve gelenekseldirler.
Iliskin olduklari aile, toplumsal ve dinsel örgütlerin belirli programlarini izlerler.
Tüketici olarak öngörücüdürler, yerlesik ve bilindik markalari tercih ederler.
Genelde sadik müsterilerdir.
36. 6.Çabalayanlar, Modayi izler ve eglenceyi severler.
Basariyla güdülendiklerinden, öbür insanlarin düsüncelerine ve onaylarina önem verirler.
Isteklerini yerine getirmek için yeterli geliri olmayan çabalayanlar için, para basari anlamina gelir.
Kendilerinden oldukça zengin olan bireylere öykündüklerinden ötürü gösterisli ürünleri tercih ederler.
Alisveris sürecini toplumsal bir eylem ve yasitlarina satin alma yeteneklerini göstermek için bir firsat olarak gördüklerinden, etkili tüketicilerdir.
Tüketici olarak, gelirlerinin yettigi ölçüde anlik kararlar vererek birseyler alirlar.
37. 7.Yapanlar (makers), Kendilerini, çalisarak dünyada bir ev sahibi olan, çocuk yetistiren, bir otomobili olan, sebzelerden konserve yapan ve yaptiklari planlari basariyla yasama geçirecek yetenek ve enerjiye sahip olan birey olarak görürler.
Aileleri ve is yasamlari gibi geleneksel çevreleri içerisinde yasarlar, sözü edilen çevrenin disindakilerle pek fazla ilgilenmezler.
Maddi varliklari umursamazlar.
Degeri gösterise tercih ettiklerinden temel ürünleri satin alirlar.
38. 8.Yasamda kalanlar, Oldukça dar kapsamli bir yasam sürmektedirler.
Yasamla basa çikabilmek için oldukça az kaynaklari olan ve dünyanin çok hizli degistigine inanan bireylerdir.
Yasamda kalanlar için güvenlik ilk sirada gelmektedir.
Bu tip tüketicilerin alisveris tutarlari oldukça düsüktür.
Özellikle indirimli fiyatla aldiklari sürece, belirli ürünlere karsi sadiktirlar.
39. Kahle’nin Degerler Listesi (LOV) Degerler Listesi (List of Values-LOV)
Degerler listesi dokuz temel degerden olusmaktadir.
Bu degerlerden ilk altisi içsel, son üçü ise dissal degerlerdir
40. LOV Özsaygi (self-respect),
Baskalariyla sicak iliskiler kurma (warm relationship with others),
Basarma amaci (sense of accomplishment),
Isteklerini gerçeklestirme (self-fulfillment),
Eglenme ve yasamdan zevk alma (fun and enjoyment in life),
Heyecan (excitement),
Sahip olma amaci (sense of belonging),
Saygi görmek (being well respected),
Güvenlik (security)
41. LOV; Degerler Listesi, Rokeach’in degerler sistemine göre daha kisa ve anlasilir olmasindan ötürü, tüketici davranislarini öngörmede ve tüketicileri degerlerine göre bölümlendirmede, Rokech’in degerler sistemine göre daha kullanislidir
“Sahip olma amaci” degerinin baskin oldugu bireyler, bu degerin baskin olmadigi bireylere göre daha fazla içki içmekte ve grup eylemlerine daha fazla katilim göstermektedirler.
42. Hofstede’nin Kültürel Deger Kurami Yaptigi çalismalarin sonucunda gelistirdigi “kültürel deger” kurami, toplumlar arasinda kültürel degerlerin farkliligini ortaya koymaktadir.
Bu kurama göre, kültürleri birbirinden ayirt eden baslica bes deger boyutu bulunmaktadir.
Hofstede (1994), ileri sürdügü bu bes kültürel deger boyutunun, ülkeler arasinda karsilastirmalar yapilmasina olanak saglamasina karsin, bireysel düzeyde bir anlam tasimadiginin altini çizmistir
43. Hofstede’in Deger Boyutlari Bireycilik-toplulukçuluk (individualism-collectivism),
Güç araligi (power distance),
Erkeksilik-kadinsilik (mascunality-femininity),
Belirsizlikten kaçinma (uncertainty avoidance),
Uzun dönem odaklilik (long-term orientation).
44. 1.Bireycilik-toplulukçuluk boyutu, Bireylerin kendi gereksinimlerini veya bagli olduklari toplum ve/veya grubun gereksinimlerini ön planda tutmalarina göre olusmaktadir.
Bireycilik degerinin baskin oldugu toplumlarda kisiler, kendilerini bagli olduklari gruptan / toplumdan daha önemli olarak görmektedirler.
Toplulukçuluk degerinin baskin oldugu toplumlarda ise, bireyler kendilerinden önce bagli olduklari grubun ya da toplumun çikarlarini gözetmektedirler.
Ayrica, bireycilik degeri baskin olan toplumlarda; bireysel kararlar, grup kararlarina göre daha yüksek degere sahiptir
45. Hofstede, ülke zenginligi ile bireyciligin baskinligi arasinda istatistiksel bir iliski oldugunu dile getirmistir.
Bu bulguya göre, sosyo-ekonomik düzeyi yüksek ülkelerin yurttaslarinda bireycilik degerinin baskin oldugu,
Sosyo-ekonomik düzeyi düsük ülkelerin yurttaslarinda ise toplulukçuluk degerinin baskin oldugu bulunmustur
46. 2.Güç araligi, Toplumlarda güce ve hiyerarsiye dayali esitsizligin ne derece kabul edilebilir oldugunu ifade etmektedir.
Güç araligi genis olan toplumlarda, güç dagiliminda ve buna bagli olarak firsat esitsizligindeki dengesizlik kabullenmektedir.
Güç araligi dar olan toplumlarda ise, güç sahibi kisilere yakinlasmak daha kolaydir.
47. 3.Erkeksilik-kadinsilik deger boyutu, Kültürün toplumdaki cinsiyetlere yükledigi rolleri ifade etmektedir.
Erkeksilik degeri, “kendini öne çikarmak, basarimi sergilemek, herkes tarafindan görülebilir bir basari saglamak ve para kazanmak” üzerinde odaklanirken;
Kadinsilik degerleri, “kendini öne çikarmamak, insan iliskilerine maddi kazançlardan daha fazla önem vermek, yasam kalitesini arttirici eylemler üzerinde çalismak, çevreyi korumak, insanlara yardimci olmak ve güç gösterisinde bulunmamak” gibi eylemlere yansimaktadir.
48. 4.Belirsizlikten kaçinma, Bir toplulugun; bilginin yetersiz oldugu veya açik olmadigi, karmasikligin yasandigi, degisimlerin hizli ve kestirilemez bir biçimde gelistigi ortamlardan duydugu tedirginligin düzeyi ile ilgilidir.
Belirsizlikten kaçinma oraninin yüksek oldugu kimi toplumlarda, herhangi bir durumda ortaya çikan risk veya belirsizlik, stres ve kaygiya yol açabilmektedir.
49. 5.Uzun dönem odaklilik; Gelecekteki ödüllere, kararliliga ve tutumluluga yönelimi açiklamaktadir.
Bu baglamda; uzun döneme yönelik kültür, dinamik ve gelecege yönelik olarak daha genis bir görüs açisina sahipken;
Kisa döneme odakli bir kültür, duragan bir özellige sahip, geçmis ya da simdiki zamana odakli daha dar bir görüs açisina sahiptir
50. Türkiye’de??? Türk kültürünün,
toplulukçuluk degerinin bireyciligin önünde yer aldigi,
Sanildiginin tersine, erkeksiligin yerine kadinsiligin üstün oldugu,
Belirsizlikten kaçinma egiliminin yüksek oldugu ve
Güç araliginin fazla oldugu ortaya çikmistir
51. Schwartz’in Degerler Listesi (SVS) gelistirdigi deger ölçegi ile tüm dünyada kabul görmüs ve çok sayida akademik arastirmalara referans olmustur.
Degerler listesi 57 degerden olusmaktadir
52. Örnegin; Mahremiyet
Anne-babaya ve yaslilara deger vermek
Saglikli olmak
Itaatkar olmak
Yardimsever olmak
Zengin olmak
Kibar olmak
Sadik olmak
Hirsli olmak
Alçakgönüllü olmak
Isteklerine düskün olmak
Yasamin kendisine verdigini kabullenmek
53. Schwartz’in 57 degeri 10 deger basligina düsürerek SSVS (Short Version of Schwartz’s Value Survey) ölçegini gelistirmistir.
Schwartz’in olusturdugu degerler listesinin iki boyutu bulunmaktadir (Biel, 2002:4):
Yenilige açiklik – Tutucu yaklasim
Özaskinlik – Özgenisletim Boyutu
55. Deger tipleri arasinda varoldugu düsünülen uyumluluklar ve çeliskiler dairesel biçimde gösterilmektedir.
Dairenin çeperi üzerinde birbirinin karsisinda yeralan tiplerin (örn. evrenselcilik - güç) çelistikleri,
birbirlerine yakin olarak yeralan tiplerin (örn. evrenselcilik-iyilikseverlik) ise uyumlu olduklari öngörülmektedir.
56. SVS Deger Tipleri Güç: Toplumsal konum ve prestij, insanlar ve kaynaklar üzerinde denetim ve egemenlik.
Basari: Yeterliligi kanitlanmis toplumsal standartlara uygun kisisel basari.
Hazcilik: Kisisel olarak zevk ve duygusal memnuniyet.
Uyarilim: Cosku, yenilik ve yasaminda savasim verme.
Özyönelim: Bagimsiz düsünce ve eylem, kendi amaçlarini seçme.
Evrenselcilik: Anlayis, degerlendirme ve hosgörü, tüm insanlarin gönencini ve doganin zenginligini koruma.
Yardimseverlik: Sürekli iliskili olunan insanlarin gönencini koruma ve arttirma
Geleneksellik: Geleneksel kültürün veya dinin töre ve düsüncelerine saygi göstermek, baglilik göstermek ve bunlari kabul etmek.
Uyma: Toplumsal normlarin çignenmemesi, baskalarini üzecek ya da incitecek dürtü, egilim ve eylemlerden kaçinilmasi.
Güvenlik: Bireylerin, bireysel iliskilerin ve toplumun emniyeti, düzeninin korunmasi.
57. SVS’ye Göre Türklerin Degerleri Arastirmaya katilan ögretmenlerin en fazla önem yükledigi degerler sirasiyla,
“Aile güvenligi-(22)”, “ulusal güvenlik-(13)” ve “saglikli olma-(42)” degerleridir.
Bunlarindan ardindan, “toplumsal adalet-(30)”, “anlamli bir hayat-(10)”, “dürüstlük-(45)”, “anne-babaya ve yaslilara saygi göstermek-(40)” ve “mahremiyet-(21)” degerleri gelmektedir.
Bu bulgular, Türk toplumunun güvenlige iliskin degerlere yasamlarinda oldukça önem verdigini göstermektedir.
58. Yasamlarini yönlendiren bir ilke olarak en az önem yükledikleri deger,
“sosyal güç sahibi olmak-(3)” degeridir.
Ayrica, “isteklerine düskün olmak-(57)”, “otorite sahibi olmak-(27)”, “heyecanli bir yasanti sahibi olmak-(9)” ve “zenginlik-(12)” degerleri de en az önem derecesine sahip degerler arasindadir.
Bu bulgular, güce iliskin degerlere (sosyal güç sahibi olmak, otorite sahibi olmak, zengin olmak) yasamlarinda oldukça az önem verdiklerini göstermektedir.
59. Kültürel Farkliliklar Yasça küçükler, düsük SES gruplari, güney - doguda yasayanlar beden dilini daha çok kullanirlar
Batida tek tas yüzük, ülkemizde alyans birlikteligin simgesidir
33 ve 666 rakamlari hristiyanlar için ugursuz rakamlar olarak kabul ediliyor
Çin’de ise 888 iyi sans anlamina geliyor, 4 ise ölmek anlamini tasidigi için 4 kötü bir rakam olarak kabul ediliyor
Isveç’in % 66’si yalniz yasayanlardan olusuyor. Büyük bir bireysellesme, yalniz yasama egilimi var
ABD’de insanlar yikanmak için dus jeli yerine sabun kullaniyorlar
Türkiye kisi basina altin tüketimde Hindistan’dan sonra ikinci
Türk erkegi haftada 2,5-3 gün tras olur, Polonya’da 6 gün, Rusya’da 5 gün
Rusya’da kozmetik tüketimi çok fazla
Beyaz sabunu Türkler banyoda kullanirken, Avrupalilar markette deterjan raflarindan alip çamasir yikamada kullaniyorlar
60. Pazarlamada Kültürel Farkliliklar Japonlar ve Ingilizler çay tüketen toplumlardir. (Nescafe???)
Yahudiler arasinda, etli ve sütlü ürünleri birbirine karistirmak haram sayildigi için salamli ve kasarli pizza üretimi basarili olamayacaktir
ABD’deki üstten doldurmali çamasir makineleri
Türkiye’de insanlar yemekten ve içmekten hoslaniyor, gidanin gelecegi parlak
Japonya’da dört rakami ölümü simgeler, bu nedenle dört çagrisimi yapan mesajlari kabul etmezler
Mavi renkli içecekler, bazi kültürlerde ölümü çagristirir
61. Denizi kiyisi olmayan yerlerde gerçeklestirilen dinlenceye tatil denmez.
Çay içildikten sonra, çay bardagi üzerine ters çevrilmis olarak koyulan çay kasigi, kisinin artik çay içmek istemediginin isaretidir.
Üzerinden araçlar geçsin de temizlensin amaciyla caddeye atilan paspaslar isyerlerine aittir.
Durakta degil de her el kaldirilan yolcu gördügünde duran otobüse halk otobüsü denir. Halki kirmaz, durur.
Türk halki gazete okur, yeter ki yaninda gazete okuyan birini görsün.
Tüm dügünlerde damat yolunacak kaz gibi görülür. Biçak kesmiyor, kapi açilmiyor, deklansör basmiyor, giden dönmüyor ve daha bir çok olumsuzluk öne sürülerek, damattan para tirtiklanmasi adettendir.
Doktor reçeteye ne kadar ilaç yazarsa, hasta için o kadar degerli olur.
Belediyenin yaptigi kazi çalismalarinda kullanilan is makineleri, etrafinda kalabaligin toplanmasini saglar. Is makinelerinin temposuna hayran olan fertler, saatlerce kazi çalismalarini seyredebilirler. Bazilarinin çalismaya katilip “topla gel, indir, kaldir, hopp dur..” demesine az kalmistir.
Esofman bir spor kiyafeti gibi görünse de, pijama misali degerlendirilip, uyumak için kullanilmasi yadsinilmamalidir.
Korna bir selamlasma araci olarak kullanilabilecegi gibi, trafigi açacagi düsüncesiyle öndeki araci harekete geçirmek maksadiyla da kullanilir.. Taksi, minibüs cinsinden toplu tasima araçlarinda soförün, yolcu adayi gördügünde kornaya asilmasi “Bineceksen tavrimi ona göre belirleyecegim, yoksa hizlanacagim” anlamina gelir.
62. Türkiye Profili Türkiye’deki hanelerin yaklasik yüzde 10’ununda bilgisayar, yüzde 6’sinda ise internet erisimi var.
Biyik ve sakal birakanlarin sayisindaki düsüs, Türk erkeginin kisisel bakim, tras sabunu ve losyon gibi harcamalarinin arttiginin bir göstergesi.
“Bir gram et bin ayip örter” sözüne ragmen, zayiflamak isteyenler artiyor. Bu da diyet gidalara, spor merkezlerine olan talebin yükseleceginin sinyalini veriyor.
Banyo yapma sikliginin artisina bakarak sabun, sampuan gibi temizlik ürünlerin tüketiminin de yükselme egilimindedir.
Disarida zaman geçirme egilimi artti. Kahvehaneye gitmek, tavla ve iskambil oynamak “out”; “spor yapmak” ve sinemaya gitmek “in”… Tüm bu istatistikler eglence ve restoran sektörünün geleceginin parlak oldugunu söylüyor.
Tatile çikanlarin sayisi artiyor. Bu tasimaciliktan hediyelik esyaya iç turizm ile ilgili çok sayida sektöre canlilik getirebilecek bir egilim.
63. Türkiye Kadin Profili Kadinlarin yüzde 43,5'i hiç deodorant kullanmiyor.
Yüzde 72,3'ü yüzme bilmiyor
yüzde 66, 1'i hiç kitap okumuyor
yüzde 89, 1'i hiç tiyatroya gitmiyor
Okuma yazma bilenlerinin yüzde 34,2'si hiç gazete okumuyor
Yüzde 84,8'i her gün TV izliyor...
Türk kadininin yüzde 86,3'ü hiç dergi almiyor!
64. Türkiye’ye Gelen Turistlerin Profili
65. Ortalama Türk Nasil Yasiyor? Türkiye’deki hanelerin sadece % 14’ü tasarruf yapabiliyor.
Orta sinif ailelerdeki kadinlarin % 90’nini asan bir bölümü çalismiyor.
Sabah kahvaltisinda peynir, zeytin ve çay olmazsa olmazlar arasinda. Ögle ve aksam yemeginde sulu yemek ve sebze yemegi sofraya geliyor. Nadiren disarida yemek yenildiginde ise genellikle kebapçiya gidiliyor.
Ortalama Türk insani haftada iki kez banyo yapiyor.
Ortalama Türk kadini alisveris yaparken önce fiyat ve kaliteye sonra markaya bakiyor.
66. Türkler Bir yabanci turist Istanbul’da geçirdigi bir haftanin sonunda fikri soruldugunda sunlari söylüyor:
“Türklerin evine gittiginizde, sizi tanimasalar da buyur ediyorlar. Siz oturmadan kimse oturmuyor. Siz sofraya geçmeden kimse geçmiyor. En iyi yere sizi oturtuyorlar. Siz yemege baslamadan kimse baslamiyor. Zorla her yemekten tattiriyorlar. Siz kalkmadan kimse, evin çocugu bile sofradan kalkmiyor. Çay, kahve, meyve vb. ikram bitmiyor. Herkes sizi rahat ettirmek için ugrasiyor. Kumandayi elinize veriyorlar. Sirtiniza, altiniza yastik konuyor. Yorgunluktan ölseler bile siz kalkmadan kimse gidip yatmiyor. Gitmeye yeltendiginizde bu kez birakmiyorlar. Yataklarini bile veriyorlar, kendileri kanepede, koltukta yatiyor.
Sonra evden çikiyorsunuz ayni insanlar 180 derece degisiyor. Herkes arabasini üstünüze sürüyor. Otomobilinizin burnunu çikarmazsaniz kimse yol vermiyor. Kornalar, küfürler. Serit degistirmek bile mümkün degil. Yayaysaniz trafik isigi olmayan bir geçitten mümkün yok geçemezsiniz. Evde öyle, arabada böyle, nasil oluyor? Bu isi çözemedim.”
67. Pazarlamacilar Ne Yapacak? Pazaryerindeki kültürü anlamaya çalismak
Sabah kahvaltisinda misir gevregi yeniliyor mu?
Kahvaltida kahve içiliyor mu?
Kimler kahve içiyor? Kimler içmiyor?
Satin alma kararini kim veriyor? Erkek mi?
Ögle yemekleri yeniyor mu?
Ramazan sofrasinda hurma ve suyun yerini ne alabilir?
Ayran yerine ne içilebilir?
Hangi islerde erkek-kadin ayrimi var?
Temizlik konusunda anlayis nedir?
Zaman önemli mi? (Arap, Afrika ülkeleri)
Dostluklar nasil kuruluyor?
68. Ödev 17 Agustos 1999’da yasanan ve on binlerce insanin öldügü depremden sonra deprem konusunda pek çok televizyon programlari yapildi, gazetelerde haberler ve yazilar yazildi ve konu ile ilgili pek çok kitap basildi. Deprem konusunda çalisan bilim insanlari önümüzdeki otuz yil içerisinde Marmara Denizinde Richter ölçegine göre 7 ve 7’den büyük deprem olma riskini hemen hemen % 60 olarak öngörmektedirler. Bütün bunlara ragmen, zorunlu deprem sigortasi yapilmis konutlar toplam konutlarin % 20’sini teskil etmektedir. Türkler toplum olarak yüksek oranda “riskten kaçinan” olmalarina ragmen, sigorta harcamalarinda dünyada 40. siradadir. Burada hemen Türkiye’deki gelir düzeyi akla gelebilir ve Türkiye’de sigorta harcamalarinin düsük olmasinin sebebi olarak bu gösterilebilir. Fakat GSMH içinde sigorta harcamalari % 1,3 civarindadir. Yani, bir yandan riskten korkuluyor, bir yandan da aman sende denilip sigortalanmiyor. Belki de Türkiye’deki din ile birlikte gelen “kadercilik” veya kültürel bir kavram olan “kisa vadecilik” ve bugüne odaklanma etkili olmaktadir. Türkiye’deki kisa döneme odaklilik, yüksek düzeyde riskten kaçinma, motivasyon ve ilgilenim konusunda ögrendiklerinizi göz önünde bulundurarak bir tutum degistirme kampanyasi hazirlayiniz. (Bir paragrafi ya da üç-dört cümleyi geçmesin)