630 likes | 1.62k Views
Doğa ve İnsan Ekofelsefe ya da Doğa Bilgeliği. Prof. Dr. Harun Tepe (Hacettepe Üniversitesi, Felsefe Bölümü) 6-7 Ağustos 2007 Küre ve Ilgaz Dağları Doğa Eğitimi. Dünya nereye koşuyor ya da gidiş nereye?. Daha iyiye mi, daha kötüye mi, Yoksa önemli bir değişme yok mu?
E N D
Doğa ve İnsanEkofelsefe ya da Doğa Bilgeliği Prof. Dr. Harun Tepe (Hacettepe Üniversitesi, Felsefe Bölümü) 6-7 Ağustos 2007 Küre ve Ilgaz Dağları Doğa Eğitimi
Dünya nereye koşuyor ya dagidiş nereye? • Daha iyiye mi, daha kötüye mi, • Yoksa önemli bir değişme yok mu? • Yoksa insan türü kendi sonunu, tüm ekosferin mu hazırlıyor?
Küresel ısınma uyarısı: Felaket kapıda • Başta Çin, Hindistan ve ABD olmak üzere bütün ülkeler, küresel ısınmanın önüne geçmek için seferber olmaya davet edildi ve aksi halde, ısınmanın "büyük ekonomik felakete" yol açacağı uyarısında bulunuldu. LONDRA (A.A) (Hürriyet 30 Ekim 2006)
Sir Nicholas Stern (Eski Dünya Bankası Uzmanı) Raporu • Küresel ısınma karşısında eli kolu bağlı durmanın, ekonomik ve sosyal faaliyetlerin bozulması sonucunu doğuracağını söyleyen Stern, "Bunun, 20. yüzyılın ilk yarısındaki büyük savaşlar ve büyük buhranla ortaya çıkan krizlere benzeyeceği" görüşünü dile getirdi.
Sir Nicholas, 2005 başında Tony Blair hükümetince, iklimin ısınmasının 2100 yılına kadar İngiltere ve dünyadaki ekonomik sonuçları konusunda rapor hazırlamakla görevlendirilmişti. • Nicholas, 600 sayfalık raporunda, dünya ekonomisinin çok vahim bir yavaşlama krizine yuvarlanma riski bulunduğuna işaret etti, bu krizin faturasının en az 5,5 trilyon avro olacağını tahmin ettiğini vurguladı.
Rapora göre, ülkeler yıllık gayrısafi iç hasılalarının yüzde birini küresel ısınmayla mücadeleye ayırmazsa, daha sonra bunun 5 ila 20 katını ödemek zorunda kalabilecek. • "Görev acil" diyen Nicholas Stern, "Mücadelede 10-15 yıllık bir gecikmenin bile bizleri tehlikeli sulara sürükleyeceğini" kaydetti. Stern, iyimser olduğunu da belirterek, "İyimserim, çünkü harekete geçmek için vaktimiz de var paramız da..." dedi.
Stern Raporu • Dünya çapında derhal harekete geçmenin" önemine işaret eden Stern, ABD, Çin ve Hindistan'ın bu uluslararası seferberliğe tam anlamıyla katılmasının şart olduğunu belirtti. • Stern, dünyadaki zengin ülkelerin yoksullara bu konuda yardımcı olması gerektiğini de belirtti. Stern, "İlkin ve en sert şekilde bundan etkilenecek olanlar yoksul ülkeler. Zenginlerin bu mücadeleye daha fazla katılması adil olur" dedi.
Ekolojik Sorunlar • Havanın, toprağın ve suyun, —bu arada uzayın da— çeşitli atıklarla kirlenmesi. • Nükleer kirlilik. • Çölleşmenin artması, • Ormanların, yer altı kaynaklarının ve diğer doğal kaynakların geri döndürülemez bir biçimde zarar görmesi, • Küresel Isınma ve Ozon tabakasındaki büyüyen delikler.
Ya şu sorunlar? • Yüksek nüfus artışı, • Hayvanlara kötü davranılması, —örneğin hayvanların deneylerde kullanılmaları ve deney için öldürülmeleri (bu arada avcılık da)—, • Kimi canlı türlerinin gittikçe artan biçimde yok olması.
peki şunlar? • Örneğin insanların beslenme amacıyla hayvan yetiştirmeleri, kimi hayvanları ya da canlıları kendilerine zarar verdikleri için öldürmeleri —bu arada avlanmaları da— bir çevre sorunu mudur? • Her türlü canlı varlığın, her canlı türünün korunması insan için bir ödev midir ya da korunmaması, bu arada kimi türlerin yok olması bir çevre sorunu mudur? • Çevre etiği tüm canlıları kapsamakta mıdır?
İşte kıyametler ve olasılıkları • 1. METEOR ÇARPMASI: Çapı 1.5 kilometre büyüklüğünde bir meteor, birkaç milyon yılda bir dünyaya çarpıyor. Çarpışmanın küresel sonucuysa yeni bir buzul çağı. Olasılığı: Orta - Gerçekleşirse insanlığın ne kadarı yok olur?: Yüzde 50. 2. EVRİM SAATİNİN SONU: (Bilim adamları, doğadaki canlıların evrim saatini belirleyen telomer adlı DNA zincirlerinin kısalmasıyla, kanser, alzheimer gibi yaşlılığa bağlı hastalıkların da oluşma riskinin artığını kaydediyor). Olasılığı: Düşük - Gerçekleşirse insanlığın ne kadarı yok olur?: Yüzde 80.3. KOZMİK PATLAMA: Samanyolundaki bir yıldızın patlamasıyla ortaya çıkacak gama ışınları, dünyada yeni bir buzul çağı başlatabilir. • Olasılığı: Düşük - Gerçekleşirse insanlığın ne kadarı yok olur?: Yüzde 40.4. SÜPER VOLKAN PATLAMASI: Süper volkanlar, 50 bin yılda bir faaliyete geçiyor. Yarattıkları yıkımsa, meteor çarpmasının yaklaşık 12 katı. Olasılığı: Çok yüksek - Gerçekleşirse insanlığın ne kadarı yok olur?: Yüzde 70. • 5. KARA DELİKLER: Olasılığı: Çok düşük - Gerçekleşirse insanlığın ne kadarı yok olur?: Yüzde 100.
İşte kıyametler ve olasılıkları 6. İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ: Olasılığı: Yüksek - Gerçekleşirse insanlığın ne kadarı yok olur? Yüzde 60.7. SALGIN HASTALIKLAR: Olasılığı: Çok yüksek - Gerçekleşirse insanlığın ne kadarı yok olur? Yüzde 30. 8. TERÖRİZM: Olasılığı: Çok yüksek - Gerçekleşirse insanlığın ne kadarı yok olur?: Yüzde 20. 9. NÜKLEER SAVAŞ: Olasılığı: Düşük - Gerçekleşirse insanlığın ne kadarı yok olur? Yüzde 80. 10. AKILLI ROBOTLARIN HÂKİMİYETİ: Gelişen teknolojiyle 2050'ye kadar robotların insanlar gibi düşünmeye başlayacağı tahmin ediliyor. Bunun sonucunda yaratıcıları üzerinde hâkimiyet kurma olasılıkları göz ardı edilmiyor. Olasılığı: Yüksek - Gerçekleşirse insanlığın ne kadarı yok olur? Yüzde 80. • (The Guardian gazetisinde yayınlanan bir araştırmaya dayanmaktadır)
SUÇLU KİM? • Teknoloji, hatta onu besleyen bilim, doğa bilimleri mi?, • Akıl, Rasyonalite ya da Modernizm, • Sanayileşme ve sanayileşmiş gelişmiş ülkeler, • Batı, • Kapitalizm, Emperyalizm,
Suçlu kim? • Tek Tanrılı Dinlerin Yaratılış inancı(Lynn White) (İnsanın tanrı tarafından tanrının kendi imgesine göre yaratılmış bir varlık olduğu, insanın tanrıdaki aşkınlığı paylaştığı, tüm doğal düzenin de insanlık için yaratıldığı düşüncesi)
Teknoloji ve Çevre • İnsan kendi ürünü olan şeylerden kaygı, hatta korku duymaya başlamıştır. Ekosferin bozulması, gen teknolojisi, nükleer enerjinin sınırsız kullanımı, katı enerji kaynaklarının sorumsuzca tüketilmesi vb. günümüz sorunlarında suçlanan hep teknolojidir.
Çevre ve Teknoloji • Çevre felaketlerinde teknolojinin payı nedir? • Teknolojiden vazgeçebilir miyiz? • Suçlu teknoloji mi? • Yoksa onu sınırsız bir biçimde kullanan insan mı?
İnsan ve Doğa- Çevre • Bizim bu dünyadaki yerimiz nedir? • Biz doğanın bir parçası mıyız, • yoksa onun dışında mıyız? • Doğaya ya da çevreye karşı etik sorumluluğumuz var mıdır?
DOĞA NEDİR? • 'DOĞA,' insanın insansal olmayan çevresi. • EKOLOJİK SORUNLAR, "insanın doğa ile temasından doğan pratik sonuçlar“ ( John Passmore, Man's Responsibility for Nature )
Farklı Doğa Kavrayışları • Doğu’da ve Batı’da Doğa Kavramları • Biz doğanın içinde miyiz dışında mı? • Doğa bizim için mi var?
Kültür ve Doğa • Dinler ve Doğa Anlayışları • Bilim ve Doğa: Makine Tasarımı ve Mekanik Açıklama • Batı Pozitivizmi: Bilmek egemen olmaktır (F. Bacon)
Mekanik Dünya Görüşüne Tepki (A. Leopold) • “Toprağı cansız bir madde olarak alan mekanik görüşün aksine Leopold, toprağı “toprak, bitki ve hayvanların oluşturduğu bir devrenin içinden akan bir enerji kaynağı olarak görür” (Bozdağ, s. 31). • “Dünyaya mekanik bakışın aksine ….,insanla doğa arasında daha yakın ve derin bir ilişki olduğunu hissetmişizdir” (Güneybatıda Doğa Korumanın Bazı Esasları, 94, Bozdağ, 32)
Doğa Koruma Felsefesi • “Doğa korumacılığı bir çıkmazda, çünkü bu bizim Hz. İbrahimden gelen toprak anlayışımızla çelişiyor. Toprağı sömürüyoruz, çünkü onu bize ait bir mülkmüş gibi görüyoruz. Ancak toprağı ait olduğumuz bir topluluk olarak görürsek, ona sevgi ve saygıyla yaklaşmaya başlayabiliriz. Toprağın mekanize olmuş insan faaliyetlerine tahammül etmesinin, bilimin yaptıkları göz önünde tutulursa, bizim de toprağı kültüre katkıda bulunabileceği estetik yarardan faydalanmamızın başka yolu yok” (Aldo Leopold, A Sand Country Almanaç, U. Özdağ, s. 21’den aktarılmıştır)
Doğayı koruyan 'kesesini' de korur!Uğur Gürses (Radikal,31.7.2007) • Ekonomistlerle meteoroloji uzmanlarının bir süredir ortak konusu: Kuraklık! Bu 'ortaklık' yeni değil. Küresel meteorolojik anomalinin ve kuraklığın etkileri, sadece barometreler, termometreler ve 'barajlardaki su miktarı' ile ölçülmüyor; 2005 yılından bu yana, fiyat istatistikleri bunu söylüyordu zaten. Gıda fiyatları, 2005 sonundan itibaren mevsimsel eğilimlerin de üzerinde artış gösterdi. Özellikle meyve ve sebze fiyatlarının ölçüldüğü 'işlenmemiş gıda' kalemindeki artış, Haziran 2006'da ve Şubat 2007'de yıllık yüzde 21'e ulaştı. Bu artışın, gıda endeksini ve toplam tüketici enflasyon oranını da yukarı çektiği malum. İşlenmemiş gıda fiyat artışlarının 2005 yılı içindeki ortalama seyri yıllık yüzde 5-6 iken, kuraklıkla beraber yüzde 20'lere çıkıldı. Bu, sadece 'doğanın intikamı' değil, çeyrek yüzyıllık kronik enflasyonun tek hanelere düşüşünü 'domates-patlıcan düşüşü' diyerek küçümseyenlere de nazire olsa gerek! Merkez Bankası'nın hesaplamalarına göre, genel tüketici fiyatı endeksi (TÜFE) artışı yüzde 8.6 iken, haziran 2007 itibarıyla işlenmemiş gıda fiyatlarındaki artış mevsimsel 'bollukla' yıllık yüzde 13.25'e gerilemiş olsa da, hâlâ beklenen mevsimsel fiyat düşüşlerine tanık olamıyoruz. Geçen yıla göre önemli bir fark, işlenmemiş gıdalardaki fiyat artışlarının gecikmeli olarak işlenmiş gıda fiyatları üzerinde etkili olmasıdır. Gıda harcamalarının toplam harcamalar içindeki payı, TÜİK'in hanehalkı gelir ve harcama araştırmalarına göre, yüzde 28.5. Bu yüzden, küresel meteorolojik koşullar, sadece doğa ve doğadaki yaşamı değil, insanların 'mali yaşamlarını' da doğrudan etkiliyor.
Doğayı nasıl koruyabiliriz? • “Doğayı korumak en çok insana en uzun vadede en çok fayda sağlar!” anlayışıyla mı? • Bu yaklaşımın sakıncası: Sadece ekonomik değeri olan bölge ve canlıların korunmasını sağlamakla yetinmesi ve ekosistemlerin varlığını sürdürmesini engelleyememesi (Özdağ, s. 38)
Karşı Yaklaşım • “İnsanlar doğaya hükmetmek ve doğayı sömürmek yerine, kendilerini biyotik topluluğun sade bir üyesi olarak görmelidirler”(a.g.y., s.38). • “BİR EYLEM BİYOTİK TOPLULUĞUN BÜTÜNLÜĞÜNÜ, DENGESİNİ VE GÜZELLİĞİNİ KORUDUĞUNDA DOĞRU, AKSİ TAKDİRDE YANLIŞ BİR EYLEMDİR”(A. Leopold, Toprak Etiği).
Ekonomik çıkar güden doğa koruma politikalarının çıkmazı • “Bu sistem, büyük bir gafletle, biyotik saatin ekonomik açıdan değeri olan parçalarının ekonomik değeri olmayan parçalar olmaksızın işleyeceğini varsayar (Leopold,SCA 251, Özdağ, 43).
Toprak Etiğinin Dört İlkesi • 1. Toprak, yani ekosistem birbirine bağlı parçalardan oluşmuş bir sistem, ekonomik fayda sağlayan bir ürün değil, bir topululuktur. • 2. Homo sapiens toprak topluluğunun fatihi değil, bir üyesidir. Eğer biyotik topluluğa zarar verecek olursa suçlu sayılmalıdır.
Toprak Etiğinin Dört İlkesi • 3.Esas olan biyotik topluluğun bütünlüğüdür; insan ancak kendi yerini bu bötünlüğü göz önünde bulundurursa anlayabilir. • 4. İnsan olarak görevimiz toprağa karşı ahlaki yükümlülük duyabilmek ve toprak topluluğunu korumaktır. (Özdağ, s. 48).
DOĞA BİR BÜTÜNDÜR • “Bize dünyanın özellikle insan için yaratıldığı söylendi-Bu kolay kolay desteklenemeyecek bir varsayım. …İnsan olmasaydı evren eksik kalırdı; ama kendini beğenmiş gözlerimizden ve bilgimizden uzak en küçücük bir mikroskopik yaratık olmasaydı da evren gene eksik kalırdı” MuirDen aktaran Özdağ, s. 76-77).
Ekonomi-Politika ve Doğa Korumacılığı (E.Abbey) • “Toprakları jeopolitik sistemler olarak değil, ekosistemler olarak düşünmemiz gerekir” (Edward Abbey). • “Ticari çıkarlar ve hükümetin çıkarları el ele verince. Ekonomik girişim adına doğal sistemler tümüyle tahrip edilebilirdi”. • Abbey’e göre endüstriyel megamakine’nin doğal alanlara saldırısı bir savaş ilanıdır.
Doğa kendi başına değerli midir? Doğa kendi başına değerlidir. duygulu(sentient) canlılar mı? tüm canlı organizmalar mı? ekosistemler, bütün olarak biyosfer mi?
Çevre Etiği ya da Eko-felsefe nedir? • Bir çevre etiği kuramı, insanın doğal ekosisteme ve yabanıl yaşam topluluklarına karşı davranışlarının nasıl olması gerektiğini ortaya koyacak bir ahlâksal ilkeler sisteminin ussal temellerini hazırlaması beklenen bilgi alanıdır.
İnsanmerkezcilik mi Çevremerkezcilik mi? Mekanist Görüş Sıkı İnsan Merkezcilik • Zayıf İnsan merkezcilik • Hümanist Çevre Merkezciler • Sıkı Çevre Merkezcilik • Muhafazakarlar • Ilımlı Reformcular • Radikal Reformcular • Devrimciler Ekolojik Görüş
'Çevremerkezcilik’ mi? • 'Çevremerkezcilik', yalnız canlı varlıkların değil, doğanın canlı olmayan kısımları da içinde olmak üzere bütün ekosistemin ahlâksal bakış konusu olduğunu söyleyen görüştür.
'Çevremerkezcilik’ • Radikal çevreciler de sık sık homo sapiensi, kendisini besleyen ve kendisine destek olan gezegeni pervasızca yiyip bitiren, böylece de kendisinin ve misafiri olduğu ekosisteminin yıkımına yol açan kanserli —mutasyona uğramış— bir hayvan olarak nitelerler.
İki tür çevremerkezcilik • Çevre ya da canlı merkezciliğin de başlıca iki biçimi vardır: • toprak etiği (Land Ethics) • derin ekoloji.(Deep Ecology)
Toprak Etiği • 'Toprak etiği'ni savunucuları insanın doğal dünyaya karşı bir sorumluluğu olduğunu, insanın ve diğer seçilmiş türlerin iyi olmalarını ve yaşamlarını sürdürebilmelerini sağlama ötesinde doğanın kendi başına bir değer taşıdığını ileri sürmüşlerdir. • "Bir şey ancak biyotik topluluğun güzelliğini, devamlılığını ve bütünlüğünü korumaya çalışıyorsa doğrudur. Yoksa yanlıştır(Aldo Leopold, The Land Ethics).
Derin ekoloji nedir? • 'Deep ecology' terimi, kirlilik ve doğal kaynakların tükenmesi gibi çevre sorunlarına çözüm olarak kimi yapay ve kısa erimli reformlar öneren 'sığ ekoloji'ye karşı Norveçli felsefeci Arne Naess tarafından ortaya atılmıştır. Ana sloganı şudur: • ”Yaşa ve Bırak Yaşasın!” • Bir çevre etiğinden çok bir ekolojik bilgeliği, eko-felsefeyi savunurlar.
Derin Ekolojinin İlkeleri Yeryüzündeki tüm varlıkların iyi durumda olma ve gelişme hakkı vardır. • Yaşam biçimlerinin çeşitliliği bu değerlerin gerçekleşmesine katkıda bulunur ve her biri kendi başına değerdir. • Yaşamsal gereksinmelerini karşılama dışında insanların bu çeşitliliği azaltmaya hakları yoktur. • Bunun için insan nüfusu azaltılmalıdır.
Derin Ekolojinin İlkeleri 5. İnsan olmayan dünyaya insan müdahalesi aşırıdır ve durum gittikçe kötüleşmektedir. 6. Öyleyse temel ekonomik, teknolojik ve ideolojik politikalar değişmelidir. 7. Daha yüksek yaşam standardı yerini, yaşam kalitesini takdir etmeye bırakmalıdır. 8. Bu ilkeleri kabul edenler, gerekli değişiklikleri yapmakla yükümlüdürler. (A. Naess’in “The Deep Ecological Movement: Some Philosophical Aspects’ten aktaran H. Ünder, Çevre Felsefesi, s. 199-200)
İnsan-Doğa İlişkisinin Yeniden Kurulması: Üç İlke(Uluğ Nutku) • Birinci ilke: bilinen her şeyin uygulanması gerekmez. • (Sonuçları ya da etkileri kestirilemeyen bir bilgiyi uygulamaya koymaya hakkımız var mıdır?)
İkinci ilke: • Doğa insan için değildir, insan doğayla birliktedir” • (Doğanın yalnızca bir kullanım değeri, yalnızca bir araç olarak kullanılmasına son verilmeli. • Üretim-tüketim zinciri dışında bir kavrayışa ulaşamayan, her şeye bu açıdan bakan çağdaş ekonomiye bir etik amaç konulmalıdır).
İkinci ilke • * Doğa Romantizmi yerine, …. • * Teknolojiye direnmek yerine, teknolojik kültürü doğayla uyumlu hale getirmek, • doğadan alınanı, ona zarar vermeden geri vermektir. • “Teknoloji bindiği dalı kesmedikçe kültür olur”[1].
Üçüncü ilke: • “İnsan türünün biricikliği özgürce seçim yapabilmesindedir. Soyunu sürdürüp sürdürmeyeceğini de özgürce seçebilir”.
Üçüncü ilke • Bu ilke, hem doğa-kültür karşıtlığını, hem de kültürün evrimin bir uzantısı olduğu savlarını ortadan kaldırmaktadır. • Füsis-nomos karşıtlığı, ya da insanın canlılar arasındaki güçsüzlüğünü kültürüyle kapattığı tezi yanlış olmasa da, kişinin özgür seçme yetisini göz ardı ettiği için eksiktir.
BU DERS BİTTİ, AMA UNUTMAYIN HERŞEY BİRGÜN BİTER! harunt@hacettepe.edu.tr (312)297 83 00-2978301