650 likes | 908 Views
SOMA GERÇEĞİ. Av. ABBAS BİLGİLİ. Fırça Yiyen İşçi. Sanayi Öncesi Dönem. İlk çağ ve ortaçağlarda madenlerde çalışanlar kölelerdi. Sanayi Devrimi. Kömürün önem kazanması sanayi devrimi ile başlamış, James Watt’ın buhar makinasını icadı, kömüre olan ihtiyacı artırmıştır;
E N D
SOMA GERÇEĞİ Av. ABBAS BİLGİLİ
Sanayi Öncesi Dönem • İlk çağ ve ortaçağlarda madenlerde çalışanlar kölelerdi.
Sanayi Devrimi Kömürün önem kazanması sanayi devrimi ile başlamış, James Watt’ın buhar makinasını icadı, kömüre olan ihtiyacı artırmıştır; • Demir çelik üretiminin, • Demiryollarının, • Buharlı gemilerin Ana gıda maddesi olmuştur.
1838/İngltere • 5 yaşındaki çocuklar havalandırma kapaklarının açılıp kapanması işinde çalışıyordu. • 11 yaşındaki kız çocuğu kömür yüklü vagonu çekiyordu • Doğum yapan kadın işçi, doğum yaptığı günün akşamında işbaşına çağrılıyordu. • 1836’da Huskar’da (İngiltere) madendeki kazada 26 çocuk işçi öldü. • Bu kazadan sonra 10 yaşından küçük çocukların madende çalıştırılması yasaklandı
1906/Fransa • 1906’da Fransa’daki maden ocağındaki grizu patlamasında 1099 işçi öldü
1913/İngiltere • 1913 yılında 37 gün süren madenci grevi sonunda işçiler asgari ücretten yararlandılar • 1913’de İngiltere’de kömür tozu tutuşması sonucunda 439 işçi öldü
1921/Amerika • ABD’de (Virginia) maden işçilerinin sendikal örgütlenme ve grev kırıcılar arasındaki mücadelede 100’e yakın işçi öldü, 1000’e yakın işçi yaralandı,
1934/Franco İspanayası • Madenci ayaklanmasında Franco yönetimi 1700 madenciyi öldürdü.
26 Nisan 1942/ÇİN • Çin’in Japon işgalinde ve Japonların yönetiminde olan bölgesindeki maden ocaklarındaki kömür tozu tutuşması sonucu yangın çıktı, Japonlar ocağın ağzını kapattı, içerde kalanlar karbonmonoksit zehirlenmesinden öldü. Ölü sayısı 1549 kişi idi.
21 Ocak 1960/Güney Afrika • Maden ocağındaki zehirlenmede 429’u siyah, 8’i beyaz toplam 437 işçi öldü. • Beyazların eşlerine yılda 396 sterlin, siyahların eşlerine ise bir defaya mahsus olmak üzere 252 sterlin tazminat verildi.
1849/ZONGULDAK • II. Mahmut için İngiltere’de yapılan buharlı gemi için kömür gerekiyordu, • 1827’de bizde kömür bilinmiyordu, gemi için ithal kömür yoluna gidildi, • Padişahın yerli kömür bulunması için talimat verdiği söylenir. • 1849’da Zonguldak’ta bir İngiliz şirketi kömür ocağını işletmeye başladı, yerli işçi bulmakta zorlandığı için Hırvat ve Karadağ’lı işçileri getirdi.
1850-1900 • 1850 – 1900 döneminde kömür ocağı sahipleri ve mültezimler, üretilen kömürü doğrudan devlete satmakla yükümlüydüler
Osmanlı Nizamnameleri • 1861, 1867, 1868, 1887 ve 1906’da madenlerle ilgili nizamnameler (tüzükler) yayınlandı, • Tüzüklerdeki temel amaç işçileri korumak değil, üretimi artırmakla ilgili, • 1861 tarihli nizamnamede 54 madde vardı, ancak işçilerle ilgili ödenmeyen ücretler, meslek hastalıkları ve iş kazalarına ilişkin hükümler yoktu, • 1867 tarihli Dilaver Paşa Nizamnamesi’nde Ereğli ve civarında 13-50 yaş grubundaki sağlıklı erkeklerin tamamı iki grup halinde her ayın 12 günü zorunlu olarak madene inmek zorundaydı, Bu uygulama 50 yıl devam etti. • 1868’deki nizamnamede işverene az da olsa bazı sorumluluklar getirilirken, ücretin miktarı için «layık oldukları ücret» ödeneceği belirtiliyordu • O zaman mevzuatta işçiler için «biçare» kavramı kullanılıyordu.
II. Meşrutiyet • II. Meşrutiyetin ilan edildiği 1908’den sonra işçilerde örgütlenme, sendikalaşma girişimi başladı, • 1908’de Balya kazasındaki maden grevinde, grevi bastırmak için mevcut jandarmalar yetersiz kalınca, ilave jandarma istendiğinde, bütçenin jandarma ödeneğine müsait olmaması nedeniyle, işveren şirketi jandarma masraflarını karşılamayı üslenmişti.
«mükellef» • II: Dünya Savaşı yıllarında 1940-1947 arasında «mükellefiyet» denilen uygulama başladı, • Bu uygulama kapsamında binlerce köylü, jandarma baskısı ile maden ocaklarında çalışmak zorunda bırakıldı, kaçanlar cezalandırıldı. • Uygulamanın ilk 2 yılında (1940-1942) köylüler 30 gün çalışıp, 30 gün köyüne dönüyor, bu şekilde dönüşümlü olarak devam ediyordu, • 1942 – 1947 döneminde ise 45 gün madende çalışıp, 45 gün köyünde yaşıyordu. • 1947’de zorunlu «mükellefiyet» uygulaması kaldırıldı, ancak 1960 yılına kadar kısmen de olsa uygulandı.
60’li ve 80’li ve 2000’li yıllar • 1960 - 1980 dönemi işçilerin örgütlenmesi ve sendikaların etkinliği açısından olumlu gelişmelerin olduğu bir dönemdi, • 1980 sonrasında, sendikaların etkinliği kırıldı, • 2000’li yıllarda «taşeron»laşma sürekli arttı, • Madenlerde, inşaatlarda, tersanelerde «iş cinayetleri» arttı
Biraz Edebiyat “Kara bir mürekkep gibi yoğun ve karanlık bir gecede” bir maden kasabası olan Montsou’ya doğru iş bulmak amacıyla yürüyen Etienne Lantier’in maden ocaklarındaki yaşamı, 19. Yüzyıl vahşi kapitalizminin edebi bir betimlemesi sayılabilir. Her satırında ezilmişliğin, sömürünün, çaresizliğin her halini görmek olası. Maden ocağındaki karanlık dehlizlerde genç işçi kız Catherine’in “ölmek istemiyorum… ölmek istemiyorum…” diye yükselen sesini unutmak mümkün mü?
Biraz Edebiyat • “Mumlarımızın turuncu ışığı altında pırıl pırıl parlayan siyah kömür damarına bakar ve bir şerit gibi uzayıp giden bu damarı bir yas kurdelesine benzetirdim. Yoksa, bu şerit dünyamızın taşıdığı bir yas işareti midir diye düşünürdüm kendi kendime. Biz onu yakmak için yerinden sökerken, dünyamızın hesaplaşma gününü bekleyerek, yarı kapalı gözlerle bize baktığını sanırdım. Oradayken her zaman bir korku duyardım içimde. Bu korkudan bütün ömrüm boyunca kutulamadım” (Vadim O Kadar Yeşildi Ki, sh. 477)
Biraz Edebiyat • Şair Behçet Necatigil 1940 – 1943 arasında Zonguldak’ta öğretmenlik yaptı, Tahir Alangu’ya yazdığı mektupta; «Baharı bekliyoruz, paltomla ben. Ne onda giyilebilecek yüz kaldı, ne bende kömür tozundan surat» diyordu. • İki genç şairle (Rüştü Onur ve Muzaffer Tayyip Uslu) tanışarak, bir sanat çevresi oluşturdu. • Bu iki genç şair yirmili yaşlarda veremden öldüler. • Zonguldak’ta mükellefiyet yıllarıydı. • Gazeteci Hikmet Bila bu olayları «Kömür Kara» ismi ile senaryolaştırdı, Yılmaz Erdoğan «Kelebeğin Rüyası» ismi ile sinemaya aktardı.
Bugün • Bugün 740 kayıtlı işletmede 49.000 maden işçisi çalışıyor. • 1946-2010 arasında 59.300 işçi öldü. • Yılda ortalama 880 işçi ölüyor. • Bugün 700 bini kamuda 1.200 bin taşeron işçisi var • Siyaset bilimci Ayşe Kadıoğlu «merhametsiz büyüme» veya «insafsız büyüme» diyor.
Soma Örneği/denetim 13 Mayısta kazanın meydan geldiği ocakla ilgili olarak iş sağlı ve güvenliği konusunda 13-18 Martta denetim yapıldığı ve mevzuat açısından bir eksiklik ve aksaklığın tespit edilmemiş olması, denetimlerin kağıt üzerinde ve adet yerini bulsun diye yapıldığını gösteriyor. Nitekim denetimi yapan müfettişlerden birinin, denetlenen maden ocağındaki müdürlerden birinin akrabası olması da “eş dost kapitalizmi”nin bir göstergesi olsa gerek.
Hedef maliyeti düşürmek Ocağı işleten Soma Kömür İşletmelerinin yetkilisi maliyeti 130-140 dolardan 23-24 dolara düşürme taahhüdü verdiklerini söylerken de aslında cinayetin gerçek sebebini itiraf etmiş oluyor. Maliyetlerin bu kadar düşmesinin ana nedeni ücretlerin düşüklüğü olduğu kadar, iş sağlığı/güvenliği önlemlerinden “tasarruf” edilmiş olmasıdır. İş sağlığı ve güvenliğinden tasarruf etmenin cinayete davetiye çıkardığı çok net görünüyor.
Vardiya Değişimi Vardiya değişiminin yer altında yapılması, iki vardiyanın da yer altındayken kazaya yakalanmış olmaları sonucunu doğurmuş ve buna bağlı olarak ölü sayısı artmıştır. Vardiya değişimlerinin mutlaka gözden geçirilmesi gerekir.
Yanlış Bilgilendirme Yetkililerin ilk açıklamalarının aksine, yangının trafo patlamasından değil de, kömürdeki kızışmadan kaynaklandığının anlaşılması da gösteriyor ki, büyük bir yanlış bilgilendirmenin ya da bilgisizliğin hakim olduğu sonucu çıkıyor.
Teknik Nezaretçi Maden Kanunu’nun “teknik nezaret” başlıklı 31. maddesinde düzenlenmiş olan teknik nezaretçi ile ilgili daha ayrıntılı düzenleme Maden Kanunu Uygulama Yönetmeliği’nin 111. maddesinde yapılmış olup, teknik nezaretçisi olmayan ruhsat sahalarında üretim yapılamaz. Teknik nezaretçi maden sahasında onbeş günde en az bir defa denetlemek, tespitlerini ve önerilerini teknik nezaretçi defterine not etmek zorundadır. Tespit ve önerilerini panoya asar, noter onaylı deftere rapor ederken ruhsat sahibine bildirir. Soma örneğinde teknik nezaretçiliğin de iyi işlemediği anlaşılıyor.
Yaşam Odası Ocaklarda “yaşam odası" denilen kurtarmaya yönelik mekanların olmaması büyük eksiklik. Mevzuatta zorunlu olmadığı söyleniyor, ama “her türlü önlemi almakla yükümlü olan” işverenin bu odaları yapması zorunludur. Maliyetinin 200 bin dolar olduğu söylenen yaşam odalarının işletme için büyük bir külfet olmayacağı kanısındayız. Kaldı ki, insan yaşamının söz konusu olduğu yerde maliyet hesabı yapmanın bir anlamı yok.
Kalitesiz ve yetersiz maskeler Maden ocaklarında, yer altında çalışanların en önemli iş güvenliği malzemelerinden biri olan maskelerin yetersiz ve kalitesiz olduğu konusunda medyaya yansıyan haberlerin dikkatle değerlendirilmesi gerekir. Sadece 45 dakika dayanabilen eski tip maskeler yerine 2 saat dayanabilen yeni tip maskelerin kullanılması sağlanmalı idi.
Gaz Sensörleri Gaz sensörlerinin yeterli olmadığı da anlaşılıyor. Kaldı ki, mevcut sensörlerin uyarıları dahi dikkate alınmış değil. 50 ppm karbonmonoksitin insan sağlığı için tehdit kabul edildiği uzmanlarca söylenirken, olay anında 500 ppm gösteren sensörlerin olduğu söyleniyor ki, bu hususun da hiç dikkate alınmadığı, “bize bir şey olmaz” alaturkalığının burada da hüküm sürdüğü anlaşılıyor.
Yeraltındaki işçilerin izlenmesi Yeraltındaki işçilerin çip sistemi veya başka yöntemlerle takip edilmesi gerekirken, Soma’da bunun yapılmadığı anlaşılıyor.
Yedek enerji ve havalandırma sistemlerinin yokluğu • Yedek enerji sisteminin yokluğu, • Yedek havalandırma sistemlerinin yokluğu, Felaketin boyutunu artırmıştır.
Eğitim İş sağlığı ve güvenliği konusundaki en önemli önlemlerden biri, işçilere eğitim vermektedir. Ancak uygulamada bir çok işveren, bu eğitimi vermediği halde, işçilere “eğitim aldım” beyanını içeren belgeler imzalattığı da bu ülkenin acı gerçeklerindendir. Özellikle maden sektöründe ciddi bir eğitim şart olup, bu eğitimin tatbikatlarla güçlendirilmesi gerekir. Soma olayında da işçilere yeterli eğitim verilmeden yer altına gönderildikleri anlaşılıyor.
Aşırı yüklenme Bantlardaki aşırı kömür yükü nedeniyle elektrik panolarının sürekli arıza yapması ve dayanamayacak duruma gelmesi de, aksayan bir başka yön.
İşverene bağımlı iş güvenliği uzmanlığı İşverene bağımlı çalışan iş sağlığı ve iş güvenliği uzmanlarının işverenin açıklarını rapor etmesi oldukça zor. Bu durumun düzeltilmesi ve bağımsız denetim sisteminin geliştirilmesi gerekir.