540 likes | 986 Views
T.C. SİNCAN MÜFTÜLÜĞÜ. Kur’an’la Suurlanmak Ve Yaz Kurslarının Önemi. İnan, Tanı, Oku, Anla, Yaşa, Yaşat. ASIM YAZAR Et ve Balık Kurumu Camii Imam Hatibi 25/04/2014. İnsan Allah (c.c. ) tarafından yaratılmıştır ve varlığını Yaratıcı’ya borçludur .
E N D
T.C. SİNCAN MÜFTÜLÜĞÜ Kur’an’la Suurlanmak Ve Yaz Kurslarının Önemi İnan, Tanı, Oku, Anla, Yaşa, Yaşat ASIM YAZAR Et ve Balık Kurumu Camii Imam Hatibi 25/04/2014
İnsan Allah (c.c. ) tarafından yaratılmıştır ve varlığını Yaratıcı’ya borçludur. O, yaradılışı icabı kötü değildir, fakat cehaleti sebebiyle bir şekilde kötülük işleyebilmektedir. Bu yüzden insanın bilgi ve eğitime ihtiyacı vardır. Bu ihtiyaca binaen vahiy ‘’ İKRA’’’ OKU’’ emriyle başlamıştır.
وَاللّهُ اَخْرَجَكُمْ مِنْ بُطُونِ اُمَّهَاتِكُمْ لَاتَعْلَمُونَ شَيْا وَجَعَلَ لَكُمُ السَّمْعَ وَالْاَبْصَارَ وَالْاَفْدَةَ لَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ • ‘‘Siz, hiçbir şey bilmezken Allah, • sizi analarınızın karnından çıkardı; şükredesiniz diye size kulaklar, gözler ve kalpler • verdi.’’(Nahl, 16/78)
Demek ki insana rehberlik edilmesi, • başkalarıyla münasebetlerini • düzenli biçimde sağlayacak değerlerin • ona öğretilmesi gerekmektedir. • İşte bunların hepsi eğitimle gerçekleşir. • Bundan dolayı yüce Allah (c.c.), insanı yaratmakla yetinmemiş, • ayrıca ona kalemle yazmayı ve • bilmediği şeyleri öğretip • onu • Kur’ân’laeğitmiştir.
اَلرَّحْمنُ () عَلَّمَ الْقُرْانَ () خَلَقَ الْاِنْسَانَ () • ‘‘Rahman olan Allah Kuran'ı öğretti; • İnsanı yarattı.’’(Rahman, 55/1-3) • Her çağın şaşmaz rehberi olan Kur’an, • insanları bilgilendirici ve eğitici âyetlerle doludur. • Onun temel amaçlarından biri de, • insanı aklen ve ahlâken • Allah (c.c.)’a yöneltip • onu kötülüklerden ve • cahilce davranışlardan alıkoymaktır.
ALLAH’IN SÖZÜDÜR İLÂHİ BİR KİTAPTIR CEBRAİL ARACILIĞIYLA HZ. MUHAMMED (SAV)’E İNDİRİLMİŞTİR DOĞRULUK REHBERİDİR İNANÇ, İBÂDET VE AHLÂK KONULARINI İÇERİR DÜNYA VE ÂHİRET MUTLULUĞUNU SAĞLAR
KUR’ÂN-I KERİM • Yüce Allah (c.c.) tarafından • Hz. Muhammed’e (s.a.s.) Arapça olarak indirilmiş, • bize kadar tevâtür yoluyla nakledilmiş, MUSHAFLARA YAZILI, • Fâtiha ile başlayıp Nas suresi ile • sona eren ve • okunması ile ibâdet edilen • ilâhi kelamdır.
Kur’ân, yirmi üç yıllık • peygamberlik süresince muhtelif vesîlelerle • Peygamberimiz (s.a.v.) 'e • Hak katından Cebrâîl aracılığıyla • indirilen ilâhi kelâmın adıdır. • Hz. Peygamber zamanında vahiy kâtiplerince yazılan ve • hâfız sahâbilerce ezberlenen ilâhî kelâm, Hz. Ebû Bekir devrinde mushaf hâline getirilerek muhâfaza altına alınmış, • Hz. Osman zamanında 7 adet çoğaltılarak İslâm memleketlerine gönderilmiş ve böylece lâfzıyla ve hattıyla • koruma altına alınmıştır • Bu kuranlardan 3 tanesi Muhammed Hamidullah Hocamızın tesbitine göre günümüze kadar ulaşmış ve • İstanbul, Londra ve Taşkent • müzelerinde bulunmaktadırlar.
O, • hak ile batılı ayırt eden bir söz, • Allah’ın sımsıkı sarılması lazım gelen • sağlam ipidir. • Allah Teâlâ, onu dertler için deva, kalplerin pasını silmek için cila, • ders almak isteyenler için öğüt, hak dava için hidayet rehberi, abidler için feyz kaynağı kılmıştır. • Kalplerin hayırlısı, onu hıfzeden dillerin hayırlısı onu okuyan evlerin hayırlısı ona mekân olandır. • O, Allah (c.c.)’ nun inzâl buyurduğu kitapların en büyüğü, benzeri bulunmayan bir nur, • nefslerin şifa, kalblerin inşirak buyurduğu • açık bir bürhandır.
Kur’anı Kerim • Allah tarafından kıyamete kadar • koruma altına alınmıştır. • إِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا الذِّكْرَ وَإِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ • “Kur’ânı kesinlikle biz • indirdik; • elbette onu yine biz • koruyacağız.”
Kur’anı Kerimin indirilişi • bir rahmet ve şefkat tecellisidir. • الَر كِتَابٌ أَنزَلْنَاهُ إِلَيْكَ لِتُخْرِجَ النَّاسَ مِنَ الظُّلُمَاتِ إِلَى النُّورِ بِإِذْنِ رَبِّهِمْ إِلَى صِرَاطِ الْعَزِيزِ الْحَمِيدِ • “Elif. Lâm. Râ. (Bu Kur’ân), Rablerinin izniyle insanları karanlıklardan aydınlığa, • yâni her şeye gâlip (ve) övgüye lâyık olan • Allah'ın yoluna çıkarman için • sana indirdiğimiz bir kitaptır.”
Kur’anı Kerim Müminler için • Şifa ve Rahmet kaynağıdır. • وَنُنَزِّلُ مِنَ الْقُرْآنِ مَا هُوَ شِفَاء وَرَحْمَةٌ لِّلْمُؤْمِنِينَ وَلاَ يَزِيدُ الظَّالِمِينَ إَلاَّ خَسَاراً • “Biz Kur’ân’dan, mü’minlere şifa ve rahmet olan şeyler indiriyoruz. • Ama Kur’ân, zalimlere ziyân artırmaktan başka bir katkıda bulunmaz”
Kuran okumayı, • öğrenmeyi teşvik etmiştir. • اقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذِي خَلَقَ. خَلَقَ الْإِنسَانَ مِنْ عَلَقٍ • . اقْرَأْ وَرَبُّكَ الْأَكْرَمُ. الَّذِي عَلَّمَ بِالْقَلَمِ. عَلَّمَ الْإِنسَانَ مَا لَمْ يَعْلَمْ • "Yaratan Rabbinin adıyla oku. • O, insanı pıhtılaşmış kandan yarattı. • Oku, • insana bilmediklerini belleten, • kalemle (yazmayı) öğreten Rabbin, • en büyük kerem sahibidir.’’(Alâk, 96/1-5)
Bu âyetler, • Kurân’ın ilk nâzil olan âyetleridir. • Ve Oku diye başlıyor. • Allah’ın biz kullarına ilk emri budur. • Âyette okuma emredilirken • neyin okunacağı belirtilmemiştir. • Kişinin kendisi, içinde yaşadığı toplum, • hatta insanlık için yararlı olacak bütün ilimlerin okunup, • öğrenilmesi bu emrin kapsamı • içindedir.
YÜCE YARATANIMIZIN İNDİRMİŞ OLDUĞU • KURÂN-I KERİM VE SEVGİLİ PEYGAMBERİMİZİN • SÜNNETİ İSLÂM DİNİNİN EN TEMEL İKİ ESERİDİR. • İslâm dini kendisine inanları • ilk dâvet yolu olarak okumayı seçmiştir. • Nitekim Hz. Peygamberde birçok kez şöyle buyurmuştur. • “Allah beni bir muallim (öğretmen) • olarak göndermiş • bulunuyor”
Kur’ân-ı Kerim • bilenlerle bilmeyenlerin bir olmayacağınıbelirtilmiştir. • قُلْ هَلْ يَسْتَوِي الَّذِينَ يَعْلَمُونَ وَالَّذِينَ لَا يَعْلَمُونَ إِنَّمَا يَتَذَكَّرُ أُوْلُوا الْأَلْبَابِ • (Ey Muhammed) De ki: • Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Doğrusu ancak akıl sahipleri bunları • hakkıyla düşünür.” • ( Zümer, 39/9.)
Ömer Nasuhi Bilmen Büyük İslam İlmihalinde • konumuzla ilgili şunları söylemektedir. • Her Müslüman’ın yapmakla yükümlü bulunduğu dini görevlerini yerine getirmek, • doğruyla yanlışı, helal ve haramı ayırt etmek için bilgi sahibi olması farzdır. • İlim öğrenmek hem ferler için, hem de toplum için gereklidir. • FERDİN KENDİ İHTİYAÇLARINI GİDERECEK İLMİ ÖĞRENMESİ • FARZ-I AYN • (yâni her bir Müslüman’ın yapması gerekli şey)’ dir. • Allah’ın rızası gözetilmek kaydıyla, • insanlara faydalı olacak, • toplum hayatı için gerekli her türlü ilim öğrenilmesi • farz-ı kifaye olarak hükme • bağlanmıştır.
KUR’ÂN • insanı cahillikten uzaklaştırmayı • hedeflemiştir • فَلاَ تَكُونَنَّ مِنَ الْجَاهِلِينَ • “Sakın cahillerden olma!” • (El-Enam, 5/35) • وَأَعْرِضْ عَنِ الْجَاهِلِينَ • “Cahillerden yüz çevir.” • (Araf, 199)
Çünkü • Her fenalığın, küfrün, • şirkin başı bilgisizlik • ve cehâlettir. • İlim sahibi olmayan kimse • Allah’ı tanıyıp bulamaz. • Allah’ın büyüklüğünü, kuvvet ve kudretini • idrak edemez. • Kalbine iyi ve güzel duyguları yerleştiremez. • İnsanlara faydası olmadığı gibi • onlara zararı dokunur.
أَغْدِ عَالِمًا أَوْ مُتَعَلِّمًا أَوْ مُسْتَمِعًا أَوْ مُحِبًّا • وَلا تَكُنْ الخْاَمِسَةَ فَتَهْلِكُ • Ya öğreten ol, Ya öğrenen ol, • Ya dinleyen ol, • Ya da ilmi seven ve destek olan ol. • Fakat beşincisi olma • (bunların dışında kalma) • helâk olursun."
Peygamberimiz Her Vesile İle İlmin • Üstünlüğüne Dikkat Çekmiştir. • Bir defasında Ebû Zer (r.a.)'a hitaben şöyle buyurmuştur: • يَا أبَا ذَرٍّ! لَاَنْ تَغْدُو فَتَعَلَّمَ آيَةً مِنْ كِتَابِ اللّهِ، خَيْرٌ لَكَ مِنْ أَنْ تُصَلِّيَ مِائَةَ رَكْعَةٍ. وَلَاَنْ تَغْدُو فَتَعَلَّمَ بَاباً مِنَ الْعِلْمِ، عُمِلَ بِهِ أَوْ لَمْ يُعْمَلْ، خَيْرٌ مِنْ أَنْ تُصَلِّىَ أَلْفَ رَكْعَةٍ. • Ebu Zerr (r.a) anlatıyor: • "Rasûlullah (a.s), bana dediler ki: • "Ey Ebu Zerr! • Senin evden çıkıp Allah'ın kitabından bir Âyet öğrenmen, • senin için yüz rek'at namaz kılmandan daha hayırlıdır. • Kezâgidip ilimden bir bab (mevzu) öğrenmen -ki • bu işle amel edilsin veya edilmesin- • senin için bin rek'at namaz kılmandan • daha hayırlıdır.’’ (İbn Mâce, Mukaddime, 16)
İlim Öğrenmek • Herkese Farzdır • طَلَبُ الْعِلْمِ فَرِيضَةٌ عَلَى كُلِّ مُسْلِمٍ • “İlim öğrenmek her Müslüman’a farzdır.” • (İbn Mace, Mukaddime, 17)
İnsanların en hayırlıları • Kur’anı Kerime hizmet eden, • öğrenen, öğreten, bu hususta emek sarf edenlerdir. • خَيركُم مَنْ تَعَلَّمَ القُرْآنَ وَعلَّمهُ • “Sizin en hayırlılarınız, • Kur’ân-ı öğrenen ve öğretenlerinizdir.”
Bir Müslüman’ın öğreneceği • ilk şeyin Kur’ân ve ilmihal bilgisi • olması gerekir. • Makamı- mevkii, cinsiyeti, milliyeti ne olursa olsun, İlmini hangi alanda yaparsa yapsın, hangi sahanın mütehassısı olursa olsun Müslümanlar için bu gerçek değişmez.
Hayatımızda kur’ân-a • en değerli zamanımızı ayırmalıyız. • Kur’ân-ı öğrenmek ve anlamak için sarf ettiğimiz zaman bizim için en değerli zamandır. • Çünkü kur’ân, • insanın hayatının merkezindedir. • Ömrümüzün, • yaşadığımız hayatın olumlu veya olumsuz olarak şekillenmesinde son derece • önemli rol oynar.
Kur’ân okuyanına şefaat edecektir • اقْرَؤُا القُرْآنَ فإِنَّهُ يَأْتي يَوْم القيامةِ شَفِيعاً لأصْحابِهِ • “Kur’ân okuyunuz. • Çünkü Kur’ân, • kıyamet gününde kendisini okuyanlara şefaatçi olarak • gelecektir.”
إنَّ الَّذي لَيس في جَوْفِهِ شَيْءٌ مِنَ القُرآنِ كالبيتِ الخَرِبِ • “Kalbinde Kur’ân-dan bir miktar bulunmayan kimse harap ev gibidir.”
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا قُوا أَنفُسَكُمْ وَأَهْلِيكُمْ نَارًا • وَقُودُهَا النَّاسُ وَالْحِجَارَةُ عَلَيْهَا مَلَائِكَةٌ غِلَاظٌ شِدَادٌ • لَا يَعْصُونَ اللَّهَ مَا أَمَرَهُمْ وَيَفْعَلُونَ مَا يُؤْمَرُونَ • “Ey iman edenler kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. • O ateşin başında iri gövdeli, sert yapılı Allah’ın kendilerine emrettiklerine isyan etmeyen ve emr olunduklarını yapan • melekler vardır.” • (Tahrim,66/6)
وَأَنفِقُواْ فِي سَبِيلِ اللّهِ وَلاَ تُلْقُواْ • بِأَيْدِيكُمْ إِلَى التَّهْلُكَةِ وَأَحْسِنُوَاْ إِنَّ اللّهَ يُحِبُّ الْمُحْسِنِينَ • “(Dünyaya dalıp da âhireti bir tarafa bırakarak) • kendi elinizle kendinizi • tehlikeye • atmayın!” (Bakara 2/195)
اَكْثِرُوا مِنْ تِلَاوَةِ الْقُرْاٰنِ فَى بُيُتِكُمْ فَإِنَّ الْبَيْتَ الَّذِى لَايُقْرَأُ فِيهِ الْقُرْاٰنُ يَقِلُّ خَيْرُهُ وَيَكْثُرُ شَرُّهُ وَيَضِيقُ عَلٰى اَهلِهِ • “Evlerinizde çok çok • KUR’ÂN-I KERİM • okuyunuz. • Zirâ kur’ân okunmayan evde hayır az, • şer çok olur. • O ev halkı daima sıkıntı içindedir • (huzursuzdur)” (Muhtarul Ehadis, s. 27)
Eskiden her evde • bir kur’ân mektebi vardı. • Baba oğluna, anne kızına, dede torunlarına • kuran öğretme gayretinde olurdu. • Müslüman olupta kur’ân okuma bilmeyenlerin sayısı yok denecek kadar azdı. • Günümüzde öylemi ?.....ACABA… • Kur’âna saygı azaldıkça, evlerde kur’ân okunmamaya, çocuklara öğretilmemeye başlayınca • huzursuzluklar çoğalmaya başladı. • Ruhsal ve psikolojik bunalımlarımız arttı. • Bunun önüne geçilememektedir. • Ekonomik refah artmasına rağmen • mutlu insanlar azalmaya devam ediyor. • Evinde kur’ân sesleri olmayan, • hanesinde kur’ân-la amel edilmeyen, • kur’ân-la feyizlenmeyen bir ev • nasıl olur…?
“Bir evde kur’ân okunduğunda • melekler hazır olur. • Şeytanlar, çekilp gider. • Ev halkına genişlik ve huzur hasıl olur ve hayr çok, şer az olur. • Bir evde kur’ân okunmadığında ise , • orada şeytanlar hazır olur, • melekler bulunmaz. • Ev halkına darlık (huzursuzluk) gelir, • hayr azalır ve şer • çoğalır.” • (Ramuz’ul Ehadis s. 196, hadis 2.)
الَّذِي يَقرَأُ القُرْآنَ وَهُو ماهِرٌ بِهِ • معَ السَّفَرةِ الكرَامِ البررَةِ ، والذي يقرَأُ القُرْآنَ • ويتَتَعْتَعُ فِيهِ وَهُو عليهِ شَاقٌّ له أجْران • “Kur’ân’ı gereği gibi güzel okuyan kimse, • vahiy getiren şerefli ve itaatkâr meleklerle beraberdir. • Kur’ân’ı kekeleyerek zorlukla okuyan kimseye de • iki kat sevap • vardır.”
ا حَسَدَ إلاُّ في اثنَتَيْن : • رجُلٌ آتَاهُ اللَّه القُرآنَ ، فهوَ يقومُ بِهِ آناءَ اللَّيلِ وآنَاءَ النَّهَارِ ، وَرجُلٌ آتَاهُ اللَّه مالا ، فهُو يُنْفِقهُ آنَاءَ اللَّيْلِ وَآنَاءَ النهارِ • “Sadece şu iki kimseye gıpta edilir: • Biri Allah’ın kendisine Kur’ân verdiği ve • gece gündüz onunla meşgul olan kimse, • diğeri Allah’ın kendisine mal verdiği ve • bu malı gece gündüz O’nun yolunda • harcayan kimse.”
Kur’ân’ı gör, onunla ilişkini diri tut, • ona sahip ol, onu çocuklarınla geleceğe taşı, yaşa, yaşat, çoğalt, hem kendi hayatını, • hem aileni Kur’an’la • buluştur... • Neslimizi, Kur'an'la tanıştırmak, konuşturmak, buluşturmak ve kaynaştırmak hepimizin temel görevidir. • Kur'an'ı öğrenmek, bilmek, okumak ve sevmek her Müslüman çocuğun ve • gencin vazgeçilmez • hakkıdır.
Kur’ân’ı okumak bir ibadettir. • Manasını anlamaya çalışmak da aynıdır. • Onu kıraatten maksat, kulluk ahkâmını bilmek, kalplerdeki sıkıntı ve yalnızlığı gidermek olmalıdır. • Kur’ân, bu maksatla okunursa, • okuyana şefaatçi olur. • Mushafa bakarak okumak sünnet olarak telakki edilmiştir. • İbâdetten gözde nasip almaktadır. • Kur’ân, ilaç gibidir. • Kim ne kadar miktar alırsa, • o derece tesirini • görür.
Merhum Mehmet Akif şu mısralarında, • bu olayı şöyle • yorumluyor; • BEŞERİN DERDİNE DERMAN OLUR, • ANCAK KUR’ÂN, • ONA SARILMAZSA EĞER, • CANAVARDAN DA BETERDİR İNSAN, • ALLAH’A DAYAN, SAY’E SARIL, • HİKMETE RAM OL, • YOL VARSA BUDUR, • BİLMİYORUM BAŞKA ÇIKAR YOL.
Kur’ân’dan uzak hayat yaşayan • insanlar • Toplumumuzda bazı insanların akla hayale gelmeyecek bir şekilde kendi ailesinden olan insanları hunharca katlettiğini üzülerek görmekteyiz. • Mardin’de kendi ailesinden 44 insanı anne karnındaki çocuklarla beraber 47 insanın öldürülmesi. • Adana’da annesinin ninnilerle büyüttüğü evladının kendi ailesinden 8 kişiyi öldürmesi. • Daha 11’inde olan bir kız çocuğunun kendi öz annesini öldürmesi. • Üniversite eğitimi almış bir genç kızın kendi öz annesini öldürmesi.
Görsel ve yazılı basından • duyduğumuz • böyle nice haberler var. • Bu haberleri analiz ettiğimiz zaman • görmekteyiz ki, • böyle suçları işleyenler • insani vasıflarıyla bu suçları • işlememektedirler.
Toplumumuzda • ortaya çıkan sıkıntıların önlenmesine yönelik • en büyük çaba Dinimizin doğru bir şekilde insanlara aktarılmasıdır. • Bu çaba, • yaz tatilinde, Yaz Kur’an Kurslarıile toplumumuzun hizmetine sunulmaktadır.
Kur’ân-ı Kerimi okumak ve dinimizi öğrenmek için • en iyi fırsatlardan biri Diyanet’in açmış olduğu • YAZ KUR’ÂN KURSLARI. • Bu kurslarda Kur’ân-ı Kerim, Namaz sûreleri,itikât, ibâdet, Peygamber Efendimizin hayatı ve ahlâki ilkeler • çocuklarımıza öğretilmektedir.
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞIMIZIN • açmış olduğu YAZ KUR’ÂN KURSLARI, • 23HAZİRAN – 22 AĞUSTOS 2012 • tarihleri arasında aşağıda belirtilen dönemler halinde ve • kur esasına göre gerçekleştirilecektir: • I. DÖNEM: 23 HAZİRAN –11 TEMMUZ 2014 • II. DÖNEM: 14 TEMMUZ –01 AĞUSTOS 2014 • III. DÖNEM: O4 TEMMUZ –22 AĞUSTOS 2014
ÇOCUKLARIMIZI, • dinlerini daha iyi öğrenmeleri, kutsal kitabımız Kur’ân-ı Kerimi okuyabilmeleri, kendilerine gerekli olan dini bilgiler alabilmeleri, milli ve manevi değerlerimize bağlı bireyler olarak yetişmeleri için bu kurslara davet ediyoruz.
A. ANNE-BABALARA DÜŞEN VAZİFELER: • 1. Her şeyden önce evlatlarımıza dinini ve Kitabını öğretmeyi, asli vazifemiz bilip, onların Kur'an öğrenmesi gerektiğine samimiyetle inanmalıyız. • 2. Yavrularımızın dünya hayatlarını kazanmalarını düşündüğümüz kadar, kamil bir mü'min olmalarını ve ebedi mutluluğu kazanmalarını da düşünmek zorundayız. • 3. Gazete okumaya, televizyon seyretmeye ayırdığımız vaktin hiç olmazsa bir kısmını Kur'an'ı okuyup öğrenmeye, anlamaya ve öğretmeye de ayırmalıyız. • 4. Ev halkımızın kulaklarının ve gönüllerinin Kur'an'a aşina olması için bol bol Kur'an dinlemeli ve dinletmeliyiz. • 5. Teknolojinin yeniliklerinden istifade ederek Kur'an okumayı bilmesek dahi bir mealden anlamını takip ederek Kur'an dinleyebiliriz. • 6. Boş ve lüzumsuz haber gürültüleri yerine, aile fertlerimizle birlikte Kur'an saatimizin olduğunu düşünün....Tıpkı haber saatleri gibi... Ötelerden ve gerçeklerden haberler veren kurtuluşumuzun şifresi olan Kur'ani haberler daha çok dinlenmeye layıktır. Üstelik bu haberleri veren de Rabbimiz olduğuna göre…
مَنْ قَرَأَ الْقُراٰنَ وَعَمِلَ بِهِ اُلْبِسَ • وَالِدَهُ تَاجًا يَوْمَ الْقِيَامَةِ ضَوْؤُهُ أَحْسَنُ مِنْ ضَوْءِ الشَّمْسِ فِى بُيُتِ الدُّنْيَا فَمَا ظَنُّكُمْ بِالَّذِى عَمِلَ بِهَذَا • “Kim kur’ân-ı okur ve onunla amel ederse, kıyâmet günü onun ana ve babasına ziyâsıgüneşin ziyasından daha parlak bir taç giydirilir. • Sizden biriniz bu ameli işlediğini zanneder misiniz?” • (Et-TerğibvetTerhib c.2, s.349, hadis 13.)
İlim ilim bilmektir • İlim kendin bilmektir • Sen kendin bilmezsen • Bu nice okumaktır • Yunus emre
(EY MUHAMMED) DE Kİ: • HİÇ • ?????????? ??????????? • BİR OLUR MU? • DOĞRUSU ANCAK • ???? ????????? • BUNLARI HAKKIYLA • DÜŞÜNÜR.” ( Zümer, 39/9.)