110 likes | 510 Views
EDEBİYAT ESTETİĞİ. HAZIRLIK ÇALIŞMALARI 1. Edebiyat bir bilim dalı mı, yoksa güzel sanatların bir dalı mıdır? 2. Estetik sözcüğünü hangi alanlarda kullanıyoruz?. GÜN EKSİLMESİN PENCEREMDEN Ne doğan güne hükmüm geçer, Ne halden anlayan bulunur; Ah aklımdan ölümüm geçer;
E N D
HAZIRLIK ÇALIŞMALARI1. Edebiyat bir bilim dalı mı, yoksa güzel sanatların bir dalı mıdır?2. Estetik sözcüğünü hangi alanlarda kullanıyoruz?
GÜN EKSİLMESİN PENCEREMDEN Ne doğan güne hükmüm geçer, Ne halden anlayan bulunur; Ah aklımdan ölümüm geçer; Sonra bu kuş, bu bahçe,bu nur. Ve gönül Tanrısına der ki: - Pervam yok verdiğin elemden; Her mihnet kabulüm, yeter ki Gün eksilmesin penceremden ! CAHİT SITKI TARANCI
BİLİNMEYEN KELİMELER Perva : Korku, çekince, cesaretsizlik Mihnet : Sıkıntı
EDEBİYAT BİLGİLERİ EDEBİYAT: Bir duygunun, bir düşüncenin, bireysel ya da evrensel planda bir olgunun, kısaca insanın kendisi ve çevresiyle ilgili olabilecek her şeyin, insanda heyecan ve güzellik duygusu uyandıracak nitelikteki bir dil yardımıyla, sözlü ve yazılı olarak ortaya konulmasıdır. ESTETİK: Sanatsal yaratının genel yasalarıyla sanatta ve hayatta güzelliğin kuramsal bilimi, güzel duyu.
Edebiyat bir sanat dalıdır, ama bir edebiyat eserini incelerken bilim dalı olma özelliği gösterir ve nesnellik taşır. Sanat sözcüğünün en belirgin özelliği “güzellik” anlayışıyla birleşmesidir. Güzellik anlayışı farklı farklı olmakla beraber, her sanat eseri, kendince bir estetik anlayış sergiler. Bu anlayış, eserin bütününe sinmiş bir güzellik anlayışıdır. Edebi eserde ortaya çıkan estetik ifade; edebiyat sanatının temel meselesi, güzeli aramasıdır. Edebi eser, bu amaca giderken, kelimeleri malzeme olarak kullanır. Diğer sanatlarda olduğu gibi, edebiyat sanatında da malzemeler bir araya getirilirken, güzel denilebilecek değerler ve ölçütler aranır. Güzelin ne olduğu, nasıl elde edilebileceği hakkında çok farklı görüşler vardır. Bu fikir; sosyal, kültürel ve siyasal yanları olan bazı kabullerle birleşip edebi akımlara zemin hazırlar. Güzelin tanımlanması ve sınıflandırılması çok zor bir meseledir. Felsefe ve estetik tarihleri, güzelin ne olduğuna dair bir çok fikirle doludur. Çünkü, güzel anlayışı öznel bir değerlendirmeyi gerektirir. Aynı zamanda edebi eserin “ ifadesi mi güzel, konusu mu güzel, bazı parçaları birleştirme tekniği mi güzel, seçilen kelimelerin müzikal değerleri mi güzel, hangi açıdan güzel…?” gibi sorular çok çeşitli ölçme birimlerini akla getirir.
Bir şiirde estetik ifadeyi (şiiri güzelleştiren yönü) müziğe bağlayanlar, vezinlere bağlayanlar, peyzaj ya da perspektife bağlayanlar olmuştur. Öte yandan edebi eserin güzelliği samimiyete bağlayanlar olduğu gibi, kafiye, durak, nazım şekli gibi kesin kurallar çerçevesinde anlayanlar da vardır. “Edebi eser niçin güzeldir?” sorusu, aslında bağlı bulunan kültürel değerlere, bakış açılarına, bilgi birikimine ve bunlara benzeyen birçok ölçüte göre cevaplandırılabilir. Edebi eserin neyi, niçin anlattığı önemlidir. Ama nasıl anlattığı, hepsinden daha önemlidir. Her insana göre değişen güzellik anlayışı olduğu gibi, her şiire, her hikayeye, her romana göre farklılaşan bir güzellik anlayışı da vardır.
GÜN EKSİLMESİN PENCEREMDEN ADLI ŞİİRİN ESTETİK AÇIDAN İNCELENMESİ Güzel şiirlerin başlıca ölçütü tekrarlamakla bizi bıktırmamalarıdır. Oysa insan günlük bir makaleyi tekrar okumaya zor tahammül eder. Edebi eseri böyle çekici yapan, bizi tekrar etmeye yönelten ve tekrarladıkça bıktırmayan şey güzel olmasıdır. “ Güzel” kelimesi güzel bulunan eserin bizde bıraktığı izlenimi ifade eder ve öznel bir yargıdır. Bu şiiri bize tekrarlattıran şey, bütünlük vasfıdır. Şiire başladık mı sonuna kadar okuruz. Şiir bir bütündür ve bu bütünden tek bir kelimeyi çıkarmak veya ona başka bir kelime eklemek mümkün değildir.
Şiir dokuzlu hece vezniyle yazılmıştır. Vezin şairi fazla veya eksik kelime kullanmamaya zorlar. Vezin ölçü demektir. Güzelliğin başlıca vasıflarından biri de ölçülü olmaktır. Cahit Sıtkı’nın hece vezninde yapmış olduğu en büyük yeniliklerden biri, durakları kaldırmasıdır. Bu suretle vezin ve sabit durakların yarattığı monotonluğu kırar. Benzer kelimeleri aralıklı olarak işitmek bir ahenk yaratır. Şiirde “ne, bu, geçer” kelimeleri tekrar edilmiştir. “n” ünsüzü ile biten kelimeler şiir boyunca değişik bir biçimde tekrar edilmiştir: Doğan, gün, anlayan, halden, aklımdan, verdiğin, eksilmesin, penceremden. Birinci dörtlüğün son kelimelerinde “r” ünsüzü tekrarlanır: Geçer, bulunur, nur. Bunlar şiirde estetiği sağlayan unsurlardır.
DEĞERLENDİRME SORULARI 1. Şiirde estetik ifade nelerle sağlanabilir? Şiirdeki estetik ifade; müzik, vezin, peyzaj, samimiyetle sağlanabileceği gibi kafiye, durak, nazım şekli gibi kesin kurallarla da sağlanabilir. 2. Edebi eserdeki güzellik anlayışı hakkında bilgi veriniz. Her edebi eserin güzellik anlayışı farklı olmakla beraber , her eser kendince bir estetik anlayış sergiler. Bu anlayış eserin bütününe sinmiş bir güzellik anlayışıdır. Edebi eserin temel meselesi güzeli aramasıdır. 3. “Gün Eksilmesin Penceremden” adlı şiirdeki ahenk unsurları nelerdir? Bu şiirdeki ahenk unsurları kelime ve ses tekrarlarıdır. Kelime tekrarları; ne, bu, geçer. Ses tekrarları; “n” ünsüzü ile biten kelimeler; doğan, gün, anlayan, halden, aklımdan, penceremden, eksilmesin. 4. “Gün Eksilmesin Penceremden” adlı şiir sizce güzel bir şiir midir? Niçin? Evet, güzel bir şiirdir. Çünkü insanın duygularına hitap ediyor, yeniden okuma isteği uyandırıyor. Şiirin samimiyeti insanı kendisine bağlıyor.