270 likes | 490 Views
COMPARISON of ADVERBS. Sample SENTENCES “Örnek cümleler”. Affect people badly Affect people worse Affect people the worst İnsanları kötü etkile İnsanları DAHA KÖTÜ etkile İnsanları EN KÖTÜ etkile. Rain affectS people BADLY . Snow affectS people WORSE than rain.
E N D
COMPARISON of ADVERBS Sample SENTENCES “Örnek cümleler”
Affect people badly • Affect people worse • Affect people the worst • İnsanları kötüetkile • İnsanları DAHA KÖTÜetkile • İnsanları EN KÖTÜetkile
Rain affectS people BADLY. • Snow affectS people WORSE than rain. • Hurricanes affect people THE WORST of all. • Yağmur insanları KÖTÜ etkiler. • Kar insanları yağmurdan DAHA KÖTÜ etkiler. • İçlerinde, Fırtınalar insanları EN KÖTÜ etkiler.
Snowheavily • Snowmoreheavily • Snowthe most heavily • Çokkar yağ • DAHA ÇOKkar yağ • EN ÇOKkar yağ
It snowS heavily in Ankara. • It snowS MORE HEAVILY in Kastamonu than Ankara. • It snowS THE MOST HEAVILY in Kars. • Ankara’da çok kar yağar. • Kastamonu’da Ankara’dan DAHA ÇOK kar yağar. • En çok kar Kars’ta yağar.
Speakfluently • Speakmore fluently • Speakthe most fluently • AKICIkonuş • DAHA AKICIkonuş • EN AKICIkonuş
Kerim speakS fluently. • Kadir speakS MORE FLUENTLY than Kerim. • Abdullah speakS THE MOST FLUENTLY of all. • Kerimakıcı konuşur. • Kadir Kerim’den DAHA AKICI konuşur. • İçlerinde AbdullahEN AKICI konuşur.
Shine brightly • Shine more brightly • Shine the most brightly • Parıl parıl parlamak • Daha parıl parıl parlamak • En parıl parıl parlamak
Today the sun is shining brightly. • Yesterday It was shining MORE BRIGTHLY. • The day before it was shining THE MOST BRIGHTLY. • Bugün güneşparıl parıl parlıyor. • Dün güneşDAHA PARIL PARIL parlıyordu. • Önceki gün güneşEN PARIL PARIL parlıyordu.
Forecast successfully • Forecast more successfully • Forecast the most successfully • BAŞARILI BİR ŞEKİLDE tahmin et • DAHA BAŞARILI BİR ŞEKİLDE tahmin et • EN BAŞARILI BİR ŞEKİLDE tahmin et
They forecast the weather successfully. • You forecast the weather MORE successfully. • We forecast the weather THE MOST successfully. • Onlar havayı başarılı tahmin ederler. • Siz havayı daha başarılı tahmin edersiniz. • Biz havayı en başarılı tahmin ederiz.
Eat quickly • Eat more quickly • Eat the most quickly • Çabuk ye • Daha çabuk ye • En çabuk ye
I eat quickly. • My brother eatS MORE quickly than me. • My father eatS THE MOST quickly all of us. • Bençabuk yerim. • Kardeşim benden DAHA çabuk yer. • Aramızda babamEN ÇABUK yer.
Arrive early • Arrive earlier • Arrive the earliest • Erken gel • DAHA ERKEN gel • EN ERKEN gel
Yağmur arriveS early. • Esra arriveS EARLIER than Yağmur. • Esma arriveS THE EARLIEST of all. • Yağmurerken gelir. • Esra Yağmur’dan daha erken gelir. • İçlerinde Esmaen erken gelir.
help willingly • help more willingly • help the most willingly • İSTEKLİ yardım et • DAHA İSTEKLİ yardım et • EN İSTEKLİ yardım et
Hadi helpS willingly. • Melik helpS more willingly than Hadi. • Celil helpS the most willingly of all. • Hadiisteyerek yardım eder. • Melik Hadi’den daha çok isteyerek yardım eder. • İçlerinde Celilen çok isteyerek yardım eder.
Work hard • Work harder • Work the hardest • SIKI çalış • DAHA SIKI çalış • EN SIKI çalış
1.3 engine works hard. • 1.4 engine works harder than 1.3 engine. • 1.6 engine works the hardest of all. • 1.3 motorsıkı çalışır. • 1.4 motor 1.3 motordan daha sıkı çalışır. • İçlerinde 1.6 motoren sıkı çalışır.
Study properly • Study more properly • Study the most properly • DÜZGÜN ders çalış • DAHA DÜZGÜN ders çalış • EN DÜZGÜN ders çalış
Yunus studies properly. • Ali studies more properly than Yunus. • Emre studies the most properly of all. • Yunusdüzgün çalışır. • Ali Yunus’dan daha düzgün çalışır. • İçlerinde Emreen düzgün çalışır.
Move slowly • Move more slowly • Move the most slowly • YAVAŞ hareket et • DAHA YAVAŞ hareket et • EN YAVAŞ hareket et
An elephant moves slowly. • An alligator moves more slowly than an elephant. • A turtle moves the most slowly of all. • Bir filyavaş hareket eder. • Bir timsah bir filden daha yavaş hareket eder. • İçlerinde bir kaplumbağaen yavaş hareket eder.