100 likes | 469 Views
Enerji Kaynakları ve Türkiye. Enerji Nedir? Ateş bulunduğundan beri enerji tüketiyoruz. Su, jeotermal kaynaklar, hidrokarbonlar, güneş, rüzgâr, nükleer enerji günümüzün temel enerji kaynakları.
E N D
Enerji Nedir? • Ateş bulunduğundan beri enerji tüketiyoruz. • Su, jeotermal kaynaklar, hidrokarbonlar, güneş, rüzgâr, nükleer enerji günümüzün temel enerji kaynakları. • Enerji kaynaklarımız giderek çeşitleniyor, ama nüfusumuz da artıyor. Bu yüzden hem enerji gereksinimi hem de tüketim, her geçen gün biraz daha artıyor. Enerji kaynakları da değerleniyor. En değerli kaynaklar petrol ve doğal gaz. Gelişmiş ülkeler dünya hidrokarbon varlıkları üzerinde bu yüzden güç sahibi olmak istiyorlar; savaşlar bitmiyor! • Dünyanın enerjiyle ilgili tek sorunu savaş değil elbette. Çok önemli bir sorun, küresel ısınma, dünyanın kapılarını çoktan zorluyor. Kuşkusuz fosil yakıtlar küresel ısınmanın ana nedeni. • Yine de dünya enerji gereksinimini karşılamada, fosil yakıtlardan vazgeçmeye niyetli görünmüyor. • Kömür, petrol ve doğal gaz yenilenebilir enerjilerden sayılmıyorlar. Çünkü milyonlarca yıl boyunca, bazı özel ortamlarda oluşabiliyorlar. Günün birinde de tümüyle tükenecekler.
Türkiye’nin Hidrokarbonları Kömür • Ülkemizin en önemli üretim kalemi linyit. Toplam 8,4 milyon ton linyit rezervine sahip. Bu rezervin %68’inin düşük bir ısıl değeri olduğundan, üretilen linyitler ağırlıklı olarak termik santrallerde tüketiliyor. • Türkiye taşkömürü rezervi, toplam 1.35 milyar ton civarında. Üretim havzasının doğal koşulları yüzünden kârlı bir işletmecilik yapılamıyor. Bu da, tüketilen taşkömürünün büyük bir bölümünün ithal edilmesine neden oluyor. Petrol ve doğal gaz • Ülkemizin içinde bulunduğu levhasal hareketler, sık sık depremlere yol açıyor. Geçmişten beri süregelen depremler petrol yapılarının da kırılıp, küçülmesine neden olmuş. • Bu yüzden ülkemizde karasal alanlar yerine denizlerimiz önem kazandı. Özellikle son yıllardaki gelişmeler, Karadeniz’in önemli bir hidrokarbon kaynağı olduğuna işaret ediyor.Yine de karada ve özellikle sığ denizlerde aramacılık faaliyetleri sürdürülüyor. Derin deniz aramacılığı konusunda da çalışılıyor. • 2006 yılında toplam petrol üretimi 15,132,783 varil, toplam doğal gaz üretimi de 412,615,946 m3 olarak gerçekleşti. TPAO’ nun petrol üretimindeki payı % 69, doğal gaz üretimindeki payı % 46. Kalan üretim yabancı şirketlerce yapılıyor. • 2006 yılındaki petrol tüketimi 31 milyon ton, doğal gaz tüketimi de 28 milyar m3 olarak gerçekleşti. 2020 yılında ülkemizdeki petrol talebinin 70 milyon ton, doğal gaz talebininse 63 milyar m3 olacağı öngörülüyor.
Tüketiminin çok büyük bir kısmının ithalat ile karşılandığı ve ayrıca depolanması için özel koşullar ve yüksek maliyetler gereken doğal gazın yoğun olarak kullanıldığı elektrik üretimine bakıldığında, Türkiye’nin elektrik üretiminin son yirmi yılda ortalama yüzde 7 oranında arttığı görülmüştür. • Hidrolik santrallere gelen su miktarının azalması, yakıt temininde sıkıntılar yaşanması ve inşa halindeki santrallerin öngörülen tarihlerde işletmeye alınamaması gibi risklerin gerçekleşmesi durumunda Türkiye’nin yakın gelecekte elektrik açığıyla karşı karşıya kalabileceği öngörülmektedir. • Türkiye doğal gaz ihtiyacını politik açıdan istikrarlı olmayan Rusya, İran, Cezayir, Nijerya, Azerbaycan ve Türkmenistan gibi ülkelerden ithal ederek karşılamaktadır. Bu kaygan zemin ve olumsuz koşullar bu ürünün arz güvenliğini tehdit etmektedir.
Türkiye’nin enerji üretimi ile tüketimi arasındaki açığın yıllar itibariyle giderek arttığı görülmektedir. Son yirmi yıldaki enerji üretim ve tüketim açığına bakıldığında enerji tüketimi yüzde 75 artarken enerji üretimi sadece yüzde 8 artmıştır. • Enerji üretim ve tüketim miktarlarına bakıldığında Türkiye’nin enerjidenet ithalatçı bir ülke olduğu açıkça görülmektedir. Enerji kullanımındayurtiçi tüketimin ithalat ile karıştırılmasında dışa bağımlılık oranı 1990 yılında yüzde 53 iken bu oran 2009 yılında yüzde 73’e yükselmiştir. • Yurtiçinde üretilen petrol tüketilen petrolü karşılamada yetersiz kalmaya devam edecektir. Bununla birlikte üretilen ve ithal edilen petrolün tamamına Yakınıulaşım sektöründe kullanıldığı dikkate alınırsa Türkiye’nin (petrol yerine başkabir yakıt ikame edilemediğinden dolayı) petrolü ithal etmeye devam etmek zorunda olduğu açıkça görülmektedir. • Türkiye’nin artan enerji ithalatı ile yurtdışına döviz çıkışı artmakta ve böylece cari denge olumsuz yönde etkilenmektedir. Bu da cari açığın büyümesine neden olmaktadır. Enerji hariç tutulduğunda cari açığın GSYH’ya oranında yaklaşık %50 bir iyileşme olduğu görülmektedir.
Enerji Açığının Talep Yönlü Kapatılması • Enerji açığının giderilmesinde her türlü enerji kaynağının Kullanımında tasarrufa gidilmeli ve özellikle enerjinin ulaşımı, iletimi ve dağıtımı sırasında oluşan ve büyük boyutlara ulaşan şebeke kayıpları, altyapı, modern ulaşım sistemleri, üretim ve tüketim merkezlerinin yaygınlaştırılması gibi uygulamalarla kayıplar en aza indirilmelidir. • Türkiye önemli petrol ve doğal gaz rezervlerine sahip bir ülke değildir. Bu nedenle yurt içi petrol ve doğal gaz üretiminde tüketimi karşılamada oldukça yetersiz kalmaktadır. Günümüz itibariyle ulaşım ve taşıma sektöründe petrol ürünlerine hala ikame edebilecek güçlü alternatif Kaynakların bulunmaması bu ürünlere olan bağımlılığı zorunlu kılmaktadır. Türkiye’nin enerji sorununun talep yönlü kapatılmasının dışında, diğer önemli çözüm ise YENİLENEBİLİR ENERJİ kaynaklarının kullanılması ve bu konuda devlet olarak gerekli ve doğru tedbirlerin alınması, vatandaşlar olarak ise bu konularda öncelikli çözümlerden yana tavır alınmasıdır.
Enerji Verimliliği-Bilim ve Teknoloji KulübüMehmet Ali Yasin İlköğretim OkuluEskişehir