40 likes | 244 Views
bir mesai sonrası. ses düğmesini açabilirsiniz. Son hastam da, sevgili asistanım da gidiyor, kalıyormuşum bir başına, eski bir apartmanın zemin katında. Önce salıncağımı asıyormuşum tavandan sallanan halkalara, sonra kaynatıp suyumu, koyuyormuşum kahvemi kupama.
E N D
bir mesai sonrası ses düğmesini açabilirsiniz
Son hastam da, sevgili asistanım da gidiyor, kalıyormuşum bir başına, eski bir apartmanın zemin katında. Önce salıncağımı asıyormuşum tavandan sallanan halkalara, sonra kaynatıp suyumu, koyuyormuşum kahvemi kupama. Kapatıp ciddiyet kokan, resmiyet akan ışıkları, açıp "tekrar" çalma modundaki Paloma Negra'mı, başlıyormuşum sallanmaya, sallanmaya, sallanmaya...
Son hastam da, sevgili asistanım da gidiyor, kalıyormuşum bir başına, eski bir apartmanın zemin katında. Önce salıncağımı asıyormuşum tavandan sallanan halkalara, sonra kaynatıp suyumu, koyuyormuşum kahvemi kupama. Kapatıp ciddiyet kokan, resmiyet akan ışıkları, açıp "tekrar" çalma modundaki Paloma Negra'mı, başlıyormuşum sallanmaya, sallanmaya, sallanmaya... Işıklar kısık, gözler kısık, bir yerde, bir tavanda, bir bu dünyada, bir zamanın sonunda, bir başına çıkıyormuşum yolculuklara. Olmayan saçlarım uçuşuyormuş ardımda, gözlerimi tam kapatıp, başımı kaldırdığımda. Özlediklerimi, çok özlediklerimi görüyormuşum yıldızlı tavandaki kara deliğin solunda. Yeni doğdum sanıyormuşum ve önümde sonsuz gençlik, sonsuz sağlık, sonsuz aşk olduğuna inanıyormuşum bir ara. Artık ipler de yokken salıncakta, kanatlarımla ulaşıyormuşum uzayın uzaklarına, sonsuz renk okyanusunun sonsuz sevgi limanına. Her şeyi yapabilirmişim o ara; her şeyi öğrenebilir, herkesi sevebilirmişim orada.
Nasıl olsa severlermiş beni, hem niye sevmesinlermiş ki? Nasıl olsa tarifleriyle çıkabilirmişim dönüş yollarına, nasıl olsa ipleriyle inebilirmişim bilmediğim kuyulara. Hem güvenmeyip de ne yapacakmışım ki onlara; anlatmayıp da, sormayıp da, paylaşmayıp da nasıl yaşanırmış ki bütün dünyalarda? Gözlerimi, dudaklarımı görüyor, babam gibi gülümsüyormuşum ve mutluymuşum mutlu oluşuma. İçim yanıyormuş atmosfere girdiğimde, milyonlarca paraşütle varıyormuşum eski bir apartmanın zeminine. Telaşla verip çöp poşetini görevliye, bunları yazıyormuşum unutma endişesiyle; bir düş ertesinde, bir salıncağın dibinde, en uzun yoldan eve gidiş, yepyeni bir düş öncesinde... düş hekimi yalçın ergir http://www.ergir.com (müzik: paloma negra - chavela vargas)