1.16k likes | 1.43k Views
1.CÜMLENİN TAŞIDIĞI DUYGULAR. www. odevdunyasi .com Ödevlerimiz bir tık ötede!.
E N D
1.CÜMLENİN TAŞIDIĞI DUYGULAR www.odevdunyasi.comÖdevlerimiz bir tık ötede!
a.Hayıflanma:Acınmak,üzülmek,yerinmek ya da kaçırılan bir fırsattan dolayı esef etmek demektir.ÖR:”Keşke annemin değerini o hayatta iken bilseydim.” “Nasıl geçti habersiz O güzelim yıllarım.”
Aşağıdaki dizelerin hangisinde “hayıflanma, üzülme” söz konusudur?A)Kınalanmış gibi dağlar,dereler Ne güzel güz,ne güzel eylül olur.B)Desem ki vakitlerden bir nisan akşamıdır. Rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor.C)Yaz göç ediyor,ne yazık,yine güz Mor dağlarda güneş doğmadan henüzD)Kuşlar gelecek damların üstünden Kuşlar konacak dağlaraE)Lale,sümbüller içinde hüma kuşları ötüyor Avcılar yolu tutmuşlar erken erken
Çözüm:C seçeneğindeki dizelerde bir üzülme, yerinme kendi kendini esef etme “keşke şöyle olsaydı” anlamı vardır. Bu da bir “hayıflanma” “üzülme” dir.Cevap:C
b.Çaresizlik:Elden bir şey gelmemesi, çaresiz olma durumudur.ÖR:”Çileli doğmuşum zaten ezelden Hasrete alıştım ne gelir elden.” “Zulüm diken gibi bürümüş kenti Boynu bükük kalmış mor menekşem.”
(I)Şiirle ilişkim yoktu başlarda,hikaye düşünüyordum; ancak ilk yazdıklarımı gönderecek yer bulamıyordum .(II)Dergi diye bir “Fikirler” vardı,bir ”Varlık” bir de “Yeditepe” ;o dergileri de ünlüler kapatmışlardı çoktan. (III)Ayda bir kez çıkan topu topu üç dergiden hangisi adsız sansız bir hikayeci adayının hikayesini sayfalarını açardı;hiçbiri elbet.(IV)O dönemin ünlüleri kendilerinden sonra gelen kuşağı da sevmiyorlardı zaten.(V)Biz buna inanıyor, kızıyor,Orhan Veli,Melih Cevdet,Oktay Rifat üçgeninin başkaldırı örneğini tazelemek için fırsat kolluyorduk.Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde “ümitsizlik,çaresizlik içinde bulunduğu” anlamı vardır?A)1 B)2 C)3 D)4 E)5 Cevap:C
c.Yakınma:İçinde bulunulan durumdan memnun olmamak,şikayetçi olmaktır.ÖR:”Bir de sözüme kulak verse.” “Oysa günümüzde artık masalın sade- ce adı kaldı.” “Bu çocuklar dur durak bilmiyor.”
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “yakınma” söz konusudur?A)Onu olduğu gibi kabul etmesini söyledim.B)Bir de aldığı gibi getirmesini öğrense.C)O geldiği gibi gitmesini biliyor.D)Konuştuğu gibi yazmak için özen gösteriyor.E)Çalışmayı sevdiği gibi eğlenmeyi de seviyor. (1988-ÖSS)
ÇÖZÜM:“Yakınma” şikayetçi olma,dert yanma anlamlarına gelir.B’de “Aldığı getirmesini de öğrense” sözünden kişinin aldığını geri getirmemesinden yakınıldığı anlaşılıyor.Diğer seçenekler birer haber cümleleridir.Bir duygu aktarmıyor. Cevap:B
d.Sitem:Sevilen,güvenilen bir kimseye karşı,yaptığı hareketin ya da söylediği sözün,üzüntü uyandırdığını öfkelenmeden belirtmektir.ÖR:”Sen de mi Bürütüs?” “Güvendiğim dağlara kar yağmış.” “Bir ibadet gibi beklerim burada Selam vermeden geçer sevgili.”
e.TakdirEtme:Bir kimseyi yaptığı bir işten dolayı övmek.ÖR:”Bu yazarımız yıllarca bıkmadan usan- madan çalıştı.” “Tablo dediğin böyle olur.” “Bu türkü bundan daha iyi yorumlana- mazdı.”
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “takdir etme, beğenme” söz konusudur?A) Sanatçı,son oyununda kişilerin çoğunu,çıkarını gözeten,kurnaz insanlar arasından seçmiş.B) O,tiyatroya ve sinemaya ilgi duyan,bu alanlarda kimi çalışmaları bulunan,kendi halinde,sıradan bir yazardır.C) Bu yazar, sorunlara çözümleyici ve iyimser bir tavırla yaklaşan,değişik görüşlere açık bir insandır.D) Bu yazarın oyunları,kimi çevrede olumlu,kimi çevrelerde de olumsuz eleştirilere konu olmuştur.E) Yazar,bu yapıtında toplumsal sorunları yansıtmayı amaçladığını söylüyor (ÖSS-1991)
ÇÖZÜM:A ‘ da nesnel bir yargı söz konusudur,herhangi bir duygu işlenmemiş. B’ de “ kendi halinde, sıradan sözleri beğenmeden çok, önemsememe anlamı içeriyor. D’ de yazar başkalarının düşüncesini söylemiş ancak kendinin ne düşündüğü belli değil. E’ de yazarın amacı söylenmiş ancak hakkında bir görüş dile getirilmemiş. C’ de ise “çözümleyici, iyimser, değişik görüşlere açık” sözleri bir beğeniyi anlatmaktadır. Cevap C
f.Umut:İçinde bulunulan olumsuz duruma karşın gelecekte bazı şeylerin düzeleceğine inanmak.ÖR:”Varsın zulüm bütün dünyayı sarsın Varsın sevinçler başka bahara kalsın.” Sanma bu tekerlek kalır tümsekte Yarın elbet bizim elbet bizimdir Gün doğmuş,gün batmış ebet bizimdir.
g.YaşamaDileği:Neşe,sevinç,hayattan keyif alma.ÖR:”Bugün hava güzel İçim içime sığmıyor.” “Ne güzel dönüyor çemberim Hiç bitmese horoz şekerim.”
h.Karamsarlık:Hayata ya da içinde bulu- nulan duruma kötümser olarak bakmaktır.ÖR:”Şaşırdım kaldım nasıl atsam adım Gün kasvet,gece kasvet” “Ne göz yaşı avutur gönülleri Ne bir müjde güldürür bu yüzleri”
Anlam yönünden bir yakınlığı bulunan aynı ifadelerin aynı anlamların bulunduğu cümlelerdir.Aşağıdaki öncül cümlelerdeki anlamları diğer cümlelerde arayalım:
a.”İstikbalin sanat tarihinde bu devrin adı Ahmet Haşim devridir.”I.Ahmet Haşim’den gelecek kuşaklar övgüyle söz edeceklerdir.II.Ahmet Haşim gelecekte daha iyi anlaşılacaktır.III.Ahmet Haşim sanatçı kimliğiyle yaşadığı devre damgasını vurmuştur. III.cümle öncüldeki cümleye yakın anlamlıdır.
b.”İçinde iyi bir yanı olmayan kitap kadar kötü kitap yoktur.”I.Kitaplarda yararlı bilgiler de zararlı bilgiler de olabilir.II.İyi yanı ağır basan kitaplar daha faydalıdır.III.En kötü kitap içinde iyilikten eser olmayan kitaptır. III.cümle öncüldeki cümleye yakın anlamlıdır.
c.”Kuralların istisnası vardır;ancak istisnaların kuralı yoktur.”I.Kurallar istisna kabul etmeyecek kadar kesindir.II.Kurallara uymayan örnekler her za- man olabilir ama kurallara uymayan örnek- lere bir kural konulamaz.III. İstisnaların kuralı,kuraların istisna- sıdır. II.cümle öncüldeki cümleye yakın an- lamlıdır.
Başımdan geçen kimi olayların öyküsünü yazarken,o olayları yeniden,hem de zamanında ayrımına varamadığım yönleriyle yaşamanın,küçümsenir bir mutluluk olmadığını söylemeliğim.Bu cümle aşağıdakilerden hangisiyle aynı anlamdadır?A)Öykülerimi oluşturmak için,yaşadığım olayları bir süre sonra hatırlamak zorunda olduğumu hiç unutmam.B)Başımdan geçen olayları yapıtlarımda anlatırken onlara yeni bir görünüm kazandırmaya çalışırım.C)Kimi olayların incelikleriyle yansıtılmasının,yazarlığa özgü bir nitelik olduğunu düşüyorum.D)Yaşadığım kimi olayları sonradan öyküye dönüştürürken onların fark etmediğim yanlarını tekrar yaşamak bana mutluluk veriyor.E)Kimi olayları yaşarken duyduğum üzüntüleri,sonradan onları yazarken mutluluğa dönüştürürüm.
ÇÖZÜM:Sorudaki örnek cümlede yazarın kimi olayların öyküsünü yazarken yaşamadığı duyguları yazdıktan sonra duyduğunu ifade etmiştir.D seçeneğindeki cümlede de aynı anlamın olduğu görülmektedir. Cevap:D
“Ne yaşanan her olay öyküye dönüştürülebiliyor ne de öyküye özgü kurallar,her zaman gerçeği aynen anlatmaya uygun düşüyor.”Aşağıdakilerden hangisi bu cümleye en yakın anlamdadır?A)Öyküde ne yaşanmış olaylar anlatılabilir ne de gerçekler yansıtılabilir.B)Her olayı öyküleştirmek doğru olmaz;her öykünün kendine özgü bir yapısı vardır.C)Yaşanmamış olaylardan öykü çıkaramaz;yaşanmamış olaylar da öykünün sınırlarını aşarD)Yaşanan olaylar çok etkileyicidir;olaylar öyküleştirilirken canlılığını ve etkileyiciliğini yitirir.E)Baştan geçen her olaydan öykü çıkarılamaz;öykünün yapısı olup biteni olduğu gibi yansıtmaya izin vermez.
ÇÖZÜM: Sorudaki cümlede her olayın öyküye dö- nüşemeyeceği öykünün her zaman gerçeği olduğu gibi anlatamayacağı anlamı vardır.E seçeneğindeki cümle bu cümleyle aynı anlamı içermektedir.Cevap:E
”Tiyatro bir odak noktasıdır; dünyada, tarihte, insanda her ne varsa oraya yansıyabilir; ama sanatın sihirli değneği altında.”Aşağıdaki yargıların hangisi bu cümlede söylenmek istenene en yakındır?A) Sanat eseri, hayatı olduğu gibi yansıtmalı, eğlendirmeli ve her sosyal tabakaya seslendirmelidir.B) Sanatta gerçek, basit bir kopyadan ibaret olmamalı, yazarın kafasından geçip onun görüşüyle bize sunulmalıdır.C) Sanatçı öncü olmak, halkın yürüdüğü yolun ilerisini bir projektör gibi aydınlatmak zorundadır.D) Sanatçı bir gözlemci ve deneyimcidir; olayları ve kişileri gözlemlediği gibi verir.E) Sanatçı, toplumdaki işlevini, sanat kaygısını her şeyin üstünde tutmakla gerçekleştirebilir. (1984-ÖSS)
ÇÖZÜM:“Sihirli değnek” sözü cümlenin anahtar sözüdür. Nasıl sihirli değnek dokunduğu her şeyi değiştirirse sanat da dış dünyayı değiştirerek tiyatroya yansıtır. Buna göre A, B ve C seçenekleri gerçeğin değişmemesini savunduğundan cümleyle çelişir. E ‘de gerçeklerden ve sanatçının onu değiştirmesinden hiç söz edilmemiş. Gerçeğim kopya olmadığını söyleyen B doğru cevaptır.
I.Yalnız biçime önem veren sanatçı,nasıl konuşulacağını bilen ama söyleyecek sözü olmayan konuşmacıya benzer.II.Zaman içinde,yapıtlarını biçim ve içeriğinde hiç değişiklik yapmamış pek çok sanatçı vardır.III.Bu sanatçımızın,eski biçimlerle günümüz içeriğini yansıtmaya çalışması,yeni bir yöntem değildir.IV.Sanatçının yapıtlarında biçimle içerik,bir kağıdın iki yüzü gibi birbirinden ayrılmaz.Bu cümlelerden,savunulan düşünce bakımında birbirine en yakın olanlar hangileridir?A)I ve II B)I ve III C)I ve IV D)II ve III E)II ve IV (1988-ÖSS)
ÇÖZÜM:Numaralanmış cümlelere baktığımızda I. cümlede yalnız biçime önem vermenin yanlış olduğu, II. cümlede kendini yenilemeyen sanatçıların da olduğu, III. cümlede eski biçimlerle günümüz konularının anlatıldığı, IV. cümlede biçimle içeriğin ayrılmaz bir bütün olduğu anlatılmıştır. Görüldüğü gibi I. ve IV. cümlelerde birbirine yakın düşünceler savunulmuştur. Cevap C
” (I) Bana göre şiir; özünü halk kültüründen almalı. (II) Halk kültürü tükenmez bir hazinedir. (III) Halk ne söyleyecekse doğrudan söyler. (IV) Dolambaçlı yollara sapmaz. (V) Halkımız acı sözlerden tatlı sözler üretir. (VI) Çirkinliklerden güzellik yaratır.”Parçada, anlamca birbirine en yakın olan iki cümle hangisidir?A) I,II B) II,III C) III,IV D)IV,V E) V,VI(1985-ÖSS)
ÇÖZÜM:Cümlelerin anlamlarını incelediğimizde III. ve IV. Cümlelerin aynı anlama geldiği görülür. Dolambaçlı yollara sapmamak, doğrudan söylemek demektir. Cevap C
Kadınlar zayıftır ama analar güçlüdür.Aşağıdakilerden hangisi,bu cümleye en yakın anlamdadır?A)Analık kadına güç verir.B)Her kadın güçlü bir anadır.C)Ananın gücü kadınlığından gelir.D)Analık,kadınların güçlü duygusudur.E)Analık,güçlülüğün ilk koşuludur.(1986-ÖSS)
ÇÖZÜM:Genel yargı kadınların zayıf olduğudur. Ancak anaların güçlü olduğu söylenmiş. Ana da kadın olduğuna göre güçlü olmasının tek nedeni ana olmasıdır. Öyleyse ana olmak kadını güçlü kılıyor. Buna göre A ve D seçeneklerinin cümleye yakın olduğu görülüyor. Ancak analık duygusu kadınlarda ana olmadan önce de vardır. Dolayısıyla burada ana olunca güç kazanmak vurgulandığından en yakın anlam A da verilmektedir. Cevap: A
İnsanlarda, kurallara uyma alışkanlığıyla sorumluluk duygusunun yerleşmiş olması arasında sıkı bir ilişki vardır.Aşağıdakilerden hangisi anlam bakımından bu cümleye en yakındır?A)Büyük sorumluluklar yüklenmiş kişiler kurallara uymak zorundadır.B)Sorumluluğunu bilen insanlar kurallara uyarlar.C)Bazı kurallar insanları sorumluluklarını yerine getirmeye zorlar.D)Sorumluluktan kaçınmayan kişiler herkesi kurallara uymaya zorlarlar.E)Kurallara uyan kişiler, sorumluluk almaktan hoşlanırlar. (1992-ÖSS)
ÇÖZÜM:Cümlede sorumluluk duygusu gelişmiş insanların kurallara uyduğu söylenmek istenmiştir. Bu anlam B’ de verilenle özetlenebilir. Zorluktan değil alışkanlıktan söz edildiğinden A ve C; başkalarını zorlamaktan söz edilmediğinde. D, sorumluluk almaktan değil, duygudan söz edildiğinden E cümlenin anlamına uymaz. Cevap: B
Burada sözünü etmediğim filmlerin yeterince iyi olmadığı sanılmasın.Aşağıdakilerden hangisi anlam bakımından bu cümleye en yakındır?A)Burada sözünü ettiğim kötü filmlerin iyi yanları da var. B) Burada sözünü ettiklerimin dışında da iyi filmler var.C) İyi olmayan filmlerden de burada söz edebilirim.D)Burada sözünü ettiğim filmler iyi film diye seçilenlerdir.E)Burada sözünü ettiğim filmler arasında kötü filmlerde yer alıyor. (1994-ÖSS)
ÇÖZÜM:Cümle olumsuzlukların fazla olmasından, karışık gibi geliyor.Ancak olumsuzlukları olumluya çevirerek gidersek cümlenin anlamı daha net çıkar. Cümlede sözünü etmediği filmlerin de güzel olabileceğini söylemiş. A, C, D ve E ‘ de sözünü ettiği filmlerin özellikleri anlatılmış. B’ de ise sözünü ettiklerinin dışında iyi filmlerin olduğu söylenmiş. Cevap B
a.Öznellik(subjektif):Kişiden kişiye göre değişen,beğeni,taktir ya da yergi içeren kanıtlanabilirlik özelliği olmayan ifadelerdir.Sanatsal ifadeler,yorumlar, beğeni,benzetme ve eleştirilerin hepsi özneldir.ÖR:”Ressam bu tablosunu özenerek yapmış.” “Güneşin doğuşu da batışı da muhteşemdir.” “Gülmek ona çok yakışıyor.”
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde öznel bir değerlendirme söz konusudur?A) Romanda anlatılanlar Kurtuluş Savaşı yıllarında geçiyor.B) Öyküdeki kişilerin dördü kadın, üçü erkektir.C) Romanın sonunda kahramanların hepsi ölüyor.D) Kitaptaki ilk öykünün konusu köy yaşamıdır.E) Öykülerin anlatımında bir kuruluk, bir tek düzelik görülüyor. (1991-ÖSS)
ÇÖZÜM:Öznel bir değerlendirmede yazar kendi duygularını, kişisel görüşlerini ve yorumlarını söyler. A, B, C, D seçeneklerinde bir yoruma bağlı olmayan kanıtlanabilir yargılar vardır. E’ de ise “ kuruluk, tekdüzelik” sözü yoruma bağlıdır. Bu da öznellik demektir. Cevap: E
b.Nesnellik(objektif):Bilimsel veri ya da istatisliklere dayanan ölçülebilir,kanıtlana- bilir ifadelerdir.Nesnel cümlelerde eleştiri beğeni,yorum gibi duyguların ve sezgilerin karıştığı ifadeler bulunmaz.ÖR:”Ressam bu tabloda sarı renklere ağır- lık vermiş.” “Y.Kemal ”Ok” şiirinde hece ölçüsünü kullanmıştır.” “Kitap birbirinden bağımsız dört bö- lümden oluşuyor.”
Aşağıdaki cümlelerden hangisinin anlatımı nesnel bir nitelik taşımaktadır?A) Tiyatro,sinemaya göre daha eğlencelidir.B) Deniz kenarında yaşamaya doyum olmaz.C) Güneşin batışını izlemek insana mutluluk verir.D) Kentlere göç edenlerin sayısı yıldan yıla artmaktadır.E) Resim sergileri önemli bir sanat etkinliğidir. (1988-ÖSS)
ÇÖZÜM:Nesnel anlatım, yazarın yorumunu katmadığı, kanıtlanabilir bilgi içeren yargılarda bulunur. Buna göre A’ da “daha eğlendirici”, B’ de “doyum olmaz”, C’ de “güneşin batışının mutluluk vermesi”, E’ de “önemli sanat etkinliği” sözleri, söyleyenin yorumuna bağlı ifadelerdir. Ancak D’ de söylenen “kentlere göçün her gün arttığı”, yoruma bağlı olmayan kanıtlanabilecek bilgidir; dolayısıyla nesneldir. Cevap: D
c.Eleştiri:Bir edebiyat veya sanat eserini çeşitli yönleriyle inceleyip açıklamak,anla- şılmasını sağlamak için yapılan değerlen- dirmelerdir.Eleştiriler kişisel beğeni ifade ettiği için öznel yargılardır.Eleştiri(kritik) olumlu yada olumsuz olabilir.ÖR:”Kelimenin tam anlamıyla o bir şiir ustası.” “Neresinden tutsan elinde kalıyor bu kitap.” “Atatürk çok güzel konuşan,etkileyici bir hatipti.”
ÖRNEK: Aşağıdaki cümlelerin hangisinde hem beğenme hem de olumsuz bireleştiri söz konusudur?A)Sözcük seçimindeki özensizlik,çevirmenin,metnin aslına bağlı kalmaktaki titizline gölge düşürüyor.B)Öyküleriyle Türk edebiyatında seçkin bir yer alan sanatçının bu yapıtları,yabancı dillere çevrilmiştir.C)Sanatçının ilk şiir kitabını sevinç ve heyecanla okurken çocukluk günlerimi düşünüyorum.D)Sanatçı,günlüklerinde zaman zaman başka kişilerin konuşmalarına yer vermiştir.E)Kitapta,eski eğitim düzenimizin olumsuz yönleri,karşılaştırmalı bir yöntemle anlatılıyor.
ÇÖZÜM:“titizlik” sözü beğenmeyi “özensizlik” sözcüğü olumsuz eleştiriyi ifade etmektedir.B ve C seçeneklerindeki cümlelerde sadece “beğenme” söz konusuyken D ve E seçeneklerindeki yalnızca bilgi verilmiş olup öznel duygulara yer verilme- miştir.Cevap:A
NOT.1:Her değerlendirme bir eleştirinin sonucudur.Eleştiri her konuda yapılabildiği halde ”değerlendirme” genellikle bir esere yönelik olarak yapılan olumlu ya da olumsuz nitelik taşıyan eleştirilerdir. Değerlendirmeler nesnel ya da öznel olabilir.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ”değerlendirme” sözkonusudur?A)Kimi sanatçılar duygularını dile getirmek için,kimileri de kusursuz eserler yaratmak için yazarlar.B)Romancı,gerçekleri düş gücüyle yeniden biçimlendiren kişidir.C)Bir eserin değerinin konusundan çok üslubuna bağlı olduğunu her zaman söylerim.D)Bu romandaki kişilerin birbiriyle ilişkisi üzerine bir çok inceleme yapılmıştır.E)Bu eserde konu gerçek yaşamdan alınmış,kişiler karakterlerine uygun biçimde konuşturulmuştur.
ÇÖZÜM: E seçeneğinde,bir eserin konusu ve eserin kahramanları,karakterleri hakkında nesnel bir değerlendirme söz konusudur.Değerlendirmenin bir eser hakkında olması gerektiği unutulmama- lıdır.Cevap:E