280 likes | 490 Views
SENDİKAL HAREKETİN GELİŞİMİ, MEVCUT DURUM VE TARTIŞMA BAŞLIKLARI (Demokratik Emek Meclisi/Ağustos-2012). Sendikal Hareketin D oğuşu Ve Gelişimi. Sendikal hareketin ortaya çıkışı ile Kapitalizmin gelişmesi arasında doğrudan bir bağlantı vardır.
E N D
SENDİKAL HAREKETİN GELİŞİMİ, MEVCUT DURUMVE TARTIŞMA BAŞLIKLARI (Demokratik Emek Meclisi/Ağustos-2012)
Sendikal hareketin ortaya çıkışı ile Kapitalizmin gelişmesi arasında doğrudan bir bağlantı vardır. • Kapitalizm ile ortaya çıkan bir durum olarak sendikal hareketin gelişimi, Kapitalizmin geçirdiği aşamalarla da yakından ilgili olmuştur. • İlk işçi örgütlenmelerinin temeli sayılabilecek olan bu kurumlar, çoğunlukla dayanışma dernekleri ve yardım sandıkları olarak örgütlendi.
Kapitalizmin ilk gelişme yeri olan İngiltere, doğal olarak sendikal hareketin de ilk filizlendiği yer olmuştur. • İlk işçi örgütleri ve sendikalar, ağırlıklı olarak çalışma süreleri, çalışma koşulları ve ücretler gibi ortak talepler üzerinden mücadele yürütmüşlerdi.
8 saatlik çalışma talebiyle Chicago’da grev yapan işçilerin mücadeleleri ve bu mücadele sırasında ödedikleri bedel, dünya emek hareketinde 1 Mayıs’ın doğuşunuda birlikte getirdi.
Sendikal hareketin gücü ve etkisi, taleplerin ortaklaştırılmasıile yakından ilgilidir. • Ortak taleplerin siyaset ile ilişkilendirilmesi sonucunda politik sendikacılık eğilimi daha fazla önem kazanmıştır. • Taleplerin sistematik çözümü, ancak siyasi bir yaklaşımla mümkündür.
İş Kollarının Gelişmesi Ve İş Kolu Sendikacılığına Geçiş
Giderek artan iş bölümü, çalışma koşullarının da değişmesine yol açtı. • Kapitalizmin ilerleyen aşamalarında iş kolları arasındaki fark belirginleşti. • İşkollarının giderek belirginleşmesi ve yaygınlaşması sendikal hareketin toplumsal etki alanını sınırlayıcı bir duruma yol açmaya başladı.
İşkollarının belirginleşmesi ve iş kolu sayısının artması, taleplerin ortaklaştırılmasını neredeyse imkânsız hale getirmektedir. • İş kolu sendikacılığı, sendikaların işçi sınıfının ortak taleplerini ifade etme ve bu talepleri karşılayabilecek kazanımlar elde etme yeteneğini giderek azaltmıştır. • Kapitalizmin yeniden örgütlediği çalışma hayatı, sendikal yapıların bu yetersizliklerinin temelini oluşturmaktadır.
TUİK-2011 verilerine göre; • Çalışma çağındaki nüfus : 27.147.000 kişi • İstihdam edilen nüfus : 24.749.000 kişi • Ücretli, yevmiyeli, aile işçisi: 18.500.000 kişi • Örgütlenebilecek kişi sayısı :18.500.000 kişi
2011 Yılı Sendikalı Çalışan Sayıları: • İşçi sendikalarına üye olan : 922.188 kişi • Sendika üyesi kamu çalışanları : 1.195.102 kişi • Sendikalı sayısı toplamı : 2.117.290 kişi • Örgütlenebilecek kişi sayısı :18.500.000 kişi • Sendikalaşma oranı : % 12 (yaklaşık)
Sendikaların ulaşamadığı yerler var ! • Taşeron çalışanları • İşkolunun etki alanındaki toplum kesimleri (Öğrenciler, veliler, sağlık hizmeti alanlar, üniversite öğrencileri, işkolu içinde farklı yasal statüde- veya statüsüz- çalışanlar vb.) • Çok az sayıda işçi çalıştıran iş yerleri (Bütün çalışanların % 59’u -14,5 milyon kişi- 10 kişiden daha az işçi çalıştıran yerlerde çalışmaktadır) • Ev işçileri • Kayıtsız işçiler • Mevsimlik işçiler • Stajyer ve çıraklar • İşsizler • Doğa ve çevre sorunları
NOT: • Türkiye’de yapılan Grevlerin hayatı etkileme oranları ayrıca bu bağlam üzerinden de ele alınmalıdır. • Az sayıda işçi tarafından yapılan uzun süreli Grevlerin nedeni ve etkisi bu açıdan da değerlendirilmelidir.
İş kolu esası ile örgütlenmekte olan sendikal hareket, Kapitalizmin yeniden örgütlediği çalışma hayatının yarattığı sorunlara çözüm üretebilecek yetenekten giderek daha fazla uzaklaşmaktadır.
19. yüzyılın çalışma hayatına göre şekillendirilen emek örgütlenmeleri ile 21. yüzyıl kapitalizminin ürettiği sorunlara ve krizlere karşı durmak mümkün görünmemektedir. • Toplumsal kapsama alanı giderek daralmakta olan sendikaların, ülke siyasetine etkileri giderek daha az olacaktır. Bu kaçınılmaz bir durumdur.
Çalışma hayatındaki farklılaşma, giderek daha çok belirginleşen iş bölümü, yaratılmakta olan güvencesiz ve esnek çalışma hayatı, değişen sınıf özellikleri ve işçi sınıfının mevcut durumu, yeni ve birleşik bir mücadeleyi gerekli kılmaktadır. • Birleşik Emek Mücadelesi, var olan sendikal yapıların aritmetik toplamı demek değildir! • Günümüz sendikal hareketi, emek mücadelesinde önemli bir birikimin ve deneyimin oluşmasını sağlamıştır.
Yeniden tanımlama gerekli • Taşeronlaştırma, • Güvencesizlik, • Parçalanan emek cephesi, • Durdurulamayan işçi ölümleri • Giderek büyüyen mağduriyetler, • Yeniden örgütlenen sömürü biçimleri, • Kazanılmış hakların yeniden kaybedilmesi, • Sendikal hareketin de yeniden tanımlanması ihtiyacını hızlandırmaktadır.
İş Kolu Sorunu İş kolu tanımlarının yeniden yapılması soruna çözüm üretebilir mi? Yoksa sendikaların kapsama alanları belirlenirken iş kolları ile sınırlı düşünmekten vaz mı geçilmelidir?
Örgütlenme Yapısı • Sendikalardaki mevcut örgütlenme modellerinin gözden geçirilmesi sorunların çözümüne etki edebilir mi? • Örgütlenme modeli tartışmaları; • Temsiliyet • Doğrudan demokrasi • Karar alma süreçleri • Örgütsel yapının kurgulanması gibi sorunları mı kapsamalıdır? • Yeni örgütlenme modeli geliştirilmeli mi? Yeni örgütlenme modeli nasıl kurgulanmalıdır?
Toplu Sözleşme • Toplu iş sözleşmelerinin yerine, daha geniş kitlelerin hayatını ilgilendirecek olan Toplumsal Sözleşmelerinyapılabilmesinin zemini yaratılabilir mi? • Her yıl tekrarlanan Toplu Görüşme masasına oturma-oturmama tartışması giderek bir kısır döngü oluşturuyor mu? • Bu kısır döngüyü aşmak için hangi araçlar ile ortaya çıkılmalıdır?
Mücadele Araçları • GREV, neden hayatı durdurabilme etkisinden uzaklaşmıştır? • GREV, yeniden tanımlanabilir mi? • Yeni eylem biçimleri geliştirilebilir mi? • Emek mücadelesi hangi araçlarla yoluna devam etmelidir?
Toplumsal Etki Alanı • Sendikal örgütlenmelerin en geniş halk kesimlerini kapsaması amaçlanmalı mıdır? • Bunun sağlanabilmesi için hangi tür yapılanmalar gereklidir? • Sendikaları en genel anlamıyla hak arama örgütlerine dönüştürmek mümkün müdür/gerekli midir?
Sendika-Siyaset İlişkisi • Sendikalar ile siyaset kurumları arasındaki ilişki yeniden tanımlanabilir mi? • Sendikalar ile siyaset arasındaki ilişki nasıl kurgulanmalıdır? • Bu yeniden tanımlama sürecinde sendikalar ve siyaset kurumları yeniden konumlandırılabilir mi?
Ekolojik Sorunlar • Kapitalizmin sistematik olarak yaratmış olduğu toplumsal hayat, ekonomi, siyaset ve çevreyle ilgili sorunlar, hayatı giderek katlanılamaz hale getirmektedir. Emekçiler, toplumu ve doğayı tahrip eden kapitalizmin verdikleri ile yetinmek yerine ekolojik talepleri de gündeme getirmeyi hedeflemelidirler. Bu amaçla, savunulacak olan Toplumsal Sözleşmeler, aynı zamanda Ekolojik Sözleşmelerşeklinde tasarlanabilir mi?
Demokratik Emek Meclisi Ağustos-2012