230 likes | 484 Views
PETROL VE KIBRIS. KIBRIS ADASININ ENERJİ KAYNAKLARI.
E N D
PETROL VE KIBRIS
KIBRIS ADASININ ENERJİ KAYNAKLARI Annan planında, tüm doğal kaynakların ‘’ortak devletin’’ denetimine verildiğini, Kuzey Kıbrıs’ta akan derelerin dahi ortak devletin kontrolünde olacağını belirten Denktaş, Kıbrıs Türklerinin AB’ye uyum çalışmasını yapmadan acele AB’ye alınmak istenmesinin arkasında yatan en önemli unsurun bu olduğunu belirtti. Yaklaşık bir buçuk yıl kadar önce, Kıbrıs’ın kuzeyinde Girne İskenderun arasında ve güneydoğusunda; Kıbrıs–Suriye–Lübnan–İsrail–Mısır arasındaki bölgede dünyanın en zengin gaz ve petrol yataklarının olduğunun ortaya çıktığına dikkat çeken Denktaş, bütün bunların bilindiğini, ancak diğer tartışmalar yanında bunların gözden kaçtığını ve yeterince önemi üzerinde durulmadığını anlattı. Petrol kaynaklarının % 70’i
TÜRKİYE JEOLOJİ HARİTASI VE PETROL ARAMA ALANLARI İLE BAĞLANTISI
TÜRKİYE’DEKİ PETROL ARAMA SAHALARINI GÖSTERİR HARİTA
Girne-İskenderun arasında da zengin petrol yatakları mevcuttur. Bu konu ile ilgili TPAO’nun sismik gemisin raporları mevcutken herhangi bir şey yapılmamaktadır. Kıbrıs Adası’nı çevreleyen sularda 8 milyar varillik petrol rezervi bulunmaktadır. Kıbrıs ile Mısır arasında, Ada’dan 50 deniz mili uzaklıkta ve denizin yaklaşık 2 kilometre altında zengin petrol yatakları tespit edildiğini yönündeki iddiaların ciddi olarak araştırılması gerekmektedir.
ABD ve İngiltere’nin Kıbrıs sorununa müdahil olmasının ve Güney Kıbrıs’ın apar topar üyeliğe kabul edilmesinin altında petrolün yattığını aşikardır. AB ve ABD Kıbrıs adasının tümünü AB’nin içine almak suretiyle, Doğu Akdeniz’deki petrol ve gaz rezervlerimizin tümünü kontrol altına almaya çalışıyor. Bunu yaparken iki hususu göz önünde bulunduruyorlar, birincisi Türkiye’yi bu rezervlerin uzağında tutabilmek, ikincisi de başlatmış oldukları çalışmalara uluslararası hukuk kılıfı uydurmaya çalışmak. Uluslararası deniz hukukuna göre, petrol ve gazın bulunduğu bölgeyle ilgili herhangi bir siyasi sorunun bulunmaması lazım. Bu bölgede şu anda bir siyasi sorun var ve bu siyasi sorun devam ettiği sürece burada hiçbir araştırma yapılamaz. "
İngiltere’nin Kıbrıs’ta iki egemen askeri üssü olduğunu belirterek, İngiltere’nin bu üslerin karasularını 3 milden 12 mile çıkarmaya çalıştığına dikkat çeken Denktaş,‘’AB’nin ve AB Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Günter Verheugen’in aslında Kıbrıs’ta çözüm istemediğini ve çözümsüzlüğün ana nedeni’’ olduğunu kaydetti.
İNGİLİZLER ADA’DA PETROL ARIYOR ABD, Avrupa Birliği ve özellikle İngiltere’nin Kıbrıs sorununa ilgisinin altında “petrol” yatmaktadır. AB’nin Güney Kıbrıs’ı uluslararası hukuku çiğneyerek apar topar üyeliğe almasının nedenide budur. Güney Kıbrıs’ta Ağrotur ve Episkopi adında iki askeri üsse sahip olan İngiltere’nin, bu üslerin bulunduğu bölgedeki denizde petrol arama çalışmaları yapmaktadır. İngiltere’nin petrolden pay kapmak için Kıbrıs’taki askeri üslerini “egemen devlet toprağı” sayarak karasularını 3 milden 12 mile çıkarmaya çalışmaktadır. Sizlere Soruyorum, “İngiltere’nin Ada’da devleti mi var ki karasularını genişletme talebinde bulunuyor? İngiliz mantığına göre bir damla petrol bir damla kandan daha değerlidir. İngiltere’nin asıl niyeti petrolden pay kapmaktır”
GEÇİT KALE 1960-1974 yılları arasında ABD Petrol arama şirketinin, geçitkale havaalanı güneyindeki kuyusu ile, gazi mağusa doğusundaki açık denizdeki petrol kulesi vardı. 1974 Barış harekatı ile karadaki kuyu beton ile kapatılmıştır. Denizdeki kule ise sökülerek götürülmüştür.
ABD PETROL OLMAYAN YERİ SEVMEZ ABD’de “Kıbrıs Özel Temsilcisi” tayin edecek kadar Kıbrıs ile ilgilenmektedir. “ABD petrol olmayan yeri sevmez. Ancak Kıbrıs açıklarında petrol olduğunu gizlemeye çalışıyorlar”. ABD’nin petrol ihtiyacının yüzde 60'ını ithal ettiği, 10 yıl sonra yüzde 100'ünü ithal etmek zorunda kalacağı, AB ülkelerinin petrolünün ise yüzde 50’sinin ithal olduğu bilinmektedir. “ABD ve AB için petrol, hayat iksiridir. Kıbrıs da bu iksirin kaynağına demir atmış bir gemidir” ABD merkezli bir petrol şirketinin Cumhurbaşkanlığı görevi sırasında Rauf Denktaş ile görüştüğünü ve Kıbrıs petrollerinin yüzde 50’sini teklif ettiği herkes tarafından bilinmektedir.
KARPAZ ISRARININ SIRRI Annan Planı’nda Kuzey Kıbrıs’ta yer alan Karpaz’ın otonom bölge olarak Rum tarafına bırakılmak istenmesinin nedeninin de Girne-İskenderun arasındaki petrol rezervleridir. Geleceğin enerji merkezi Kıbrıs olacaktır. Bu da AB, ABD ve İngiltere’nin iştahını kabartıyor. Annan Planı, aslında bir petrol paylaşım planıdır. AB ve ABD petrol kaynaklarını kendi kontrollerine alma hevesiyle Annan Planı’nı dayattılar.” Dipkarpaz Sipahi Yenierenköy
Doğu Akdeniz Petrol Alanları MISIR’LA PETROL ANLAŞMASI 2003 yılında Mısır’la Güney Kıbrıs Rum Kesimi arasında, Akdeniz’de petrol aramak için deniz yataklarının paylaşımı konusunda bir anlaşma imzalanmıştır. Türkiye’nin anlaşmayı protesto için Mısır’a nota verdiğini ancak buna rağmen Mısır’ın petrol aramalarına başlamıştır. Suriye, Ürdün, Lübnan ve İsrail’in de proje ile yakından ilgilenmektedirler. RUM GİZLİYOR, MISIR DOĞRULUYOR Kıbrıs çevresindeki zengin petrol yatakları konusunda Rum kesiminin detaylı açıklamalardan kaçındığını, hatta Rum basınına ambargo uyguladığını, ancak Mısırlı yetkililerin bunu sıkça ifade ettikleri gözlenmektedir.
2001 yılı Haziran ayında yapılan Mısır-Rum görüşmelerinin ardından Mısır’ın Rum Kesimi Büyükelçisi Ömer Metwally’nin, “Hükümetimizin İsrail-Suriye-Mısır-Kıbrıs arasında bulunan geniş petrol havzalarına ait ciddi tespitleri var” demiştir. Güney Kıbrıs Rum Kesimi, Suriye, Mısır, Ürdün ve Lübnanlı yetkililerin 2002 yılı Nisan ayında Ürdün’ün başkenti Amman’da yapılan konferansta konuyu ele almışlardır. Bu toplantıda da Mısırlı yetkilerinin “dünyanın en geniş petrol yataklarının Kıbrıs çevresinde olduğunu” söylediklerini kaydedilmiştir. Rum Kesimi ile sözkonusu ülkeler arasında son 5 yıldır yoğun bir görüşme trafiği yaşandığı, bu görüşmelerin içeriğinin yabancı haber ajansları ve internet siteleri tarafından duyurulmuştur. Ancak Türk kamuoyu ne bu görüşmelerden haberdar, ne de Kıbrıs’taki petrolden…”
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi kaynaklarınca basına sızdırılan petrol arama faaliyetleri ile ilgili harita. PETROL G A Z
KKTC PETROL YÜZÜNDEN DIŞLANIYOR KKTC’nin petrol üzerinde Rum tarafıyla eşit haklara sahiptir. Ancak görüşmelerde dışlanmaktadır. “KKTC’yi bu haktan mahrum bırakmak için devlet olarak tanımıyorlar. İki devletli çözüm önerilerini reddediyorlar. Kıbrıs üzerinde oynanan oyunun özü budur”. Türkiye’nin Kıbrıs konusunda politika üretirken çok dikkatli olması gerektiği halde, Dışişleri Bakanlığının WEB sitesinde kıbrıs politikası boş bırakılmıştır. “Bu kadar stratejik öneme sahip bir bölge dünyada az bulunur” KAYNAKLA, Rum Maliye Bakanı Takis Klerides’in Eylül 2002’de New York’ta yaptığı bir konuşmada, hükümetin açık deniz petrolcülüğü ile ilgili projelerini desteklediğini anlattığını hatırlanılmalıdır ve kendimize ders çıkartılmalıdır.
Annan Planı ve Toprak Ayarlamaları Türkiye için Sevr antlaşması neyi ifade ediyorsa, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti içinde Annan planı eşdeğerdir, hiçbir farkı yoktur. Şehitlerin kanı ile alınan topraklar nasıl pazarlık konusu yapılabilir, nasıl geri verilmeye çalışılabilir. Dikkat edilirse rumların KKTC’den istedikleri topraklar ve sonraki talepleride, adanın kuzeyindeki petrol yataklarını ele geçirmeye yöneliktir.
BASINDA KIBRIS PETROLLERİ 8 Haziran 2001 tarihinde “Ermeni, Süryani, Helenik Soykırım Haberleri Portalı”nda “Kıbrıs Avrupa İçin Petrol Kaynağı mı?” başlığıyla yayınlanan habere göre Avrupa Konseyi Bakanlar Kurulu toplantısı sırasında Alman Bakan Rold Linkohr, (FİGEN), Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin, petrol ve gaz rezervleri ile ilgili ayrıntılı haberlere ambargo uyguladığını vurgulanmıştır. Almanya’dan yayın yapan “gasandoil.com” adresli haber portalında da 16 Ekim 2001 tarihinde “Kıbrıs, Suriye ve Mısır gaz ve petrol rezervlerini araştırmayı kararlaştırdı” başlıklı bir habere yer almıştır. Habere göre, (FİGEN) Middle East Times’ın 23 Haziran 2001 tarihli haberine göre ise Güney Kıbrıs Rum Kesimi Hükümet Sözcüsü Mickalis Papapetrou Kıbrıs açıklarında petrol ve gaz yatakları bulunduğunu ilan etmiştir.
Ada tamamen rum egemenliğine geçtiği takdirde, karasularını ilk etapta 6 mil, sonra 12 ve daha sonra 35 mile çıkartacağını tüm dünya bilmektedir. Bu şekilde, hem enerji kaynaklarına, hem de Türkiye’ye güneyden tehdit unsuru oluşturarak hükmetmeyi düşünmektedirler.
GKRY ile KKTC’nin birleşmesi ile meydana gelecek olan Kıbrıs Cumhuriyetinin kara suları haklarını kullanarak bu bölgedeki petrolleri üretime geçmesi, bizim enerji politikalarımızı nasıl etkileyecektir? Bizim güney sahillerimizin güvenliği ve bu petrol varlığını kaptırmamız bizlere ne kadar para kaybına neden olacaktır biliyor musunuz? 13 milyar YTL zararımız olacak ve güvenliğimiz tehdit altına girecektir.