1 / 4

bir mesai sonrası

bir mesai sonrası. ses düğmesini açabilirsiniz. Son hastam da, sevgili asistanım da gidiyor, kalıyormuşum bir başına, eski bir apartmanın zemin katında. Önce salıncağımı asıyormuşum tavandan sallanan halkalara, sonra kaynatıp suyumu, koyuyormuşum kahvemi kupama.

yasuo
Download Presentation

bir mesai sonrası

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. bir mesai sonrası ses düğmesini açabilirsiniz

  2. Son hastam da, sevgili asistanım da gidiyor, kalıyormuşum bir başına, eski bir apartmanın zemin katında. Önce salıncağımı asıyormuşum tavandan sallanan halkalara, sonra kaynatıp suyumu, koyuyormuşum kahvemi kupama. Kapatıp ciddiyet kokan, resmiyet akan ışıkları, açıp "tekrar" çalma modundaki Paloma Negra'mı, başlıyormuşum sallanmaya, sallanmaya, sallanmaya...

  3. Son hastam da, sevgili asistanım da gidiyor, kalıyormuşum bir başına, eski bir apartmanın zemin katında. Önce salıncağımı asıyormuşum tavandan sallanan halkalara, sonra kaynatıp suyumu, koyuyormuşum kahvemi kupama. Kapatıp ciddiyet kokan, resmiyet akan ışıkları, açıp "tekrar" çalma modundaki Paloma Negra'mı, başlıyormuşum sallanmaya, sallanmaya, sallanmaya... Işıklar kısık, gözler kısık, bir yerde, bir tavanda, bir bu dünyada, bir zamanın sonunda, bir başına çıkıyormuşum yolculuklara. Olmayan saçlarım uçuşuyormuş ardımda, gözlerimi tam kapatıp, başımı kaldırdığımda. Özlediklerimi, çok özlediklerimi görüyormuşum yıldızlı tavandaki kara deliğin solunda. Yeni doğdum sanıyormuşum ve önümde sonsuz gençlik, sonsuz sağlık, sonsuz aşk olduğuna inanıyormuşum bir ara. Artık ipler de yokken salıncakta, kanatlarımla ulaşıyormuşum uzayın uzaklarına, sonsuz renk okyanusunun sonsuz sevgi limanına. Her şeyi yapabilirmişim o ara; her şeyi öğrenebilir, herkesi sevebilirmişim orada.

  4. Nasıl olsa severlermiş beni, hem niye sevmesinlermiş ki? Nasıl olsa tarifleriyle çıkabilirmişim dönüş yollarına, nasıl olsa ipleriyle inebilirmişim bilmediğim kuyulara. Hem güvenmeyip de ne yapacakmışım ki onlara; anlatmayıp da, sormayıp da, paylaşmayıp da nasıl yaşanırmış ki bütün dünyalarda? Gözlerimi, dudaklarımı görüyor, babam gibi gülümsüyormuşum ve mutluymuşum mutlu oluşuma. İçim yanıyormuş atmosfere girdiğimde, milyonlarca paraşütle varıyormuşum eski bir apartmanın zeminine. Telaşla verip çöp poşetini görevliye, bunları yazıyormuşum unutma endişesiyle; bir düş ertesinde, bir salıncağın dibinde, en uzun yoldan eve gidiş, yepyeni bir düş öncesinde... düş hekimi yalçın ergir   http://www.ergir.com (müzik: paloma negra - chavela vargas)

More Related