380 likes | 1.44k Views
3.ÜNİTE FIKHÎ HÜKÜMLER VE KAYNAKLARI-3. Fıkhi hükümlerin kaynakları. İstihsan. Örneğin,.
E N D
Örneğin, • Genel kurala göre mevcut olmayan bir malın satımı hükümsüz (batıl) dür. Buna göre parası şu anda verilen ama teslimi sonraya bırakılan ve şu anda henüz mevcut olmayan üç ton ceviz, beş teneke peynir ve beş yüz metre kare halı gibi malların satışı caiz olmayacaktır. Ancak konu üzerinde biraz düşünüldüğünde, bu hükmün mevcut ihtiyacı karşılamadığı ve dinin kolaylık ilkesiyle bağdaşmadığı görülür. Dolayısıyla bunların hükmünün, genel kuraldan istisna edilerek farklı bir hükme tabi olması gerekir. Sonuçta istihsan deliliyle bu malların satışı caiz görülmüştür. Aynı şekilde sipariş ve eser sözleşmesi de istihsana dayalı olarak gerçekleştirilen işlemlerdendir.
Böyle bir pencerenin sipariş alınmadan imal edilmesi mümkün müdür?
Mesalih-i Mürsele: • Bu durumda bir şeyin helal ya da yasak kabul edilebilmesi için o şeyin sağlayacağı yarara veya gidereceği zarara bakılır. Yapılacak değerlendirme sonucu yararı fazla ise helal, zararı fazla ise yasak hükmü verilir.
Örneğin… HELAL SAYMA HARAM SAYMA • Nasslarda, Kur’an’ın çoğaltılmasına dair emredici ya da yasaklayıcı herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Ancak Hz. Osman zamanında İslam topraklarının genişlemesiyle Kur’an’ın çoğaltılmasına ihtiyaç duyulmuştur. Bu nedenle Kur’an, Müslümanların ihtiyaçları göz önüne alınarak çoğaltılmıştır. Daha sonra Kur’an’ın harekelenmesi, başka dillere çevrilmesi de Müslümanların yararına olduğu için gerçekleştirilmiştir. • Koruyucu hekimlik tedbirlerine uyulması, genel sağlığı bozucu şeylerin yasaklanması, umuma ait kapalı yerlerde sigara içilmesi, yollara tükürülmesi ve çöplerin ulu orta dökülmesi de maslahat ilkesi gereği yasaklanmıştır.
Büyük bir yangının yayılmasını engellemek amacıyla yangına en yakın olan evlerin yıkılmasına karar verilebilir mi? Maslahat ilkesi açısından Yorumlayınız.
Sonuç… • Kitap ve sünnet tarafından getirilen bütün hükümlerin amacı; insanların yararına olan şeyleri emretmek, zararlarına olan şeyleri de yasaklamaktır. • Bunun dışında herhangi bir fiilin yapılmasında genel ve kesin nitelikte bir yarar varsa yapılmalıdır, zarar varsa kaçınılmalıdır.
Örneğin… • Sedd-i zerai, “Zararın ortadan kaldırılması yararın sağlanmasından önce gelir.” genel kuralına göre hüküm vermektir. • Örneğin, pazarlık yapılırken bir başkasının araya girerek işi bozması, aralarında kin ve düşmanlığa sebebiyet vereceği için yasaklanmıştır. • Ayrıca uyuşturucu imalatında kullanılan bitki ve bitki tohumlarının üretiminin kontrol altına alınması da yine bu ilke gereğidir.
DEĞERLENDİRELİM • Ahmet almak istediği bir cep telefonuna Ramazan’ın müşteri olduğunu görür. • Ramazan pazarlık yaparken Ahmet araya girerek telefonu kendisinin almak istediğini söyler. Bu durumu sedd-i zerai açısından değerlendiriniz.
Örf ve âdet • Fıkhın temel kaynaklarında yer almayan bazı konularda örf ve âdet kaynak kabul edilir. İnsanlar arasında meydana gelecek anlaşmazlıkların çözümünde, sözleşmelerdeki belirsizliklerin giderilmesinde, toplum ve ailedeki hak ve vazifelerin dağılımında örf ve âdet bazen kaynak olmaktadır.
Örneğin, • Kur’an, nafaka yükümlülüğünden bahsederken yiyecek ve giyecek miktarının belirlenmesinde örfün esas alınmasını vurgulamıştır.(Bakara, 233) • …..وَعَلَى الْمَوْلُودِ لَهُ رِزْقُهُنَّ وَكِسْوَتُهُنَّ بِالْمَعْرُوفِ…… • 233. Emzirmeyi tamamlatmak isteyen (baba) için, anneler çocuklarını iki tam yıl emzirirler. Onların örfe uygun olarak beslenmesi ve giyimi baba tarafına aittir. Bir insan ancak gücü yettiğinden sorumlu tutulur…..
Örneğin, • Kiralık bir evin hangi masraflarının kiracıya, hangisinin ev sahibine ait olduğu, sözleşmede bir açıklık yoksa örf ve âdet ile belirlenir.
Örneğin, • Bazı hükümler örfe dayalı olabilir. Bu durumda ilgili örfün değişmesiyle o hükümler de değişir. • Örneğin, sahabe döneminde şahitlerin güvenilirliliği için inceleme yapılmazdı. Ancak zamanla toplumda ahlaki yönden değişim göz önüne alınarak sonraki dönemlerde şahitler için inceleme yapılmasına karar verilmiştir.
Örneğin, • Uzun bir süre kendisinden haber alınamayan bir kimsenin belli bir süre malları üzerindeki mevcut hakları korunur ve malları mirasçılar tarafından paylaşılamaz.
Örneğin, • İstishab, daha çok savaş, deprem, yangın gibi bir felaket sonrasında kayıp olan insanların kazanılmış haklarının korunmasını amaçlar. Ölüm haberi alınıncaya ya da öldüğüne mahkeme tarafından karar verilinceye kadar o kimsenin mevcut hakları korunur. Ancak o esnada bu kişi, yeni haklar elde edemez. Örneğin, bir kimse kayıp olduğu tarihten sonra ölmüş olan yakınına mirasçı olamaz.
Boşluk doldurma.. • Daha önce varlığı bilinen bir durumun aksine delil bulunmadıkça varlığını koruduğuna hükmetmeye…......... denir. istishab
Eşyada asıl olan mübahlıktır: • اَللَّهُ الَّذِى خَلَقَ السَّمَوَاتِ وَالْاَرْضَ وَاَنْزَلَ مِنَ السَّمَاءِ مَاءً فَاَخْرَجَ بِهِ مِنَ الثَّمَرَاتِ رِزْقًا لَكُمْ وَسَخَّرَ لَكُمُ الْفُلْكَ لِتَجْرِىَ فِى الْبَحْرِ بِاَمْرِهِ وَسَخَّرَ لَكُمُ الْاَنْهَارَ (32) وَسَخَّرَ لَكُمُ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَ دَائِبَيْنِ وَسَخَّرَ لَكُمُ الَّيْلَ وَالنَّهَارَ (33) وَاَتَيكُمْ مِنْ كُلِّ مَا سَاَلْتُمُوهُ وَاِنْ تَعُدُّوا نِعْمَتَ اللَّهِ لَا تُحْصُوهَا اِنَّ الْاِنْسَانَ لَظَلُومٌ كَفَّارٌ (34) • 32. (O öyle lütufkâr) Allah'tır ki, gökleri ve yeri yarattı, gökten suyu indirip onunla rızık olarak size türlü meyveler çıkardı; izni ile denizde yüzüp gitmeleri için gemileri emrinize verdi; nehirleri de sizin (yararlanmanız) için akıttı. • 33. Düzenli seyreden güneşi ve ayı size faydalı kıldı; geceyi ve gündüzü de istifadenize verdi.34. O size istediğiniz her şeyden verdi. Allah'ın nimetini sayacak olsanız sayamazsınız. Doğrusu insan çok zalim, çok nankördür. (İbrahim suresi, 32-34. ayetler) • Allah, evrende var olan her şeyi insanlar için yaratmış ve onların istifadesine sunmuştur. Öyle ise haram olduğuna dair kesin bir delil bulunmayan her şey nimet olması yönüyle mübahtır.
Beraet-i zimmet asıldır • Bir kimse doğduğu zaman günahsız, suçsuz ve borçsuz doğar. • Sanık, suçlu olduğu ispat edilene kadar suçsuzdur. • Suçu sabit olmadan hiç kimseye suçlu muamelesi yapılamaz.
Şek ile yakînzâil olmaz • Bir şeyin var olduğu kesin olarak biliniyorsa onun varlığının şimdi de devam ettiğine hükmedilir ve şüphe sebebiyle yokluğuna hükmedilemez. • Örneğin, borçlu olan bir kişinin, borcunu ödediğine dair bir delili bulunmadığı sürece borçluluk durumu devam eder.